• Sonuç bulunamadı

Musa (a.s.)’dan sonraki İsrail peygamberlerinin Yasa Kitabı’nı

1.6. Kitab-ı Mukaddes Ne Derece Bir Referans Olabilir

2.1.2. Tanah’a göre Yasa/Ahit Kitabı’nın korunması

2.1.2.3. Musa (a.s.)’dan sonraki İsrail peygamberlerinin Yasa Kitabı’nı

İsrailoğullarının, kendilerine gönderilecek peygamberlere iman ve itaat etmeleri, Yasa Kitabı’nın bir emridir. Tora’da, Musa (a.s.)’dan sonra da halka kardeşlerinden peygamber gönderileceği ve onun sözlerine itaat edilmesi gerektiği belirtilir. Bu konuda geçen, “Tanrınız Rab size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin…Adıma (Rabb’in adına konuşan) peygamberin ilettiği sözleri dinlemeyeni ben cezalandıracağım” (Tesniye, 18: 15-

19)102 sözündeki “kardeşlerinizden” ifadesi, yabancı uluslardan değil İsrail’den

99 Diğer taraftan Eski Ahit’in en eski nüshalarından olan MS. 916 tarihli St. Petesberg nüshasında, bu

nüshanın “Hilleli” ve “Mugah” nüshasından nakledildiği bilgisinin yer aldığı ve Hilleli nüshasının MS. 595 yılında yazıldığı, yani Muhammed (a.s.) zamanında mevcut olduğu söylenmektedir. Bu ve paragraftaki bilgiler hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Wickwire, a.g.e., s. 263- 275, 268. Samirîlerin Yahudilerinkinden farklı bir Tevratı’nın olduğu iddiası da vardır (bk. İbn Hazm (ö. h. 456), Kitâbü’l- Fasl fi’l-Milel ve’l-Ehvâi ve’n-Nihal, I-V, Mektebetü’l-Hânecî, Kahire, ts., I, 94, 147).

100 Ezra, Yahudiliğin yeniden dirilişindeki etkisi, Tevrat’a dayalı bir yaşam kurmayı ve Yahudi milli

kimliğini korumayı amaçlayan reformları ve kanonik kitaplar içerisinde ona nispet edilen kitaplar (Ezra ve Nehemya) hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Kurt, a.g.e., s. 116-213.

101 Mehmet Sait Toprak, Talmud ve Hadîs- Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Kabalcı Yay., İstanbul

2012, s. 101-103. Ayrıca bk. TB, Malachi, 2: 7.

çıkacak olan Yahudi bir peygamber olarak yorumlanıp103 bu peygamberin

misyonunun ise putperestliğin adetlerine değil Tora kanunlarını uygulamaya

çağırmak olduğu düşünülmüştür.104 Burada Musa (a.s.)’nın, Sayılar 27: 18. pasukta

işaret edildiği üzere kendisinden sonra peygamber olacak olan Yeşu’dan bahsettiği görüşü vardır ki başka bir yerde belirtildiği üzere tüm İsrailoğulları, yukarıda

emredildiği gibi Yeşu’ya itaat etmiştir (bk. Tesniye, 34: 9).105

Tora’da, yukarıda geçen bağlamda, hak peygamberi sahte peygamberden ayırmanın ölçüsü de verilmiş ve bu ölçüye göre sahte çıkan kişiye ölüm cezası belirlenmiştir. Bu ölçü, peygamberin başka tanrılar adına değil, Rabb’in adına konuşması ve konuştuğunda sözünün gerçekleşmesi veya yerine gelmesidir (Tesniye, 18: 20-22). Bu durum, iddia sahibinin gelecekten doğru haber vermesi veya yeni bir ilahi emir getirdiğini iddia ettiğinde, bu konudaki yetkisini gösterecek bir mucize

getirmesi olarak yorumlanır.106 Tora’da ayrıca başka tanrılara kulluk edelim diyerek

ortaya çıkıp kendini ispat için harika şeyler yapan veya gördüğü rüyalardan hareketle şaşırtıcı şeyler söyleyen sözde peygambere karşı da uyarı vardır. Buna göre bu üstün nitelikli kişi, inananlar için bir imtihan vesilesidir ve öldürülmelidir (bk. Tesniye, 13: 2-6).107

Tanah’tan anlaşıldığına göre, Musa (a.s.)’dan sonra İsrailoğullarına gönderilen peygamberler Musa (a.s.)’nın şeriatını korumakla sorumlu tutulmuştur ve

başarılı olmaları bu şeriata uymalarına bağlanmıştır.108

Tanah’ta, bazı peygamberlere kendilerine indirilen vahyi gelecekte kalıcı bir tanık olması için yazmaları konusunda verilen emirden ve bunun üzerine bu

103 Silverstein, a.g.k., 175: 1; Sforno, a.g.k., Deuteronomy, 18: 15; Jacob ben Asher, a.g.k.,

Deuteronomy, 18: 15.

