• Sonuç bulunamadı

İsa (a.s.) ve öğrencilerinin Yasa Kitabı karşısındaki yetkisi

2.2. Yeni Ahit’e ve Hıristiyan Teolojisine Göre Yasa ve Tamamlanması

2.2.3. Yeni Ahit’e ve Hıristiyan teolojisine göre İsa (a.s.)’nın ve devrettiğ

2.2.3.1. İsa (a.s.) ve öğrencilerinin Yasa Kitabı karşısındaki yetkisi

Rabbânî gelenekte, Yasa’ya yenilik getirme yetkisinin sadece beklenen Mesih’e tanındığından ve bu yetkiyi de sadece bazılarının tanıdığından söz edilmişti. Bu yönüyle peygamberliğin bir dönemden sonra Mesih gelinceye kadar kesildiğine inanan Yahudilerin, İsa (a.s.)’nın yetkisini tanımaları için, onun, kutsal kitaplarında özellikleri anlatılan Mesih olduğuna inanmaları önem arz etmektedir. Bu nedenle Yeni Ahit’te İsa (a.s.)’nın hem beklenen Mesih (ing. Christ) olduğuyla hem de bu misyonuna dayanan yetkisiyle ilgili anlatımlar önemli bir yer kaplar. Hatta Yeni Ahit’in belirgin özelliği; varlığı, mucizeleri, ölümü ve dirilişi ile Tanrı’nın başlı başına bir delili (ayeti) olan İsa (a.s.)’nın insanlığı günahlarından kurtarıcı misyonuna yapılan aşırı vurgudur denilebilir.

Hıristiyan teolojisinde, Yeni Ahit’te İsa (a.s.)’nın öne çıkan kurtarıcı misyonuyla ilgili anlatımlar, daha önceki dönemlerde Musa (a.s.)’nın şeriatına bağlılık üzerine verilen ahit ve bu ahde vefayla sağlanacak kurtuluş fikrinin yerine oturtulmuştur. Buna göre kurtuluş Musa (a.s.)’nın şeriatına değil İsa (a.s.)’ya iman sayesinde ve İsa (a.s.)’nın Eski Ahit’i tamamlamak suretiyle ortaya koyduğu doğrulukla sağlanabilecetir. Bu anlamda vahiy ve vahyin ürünü olan şeriat kitabının/yasanın yerini İsa (a.s.) ve öğretisinin aldığını görürüz. Bu çerçevedeki

247 A. Gregg Roeber, “Eastern Orthodoxy”, Worldmark Encyclopedia of Religious Practices (ed.

Thomas Riggs), I-III, Published by Thomson Gale, USA, 2006, I, 177; William J. Collinge, “Roman Catholicism”, WERP, I, 246.

vahiy anlayışına göre İsa (a.s.), Tanrı’yı insanlığa açıklamak için gelen Tanrı

Sözü’nün bizatihi kendisidir249 ve bundan gayrı ne bir kitap yazmış ne de kendisine

gökten bir kitap indirilmiştir.250

Yuhanna kitabındaki “İsa, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez. Beni tanısaydınız, Babam’ı da tanırdınız. Artık O’nu tanıyorsunuz, O’nu gördünüz” (Yhanna, 14: 6-7) ifadeleri Hıristiyanlığın vahiy anlayışını sergiler. Açıklamalara göre burada İsa (a.s.)’nın sadece sözleri ve örnek yaşamıyla değil, varlığını insanlığın günahları için kurban etmesi hasebiyle kurtuluşa giden yol olduğu anlatılmaktadır. Bu nedenle Hıristiyan teoljisinde, cennete (ing. heaven- Tanrı’nın krallığı) gitmenin bu yoldan, yani vaftiz olmak suretiyle İsa (a.s.)’ya iman etmekten geçtiğine; Tanrı’ya erişmenin, bazı şeylerin yapılması üzerine kurulan antlaşma vasıtasıyla (Yasa’ya bağlılıkla) değil, sadece İsa (a.s.) vasıtasıyla mümkün olduğuna inanılır. İnsanla Tanrı arasındaki tek aracı/arabulucunun (ing. Mediator) İsa (a.s.) olduğu şeklinde ifade edilen kilisenin bu

temel doktrini, Yahudilik’teki “Yasa yaşamın gerçek yoludur”251 şeklindeki ilkeye

bir karşı duruştur.252 Nitekim bu ilkedeki Yasa’nın yerini artık İsa (a.s.) almıştır.

