• Sonuç bulunamadı

Musa (a.s.) döneminde Yasa Kitabı’nın korunması

1.6. Kitab-ı Mukaddes Ne Derece Bir Referans Olabilir

2.1.2. Tanah’a göre Yasa/Ahit Kitabı’nın korunması

2.1.2.1. Musa (a.s.) döneminde Yasa Kitabı’nın korunması

Tanah’tan anlaşıldığına göre, Tanrı’nın İsrailoğullarıyla yaptığı ahdin sağlama alınması ve maddelerinin unutulmaması için, Yasa/Ahit Kitabı’nın kayda alınması büyük önem arz etmiştir. Bu konudaki itina, Tanrı’nın bizzat kendisinin ve Musa (a.s.)’nın, Yasa’daki buyrukları yazı ile kayda almalarıyla başlamıştır. Talmud’da, Musa (a.s.)’nın Tora’yı parça parça, halka öğrettikçe yazdığı ve Tora tamamlanınca, yazdıklarını kitap olarak bir araya getirdiği görüşüne karşılık Tora’nın tamamını öğrettikten sonra, -vefat etmeden önce- bir kerede yazdığı şeklinde iki

görüş vardır.60 Tanah’taki, Musa (a.s.)’nın Tora’yı yazdığıyla ilgili pasuklar da

aşağıda geleceği üzere bu görüşler doğrultusunda yorumlanmıştır. Tora’nın parça parça verildiği ve yazıldığı görüşü bu pasuklara daha uygun görünmektedir. Bu nedenle pasuklar, bu görüş doğrultusunda sıralanarak işlenecektir.

Musa (a.s.)’nın Rabbinden aldığı sözleri yazdığıyla ilgili ilk pasaja göre Musa (a.s.), İsrail halkıyla Mısır’dan çıkınca, çölde geçirdikleri üçüncü aydan sonra, bu üç ayın 40 gününü geçirdiği Sina dağında, Rabb’den aldığı tüm sözleri ve kanunları, halkına anlattıktan sonra yazmış; ertesi sabah bir kurban sunma töreninden sonra Ahit Kitabı’nı halkına okuyarak onlardan Rabb’e ve antlaşmaya itaat sözü almıştır (Çıkış, 19: 1-8, 24: 3-8). Musa (a.s.)’nın yazdığı bu sözlerin Tora’daki hangi

buyruklar olduğuyla ilgili farklı görüşler vardır.61

Tora’nın yazıldığıyla ilgili ifadelerde, hususen on emrin taş levhalara yazıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu ifadelere göre Rab, -Çıkış, 19. bölümden, yukarıda anlatılan antlaşmadan sonra verildiği anlaşılan- on emri bizzat kendi eliyle, iki yüzünü de oyma yazıyla yazdığı iki taş levha halinde, Sina dağında Musa (a.s.)’ya

vermiş62 ve bu levhaların ölçü ve yapı malzemelerini kendi belirlediği bir sandıkta

60 Talmud Bavli (ed. William Davidson), https://www.sefaria.org/texts/Talmud, (10.05.2016), Gittin

60a, 60b.

61 Musa (a.s.)’nın burada, Tora verilmeden önce Marah’da verilen emirleri (Çıkış, 19: 12-15.

pasuklardaki kısıtlamaları) yazdığı görüşü vardır. Bu olayın on emirden sonra olduğu görüşü de vardır. Musa (a.s.)’nın burada halkına okuduğu Ahit Kitabı’nın ise, Çıkış 21: 1- 23: 19. pasuklardaki kanunlar, Levililer kitabının sonundaki uyarılar veya on emir olduğu görüşleri de vardır. bk. Rabbi Ishmael ben Elisha (ö. 2. yy.), Midrash Mekhilta de-Rabbi Ishmael (transl. Rabbi Shraga Silverstein), https://www.sefaria.org/Mekhilta_d'Rabbi_Yishmael?lang=bi, (12.06.2016), Exodus, 19: 9-10; Rashi, a.g.k., Exodus, 24: 4.

