• Sonuç bulunamadı

Muhabir ve Kameramanın Haber Üretim Sürecindeki Rolü

3. TÜRKİYE’DE HABERCİLERIN ÇALIŞMA KOŞULLARI

3.1.2. Muhabir ve Kameramanın Haber Üretim Sürecindeki Rolü

Gazeteciler 1980’lere gelinceye kadar üretim sürecinde aktif bir role sahipken, mesleğin dönüşümü ile birlikte pasif bir konuma geçmişlerdir (Toktaş, 2010: 152). Bu oluşan yeni durum Braverman’ın Emek ve Tekelci Sermaye kitabında dile getirdiği, kapitalizmin 20.yüzyılın sonlarında işletme anlayışında, üretim sürecinin tasarlanması ve uygulanması süreçlerinin birbirinden ayrıldığına ve çalışanların işin tasarlanması sürecinde geri planda bırakıldığına dair vurgusuna denk düşmektedir. Braverman’a göre yeni iletişim teknolojilerinin çalışma yaşamına girmesiyle birlikte emek sürecinin tasarlanması ve uygulanması birbirinden ayrılmıştır. Böylelikle sermaye, üretim sürecinin tasarlanmasını ve dolayısıyla kontrolünü tamamen ele geçirmiştir (Braverman, 2008: 35). Günümüz haber üretim sürecine bakıldığında Braverman’ın tezi doğrulanmaktadır.

Genel yayın yönetmeni ve üst düzey editoryal kadro gibi yönetimin üst kademesinde bulunan gazeteciler, üretim sürecini tasarlarken, muhabir, kameraman, foto muhabiri gibi alt kadro işin sadece uygulanmasına yönelik sürece dâhil olmaktadır. Çalışmanın 4.bölümünde elde edilen veriler, yönetimin vazgeçilmez

olarak nitelediği, kaynakları zengin, tanınmış, yüksek maaş alan birkaç kişi dışındaki oldukça büyük sayıda muhabir ve kameramanın bu gupta yer aldığını onaylamaktadır.

Muhabirlerin ve kameramanların habercilikten uzaklaşarak adeta birer “haber satıcısı” olarak algılanmaya başlamasıyla birlikte etik ilkelere yönelik ilgi ve algıları da bu yönde değişmiştir. Gazeteciler arasında süregelen tartışma tamda bu noktada dikkat çekicidir. Geçmişte ağırlıklı olarak “gazeteci kamu yararını gözeterek mesleğini icra eden kişi” olarak kabul edilirken günümüzde “mesleğini icra ederek para kazanan kişi” olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. “Kamu yararı” kavramının tıpkı ABD’de hâkim olan gazetecilik yaklaşımı doğrultusunda Avrupa gazeteciliğinin değişen felsefesiyle birlikte Türkiye’de de daha az önemli kabul edildiği gözlemlenmektedir. Gazetecinin “egemen sınıfın çıkarlarını koruyan ve üreten kişi” olduğu gerçeğini ise hala çok az sayıda gazeteci yüksek sesle dillendirmektedir.

1990’li yıllarla birlikte muhabir, foto muhabiri ve kameraman gibi üretim sürecinde çok fazla söz sahibi olmayan gazeteciler değer kaybederken, yönetici kadro ile oldukça sıkı ilişkiler içinde olan köşe yazarları önem kazanmaya başlamıştır. Bunun en temel nedeni de grup çıkarlarının öncelendiği yeni yapının ideolojik tabanının köşe yazarları tarafından oluşturulmasından kaynaklanmaktadır. Edward Said’e göre bu değişimin ardında “profesyonelleşme” olgusu yatmaktadır. Said’e göre entelektüele yönelik en büyük tehdit ne akademi, ne varoşlar, ne ticarileşmiş basın ve yayınevinden değil “profesyonelizm” denilen tutumdan gelmektedir. Bu kavram ile anlatılmak istenen şey; “geçim kaygısıyla, bir gözünüzü saatinizden ayırmadan ve profesyonel standartlar içinde kalmaya çalışarak, kabul edilmiş yaklaşımların ve sınırların dışına çıkmadan, pazarlanabilir ve teklif edilmeye, sergilenmeye uygun olmak uğruna kendinizi, apolitik ve nesnel biri haline getirmenizdir” (Said, 2013: 76). Bağlı olduğu kurumun çıkarlarını gözeten bir gazetecilik anlayışını benimseyen gazeteciler, günümüzde “medya profesyonelleri” olarak adlandırılmaktadır.

