SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI
PETROL ÜRÜNLERİ PİYASASINDA
DEVLET KONTROLÜ VE İDARİ MÜDAHALELER
MUSTAFA YAŞAR DEMİRCİOĞLU
DOKTORA TEZİ
Danışman
Prof. Dr. MEHMET AKİF KÜTÜKÇÜ
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
BİLİMSEL ETİK SAYFASI
Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve
akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve
akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına
uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda
bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
DOKTORA TEZİ KABUL FORMU
Mustafa Yaşar Demircioğlu tarafından hazırlanan Petrol Ürünleri Piyasasında İdari
Müdahaleler ve Devlet Kontrolü başlıklı bu çalışma 04/07/2012 tarihinde yapılan savunma
sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından doktora tezi
olarak kabul edilmiştir.
Prof. Dr. Mehmet Akif Kütükçü
Başkan
İmza
Prof. Dr. Ramazan Yıldırım
Üye
İmza
Doç. Dr. Recep Akcan
Üye
İmza
Doç.Dr. Faruk Bilir
Üye
İmza
ÖNSÖZ
“Petrol Ürünleri Piyasasında Devlet Kontrolü ve İdari Müdahaleler” başlıklı bu
doktora tezi 2000 yılı sonrası Türkiye’de petrol piyasasının geçirmiş olduğu yapısal
regülasyon sonrası oluşan yeni liberal düzenle ilgili hukuki yapıyı incelemeyi
amaçlamaktadır. Petrol piyasasında müdahaleci devlet anlayışından vazgeçilmesi ile
birlikte devlet hakimiyeti yerine özelleştirmeler sonrası rekabete açık liberal bir yapıya
geçilmiştir.
Piyasa yapısının özelleştirilmesi ve liberal, rekabete açık bir yapının
oluşturulmasının ardından aradan geçen yaklaşık 10 yılda ülkemizde yeni bir petrol
piyasası anlayışı oluşmuş, 5015 sayılı Kanun yanında lisanslama, teknik kriterler, bilgi
sistemi, fiyatlandırma konusunda ikincil mevzuatlar oluşturulmuş Kurul kararları, Danıştay
içtihatları ile hukuki uyuşmazlıklarda uygulama birliği sağlanmıştır.
Doktora çalışmasının yürütülmesinde piyasa üzerinde birinci derecede görev ve
yetki üstlenen Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ile rekabetçi piyasa yapısının
korunmasında görev üstlenen Rekabet kurulu kararları incelenmiş ayrıca lisans sahipleriyle
ilgili uyuşmazlıklara bakmakla görevli Danıştay 13.Daire Başkanlığının yayımlanmamış
içtihatları tek tek incelenerek tezimizde uygulamayla ilgili örnekler ve somut olaylara yer
verilmiştir.
Bu çalışmanın her aşamasının yürütülmesinde değerli katkı ve eleştirilerini
esirgemeyen tez danışmanım Prof. Dr. Akif Kütükçü, tez izleme komitesi üyeleri Prof. Dr.
Ramazan Yıldırım ve Prof. Dr. Recep Akcan ile YÖK Strateji Geliştirme Daire Başkanı
Dr. Abdullah Uz, Dr. Ahmet Ziya Çalışkan’a bana ayırdıkları zaman ve emekleri için
teşekkür ederim.
Aynı şekilde tez konusu ile ilgili kaynak araştırması aşamasında yakın desteklerini
gördüğüm EPDK ve Rekabet Kurulu Uzman ve uzman yardımcısı arkadaşlarımla
kütüphane görevlilerine ayrıca petrol piyasası ile ilgili tüm içtihatları incelememi sağlayan
Danıştay 13. Dairesi Tetkik hakimleri ile Daire Üyelerine teşekkürü borç bilirim.
Son olarak tez çalışmam sırasında kendilerine ayırmam gereken zamandan
fedakarlık yaparak yoğun çalışma ortamına katlanan değerli eşim Rüveyda İrem ve ve
kızım Yağmur Demircioğlu’na en içten sevgi ve şükranlarımı sunarım.
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Adı, Soyadı
Mustafa Yaşar Demircioğlu
Numarası:
Anabilim/Bilim Dalı
Kamu Hukuku Anabilim Dalı
Danışmanı:
Prof.Dr. Akif Kütükçü
Tezin Adı
Petrol Ürünleri Piyasasında Devlet Kontrol ve İdari Müdahaleler
ÖZET
Petrol dünya yüzeyinde en fazla tüketilen ve en büyük paya sahip, dünyanın tüm
ülkeleri için olduğu kadar Türkiye açısından da vazgeçilmez stratejik öneme haiz bir enerji
kaynağıdır. dünyadaki pek çok askeri ve siyasi gelişme bu çok değerli enerji kaynağı
etrafında şekillenmektedir. Türkiye, bu enerji kaynağına sahip ülkelere çok yakın komşu
ülke olmakla birlikte kendi yer altı zenginlikleri bakımından fakir bir ülkedir ve petrol
tüketiminin % 90’dan fazla miktarını ithal etmektedir. Bu enerji kaynağı açısından dışa
bağımlı
bir
ülke
konumunda
olan
Türkiye
ekonomisi
petrol
fiyatlarındaki
dalgalanmalardan da etkilenmekte, cari açık, ödemeler dengesi, dış borç yükü ve enflasyon
gibi makroekonomik dengeler petrol fiyatlarındaki dalgalanmalara göre şekil almaktadır.
Bu nedenle ekonomik kamu düzeninin sürdürülmesinde petrol piyasasının istikrarı ülkemiz
açısından büyük önem taşımaktadır.
Ülkemizde petrol piyasası dikey bütünleşik bir kamusal örgütlenmeye tabi iken
2000’li yıllarda başlayan özelleştirme çalışmaları ile rafineri, petrokimya petrol dağıtım
alanlarında yapısal regülasyon tesis edilmiş ve petrol piyasası rekabete açık bir piyasa
yapısına kavuşmuştur. Yapısal regülasyon yanında sosyal regülasyonun bir parçası olarak
çevresel hassasiyetler ve tüketicilerin korunmasına yönelik kurallar, akreditasyon,
standardizasyon ve ürün/hizmet güvenliğini esas alan teknik regülasyon da yasal çerçeveye
oturtulmuştur. Enerji piyasalarında yaşanan liberal ekonomi anlayışı çerçevesinde
bağımsız bir düzenleyici otorite olarak EPDK’nın kurulması ile birlikte petrol piyasası da
yakın gözetim ve denetim altında bulundurulmaya başlanmıştır.
Petrol açısından dışa bağımlı bir ülke konumunda olan Türkiye hazine gelirlerinin
büyük miktarını yine bu enerji kaynağı üzerindeki dolaylı vergilerden karşılamaktadır.
Akaryakıt satış fiyatlarının % 60-65’e varan miktarlarda vergi yükü bulunmakta olup
petrol satışlarından dolayı 2011 yılında devlet kasasına giren toplam vergi miktarı 39,2
milyar liradır. Bu miktar, ülkemizde 2011 yılında toplanan verginin % 13’üne tekabül
etmektedir.
Petrol ürünleri üzerindeki bu aşırı vergi yükü, komşu ülkelerde 4-5 kat ucuza
satılan bu ürünün kaçak yollarla ülkeye sokulması riskini de beraberinde getirmektedir.
Ülkemizin oldukça uzun doğu ve güneydoğu kara sınırları ile bu bölgelerdeki istikrarsız
yapı, ayrıca 3 tarafının denizlerle çevrili olması ve bu geniş alanda denetim kurulması
noktasında yaşanan zorluklar hem karayolu hem de denizyolu ile yapılan kaçakçılığın
artmasına yol açmaktadır. Aynı şekilde akaryakıt olarak kullanılabilen atık yağlardan elde
edilen ve 10 numara yağ adı altında yapılan satışlar da rekabetçi piyasa yapısı, can, mal ve
çevre güvenliği üzerinde tehditler meydana getirmektedir. EPDK özel ve genel kolluk
birimleri ile birlikte petrol piyasasında denetime yönelik yoğun çaba sarfetmekte olup
Kurum bütçesinin yaklaşık üçte birini bu alana aktarmaktadır. Ülkemizde ulusal marker
uygulamasını merkezine alan bir denetim sistemi yürütülmektedir.
