• Sonuç bulunamadı

1.2. YEREL YÖNETİMLER TEŞKİLATI

1.2.1. İl Özel İdareleri

Eski ifade ile “idare-i hususiye-i vilayet” ya da günümüzdeki kullanımı ile il özel idaresi, bir yerinden yönetim kuruluşudur. İl özel idareleri, il sınırları içerinde yaşayan insanların kamusal ihtiyaçlarına cevap vermek için kurulmuş kamu tüzel kişiliğine sahip kuruluşlardır. İl özel idaresini tanımlarken geçen il sınırları ile çevrili coğrafi alan içindeki yalnızca şehir, kasaba ve köyler gibi yerleşim alanları değil o coğrafi alan içerisinde bulunan her şey (bağ, bahçe, bostan, tarla, orman, dağ, akarsular) yer almaktadır. İl özel idareleri bu anlamda bölgesel birimler olarak ifade edilebilir (Gözler, 2003: 302-303).

Türkiye’deki il idari teşkilatına baktığımızda karşımıza iki ayrı birim çıkmaktadır. Bunlardan ilki, yetki genişliği ilkesine göre idare edilen ve 1982 Anayasası’nın 126. maddesinde merkezi idarenin bir kademesi olarak belirtilen il kavramıdır. Karşımıza çıkan ikinci birim olan il özel idaresi ise halkın müşterek sorunlarını gidermek üzere faaliyet gösteren kamu tüzel kişiliğidir. Buradan hareketle il yönetimlerini iki farklı yapı içerisinde belirtmek gerekir. İller, “genel idare” açısından merkezi idareye karşı sorumlu olup merkez taşra teşkilatının bir birimi olarak karşımıza çıkarken “özel idare” açısından ise seçimle iş başına gelen, karar organları bulunan, kamu tüzel kişiliği ile idari ve mali özerkliğe sahip olan mahalli idare birimleri olarak görülmektedir (Nadaroğlu, 2001: 176). Her iki yapının yani il genel ve özel idarelerinin ortak yanı ise faaliyetlerini il sınırları içerisinde yürütmeleridir.

İl özel idarelerinin ilk kanunu 1913 tarihli İdare-i Ummiye-i Vilayet Kanun-u Muvakkatı olup bu kanun ile birlikte il özel idareleri ilk kez yasal dayanağa kavuşmuştur (Çağatay, 2014: 17). İl özel idaresinin yeniden düzenlenmesi ciddi bir biçimde 1948-1953 yıllarında, 1961 Anayasası’nda ve daha sonra 1972 yılında bazı tasarılarla el alınmışsa da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirilememiştir. 1982 Anayasası’nda kesin bir biçimde yer alan il özel idaresi, 1985 mahalli idareler seçimleri sonucu yeniden önem ve etkinlik kazanmıştır. Günümüz şartlarına uygun hale gelebilmesi için de İdare-i Ummiye-i Vilayet Kanun-u Muvakkatı yerini 1987 yılında 3360 sayılı kanuna bırakmıştır (Dedeoğlu, 2008: 9). İl özel idareleri alanında yapılan son düzenleme ise 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5302 sayılı “İl Özel İdaresi Kanunu”dur (Sobacı, 2005: 32).

5302 sayılı kanunun 3. maddesi il özel idarelerini; “il halkının mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, il genel meclisi, il encümeni ve vali gibi organları bulunan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişilikleri” olarak tanımlamaktadır.

5302 sayılı kanunun 4. ve 5. maddelerinde il özel idaresinin, ilin kurulmasıyla kurulduğu ve ilin kaldırılmasıyla da tüzel kişiliğinin sona ereceği belirtilmiş ve görev alanının il sınırları olduğu ifade edilmiştir. Bu açıklamalardan hareketle bir yerin il statüsüne kavuşturulması ile birlikte herhangi bir işleme gerek kalmaksızın orada il özel idaresi de kurulmuş sayılmaktadır. Bu kapsamda değerlendirildiğinde yerel yönetim birimi olan il özel idaresi ile merkezi idarenin taşra teşkilatı olan ilin görev alanı aynı olmaktadır.