Hıristiyan teolojisinde İsa (a.s.)’dan sonra ve onun ikinci kez gelecek olmasından başka, bir peygamber geleceği inanışı yoktur. Yeni Ahit’te bu anlamda anlaşılabilecek ifadelerde İsa (a.s.)’dan sonra gönderileceği haber verilen “Faraklit”, geçtiği her yerde Kutsal Ruh yani aslında yine Mesih’in kendisini temsilen

gönderdiği ruhu, kendisi olarak yorumlanır.253 Bu yardımcının kendiliğinden

konuşmayacak olması (Yuhanna, 16: 13) bir aracı/peygamber olduğuna işaret eder. Ancak Hıristiyan düşüncesinde bu da İsa (a.s.)’nın Baba adına konuşmasında olduğu

249 Warfield, “Revelation- Complete Revelation of God in Christ”, ISBE, IV, 2580.

250 Mehmet Aydın, “Hıristiyanlık- Kutsal Metinler ve Dini Literatür”, DİA, 1998, XVII, 340. 251 Bu ilke, Tesniye, 8: 1. pasuğa dayanır.

252 Bu ifadeler İsa (a.s.)’nın hem beşeri (insan, peygamber, başkahin, kral) hem de ilahi tabiatına da

işaret olarak yorumlanır. Bu ve paragraftaki bilgiler için bk. Gill, a.g.k., John, 13: 6; Matthew Henry (ö. 1714, Presbiteryen), Complete Commentary on the Bible, https://www.studylight.org/commentaries/mhm.html, (25.08.2016), John, 14: 6-7.

253 Bu anlam, Yahudi kaynaklarında Mesih’in isimlerinden birinin de “Menahem”, ya da “Comforter-

Teselli Edici” olmasıyla desteklenir. bk. Lightfoot, a.g.k., John, 14: 16. Yeni Ahit’te geleceği haber verilen bir figüran da “Âlem’in Prensi (ing. Prince of the World)”dir ki bu da Yahudi geleneğindeki anlamına binaen, İsa (a.s.)’dan sonra krallığı başlayacak olan şeytan olarak açıklanır. bk. Lightfoot, a.g.k., John, 14: 30; Robert Jamieson (ö. 1880- Jamieson vd. Ortodoks kilisesi önderleridir), A. R. Fausset and David Brown, Commentary Critical and Explanatory on the Whole Bible, https://www.studylight.org/commentaries/jfu.html, (03.12.2016), John, 12: 31.

gibi Kutsal Ruh’un da İsa (a.s.) adına konuşacağı anlamında açıklanır.254 Bütün bu

yorumlar, İsa (a.s.)’dan sonra vahyin kiliseden kesilmediği iddialarını desteklemiş görünmektedir. Kutsal Ruh’un kilisenin üzerindeki hâkimiyeti ve koruyuculuğu, başka peygambere ihtiyaç da bırakmayacaktır.

Hıristiyanlığın inanç esaslarından olarak, Protestan mezhebi dışındaki mezheplerin kabul ettiği “Ruhbanlık- Kutsal Rehberler (Order)” sakramenti (Tanrı’nın aktif olarak yer aldığı kutsal ayini), Kutsal Ruh konusundaki algı ve inançlara dayanır. Bu sakramette İsa (a.s.)’nın Kutsal Ruhu aracılığıyla Papa’ya

devrettiği otoritesi, yeni atanan din adamlarına paylaştırılır.255 Din adamlarına

Yahudilik’teki Rabbânîlerden daha fazla imtiyaz veren ve bu yetkiyi, dinin ilahlaştırılmış peygamberine (İsa a.s.’ya) dayandıran bu inanç, kilisenin dini otoritesinin garantisi olacaktır.

