• Sonuç bulunamadı

Medyanın SiyasallaĢma ve Depolitizasyon Sürecine Etkisi

1.3. MEDYA ve DEMOKRASĠ ÜZERĠNE GENEL DEĞERLENDĠRME

2.1.1. Medyanın SiyasallaĢma ve Depolitizasyon Sürecine Etkisi

Ġçinde yaĢanılan kültür etkisiyle birey, sürekli bir siyasallaĢma süreci, yani siyasal kültürü öğrenim ve onun bir parçası olma sürecinde bulunmaktadır. Bu süreçte bireyin baĢta pasif konumdan; yaĢı, eğitimi vb. sosyo-ekonomik faktörlerin bir noktaya kadar artıĢıyla beraber aktif konuma geçmesi beklenir. Siyasal kültürün farklı öğeleri, bireyleri siyasete katılmaktan çok katılmamaya, siyasetle ilgilenmekten çok ilgilenmemeye siyasal süreçlerin dıĢında kalmaya yönlendirebilmektedir.

Siyasal ilgisizleĢmenin, pek çok sebebi bulunmaktadır. Örneğin Vedel için teknolojik geliĢme bu sebeplerden sadece biridir. “Tekniklerin gelişimi ve bu

gelişimin uyandırdığı ilgi öyledir ki, insanların dikkati artık teknolojiye çevrilmiş ve siyasî problemlerden uzaklaşmıştır.”206 Yine bireylerin geliĢmiĢ ülkelerde yakaladığı bir yaĢam standardı da siyasal ilgisizleĢmeyi de beraberinde getirmektedir. Ancak tüm bunlardan daha önemli bir sebebi Ģöyle açıklar: “(…) siyasal iktidar mücadelesi

alanı, sıradan vatandaş için artık yabancılaşmış bir alan hale gelmiştir.”207.

Siyasal iktidar mücadelesi alanın, medya tarafından fazlasıyla karıĢık sunumu, Noelle-Neumann‟ın da belirttiği gibi, medyanın dillendirme iĢlevi nedeniyle yabancılaĢması, bireyin yapılabilecek çok fazla bir Ģeyi olmadığı ve dürüst siyasetin olanaksızlığı telkini, siyasetin zorlu ve can sıkıcı mücadele gerektiren içeriği ile sınırsız eğlencenin dayanılmaz cazibesine karĢın hayat mücadelesi bir araya geldiğinde, bireyler siyasette kendilerini ilgisizleĢme sürecinde bulmaktadır.

Yine Vedel‟in aktarımından öğrenildiğine göre, Duverger‟in deyimiyle “siyaset

ümittir” ve dolayısıyla, “siyaset yapmak için, ne memnun, ne de karamsar olmak gerekir”.208 Vedel, siyasallaĢma ve siyasal ilgisizleĢme sürecini birbirine zıt süreçler olarak değerlendirmemektedir. Örneğin; “Televizyon, şüphesiz ki siyasal hayata olan

206Georges Vedel, “Siyasetle ĠlgisizleĢme, Efsane Mi Yoksa Realite Mi?” Çeviren: Hamide Topçuoğlu, Ankara Hukuk Fakültesi 40. Yıl Armağanı, AÜHF Yayınları No. 210, Ankara, 1966, s.440.

207

Vedel, s.440. 208

ilgiyi arttırır, fakat bunu yapmakla onun üslubunu da değiştirmiş olur. Televizyon, bir adam ile onu seyreden kitle arasındaki sempati ve temas unsurlarına daha çok yer verir ve dikkati, siyasetin objektif verilerinden başka yönlere çeker.”209.

Medya siyaseti yüzeysel anlamda popülerleĢtirirken içerik olarak da yoksunlaĢtırmakta, bireyleri de yoksunlaĢtırılmıĢ gündemle oyalamaktadır. Medya bireyi siyasallaĢtırırken, anlayabileceği ya da sadece görerek algılayabileceği baĢka yönlere kaydırarak siyasetin bizzat kendisinden uzaklaĢtırabilmektedir de. Böylece medya, bireyi seçim zamanı sandık baĢına giderek oy vermesini sağlayacak düzeyde siyasallaĢmasını; ancak seçimler arası dönemde geliĢmelerden ve siyasal liderlerden az çok haberdar olup suskunluğunu koruyarak rejimin meĢruluğunu devam ettirmesini sağlayacak düzeyde de siyasetten uzaklaĢtırmaktadır.

