• Sonuç bulunamadı

ELE T R

2.2. NESNEL-B L MSEL ELE T R ANLAYI I VE TEMS LC LER

2.2.2. HÜSEY N CÖNTÜRK

bir araya getirmektir.189 Cöntürk, eserin tüm yönleriyle, toplumbilimci, ruhbilimci, dilbilimci, biçembilimci, Marxçı, tarihçi vb. ele tiri adları altında incelenmesini / ele tirilmesini ister. Bunun kar ılı ını da endüstrideki “Ford ya da Taylor sistemi”nde bulur.190 Cöntürk’ün istedi i, Ataç tipi “en tam edebiyat adamı” de il, birçok ele tirmenin i yapabildi i bir “ele tirmenler tezgahı”dır. O, bu tezgahı i lerlik bakımından da “Millet Meclisi”ne benzetir. Burada önemli olan ele tirmenin bilgili ve i birli ine açık olmasıdır.

Bu ele tirmenler, buna ele tiri yapan sanatçılar da dahildir, “bilgi ve anlayı ta” belli bir düzeye gelmi olmalıdır. Cöntürk, bunun öyle gerekçelendirir:

“Ancak böyle yapabilirsek Batıda çoktan sonuca ba lanmı , ya da i lenmi , edebiyat meselelerini biz de çözümleyebilecek, ve arkamızdaki bu temel bilgilere dayanarak günün meselelerini, örne in, yeni ku ak iirlerinin incelenmesi ve de erlendirilmesini, yapabilece iz. (…) Bu tip ele tirmende i birli i, hiç de ilse ho görürlük, en tabii bir özellik olacaktır.”191

Uzmanla maya dayalı bir ele tiriyi önceleyen Cöntürk’e göre sempozyum ele tirmecili i bunun en en iyi örne idir. Okurun bu sempozyum bildirilerinden kendine göre bir sonuç çıkarması, onu da eserin içine çekecektir. Bu sayede de yazar-okur-ele tirmen sacaya ı tamamlanmı olacaktır.

Cöntürk’ün ele tirmenden istedi i bir ba ka eyse “ölçü”dür. Cöntürk, bu konuda unları söyler:

“Bir ele tirmecinin ‘ölçüler sistemi’ bir yapıtta bulunmasını istedi i özelliklerin ya da onların niteliklerinin toplamı ile müteradiftir. Bir yapıtta kendimizin üstün tuttu u özellikleri, varlıkları bulamazsak o yapıt bizce, bizim ölçülerimize göre, kötü olmu olur.

Burada urası da anla ılmı oluyor ki yapıt ele tirmesinde sıra önce özellik ve niteliklerin tesbiti ve sonra da bunların de erlendirilmesi iken, bir ele tirmecinin kendi olu masında özellik ve niteliklerin de erlendirmesini yapabilecek bir ölçüler siteminin kurulması önce, bu sistemin ele aldı ı özellik ve nitelikleri yakalamak için kullanılacak aletlerin yaratılması sonrasıdır.

(…)

189 “Ele tirmeden Önce - Ele tirmede birli i”, age., s. 10 / 65-66.

190 “Ele tirmede Taylorizme Do ru”, age., s. 60-61.

191 Hüseyin Cöntürk, “Ataç ve Dilekler”, Salkım, C. 3, S. 49, 27 Mayıs 1958, s. 4.

Bizim bildi imiz, ölçülerin kurulmasında en çok faydası dokunacak bilgiler unlardır: tür bilgisi, duyarılık bilgisi ve duygusu.”192

Cöntürk’e göre ele tirmenin ele tirmen olabilmesi için “ça da duyarlı ı sezmesi, duyması ve kavraması” bir ön ko uldur. Bunun için de bir “edebiyat anlayı ı”na sahip olması gerekir.193

Cöntürk, ele tirinin edebiyat için çalı tı ını, ama edebiyat olmadı ını, onun kendine özgü bir olu um ve ya amının oldu unu imler. Ona göre ele tirmen, edebiyat için çalı ırken, asla kendi ba ımsızlı ına gölge dü ürmemelidir. E er yaptı ı i i ciddiye alırsa, o da kar ı tarafça ciddiye alınacaktır. Bu bir disiplin i idir. Çünkü ele tiri bir iç bo altma, bir dedikodu, bir söyle i aracı de ildir. Cöntürk, bu sözleriyle A. France, Lemaitre, Ataç tipi ele tiriye kar ı oldu unu net biçimde ortaya koyar. Onun istedi i ele tiri, “bilim disiplini içinde icra olunacak bir inceleyici (bilimsel) ele tirme”dir. 194 O, “zihinsel (rationalistic) ve tahlilci (analytical) bir ele tirmeden yana oldu u için Ataç tipi ele tirmecili i çürük bulmakta”, benimsememektedir.195 Cöntürk, bu arada unun da altını çizer, felsefe ve bilimlerden mümkün oldu unca yararlanılmalı, ama asla bilim ele tirinin yerini almamalıdır:

“Örne in bir edebiyat yapıtı malzemesini sadece toplumbilimsel yasa ve do rulardan seçme e kalkarsa o edebiyat yapıtı uyruk de i tirmi , toplumbilimin uyru una geçmi sayılabilir. Bizde edebiyatta bu yol uyruk de i tirmeye misal verilmek istenirse Fethi Naci’yi gösterebiliriz sanırım. O da yazarların ‘objektif gerçekleri aksettiren bir doktrine’ ba lanmalarını, ‘tarihen do ru bir özü’

yazmalarını istiyen, ‘nesnel gerçeklere uymıyan’ yapıtları yeren, ‘nesnel olan ve bu yüzden tek yanlı olan gerçe i’ çok yanlı olarak gösterenleri ‘fikirleri bulandırmakla’ suçlayan bir ele tirmen de il mi?”196

Edebiyat yapıtının her eyden önce bir ki inin, aynı zamanda da ki inin içinde ya adı ı toplumsal artların ürünü oldu unu söyleyen Cöntürk, ele tirmenden sorumluluk bekler. Bu da ancak ölçü ile olur. Bir yapıtın özelliklerini öncelikli olarak ortaya koyan, sonra da bunlardan hangilerinin iyi, hangilerinin kötü oldu unu açıklayan, di er bir deyi le de er ölçütlerini belirten ele tirmen sorumlu ele tirmendir.

192 Hüseyin Cöntürk, “Ele tirmeden Önce”, Ele tirmeden Önce, s. 11.

193 age., s. 12.

194 age., s. 13-14.

195 Hüseyin Cöntürk, “Edebiyat Gücü, Ele tirme Gücü”, Forum, C. 9, S. 98, 15 Nisan 1958, s. 22.

196 Hüseyin Cöntürk, “Uyruk De i tirme”, Ele tirmeden Önce, s. 18.

Cöntürk’e göre ele tiride ba arılı olmak için önemli olan, “çalı ılan mevzudaki elemanlar içinden hepsini temsil eden bir örnek seçebilmek”tir. Bundan dolayı bir yazarın ya da bir airin tüm yapıtlarını okumak art de ildir. Önemli olan çalı maya esas olan bir örne i seçebilmektir. Cöntürk’ün bu konuya yakla ımı öyledir:

“Ele tirmenin tam olabilmesi için bir eseri (veya sanatkârı) hem ça da eserlere olan ba ları bakımından hem de onlardan sıyrılmı olarak geçmi -gelecek hattı üzerinde incelemek lâzımdır. Ça da eserlerle mukayese horizontal, geçmi ça dakilerle mukayese dikey istikamette örnekler seçilmesini gerektirir.

(…)

Matematik istatistikte örnekler seçildikten sonra bunlara ait rakamlar sıralanır, gruplandırılır, ve çe itli metotlarla analiz edilerek kıymetlendirilir.

Ele tirmede de buna benzer bir yol tutulur. Ele tirmecinin ba arısının objektif olmasına ba lı oldu u ötedenberi söylenir. Bu ise matematik istatisti in kullanıldı ı tekni e benzer bir teknik kullanmak demektir.

Son olarak, kıymetlendirilen neticelerin açıklanması, mânalandırılması ve kâ ıda dökülmesi kalır. Bunun gerek istatistik gerek ele tirmede açık, özlü, ikna edici, v.s., olması istenir.”197

Cöntürk, ele tiriyi toplumbilimsel (bilimsel) yapıt uyru una geçiren, biçimden çok özü dikkate alan, buyrukçu, bir yapıt öyle olmalı/olmamalı diyecek kadar katı olan, yargıççıl bir ele tiri yapan Fethi Naci’ye de, edebiyat e risi üzerinde duran, ama her yapıt kendine özgüdür, bundan dolayı da ölçü konamaz diyen, öznel ele tiri gibi çürük bir ele tirinin temsilcili ini yapan Ataç’a da kar ıdır. Kısaca bu ele tirilerde ya katılık, ya da sıvılık vardır. En saygın sistem ise araya dü mektedir. Parolaları olursa’dır.198 Modern ele tirmen ise, bu iki kar ıt kutbun iyi yönlerini alan, “edebiyat e risi üzerinde kalan ve belirli ölçüleri olan ele tirmen”dir.199 “Nesnel ele tirme, öznel ele tirme ile yargıççıl ele tirme arasına dü en, insanî, sorumlu ve önemsel bir ele tirmedir.”200

Her ele tirinin öznel oldu unu söyleyen Cöntürk’e göre öznellik iki türlüdür.