Hıristiyan teolojisine göre İsa (a.s.)’nın elçileri (havarileri), onun yaşamı ve öğretisini başlangıçta sözlü olarak aktarırken sonraları bu bilgiler, sağlıklı bir şekilde

korunmaları için Kutsal Ruh’un (Tanrı’nın) esinlemesiyle256 yazıya geçirilmiştir.257

Hıristiyan teolojisinde, Yeni Ahit’in ilk dört kitapçığının MS. birinci yüzyılda yazıldığı ve üçüncü yüzyılın başlarına gelindiğinde tartışmasız olarak herkesçe kabul gördüğü, diğer metinlerinin de aynı şekilde MS. 100 yılından önce yazılmış olup kitap haline getirilmesinin zaman aldığı kabul edilir. Buna göre, İsa (a.s.)’nın elçilerine dayanıp dayanmadığı açısından incelenen pek çok metin içerisinden seçilerek onaylanmış bu metinler ve dört kitap, MS. 325’te toplanan İznik konseyi ile

de onaylanmış ve bu metinlere resmiyet kazandırılmıştır.258 Burada kilisenin259

254 Lightfoot, a.g.k., John, 16: 13; Jamieson vd., a.g.k., John, 16: 13; John William McGarvey (ö.

1911, Hıristiyan Kilisesi papazı), Philip Y. Pendleton, The Fourfold Gospel- Harmony of the Four Gospels, https://www.studylight.org/commentaries/tfg.html, (09.10.2016), John, 16: 13.

255 Aydın, “Hıristiyanlık- Mâbed ve İbadet”, DİA, 1998, XVII, 350.

256 Bu inanca Yeni Ahit’te delil olabilecek ifade şöyledir: “Baba’nın adımla göndereceği Avutucu -

Kutsal Ruh- size her şeyi öğretecek ve tüm söylediklerimi anımsatacaktır” (Yuhanna, 14: 26). Hıristiyanlık vahiy anlayışında, havarilerin (ing. apostles) aldığı ilham, peygamberlere gelen vahiyle eşdeğerdedir. bk. Dulles, NCE, XII, 196.

257 Aydın, “Hıristiyanlık- Kutsal Metinler ve Dini Literatür”, DİA, XVII, 340.

258 bk. İncil, Yeni Yaşam Yay., İstanbul, 2003, s. 521-526; Orr, “Bible”, ISBE, I, 465-467. Hıristiyan

kaynaklarına göre İznik konseyi İsa (a.s.)’nın tabiatının ezeli olup olmadığı hakkında, Atanasyus ve Aryus’un karşıt görüşlerini tartışmak üzere toplanmış ve İsa (a.s.)’nın Tanrı ile aynı öze sahip olduğu görüşünü benimsemiştir. Bu konseyin pek çok İncil’den dördünü seçip diğerlerini imha ettiği şeklinde tarihi bir bilginin ise olmadığı belirtilir. bk. Wickwire, a.g.e., s. 321-323.

havarilere isnat ederek kanonik (yasal) ilan ettiği dört kitabın yazarlarının bilinmediğinin ileri sürüldüğü söylenmelidir. Diğer taraftan ilhamla yazıldıkları gibi, diğer yazılı metinler arasından yine ilhamla seçildiğine inanılan kanonik kitapları seçenlerin hata yaptığı, çünkü seçilen kitapların hatalar içerdiği şeklinde eleştiriler de

söz konusudur.260

Hıristiyanlık vahiy anlayışına göre Tanrı kendini İsa (a.s.)’da ifşa etmiştir. Bu anlamda İsa (a.s.)’nın misyonunda, sözlerinden ziyade bizatihi varlığı ve yaşamı öne çıkmıştır. Yani İsa (a.s.), insanlara Tanrı’yı açıklamaktan ziyade adeta O’nu göstermeye gelmiştir. İsa (a.s), sözlü-fiili tüm yaşantısıyla bizzat Tanrı’nın

Sözü’dür.261 Yuhanna’da bu Söz (Kelam, Logos)’den şöyle bahsedilir: “Başlangıçta

Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı. O’ydu başlangıçta Tanrı’yla birlikte olan. Kurulu düzen O’nun aracılığıyla oluştu ve oluşanlardan bir teki O’nsuz olmadı. Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların Işığı’ydı” (Yuhanna, 1: 1-4).262 Yani