Ülkemizde rafineri, işleme, depolama, iletim, taşıma, ihrakiye, serbest kullanıcı,
dağıtım, bayilik faaliyetleri EPDK tarafından verilen ve belli kurallara bağlı lisanslar
çerçevesinde yürütülebilmektedir. Lisans sahiplerine tehlike sorumluluğu çerçevesinde
sigorta yükümlülüğü ile piyasa şeffaflığının sağlanabilmesi ve spekülatif fiyat
hareketlerinden korunulabilmesini teminen de bildirime ilişkin regülasyon yükümlülüğü
getirilmiştir.
Ayrıca bu enerji kaynağının ülkenin kamu düzeni üzerinde üstlendiği vazgeçilemez
rol nedeniyle acil durum stokları tutuma yükümlülüğü de belli lisans sahipleri açısından
zorunlu hale getirilmiştir.
Petrol rezervlerinin önümüzdeki 40-50 yıllık süreçte dünya ekonomileri, siyasi ve
politik gelişmeleri üzerinde rolünü artırarak sürdüreceği hesaplanmakta olup piyasa
yapısının yakın gözetim ve denetim altında bulundurulması hayati önem taşımaktadır. Bu
doktora tezinde birincil ve ikincil mevzuat hükümleri ile birlikte EPDK ve Danıştay
kararları çerçevesinde piyasa yapısı üzerindeki devlet kontrolü ve idari müdahaleler
incelenmeye çalışılmıştır.
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Adı, Soyadı
Mustafa Yaşar Demircioğlu
Numarası:
Anabilim/Bilim Dalı
Kamu Hukuku Anabilim Dalı
Danışmanı:
Prof.Dr. Akif Kütükçü
Tezin İngilizce Adı
STATE CONTROL AND ADMINISTRATIVE INTERVENTION OF OIL
MARKET
SUMMARY
Petroleum, consumed mostly on earth with the biggest share, is an energy
sourcewith inescapable strategic importance for all the countries in the world as well as
Turkey. Many military and political improvements in the world acquire a shape around
this valuable energy source. Turkey, along with being a close neighbor country to the
countries with this energy source, is a poor country from underground richness point of
view and imports more than 90 % of her consumption. As a country at a position
dependent on external sources for this energy source, Turkish economy has been affected
from the fluctuations in the petroleum prices; macroeconomic equilibrium such as current
gap, payment balance, external debt load and inflation take a shape according to the
fluctuations in the price of petroleum. For this reason, stability in the petroleum market has
a great importance for our country to continue economic public order.
As petroleum market in our country used to have a vertical united public
organizational structure, with the privatization efforts in the years of 2000, structural
regulation was established in the fields of refinery, petro-chemistry, petroleum distribution
areas, and the petroleum market has gained a structure open to competition. As a part of
social regulation in addition to structural regulation, rules towards protection of
environmental sensitivenesses and consumers, accreditation, standardization and technical
regulation based on safety of goods/services have been made fit on legal frame. With the
establishment of EPDK as an independent organizer framed below liberal economic
understanding in the energy markets, petroleum market has also been started to be kept
under supervision and inspection.
Turkey, as a country dependent on external sources, has been making most of her
treasury income through indirect taxes on this energy source. Tax load reaches up to 60-65
% of fuel oil prices and the total tax collection of the government through petroleum sales
is 39.2 billion liras in 2011. This amount is equivalent to the 13 % of the total taxes that
have been collected in our country in 2011.
This excessive tax load on petroleum products brings the risk of illegal
transformation of this product into the country since it is 4-5 times cheaper in
neighborhood countries. Quite long east and southeast land borders of our country and the
inconsistent structure in those regions, besides being surrounded with seas at 3 sides, and
the difficulties that have been faced to set up a control system in this wide area causes the
smuggling through both overland routes and maritime lines. In the same way, sales under
the name Number 10 Oil that is obtained from waste oils but can be used as a fuel-oil,
threatens the competitive market structure, life, property and environmental safety. EPDK
has been spending intense efforts by allocating almost one third of the institution’s budget
for the inspection of petroleum market together with private and general police force. In
our country, an inspection system that is centralized on the national marker application has
been performed.
Refinery, processing, storage, conveyance, transportation, free user, distribution,
franchising activities in our country can only be performed under the frame of licenses
bound to certain rules and franchising activities given by EPDK. License owners are also
held responsible for regulation related to declaration to be protected from speculative price
changes and to provide insurance liability under the frame of threat responsibility with
market transparency.
In addition to all, due to the inescapable role of this energy source over the public
order, responsibility of keeping emergency stocks is brought to be obligatory for some
license owners.
KISALTMALAR VE SİMGELER SAYFASI
AB
Avrupa Birliği
ABD
Amerika Birleşik Devletleri
AİHS
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
ANYM
Anayasa Mahkemesi Kararı
A.O.Ç.
Atatürk Orman Çiftliği
AR-GE
Araştırma Geliştirme
A.Ş.
Anonim Şirket
BAY
Bayilik
Bknz.
Bakınız
BM
Birleşmiş Milletler
BMDHS
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi
BP
British Petroleum
BTC
Bakü Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı
ÇED
Çevresel Etki Değerlendirme
DAĞ
Dağıtıcı Lisansı
DD
Danıştay Dergisi
DİDD
Danıştay İdari Dava Daireleri
DMK
Devlet Memurları Kanunu
DPK
Doğalgaz Piyasası Kanunu
DPT
Devlet Planlama Teşkilatı
DTO
Deniz Ticaret Odası
E
Esas
EC
European Community (Avrupa Topluluğu)
EGM
Emniyet Genel Müdürlüğü
EİE
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü
EN
European Norms (Avrupa Standartları)
EPDK
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
ETKB
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
f.
Fıkra
GİB
Gelir İdaresi Başkanlığı
GPS
Global Position System (Küresel Yer Belirleme Sistemi)
GSM
Global System for Mobile Communications (Mobil İletişim
İçin Küresel Sistem)
GSMH
Gayrı Safi Milli Hasıla
G.T.İ.P
Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu
IEA
International Energy Agency
ITP
Irak Türkiye Ham Petrol Boru Hattı
İAÇ
İşyeri Açma Çalışma Ruhsatı
İ.Ş.L
İşleme Lisansı
İYUK
İdari Yargılama Usul Kanunu
K
Karar
KDV
Katma Değer Vergisi
KHK
Kanun Hükmünde Kararname
KKK
Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Km.
Kilometre
KMK
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
KİK
Kamu İhale Kurulu
KOM
Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı
KTÜ
Karadeniz Teknik Üniversitesi
KURUL
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
KURUM
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
LPG
Liquefied Petroleum Gas
LPGK
Likit Petrol Piyasası Kanunu
Ltd.Şti.
Limited Şirket
m.
Madde
MAM
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi
MARKER XP
Ulusal Marker Saha Kontrol Cihazı
MASAK
Mali Suçlar Araştırma Kurulu
MEB
Münhasır Ekonomik Bölge
MYĞ
Madeni Yağ Lisansı
NATO
North Atlantic Treaty Organization
ODTÜ
Ortadoğu Teknik Üniversitesi
ÖİB
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
ÖTV
Özel Tüketim Vergisi
ÖYK
Özelleştirme Yüksek Kurulu
PAL
ODTÜ Petrol Araştırma Laboratuarı
PETDER
Petrol Sanayi Derneği
PETKİM
Petrokimya Sanayi Anonim Şirketi
PETKUR
Türkiye Petrol Kurumu
PİGM
Petrol İşleri Genel Müdürlüğü
P.K.
Posta Kutusu
POAŞ
Petrol Ofisi Anonim Şirketi
PPK
Petrol Piyasası Kanunu
PPLY
Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği
RG
Resmi Gazete
RK
Rekabet Kurulu
RKHK
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun
s.
