• Sonuç bulunamadı

3.2. Yasa Kitabı’nda Törensel Kurallar

3.2.1. Yasa Kitabı’nda Kutsal Mabet ile ilgili kurallar

3.2.1.2. Mabet’te gerçekleştirilen kurban törenleri

3.2.1.2.2. Kurban ibadetinin Kutsal Mabet ile ilgisi

Tora’da geçtiğine göre Tanrı Musa (a.s.)’dan, kurbanların takdim edileceği bir mezbah yapmasını istemiştir (Çıkış, 20. 24-25). Mişkan’ın nasıl ve hangi malzemelerden yapıldığının ayrıntılı olarak anlatıldığı yerde bu mezbahın da ne şekilde yapılacağı ayrıntısıyla bildirilmiş (Çıkış, 27: 1-9), kurbanların Rabb’in huzuruna, (Şehina’nın oturduğu) Buluşma Çadırı’nın kapısındaki bu mezbaha

getirilmesi558 ve kurban takdimiyle ilgili işlemlerin kâhinler tarafından kontrollü bir

şekilde yerine getirilmesi istenmiştir. Böylece Mişkan’ın avlusunda yer alan mezbahta gerçekleşecek kurban ibadeti, Mabet ile bütünleşmiştir ve Tora’da daha önceki vahiy sürecinde bu bütünlüğe işaret eden bir ifade yoktur. Nuh (a.s.)’un tufandan sonra mezbah yaptığı bahsi vardır (Tekvin, 8: 20), ama onun ya da İbrahim (a.s.)’in mabet yaptığından bahsedilmez.

Tesniye kitabında vadedilmiş topraklar fethedilince de kutsal şeylerin, adakların yine Rabb’in seçeceği yere getirilmesi gerektiği belirtilir. Müteakiben bu durum, yakmalık kurbanların, (diğer kurbanlara ait) etin ve kanın mezbahta takdim edilmesi gerektiği şeklinde açıklanır (Tesniye, 12: 20, 26-27). Buradaki kutsal şeyler, günah kurbanları başta olmak üzere vacip olan kurbanlar, adaklar ise adak ve gönüllü

kurbanlar olarak açıklanırken; Rabb’in seçeceği yer, mabet olarak tefsir edilmiştir.559

Bu kurbanların takdim edileceği mabet de Bet-Amikdaş’ın inşası ile beraber burası

ile özdeşleşmiştir560 ve bütün kurbanların buraya getirilmesi kurallaşmıştır.561

Kutsal Mabed’in Kudüs’teki Mabet ile özdeşleştirilmesi ve ibadetlerin gerçekleşmesinin de bu Mabed’e hasredilmesi konusunda, Mabed’e yerleşen ve halk üzerindeki otoritelerini korumak isteyen kâhinlerin çabalarının etkili olduğu görüşü vardır. Bu görüşe göre İsrail krallığı Güney (Yahuda) ve Kuzey (İsrail) olarak iki krallığa bölündüğünde, bu iki bölge arasındaki siyasi kutuplaşmalar, o dönemlerde oluşan dini metinlere de yansımıştır. Bu anlamda kuzeyde oluşan metinlerde

558 ör. bk. Levililer, 1: 3, 5, 3: 1, 4: 4 vs.

559 TB, Nazir 25a; Rashi, a.g.k., Deuteronomy, 12: 26, 27; Ibn Ezra, a.g.k., Deuteronomy, 12: 26, 27. 560 II. Tarihler kitabında anlatıldığına göre, Süleyman (a.s.) babası Davud (a.s.)’un Tanrı’dan haberini

aldığı söz üzerine (6: 9), Tanrı’nın babasına göründüğü Moriya (Moriah) dağında Mabed’i yaptırmış (II. Tarihler, 3: 1), Mabet bitince önünde, “Gözlerin gece gündüz, “Adımı oraya yerleştireceğim!” dediğin bu tapınağın üzerinde olsun” (6: 20) ifadesinin de yer aldığı uzun bir dua yapmış ve duası kabul olmuştur: “Duanı duydum. Burayı kendime kurban sunulan tapınak olarak seçtim” (7: 12).