Tanrı’yla birlikteyken tüm varlığın var oluş nedeni olan Söz (İsa a.s.), insanlığı kurtarmak için dünyaya gelmiş ve ışık olmuştur (Yuhanna, 1: 6-18). Burada bu ifadelerin sinoptik üç kitapta yer almadığı ve Yuhanna kitabının bunlardan sonra yazıldığı söylenmelidir -ki aslında Hıristiyan teolojisinin temelleri de bu İncil’de ve Pavlus’un mektuplarındadır ve bu nedenle bu çalışmada bu kitaplarda anlatılanlar ihtiyatla ele alınmaktadır- Ayrıca Yuhanna İncili’ndeki bu ifadelerin İsa (a.s.)’nın ağzından değil, Yuhanna’nın ağzından dile geldiği açıktır. Dolayısıyla İsa (a.s.)’ya bir kitap inmediği düşüncesinin yorumsal olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu düşüncede, Babası’nın yetkileriyle dünyaya gelmiş olan İsa (a.s.), öğretisiye birlikte zaten vahyin kendisidir ve ayrıca kitap/vahiy almasına ihtiyaç yoktur. Diğer taraftan

otuz yaşlarında peygamber olan ve zorlu tebliği yaklaşık beş yıl kadar süren263 İsa

(a.s.)’ya, Musa (a.s.) veya Hz. Muhammed (a.s.)’e verilen kitap gibi bir kitap

259 Kilise hem ibadet edilen yer hem de cemaat demektir. Hıristiyan geleneğinin tümünü, yani

Hıristiyanlığı da ifade eder ki burada bu anlamdadır. Tanım için bk. Aydın, “Hıristiyanlık- Mâbed ve İbadet”, DİA, XVII, 348.

260 Sakioğlu, a.g.e., s. 270, 271.

261 İsa (a.s.)’nın gelişi, Tanrı’nın ahir zamanda -insanlığı- kurtarma planının ve başlayacak krallığının

alameti olarak görülür. bk. J. Jensen, “Revelation in the NT”, NCE, XII, 189.

262 Bu ışık, Tanrı’dan kopup geldiği için, Hıristiyan teolojisinde İsa (a.s.)’ya ilahlık atfedilmiş ve ona

hakiki manada “Oğul” denmiştir. “Baba” ve “Oğul” nitelemeleri için bk. Yuhanna, 2: 18, 5: 18-29.

263 İsa (a.s.) MÖ. 6 veya 5 yılında doğmuş olup, MS. 30 yılında çarmıha gerilmiştir. bk. Orr, “Jesus

verilmediği de tahmin edilebilir. Aynı şekilde İsa (a.s.)’nın bu kısa sürede yeni bir şeriat getirip öğretmiş olması da özellikle o dönem şartlarında zor görünmektedir.

Yuhanna İncili’nde İsa (a.s.)’ya nispetle, “Ben kendiliğimden hiçbir şey yapmam. İşittiğim gibi yargılarım ve benim yargım adildir. Çünkü amacım kendi istediğimi değil, beni gönderenin istediğini yapmaktır” (Yuhanna, 5: 30) şeklinde,

her ne kadar başka türlü anlaşılsa da264 İsa (a.s.)’nın vahiy aldığını çıkarabileceğimiz

bir pasaj da vardır. Buna göre, İsa (a.s.)’nın yaptığı her şey O’nu gönderen Baba’ya tanıklık ederken, Baba da, İsa (a.s.)’ya tamamlaması için verdiği işlerde onun peygamberliğine tanıklık etmiştir. Aynı şekilde İbrahim (a.s.)’in çocukları olduğunu söyleyip Yahya ve Musa’ya iman edenlerin de İsa (a.s.)’ya tanıklık etmesi gerekir, çünkü bu peygamberler (Yahya ve Musa a.s.) onun gelişini haber vermiş ve bu, Kutsal Yazılarda da yazılmıştır (Yuhanna, 5: 31-47, 8: 39-43). Yine aynı kitapta geçtiğine göre, İsa (a.s.), öğretisinin kendinden değil onu gönderenden olduğunu, Tanrı’nın Kutsal Yasa’da istediklerini uygulamayı isteyen kimsenin, onun

kendiliğinden konuşmadığını anlayacağını söylemiştir (Yuhanna, 7: 14-19). 265

Yeni Ahit’e göre, İsa (a.s.) insanlığa imanla kazanılacak sonsuz yaşamı

vermek üzere Tanrı’dan aldığı yetkiyle,266 Tanrı adına inananların günahlarını

bağışlamış, ölüleri diriltmiş, hastaları iyileştirmiş, kötü ruhlara esir olmuş insanları

kurtarmış, fırtınaları dindirmiştir.267 Yeni Ahit’e göre İsa (a.s.) bu yetkileri, on iki

öğrencisine (havariler) de vermiş ve onları Göklerin Egemenliği’nin yakın olduğuna

dair Söz’ü, İsrail halkının yitik koyunlarına268 yaymaları için göndermiştir. İsa (a.s.)

