• Sonuç bulunamadı

Kültür ve Tabiat Varlıklarının Federal Düzeyde Kayıt Altına Alınması: Ulusal Kayıt Sistemi Kayıt Sistemi

DÜŞÜNSEL TEMELLER

BÖLÜM 3: ABD’DE KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARININ KORUNMASI VE DEVLETİN ROLÜ VE DEVLETİN ROLÜ

3.5. Kültür ve Tabiat Varlıklarının Federal Düzeyde Kayıt Altına Alınması: Ulusal Kayıt Sistemi Kayıt Sistemi

Amerika Birleşik Devletleri’nin kültürel varlıklarının ulusal kaydı sistemi (National Register), 1966 tarihli UTKK (the National Historic Preservation Act) ile oluşturulan korumaya değer varlıkların resmi listesidir. Amerika için ulusun yönü ve ruhu onun tarihsel mirası üzerine kurulur ve yansıtılır. Bir ulusun tarihsel ve kültürel temelleri sosyal yaşamın canlı bir parçası olarak korunmalı ve ortak bir uyum duygusu için geliştirilmelidir.531

1935 tarihli Tarihi Alanlar Kanunu (Historic Sites Act) çerçevesinde kimi tarihi varlıklar, UPHİ tarafından kayıt altına alınmıştı. 1966 yılında yürürlüğe giren UTKK ile kurulan kayıt sistemi yine UPHİ’nin sorumluluğuna verilmiştir. Bu sistem, UPHİ’nin yönetiminde tarihi koruma memurları ile kurumların, eyalet yönetimlerinin, yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve vatandaşların katılımı ile işlemektedir.532

Söz konusu kayıt sistemi, Amerikan tarihi, arkeolojisi, mimarisi, mühendisliği ve kültürü için önem taşıyan yapıları, koruma bölgelerini, sitleri ve objeleri barındırmaktadır. Varlıkların tanımlanarak kayıt altına alınmasının yanı sıra, kayıt sistemi federal hükümet için tarihi varlıkların yönetimi bakımından önemli bir planlama aracı niteliği de taşımaktadır.5331966 yılından evvel Birleşik Devletler hükümetince

529 Greene County Planning Board v. Federal Power Comm’n., 455 F.2d 412 (2nd Circuit 1972) Westlaw.

530 Kass; LaBelle; Hansell, s.145.

531 Advisory Council on Historic Preservation, National Historic Preservation Act of 1966, http://www. achp.gov/nhpa.html(18 Haziran 2012).

532 King, s.90.

533 Emily Monteith, “Lost In Translation: Discerning The International Equivalent of The National Register of Historic Places”, DePaul Law Review, Vol. 59 (Spring, 2010), s.1020.

143

sadece ulusal öneme sahip ulusal parklar ve tarihi dönüm noktalarına işaret eden yerler kayıt edilmişti fakat 1966 tarihinden sonra sadece ulusal düzeyde değil eyalet ve yerel düzeyde öneme sahip varlıkların tescili de olanaklı hale gelmiştir. Bu Kanun halkın kayıt sistemine katılması ve mütevazıde olsa onlara maddi kaynak sağlanması açısından önem taşımaktadır. Bu Kanuna göre, koruma organizasyonunun temel kurumu İçişleri Bakanlığıdır. Bakanlık içinde bu görev UPHİ tarafından yürütülmektedir. Kurallar, kültürel varlıkların değerlendirilmesi kriterleri bu birim tarafından üretilmektedir. Ayrıca bu birim, zengin doküman ve teknik yardım materyallerine de sahiptir. “National Register Bullettins” yayınları ile kayıt sistemine girmeye aday varlıklar için kılavuzluk hizmeti verilmektedir. Federal kurumlar kendilerine ait varlıkların envantere alınması ve kayıt sistemine dâhil edilmesi konularında sorumludurlar. Yaban hayatı koruma bölgeleri, ulusal parklar, askeri bölgeler, federal binalar, kamu arazileri bu sorumluluk kapsamında sayılabilecek örneklerdir. Bu kurumlarda görev yapan sorumlu memurlarca kayıt başvurusu yapılmaktadır. Eyaletler çok önemli kültürel varlıklarını kayıt sistemine aday göstermekle yükümlüdür. Bunlar, kendi sınırları içerisinde UPHİ tarafından onaylanan koruma programları oluşturmak zorundadırlar. Bu süreçte her eyalette uzmanlardan oluşan gözetim ve denetimden sorumlu bir komisyon ve sorumlu memur atanır.534

