• Sonuç bulunamadı

Ġsmi Örtülü Erkek Tipleri

KUR'AN-I KERĠM’DE ERKEK

2. Ġsmi Örtülü Erkek Tipleri

Kur‟an-ı Kerim'de erkek davranıĢ ve sorumlulukları ile ilgili örnek kiĢiler üzerinden açıklamalar yapılırken bazen isim ve görevi belirtilmiĢ bazen de örneğin davranıĢı açıklanmıĢ ancak kimliği hakkında bilgi verilmemiĢtir. Ġsmi örtülü olarak verilen bu örneklerde erkekler; racül, rical Ģeklinde ifade edilmiĢtir. Yaptıkları güzel ya da kötü davranıĢları müslümanlara olumlu ve olumsuz örnek olarak gösterilmiĢtir. Bazı ayet-i kerimelerde rical kelimesi Arap dilinin tağlib sanatı gereği hem kadınları hem de erkekleri ifade etmektedir. ÇalıĢmada rical kelimesinden erkeklerin anlaĢıldığı örnekler incelenmiĢtir. Ayet-i kerimelerde geçen racül, racüleyn, rical kelimelerini incelenerek, örnek davranıĢları günümüz insanının Ġslâm‟a göre davranıĢının nasıl olacağı sorusunun cevaplanması amacı ile incelenmiĢtir.

2.1. Yasin Suresi 20. Ayet

Yasin suresinde kendilerine üç peygamber gönderilmesine karĢın inkârcılıkta direnen, peygamberlerin çağırısına uyanlar ile alay eden hatta peygamberlerini öldüren belde halkı anlatılmaktadır.755

Bu kıssanın anlatıldığı ayet-i kerimede; “0

sırada Ģehrin öbür ucundan bir adam (racülün) koĢarak geldi; Ģöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun. Sizden bir ücret istemeyen o kimselere tâbi olun; onlar doğru yoldadırlar”756

ifadesi ile ise belde halkından insanları Allah (cc)‟ın dinine

davet eden peygambere uymaya çağıran bir adamın kıssası anlatılmaktadır. Ayet-i

755 Aydemir, Abdullah, “Ashâbü'l-Karye”, DĠA, III/468-469.

kerimede anlatılan kiĢi ismi verilmeden; Allah (cc)‟ın dinine ve elçilerine yardım eden birisidir. Bu örnekte Hz. Peygamber (sav)‟e Allah (cc)‟ın dinine çağıran her rasül ve nebinin kavmi tarafından yalanlanma ya da alay gibi olumsuz davranıĢlar ile karĢılandığını ancak aynı zamanda her kavmin içerisinden peygamberlerin çağrısına uyan hatta onlara yardım eden kiĢilerin bulunduğu açıklanmıĢtır.757

Kur‟an-ı Kerim bu örnekte kiĢinin kimliğini açıklamadığı gibi geliĢen tarihi olayın zaman ve mekânı hakkında da bilgi vermemiĢtir. Kur‟an-ı Kerim olayın kendisine dikkat çekerek, Ģehrin ucundan koĢarak gelen ve peygamberin davetini hem kendisi hem de kavmi için kurtuluĢ vesilesi olarak gören bir kiĢinin olumlu davranıĢı örneklendirilmiĢtir. Burada yer, zaman ve kiĢiye değil insanın doğru davranıĢına dikkat çekilmiĢtir. Allah (cc) Kur‟an-ı Kerim‟in evrensel mesajı içerisinde asıl olanın mesajın kendisi olduğunu, tarihi sürecin ve kiĢilerin yerine örnek davranıĢa dikkat edilmesi gerektiğini ifade etmektedir.758