264 Bu pasaj, Tanrı’nın oğlu İsa Mesih doktrini çerçevesinde, İsa (a.s.)’nın Baba’nın özünü taşıdığı ve

ondan ayrı olmadığı, yaptıklarını onun iradesiyle yaptığı ve insanları yargılama yetkisine sahip olduğu şeklinde yorumlanmıştır. bk. Gill, a.g.k., John, 5: 30; Albert Barnes (ö. 1870, Presbiteryen ilahiyatçı), Notes on the Whole Bible, https://www.studylight.org/commentaries/bnb.html, (01.10.2016), John, 5: 30. Pasaj, Baba’nın İsa (a.s.)’nın yaptığı herşeyin yazarı ve onaylayıcısı olduğu şeklinde de açıklanmıştır. bk. The 1599 Geneva Bible (Patriot’s Edition), Tolle Lege Press, USA, 2010, s. 1066.

265 İsa (a.s.)’nın vahiy aldığı ile başka bi şu şekildedir: “Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. Ne

diyeceğimi, ne konuşacağımı beni gönderen Baba buyurdu. O’nun buyruğu ise sonsuz yaşam olduğunu biliyorum. Bunun için, konuştuğum her sözü Baba’nın bana bildirdiği gibi söylüyorum” (Yuhanna, 12: 49-50).

266 “İsa onlara (on bir öğrencisine) yaklaşıp, “Gökte ve yeryüzünde tüm yetki bana verilmiştir” dedi”

(Matta, 28: 18). Ayrıca bk. Matta, 7: 28-29, Yuhanna, 17: 1-4. Yeni Ahit’e göre İsa’ya yargılama yetkisi de vermiştir (bk. Yuhanna, 5: 27).

267 Matta, 9: 1-8, 18-34, 8: 28-34, 23-27; Markos, 2: 1-12, 5: 21-43, 1-20, 4: 35-41; Luka, 5: 17-26, 8:

40-56, 26-39, 22-25.

268 Bu benzetme Tanah’ta da yer alır ve başlarındaki çobanlar tarafından saptırılıp dağlara dağıtılan,

Tanrı adına, havariler de İsa adına yani ondan aldıkları yetkiyle hareket etmişlerdir. Neticede havarilere iman eden, onları gönderen İsa (a.s.)’ya, İsa (a.s.)’ya iman eden de onu gönderene (Tanrı’ya) iman etmiş olacaktır. İsa (a.s.)’nın öğrencilerinin İsrail kentlerindeki işi, İnsanoğlu (Mesih) gelene kadar (yani kıyamete kadar) sona ermeyecektir. İnsanoğlu tahtına oturunca bu havariler de on iki tahta oturup İsa (a.s.) ile birlikte İsrail’in on iki soyunu yargılayacaktır. O vakit İsa (a.s.)’nın sağında ve solunda oturacak olanlarsa en çok hizmet edenler olacaktır, bunların kim olacağını

belirleme yetkisi İsa (a.s.)’da bulunmayacaktır.269 Başka bir yerde İsa (a.s.)’nın

insanlığı yargılamak için değil, kurtarmak için gönderildiği, son gün (hesap günü), İsa (a.s.)’nın söylediklerini işitip de tutmayanları yargılayacak olanın, insanlara bildirdiği Söz (İncil) olacağı anlatılır (Yuhanna, 12: 47-50). Bunlar birlikte düşünüldüğünde, hesap günü, İsa (a.s.)’nın tebliğine muhatap olanlar, İsa (a.s.) ve havarilerin önünde, İncil’e bağlılıklarına göre yargılanacaklardır, İsa (a.s.) ve

havarilerin yargıçlıkları da temsilidir denilebilir.270

Havarilerin tebliğ görevine dönecek olursak, Yeni Ahit’e göre havarilerin, sadece İsrail’i değil bütün ulusları vaftiz edip İsa (a.s.)’nın buyruklarını tutmaları için

onları eğitmekle yükümlü kılındıkları ve İsa (a.s.)’nın Kutsal Ruh’u271 onların

üzerine bırakarak dünyanın sonuna dek onların yanında olacağı sözünü verdiği

söylenmelidir.272 İsa (a.s)’ya inananların yetkisine gelince, Tanrı’nın bizzat

kendileriyle konuşup antlaşma yaptığı seçilmiş İsrailoğullarına benzer şekilde, Yuhanna İncili’nde onlardan Tanrı’nın çocukları olarak bahsedilir. İlgili pasaja göre