Ele tirilerin kiminin yüzü, kiminin ise sırtı yapıta dönüktür. Önemli olan ele tirmenin yapıttan uzakla mamasıdır. Amaçlanan yapıtın açıklanması, de erlendirilmesi, irdelenmesi

197 Hüseyin Cöntürk, “Edebiyat Ele tirmesi ve Matematik statistik”, Varlık, S. 415, 1 ubat 1955, s. 26.

198 Hüseyin Cöntürk, “Katıla madan, Sıvıla madan”, Ele tirmeden Önce, s. 33-34.

199 “Ele tirmede Ölçü”, age., s. 30.

200 “Öznel Ele tirmeye Kar ı”, age., s. 38.

olmalıdır, içini bo altmak, kendi ruhunun serüvenlerini anlatmak de il. Böyle bir ele tiri her ortamda ele tiridir. Geçerli olan, istenen de budur.201

Cöntürk, bu eserinde nesnel ele tiri üzerinde de durur: “Nesnel ele tirmenin ölçücüleri ‘de i mez’, ‘ebedi’ de ildir, yakla ımsaldır (approximate). Bu suretle o, mutlakçı tutumla görececi tutum arasında yer almı bir ele tirme tarzıdır.”202

Cöntürk, toplumbilimsel, ruhbilimsel, izlenimci/mutlakçı, yargıççıl, duygusal, amaççı ele tiriye kar ıdır. O, yargıççıl/toplumbilimci/Marksist ele tiri ile izlenimci/izafiyeci/öznel ele tiriyi öyle kar ıla tırır:

“Yargıççıl olanlar bir ölçüler sistemi kurmakla ele tirmede ki isel etkenleri mümkün oldu u kadar kaldırabilmi lerdir. Fakat bu ölçüler yapıtlar dı ında, onlara ba lı olmadan var oldukları için katıla mı ladır. zafiyeciler ise, yapıtların hakkını vermekte geri kalmıyorlar. Fakat bu i te o kadar ileri gidiyorlar ki, her yapıtın kendine özgü bir eyi vardır, bu sebeple ölçü denen ey konamaz, demekle ele tirmenin neredeyse mezarını kazıyorlar.”203

Cöntürk’e göre izlenimci ele tiri yapmak istemeyen ele tirmen yapıtı göz önünden uzak tutmamalı, onu anlamaya ve onun üzerine konu maya çalı malı, ele tiri için gereken yol ve yöntemleri bilmeli, belli bir disipline sahip olmalıdır.204 Cöntürk için önemli olan ey, yapıtın öncesi veya sonrası de il, kendisidir. O, ba ka eylerin de il, edebiyat yapıtının incelenmesini ister.205 Cöntürk, iyi bir ele tirmen olmak için unları gerekli görür:

“ yi bir ele tirmeci olmak için salt bazı yapıtlar üzerine konu mak yetmiyor.

Ele tirel konular üzerinde bilimsel yollarla incelemelerde bulunmak, sanatın geli mesi ve yayılmasına yarayacak zeminin yaratılmasında i almak, ele tirmenin nazariyesi üzerinde çalı arak kendi ele tirel ölçü ve görü lerini derli toplu bir

ekilde okuyuculara sunmak ta gerekiyor.”206

Cöntürk, ele tirmen olmak için iyi bir ele tirel e itim görmenin art oldu unu ileri sürer. Sanatçılık de il, ama ele tirmenlik, e er edebiyata yetene i varsa, ö retilebilir ona göre. Çünkü ele tirme, yaratıcı bir sanat olmaktan çok bir teknik, bir araçtır. Bugünkü ilke

201 Hüseyin Cöntürk, Asım Bezirci, “Yetkin ve France”, Günlerin Getirdi i Götürdü ü, Ataç Yayınları, stanbul, 1962, s. 21.

202 “Yapıtları Büyük Yapan”, age., s. 39.

203 “Katıla madan, Sıvıla madan”, Ele tirmeden Önce, s. 33.

204 “Ele tirmenin Ba ımlılı ı”, age., s. 44.

205 “Ele tirmede Yapıtın Kendisi”, age., s. 42.

