• Sonuç bulunamadı

ELE T R

2.4. AKADEM K ELE T R ANLAYI I VE TEMS LC LER

2.4.5. GÜZ N D NO

Güzin Dino (1910?- ), Fransız dili ve edebiyatı doçenti olmasına kar ın romanımızda gerçekçilik ve ilk romanlarımızda gerçekçili in uygulanı ı üzerine yazdı ı yazılarla önemli bir görevi yerine getirir. Onun ilk romancılarımız üzerine söyledikleri, eserleri de erlendirirken uyguladı ı yöntem roman ele tirisinin nasıl yapılması gerekti i konusunda bize ipuçları verir.

Dino, ele tirilerinde yazarın konuyu ele alı ve ortaya koyu biçimini ayrıntılı olarak de erlendirir. Eserin kurulu u ve yazarın gerçekli i uygulayı ı ele tirmenin ana sorunsallarını olu turur. Dino, eserden yola çıkarak dü üncelerini temellendirir.

Ele tirisinde hem eserin olumlu yönlerine, hem de aksaklıklarına de inir. Söylediklerini ele aldı ı yapıttan alıntılar yaparak destekler. Eseri yerli ya da yabancı yazarların eserleriyle kar ıla tırır.

Ona göre Nabizâde Nazım, Karabibik’te o güne kadar (1891) ele alınmamı bir konuyu i lemi tir. Bu konu ne edebiyatçılar, ne de dönemin siyasal ve iktisadî bunalımını kavrayabilen aydınlar tarafından somut bir biçimde ele alınmı tır. O, Osmanlı nesrinde e ine o güne kadar rastlanmayan yenilikler yapmı , gerçekçi diyebilece imiz ilk uzun öyküyü yazmı tır. Yazar, Karabibik’in ruhsal durumunu ortaya koyarken oldukça ba arılıdır. Çünkü bunu yaparken aynı zamanda varlıksız herhangi bir köylünün ruhsal durumunu da ortaya koyar:

“ srarla tek dü üncesine ba lı kalması, parasızlık yüzünden endi e ve tereddüt içinde olması konu kom unun her birinin öküzünü yakından kusur ve meziyetleriyle öz evlâdı gibi bilmesi, hiçbirine sahip olamaması; ve bütün bu dü ünceleri ayarlıyan parasızlı ı, borcu, alacaklı tarafından aldatılmak ihtimali, kendini

343 agm., s. 22.

korumak için hesap bilmemesi, cehaleti: ‘rŒť’ŒG ’ķ¡ˆ•G ’Œ•G ”Œ’›Œ‰ŒG

Ž›šŒ ‹”HG }ˆ’›•G ‰Œ™•‹ŒG ‹ŒG ’ü ‹ŒG ‰™G –ŠˆG ˆ™”ķ ‹ķG  ˆf bütün bunlar tipik bir köylüye te mil edilecek özelliklerdir.”344

Güzin Dino, Nabizâde Nazım’ın “okuyanı konunun içine kadar sürükleyen ve ahısların psikolojisiyle kayna tıran” bu üslûbunu gerçekçi anlatımın en güçlülerinden biri olarak nitelendirir. Ona göre Fransız nesrinde bile Flaubert’le birlikte geli en böylesine bir üslûbun, o güne kadar çok az i lenmi Osmanlı nesrinde ortaya çıkması, bu eserin önemini arttırmaktadır:

“Bu kısmın üslûbu da muhtevasiyle uygundur; dikkat edilirse iki çe it cümlelere rastlanır; bir yazarın a zından, bir de Karabibik’in iç konu masını ifade eden cümleler. Meselâ ba langıçta:

 #    $   %diyerek bize do rudan do ruya hitap etmekle ba layan Nabizâde, sonra bizi alıp Karabibik’in iç konu masına götürür:

&!%'(  )   

     " f˅”345

Güzin Dino, yazarın bizi bir ki inin gerçekli inden bütün köyün gerçekli ine götürmesini, Karabibik’in evini betimlerken köylünün tipik ya ayı ını vermesini, konu malarda köylünün dilini ve biçemini kullanmasını ba arılı bulurken, eserin kurgusunu pek ba arılı bulmaz. Ona göre eserin ilk üç bölümü (Karabibik tarlada, Karabibik evde, Karabibik’in esnafla ve di er ahıslarla münasebeti) köy gerçekli ini tüm çıplaklı ıyla ortaya koyarken, dördüncü ve be inci bölümde (Karabibik mesut, Karabibik’in hissî ve cinsî hayatı) Karabibik’in mutlu bir ki i olarak çizilmesi insanı biraz a ırtır. Çünkü onu mutsuz eden ko ulların düzelmesi için herhangi bir umut yoktur. Buna kar ın Karabibik, muradına ermi , öküzlere sahip olmu , kızını evlendirmi tir. Bununla ilgili mantıklı bir kurgunun yapılmamı olması ve yapay bir biçimde be inci bölümün eklenmesi eserin bütünlü ünü büsbütün bozdu u gibi, “edebiyat tarihimizde ilk üç kısmiyle önemli bir yer tutabilecek bu hikâye” de tamamlanmadan biter. Bitmedi i ve aydınlarımızın da Anadolu gerçekli ine gereken özeni ve önemi göstermedi i için Karabibik, yazıldı ı dönemde bir çı ır açamamı tır.