( תירבה ןורא - Aron Aberît- Ahit Sandığı)63 saklanmasını buyurmuştur (Çıkış, 25: 10- 22). Musa (a.s.), levhaları almış dönerken halkının buzağıya taptığını görünce

öfkelenmiş ve levhaları atıp kırmıştır (Çıkış, 32: 15-19).64 Ahdi bozan suçlular

cezalandırılıp -üç bin kadar adam öldürülüp- (Çıkış, 32: 27-35) Musa (a.s.), kavmi adına af dileyince, Rab onları bağışlamış ve antlaşmayı yenilemiştir. Rab, antlaşmanın yenilenmesi için, Musa (a.s.)’ya iki levha hazırlayarak Sina dağına çıkmasını buyurmuş ve orada antlaşmanın şartlarını; on emri bu levhalara yeniden

yazmış,65 Musa (a.s.) dağdan inince bu levhaları sandığa koymuştur (Çıkış, 34: 1-

29; Tesniye, 10: 1-5).

Bu konudaki pasuklarda, “taş levhalar” olarak tercüme edilen ifade, “ תוחול ןבא - luhot haeben (ing. tablets of stone)”, yani taş tabletler olup, semavi olan bu tabletlerin doğal aşınmaya ve yıpranmaya maruz kalmayan bir hammaddesi

olduğunu ifade için böyle nitelendiği düşünülmüştür.66

Tanah’ta, Tora’nın kayda alındığıyla ilgili bir ifade de Musa (a.s.)’nın peygamberliğinin son dönemiyle -120 yaşıyla- ilgili olan Tesniye 31. bölümde şöyle gelir: “Musa bu yasayı yazıp Rabb’in Antlaşma Sandığı’nı taşıyan Levili kâhinlere ve bütün İsrail yaşlılarına/ileri gelenlerine verdi” (Tesniye, 31: 9). Burada yasanın

yazılması, Tora’nın yazılmasının bütünüyle tamamlanması şeklinde anlaşılmıştır.67

Tora’nın parça parça yazıldığı görüşüne göre de Musa (a.s.), daha önce yazdıklarına,

63 Tanah’taki bu konuyla ilgili olan emirler, Ahit Kitabı’nın korunmasına verilen önemi gösterir. Bu

emirlere göre, Musa (a.s.)’nın Ahit Sandığı’na koyduğu Ahit Kitabı, Buluşma Çadırı (Mişkan)’nın “En Kutsal Yer” diye isimlendirilen bölümünde korumaya alınacaktır. Bu çadıra Kutsal Yasa’yı korumak ve halka öğretmek üzere görevlendirilen Harunoğullarından başkası girmeyecek, çadırın korunması, bakım ve diğer hizmetlerinden de Musa (a.s.) ve Harun (Aaron a.s.)’un mensup olduğu Levili oymağı sorumlu olacaktır. Levililer bu sorumluluğu, Musa (a.s.)’ya destekleriyle hak etmiş ve kutsanmışlardır (bk. Çıkış, 26-28. böl.; Levililer, 10: 11; Sayılar, 1: 50-53, 3: 6-10, 8: 5-26, 32: 26- 29).

64 krş. A‘râf, 7: 150.

65 “Rab Musa’ya, “Öncekiler gibi iki taş levha kes” dedi. “Kırdığın levhaların üzerindeki sözleri

onlara yazacağım” (Çıkış, 34: 1; krş. Tesniye, 10: 4) pasuğundaki ifadeye göre on emri Rab yazmıştır. Bu nedenle aynı bağlamda gelen 28. pasuktaki “Musa orada kırk gün kırk gece Rabb’le birlikte kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne de su. Antlaşma sözlerini, on buyruğu taş levhaların üzerine yazdı” ifadesinde de yazma işi çoğunlukla Rabb’e nispetle yorumlanmıştır. Bunun için bk. Chananel, Rashbam, Radak & Sforno, Mikraot Gedolot- Multi Commentary on the Torah: HaChut Hameshulash (transl. Eliyahu Munk), https://www.sefaria.org/texts/Tanakh/Commentary/Rashbam, (13.06.2016), Exodus, 34: 28; Jacob ben Asher (ö. 1340), Tur HaAroch- Tur on the Torah (transl. Eliyahu Munk), https://www.sefaria.org/Tur_HaAroch?lang=bi, (08.06.2016), Exodus, 34: 28.