Kayıt için başvuru süreci başlatıldığında mal varlığı sahiplerine ve yerel idarelere bir bildirim yapılır ve böylece onların sürece dâhil olmaları sağlanarak yorum ve itirazları alınır. Eğer komisyon varlığın listeye kaydedilebilecek bir öneme sahip olduğu kanaatine varırsa genel olarak sorumlu memur bu kararı yerine getirir ve UPHİ’ye kayıt için başvuru yapar. Şayet yetkili yerel idare söz konusu varlığın kaydına karşı ise eyalet yönetimi bu varlığı kayıt için UPHİ’ye gönderemez.535

Diğer yandan, kişiler her zaman kayıt sisteminin önemli bir unsurudur ve herkes kültürel ve tarihi varlığın kaydı için yetkili organlara başvurabilir.Bugüne kadar kayıtlı varlıkların çoğunluğu özel mülkiyet sahiplerince ya da sivil toplum örgütlerince listeye aday gösterilmiştir. Ayrıca UPHİ, aday gösterilen varlıkların kamuoyunca değerlendirilebilmesi için ve onların katkılarının alınması için internet yardımıyla bu

534 Stubbs ve Makas, s.449.

144

süreci halka açar. Burada önemli olan husus, şayet mal varlığı sahibi ya da ortaklık söz konusu ise ortakların çoğunluğu, söz konusu kültür veya tabiat varlığının kayıt altına alınmasına karşı çıkarlar ise bu noktadan itibaren varlığın kayıt altına alınması mümkün değildir. Ancak söz konusu varlığın korunmaya değer olduğu kabul edilir ve demiryolu, otoyol, baraj veya enerji yatırımları gibi federal projelerde bu varlık dikkate alınır.536 Bir varlığın kayıt sistemine alınmada sahibinin rızasına bırakılmış olması, bazı varlıkların kayıt dışı kalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle kayıt sisteminde yer alan varlık sayısının kısmen de olsa, olması gerekenin gerisinde kaldığı ifade edilebilir. Diğer taraftan aynı rızanın, Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aday gösterilme aşamasında da aranıyor olması, bu listede Amerika’ya ait varlıkların sayısının az olmasında etken olduğu ileri sürülmektedir.537 Ancak güçlü sivil toplum örgütlerinin dayanışma içerisinde yürüttükleri faaliyetler ve Amerikan tarihinde kültür varlıklarının korunmasında özel girişimlerin oynadığı önemli rol dikkate alındığında, Dünya Kültür Mirası listesine girebilecek vasıfta bir varlığın sahibi nedeniyle liste dışı kalması oldukça istisnai bir durum olsa gerektir.538 Ancak bilinen bir örnek Georgia’da bulunan Savannah Tarihi Koruma Bölgesi’dir.539 Bu bölge şehir planlaması açısından eşsiz bir örnek olarak düşünülmekteydi. Bu alan şehir planlaması yapılırken Tarihi Koruma Bölgesi olarak kayıt edilmişti. Varlık sahiplerinin rızasının alınması koşulunun varlığı ve bu koşulun tüm bölge için sağlanamaması nedeniyle bölgenin ana karakterini yansıtan kısımlar belirlenmek suretiyle adaylık başvurusu yapılmış ise de reddedilmiştir. Bu tarihten sonra herhangi bir bölge liste için aday gösterilmemiştir.540

