• Sonuç bulunamadı

1.2. YEREL YÖNETİMLER TEŞKİLATI

1.2.3. Belediyeler

Türkiye’de yerel yönetimler denildiğinde ilk akla gelen birim belediyelerdir. Bu nedenle ile belediyeleri yerel yönetimlerin temel taşı olarak kabul etmek mümkündür. Osmanlı Devleti’nden kazandığı birikimlerle Cumhuriyet döneminde de varlığını devam ettiren belediyeler önemli bir yerel yönetim birimleridir (Eryılmaz, 2016: 207).

Türkiye’deki belediyecilik tarihinin başlangıcı, Avrupa ülkelerindeki belediyecilik tarihinin başlangıcı ile hemen hemen aynı dönemlere rastlamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1854 yılında bir Nizamname ile İstanbul Şehremaneti adıyla İstanbul’da ilk belediye idaresi kurulmuş ve başına bir Şehremini getirilmiştir (Urhan, 2008: 86).

1877 yılında yalnız İstanbul sınırlarını kapsayan “Dersaadet Belediye Kanunu” ve İstanbul haricindeki diğer vilayetlerde uygulanmak üzere “Vilayetler Belediye Kanunu” çıkarılmıştır. Bu tarihten itibaren kıyı kentlerimiz başta olmak üzere yeni belediyeler kurulmaya devam etmiştir. 1923 yılında Cumhuriyet kurulduğunda belediye sayısı 421 iken 1930 yılına yani 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihe geldiğimizde bu sayı az bir artış ile 492’ye ulaşmıştır (Elban, 2014: 10). Bu tarihten itibaren belediye sayısında artış yaşanmış, 1945’te 583 olan belediye sayısı, 1960 yılında 995’e, 1985 yılında ise 3215’e kadar yükselmiştir (Kaya, 2003: 48-49). Yapılan çeşitli kanuni ve idari düzenlemelerle, belediye sayısı 2009 yılında 2950’ye, 2014 yılında ise 1395’e düşürülmüştür (Elban, 2014: 11). Son düzenlemelerle birlikte Türkiye’de şu an için otuz tanesi büyükşehir olmak üzere toplamda 1398 belediye bulunmaktadır (Parlak ve Ökmen, 2015: 237-238).

Türkiye’de beş belediye çeşidi vardır. Bunlar; büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri, büyükşehir bünyesindeki ilçe belediyeleri, ilçe belediyeleri ve belde belediyeleridir (www.e-icisleri.gov.tr, 2017). Büyükşehir belediyeleri haricindeki diğer beledi yönetimler, 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında faaliyet göstermektedir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 3. maddesine göre belediye; “beldenin ve belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” olarak tanımlanmaktadır (Öztek, 2006: 26). Bir yerleşim yerinde belediye kurulabilmesi için nüfusunun en az 5001 olması gereklidir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur. Belediyenin hizmet alanı, belediye meclisinin kararı, kaymakamın uygun görüşü ve son olarak valinin onayıyla kesinleşir (Aydın, 2012: 71).

Belediyelerin görevleri esas itibari ile beldelerini geliştirip güzelleştirmek ve belde sakinlerinin yerel ortak ihtiyaçlarını karşılamaktır (Dönmez, 2009: 60). 5393

sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesinde de belirtildiği üzere belediyelerin iki tür görev ve sorumluluk alanı vardır. Birinci bölümde yer alan hizmetler belediyelere görev olarak verilirken ikinci bölümdeki hizmetleri ise yapabilme yetkisi tanınmıştır.

Belediyelerin yapmakla yükümlü olduğu hizmetler şunlardır (MİGM, 2015: 20):

 İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı,  Coğrafi ve kent bilgi sistemleri,

 Çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık,  Zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans,  Şehir içi trafik,

 Defin ve mezarlıklar,

 Ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar,  Konut,

 Kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor,  Orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları,

 Sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma,  Ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi,

 Kadın ve çocuklar için koruma evleri açılması. (Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50.000'i geçen belediyeler için geçerli).