(Tevrat’ın Elohimci kaynağında), Kudüs’ün bu bölgede bulunmaması nedeniyle kurban ve adakların herhangi bir yerde sunulabileceği, güneyde oluşan metinlerde

(Yahovacı kaynakta) ise Kudüs’ün merkeziliği vurgulanmıştır.562

Tanah’tan anlaşıldığına göre, İsrail halkı Süleyman (a.s.) Mabed’i yaptırıncaya kadar, kurbanlarını çeşitli mezbahlara götürmüşlerdir (I. Krallar, 3: 2). Mabed’in kurulduğu dönemde ise Kudüs’ün dini açıdan merkezi bir işlevsellik kazanmış olması doğaldır. Bununla birlikte Süleyman (a.s.) zamanında bazı yerel mezbahlarda kurban takdiminin devam ettiği belirtilir. Krallık ikiye bölününce

kuzeyde başka mabetler de yapılmıştır.563 Ancak sürgünden sonra II. Mabet

yapıldığında -Mısır’daki Onias tapınağı istisna- kurbanların sadece burada

sunulmasına izin verilmiştir. Mabet tekrar yıkılınca rabbiler,564 kurbanlar hakkında

teorik çalışmaları, bunları gerçekleştirmekle eş değerde görüp kendilerini bu konuda çalışmalara ve Tora ile meşguliyete adamışlar ve bu durum bu konuların ayrıntılı ve

akademik tarzda tartışıldığı Mişna ve Talmud metinlerine yansımıştır.565

Kur’an’da, Kâbe’nin fonksiyonu ile ilgili ifadeler, Kudüs’teki Mabet merkezinde yapılması gereken ibadetlerin siyasi kutuplaşmalara değil Tanah’ta geçtiği üzere, vahye dayandığını gösterebilir. Nitekim Hac suresinde Allah’ın -ıpkı Süleyman Mabedi gibi- Kâbe’nin yerini İbrahim (a.s.)’e, ibadete hazır olması üzere temizlemesi için belirlediği ve insanlar uzak yerlerden gelip bir takım menfaatlere şahit olsunlar, kendilerine rızık olarak verilen hayvanların üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar (hayvanları O’na kurban etsinler), kirlerinden arınsınlar, adaklarını yerine getirsinler diye haccı ilan etmesini istediği belirtilir (Hac, 22: 26- 29). Ayetlerde, Yahudi şeriatında olduğu gibi, vakti belirli olan -teşrik günlerinde

562 Sakioğlu, a.g.e., s. 131-133.

563 Anson Rainey, “Sacrifice- In Biblical Tradition and History”, EJ, XVII, 643.

564 Talmud’a göre Rabbi-Rav, Kutsal Kitap ve Sözlü Tora’yı açıklayan ve yorumlayan kişi iken, Orta

Çağ’da bu isim sadece Yasa yorumcusu hakkında kullanılmaya başlanmıştır. bk. Louis Isaac Rabinowitz, “Rabbi, Rabbinate”, EJ, XVII, 11.

565 Bu süreçte Mabed’de hergün düzenli olarak şafak ve ikindi vakitleri dualar ve kutsal metinler

eşliğinde kurbanlar sunulmuş, kişisel ve kamu kurbanları da bu iki vakit arasında takdim edilmiştir. bk. Aaron Rothkoff, “Sacrifice- Second Temple Period”, EJ, XVII, 644.

sunulan- kurbanın yanında adak kurbanlarının -ki bu da hacda yerine getirmek üzere

adanmış kurban olarak tefsir edilir- Harem’de takdim edilmesi bahsi vardır.566

Yahudi şeriatında, Mabet merkezinde gerçekleştirilen kurban ibadetleri, zamanla yerini bireysel dualara ve sinagoglarda toplu halde gerçekleştirilen bazı ayinlere bırakmıştır. Aslında Tanah’ta namaz gibi mabette halkın katılımıyla yerine getirilen bir dua ibadetiyle ilgili herhangi bir emir yoktur, ancak kişisel dua ibadetleriyle ilgili bahisler vardır. Daniel gibi dindar şahsiyetlerin günde üç defa, sabah akşam ve öğle Allah (c.c.)’ın huzurunda dua ettikleriyle ilgili pasuklar buna

örnektir.567 Ayrıca I. Tarihler kitabında Mabet yapıldıktan sonra -I. ve II. Bet-

Amikdaş dönemlerinde- Levililerin Mabed’de sabah ve akşam Rabb’e şükür ve hamdetmek için -duaya- durmak görevlerinden bahsedilir (I. Tarihler, 23: 30).

Kur’an’da İsrailoğullarından alınan ahitteki namaz bahsi,568 belki gekleneksel olarak

-Sözlü Tora’ya dayanıyor olabilir- aktarılan bu dua ibadeti olabilir. Nitekim Kur’an’da bu konudaki ahdin Musa (a.s.) zamanında alındığı belirtilir (Mâide, 5: 12). Yani “namaz/dua” sonraki süreçte ihdas olmuş bir ibadet değildir, ancak belki başlangıçta cemaat halinde yerine getirilmiyor olabilir.