66 Chizkuni, Rabbi Chizkiyah ben Manoach (ö. 1310), Commentary on Torah (transl. Eliyahu

Munk), https://www.sefaria.org/Chizkuni?lang=bi, (15.06.2016), Exodus, 32: 18.

dokuzuncu pasuktan sonra gelen “mitsvat akel- toplanma emri”ni de ekleyerek

yazdıklarını kâhinlere68 ve yaşlılara vermiştir.69 Bu mitsva (emir),70 her yedi yılda

bir, antlaşmanın hatırlanması ve bilmeyenlere duyurulması için kadın, erkek, çocuk ve içlerinde yaşayan tüm yabancılarla birlikte toplanan tüm İsraillilerin önünde Tora’nın okunmasıdır (Tesniye, 31: 10-13). Talmud’a göre bu emri yerine getirmekle sorumlu olan kişi, halkı bir araya getirme yetkisi olan başkahin veya kraldır. Geleneksel olarak krallar, halka, Tora’nın tamamı değil Tesniye kitabından

belirli kısımları okumuşlardır.71

Tora’da, Musa (a.s.)’nın son olarak,72 İsrail halkının gelecekte Tanrı’yı terk

etmesi durumunda karşılaşacakları felaketleri içeren ilahiyi de (Tesniye, 3: 32. böl.) halka öğretip yazdığı anlatılır. Buna göre ardından şeriatın sözleri tamam oluncaya

kadar,73 onları bir kitaba/tomara yazmayı bitirdiğinde, şeriat kitabını kâhinlere

vermiş ve onlardan bunu, isyankârlığını bildiği İsrail halkına karşı bir tanık olarak, Antlaşma Sandığı’nın yanında muhafaza etmelerini istemiştir (Tesniye, 31: 18-27). Tora’da, bu ilahinin Musa (a.s.)’nın soyu tarafından, bir şahit olarak unutulmayacağı

68 Musa (a.s.) yazdıklarını, Tora’yı öğretmekle yükümlü oldukları (bk. Levililer, 10: 11) için kâhinlere

vermiştir. bk. Ibn Ezra, Rabbi Abraham ben Meir (ö. 1164), The Commantary of Ibn Ezra (transl. Sefaria Community), https://www.sefaria.org/texts/Tanakh/Commentary/Ibn%20Ezra, (10.06.2016), Deuteromony, 31: 9.

69 Chananel, Rashbam, Radak & Sforno, HaChut Hameshulash (transl. Eliyahu Munk),

https://www.sefaria.org/texts/Tanakh/Commentary/Sforno, (10.06.2016), Deuteromony, 31: 9. Kaynaklarda Musa (a.s.)’nın, vefat etmeden önce asıl nüshadan başka 12 nüsha Tora yazdığı ve bunları kabilelerin her birine verdiği geçer. bk. Ba’alei HaTosafot, Daat Zkenim (transl. Eliyahu Munk), https://www.sefaria.org/texts/Tanakh/Commentary/Daat%20Zkenim, (14.06.2016), Deuteronomy, 31: 26.

70 “מ צ ְו ה - Mitsva” kelime olarak emir, dini görev demek olup yaygın anlamda salih ameli ifade eder.

Bu yönüyle Yazılı ve Sözlü Tora’nın bütün kurallarına mitsva denmiştir. Aaron Rothkoff , “Mitzvah”, EJ, XIV, 372.

71 TB, Sota 41a; Rashi, a.g.k., Deuteromony, 31: 11; Sforno, Rabbi Obadiah ben Jacob (ö. 1550),

a.g.k., Deuteromony, 31: 11.