Belediyelere faaliyette bulunma yetkisi tanınan hizmetler ise şunlardır (Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü (MİGM), 2015: 20-21):

 Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapma ve her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılama,

 Sağlıkla ilgili her türlü tesisi açma ve işletme,

 Kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlama, bu amaçla bakım ve

onarımını sağlama, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa etme,

 Amatör spor kulüplerine ayni ve nakdi yardım sağlama, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenleme,

 Yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verme,

 Gıda bankacılığı yapma,

 Mabedlerin yapım, bakım ve onarımını yapma.

Belediye hizmetlerinin yürütülmesi için belediye yönetimlerinde de çeşitli organlar görev almaktadır (Çolak, 2005: 454). 5393 sayılı kanun belediyelerin, belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanı olmak üzere üç tane belediye organına sahip olduğunu ifade etmektedir.

Belediyenin en yetkili karar organı olan belediye meclisi, 2972 sayılı “Mahalli

İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun”un 5. maddesinde yer alan esas ve usullere göre seçilen üyelerden oluşmaktadır. Buna göre

belediye meclisleri; nüfusu 10.000’e kadar olan yerler için 9; 10.001-20.000 arası olan yerlerde 11; 20.001- 50.000 arası yerlerde 15; 50.001-100.000 arası yerlerde 25; 100.001-250.000 arası yerlerde 31; 250.001-500.000 arası yerlerde 37; 500.001- 1.000.000 arası yerlerde 45; nüfusu 1.000.000’den fazla olan yerlerde ise 55 asıl ve aynı sayıda yedek üyeden oluşmaktadır (Dönmez, 2009: 138).

Belediye meclisinin görev ve yetkileri 5393 sayılı Kanun’un 18. maddesinde belirtildiği üzere; stratejik planı kabul etmek, personelin performans ölçütlerini görüşmek, faaliyet raporunu kabul etmek, yatırım ve çalışma programlarını kabul etmek, bütçeyi görüşmek ve kabul etmek, kesin hesabı görüşmek ve kabul etmek, imar planlarını görüşmek ve onaylamak, çevre düzeni planlarını hazırlamak, borçlanmaya karar vermek, taşınmaz mal alımı-satımı-takası-tahsisine karar vermek, kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek, şartlı bağışları kabul etmek, ortaklık kurulmasına, kurulan ortaklıklardan ayrılmasına ve sermaye arttırılmasına karar

vermek, özelleştirmeye karar vermek, meclis başkanlık divanını ve encümen üyeleri ile ihtisas komisyonu üyelerini seçmek, yönetmelikleri kabul etmek, meydan ve benzeri yerlere ad vermek, birlik kurulmasına, kurulmuş birliklere katılmaya veya ayrılmaya karar vermek gibi görev ve yetkileri bulunmaktadır (Dönmez, 2009: 154-185).

Belediye encümeni, belediyenin yürütme organıdır. Belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında; il belediyeleri ve nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelerde 7, diğer belediyelerde ise 5 üyeden oluşmaktadır. Belediye başkanı encümenin doğal üyesidir ve encümene belediye başkanı başkanlık eder. Belediye encümeni haftada birden az olmamak koşulu ile toplanır. Encümene havale edilmiş konuların bir hafta içinde görüşülerek karara bağlama zorunluluğu vardır. Encümen üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır ve katılanların salt çoğunluğu ile karar alır. Belediye encümenliğinin görevleri arasında; “stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip belediye meclisine görüş bildirmek, yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararlarını almak ve uygulamak, kanunlarda öngörülen cezaları vermek, umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek” sayılabilir (Dönmez ve Özyardımcı, 2006: 240-244).