Güzin Dino, yukarıda da de indi imiz gibi romanda gerçekçilik olgusuna, hatta aynı adı ta ıyan akımın özelliklerini ta ımasına özel bir önem verir. Dino, romanda

344 Güzin Dino, “Nabizâde Nazım’ın (1865-1893) ‘Karabibik’ simli Hikayesi Üzerine Bir Deneme”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co rafya Fakültesi Dergisi, C. 12, S. 1-2, Mart-Haziran 1954, s. 155.

345 agm., s. 155-156.

gerçekçili in ba arılıp ba arılmadı ını irdelerken, de erlendirmesine ölçüt olarak gerçekçi Fransız romanını alır. Oradaki tarihsel süreçle romanımızdaki tarihsel süreci kar ıla tırır.

Ölçüt Kırmızı ve Siyah, Madam Bovary gibi romanlar olunca Sergüze t gibi ilk dönem Osmanlı romanının gerçekçilikle ilintisinin çok zayıf kalaca ı açıktır. Çünkü Osmanlı romanı Fransız romanı gibi 13. yüzyılda de il, 19. yüzyılda ba lamı tır. 600 yıllık farkın romana da yansıması do aldır. Çünkü Fransa’da roman bizde oldu u gibi birden mistik bir dünyadan “aklî ve tarihî” olmayan bir dünya anlayı ına dayanan bir estetikle uygulanmamı , do al süreçler ya anmı tır. Romanın belli oranda gerçekçi görünmesini Samipa azâde Sezai’nin “yer yer konu ma dilindeki sadelik, a kın do u unun makul izahı, bazı tasvirlerde, görülen e yanın ismi ile tarifi gibi o gün için mevcut olmayan edebî bir yenilik” olu turmasına ba layan Güzin Dino, bütün bunların romanı gerçekçi yapmadı ını;

çünkü gerçekçilerin günlük hayatın içinden seçtikleri bir olayı gözlemlediklerini, bunların en tipik özelliklerini bir araya getirerek ortaya koyduklarını, yazarın ise bunu ba aramadı ını dile getirir:

“Sezai Beyin yarı masal, yarı romantik unsurları ta ıyan tamamiyle romanesk hikâyesinde görülen tek tük, sadece iptidai bir mü ahedeye dayanan tasvir ve kısımları, nihayet hayal ve rumuz dünyasından kurtulmaya çabalayan Osmanlı aydınının sanattaki bir tezahürü olarak çok önemli bir merhaleyi temsil ediyorsa da, réaliste san’at metodlariyle hiçbir ilgisi yoktur ve olamazdı da; çünkü Fransız realist romancısı Sezai Bey gibi roman nevinin ilk kurucusu da de ildi.

Böyle olunca, hiçbir romancılık gelene ine sahip olmayan üstelik de orta ça sosyal bünyesinden henüz kurtulmaya çalı an, ilmî inançlardan mahrum Osmanlı cemiyeti içerisinde Sergüze t romanını yazan Samipa a zâde Sezai Bey, kendisini gerçekten bir sergüze te atmı tır denilebilir.”346

Güzin Dino, özellikle ilk dönem roman ve öykülerimize yakla ımıyla, bunları bilimsel bir yöntemle çözümleyip de erlendirmesiyle, ele tirilerinde kar ıla tırmalı edebiyat bilimi yöntemlerinden yararlanarak yargılarını daha sa lam bir biçimde vermesiyle, yalnızca ele tirmeyi de il bilgilendirmeyi de amaçlayan yakla ımıyla; bir eserin hem çok yönlü hem de tek yönlü incelenebilece ini ortaya koyan, biçimle birlikte içeri i de önemseyen tutumuyla özellikle roman ele tirisinin nasıl olması gerekti ine kaynaklık eder.

346 Dino, Güzin, “Samipa azâde Sezai Bey’in ‘Sergüze t’ simli Romanında Gerçekçili in Payı”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co rafya Fakültesi Dergisi, C. 12, S. 1-2, Mart-Haziran 1954, s. 152.