Sayfa
S.
Sayı
SPK
Sermaye Piyasası Kanunu
SSCB
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
TAPDK
Tütün Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu
TAPCO
Trans Anadolu Petrol Boru Hattı Sanayi ve Ticaret A.Ş.
TASİŞ
Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğü
TBMM
Türkiye Büyük Millet Meclisi
T.C.
Türkiye Cumhuriyeti
TCDD
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
TCK
Türk Ceza Kanunu
THY
Türk Hava Yolları
TPAO
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı
TPAŞ
Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi
TPPD
Türk Petrol Petrol Dağıtım Anonim Şirketi
TS
Türk Standartları
TSE
Türk Standartları Enstitüsü
TÜPRAŞ
Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi
TÜRKAK
Türk Akreditasyon Kurumu
Türkşeker
Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi Genel
Müdürlüğü
UME
Ulusal Metroloji Enstitüsü
vb.
ve benzeri
vd.
ve devamı
YAME
Yağ Asidi Metil Esterleri
YİD
Yap İşlet Devret
YPK
Yüksek Planlama Kurulu
yy.
yüzyıl
İÇİNDEKİLER
Bilimsel Etik Sayfası………..ii
Tez Kabul Formu………..iii
Önsöz/Teşekkür………iv
Özet……….v
Summary……….vii
Kısaltmalar ve Simgeler Sayfası………..ix
İçindekiler………xii
Giriş………xvii
BİRİNCİ BÖLÜM
EKONOMİK KAMU DÜZENİ VE PETROL PİYASASI
I. TÜRKİYE’DE PETROL PİYASASININ EKONOMİK KAMU DÜZENİ AÇISINDAN TAŞIDIĞI ÖNEM………...1A- Türkiye’nin Jeopolitik Konumu ve Petrolün Önemi………..1
1- Petrolün Dünya İçin Önemi……….1
2- Türkiye’nin Dünya Petrol Piyasası Açısından Jeopolitik Konumu……….6
B- Petrol Piyasasında Ekonomik Kamu Düzeni ve Kamu Hizmeti Kavramları……...12
II. PETROL PİYASASINDA REGÜLASYON İHTİYACI VE EPDK’NIN KURULMA SEBEPLERİ……….22
A- Regülasyon Öncesi Türkiye’de Petrol Piyasasının Yapısı………...22
B- 5015 Sayılı Kanunla Petrol Piyasasında Amaçlanan Regülasyon………...26
1- Rekabetçi Bir Piyasa Yapısı Oluşturmak………...28
2- Çevrenin Korunması………...30
3- Tüketicilerin Korunması………34
C- Düzenleyici Kurumların Yetki ve İşlevleri………...37
1- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu………..39
2- Kurulun Yapısı ve Petrol Piyasası İle İlgili Görevleri………...43
İKİNCİ BÖLÜM
I. PETROL PİYASASINDAKİ LİSANSLARIN GENEL ÇERÇEVESİ..…………...…46
A. Lisans Kavramı………...…….46
B. Lisans Başvurularının İnceleme ve Değerlendirmeye Alınması………..55
C. Lisans Tadili……….59
D- Süre Uzatımı……….60
E- Lisansların Sona Ermesi ve İptali………...…….61
II. LİSANS TÜRLERİ………65
A- Rafinerici Lisansı……….……..65
1- Genel Olarak Rafinerici Lisansı………...65
2- Rafinerici Lisansı Sahiplerinin Yükümlülükleri………...67
3- TÜPRAŞ’IN Monopson Yapısı………..69
4- TÜPRAŞ’IN Monopol Yapısı……….71
5- Rafinerici Lisansı Sahiplerine Rekabetin Korunması Amacıyla Getirilen Yükümlülükler……….73
B- İşleme Lisansı………...78
1- Genel Olarak İşleme Lisansı………...78
2- Petrokimya………...……80
3- Biyoyakıtlar………..82
a- Genel Olarak Dünya ve Türkiye’de Biyoyakıtlar (Biodizel-Bioetanol)……....82
b- Türkiyede Biyoyakıtlara İlişkin Mevzuat………...87
ba- EPDK Mevzuatında Biyoyakıtlara İlişkin Düzenlemeler………87
bb- TS-EN Standartlarında Biyoyakıtlara İlişkin Düzenlemeler…………...90
bc- Çevre Mevzuatında Biyoyakıtlara İlişkin Düzenlemeler……….91
bd- TAPDK Mevzuatında Biyoyakıtlara İlişkin Düzenlemeler…………...91
be- Diğer Kanun ve Bakanlar Kurulu Kararlarında Biyoyakıtlara İlişkin Düzenlemeler……….91
C- İletim Lisansı………..93
2- 5015 Sayılı Kanuna Göre İletim Lisansının Yasal Çerçevesi………..95
D- Depolama Lisansı………...103
1- 5015 Sayılı Kanunda Depolama Lisansının Yasal Çerçevesi………....103
2- Akaryakıt Antrepoları………....107
3- Depolama Tesisleri Arasında Ortak Girişim Kurulması ve Rekabet Kurulu’nun Yaklaşımı………...109
4- İletim ve Depolama Faaliyetlerinde Üçüncü Kişilerin Hizmete Erişim Hakkı…..109
5- Zorunlu Unsur ve Sözleşme Yapma Yükümlülüğü………...…113
E- Taşıma Lisansı………..115
F- Serbest Kullanıcı Lisansı………..117
G- Madeni Yağ Lisansı………..121
1- Madeni Yağ lisansı İle İlgili Yasal çerçeve………...…121
2- Madeni Yağ Lisansı Sahiplerinin Yükümlülükleri………...…….124
a- Güvenli Ürün Arz etme ve Ambalajlama………...…….124
b- Güvenlik Bilgi Formu Tutma Yükümlülüğü………...……124
c- TS- ve –EN- Standartlarına Uygunluk……….127
d- Ambalaj Ve Etiketleme Kurallarına Uygunluk………127
e- İnsan Ve Çevre Sağlığına Zarar Vermeyecek Nitelikte Olma Zorunluluğu……….127
f- Sorumlu Müdür Çalıştırma Yükümlülüğü………...……128
H- İhrakiye Teslimi Lisansı………...128
İ- Dağıtıcı Lisansı…….………136
1- Türkiye’de Akaryakıt Dağıtım Piyasasının Genel Görünümü………...136
2- Dağıtım Lisansı ile İlgili Yasal Çerçeve………140
a- Dağıtıcıların Kendi Mülkiyetlerindeki Bayilere İlişkin Regülasyon………..142
b- Dağıtıcıların Yurtiçi Pazar Paylarına İlişkin Regülasyon………....144
c- Dağıtıcıların Piyasanın Denetimine İlişkin Yükümlülükleri………...…144
d- Dağıtıcıların Tavan Fiyat Belirleme Yükümü………...…..149
3- Dağıtım Şirketleri İle Bayiler Arasındaki İlişkinin Rekabet Hukuku
Açısından İncelenmesi……….150
a- Tek Dağıtıcıdan Ürün Alma Zorunluluğu………151
b- Bayilik Sözleşmelerin Süresine Müdahale Zorunluluğu……….153
J- Bayilik Lisansı………..157
1- Dünya’da Bayilik Sisteminin Ortaya Çıkışı………....………...157
2- Türkiye’de Bayilik Sistemiyle İlgili Yasal Çerçeve………...160
3- Bayilik Lisansı Sahiplerinin Temel Yükümlülükleri……….163
4- Kilometre Tahdidi………..170
5- Bayilik Sisteminde Ruhsat ve İzinler……….175
6- Tarımsal Amaçlı Akaryakıt Satışı………..178
a- Ülkemizde Tarımsal Üretimde Uygulanan Mazot Desteği………..178
b- Bayilik Lisansı Sahiplerinin Köy Pompaları ile Akaryakıt Satışı………179
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
FİYATLANDIRMA
I. PETROL PİYASASINDA FİYATLANDIRMA………...183A- Petrol Piyasasında Fiyatlandırmanın Önemi………...183
B- Ülkemizde Uygulanan Fiyatlandırma Sistemleri………...185
1- Türkiye’de 1998 Yılına Kadarki Dönemde Fiyatlandırma Sistemi………….185
2- Türkiye’de 1998-2005 Yılları Arası Dönemde Fiyatlandırma Sistemi: Otomatik Fiyatlandırma Sistemi………...185
3- Türkiye’de 2005 Yılından Sonraki Dönemde Fiyatlandırma Sistemi: Serbest Fiyatlandırma Modeli………...186