206 “Birbirini Bekliyenler”, age., s. 55.

ve yöntemleri ço u gereksinimleri kar ılayacak kadar geli mi tir, onları ö renmek de mümkündür.207 Cöntürk, ele tirel e itimin ele tirmene kazandıraca ı eyleri öyle özetler:

“1. Ele tirel i lem ve kavramları iyice ö renece iz. Ö renince de, örne in ya antı ile olayı, ya antı ile realiteyi karı tırmayaca ız.

2. Kavramların ö renilmesi ile terimbirli ine geçebilece iz. Bu da birimizin yazdı ının, ötekilerce, oldu u gibi anla ılmasını sa layacaktır.

3. Kavramların belli terimlerle çivilenmesi karanlık dü ünme ihtimallerini azaltacak, maksadımızı anlatmakta çekti imiz sıkıntılar belki toptan ortadan kalkacaktır. Yazılarımız hem anla ılır olacak hem de kısalacaktır.

4. Ve sonra görece iz ki, bugün üzerinde konu tu umuz edebiyat sorunlarında ço u çoktan bir sonuca ba lanmı , çözümlenmi tir. Bu çözümlenmi tartı ma – sonuçlarına bele ten konmak ve çalı malarımızı bunlara ekliyerek yeni do rular bulmak pe inde ko mak varken, bulunmu do ru ve olguları bulmak yolunda yaptı ımız kördö ü ü çalı malar için yitirdi imiz zaman ve emeklerimize acıyaca ız. Bu ise bize bundan böyle daha usullü çalı mak azmini a ılayabilecek.”208

Yazar, bu yapıtında nesnel ele tirmenin sorumlulukları üzerinde de durur. Buna göre nesnel ele tirmen ilk olarak kendisini sanatçıya ve okura kar ı sorumlu hissetmelidir.

kinci olarak yapıt ele tirmesi yapıyorsa, yapıt ne anlatmak istemi tir, yapıttaki özellikler nelerdir, kısacası, yapıtın do ası nedir, bunu bulmalı ve açıklamalıdır. Üçüncü sorumluluk, ne oldu unu bildirdi i yapıtın de erini biçmeli, onun güzel ya da kötü oldu unu bildirmelidir. Buna hak kazanabilmesi için ele tirmen neyi güzel, neyi çirkin buldu unu belirtmelidir. Ele tirmene dü en son sorumluluk ise, ele tiri kuramları üzerine çalı maktır.

Bu, kabaca, ele tirel yöntem, ölçü ve ilkelerin iyice anla ılmasına ve geli mesine çalı mak, ele tirmenin felsefesini, ele tirisini yapmaktır.209

Ele tirmenin ana sorunsalının, yapıtların anla ılması ve açıklanması oldu unu söyleyen Cöntürk’e göre “biyografya” (biyografi/ya amöyküsü) ve psikoloji bu konuda ele tirmene yardımcı olur:

“Üç ayrı maksada yarayabilir biyografya:

207 “Ele tirmede E itim”, age., s. 71-72.

208 age., s. 71.

209 age., s. 74-77.

1a. Yazarın ruh hali üzerinde yapılan psikolojik çalı malara malzeme hazırlar. 1b. Yapıtın meydana getirili i lemi (yaratılı ı) üzerinde yapılan psikolojik çalı malara malzeme hazırlar.

2. Yazarın yapıtlarının anla ılmasında bize yardım eder.

3. Yazarın ahlâksal, dü ünüsel ve duyusal geli mesi hakkında bize bilgi verir.

Psikolojiye geçelim. O da u maksatlar için kullanılabilir:

1a. Yazarın bir ki i, bir tip olarak psikolojisini inceler. 1b. Yazarın yapıtının yaratılı i lemini inceler.

2. Yapıttaki psikolojik tip ve yasaları ara tırır.

3a. Yapıtın tabiatını (örne in özü ile biçimi arasındaki ilintileri) açıklar.

3b. Yapıtın okuyucu üzerindeki etkisini inceler.”210

Hüseyin Cöntürk, Günlerin Götürdü ü’nde Suut Kemal Yetkin’i ve yapıtını bütün yönleriyle ( zlenimcilik ve Çıkmazları, Yetkin ve Montaigne, Yetkin ve France, Yapıtları Büyük Yapan, Edebiyat Öncesi, Teke ndirme, Aynalar ba lıkları altında) inceler. Bu eserde Cöntürk’e göre “önemli bir ey yok”tur. Bize bu yapıtla kendine özgü ele tirel temel bilgi devredilmez. Ataç’tan bize ula an bazı temel davranı ve bilgilerin kök salmasını güçle tirecek gibi duran bu kitap, aynı zamanda küçümsenecek bir kitap da de ildir. Çünkü o, bugünkü ku akça yapılması gereken i lerin ne denli çok oldu unun göstergesi gibidir.211

Cöntürk, kuramsal olarak Ça ının airi’nde ortaya koydu u iirde öz, biçim ve çevrin, anlam, iir –müzik ili kisi, iir dili ve dilde deformasyon vb. dü ünceleri, 1960’larda yazdı ı Turgut Uyar212, Behçet Necatigil ve Edip Cansever Üstüne213 adlı kitaplarında uygulamaya çalı ır. Bütün bu uygulamaların oda ında “metin” vardır.