Burada da havarilerin sadece Yahudi olarak nitelenen iki kabileye değil, kaybolan on kabileyle birlikte yolunu kaybetmiş, başsız kalmış olup Mesih’i bekleyen tüm İsrail halkına tebliğle görevlendirildikleri şeklinde açıklanır. bk. Gill, Matthew, 10: 6; Barnes, Matthew, 10: 6; Jamieson vd., Matthew, 10: 6.

269 Matta, 10: 1, 5-8, 23; 40, 41; 19: 28; Markos, 3: 13-19, 6: 7-13, 16: 14-18; Luka: 6: 12-16, 9: 1-6;

Yuhanna, 20: 19-23.

270 Kur’an’da ahirette, İsa (a.s.)’nın da kendine tabi olanlara onu ve annesini iki ilah edinmelerini

söyleyip söylemediği konusunda, bu batıl inanca karşı şahit olarak sorgulanacağı anlatılır (bk. Mâide, 5: 116-119).

271 Bu Kutsal Ruh’un, Kur’an’da Allah’ın İsa (a.s.)’yı kendisiyle desteklediğini söylediği Ruhu’l-

Kudüs (Cebrail) olması muhtemeldir (Mâide, 5: 110). Yuhanna İncili’nde bu Ruh’tan Tanrı’nın inananlara sonsuza dek yardımcı olarak göndereceği Gerçek Ruh olarak bahsedilir (Yuhanna, 14: 16- 17). Hıristiyan teolojisinde İsa’ya da bu Ruh’a da ilahlık atfedilmiştir. Nitekim Tanah’ta “malak Yahweh”, yani Tanrı’nın meleği (teofani meleği de denmiştir) olarak sözü geçen (Tekvin, 22: 11) ve Yakub (a.s.)’a görünen (Tekvin, 48: 16), Musa (a.s.) ile ateşin içinden konuşan (Çıkış, 13: 21) bu meleğin, özel görevli bir melek olabileceği gibi teslisin ikinci şahsı olan “logos- Kutsal Ruh” olabileceği de düşünülmüştür. bk. John Macartney Wilson, “Angel”, ISBE, I, 133-134.

İsa (a.s.), kendine iman edenlere, insandan değil Tanrı’dan doğmuş olma hakkını verir (Yuhanna, 1: 12-13). Bu doğuşun, Tanrı’ya imanla başlayan yeni bir yaşamın sembolik ifadesi olduğu açıktır. Bu şekilde iman edenler arasında da Tanrı’nın çocukları olarak iman kardeşliği hâsıl olacaktır. Tanrı’ya inananların, O’nun

çocukları olması şeklindeki benzetme Tanah’ta da vardır.273

Yeni Ahit’te İsa’nın kurtarıcı misyon ve yetkilerinin neticesi olarak, ona itaat ve bağlılığın önemine de vurgu vardır. Buna göre inananlar, İsa (a.s.)’yı kendilerine en yakın olanlardan çok sevmelidir. Nitekim bir ailenin İsa (a.s.)’ya iman eden ve etmeyen fertleri bölünecek, karşı karşıya kalacaklardır. Bu anlamda İsa (a.s.) barış değil ayrılık getirdiğini söyler. Böylece inanan ve inanmayanlar ayrılacak ve esas kardeşlik olan iman kardeşliği kurulacaktır. Bu süreçte İsa (a.s.)’ya bağlılığından

canını yitiren aslında canını bulacaktır.274

Yahudilerin İsa (a.s.)’ya tepkilerinin odak noktasında İsa (a.s.)’nın ilahlık alanına girdiğini düşündükleri yetkileri ve bu yetkileri neticesinde yukarıda bahsi

geçen mucizeleri vardır.275 Esasında Yeni Ahit’ten anlaşıldığına göre, bilindiğinin

aksine İsa’yı dinleyen, hiçbir eğitim almadan öyle bir öğretiyi tebliğ etmesine ve