Anlatılan olayın faili olan kiĢinin kimliği hakkında müfessirler tarafından bazı yorumlar yapılmıĢ ve kiĢi belirlemesi yapılmaya çalıĢılmıĢ olmakla birlikte759

ayet-i kerimede bize anlatılmak istenen kiĢinin olumlu ve örnek tavrının kiĢinin kimliğinin önüne geçmesi ile bu yorumlar zikredilmemiĢtir. Ayet-i kerimenin muhatabı olarak Hz. Peygamber (sav)‟e ve onun Ģahsında inanlara; Allah (cc)‟ın dinine davet edenlere yardım etmeleri, doğruyu hiçbir etki altında kalmadan ve korkmadan açıkça ifade etmeleri emredilmiĢtir. Ayet-i kerimede anlatılan olay her dönem için Allah (cc)‟ın davetçilerine yardım etmenin ve destek olmanın Müslümanın görevi olduğu mesajı iletilmektedir.

2.2. Ahzab Suresi 23. Ayet

Enes b. Mâlik‟ten Taberî aracılığı ile gelen rivayette Ahzap suresi 23 ve 24. ayet-i kerimelerin Bedir savaĢına katılamayıp, daha sonra Uhut savaĢına katılmak için söz veren ve Uhud savaĢında Ģehit olan Enes b. Nadr hakkında nazil olduğu

757 Ġbn Atıyye, Muharraru‟l-Vecîz, IV/450; Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, XXVI/60; ZemahĢerî, el-KeĢĢâf, III/ 284;

758 Ġbn Kesîr, Tefsiru‟l-Kur‟ani‟l-Azîm, 3/159. Bu Ģahsın isminin Habibu'n-neccâr olduğuna dair söz, Ġbn Abbas'tan rivayet edilmiĢtir.

759 Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, XXVI/60; Ġbn Kesîr, Tefsiru‟l-Kur‟ani‟l-Azîm, III/159; ZemahĢerî, el-KeĢĢâf, III/284; Kurtubi, el-Câmi‟li Ahkâmi'l-Kur'an, XV/18; Ġbn Atiyye, el-Muharraru‟l-Vecîz, IV/452; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrir ve‟t-Tenvir, XXIII/6.

anlaĢılmaktadır.760

Bu ayet-i kerimede “Müminlerden bir kısmı (ricâlün) Allah'a

verdikleri sözü yerine getirdiler, kimileri onun yolunda can verdiler, kimileri de ecellerini bekliyorlar; vaatlerini asla değiĢtirmediler. (Böyle oldu ki) Allah, sözünde duranları sadakatleri sebebiyle ödüllendirsin, münafıkları da dilerse cezalandırsın, dilerse bağıĢlasın! Allah çok bağıĢlayıcı, ziyadesiyle esirgeyicidir”761

ifadeleri ile

Allah (cc)‟a verilen sözün tutulması ve va‟din yerine getirilmesinin güzel bir örneği ifade edilmiĢtir. Nuzul sebebi hakkında yukarıda verilen rivayet en güçlü rivayet olarak bilinmesine karĢın, ayet-i kerimenin muhatap aldığı kiĢi Kur‟an-ı Kerim lafzında belirsizdir. Kur‟an-ı Kerim, Allah‟a ve Rasulüne (sav) karĢı verdiği cihat sözünü tutan ve bu uğurda canını feda eden erkeğin tutumundan ayet-i kerimede övgü ile söz etmektedir. Allah (cc), Müslüman erkeklere bu ayet-i kerime ile Allah (cc)‟ın emirlerine uymasını, verdiği söze sadık olmasını ve sebat göstermesini emretmiĢtir.762

2.3. Kasas Suresi 20. Ayet

Hz. Musa kıssasının anlatıldığı ayet-i kerimelerde Musa (as)‟ın Ġsrailli ile Kıpti arasındaki bir kavgaya müdahale ettiği sırada Kıpti‟nin ölümüne sebep olması, ardından adam öldürmenin cezası nedeni ile endiĢeye kapılması, ertesi gün ise bir önceki gün kavgada yardım ettiği Ġsraillinin yine kavga etmekte olduğunu görmesi ve Musa (as)‟dan yardım istemesi ve onun da ikinci kez yardım etmemesi üzerine Ġsraillinin sözleri ile Hz. Musa‟nın suçlanması ve Ģehirde cezalandırılacağına iliĢkin konuĢmalar yapıldığı anlaĢılmaktadır. Hz. Musa‟ya ölüme sebebiyet vermekten kaynaklı ceza verileceğini ona haber veren adamın davranıĢı ayet-i kerimede anlatılmaktadır.763