Metinleri, yakından okuma yöntemiyle kavrar ve yorumlar; eserin de erini, airin airlik derecesini ortaya koyar.

Necatigil’i “Kli eye Kar ı Necatigil”, “Necatigil’de Açıklama ve Yorum”, “Ölü Çizgi”, “Necatigil’in Teknik Özellikleri” ve “Necatigil’de E benzeti” ba lıkları altında inceleyen Cöntürk, incelemesinde “metnin” dı ına çıkmaz. airi iirinden yola çıkarak de erlendirir, tek ölçütü eserin kendisidir. Ona göre “iyi air olmanın en az iki ko ulu”

210 Hüseyin Cöntürk, “Biyografya, Psikoloji ve Edebiyat”, Yeni Ufuklar, Ele tiri-Deneme, C. 8 (1), S. 95 (2), Nisan 1960, s. 76.

211 Hüseyin Cöntürk, “Yarınkilere Kar ı Hazırlanmak”, Günlerin Götürdü ü, Ataç Kitabevi Yayınları, stanbul, 1962. s. 6.

212 De Yayınları, stanbul, 1961.

213 Karde Matbaası, Ankara, 1964.

vardır: “Kli ele mi dille yazmamak ve bir eyler getirmek.” Necatigil’de bunların ikisinin de var oldu unu söyleyen Cöntürk, onun bundan dolayı ba arılı bir air oldu unu imler.

“Yazar, kitlelerin arasına girmeli, onların kurtulu kavgasına katılmalı, onları ilgilendiren ve ya antılarını, sorunlarını, e ilimlerini, isteklerini, sava ımlarını, duygularını, dü üncelerini i leyen konulara öncelik, a ırlık vermelidir. Yoksa, devrimci edebiyatın temel i levi olan kitleleri ‘bilinçlendirme, birle tirme, sava tırma’ eylemi ba arı kazanamaz.”214 diyen Asım Bezirci gibi ele tirmenler sanatçıdan sorunlara çözüm üretmelerini isterler. Bir eseri ve sanatçıyı de erlendirirken toplumbilim, ruhbilim, iktisat, tarih gibi bilimlerden öncelikli olarak yararlanırlar. Cöntürk için bunlar, ancak eserin anla ılması için gereken ikincil derecede ögelerdir.215 O, “ air mutsuzlu un çarelerini gösteriyor mu? Onu yenme e çalı ıyor mu?” diye sorduktan sonra bu soruların edebiyatla ilgisi olmadı ını, ama airi tanımaya yardımcı olabilece ini söyler. Çıkan sonuç udur:

Necatigil, kaderine kar ı çıkmayan / çıkamayan, bir eyin çaresi varken çareyi kullanmayan / kullanamayan, hatta tek çare olarak ölümü öne süren bir ruhsal yapıya sahiptir. Cöntürk, Necatigil’in küçülen, belli bir sınırın içinde kalan, sınırlarını a amayan,

“dünyası küçük” bir insan olmasına kar ın iyi bir air oldu unu, bunu da “özüne uygun olmayan bir biçim kullanarak” ba ardı ını söyler: “Kısacası: Necatigil’in içi dar, dı ı geni . Dı ı içine uygun de il.”dir. Böylece o, “özüne uygun biçimi bulursa iir güzel olur”

sözünün her zaman do ru olmadı ını da kanıtlamı olur. Necatigil’in kullandı ı teknikler,

“içte ‘kaderine’ razı olan bir airin dı ta ona kar ı geli i”nin bir göstergesidir.216

Ele tiri alt yapısı oldukça sa lam olan Cöntürk, ele tiri ve iir kuramını yazdı ı eserlere uygulayan, açarsak metni önceleyen, ama edebiyat dı ı ö eleri de tam anlamıyla dı lamayan ele tirisiyle, Ataç ve Fethi Naci ele tirisinin ortasında kendisi olmayı/kalmayı ba arabilen, kendi ele tirisini kurabilen yeni ve ça da bir ele tirmendir.