Belediye başkanı, belediye tüzel kişiliğinin başı, temsilcisi ve yürütme organıdır. Belediye başkanının sadece başkanlık görevine yoğunlaştırmak amacı ile 5393 sayılı kanunun 37. maddesinde belediye başkanlarının görev süresince siyasi partilerin yönetim ve denetim organlarında görev alamayacağı, profesyonel spor kulüplerinin başkanlığını yapamayacağı ve yönetiminde de bulunamayacağı açıkça belirtilmiştir. Başkanın görev süresi 5 yıldır ve seçimle göreve gelmektedir (Dönmez ve Özyardımcı, 2006: 267). Belediye başkanının görev ve yetkileri 5393 sayılı kanunun 38. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre belediye başkanı; “belediye teşkilatının en üst amiri olarak belediye teşkilatını sevk ve idare etmek, belediyeyi temsil etmek, meclise ve encümene başkanlık etmek, belediyenin taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek, belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek, belediyeyi stratejik plana uygun olarak yönetmek, meclis ve encümen kararlarını uygulamak, şartsız bağışları kabul etmek, belde halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak” gibi görevleri yerine getirmektedir (Dönmez ve Özyardımcı, 2006: 291-292).

Bugün dünya nüfusunun %51,3’ü kentlerde yaşarken bu oran gelişmekte olan ülkelerde % 45,9, az gelişmiş ülkelerde % 30,5 ve gelişmiş ülkelerde ise % 76,1’dir (Bozkurt, 2013: 12). Dolayısı ile kentlerde yaşayan nüfusa yönelik hizmetlerde belediyeler en önemli kuruluşlardır.

Belediyelerin görevlerini yerine getirebilmesi için finansal kaynaklara ihtiyacı vardır. Belediyelerin finansal kaynakları; genel bütçe vergi gelirlerinden belediyelere ayrılan paylar, bizzat belediyeler tarafından toplanan vergi gelirleri, işletme ve iştirak gelirleri, borçlanma ve diğer gelirlerden oluşmaktadır (Dedeoğlu, 2015: 16).

Belediyeler, günümüzde üzerlerine yüklenen gerek siyasi gerekse ekonomik yükler nedeniyle modern kent anlayışının oluşması için aktif olarak çalışması ve kendini geliştirmesi gereken kurumlardır. Özellikle yerelleşme kavramının kamu yönetimi örgütlenmesi içerisinde önem kazanması ve idari vesayetin azaltılması yönündeki gelişmeler neticesinde bu yönde yapılan düzenlemelerle belediyelerin modern kentlerin oluşumundaki etkisi ve gücü artmıştır (Taşpınar, 2015: 25).

Yerel yönetimler, alt yapı, ulaşım ve kanalizasyon gibi kamusal hizmetlerden, hizmet içi eğitim ve sosyal hizmetlere kadar birçok alanda birbirleriyle ya da başka kurumlarla işbirliğine gereksinim duymaktadırlar. Kamusal hizmet alanlarında çok çeşitli sorunların var olması günümüzde gerek ulusal gerekse de uluslararası düzeyde yerel yönetimler arası işbirliğini ve koordinasyon gerekliliğini ortaya koymaktadır (Zengin, 2011: 87).

Günümüzde eğitimden sağlığa, kent ve çevre planlamasından sanayi ve ticarete, altyapı ve itfaiye hizmetlerinden sosyo-kültürel hizmetler ve sosyal yardımlara kadar birçok hizmet, belediyeler tarafından gerçekleştirilmektedir. Belediyeler kendi aralarında oluşturacakları çeşitli düzeylerdeki işbirliği ve ortaklıklarla; kentsel hizmet kalitesi ve çeşitliliğinin arttırılması yönündeki talepleri karşılayabilecek; ekonomik, sosyal ve kültürel alanlar ile çevrenin korunması ve geliştirilmesini de kapsayan bir kavram olan sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yönelik ortak akıl, fayda ve sinerjinin oluşturulmasında, ortak faaliyet alanlarının oluşturulmasına katkıda bulunmaya yönelik çözümleri ortaya koyabileceklerdir (Özcan, 2006: 6).