“ġehrin öbür ucundan bir adam (racülün) koĢarak geldi ve dedi

ki: “Ey Mûsâ! Ġleri gelenler seni öldürmek için hakkında görüĢme yapıyorlar; derhal çıkıp git! Ġnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim”764

Allah (cc)‟ın peygamberine

zarar verecek bir geliĢme ya da kararı tehlikeyi göze alarak Hz. Musa'ya bildirmiĢ ve

760

Taberî, Câmiu‟l-Beyân, XX/85; Vahidî, Esbâbu‟n-nüzûl, s. 237; Buhârî, Tefsir, 33/3; Ahmed b. Hanbel, Müsned 4/193; Ġbn Kesîr, Tefsiru‟l-Kur‟ani‟l-Azîm, III/92; Kurtubî, el-Câmi‟ li Ahkâmi'l-Kur'an, XIV/178; ZemahĢerî, el-KeĢĢâf, III/425; Sâbûnî, Safvetü‟t-Tefâsîr, V/75-76.

761 Ahzâb 33/23, 24.

762 Taberî, Câmiu‟l-Beyân, XX/85; Ġbn Kesîr, Tefsiru‟l-Kur‟ani‟l-Azîm, III/92; Buhari, Tefsir, 33/3; Ahmet b. Hanbel, Müsned, 3/328.

763 Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, XXIV/233; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrir ve‟t-Tenvir, XX/88; ġevkânî, Fethu‟l-Kadîr, IV/15.

onun Ģehri terk ederek Medyen‟e sağ salim gitmesine yardımcı olmuĢtur.765

Hz. Musa‟ya yardım eden rivayetlerde Firavun‟un yakınlarından olduğu da ifade edilen, Kur‟an-ı Kerim‟de ismi zikredilmeyen bu mü‟min kiĢi hakkında birçok rivayet bulunmaktadır.766 Ancak ayet-i kerimenin lafzına göre, kiĢinin isminden ve akrabalık iliĢkilerinden daha önemli olan onun Allah (cc)‟ın Rasulüne Ģefkatle yardım duygusu göstermesi ve imanının diğer bağlarından daha öncelikli değerlendirmesidir. Bu iman bilinci ve Ģefkat ile Hz. Musa‟yı uyararak onu cezalandırılmaktan korunmasına vesile olmuĢtur.767

Bu örnekte adam olarak vasıflandırılan kiĢinin peygambere yardım etmesi, onu Firavunun elinden kurtarması davranıĢı ile Müslüman erkeklere güvenilir ve salih kiĢilere yardım etmenin bir görev olduğu ve bu görevi yerine getirmenin ayet-i kerime ile övgüye mazhar olduğu açıklanmakla, örnek bir davranıĢ gösterilmektedir.

2.4. Nûr Suresi 37. Ayet

Kur‟an-ı Kerim, Müslüman erkeklerin olumlu davranıĢları konusunda sadece tebliğ, cihat gibi zor zamanlar ile ilgili değil aynı zamanda günlük hayatın olağan akıĢında da isim belirtmeden Müslüman erkeklerin ibadet ve sosyal görevlerinde nasıl davranmaları gerektiğine iliĢkin isimsiz örnekler vermektedir. Nur suresinde