İl özel idareleri çeşitli konularda görev yapmaktadır. 5302 sayılı kanunun 6. maddesinde il özel idarelerinin görev ve sorumlulukları şu şekilde ifade edilmiştir (Esen vd., 2014: 65):

İl özel idaresi mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla;

a) Sağlık, tarım, sanayi ve ticaret; ilin çevre düzeni planı, bayındırlık ve iskân, toprağın korunması, erozyonun önlenmesi, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve orta öğretim

kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetleri il sınırları içinde,

b) İmar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım ve kurtarma, kültür, turizm, gençlik ve spor; orman köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri belediye sınırları dışında, yapmakla görevli ve yetkilidir.

Aynı kanunun 7. maddesinde ise il özel idaresinin yetkileri ve imtiyazları şu şekilde belirtilmiştir:

İl özel idaresinin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:

a) Kanunlarla verilen görev ve hizmetleri yerine getirebilmek için her türlü faaliyette bulunmak, gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri için kanunlarda belirtilen izin ve ruhsatları vermek ve denetlemek,

b) Kanunların il özel idaresine verdiği yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarmak, emir vermek, yasak koymak ve uygulamak, kanunlarda belirtilen cezaları vermek,

c) Hizmetlerin yürütülmesi amacıyla, taşınır ve taşınmaz malları almak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, takas etmek, bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesis etmek,

d) Borç almak ve bağış kabul etmek,

e) Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı yirmibeşmilyar Türk Lirasına kadar olan dava konusu uyuşmazlıkların anlaşmayla tasfiyesine karar vermek,

f) Özel kanunları gereğince il özel idaresine ait vergi, resim ve harçların tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak,

g) Belediye sınırları dışındaki gayri sıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine ruhsat vermek ve denetlemek.

İl özel idarelerini yeniden düzenleyen 5302 sayılı yasada, bu idarelerin daha katılımcı ve saydam hale getirilmesine yönelik maddeler de yer almaktadır. Yasada, kamu hizmetlerinin halka en yakın kurumlar tarafından ve en uygun yöntemlerle sunulması öngörülerek il özel idarelerinin vatandaş odaklı bir anlayışı benimsemesi düşünülmektedir. Katılıma ilişkin yeniliklerin başında ise il genel meclislerine ve ihtisas

komisyonlarına katılma ve görüş bildirilmesine ilişkin düzenlemeler gelmektedir (Sevindik, 2010: 38-39).

İl özel idaresinin organları; il genel meclisi, il genel meclisi başkanı ve il encümenidir. İl genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır ve ildeki seçmenler tarafından seçilmiş üyelerden oluşmaktadır. Kanunun 10. maddesine göre il genel meclisinin görev ve yetkileri kısaca şunlardan oluşmaktadır: “Bütçe ve kesin hesabı kabul etmek, borçlanmaya karar vermek, gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek, taşınmaz mal alım- satımına, şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın akar haline getirilmesine izin; üç yıldan fazla kiralanmasına ve suresi yirmibeş yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesisine karar vermek, şartlı bağışları kabul etmek, imtiyaz verilmesine karar vermek, hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek” (Türkoğlu, 2009: 133-134).

Merkezi idarenin temsilcisi olan vali ilin hem genel idaresinin hem de özel idaresinin başıdır. Merkezi yönetim açısından vali ilin mülki idare amiri, yerel yönetim açısından da il özel idaresinin başıdır ve yerinden yönetim organı sıfatını taşır (Aydın, 2012: 70).

Vali il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir. İl özel idaresi teşkilatını sevk ve idare eder. İl özel idaresinin yönetiminde stratejik planı temel alır. Faaliyetleri, personelin performans ölçütlerini hazırlar, uygular, izler, değerlendirir ve bunlarla ilgili raporları meclise sunar. 2005’ten önce il genel meclisine vali başkanlık ederken 2005 yılındaki düzenlemeyle meclis başkanı, üyelerce meclisin içinden seçilmeye başlanmıştır. Böylece vali, meclisin gündemini belirleme yetkisiyle doğrudan yönettiği meclis üzerindeki gücünü yitirmiştir. İl encümeni başkanlığı ise devam etmektedir (Özkal Sayan, 2017: 10).