Muhabir ve haber kameramanları bu sistem içinde düşük maaşla, istenilen görevleri yerine getiren, kolaylıkla vazgeçilebilecek, yedek işgücünün sırada

beklediği fikir işçileri, profesyonel emekçi olarak kabul edilmektedir. Yaptığı iş ile gurur duyan, düşünsel faaliyet ile yaratıcı bir ürün çıkaran zanaatkâr gazeteci gün geçtikçe azalmaktadır. C.Wright Mills zaanatkarı tanımlarken “kendi içinde yer aldığı ve kendisi için yaptığı bir işle ilgilenir; yaptığı işten duyduğu memnuniyetler kendi ödülleridir” demektedir. Mills’e göre, zanaatkârın gündelik emeği, zihninde ortaya konulan ürünle bağlantısı üzerinden kurulur. Beceri iş sürecinde gelişir ve iş de deney yapma özgürlüğüyle bağlantılıdır (Aktaran Toktaş, 2010: 156). Çalışması pamuk ipliğine bağlı medya emekçileri ise haber üretim sürecinde düşünsel faaliyetten uzaklaşarak sadece belirli sınırlar içerisinde mesleklerini icra etmektedirler. Artık yaptıkları işin ödülleri kendi memnuniyetlerinden çok, bağlı bulundukları medya grubunun memnuniyetine bağlı olmaktadır.

Süre sınırı olan görüntü merkezli TV haberleri için gazetelere göre daha az sayıda haber üretilir. Televizyon haberciliğinde az sayıdaki muhabir belli alanlar yerine rutin haber ağırlıklı olmak üzere pek çok farklı haberi izlemek durumundadır. Tecrübeli ve geleneksel haber değerlerine ağırlık vererek haber yapan tvmuhabirleri fazla değildir, bu yönde de yetiştirilmeleriyle ilgilenmekten kaçınılmaktadır. Çok izlenirlik (rating ve reklam) sağlayan haber sunumlarında çalışan muhabirlerin birçoğu kendi deyimleriyle üretimden yoksun mikrofon tutucu ve çok kolay yeri doldurulur konumdadırlar. Çok az tecrübeyle kolay biçimde kamera önüne çıkarılıp bir o kadar da çabuk işten çıkarılabilmektedirler (Seçkin, 2004: 150).

Muhabirler ve haber kameramanları görev tanımları ve çalışmaları içiçe geçmiş, alanda birlikte çalışan haber emekçileridir. Yapılacak haberler sabah haber toplantısında haber müdürleri tarafından dağıtılmakta ya da muhabirlerin yapmak istediği haber önerisi kabul edilirse, görev verilmektedir. Gündemde olan birçok haberin tartışıldığı, önce haber değeri, sonra yapılabilir olup olmadığı ve haberi yapmak için hangi açıdan bakılacağının konuşulduğu bu toplantılar, kurum değerleri ve haber politikası açısından muhabirlere bir eğitim vermekte ve haber çerçevelerinin sınırlarını bir kez daha onlara hatırlatmaktadır.

Haber istihbaratı yapılırken, muhabir ilk sorumludur ama işiyle özdeşleşmiş tecrübeli kameramanlarda bu safhada muhabire yardımcı olmaktadır. Yapılacak haber için muhabirler şef haber kameramanından, kameraman talep etmekte ya da

önceden konuşulmuş ve haber müdürünün bilgisi varsa belirlenen kameramanla çekime çıkılmaktadır. Bu noktada muhabir ve kameramanlar arasında adı konulmamış bir anlaşma yürürlüğe girmektedir. Daha çok birlikte çalışma yöntemleri benzeşen ve alanda anlaşabilen ekipler birlikte çekime gitmektedir. Alanda merkeze bilgi aktarılması gerekiyorsa öncelikle muhabirler haber müdürleriyle veya editörlerle bağlantı kurmaktadır. Haber yapımında alandaki tüm görsel anlatım ve çekimden kameramanlar sorumlu olmaktadır. Haber çekiminden sonra merkeze dönülmekte ve görüntülerin izlenmesine bağlı olarak metin yazımı muhabir tarafından yapılmakta, kurguya geçilmektedir. Haber merkezinde işleyişte kameramanların daha edilgen bir görevi vardır. Buna karşın alanda kameramanın iş yükü muhabirden daha ağırdır:

Gazetecilik eskiye göre daha çok haber merkezinde masa başından yapılan bir meslek haline gelmiştir. Sokakta toplumla iç içe olan, sahici bir haberciliğin olduğu günlerin aksine haberler masa başında işletmenin çıkarlarını, siyasi bağlantıları hesap ederek tasarlanmakta ve genel yayın yönetmeninden, haber koordinatörü, haber müdürü ve istihbarat şefine doğru giden bir yönetim zinciriyle yukardan aşağı dikte ettirilmektedir. Günümüzde “pijamalı gazetecilik” denilen öncülüğünü köşe yazarlarının yaptığı anlayış, gün geçtikçe muhabir ve televizyon haber kameramanlarına doğru yayılmaktadır. Hızlanan bir süreçte artık muhabirlere ajanslardan gelen haberlere “takla attırması” yani parlak cümlelerle ilgi çekici hale getirilmesi istenmektedir. Haber kameramanlarının yeni işi de işletmenin önem verdiği siyasi, ekonomik egemenlerin basın toplantılarını takip etmek ve sermayedarın çıkarlarına hizmet eden haberleri çekmektir.

3.1.3. Yeni İletişim Teknolojilerinin Haber Profesyonellerine Etkisi ve