Ana akım medya kodlarını Chomsky, “seyirlik medya” adıyla anarken, bunları birey ve toplum üzerine yöneltilmiĢ saldırı olarak görmektedir. Seyirlik medyanın saldırısı iki yanlıdır: “(…) bir yandan baskıcı mesajlar saldırısıyla halkı kıskaç altına

alan ticari medya, diğer yandan da devlet faaliyetinin ayrıntılarını ve boyutlarını demokratik süreçlerden ve halktan gizleyerek siyasal cinayetler ve ihanete suç ortağı olur.”210. Siyasetle ilgilisiz birey, medyadaki haberlerle siyasallaĢabilecekken, eğlencelik unsurlarla var olan ilgisizliği daha da pekiĢtirilmektedir. Demokrasiyi bütünlemesi beklenen medya, vatandaĢları yoğun bir eğlence kültürüyle siyasetten uzaklaĢtırarak sistemin demokratik niteliğini düĢürmektedir. Chomsky‟nin bu görüĢleri yapılan araĢtırmalarla da desteklenmektedir211

.

Medya-keyifsizlik teorisine göre de siyasal sinizmin, siyasal ilgisizlik ve

yabancılaĢmanın, siyasal kurumlara olan güvensizliğin ve hatta korkunun sorumlusu medyanın siyasetle ilgili negatif tutumudur212. AraĢtırmalar ve teoriler çerçevesinde medyanın, liberal çoğulcuğun ileri sürdüğü gibi farklı kanallardan bilgi akıĢı iĢlevini üstlenmekten ziyade, bir eğlence kültürü olarak toplumları siyasetten uzaklaĢtırma iĢlevi gördüğü ileri sürülmektedir.

209 Vedel, s.450 Ancak burada önemle vurgulanması gereken nokta, siyaset yapma tarzının değiĢmesinin yarattığı siyasal katılmanın alıĢılmıĢ biçimlerindeki azalmanın, siyasal ilgisizleĢme olarak algılanabileceğidir. Vedel, bu yanılsamanın, araĢtırmacıları yanlıĢ yöne sevk ettiği konusunda haklı olarak uyarmaktadır. Bkz: Vedel, s.451.

210

Chomsky, Medya Denetimi, s.8.

211 Konuyla ilgili çözümlemeler için “Oy Verme DavranıĢı Üzerinde Medya Etkisi” baĢlığına bakılabilir. 212 Kenneth Newton, “Mass media effects: Mobilization or media malaise?” British Journal of Political Science, 29, 2002,.ss.579-580.

Sartori ise medyayı bir bütün olarak ele almak yerine siyasal ilgisizleĢmeyi yaratan unsuru televizyonda aramaktadır: “Televizyon bir güç olarak ortaya

çıkmasına kadar, insanlar politika ve uluslar arası ilişkiler ile ilgili haberlerle ilgileniyorlardı ve gazeteler de bu ilgiyi besleyecek yayınlar yapıyorlardı. Oysa bu ilgi günümüzde giderek azalmaktadır. Bunun suçu izleyicide değil, halkın ilgi ve merakını söndüren görsel politikada aranmalıdır.”213 Sartori aynı zamanda televizyonun, homo sapiens‟in soyut düĢünme becerisini gerileterek günümüz, “gören insanını” (homo videns) yarattığını belirtir. “Gören insanın” dünyasında soyut düĢünme becerisi gerilemiĢtir ve kararları da görme duyusu aracılığıyla elde ettiği verilere odaklanmıĢtır. Fotoğraflarda mitinglerin kalabalık görünen tarafından resmin alınması, pazarlanmak istenen bir liderin aĢağıdan yukarıya doğru, geriletmek istenen liderinse yukarıdan aĢağıya doğru resimlenmesi, daha uzun ve sık haber ya da daha az haber yapma gibi teknikler “gören insan” üzerinde oldukça etkilidir. McQuail de medya çağında artık görünüĢ, eylemin önüne geçmektedir214.

Medyanın, bireyin siyasallaĢma sürecindeki etkisi, aile, eğitim, yakın çevre ve kanaat önderlerin etkisinden bağımsız olmadığı gibi, depolitizasyon Ģeklindeki etkisi de bağımsız değildir. Bu durumda medyanın ne zaman hangi yönde etkide bulunduğu ayrıntılı uygulamalarla ortaya çıkartılabilecek noktalardır.