104 Rashbam, Rabbi Samuel Ben Meir (ö. 1158), a.g.k., Deuteronomy, 18: 15. 105 Chizkuni, a.g.k., Deuteronomy, 18: 15.

106 Rashi, a.g.k., Deuteronomy, 18: 22; Ibn Ezra, a.g.k., Deuteronomy, 18: 22; Sforno, a.g.k.,

Deuteronomy, 18: 22.

107 Kur’an’a göre İsrailoğulları, hak ve sahte peygamber konusundaki ayrımı her zaman yapamamış ve

kimi gerçek peygamberleri, nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdi diye kasıtlı olarak yalanlamış veya öldürmüşlerdir (Mâide, 5: 70). İsrailoğullarının bazı dönemlerde asi olup şeriatı arkalarına attıkları, kendilerine karşı şehadet eden hak peygamberleri öldürdükleri Tanah’ta da haber verilir (Nehemya, 9: 26). Yeni Ahit’e göre de Yahudi din adamları, gösterdiği mucizelere rağmen İsa (a.s.)’yı, ilahlık iddiasında olduğu gerekçesiyle idam etmek istemişlerdir (Yuhanna, 5: 18- 29).

108 “…Kulum Musa’nın sana buyurduğu Kutsal Yasa’nın tümünü yerine getirmeye dikkat et… Tümünü

özenle yerine getirmek için gece gündüz onu düşün. O zaman başarılı olacak ve amacına ulaşacaksın” (Yeşu, 1: 7-8). Ayrıca bk. II. Krallar, 21: 7-8; krş. II. Tarihler, 33: 8.

peygamberlerin vahyi yazdıklarından bahsedilir. Ancak anlaşıldığı kadarıyla bu peygamberlere yeni bir yasa/şeriat gelmemiş, malum antlaşma onlar aracılığıyla da yenilenmiştir. Örneğin, “Yeşu o gün Şekem’de halk adına bir antlaşma yaptı. Onlar için kurallar ve ilkeler belirledi. Bunları Tanrı’nın Yasa Kitabı’na da geçirdi” (Yeşu, 24: 25-26)109 pasuklarında, Yeşu’nun Sefer Tora’ya ilave ettiği bazı şeylerden

bahsedilir. Yazdığı bu sözlerin hangileri olduğu konusu tartışmalıdır. Görüşlere göre, Tesniye kitabının en sonundaki, Musa (a.s.)’nın ölümünden sonrasından bahseden sekiz pasuğu veya kendi kitabına yazdığı, Tora’da da yazılı olan sığınma şehirleriyle

ilgili metindir.110

Tanah’ta geçtiğine göre Tanrı, Musa (a.s.)’dan sonra, Davut (a.s.) ve oğlu Süleyman (a.s.) ile de antlaşmasını yenilemiş ve onların soyuna, buyruklarına itaat ettikleri müddetçe İsrail tahtını vadetmiştir. “Oysa Rab tapınağa ilişkin Davut’la oğlu Süleyman’a şöyle demişti: “…Buyruklarımı dikkatle yerine getirir ve kulum Musa’nın kendilerine verdiği Yasa’yı tam uygularlarsa, İsrail halkının ayağını bir daha atalarına vermiş olduğum ülkenin dışına çıkarmayacağım” (II. Krallar, 21: 7-

8)111 pasukları, bu antlaşmanın da Musa (a.s.)’nın getirdiği şeriat üzerine

kurulduğuna işaret eder. Bu konuda geçen, Davud (a.s.)’un, ölümü yaklaşınca Süleyman (a.s.)’a,“Tanrın Rabb’in verdiği görevleri yerine getir. Onun yollarında yürü ve Musa’nın yasasında yazıldığı gibi Tanrı’nın kurallarına, buyruklarına, ilkelerine ve öğütlerine uy ki yaptığın her şeyde ve gittiğin her yerde başarılı olasın” (I. Krallar, 2: 3-4) şeklindeki nasihatı da, Süleyman (a.s.)’ın Rabb’in emirlerini kalbinde tutması gerektiği ve bunun Tora’yı öğrenmeyi, bunun da Tora’daki tüm

buyrukları koruyup gözetmeyi ve uygulamayı içerdiği şeklinde anlaşılmıştır.112

İsrail peygamberleri içerisinde son olarak İsa (a.s.) da Yeni Ahit’e göre Yasa Kitabı’nı tasdik etmiş ve onu tamamlamıştır. Bu tamamlama misyonunun mahiyeti ve yorumlanışı, ilgili bölüm başlığında işlenecektir.

109 bk. İşaya, 30: 8; Yeremya, 11: 1-4, 36: 1-8. 110 TB, Makkot 11a.

111 krş. II. Tarihler, 33: 8.