Kutsal Yasa hakkındaki bilgisine276 hayret eden, mucizelerine tanık olan pek çok

kimse ona iman ederken, pek çoğu da iman etmek istemelerine rağmen Ferîsîlerden alacakları tepkiden korktuklarından iman etmemişlerdir (Yuhanna, 12: 37-43). Nitekim ilgili pasajlara göre din adamları, insanlar ona iman etmesin diye sürekli İsa

(a.s.)’nın yetkisini,277 peygamberliğini, Kutsal Yasa’yı bilip bilmediğini, bu yasaya

karşı olup olmadığını sorgulamışlardır. İsa (a.s.) da bunlara karşılık kendi yetkisini

273 “Siz Tanrınız Aşem’in çocuklarısınız…” (Tesniye: 14: 1). Talmud’da bu şerefi, İsrailoğullarından

Tanrı’ya sadık olanlara veren bir görüş ve sadık olsun olmasın İsaril halkından olan herkese veren bir görüş de vardır. bk. TB, Kiddushin 36a.

274 Matta, 10: 32, 33, 37-39; Luka, 12: 8-10, 49-53, 14: 26-27.

275 Yuhanna İncili’nde geçtiğine göre Yahudiler, bir Şabat günü bir kötürümü Babasından aldığı

yetkiyle iyileştirdiğini söyleyen İsa’yı, kendini Tanrı ile eşit kıldığı için öldürme gayretine girmişlerdir. Bu olaydan sonra İsa (a.s.) Babasından aldığı yetkilerini sayar ve sözünü dinleyip onu gönderene iman edene sonsuz yaşamı vadeder, kötülük yapanları hesap gününe karşı uyarır (bk. Yuhanna, 5: 18- 29).

276 Kur’an’da İsa (a.s.)’ya bildiklerini Allah’ın öğrettiğinden bahsedilir: “…Hani, sana kitabı, hikmeti,

Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim” (Mâide, 5: 110).

277 Örneğin İsa (a.s.) bir evde yemek yerken gelip ayaklarına ağlayarak güzel kokulu yağ süren

günahkâr bir kadına, “Günahların bağışlandı” demiş ve sofrada oturanlar kendi aralarında, “Kim bu adam? Günahları bile bağışlıyor!” şeklinde konuşmaya başlamışlardır (Luka,7: 36-50).

Tanrı’dan aldığını,278 asıl yetkisi olmayan alanda söz söyleyip iş yapanların Yahudi

din adamları olduğunu ifade etmiş ve muarızlarına Kutsal Yasa’ya bağlılıklarının samimi değil şekilsel olduğunu, atalarının kimi törelerini Yasa’nın emri gibi görürken Yasa’daki kuralları da yorumlarıyla tahrif ettiklerini söyleyerek yanlışlarını izah etmiştir (ör. bk. Matta, 15: 1-11; Markos: 7: 1-13).

Yeni Ahit’ten’den anlaşıldığına göre, Yahudiler içerisinde, Mesih geldiği zaman nereden geldiğini kimse bilmeyeceği konusundaki bilgilerinden dolayı İsa’nın Mesih olduğuna inanmayanlar olduğu gibi, “Mesih gelince, bunun yaptıklarından daha mı çok mucize yapacak” diyerek ona iman edenler de olmuştur (Yuhanna, 7: 25-31). Ayrıca Yahudilerin beklediği kurtarıcı Mesih, gerçek bir kral olduğu için de (bk. Yeremya, 23: 5) İsa (a.s.)’ya inanmamışlardır. Hıristiyan teolojisine göre ise İsa (a.s.), Tanah’taki kehanetlerde müjdelenen Mesih’in bütün özelliklerini taşır. O

kehanetlerdeki gibi,279 Tanrı’nın oğlu ve aynı zamanda bir insan, baş kâhin ve

kraldır. 280 Ancak İsa (a.s.) gerçek bir kral olmadığına göre o, Göklerin

Egemenliği’nin, yani esas-uhrevi yaşamın kralıdır.

Yeni Ahit’e göre İsa (a.s.)’nın yetkisi çerçevesindeki misyonu, Yasa’yı tamamlamak olmuşken Yasa’dan özgür, hususi bir din olan Hıristiyanlığın teşekkülü İsa (a.s.)’dan sonra ondan yetkiyi devralan Pavlus gibi bir kısım sözde havariler ve kilisenin yetkileri ve misyonu sayesinde olmuştur. Yani din adamları ve gelenek,

Hıristiyan teolojjisinde de etkin olmuşlardır.281