Ulusal kayıt sistemine dâhil varlıkların çoğunluğu özel mülkiyettedir. Kayıt sistemi federal hükümetin bu varlıklar üzerinde kontrol sahibi olmasına izin vermez. Bu varlıkların korunması, tamiri ve halka sergilenmesi konularında mal sahipleri

536 Stubbs ve Makas, s.449.

537 Reap, s. 235.

538 Reap, s. 235.

539 Bu bölge Amerikan İç Savaşı’nda savaşın cereyan ettiği alanlardan olmakla birlikte aynı zamanda kültürel ve doğal güzellikleri içerisinde barındıran bir turizm merkezidir. Her yıl yüzbinlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Savannah Historic District, http://www.savannah.com/savannah-faqs/ (22 Şubat 2014).

145

zorlanamaz ancak yerel idarelerce yürütülen planlama ilkelerine bağlı kalmak zorunda oldukları hususu gözden çıkarılmamalıdır. Yani kayıt sistemi ile yapılamayan müdahale şehir planlaması sırasında yapılabilmektedir.541

Federal kurumlarca yürütülecek projelerde, tarihi ve kültürel varlıkların etkilenme düzeyleri “Tarihi Koruma Danışma Komisyonu” (The Advisory Council on Historic Preservation) tarafından incelenir ancak bu Kanun söz konusu varlıkların korunması konusunda federal organları zorlama gücüne sahip değildir. Sadece proje çalışmalarında, bu durumun göz önüne alınması zorunludur.542

Kültürel varlık sahipleri, listeye kayıtlı varlıklarının tamir ve bakımı için vergi indirimlerinden faydalanabilecekleri gibi, koruma amaçlı tahsis edilen hükümet fonlarından da yararlanabilmektedirler. Vergisel indirimler ve destek fonları federal düzeyde olabileceği gibi eyalet düzeyinde de bulunabilmektedir.543

Amerikan kayıt sisteminde halkın katılımına önem verilmiştir. Yukarıda belirtilen kriterlerin değerlendirilmesinde halk daima sürece dahil edilmiştir. Halkın sürece dahil edilmesinin önemli gerekçeleri bulunmaktadır. Kayıt sistemine dahil olabilmenin şartlarının belirlendiği madde hükmünde varlıkların taşıdığı bütünlüğün öneminden bahsedilmiştir.544

UTKK’nın 101. kısmına bakıldığında, bir varlığın Amerikan tarihi, mimarisi, arkeolojisi, mühendisliği ve kültürü için taşıdığı önem; bina, bölge ve benzeri varlıkların bulundukları yer, dizayn, ekipmanlar, işçilik, duygular gibi yönlerden taşıdığı ‘bütünlük’ kavramı çerçevesinde belirlenmektedir.545

Bu bakımdan, bir varlığın Amerikan tarihi açısından bütünlük taşıyıp taşımadığı yahut nelerle/nerelerle birlikte bir bütünlük ifade edebileceği ancak bu varlıklarla bir arada

541 Stubbs ve Makas, s.450.

542 Stubbs ve Makas, s.450.

543 Stephen Morris, Ulusal Park Hizmetleri İdaresi Uluslararası İlişkiler Bölüm Müdürü, (Stephen_Morris@nps.gov), Historic Preservation, Orhan Karabacak’a gönderilmiş ileti (okarabacak@hotmail.com), 13 Mayıs 2014.

544 Reap, s.235.

545 Consuelo Olimpia Sanz Salla, The Protection of Historic Properties: A Comparative Study of Administrative

146

yaşamış insanların katılımı ile ortaya konulabilmektedir. Örneğin sıradağlar silsilesi düşünüldüğünde ve bunlara ilişkin mitolojiler yahut kabilesel kutsallıklar atfedildiğinde ve bunların varlığına işaret eden yazılar vesaire maddi bulgularında bulunduğu kabul edildiğinde, bu kutsallıkları taşımayan veya hissetmeyen ve o bölgede hiç yaşamamış bir kamu görevlisinin mevcut coğrafyanın hangi kısımlarının bu bütünlüğü yansıttığını kestirmesi oldukça güçtür. Öte yandan, kayıt sürecine vatandaşın katılımı en azından ortak duyguların paylaşılması bakımından son derece önemlidir. Ayrıca kayıt sistemi tamamen rızaya dayalı işlediğinden, halkın yerel temsilcilerinin mal sahibi sıfatıyla yahut gerçek mal sahiplerinin rızası olmaksızın kayıt yapılamamaktadır.546