İl genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre ildeki seçmenler tarafından seçilmiş üyelerden oluşur. İl genel meclis üyelikleri için beş yılda bir yapılan mahalli idareler seçimlerinde son genel nüfus sayımı sonuçları esas alınmak üzere; nüfusu 25.000’e kadar olan ilçelerde 2, nüfusu 25.001-50.000 arasında olan ilçelerde 3, nüfusu 50.001-75.000 arasında olan ilçelerde 4, nüfusu 75.001-100.000 arasında olan ilçelerde 5, nüfusu 100.000’den yukarı ilçelerde

fazladan her 100.000 nüfus için ilave bir üye asıl ve yedek olmak üzere seçilir (www.migm.gov.tr, 2017).

İl genel meclisi, kendisi tarafından belirlenecek bir aylık tatil hariç her ayın ilk haftası önceden belirlenen günde ve belirlen toplantı yerinde toplanır. Bütçe görüşmesine rastlayan toplantı süresi en çok yirmi gün, diğer toplantıların süresi en çok beş gündür. İl genel meclisinin toplantıları açıktır. İl genel meclisi başkanı, acil durumlarda lüzum görmesi halinde il genel meclisini bir yılda üç defadan fazla olmamak ve her toplantı bir birleşimi geçmemek üzere toplantıya çağırır (www.migm.gov.tr, 2017). İl genel meclisinin toplantı yeter sayısı üye tam sayısının salt çoğunluğu, karar yeter sayısı ise toplantı iştirakçilerinin salt çoğunludur (Eryılmaz, 2003: 130). Ancak, karar yeter sayısı, üye tam sayısının dörtte birinden az olamaz.

Başkanlığını valinin yürüttüğü il encümenliği il özel idaresinin bir diğer karar organı olup valiye yardımcı olmak üzere oluşturulmuştur (Çolak, 2005: 431). İl encümeni 5302 sayılı kanunun 25. maddesinde belirtildiği üzere valinin başkanlığında, il genel meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri mali hizmetler birim amiri olmak üzere valinin her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşmaktadır.

İl encümenliğinin, stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip il genel meclisine görüş bildirmek; yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararlarını almak ve uygulamak; öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini belirlemek; kanunlarda öngörülen cezaları vermek; vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı beş milyar Türk Lirasına kadar olan ihtilafların sulhen halline karar vermek; belediye sınırları dışındaki umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek gibi görev ve yetkileri vardır (İl Özel İdaresi Kanunu, Md. 26).

İl özel idaresini diğer yerel yönetim birimlerinden yani belediye ve köylerden ayıran ve kapsayıcılık bakımından en önemli özelliği, il özel idaresinin faaliyet alanının il sınırları içindeki bütün bölgeyi kapsamasına karşın, belediyelerin ve köylerin hizmet alanlarının belirli bir bölgeyle sınırlı olmasıdır (Ulusoy ve Akdemir, 2005: 170). Ancak, bu durum şu an için büyükşehirlerde geçerli değildir. Çünkü 2012 yılında yürürlüğe giren ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nda bazı değişiklik ve düzenlemeleri

kapsayan 6360 sayılı kanun ile büyükşehirlerin sınırlarının il mülki sınırlarıyla genişletilmesi sonucunda büyükşehirlerdeki il özel idareleri kaldırılmıştır. Yeni yasa ile birlikte il özel idaresinin yürüttüğü görevler, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’na devredilmiş ve ilgisine göre bakanlıklar, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşlar ile bunların taşra teşkilatı, valilikler, büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşları veya ilçe belediyeleri tarafından yerine getirilecektir (Sönmez, 2014: 262).