“Allah‟ın yapılmasına ve içinde isminin anılmasına izin verdiği evlerde, akĢam sabah Allah‟ı tenzih ederek anarlar; Ticaretin de satımın da kendilerini Allah'ı anmaktan, namazı hakkıyla kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyamadığı, gözlerin ve gönüllerin dehĢetle sarsılacağı bir günden korkan kiĢiler (ricâlün)”768

ifadesi ile

Müslüman erkeklerin yapması gereken davranıĢlar açıklanmıĢtır. Ayet-i kerimede; Müslüman erkeklere Kur‟an-ı Kerim‟i okumak ve okudukları hakkında müzakere ederek düĢünmek, Allah‟ı (cc) anmak, namaz kılmak ve zekât vermek görevleri verilmiĢtir. Hayatın günlük akıĢının bu görevlere engel olmaması tavsiye edilmiĢtir. Hadis-i Ģerifte ise bu Ģekilde davranan Müslümanların üzerine huzur ineceği ve onların Allah (cc)‟ın himayesinde oldukları açıklanmıĢtır.769

Ayet-i kerimede geçen

765 Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, XXIV/233; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrir ve‟t-Tenvir, XX/88; ġevkânî, Fethu‟l-Kadîr, IV/15.

766 Taberî, Câmiu‟l-Beyân, VI/315.

767

Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, XVII/495; Ġbn Kesîr, Tefsiru‟l-Kur‟ani‟l-Azîm, III/382; Ġbn Hacer, el-Ġssâbe, VI, 428; Kurtubî, el-Câmi‟ li Ahkâmi'l-Kur'an, XIII/279-281.

768 Nûr 24/36-37.

kiĢiler Ģeklinde tercüme edilen rical kelimesi kadınları dıĢarıda bırakan bir anlam ihtiva etmemekle birlikte770 övülen amellerin erkeklerin üzerine düĢen görevleri tanımladığı Ģeklinde anlamak daha uygundur. Ġnsanoğlu zaafları gereği dünya hayatında ticaret, zanaat, zevk ve dünya eğlencesine dalarak Allah (cc)‟ya karĢı görev ve sorumluluklarını unutabilir. Mala düĢkünlüğü nedeni ile zekât görevini yerine getirmekten uzaklaĢabilir. Ayet-i kerime insanın bu zaaflarından hareketle süreci bir imtihan vesilesi olarak tanımlamakta ve Allah (cc)‟a karĢı görevlerin yerine getirilmesinde dünya niğmetleri ve zaaflarının engel oluĢturmaması istenmektedir. Müslümanlardan ebedi olanı geçici ile değerli olanı değersizle değiĢtirmemeleri istenmektedir. 771

Allah (cc) Müslümanları geliĢen süreçler karıĢında nasıl davranmaları gerektiğini de açıklamakta ve Kur‟an-ı Kerim‟de geçen emirlerin insan tarafından bilinmesi mümkün olmayabilecek arka planları olduğu da ifade edilmektedir. 772 Allah (cc) kullarından dünyanın nimetlerinin Rabblerini anmaktan onları alıkoymaması istemektedir.

2.5. Kehf Suresi 32-43. Ayetler

Ġnsan, Allah (cc)‟ın kendisine verdiği nimetleri sınırsız ve sonsuz olarak görmemelidir. Allah (cc) insana verdiği nimetleri bir imtihan vesilesi olarak sunmaktadır. Kehf suresinde kendisine nimet verilen bir adamın malına güvenerek yoldan çıkması isimsiz ve olumsuz örnek olarak anlatılmıĢtır. Ayet-i kerimede “Onlara, misal olarak Ģu iki adamı (racüleyni) anlat: Bunlardan birine iki üzüm bağı

vermiĢ, her ikisinin de etrafını hurmalarla donatmıĢ, ikisi arasında da ekin bitirmiĢtik. Bağlardan ikisi de yemiĢlerini verip hiçbir ürünü eksik bırakmamıĢlardı. Ġkisinin arasından bir de ırmak akıtmıĢtık. Bu adamın baĢka serveti de vardı. Bu yüzden arkadaĢıyla konuĢurken ona Ģöyle dedi: “Ben, servetçe senden daha zenginim; insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm.” Böyle bir inkâr içinde kendine kötülük ederek bağına girdi ve Ģöyle dedi: “Bunun hiçbir zaman yok olacağını sanmam. Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. ġayet rabbimin huzuruna götürülürsem, hiç Ģüphem yok ki, orada bundan daha hayırlı bir akıbet bulurum”

770 Arapça‟da “tağlîb” adı verilen bir anlatım biçimi bulunmaktadır. Bu anlatım biçiminde kelimelerin dil yapısı bakımından müzekker olmakla birlikte, anlam bakımından hem müzekker hem de müennes anlamları kapsayabilmektedir.