Toplu halde yapılan ayinler hakkındaki bilgilere göre, sürgün döneminde Yeruşalim dışındaki topraklarda Süleyman Mabedi’nin bir benzerinin yapılması hoş karşılanmamış, ancak Yahudilerin birlik ve beraberliği sağlamaları için sinagoglar

(ceamaatin toplandığı yer) teşekkül etmiştir.569 Sinagoglar Pazartesi, Perşembe ve

Şabat günleri düzenli Tora okuma ve açıklama, ayin havasında umumi ziyafet düzenleme gibi ritüellerinin yapıldığı yer olmaya başlamıştır ki Talmud’da Bet- Amikdaş’ın bulunmadığı dönemlerde, bir Yahudi’nin günahlarına kefaret için ihtiyaç sahiplerine ziyafet verdiği masanın, günahların telafisi için kurban sunulan mezbah

gibi olduğu açıklaması vardır.570 II. Bet-Amikdaş döneminde kurban ibadetlerinin

566 Kirlerden arınma bahsi genellikle hac menâsikini yerine getirdikten sonra traş olmak vb. maddi

kirlerden arınmak olarak tefsir edilmiştir. Taberî, a.g.e., XVIII, 610, 612-614; Râzî, a.g.e., XXIII, 221-22; Kurtubî, a.g.e., XII, 49-50.

567 bk. Daniel: 6: 10-11; Mezmurlar, 55: 14-18.

568 “Hani ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz,

herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz” diye söz almıştık…” (Bakara, 2: 83).

569 Rabinowitz, “Synagogue- Origins and History”, EJ, XIX, 353.

vakitleriyle571 dindarların kişisel olarak güneşin pozisyonuna göre duaya durdukları

vakitler, bireysel572 ve toplu olarak yapılabilen dua saatleri olarak belirlenmiş,

bunların hepsi Mabet yıkılınca burada takdim edilen kurbanların yerini almıştır ve bu ibadetlere rabbinik ayin (ing. rabbinic liturgy), okunan dualara da rabbinik dualar denilmiştir. Mabet yıkıldıktan sonra dualar, Mezmurlar gibi Kutsal Kitap’tan pasajların ve kutsal metinlerden derlenmiş pasukların okunduğu, kişisel duaların

yapıldığı, bireysel ve toplu ibadetler olarak sürdürülmüştür.573 Kurbanın yerine ifa

edilen dua ibadetinde, kalbin ağızdan çıkan kelimelerle meşgul olup başka düşüncelere dalmaması, kurban ayinlerindeki gibi ayakta durmak, kurbanların belirli yerlerde sunulması gibi sabit bir yerde ve kişiyle duvar arasında bir şey olmaksızın durmak, kâhinlerin özel kıyafetleri gibi özel ve temiz kıyafetler giymek konularında

dikkatli olmak gerekli görülmüştür.574

Tora’da önemli ve kapsamlı bir ibadet olan kurban, günümüzde Bet- Amikdaş’ın hazır bulunmayışından dolayı, hahamların ortak kararıyla askıya alınmıştır ki hahamların bu yetkisinden bahsedilmişti. Buna karşılık kurban hükümlerinin yer aldığı Vayikra (Levililer) kitabı, Yahudi çocuklarına öğretilen ilk kitaptır. Bu teorik eğitim, aktif olarak kurban getirmekle eşdeğerde görülür. Böylece unutulmayacak olan bu ibadetin, Mabet yeniden inşa edilince yürürlüğe gireceği ve o

zaman, modern akıllara ilkel gelebilen kurbanın yadırganmayacağı beklenir.575

Ancak beklenen şartlar gerçekleşse de, modern akılların, antik dönem toplumlarının tapınma şekli olarak gördüğü kurbanın geleceğin akıllarına kabul ettirilmesi ve yeniden kurbanlarla örülü bir dini yaşantının oluşması çok zor görünmektedir.

Kur’an’da vacip kurban olarak, hac ibadeti esnasında teşrik günlerinde (kurban bayramı, 10-14 Zilhicce) takdim edilen hedy kurbanı bahsi vardır. Bu kurban umre ibadetiyle de alakalı olup, hac ve umre bir arada yapılıyorsa (temettü veya

571 Günümüzde ifa edilen öğleden sonra ve gece duaları, günde iki kez sunulması gereken Tamid

Kurbanına karşılık gelir. bk. Farsi vd., a.g.e., IV, 566.