C- Ham Petrol Fiyatları………...187
II- FİYATLANDIRMA SİSTEMİNİN OLUŞUMU VE BİLEŞENLERİ………189
A- Akaryakıt Fiyatlarının Belirlenmesinde Vergi Yükü………...189
B- EPDK Payı………...193
A- Onaya Tabi tarifeler……….198
B- Bildirime Tabi Tarifeler………...200
C- İlana Tabi Tarifeler/ Fiyat Listesi………....201
IV- KULLANICILARIN DESTEKLENMESİNE YÖNELİK FİYATLANDIRMA……202
A- İhracaat Rejimi Kapsamında ÖTV VE KDV’siz Motorin Satışı………204
B- Kabotaj Hattında Çalışan Deniz Araçlarına Verilecek Akaryakıt…………...207
1- Kabotaj Hattı Dışında Çalışan Deniz Araçlarının Durumu………...209
2- Kabotaj Hattında Yapılacak Faaliyetlerde Muafiyeti Düzenleyen Kanun Hükümleri………..210
3- Muafiyet Düzenleyen 6 Seri Nolu ÖTV Genel Tebliği……….211
a) Kararname Kapsamında Deniz Yakıtı Alabilecek Deniz Araçları……211
b) Sicile Kayıt………...212
c) Yakıt alım defteri………...…212
d) Deniz Aracının Donatanı Tarafından İşletilmesi………...213
e- Deniz Aracının Kiralanması………..214
f- Deniz Aracının Donatan/Donatanlarının Değişmesi………..214
4- Piyasada Anlaşma ve Uyumlu Eylem Durumlarında Fiyatlara Müdahale215
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
LİSANS SAHİPLERİNİN DİĞER HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ
I-
PETROL PİYASASINDA STOK TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ………...….217A- Ekonomik Kamu Düzeninin Korunabilmesini Teminen Petrol Piyasasında Stok Tutma Yükümlülüğünün Önemi………217
B- Stok Tutma Yükümlülüğüne Uzanan Süreçte Yakın Tarihte Yaşanan Gelişmeler ve Petrol Stoğu Tutulmasını Doğuran Sebepler………..218
C- Avrupa Birliği Düzenlemeleri Açısından Petrol Stoğu Bulundurma Yükümü..…220
II- KARŞILAŞTIRMALI ANALİZ VE BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ..………224
A- Enformasyon Analizinin Önemi………...224
B- Petrol Piyasasında Bilgi Eksikliğinin Geçmişte Global Ölçekte Oluşturduğu Sorunlar……..226
C- Petrol Piyasasında Bildirim Regülasyonunu Düzenleyen Yasal Çerçeve……….228
D- Petrol Piyasasında Bildirim Türleri………229
1- Yıllık Bildirimler……….229
2- Üç Aylık Bildirimler………230
3- Aylık Bildirimler………..230
4- Oluşuma Bağlı Bildirimler………...231
5- Ulusal Marker Uygulaması Kapsamında Lisans Sahiplerince Yapılacak Bildirimler………...………...231
6- Madeni Yağ Üretim Lisans Sahiplerinin Bildirim Yükümlülükleri…………232
III- PETROL PİYASASINDA SİGORTA YÜKÜMLÜLÜĞÜ………232
A- Sigorta Yükümlülüğünün Gerekçesi Olarak “Tehlike” Kavramı………..232
B- Petrol Piyasası Tehlike Sorumluluğundan Kaynaklanan Sigorta Yükümlülüğü...233
1- Üçüncü Şahıslar Mali Sorumluluk Sigortası Yükümlülüğü………....234
2-Tesisler ve Petrol Tüm Risk Sigortası Yükümlülüğü……….235
C- Sigorta Yükümlülüğünün Çerçevesini Belirleyen Bakanlar Kurulu Kararı……..235
D- Zorunlu Sorumluluk Sigortalarına İlişkin Tarife ve Talimat………....237
E- Madeni Yağ Lisans Kapsamında Yürütülen Faaliyetlerde Sigorta Yükümlülüğü.239 IV- PETROL PİYASASINDA KAMULAŞTIRMA- AYNİ HAKLAR-UZUN SÜRELİ KİRALAMA VE İDARİ İRTİFAKLAR………...239
A- Petrol Piyasasında Kamulaştırma Uygulamasının Kapsam ve Yöntemi………...239
B- Kamulaştırma Öncesi İşlemler………...243
1- Arazi Etüdü ve Risk Analizi………243
2- Arazi Temini İçin Hazırlık Çalışmaları………...243
D- Hukuki Statüleri Farklı Taşınmazların Petrol Piyasası Yatırımları İçin
Kamulaştırılması/ Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesisi ve Kiralama………….….245
E- İdari İrtifaklar ve Mecra………...…..248
BEŞİNCİ BÖLÜM
KAÇAKÇILIK DENETİM İDARİ YAPTIRIMLAR
I- PETROL KAÇAKÇILIĞI………252A- Petrol Kaçakçılığının Kamu Düzenine Etkileri ve Türkiye Açısından Taşıdığı Önem………..252
B- Petrol Kaçakçılığı ile İlgili Yasal Çerçeve ve Kanunun Öngördüğü Sistem…….258
1- 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanununda Petrol Kaçakçılığı……….259
2- Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Kaçak Petrol ve Petrol Ürünleri…..262
3- Boru Hatlarından veya Bunların Depolarından veya Kuyulardan Yasalara Aykırı Şekilde Alınan Petrol ve Petrol Ürünleri………...263
4- Yetkisiz Ulusal Marker Ticareti Suçu……….264
C- Petrol Piyasasında Rekabetin Korunması ve Kaçakçılığın Önlenmesinde Görevli ve Yetkili Kurumlar ve Kurumlararası Eşgüdüm……….264
1- Kurumlar Arası Eşgüdümün Önemi………264
2- Piyasa Faaliyetlerinin Yürütülmesinde Rekabet Kurulu İle Olan İlişkiler…..266
3- Kaçakçılıkla Mücadelede Görevli ve Yetkili Kurumlar...………...268
D- Kaçak Petrolün Tespiti ve Tasfiyesi………...…...271
1- Kaçak Petrolün Yazılı veya Sözlü İhbarı……….273
2- Kaçak Petrolün Tespiti ve El Konulması……….274
3- Kontrollü Teslimat………...276
4- Numune Alınması ve Analizi………...277
5- Kaçak Petrolün Muhafazası………...…..277
6- Analiz Sonrası Muhafaza……….278
7- Kaçak Petrolle İlgili Tasfiye Kararı……….278
a- Teknik Düzenlemelere Uygun Kaçak Petrolün Tasfiye Usulü.…...…….279
8- Kaçakçılığı Önlemede İkramiye Uygulaması………..…....280
9- Müsadere………..281
E- Petrol Kaçakçılığıyla Mücadelede Öngörülen Teknik Yöntemler………...282
1- Ulusal Marker Uygulaması………...…….282
a- Ulusal Markerın Ekleneceği Akaryakıt Türleri………...286
b- Ekleme Yerleri……….287
c- İlgili Lisans Sahipleri………...288
d- Ulusal Markerin Talep Edilmesi Teslimi ve Sorumluluğu…………..288
e- Ulusal Markerin Akaryakıta Eklenmesi ve Akaryakıtın Piyasaya Sunulması...293
2- Pompaların Ödeme Kaydedici Cihazlara Bağlanması Zorunluluğu...…...294
a- Genel Olarak Ödeme Kaydedici Cihaz………294
b- Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanılmamasının Müeyyidesi…………...295
3- Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemi………...…..296
II- PETROL PİYASASINDA DENETİM………..…..298
A- Petrol Piyasasında Denetimin Önemi………...….298
B- EPDK ve RK Tarafından Yürütülen Araştırma ve Soruşturma Usullerinin AİHS İlke ve Kurallarıyla İlişkisi………...300
C- Petrol Piyasasında Öngörülen Denetim Sistemi………....301
1- Denetimlere İlişkin Usul ve Esasları Belirleyen Çerçeve………...304
2- Denetimlerin Yürütülmesi………...305