Bu şekilde inşa edilen sistem, kültür ve tabiat varlıklarının kaydına ilişkin kriterlerde getirmiştir. Daha açık ifadeyle hangi varlıkların sisteme dahil olabileceği belirlenmiştir. Ulusal Kayıt Sistemi’ne dahil olabilecek varlıklar şunlardır:547

 Amerikan tarihinde yaşanmış önemli olaylarla ilgili varlıklar. Örneğin bağımsızlık savaşına sahne olmuş toprak parçaları yahut önemli bir sanayi atılımının ilk başladığı yerler kayıta konu olabilir.

 Amerikan tarihinin önemli simalarıyla ilgili varlıklar. Örneğin, George Washington’un evi ve çiftliği yahut İspanyollara karşı California’da ayaklanmaları başlatan kişi olan Marin de Lukatuit’in yaşadığı alanlar ya da Amerikan yerlilerine ait olup hikâyeleri anlatılan kahramanların yaşadığı Tahquitz Kanyonu gibi alanlar kayıt altına alınmıştır.

 Yine Amerika’nın tarihi, mimarisi, arkeolojisi, mühendisliği ve kültürü için önem taşıyan, farklı bir karakteri yansıtan veya bir yapı türünün, zamanının ya da stilinin simgesi sayılan eserler yahut yüksek sanatsal değer taşıyan varlıklar. Örneğin, bir dönemin mimarisini yansıtan evler, ilk kullanılan roketlere ait kuleler ve rampalar, atık su sistemleri, otomobil fabrikaları bu kapsamda kayıt altına alınmıştır. Bazen de, kimi varlıklar ayrı ayrı değerlendirildiklerinde çok bir anlam ifade etmemekle birlikte, bir arada bulunmaları nedeniyle taşıdıkları öneme dayalı olarak kayıt altına alınmışlardır. Örneğin tarihi bir maden sahası,

546 Reap, s.235 ve King, s.97.

147

içerisindeki binalar, demiryolu hattı ve ilk kullanılan aletlerin meydana getirdiği bütünlükten dolayı kayıt edilmiştir.

 Tarihi ya da tarih öncesi dönemlere ait önemli bilgilere kaynaklık eden varlıklar. Bu kriter genellikle ‘a’ şıkkında belirtilen önemli olaylarla irtibatlı olduğundan, birlikte değerlendirilmektedir.

Diğer yandan, yürürlüğe konulan düzenleyici işlemde; tek tek belirtilen bazı kategorilerin kayıt kapsamında değerlendirilebileceği belirtilmiştir:548

 Mimari, sanatsal/artistik yahut tarihi önemi bulunan dini varlıklar,

 Orijinal yerinden uzaklaştırılmış fakat artistik değer taşıyan ya da önemli bir olayın yahut kişinin mevcut eseri halinde bulunan binalar veya yapılar, (Amerika’da orijinal yerinden uzaklaştırılmış varlıklar çoğu zaman kayıt dışı tutulmuştur. Örneğin büyük bir markette sergilenen demir yolu aracı gibi)

 Önemli bir kişiliğin başkaca uygun yeri veya binası bulunmayan hallerde mezarları yahut doğum yerleri,

 Tarihsel önem taşıyan olayların yaşandığı veya önemli şahısların mezarlarının bulunduğu mezarlıklar,

 Yeniden inşa edilmesine rağmen, mevcut başka bir örneği bulunmayan yapılar,  Sıra dışı öneme sahip olup, tarihi bakımdan 50 yılı geçmeyen eserler,( örneğin

ilk roket ve uydulara ait yapılar ve alanlar)