72 “Musa yasanın sözlerini eksiksiz olarak kitaba yazmayı bitirince…” (Tesniye, 31: 24) ifadesi bu

ilahinin en son yazıldığını gösterir. Ancak Tesniye kitabında “Aazinu Şarkısı” diye geçen bu ilahiden sonra Vezot Aberaha denen iki peraşa (33 ile 34. bölüm) daha vardır. Bu durum Tora’daki bölümlerin tamamen kronolojik olarak dizilmediği şeklinde izah edilir. Buna göre Musa (a.s.) ilahiyi, daha önce yazmış olduğu bu bölümlerin önüne yerleştirmiştir. bk. Jacob ben Asher, a.g.k., Deuteronomy, 31: 24. Bir görüşe göre 34. bölümün Musa’nın ölümünü anlatan son sekiz cümlesini Yeşu yazmıştır. Genel kabul gören görüş ise bu cümleleri de Musa (a.s.)’nın ağlayarak yazdığıdır. bk. Rashi, a.g.k., Deuteronomy, 34: 5; Rabbi Shraga Silverstein (ö. 2014), Midrash Sifrei Devarim, https://www.sefaria.org/Sifrei_Devarim?lang=bi, (14.06.2016), 357: 28; TB, Bava Batra 15a.

bildirilir (Tesniye, 31: 21). İlahinin unutulmayacak olması, ilahiyi içeren Tora’nın da

bütünüyle unutulmayacağının teminatı olarak görülmüştür.74

Tora metninin korunması konusunda yerine getirilmesi istenen bir diğer uygulama da İsrailoğullarının Erden/Ürdün’den geçip vadedilen topraklara girdikleri gün, Tora’nın tüm sözlerini açık ve seçik olarak büyük taşlara yazıp Eval dağına dikmeleri ve oraya bir de kurbanların sunulacağı sunak (mizbeah) yapmalarıdır (Tesniye, 27: 2-6, 8). Tora tefsirlerinde geçtiğine göre buradaki (Tesniye, 27: 3, 8) emir, Tora’nın tüm metninin aynen yazılması değil, içerdiği emir ve yasakların bir listesinin yazılmasıdır. Tora’nın tamamının yazıldığı görüşü de vardır. Bu görüşe göre bu durum ya sözlerin çok büyük kayalara yazılması yoluyla ya da mucizevi bir şekilde gerçekleşmiştir. Bu konudaki pasukta buyrulan Tora’nın açık seçik yazılması (Tesniye, 27: 8) ise okunaklı olması olarak açıklanmıştır. Talmud’a göre ise burada bahsedilen husus, Musa (a.s.)’nın, kendi çevirmiş olduğu yetmiş dilde herkes

öğrenebilsin diye Tora’yı yazdırmasıdır.75 Talmud’daki bu bilgi, Rabbânî gelenekte

Tora’nın sadece İsrailoğullarına hitap eden bir kitap olarak algılanmadığını gösterebilir. Talmud’a göre Musa (a.s.), Moav diyarında da bir grup taşa Tora’yı

yazıp dikmiştir. Kaynaklarda, bu şekilde bir de Yeşu (Yeoşua)’nun76 Gilgal’da

diktirdikleri (Yeşu, 4: 20) olmak üzere, her biri on ikişer sütundan oluşan üç set Tora

sütunu dikildiği geçer.77

Tora’nın büyük taşlara yazılıp dağlara dikilmesinin, İsrailoğullarına bir ihtar olmaktan öte anlamları olmalıdır. Aslında bunun putperestliğe karşı tevhidin egemenliğinin ilanı olduğu söylenebilir. Nitekim Tanah’tan anlaşıldığına göre putlara tapan uluslar, topraklarındaki yüksek yerlere, inandıkları putu dikerek, bu putlara kurbanlar keserek (en büyük oğullarını bile kurban ediyorlardı), onların hâkimiyetini, onlara olan bağlılıklarını ilan etmekteydiler ve İsrailoğulları da onların bu adetlerine

74 TB, Shabbat 138b; Gittin 59b: 6; Rashi, a.g.k., Deuteronomy, 31: 21.

75 Jacob ben Asher, a.g.k., Deuteronomy, 27: 3; Rashi, a.g.k., Deuteronomy, 27: 8; Ibn Ezra, a.g.k.,

Deuteronomy, 27: 8; TB, Sotah 32a: 13; 35b.