3- Denetim Yapmakla Görevlendirilen Kurum Personelinin Yetkileri ile Denetlenen Gerçek veya Tüzel Kişilerin Yükümlülükleri……….….307
a- Yerinde İnceleme………...………...307
b- Adli ve Önleme Araması………...………309
c- Gerekli Görülen Tüm Kayıt Belge ve Emtianın İncelenmesi Yetkisi...…310
d- Denetimlerde Uyulacak İlkeler...………...………312
e- İhbar ve Şikatetler……….………...313
g- Mühürleme……….316
D- Önaraştırma-Soruşturma ve Dava Hakkı………...319
1- Önaraştırma………..319
2- Soruşturma………...322
3- Raporun Tebliği ve Savunma………...323
4- Önaraştırma ve Soruşturma Prosedürüne Gerek Olmaksızın Doğrudan Savunma Alınan Haller………....325
5- Önaraştırma ve Soruşturma Yapılmaksızın Doğrudan Yaptırım Uygulanan Haller………...325
E- Tebligat-Para Cezalarının Tahsili-Süreler-………...328
F- Adli ve İdari Makamlara Başvuru………329
III- İDARİ YAPTIRIMLAR………..329
A- İdari Para Cezaları………329
1- 600.000 TL İdari Para Cezası Verilen Haller………...330
2- 250.000 TL İdari Para Cezası Verilen Haller………331
3- 1000 TL’den 50.000 TL’ye Kadar İdari Para Cezasın Uygulanan Haller….332 4- Tekerrür Hali………...335
5- İdari Para Cezalarının Takip ve Tahsilinde Kabahatler Kanunu Hükümlerinin Uygulanması……….336
B- Diğer İdari Yaptırımlar..………...….338
C- Zamanaşımı………....341
SONUÇ………..344
GİRİŞ
Enerji tüm dünya ülkeleri için vazgeçilemez yaşamsal öneme sahip bir maddedir.
Günümüz dünyasında enerji arzının kesintiye uğraması hayatın durma noktasına gelmesi
ile neredeyse doğrudan bağlantılıdır. Enerji kaynakları içerisinde petrol son 50 yıllık
süreçte dünyada en fazla tüketilen enerji kaynağı olarak ilk sırada yerini almıştır.
20. yüzyılda kömüre dayalı sanayiden vazgeçilerek o tarihlerde daha ucuz, temiz ve
kolay kullanılabilir olan petrole geçilmesi ile birlikte tüm dünya ülkeleri bu stratejik ürüne
bağımlı hale gelmişlerdir. İlk dönemlerde kolay bulunabilen ve arz sıkıntısı olmayan bu
ürün, petrolün bir silah olarak kullanılabileceği düşüncesi ile birlikte küresel ölçekte büyük
spekülasyonlara ve paniğe yol açmış, ithalata bağımlı ülke ekonomilerinden uzun süreli
krizler yaşanmaya başlanmıştır.
Zaman zaman ortaya çıkan Arap-İsrail-ABD/İran-ABD gerginlikleri, çok makul
fiyattan bulunabilen petrolün arzının kesintiye uğratılması halinde dünya ekonomilerini ne
kadar büyük krizlere girebileceğinin ve ekonomilerin sarsılacağının somut örnekleri
olmuştur. Petrol üzerinde spekülasyona dayalı bir dünya düzeni kurulmuş, petrole bağımlı
ülkeler petrol stoklama yarışına girerek yapay olarak fiyatların birkaç kat artmasına yine
kendi elleriyle yol açmışlardır.
2011 yılına gelindiğinde dünya petrol arzında en büyük paya sahip Hürmüz
Boğazını İran’ın kapatabileceğini ilan etmesiyle birlikte ABD Deniz Donanmasının
Hürmüz Boğazı yakınlarına demir atması ve bu olaylar karşısında petrolün varilinin bir
anda 80 dolardan 120 dolara çıkması petrolün ne kadar spekülasyona açık dünya
ekonomileri açısından ne kadar önemli olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Bu ani
fiyat artışına dayalı kriz döneminde Türkiye ekonomisinin cari açığının aylık bazda 5,5-6
milyar TL seviyesine çıktığı tahmin edilmektedir.
Petrol arzının kesintiye uğraması tüm dünyanın tahammül sınırlarını zorlamaktadır.
Dünya ülkeleri, hayatın tüm yaşamsal fonksiyonlarının durma noktasına gelebileceği bir
arz kesintisi ihtimali karşısında her türlü güvenlik önlemini almakta ve işbirliğine
gitmekten kaçınmamaktadır. Bu konudaki küresel ortaklık ve işbirliği her türlü dini ve
milli birlikteliklerin dahi önüne geçmiştir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Libya, İran, Irak
gibi ülkelerin dünyaya yönelik petrol tehditleri karşısında petrole bağımlı zenginliklerinden
taviz vermek istemeyen Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri gibi
ülkelerin ABD ve İsrail ile işbirliği içinde olmaları, petrol kökenli zenginliğe dayalı ticari
ilişkilerin pek çok müşterek birliktelikten öncelikli olduğunu göstermesi bakımından
manidardır.
Petrolün dünya düzeninde sahip olduğu bu vazgeçilemez yaşamsal önem, büyük
miktarlarda dışa bağımlı ve ithalatçı ülke konumunda olan Türkiye için de benzer önem ve
önceliğe sahiptir. Petrol fiyatlarındaki artış doğrudan Türkiye ekonomisini etkilemekte,
petrole dayalı sanayi, endüstri, tarımsal üretim (mazot, gübre, zirai ilaç vb.) ulaşım
(karayolu-denizyolu-demiryolu-havayolu) ve ticari hayat zincirleme dalgalar halinde tüm
sektörlerde ürün/hizmet fiyat artışları olarak yansımakta bu zincirleme etki nihai olarak
Türk Halkının yaşam düzeyini zorlaştırmakta, sosyal refahı azaltmakta, milli servetimizin
ve halkın zenginliklerinin, petrol ihraç eden ülkelere transfer edilmesine yol açmaktadır.
Fiyat artışları; enflasyon, cari açık, dış borç, büyüme gibi makroekonomik dengeler
üzerinde büyük değişimleri beraberinde getirmektedir.
Ülkemizde petrol endüstrisi yatırımları oldukça maliyetli ve geri dönüşümü uzun
süre alan yatırımlar olduğundan özel sektörün yatırımına kapalı bir alan olarak gelişmiş,
rafineri, işleme, iletim, taşıma, dağıtım piyasası devlet yatırımları ile oluşturularak 2000’li
yıllara kadar gelinmiştir. Daha sonraki yıllarda petrol piyasasında devletin müdahaleci
yapısından vazgeçilerek özelleştirmeler yoluyla piyasa faaliyetlerinin özel sektöre
devredilmesi ile birlikte özel sektörün kuralsız hareket tarzının önlenebilmesi ve gelişen
çevresel, sosyal, teknik anlayışların yürütülebilmesini teminen piyasanın regülasyona tabi
tutulması zorunluluğu doğmuştur. Petrol piyasasında yapısal dönüşümle birlikte 5015
sayılı Petrol Piyasası Kanunu çıkarılarak piyasa faaliyetlerinin ana çerçevesi belirlenmiş ve
ayrıca bu piyasanın gözetim ve denetimi bir bağımsız idari otorite olan EPDK’ya
bırakılmıştır. Bu aşamadan sonra piyasanın düzenlenmesine yönelik olarak yapısal, sosyal,
teknik regülasyon çalışmalarının çerçevesi ikincil mevzuatlarda düzenlenerek mevzuat
bazında piyasa oyuncularının hak ve yükümlülükleri düzenleme altına alınmıştır.