Bu noktada değinilmesi gereken bir diğer husus ise, bir varlığın kayıt sistemine dâhil edilmesinin ne gibi faydaları ve sonuçları bulunmaktadır. Bu hususlar şöylece sıralanabilir:549

 Tarihi açıdan önemli binaların, yapıların, yerlerin, objelerin ve bölgelerin belirlenmesi,

548 Criteria for Evaluation, 36 CFR 60.4, www.gpo.gov/fdsys/pkg/CFR-2011-title36-vol1/pdf/CRF-2011-title36-vo1-part60.pdf (27 Eylül 2012).

549 Norman Tyler; Ted J.Ligibel; Ilene R. Tyler, Historic Preservation: An Introduction to Its History, Principles,

148

 Tarihi ve kültürel varlıkların korunmasının desteklenmesi, koruma aktivitelerine kredi olanakları sağlanması,

 Federal, eyalet ve yerel idare organlarına yapacakları planlama projeleri öncesinde kültür ve tabiat varlıklarını göz önünde bulundurma imkânı sağlaması,

 Yeni kalkınma hareketleri nedeniyle etkilenmesi muhtemel varlıkların liste halinde Danışma Konseyince değerlendirilebilmesine olanak sağlanması,

 Federal olarak lisanslanan, maddi kaynak aktarılan yahut sponsorluğu üstlenilen projelerin kültür ve tabiat varlıklarına etkisi yönünden yeniden değerlendirilmesine olanak sunulması,

 Kültür varlığı sahiplerinin federal maddi yardımlardan yararlanabilmelerinin sağlanması,

 Vergi indirim teşvikleri yoluyla gelir getiren tarihi yapıların rehabilitasyonun sağlanması ve yine federal vergi dezavantajları sunularak bu yapıların yıkımının önlenmesi,

 Özel mülkiyet sahibinin kültürel varlık üzerindeki kullanım, geliştirme veya onu satma hakkının kısıtlanmaması,

 Varlığın kendiliğinden yerel açıdan (eyalet düzeyinde) kayıt altına alınmasının sağlanamaması,

 Federal, eyalet, yerel veya özel projeleri durdurulamaması,

 Bu varlıklara ilişkin maddi kaynak aktarılmasını garanti edememesi,

 Hali hazırda konut olarak sahiplerince kullanılan tarihi yapılara vergi indirimleri sağlamaması.

Daha öncede belirtildiği üzere, kültür varlıklarının korunmasının yasal çerçevesi, mülkiyet hukuku üzerine inşa edilmiştir. Varlık sahipleri kendilerine ait bu varlıkları diledikleri gibi kullanma hakkına haizdirler. Genel olarak bu haklar, başkalarının zararına kullanılmadığı sürece kısıtlanamazlar. Amerikan Anayasası bu konuda temel ilkelere yer vermiştir. Örneğin özel mülkiyete konu bir varlık karşılığı tam olarak

149

verilmedikçe kamu kullanımı için alınamaz.550 Vatandaşların kendilerine ait varlıkları etkileyecek her türlü eylemden önceden haberdar edilmesi ve bu eylemlerden önce eylemlere karşı dava açılması ya da eylemin yeniden gözden geçirilmesi gibi Amerikan İdare Hukukunda yer alan “public hearing” şeklinde haklara sahip olmaları söz konusudur.551 Bu sistem genel olarak konunun uzmanı çeşitli komisyonlar aracılığıyla işlemektedir. Ayrıca yine Anayasa’ya göre, özel mülkiyeti etkileyen idari faaliyetlerin mantıklı ve adil olması ve meşru bir kamusal amaca sahip olması gerekmektedir.552