112 Ralbag, Levi ben Gershon (ö. 1344), Commentary to the Pentateuch (transl. Sefaria

Tora’da yukarıda bahsi geçen konular, farklı bir şeriatı getirecek bir peygamberin hiç gelmeyeceği anlamına gelmez ve bu konuda bir ifade de yoktur. Ancak Rabbânî gelenek içerisinde, Musa (a.s.)’dan sonra gelecek peygamberlere kanun koyma konusunda tanınan yetki, aşağıda bahsedileceği üzere vaktiyle Rabbânîlere verilmiş olan yetkiden fazla değildir ve toplumsal hayatta Tora’nın uygulanmasına yönelik konulardadır. Hatta Orta Çağ’da Rabbânî geleğin önemli isimlerinden olan İbn Meymûn (Maimonides, ö. 1204), sahte ve gerçek peygamberi ayırmanın ölçülerini açıklarken, Tora’ya bir şey ekleme ve ondan bir şeyi çıkarma yasağını (Tesniye, 4: 2) peygamberler için de geçerli görür ve bu yasağı -sözlü- geleneğe de taşıyarak, bu alanlarda bahsi geçen yetkileri iddia eden kişinin öldürülmesi gerektiğini söyler. Örneğin bir peygamber, yeni dikilmiş bir ağaçtan ilk üç yıl yarar sağlama yasağını (Levililer, 19: 23) iki veya dört yıl yapamayacağı gibi geleneksel olarak, Tesniye 25: 12. pasuktaki el kesme cezası hakkında olduğu gibi literal anlamda anlaşılmamış bir emir hakkında, literal anlamı meşru kılamaz. Ancak Tora’ya bir ekleme veya çıkarma yapmadan, Tora’da yer almayan bir konu hakkında,

bir topluma karşı savaş açmayı emretmek113 veya bundan nehyetmek114 gibi

konularda vahiy aldığını söylerse bunlar yerine getirilir.115 İbn Meymûn’un bu

yaklaşımı -pek çok mucize ve delil göstermiş olsalar da- İsa (a.s.) ve Hz. Muhammed (a.s.)’in yetkilerini sınayan ve hak peygamber olduklarına inanmayıp onları öldürmeye teşebbüs eden atalarını haklı çıkarmaya yaramış görünmektedir.

Rabbânî gelenekte, peygamberlik kurumuna getirilen bir diğer sınırlama da sürgünden dönüş sürecinde yaşamış ve son peygamberler olarak kabul edilen Haggay, Zekarya ve Malaki’nin ölümünden sonra vahyin Kutsal Ruhu’nun Yahudi halkından ayrıldığı, ancak yine de bundan sonraki süreçte halkın, içlerinden bazılarının vahyin bir yansıması olarak duyduğu Kutsal Ses’ten (ing. Divine Voice-

ilham olmalı) faydalandıkları inancıdır.116 Sürgünden dönüş sonrası, II. Bet-Amikdaş

113 ör. bk. I. Samuel, 15: 2-3. 114 ör. bk. II. Krallar, 6: 22.

115 Rambam, Moshe ben Maimon (ö. 1204), Introduction to the Mishnah,

https://www.sefaria.org/Rambam_Introduction_to_the_Mishnah?lang=bi, (04.06.2016), section 6: 1- 3, 7: 1-3.

116 TB, Sanhedrin 11a. Tanah’ta bu vahiy kesintisine ve bunun Yahudilerin günahlarından ötürü

olacağına işaretler vardır (bk. Zekarya, 13: 1-6; Hezekiel, 7: 26). Ancak bu ifadelerden bunun sürekli bir durum olduğu çıkarılamaz.

döneminin belirli özelliği olarak kabul edilen bu vahiy yokluğu,117 peygamberler

yerine Rabbânîlerin otoritesinin başlangıcı ve kutsal metin yorumlarının yoğunlaşmasının bir sebebi olmuş görünmektedir. Diğer taraftan bu otorite, sonraki süreçte peygamberliğin önüne bir set çekmiş de olabilir. Burada Rabbânî Yahudiliğin karşısında duran Samirîlerin, Musa (a.s.)’dan başka peygamber ve Tora’dan başka

kutsal kitap kabul etmedikleri de söylenmelidir.118

Yahudi inanışında Malaki’den sonra, peygamberlik statüsü kalkmışsa da Tanah’ın Babil esareti sürecinde oluşmuş kitaplarında, Tanrı halkını Yeruşalim’de toplayacak, Davud (a.s.) soyundan bir kurtarıcı kralın (bk. Yeremya, 23: 5-8; İşaya, 9: 6-7), bir mesihin (kutsal yağla yağlanmış kral) geleceğine dair kehanetlerden

dolayı Yahudilerin hala bekledikleri bir kurtarıcı-peygamber vardır.119 İbn

Meymûn’un tespit ettiği 13 iman esasından biri de Mesih’in geleceğine inanmaktır.

Bu, Karâîlik mezhebinin de iman esaslarından biridir.120 İbn Meymûn başta olmak

üzere Rabbîler, Tora’nın Mesih döneminde de var olacağını yani sonsuz olduğunu düşünür. Ancak bu dönemde Tora’nın değişip yenileneceğini düşünen, yani Mesih’e

bu yetkiyi tanıyan bazıları da vardır.121

2.1.3. Rabbânî Yahudiliğe göre Yasa Kitabı’nı açıklayan Sözlü Tora ve