Doktora tez çalışmamızda petrolün dünya ülkeleri açısından taşıdığı önem ve
Türkiye’nin makroekonomik dengeleri üzerinde sahip olduğu temel rol açıklanmaya
çalışıldıktan sonra 5015 sayılı piyasa ile getirilen lisans sistemi ile başlanarak yeni piyasa
yapısı anlatılmakta ve tek tek lisans türleriyle ilgili yasal çerçeve işlenmekte, öncelikle
piyasa yapısı ve piyasa paydaşlarının kimler olduğu ile bu paydaşların yetki ve
yükümlülükleri üzerinde durulmaktadır.
Tezimizin üçüncü bölümünde piyasadaki fiyatlandırma sistemleri, vergi
düzenlemeleri, sübvanse edilen faaliyetler ve fiyat ayrımcılıkları konuları işlenmektedir.
Daha sonraki bölümlerde ülkemiz ekonomik kamu düzeninde yaşamsal öneme
sahip piyasa faaliyetlerinin yürütülmesinde paydaşlara tanınan kamulaştırma, idari
irtifaklar ve mecra konusu işlenmekte ardından kusursuz sorumluluk, tehlike ve risk ilkesi
çerçevesinde paydaşların sigorta yükümlülükleri konusu anlatılmaktadır. Arz güvenliğinin
tehlikeye düşmesi halinde devreye girmesi planlanan acil durum stokları da tezimizde ayrı
bir bölüm olarak ele alınıp açıklanmaktadır.
Tezimizde piyasa denetimine ilişkin olarak belirlenen yasal ve teknik düzenlemeler,
denetimlerde görev alan idari otoriteler, ulusal marker uygulaması, bayi otomasyon
sistemi, ödeme kaydedici cihazlara bağlanma yükümü, denetimlerde uygulanacak usul ve
esaslar ile piyasa düzenine aykırı hareket edilmesi halinde uygulanacak idari müeyyideler,
bu müeyyideler karşısında teşebbüslerin hak ve yetkileri, soruşturma usulleri ile savunma
ilkeleri konuları da açıklanmaktadır.
Tezimizin son bölümü ise; bu stratejik ürüne yönelik spekülasyonların önlenmesi,
piyasada şeffaflığın ve rekabetçi bir yapının hakim kılınmasına yönelik olarak getirilen
bildirim yükümlülükleri konusuna ayrılmıştır.
Ülkemizde petrol piyasası; arz güvenliği ve çeşitliliği ile, rekabetçi piyasa yapısı,
çevrenin korunması, tüketicilerin korunması, ürün güvenliği, standardizasyon gibi temeller
üzerine kurulmuştur. Bu ilkeler, petrol piyasasında uygulanmakta olan ekonomik, sosyal,
teknik regülasyonlarla düzenlenmeye çalışılmıştır. Söz konusu regülasyonların içeriği;
temel Kanun ve uygulamaya ilişkin Yönetmeliklerle belirlenmiş olup tezimizde bu Kanun
ve Yönetmelik hükümleri somut olaylardan örnekler verilerek EPDK ve Rekabet Kurulu
Kararları ile Danıştay içtihatları çerçevesinde açıklanmaktadır.
EKONOMİK KAMU DÜZENİ VE PETROL PİYASASI
I-
TÜRKİYE’DE PETROL PİYASASININ EKONOMİK KAMU
DÜZENİ AÇISINDAN TAŞIDIĞI ÖNEM
A- Türkiye’nin Jeopolitik Konumu ve Petrolün Önemi
1- Petrolün Dünya İçin Önemi
Enerji; ülkelerin ekonomik gelişmelerinin sürükleyici unsuru ve en temel gereksinimlerinden birisidir. Dengeli ve sürdürülebilir kalkınma1 (sustainable development), ekonomik büyüme (economic growth) ve toplum refahının artırılmasında temel girdi olan enerjiye gün geçtikçe daha çok gereksinim duyulmaktadır. Dünya nüfusunun artması ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte enerji tüketiminin de artışı, bu sektörde oluşan gelişme ve değişimlerin yakından izlenmesini gerekli kılmaktadır. Üretimin ancak enerji ile sürdürülmesinin mümkün olduğu göz önüne alındığında, ülkelerin kalkınma hızlarını devam ettirebilmeleri ve rekabet güçlerini artırmaları açısından enerji arzının sürekliliği, güvenliği (energy supply security), temizliği, ucuzluğu ve kaynakların çeşitlendirilmesi (supplier diversity) büyük önem taşımakta hatta kaynak çeşitliliği başlı başına bir strateji (diversity as strategy) olarak ortaya çıkmaktadır2.
Bu gün dünya ekonomik güvenliğinin sürdürülmesinde, enerji arz kaynaklarının güvenliğinin sağlanması hususu üzerinde durulmaktadır3. Konunun yaşamsal önemi nedeniyle Avrupa Komisyonu tarafından gelecek yıllarda Avrupa Birliği’nde enerji arz güvenliğinin sağlanması konusunda bir strateji belgesi dahi yayınlanmıştır4.
Petrol, ülkemizde ve dünyada tüketilen enerji kaynakları içerisinde birinci sırada önceliğe sahip olup, gelişmekte ve sanayileşme yolunda olan ülkelerin temel ekonomik dengeleri üzerinde çok büyük bir öneme sahiptir. Petrol fiyatlarındaki artışlar gelişmekte olan ülkelerde küresel dengesizlikleri (global imbalances) beraberinde getirmektedir5.
Enerji tüm dünya genelinde tarımın, sanayinin, üretimin ve ekonominin diğer tüm alanlarının vazgeçilmez temel unsurudur. Dünyadaki tüm siyasi ve sosyal gelişmelere yön veren, ortaya çıkan pek çok savaş ve karışıklığa sebep olan enerji dengesi insanlığın geleceği açısından hayati önem taşımaktadır. Ulusal ve bölgesel stratejiler, ortaklık ve işbirliği örgütlenmeleri enerji
1
AB sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirmek için üç temel politika belirlemiştir. Bunlar; enerji arzının güvenliği, rekabetçi enerji sistemi ve çevrenin korunmasıdır. ŞENTÜRK, s. 57.
2
ŞAHİNOĞLU, s. 4. 3
CHEVALIER, JEAN MARRİE, s. 19. 4
GREEN PAPER (Towards A European Strategy For The Securıty Of Energy Supply). 5
etrafında şekillenmektedir. Enerji kavramının ülke ekonomilerinde oynadığı stratejik ve hayati rol ülkelerin kamusal düzenleri açısından bu kavramın hayati önem kazanmasına yol açmıştır.
Enerji ürünleri içerisinde halen dünyada petrolün önemi ve önceliği birinci sıradadır. Küresel enerji tüketiminin % 37’si petrol, % 27’si kömür, % 24’ü ise doğal gazdan karşılanmaktadır. Özellikle kara-hava ve deniz ulaşımı büyük oranda petrole bağımlıdır6. Dünyadaki genel düzene paralel olarak ülkemizde de endüstri, sanayi, ulaşım vb. daha birçok alanda petrol vazgeçilemez-ikame edilemez bir emtia konumundadır. Mevcut rezervlere göre petrolün 40-50 yıl daha bu üstünlüğünü sürdüreceği görülmektedir. Petrolün, son kullanıcıya ulaştırma, nakil, teknoloji ile uyum vb. yönlerden diğer enerji kaynaklarına üstünlükleri bulunmaktadır7.