Yerel idarelerce çıkarılan planlama yönetmelikleri yoluyla, yukarıda belirtilen Ulusal Kayıt Sistemine kayıt olmanın verdiği sonuçlardan farklı hukuksal sonuçlar doğmaktadır. Kültür ve tabiat varlıklarının yerel düzeyde korunmasının ve şehir planlamasının ortaya çıkardığı hukuksal ilişkiler değişkenlik arz etmektedir. Daha açık bir ifade ile kayıt sistemine dâhil olan bir varlığın, kullanımına veya geliştirilmesine ilişkin özel mülkiyetten kaynaklanan haklar kayıt yoluyla kısıtlanamazken, yerel idarelerce yürürlüğe konulan şehir planlaması ve diğer düzenleyici işlemler yoluyla

550 Due Process Clause olarak adlandırılan ilke; Amerikan Anayasasının, Haklar Bildirgesi (Bill of Rights) diye ifade

edilen 1791 yılında yapılan ilk değişiklikle Anayasaya eklenen on adet maddeden 5’incisi ve sonradan yapılan bir başka değişikle eklenen 14’üncü maddede yer bulan; hiç kimsenin yaşamının, özgürlüğünün ve mal varlığının gerekli hukuki süreç takip edilmeksizin elinden alınamayacağını düzenleyen oldukça geniş kapsamlı yorumları bulunan bir düzenlemeye işaret etmektedir. Bu düzenleme, devletin doğrudan bireyleri ilgilendiren/etkileyen eylem ve işlemlerinde hukukun dışına çıkması halinde, Mahkemelerin, bu eylem ve işlemlerin hukuka aykırı olduğunu ortaya koyarken dayandıkları temel gerekçe olarak birçok davada karşımıza çıkmaktadır. Due Process Clause, Amerikan Anayasa hukukunun temel alanlarından birisidir. Bu nedenle, Amerikan Anayasası ile ilgili her çalışmada bu kavramın yer aldığını ifade etmek hatalı olmayacaktır. Amerikan Anayasa hukuku alanına ve söz konusu kavrama ilişkin detaylı bilgilere ulaşmak için bkz: Erwin Chemerinsky, Constitutional Law, Third Edition, New York: Aspen Publishers, Wolters Kluver, 2009 ayrıca Amerikan Anayasasının tam metni için bkz: http://www.law. cornell.edu/constitution/overview (16 Kasım 2012).

551 Amerikan Federal Yüksek Mahkemesi, kişilerin mal varlıklarına ilişkin idarelerce yapılacak işlemlerde, mal varlığı sahiplerine bildirim yapılmasını ve kişilere savunma hakkı verilmesini, takip edilmesi gereken en temel usul kuralları olarak birçok kararında belirlemiştir. Bu temel usul, Procedural Due ProcessClause adıyla Amerikan Anayasa ve İdare Hukukunda ilke olarak benimsenmiştir. Esasen, bu kararlar sadece mal varlığına ilişkin olmayıp aynı zamanda kişilerin yaşamı ve özgürlüklerine ilişkin olan hususlarda da geçerlidir. Procedural Due Process

Clasue, untemel ilkeleri Amerikan Federal Yüksek Mahkemesi’nin Mathews v. Eldridge davasında ortaya

konulmuştur. Sakatlığı nedeniyle sosyal fonlardan faydalanan davacının, aldığı bu yardımların idarece kesilmesi üzerine açılan davada, Yüksek Mahkeme, kişilerin hakları üzerinde hukuki etki oluşturan işlemlerde ilgililere önceden bildirim (notice) yapılmasını ve itirazlarının/savunmalarının(hearing) alınmasını şart koşmuştur. Mathews v.

Eldridge Supreme Court Of The United States, 424 U.S. 319 424 U.S. 319, 96 S. Ct. 893, 47 L. Ed. 2d 18 (1976). 552 Tyler; Ligibel; Tyler, s.121, 122.

150

pekâlâ kısıtlanabilmektedir.553 Konunun daha anlaşılabilir kılınması bakımından Amerikan koruma tarihi açısından köşe taşları sayılan bazı davalara yer verilebilir.