572 Nitekim bu belirli vakitlerde yapılan duaların, Bet-Amikdaş’ın bulunduğu tarafa yönelerek ayakta

dua etme şeklinde bireysel olarak yapılmasında bir problem görülmemiştir. bk. Shmuel Safrai, “Temple- Ritual”, EJ, XIX, 624.

573 Ernst Daniel Goldschmidt, Ruth Langer, “Liturgy”, EJ, XIII, 131.

574 Shulchan Arukh (transl. Sefaria Community),

https://www.sefaria.org/texts/Halakhah/Shulchan%20Arukh, (10.02.2017), Orach Chayim, Siman 98.

kıran haccı) vacip kılınmıştır,576 tek başına bir hac ibadetinde (ifrat haccı) kurban

takdimi vacip değildir. Ancak İslam fıkhında hacla irtibatlı olan bu kurban, Yahudi fıkhının aksine sadece Mescid-i Haram’da değil herhangi bir İslam ülkesinde de bayram günlerinde gücü yetenlere vacip veya müekked sünnet olarak belirlenmiş ve böylece sürdürülmüştür. Diğer taraftan herhangi bir toprakta kurban bayramında

(teşrîk günlerinde) kesilen kurbana “udhiyye”577 denirken, Mescid-i Haram’da

sunulan vacip kurban ve ceza kurbanları da dâhil takdim edilen her kurban “hedy kurbanı” yani, Kâbe’ye ve Harem bölgesine hediye olmak üzere kesilen kurban

ismiyle ayrılmış ve böylece hususi önem kazanmıştır.578

Kur’an’da hac ibadetiyle ilgili olarak, hac için ihrama girmiş olup bir engelden dolayı ihramdan çıkmak isteyen kişinin takdim etmesi gereken bir kurban göndermesi belirlenmiştir. Ayrıca bir hastalık nedeniyle başını traş etmek zorunda kalıp böylece bir ihram yasağını ihlal etmiş olana fidye olarak oruç, sadaka veya kurban belirlenmiştir (Bakara, 2: 196). Bunlardan başka İslam fıkhında, hacla ilgili hadislere ve sünnetteki uygulamalara dayanarak, harem bölgesi ve ihram yasaklarıyla ilgili kasıtlı veya kasıtsız işlenen cinayetlere (hacla ilgili kural, yasak ihlallerine), suçun mahiyetine ve suçlunun imkânına göre kurban, sadaka, oruç veya suçun bedeli

şeklinde bir ceza (kefaret) belirlenmiştir.579 Bu kefaretler Yahudilik’teki günah

kurbanı, kutsal mabet ve kutsal topraklar arasındaki bağı yansıtır mahiyettedir. Yahudi inanışlarında, içerisinde suç işlenmesi yasak olan bölgenin sınırları, tüm miras topraklardır ve burada işlenen her türlü günahın telafi edilmesi gerekmektedir. Bu durumdan anlaşıldığı üzere, insanlar için maddi-manevi kötülüklerden emin kılınan ve bu şekilde tertemiz korunması gereken kutsal bölgelerdeki kuralların kasıtlı veya kasıtsız olarak ihlali, kutsala hürmetsizlik, ona halel getirmek şeklinde

576 “…Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen

kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin” (Bakara, 2: 196).

577 Udhiyye, belli vakitte, yani kurban bayramında, belli hayvanların şer’an belirlenmiş olan usulde

Allah için kesilmesi demektir. bk. Mevsılî, Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd (ö. h. 683), el-İhtiyâr li Ta‘lîli’l-Muhtâr (nşr. Mahmûd Ebû Dakîka), I-V, Matbaatü’l-Halebî, Kahire, 1937, V, 16.

578 bk. Zeylâî, Osmân b. Ali b. Muhaccen el-Bâriî Fahruddîn (ö. h. 743), Tebyînü’l-Hekâik Şerhu

Kenzi’d-Dekâik ve Hâşiyetü’ş-Şilbîyyi, el-Matbaatü’l-Kübra’l-Emîriyye, Kahire, h. 1313, VI, 2, II, 90; Mevsılî, a.g.e., I, 172-173.

bir suç teşkil eder ve bu suçun mutlaka bu bölgede sunulacak kefaretlerle telafi edilmesi gerekir.

3.2.2. Yasa Kitabı’nda kâhinlerin ve Levililerin hak ve görevleriyle ilgili