İthalatçı ülke ekonomilerinin olumsuz petrol fiyatı şokları karşısında faiz oranlarındaki hareketlilik ekonomik düzeni olumsuz yönde etkilemektedir8. İthalatçı ülkelere yönelik gerçekleşen gelir transferi dünya yüzeyinde güç dengelerini de zamanla değiştirmiş; petrol ihraç eden ülkeler birliği OPEC bir imparatorluk haline gelmiştir. 1970-1980 yılları arasında OPEC, tüm dünyadaki endüstrileşme ve sanayileşmeye yön veren global ekonominin efendisi konumuna yükselmiştir. Kömüre olan bağımlılık yerine petrolün tercih edilmesi çoğunlukla Arap dünyasını dünya ekonomisinde söz sahibi konumuna getirmiştir. Enflasyon ve kıtlık bu ülkelerin aldıkları kararlara göre yer ve yön değiştirmiş, gerek ekonomik güç ve gerekse politik güç, buna bağlı olarak dış politika petrol kaynaklı gelişmelere göre şekil almaya başlamıştır9.
Aşağıdaki haritada belirtildiği üzere Amerika, Avrupa, Asya Pasifik, Çin, Japonya gibi ülkeler büyük miktarlarda Ortadoğu petrollerine bağlı olup dünyada en fazla rezerv kapasitesine sahip bu bölgede yaşanan istikrarsızlıklar doğrudan dünya ekonomilerini etkilemektedir. Petrol ithalatçısı ülkelere yönelik gelir transferi ve ithalatçı ülke aleyhine gelişen cari açık ve dış ticaret dengesi üretim maliyetlerini artırmakta, enflasyon üzerinde baskıya, yerel para biriminin değer kaybetmesine, merkez bankalarının cari açık ve yüksek enflasyon korkusu ile faiz indirimine
6
FATTOUH, s. 6. 7
MÜLLER, s. 5-6. Ancak gelişen teknoloji, petrole olan bağımlılığın azaltılması düşüncesi, kaynak çeşitliliği politikası, daha ucuz, temiz, çevreci yakıt kullanımı konusundaki teşvikler çerçevesinde gelecekte otobüs ve ağır vasıtalarda LNG (Liquified Natural Gas), otomobil ve deniz taşımacılığında CNG (Compressed Natural Gas) kullanımının daha da yaygınlaşacağı söylenebilir.
8
KABLAMACI, s. 104-106. 9
Arap dünyasının bir anda büyük astronomik paralar kazanması sonucu banka hesaplarında işletilmeden bekleyen milyarlarca dolar rezervin oluşmasına sebebiyet vermiş bu durum ise düny ekonomisinde tehlikeli daralmaların ve yer değiştirmelerin olabileceği tehdidini beraberinde getirmiştir. Bu büyük zenginlik Arapların yaşam tarzlarını da değiştirmiştir. İhracatçı ülkeler birdenbire hayal edemeyecekleri bir zenginliğe ulaşınca göz kamaştırıcı bir harcama poltikası da devreye girmiştir. Bu politika; sanayileşme, hizmetler, lüks yaşam, silahlanma, savurganlık ve politik çürüme gibi olguları beraberinde getirmiştir. Petrol ihracatçıları için her şeyin satın alınabileceği bir dönem başlıyordu. Hatta Araplar için vazgeçilmez bir binek hayvanı olan devenin sosyal yaşamdaki hakimiyeti yerine daha güçlü, daha ekonomik büyük motorlu pikap, cip ve kamyonetlere geçilmesi bu değişimin bir parçası olarak görülmektedir. Arap dünyası bir anda o kadar zenginleşmiştir ki 1974 yılında OPEC ödemler dengesi 67 trilyon dor fazlalık vermiştir. YERGİN, s. 727.
gitmemelerine sebebiyet vermektedir10. Örneğin 1973 yılındaki petrol kesintisi, Almanya ve Japonya gibi sanayileşmiş ve petrolde dışa bağımlı ülkeler açısından büyük darbe olmuştur11.
Harita-1: Dünya Ham Petrol Ticaret Akışı12
Dünya politikasında “petrol gücü” global ekonomik beklentileri ve dünyanın her an değişen dengesini çok güçlü bir şekilde etkilemiştir. Fiyatların yükselişi; Suudi Arabistan’dan Libya’ya, Meksika’dan Sovyetler Birliğine kadar tüm ihracatçıların işine yaramıştır. SSCB; ekonomik modernleşmesinde şiddetle muhtaç olduğu Batı teknolojisini satın almak için dövize olan ihtiyacını petrolle karşılamıştır. Fiyatların düşmesi iki ekonomik enerji gücü, Almanya ve Japonya dahil petrol ithal eden ülkelerin işine gelmiştir. Bu iki kutup arasında kalan ve durumu net olmayan ülke ise ABD olmuştur. Bu ülkenin fiyatlarla ilgili her iki durumdan da çıkarları söz konusu olup petrol üretiminde 1980’li yıllarda dünyanın ikinci büyük ülkesi olan ABD aynı zamanda dünyanın en büyük petrol ithalatçısı ve tüketicisi durumuna gelmiştir. Özellikle petrol ihraç eden ülkeler ellerinde bulunan bu büyük potansiyeli harcayabilmek için takas ve karşılıklı ticarete yönelmişler, dünya pazarlarında aşırı petrol karşılığı fiyatı yukarı çekebilmek için silahlanmaya, uçak ve sanayi
10
DEMİRCAN, s. 50. 11
YERGİN, s. 727. 1970’li yıllardan başlayarak günümüze kadar uzaman süreçte petrol fiyatlarında yaşanan şoklar dünya yüzeyinde gelişmekte olan petrol ithalatçısı ülkeler açısından ekonomik gelişmeye vurulan en tahrip edici darbe olmuştur. Petrol fiyatlarının artmasıyla ülke genelinde petrole bağımlı sanayi ve endüstri hammaddelerindeki artışlar enflasyonun artmasına neden olmuş bu gelişmeler sadece ülkelerin geri kalmasına neden olmayıp ödemeler dengesini bozmuş, büyüme hızlarını geciktirmiş ya da bütünüyle durdurmuştur. Bu ülkeler, dünya ticaret ve yatırım kısıtlamalarından da zarar görmüşlerdir. Bazıları tek çare olarak borçlanma yoluna gitmişler ve tekrar OPEC’in kapısını çalarak OPEC’in elinde bulunan fazla paranın bankalar aracılığıyla bu ülkelere aktarılması sağlanmış ancak bu sistem de dış borçlanmanın artmasını, faizle borçlanmayı beraberine getirmiştir. YERGİN, s. 728.
12
mallarına önem vermişlerdir13. Bugün Rusya, Suudi Arabistan, Libya, İran, Irak, Kuveyt, Bahreyn gibi ülkelerin sahip oldukları zenginlikler petrol ihracatı kaynaklı bir zenginliğin sonucu olarak ortaya çıkmıştır ve bu zenginlik bazı ülkelerde silahlanma yarışı ile birlikte sanayinin gelişimini de beraberinde getirmiştir.
Petrol günümüz dünyasında stratejik kaynak olarak ülkelerin iktisadi yapılarını etkilemektedir. Bunun nedeni, ülke ekonomilerinin enerji ihtiyaçlarının büyük çoğunluğunun petrol ve türevlerinden tedarik edilmesidir. Özellikle, petrol ithal eden ülkelerden petrol ihraç eden ülkelere yönelik gelir transferi önemlidir. Böylece bazı ülkelerde dolaylı enflasyona, borçlanmanın artmasına ve artan maliyetler sonucunda üretimlerinin azalmasına neden olmaktadır14.
Klasik enerji kaynaklarının azalmasıyla birlikte enerjiye olan ihtiyacın giderek artması, arz-talep dengesizliğine ve enerji fiyatlarının aşırı yükselmesine yol açmaktadır. Dünyadaki birçok ülkenin petrol ithalatçısı konumunda olması, dışsal bir faktör olarak ulusal ekonomileri ciddi şekilde etkilemekte, enerji fiyatlarında meydana gelen artış, üretim maliyetlerini artırmakta, işsizliği körüklemekte ve ekonomik büyümenin yavaşlamasına, hatta gerilemesine neden olmaktadır. İthalatçı ülkelerin dış ticaret dengeleri bozulmakta ve yüksek fiyatlarla ithal edilen petrolün ülke bütçelerine olan yükü artmaktadır. Artan enerji fiyatlarıyla başlayan ve dalga dalga ulusal ekonomileri ve bütçeleri olumsuz etkileyen bu durumdan kurtulmak için ülkeler alternatif enerji kaynaklarına (mesela biyoyakıtlara) yönelmektedir15.
