• Sonuç bulunamadı

A- Rafinerici Lisansı

1- Genel Olarak Rafinerici Lisansı

Rafinerici lisansı sahipleri piyasada; rafineri tesisi kurulması ve işletilmesi, petrolün alım ve satımının yapılması, ham petrolden yeni ürünler elde edilmesi, ham petrolün yurt içinde alım ve satımının sadece diğer rafinericilerle ve üreticilerle yapılması, lisanslarına işlenmesi koşuluyla, ayrıca lisans almaksızın rafineri tesisi içinde veya civarında; işleme, depolama, yakınındaki diğer tesislere boru hatları ile taşıma, Kanunun Geçici 3. maddesindeki kısıtlama dışında ihrakiye teslimi faaliyetinde bulunma hak ve yetkisine sahiptir265.

263

ANMK, 17.4.2008 tarih ve 2005/5 Esas, 2008/93 Karar sayılı kararı. 264

ANMK, 17.4.2008 tarih ve 2005/5 Esas, 2008/93 Karar sayılı kararı. 265

Bu haliyle piyasada “dikey yoğunlaşma” riskinin bulunduğu düşünülebilir. Dikey yoğunlaşma; aynı ürtetim zincirinin farklı aşamalarında faaliyet gösteren firmalar arasında gerçekleşen yoğunlaşmalar olarak

Rafinerici lisansı için; başvuru sahibi tüzel kişinin; Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda anonim şirket ya da limited şirket olarak kurulmuş olması ve asgari ödenmiş sermayesinin 50.000.000 TL olması gerekmektedir.

Rafinerici lisansı sahipleri; dağıtıcılara ve/veya diğer rafinericilere akaryakıt, lisansında yer alması koşuluyla diğer ihrakiye teslim şirketlerine ihrakiye satışı yapabilmektedirler.

Kanun’da rafinerici lisansı sahiplerinin sahip olacakları dağıtım şirketi vasıtasıyla akaryakıt dağıtımı faaliyetinde bulunabilecekleri düzenlenmiş, ancak bu düzenlemeye paralel olarak kendi dağıtım şirketine tanıdığı şartları kendisinden akaryakıt talep eden diğer dağıtıcılara da tanıma yükümlülüğü getirilmiştir266. Bu yükümlülük ilk bakışta rekabeti koruma amacı olarak görünse de, “pazar gücü” ayrımına267 dayanmadığından uzun dönemde olumsuz etkilerinin ortaya çıkabileceği düşünülmektedir268.

Kanun’daki söz konusu düzenleme; TÜPRAŞ’ın petrol piyasasındaki hakim durumu nedeniyle “aktarma uygulaması” nın önlenmesi amacını taşımaktadır. Aktarma uygulaması rekabet hukukunda; kapsam ekonomilerinde hakim durumdaki teşebbüslerin ek kâr elde etmek veya pazardaki konumunu korumak/pazar gücünü genişletmek amacıyla komşu pazardaki faaliyetlerinin bu pazardaki rakiplerin dışlanması sonucunu doğurması (dışlayıcı etki) uygulaması olup bu haliyle rekabet hukukunda yasaklanmakta ve müeyyideye tabi tutulmaktadır269. Aktarma stratejileri; rakiplere girdi sağlamayı reddetme veya rakiplere sağlanan girdi için yüksek fiyat belirleme şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Bu strateji, rakiplerin nihai ürün sunmalarını zorlaştırmakta uzun dönemde gerek toplumsal refah kaybı gerekse komşu pazarda refah kaybına yol açmaktadır270.

2004 yılından itibaren EPDK’ya toplam 17 rafineri lisans başvurusu yapılmış olup, bunlardan 4’ü TÜPRAŞ tarafından mevcut rafineriler için yapılmıştır. Yeni başvurulardan ise sadece 1 tanesi lisans verilmesiyle sonuçlanmıştır. Dolayısıyla, hali hazırda Türkiye’de EPDK’dan rafinerici lisansı almış olan şirketler TÜPRAŞ (Batman, Kırıkkale, İzmir, Kocaeli rafinerileri için

adlandırılmaktadır. Dikey yoğunlaşmaların, pazarın rakiplere kapatılması şeklinde rekabeti bozucu etkileri olabilir. ARDIÇ, s. 13.

266

Bu yükümlülüğü “çapraz sübvansiyon-cross subsidy” yasağı şeklinde değerlendirmek mümkündür. Bir teşebbüsün, bir alandaki faaliyetinden elde ettiği geliri başka bir alandaki faaliyetini finanse etmek için kullanmasıdır. Böylelikle teşebbüs bir alanda sahip olduğu iktisadi ve hukuki avantajın getirdiği pazar gücünü, başka bir pazarda kullanmaktadır. Çapraz sübvansiyon; “yıkıcı fiyatlama” ve “seçici fiyat indirimi” gibi bazı kötüye kullanma hallerini kolaylaştırabilmekle birlikte tek başına hakim durumun kötüye kullanılması olarak kabul edilmemektedir. Regüle edilen sektörlerde; “hesapların ayrıştırılması” veya “hakim durumdaki teşebbüsün mali kaynaklarında tam şeffaflık sağlanması” gibi bazı önlemlerle önlenebilmektedir. REKABET SÖZLÜĞÜ, s. 28. 267

Pazar Gücü (Market Power), Pazar Payı (Market Share); Yüksek miktarlardaki pazar payı firmalara pazar gücü verebilmektedir. Pazar payı; bir pazardaki teşebbüsün, toplam üretim veya satış ya da kapasite oranı bakımından nispi büyüklüğünün ölçüsüdür. Teşebbüslerin en önemli hedeflerinden biri de pazar payının artırılmasıdır. Piyasa ekonomilerinde pazar payı, kâr ve ölçek ekonomileri arasında çoğu zaman pozitif korelasyon vardır. Pazar payı, hakim durumun tespitinde önem taşımaktadır. İzne tabi birleşme/devralmalar için belirlenen eşikleriden biri de pazar payı eşiğidir. Pazar payı; hakim durum oluşup oluşmadığı veya mevcut hakim durumun güçlenip güçlenmediğini belirlemekte kullanılır. REKABET SÖZLÜĞÜ, s. 76-77.

