• Sonuç bulunamadı

ELE T R

2.5. GENELL KLE K TAP ELE T R S /TANITIMI YAPANLAR

2.5.4 H KMET D ZDARO LU

Hikmet Dizdaro lu (1917-1981), genelde kitap tanıtımı ve de erlendirmesi yapar.

Kendi ele tiri anlayı ını ortaya koyan yazıları yok denecek kadar azdır. Bu yüzden ele tiri anlayı ını, ele tiriyle ilgili görü lerini daha çok kitaplarla ilgili de erlendirmelerinden çıkarıyoruz. Ele tirmenin ilk ödevinin “tanıtma” ve “de erlendirme”367 oldu unu söyleyen

364 Ahmet Köksal, “Güne Çizgisi”, Yeditepe, S. 150, 1 Mart 1958, s. 7.

365 Ahmet Köksal, “Bulutun Rengi”, Yeditepe, S. 84, 1 Mayıs 1955, s. 7.

366 Ahmet Köksal, “Acı”, Yeditepe, S. 152, 1 Nisan 1958, s. 7.

367 Hikmet Dizdaro lu, “Kitaplar Arasında: Dü ’ün Payı”, Varlık, S. 539, 1 Aralık 1960, s. 19.

Dizdaro lu, ele tiriyi “bir yargı, bir de er yargısı” olarak tanımlar. Ele tirmen ise, “bu yargıyı veren ki i”dir. Dizdaro lu, ele tiri anlayı ını öyle ortaya koyar:

“Ele tirmeci; bu yargıyı veren, iyiyi kötüden ayıran, edebiyat ve sanatla ilgili birtakım ilkeler ve ölçüler ortaya koyan ki idir. Yargısı da, ayırı ı da, ilke ve ölçüler ortaya koyu u da geli igüzel ve keyfî de ildir: Edebî eserlerdeki güzellik ve ba arı derecesi, bunun öteki eserlerle kar ıla tırılması, belli ölçülere uygunlu u ele tirmecinin hareket noktasıdır. Bu i leri yaparken, birtakım sonuçlara ula ır;

bâzı ölçüler meydana çıkar, ilkeler belirir. Ele tirmeci, hayatı boyunca, bunların do ruluk derecelerini dener, yeni yeni sonuçlara ula ır, görü ve inanı larında de i me ve geli me olur. Bu durumda ele tirmeci sanatçıdan farksızdır.”368

Ele tirmeni bir sanatçı olarak gören Dizdaro lu’na göre ele tirmenin yaratıcılı ı

“vasıtalı”, air/öykücü/romancının yaratıcılı ı ise “vasıtasız”dır. Açarsak, ele tirmen ba kalarının eserlerini inceleyerek, onların üzerinde durarak yaratma eylemini gerçekle tirir. air veya yazar ise, do rudan kendi duygu ve dü üncelerini ortaya koyarak yaratır. Dizdaro lu, ele tirmenle di er sanatçılar arasındaki belli ba lı ayrımın bu oldu unu söyler.

Ona göre ele tirmenin de di er sanatçılar gibi bir dünya görü ünün olması do aldır.

Do al olmayan, bu görü lerini yaptı ı ele tirilerde ölçü olarak kullanmasıdır. Böyle bir ele tiri tek yanlılıktan/yönlülükten kurtulamaz. Bu ele tirmen, dünya görü üne uymayan kitapları ya incelemez, ya da kötüler. Ki isel be enilerini öne alan, bunu kesin bir ölçü sayan bir ki inin ele tirmenli inden söz edilemez. Belli kalıplara ba lı kalarak ele tiri yapılamaz.369

Dizdaro lu’na göre iç dünyasını eserlerinde sergileyen, ba ka bir deyi le “kendini eserlerine koyan” bir sanatçının yazdıklarından ki ili ini ortaya çıkarmak için yapılması gereken tek ey, eseri do ru yorumlamak ve de erlendirmektir. E er yazar/ air anılarını, dü üncelerini ortaya koyan ürünler de vermi se ele tirmenin/incelemecinin i i daha da kolayla acaktır. Çünkü yapılan yorum ve açıklamalar öznel olmaktan sıyrılacak, “nesnel bir kimlik”e bürünecektir.370

Dizdaro lu, kitap incelemelerini iki ekilde yapar. Monografi/inceleme türündeki kitapları bölümlerine göre özetler, konu hakkında bilgi verir. ncelemecinin