Figarsky v. Historic District Commission davası554; Connecticut’da bulunan ve tek başına estetik bir değer ifade etmeyen yapının, sahibince yıkılmak istenilmesi üzerine ortaya çıkmıştır. Yapı sahibi, söz konusu yapı mevcut haliyle kullanılamaz durumda bulunduğundan, yapının yıkılması için izin başvurusunda bulunmuştur. Söz konusu yapının tarihi sit olarak belirlenen bölge sınırları içerisinde kalması nedeniyle “ Tarihi Bölge Komisyonu” (Historic District Commission) başvuruyu incelemiş ve yıkımına izin vermemiştir.555Gerekçeli kararında, daha önce karara bağlanan ve bu olay açısından emsal teşkil eden Maher v. City of New Orleans davasında verilen karara atıfta bulunularak, başvurana ait yapının tarihi sit ile ticaret alanı arasında kaldığı, mahiyeti itibariyle tarihi sit alanının karakterinin bozulmasını engellemede anahtar rol üstlendiğinden yıkılmasının yerinde olmadığına karar vermiştir. Maher v. City of New

Orleans kararının556 temel gerekçesi ise; tarihi bir sit alanında (bölgede) kalan yapının tek başına bir önemi bulunmasa dahi koruma açısından önemli olmasının, örneğin manzarayı koruması gibi, o yapının da koruma altına alınması için yeterli olacağı idi.557

Davacı söz konusu karara karşı, kararın keyfi, belirsiz ve dayanağı olmayan estetik unsurlardan bahsettiği gerekçesiyle yüksek mahkemeye itirazda bulunmuş ancak mahkeme davacı talebini yerinde görmemiştir.558

Amerikan koruma hukuku tarihinde önemli bir yere sahip diğer bir dava ise, “Penn Central Decision” olarak bilinen New York’da bulunan ve “Penn Central Transportation Company” adlı şirkete ait terminale ilişkin davadır. Bu davada verilen karar Amerikan

553 Salla, s.82

554 Kararın İngilizce tam metni için bkz: Figarsky v. Historic District Commission, 171 Conn. 198 - Conn: Supreme Court1976,http://scholar.google.com/scholar_case?case=10676747512483177102&q=Figarsky+v.+Historic+District +Commission&hl=en&as_sdt=2,23&as_vis=1 (20 Aralık 2012).

555 Mandelker ve Diğerleri, s.943.

556 Kararın İngilizce tam metni için bkz: Maher v. City of New Orleans, 516 F. 2d 1051, http://openj urist.org /516/f2d/1051/maher-v-city-of-new-orleans (20 Aralık 2012).

557 John Nivala, “The Fitch Forum: Tout Ensemble: Preserving Seattle's Satterlee House”, Widener Law Review, Vol.18 (2012) s.250-253.

151

Yüksek Mahkemesi tarafından doğrudan kültür varlıklarının korunmasına yönelik ilk ve en önemli karar olarak kabul edilmektedir.559

Hali hazırda, önemli taşınmaz kültür varlığı olarak kayıt altına alınmış terminal binasının üzerine, yapı sahibi şirket tarafından 55 katlı bir bina inşa edilmek istenilmiş ve projesi dönemin en ünlü mimarlarından Marcel Brever tarafından hazırlanarak New York şehir idaresine başvuruda bulunulmuştur. Bu başvuru üzerine New York Koruma Komisyonu söz konusu yapının tarihi önemine binaen yapılan tescili gerekçe gösterilerek başvuruyu reddetmiştir. Bunun üzerine mal sahibi şirket kendisine ait varlığı dilediği gibi kullanma hakkının elinden alındığı ve bu nedenle oluşan kayıplara karşılık tazminat ödenmesi gerektiği düşüncesiyle konuyu yargıya taşımıştır. Şirket, başvurusunda hem tazminat talebine hem de binaya ait kaydın kaldırılması talebine yer vermiştir. Birçok vatandaş yapılmak istenilen binanın, New York’un ruhunu yansıtan bu