268 RK Sektör Raporu, s. 17. 269 ATAÇ, s. 1-4. 270 ATAÇ, s. 7-8.

ayrı ayrı olmak üzere) ile Doğu Akdeniz Petrokimya ve Rafineri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile sınırlıdır. Mersin’de yer alan ATAŞ rafinerisinin 2004 yılında depolama tesisine dönüştürülmesinin ardından rafinaj pazarında TÜPRAŞ tek üretici olarak kalmıştır271.

5015 sayılı Kanun’a göre yurt dışından ham petrol ve akaryakıt temin edeceklerin rafinerici, dağıtıcı veya ihrakiye teslim şirketi lisansına sahip olması gerekmektedir. Bir başka deyişle, ham petrol ve akaryakıt ithalatı, ancak rafinaj, dağıtıcı ve ihrakiye teslim lisansına sahip şirketlerce yapılabilecektir. Ayrıca bir ithalatçı lisansı söz konusu değildir272.

Türkiye’nin hızlı ekonomik büyüme nedeniyle artmakta olan petrol ürünleri talebini karşılamak için yeni bir petrol rafinerisi kurulması zorunlu görülmektedir. İstanbul-Kocaeli- Bursa gibi sanayi merkezlerinin bulunduğu Marmara Bölgesinde petrol ürünleri talebi hızla artmaktadır. Bölgede 10 milyon ton/yıl kapasiteli bir petrol rafinerisi kurulması için TÜPRAŞ tarafından PETKİM Yarımca Petrokimya Kompleksi satın alınmıştır. Arazisi ve mevcut altyapısı yeni bir petrol rafinerisi kurmaya elverişlidir. Öte yandan Kerkük-Ceyhan ve BTC boru hatlarının Akdeniz’e ulaştığı İskenderun Körfezi’nde ucuz kapasiteli taşıma maliyeti nedeniyle ürün ihracatından kar sağlayacak, yeni bir petrol rafinerisi kurulması ülkenin yararına görülmektedir. Böylece BTC ham petrol boru hattından akan ham petrolün bir kısmı ürün olarak Akdeniz piyasasına arz edilebilecektir273.

2011 sonu itibarıyla; Doğu Akdeniz Petrokimya ve Rafineri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin kamulaştırmaya esas proje çalışmaları, Socar & Turcas Rafineri Anonim Şirketinin ise inşaat alt yapı çalışmaları devam etmektedir274.

2011 yılında dünya genelinde rafineri sayısı ve rafinaj kapasitelerinde gözlenen azalış her ne kadar Avrupa Birliği ülkelerinden kaynaklansa da bu durum ülkemizdeki rafinerilerde yaşanmamıştır. 2011 yılında dünya genelinde yaşanan olumsuzluklara rağmen ülkemiz genelinde petrol ürünlerine olan talebin artması, rafinasyon faaliyetinde bulunan lisans sahiplerini olumsuz yönde etkilememiş, aksine rafinasyon kapasitesi değişiklik göstermediği için kapasite kullanım oranının bir önceki yıla göre artmasına neden olmuştur. 2011 yılında yurtiçinde üretilen ve ithal edilen ham petrol miktarlarında 2010 yılına göre sırasıyla % 4 oranında düşüş ve yaklaşık % 8 oranında artış gözlenirken, toplam ham petrol temininde 2010 yılına göre yaklaşık % 6 oranında bir artış göze çarpmaktadır. Ülkemizde aktif olarak rafinasyon faaliyetinde bulunan rafinerici lisansı sahiplerinin işledikleri ham petrol miktarları ile rafineri kapasiteleri dikkate alındığında, rafinerilerin kapasite kullanım oranlarının 2010 yılı için % 68,4 iken, 2011 yılı için % 74,7 olduğu görülmektedir275.

271 RK Sektör Raporu, s.18. 272 RK Sektör Raporu, s.15. 273

DPT-9. BEŞ YILLIK PLAN, s. 145. 274

EPDK 2011 Sektör Raporu, s. 18. 275

Rafinerici lisansı sahiplerinin 2011 yılı ham madde temin miktarlarına ilişkin lisans

sahipleri tarafından toplam 18,09 milyon ton ham petrol ithal edilmiş, 2,43 milyon ton ham petrol ise yerli üretimden temin edilmiştir. 2011 yılında rafinerici lisansı sahipleri tarafından temin edilen ham petrolün sadece % 12’lik kısmı yerli üretimden karşılanmış geri kalan bölümünün tamamına yakını İran, Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, Irak ve Kazakistan’dan ithal edilmiştir276.

Rafineri lisansı sahiplerinin ham petrolden elde ettikleri ürünler incelendiğinde; motorin üretiminin % 33,4, benzin türlerinin üretiminin % 20,4, jet yakıtı üretiminin % 13,8, bitümen üretiminin % 14,1, fuel oil türlerinin % 11,8, LPG üretiminin % 3,5 lik bir paya sahip olduğu görülmektedir277. Ülkemizde benzin tüketimi giderek azalmakta olup nispeten daha ekonomik yakıt olarak tüketiciler motorine yöneldiklerinden rafineri lisansı sahiplerinin elde ettikleri ürünler içerisinde de motorin en fazla paya sahip bulunmaktadır.