368 Hikmet Dizdaro lu, “Neden Ele tirmeci Yeti mez”, Varlık, S. 425, 1 Aralık 1955, s. 8.

369 Muazzez Menemencio lu, “Sanatçılarla Konu malar: Hikmet Dizdaro lu Anlatıyor”, Varlık, S.518, 15 Ocak 1960, s. 7.

370 Hikmet Dizdaro lu, “Bir Monografi”, Türk Dili, C. 9, S. 105, Haziran 1960, s. 482.

ba arılı/ba arısız oldu u yönleri ortaya koyar. Sözgelimi Yakup Kadri Karaosmano lu, nsan-Eser-Fikir-Üslûp kitabının yazarı Niyazi Akı’yla ilgili unları söyler:

“Dil ve üslûp konusunda uyguladı ı yöntemler her monografi için salık verilecek niteliktedir. Bu çalı mayı gördükten sora, ‘üslûbu parlaktır’, ‘dili akıcıdır’ gibi sözlerin lâf kalabalı ından öteye geçmedi ini ve hiçbir eyi açıklamadı ını daha iyi anlıyoruz. Dr. Niyazi Akı ise, yazarın dil hazinesini, üslûbunu, imajlar dünyasını aydınlatmak için eserlerini didik didik etmi , uzun listeler hazırlamaktan kaçınmamı tır. Bunları de erlendirirken de kendi zevkini ve de er ölçüsünü bir yana bırakarak, bilimsel verileri konu turmu tur.

(…)

Monografinin en büyük eksikli i, yazarında dil titizli ine raslanmayı ıdır.

En az otuz yıl öncesinin diliyle yazılmı tır. Bu yüzden, yöntemindeki yenilik, dilindeki eskilikle ba da mamı tır.”371

Roman ve öykü de erlendirmelerinde bunların konularını özetler, hangi konuları ele aldı ını söyler, ki ilerin özelliklerine de inir; öykücünün/romancının ne yapmak/anlatmak istedi ini, öykü/roman anlayı ını, anlatı özelliklerini, biçemini ortaya koymaya çalı ır, etkilendi i yazarlara de inir. Onun bir özelli i de de erlendirdi i yapıtın sonunda mutlaka yazarla ilgili bir söz söyleme gereksinimi duymasıdır. Bunlar genellikle yazarı destekleyici, onurlandırıcı sözlerdir. Dizdaro lu’nun de erlendirmelerinde yazara akıl verme, seçti i konuları sınırlandırma, güdümlü edebiyata yanda lık etme amacı güdülmez. O, yazardan toplumun duyarlı oldu u konularda daha dikkatli olmasını, bunları yazarken okuru buna hazırlamasını ister. Dizdaro lu, yukarıda dil ve biçem açısından ele tirdi i ele tirmenlerin/incelemecilerin yaptı ı hatalara zaman zaman kendisi de dü er.

Zeyyat Selimo lu’nun Kavganın Sonu ve Ba ı adlı öykü kitabı için u de erlendirmeleri yapar:

“Hergünkü hayat, tanıdı ı insanlar, çe itli görünümler, anılar… Konuları bunlar. Üzerlerinde ısrarla durma yok. Âdeta sabırsızlıktan do an bir ko u la, dokunup geçiyor. (…) Bu kısalık, bu hız önem vermeyi ten, ihmalden, güçsüzlükten do muyor. Yazarın anlatı özelli inden ileri geliyor. stese, içimizdeki özlemi bastıracak çapta hikâyeler verebilecek pek âlâ; çünkü, çok temiz, aydınlık, hikâyeye uygun bir dili var. Yalnız onun hatırı için seve seve okuyabilirsiniz. Yaratıcılı ı, bir küçük eyden bir hikâye çıkarabilmek ustalı ı da caba.”372

371 agm., s. 485-486.

372 Hikmet Dizdaro lu, “ ki Hikâye Kitabı”, Türk Dili, C. 5, S. 56, Mayıs 1956, s. 526.

iir kitaplarını de erlendirirken airin önem verdi i konulara, iiri söyleyi ine, deyi ine, ayıklama yapıp yapmadı ına önem verir.

Dizdaro lu, genelde Asım Bezirci’nin de dedi i gibi özetlemeyi ve konuyu ortaya koymayı önemseyen; ama, sözgelimi, yer, zaman, ki i, içerik, dil yapı gibi bir romanda önemli ili kiler yaratan temel ö elere hemen hiç de inmeyen ve biçim içerik ba ıntısını estetik düzlemde incelemeyen, ele tiri için gerekli çözümleme, kar ıla tırma, ölçütleme, aydınlatma, yargılama, yorumlama ve de erlendirmeye yana mayan, dolayısıyla ele tirinin en güç ve en gerekli ödevlerini ıskalayan, kuramda söylediklerini uygulamada yapmayan, i in kolayına kaçan, bir ele tirmendir.373