76 Yeşu, Kur’an’da Musa (a.s.)’nın genç yardımcısı olarak sözü geçen kişi (bk. Kehf, 18: 60) olabilir

ki tefsirlere göre bu kişi Yûşa’dır (bk. Taberî, a.g.e., XVIII, 55; Sa‘lebî, Ebû İshâk Ahmed b. Muhammed b. İbrâhîm (ö. h. 427), el-Keşf ve’l-Beyân an Tefsîri’l-Kur’ân (thk. Ebû Muhammed b. Âşûr), I-X, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, 1. Baskı, Beyrut, 2002, VI, 180).

uymuşlardı.78 Bu adetler Kur’an’ın indiği dönemde de vardı ve Kur’an bunu

yasaklamıştır (Mâide, 5: 3). Bu nedenle tarih boyunca Allah (c.c.)’ın dininin hâkimiyetini ilanın bir yolu da dağlardaki dikili taşların, tapınaklardaki putların

kırılması ve kesilen kurbanların sadece Allah (c.c.)’a adanması olmuştur.79

Eski Mezopotamya’da kanunların yazılı olduğu yazıtların korunmasına önem verilmiş, öyle ki kitabelerden bazıları bugüne ulaşabilmiştir. Örneğin, Musa (a.s.)’nın

yaşadığı tahmin edilen (MÖ. 1393-1273)80 dönemlere yakın olan Orta Assur devrine

(MÖ. 1450-1250) ait -aynı anda aynı kişilerce olmasa da- kopyalanmış dokuz kanun tabletinin bulunması, Tora’nın maddelerinin kayalara yazılıp dikilmesinin olguyla

uyumlu olduğunu gösterir.81 MÖ. 1920’lere ait, Samilerin Lipit-İştar kanununun

sonsözünde kitabeye zarar verip, üzerine birşey eklemek, kitabenin yazıtını bozmak, dikili bulunduğu kaideyi değiştirmek gibi herhangi bir değişiklik yapanlar, tanrılar adına lanetlenirken bu kitabeyi koruyup kollayanlara ise bereket duaları edilmektedir. Bu vakıa da antik dönemde, Tora’daki usülle muvafık şekilde kanunnamelerin yazıldığını ve bunların yazıldığını kitabelerin korunmasına önem

verildiğini gösterir.82 Tabi bu durum, yazılı kanunların, ideal anlamda böyle

kastedilse bile ebediyen yürürlükte olacağı anlamına gelmez. Nitekim tanrısından yetki alan başka bir kral, başka kanunlar vazedebilmiştir. Bu durumun kutsal kitaplardaki kanunlar hakkında da söz konusu olduğu söylenebilir. Bu kitaplar, içerdikleri kanunlarının gözetilip korunmasını ister, ancak başka peygamber şeriatları bu kuralı bozabilir.

Sonuç olarak Tanah’tan anlaşıldığına göre Musa (a.s.), Rabbinden aldığı buyrukları yazmıştır. Bugün elimizdeki Tora’yı yazıp yazmadığı belirsiz olsa da Rabbânî geleneğe göre yazdıkları, mevcut Yazılı Tora’nın tamamıdır. Bu geleneğe göre Musa (a.s.)’nın Rabbinden aldığı, ancak yazmadığı buyruklar da vardır ve

78 ör. bk. Hezekiel, 20: 28-32.

79 ör. bk. II. Krallar, 23. böl.

80 http://www.chabad.org/library/article_cdo/aid/73398/jewish/Moses.htm, (11. 06. 2016).

81 Dokuz tableti ne zaman ve kimin kopya ettiği hakkında kaynak için bk. Tosun, Yalvaç, a.g.e., s. 15-

16.

kimine göre Tora’nın az bir kısmı, kimine göre büyük bir kısmı olan bu buyruklar da

Sözlü Tora olarak şifahen nakledilmiştir.83