771 Taberî, Câmiu‟l-Beyân, XVII/113; Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, XXIV/ 6; Sâbûnî, Safvetü‟t-Tefâsîr, IV/238; Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, XXIII/233. Ġbn ÂĢûr, et-Tahrir ve‟t-Tenvir, XVIII/266.

773buyurulmuĢtur. Bu ifadelerden; insanın dünya malının mutlak sahibi olduğu düĢüncesine kapılmasının yanlıĢ olduğu ve malın ebediliğinin söz konusu olmadığı anlaĢılmaktadır. Ayrıca insanın kendisine Allah (cc) tarafından verilen nigmetlere güvenerek, sahip olduklarının kendi yeteneği, becerisi ve kazancı olarak görmesinin hata olduğu ifade edilmiĢtir. Mal ve servet sahibi olmak Müslüman için büyüklenme sebebi değil, Ģükür sebebi olmalıdır. Çevresinde bulunan fakirlere karĢı mal üstünlüğü ile övünmek yerilmektedir. Bu örnekte mustağnilik gösteren Allah (cc)‟ın mülk verdiği kiĢiye fakir komĢusu, “Kendisiyle konuĢmakta olan arkadaĢı ona

hitaben, “Yoksa sen" dedi, “Seni topraktan, sonra nutfeden (sperm) yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah‟a da mı inanmıyorsun?” Hâlbuki O Allah benim rabbimdir ve ben rabbime hiçbir Ģeyi ortak koĢmam. KeĢke bağına girdiğinde, “MâĢallah! Güç yalnız Allah‟ındır” deseydin! Eğer malca ve evlâtça beni kendinden güçsüz görüyorsan, ben de rabbimin, senin bağından daha iyisini bana vereceğini umuyorum. Allah senin bağına gökten âfetler gönderir de bağ boĢ ve kaygan bir zemin haline gelebilir. Yahut bağının suyu dibe çekilir de bir daha onu aramaya bile gücün yetmez”774

diyerek insanın acizliğini, yaratılıĢ gayesini ve yaratılıĢ Ģeklini unutmaması gerektiğini, mülkün Allah‟a (cc) ait olduğunu, Allah‟ın mülkü dilediğinden alıp, dilediğine verme kudretine sahip olduğunu hatırlatmıĢtır. Bu ayet-i kerimedeki ifadelerde Müslümanların mal sahibi olma ya da mal sahibi olmama durumunda nasıl davranmaları gerektiğine iliĢkin açık emirler bulunmaktadır. Allah (cc) dünya nimetini dilediğine verir, dilediğinden alır, mülk sahibi olmak ya da kaybetmek insanın sadece kendi çalıĢması ile sağlanabilecek bir baĢarı değildir. Hatta mal sahibi olmak her zaman bir baĢarı olarakta anlaĢılmamalıdır. Örnekte sahibi olduğu malın kendisini Allah (cc)‟tan uzaklaĢtırdığı bir erkek profili sunularak meseleye dikkat çekilmiĢtir. Nitekim devam eden ayet-i kerimelerde; “çok geçmeden

adamın ürünleri (felâketlerle) kuĢatıldı. Sahibi, çardakları yere çökmüĢ haldeki bağı uğruna yaptığı masraflardan ötürü çırpınmaya baĢladı. “Ah” diyordu, “KeĢke ben rabbime hiçbir Ģeyi ortak koĢmamıĢ olsaydım!” Ona Allah‟tan baĢka yardım edecek yandaĢları da yoktu; kendisi de (bu felâkete) engel olamadı”775

ifadeleri ile nimetler

773 Kehf 18/32-36.

774 Kehf 18/37-41.