Petrol ithalatçısı ülkelerin petrol fiyatlarına karşı duyarlılığı nedeniyle ekonomik risklere açık olduğu muhakkaktır. Petrol fiyatları nedeniyle ekonomik risklere açık bir sermaye piyasası yatırımcılar için risk taşımaktadır. Petrol fiyatları ile sermaye piyasaları arasında, petrol fiyatlarının doğrudan ya da dolaylı ekonomik etkileri nedeniyle bir etkileşim mevcuttur. Eğer petrol fiyatları reel üretimi etkilemekteyse, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar şirketlerin beklenen getirilerini ve dolayısıyla hisse senetlerini önemli ölçüde etkilemektedir16.
Petrol gelirlerinin çok olduğu ve kamuya aktarıldığı ülkelerde uygulanan maliye politikaları; ekonomik büyüme, enflasyon ve cari işlemler dengesi üzerinde önemli etkilere sahiptir. Ancak petrol ihraç eden ülkelerde maliye politikası uygulamaları; hükümet gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan petrol gelirlerinin tükenebilir, istikrarsız ve dış talebe bağlı olması gibi çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. Aynı zamanda hükümetler, artan gelirler nedeni ile harcamayı arttırma yönünde baskılara maruz kalmışlardır ve sonuçta petrol fiyatları yüksekken elde edilen gelirlerin tasarruf edilmesi ya da -fiziksel ve sosyal altyapı harcamaları şeklinde- harcamaların artırılması seçenekleri ile karşı karşıya gelmişlerdir17. Petrol fiyatlarındaki ani değişmeler, ulusların refah düzeyinde oldukça belirgin dönüşümlere yol açabilmektedir. 2007 yılında petrol fiyatlarında
13 YERGİN, s. 851-852. 14 SÖZEN, s. 147. 15 HATUNOĞLU, s. 20-21. 16 AKGÜN, s. 85-86. 17 BOZKURT, s. 100.
meydana gelen aşırı dalgalanmalar nedeni ile petrol ihraç eden ülkeler en fazla cari işlemler fazlası veren ülkeler konumuna gelmişlerdir18.
Dünya enerji kaynakları üzerindeki gelişmeler sadece ülkelerin kendi içerisindeki makroekonomik dengeleri açısından değil dünya düzeni açısından da önem taşımaktadır. 2008 yılında akaryakıt ürünlerine yapılan zamlar nedeniyle Belçika, Fransa ve İtalya’daki balıkçılar ayaklanmışlar aynı zamanda Hindistan da artan petrol fiyatları nedeniyle iç karışıklığın yaşandığı ülkeler arasına dahil olmuştur. Petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle çalışanların başlattıkları grevler nedeniyle okul ve işyerleri kapalı kalmış tren ve havayolu hizmetleri de iptal edilmiştir19.
Petrol fiyatları küresel nitelikte dünyadaki gıda fiyatlarını ve dolayısıyla açlık düzeyini etkileyen bir rol oynamaya başlamıştır. 2011 yılı başlarında Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki karışıklar nedeniyle petrol fiyatlarındaki yükselişler, gıda fiyatlarının son 20 yılın zirvesine ulaşmasına yol açmış, Avrupa Merkez Bankası da Petrol fiyatlarındaki artışın gıda fiyatlarına da yansıması nedeniyle ülkelerin enflasyon oranlarının artış göstereceğini açıklamıştır. Petrol fiyatlarındaki artış ve üretimdeki belirsizlikler petrol ürünlerine yönelik faaliyette bulunan şirketlerin borsalardaki hisse değerlerini de etkilemektedir 20.
Bu gün tüm dünya ülkeleri açısından enerji arzı-enerji güvenliği ve sürdürülebilir enerji gibi temel ilkeler bu piyasanın yakın devlet gözetimi-yönetimi ve müdahalesi altında bulundurulmasını zorunlu kılmaktadır. Ülkemiz açısından da enerji piyasasının ve alt unsurlarının Türkiye Ekonomisi açısından taşıdığı stratejik önem bu piyasanın pek çok idari otorite ve devlet organının gözetimi-denetimi-müdahalesi-altında yürütülmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmış ve diğer devlet organları yanında bir “bağımsız idari otorite”, enerji piyasalarını yönlendirmek-gözetim ve denetim altında bulundurmakla görevlendirilmiştir21.
Türkiye enerji ve tabii kaynaklar politikalarının temel hedefi enerji ve tabii kaynakları; verimli, etkin, güvenli ve çevreye duyarlı şekilde değerlendirerek, ülkenin dışa bağımlılığını
18
BOZKURT, s. 105. 19
Hindistan, ham petrol ihtiyacının yaklaşık yüzde 75'ini ithal ediyor. Ancak enflasyonu kontrol altında tutmak ve yoksulu korumak amacıyla iç pazarda kullanılan petrol ürünlerini sübvanse ediyor. Yatırımcılar ve iş adamları da maliyetin artması nedeniyle enflasyonun yükselmesinden endişeli. Hükümet, petrol fiyatlarında artışa gitmekten başka seçeneği olmadığını söylüyor. Hükümet yetkilileri, sübvansiyonun maliyetinin artık kaldırılamaz boyutlarda olduğunu ve maliyetlerin bir bölümünün tüketiciler tarafından karşılanması gerektiğini belirtiyor.07.06.2008 RADİKAL
20
Dünyadaki petrol üretiminin yüzde 2'sini karşılayan Libya'nın, Avrupa'da petrol ve doğalgaz piyasasındaki payının ise yüzde 10 kadar olduğu tahmin ediliyor. Yaşanan olaylar sonrasında Libya’da önemli faaliyetler yürüten İtalyan petrol ve doğalgaz şirketi ENI'nin hisseleri yüzde 4.1 değer kaybetti. Avusturyalı enerji şirketi OMV'in hisselerinin değeri de yüzde 3.2 geriledi. Petrol fiyatlarındaki belirsizlik yatırımcıların diğer yatırım araçlarına olan talebini de artırmış ve Yatırımcının güvenli liman olarak gördüğü altının onsu da 1405 doları aşarak, Ocak ayı başından bu yanaki en yüksek seviyesine ulaşmıştır. 22.02.2011 HÜRRİYET.
2121
Bazı idare hukuku öğretim üyeleri tarafından bağımsız idari otorite kavramı şüphe ile karşılanmaktadır. Bu kurumlar genellikle, orjinalinden tercüme yapılırken tercüme metinler üzerine bina edilmiş ve iç hukuka aktarılmış kurumlardır. Hem idareye karşı bağımsız ve fakat aynı zamanda idari icrai işlem yapabilen idari otoritenin varlığı düşündürücüdür. ERKUT-Panel, s. 81. Ayrıca bu kurumlar ile ilgili olarak “Otorite/Bağımsız İdari Otorite” kavramı yerine “Kurum/Bağımsız İdari Kurum” kavramını kullanmanın yerinde olacağı da belirtilmektedir. KAPLAN-Panel, s. 92.
azaltmak ve ülke refahına en yüksek katkıyı sağlamaktır. Bu kapsamda Türkiye’nin enerji politikasının ana öğelerini; dışa bağımlılığın en alt düzeye indirilmesi, kaynak çeşitliliğine ve yerli, yeni ve yenilenebilir kaynaklara önem verilmesi, çevre üzerindeki olumsuz etkilerin en aza indirilmesi, enerjinin verimli üretilmesi ve kullanılması, kamu yararının ve tüketici haklarının gözetilmesi, serbest piyasa uygulamaları içinde kamu ve özel kesim imkanlarının harekete geçirilmesi oluşturmaktadır22.
Şekil-1: Petrol Endüstrisi ana faaliyet alanları23
Dünyada petrol endüstrisi bazı ayrıştırmalara göre 2 bazı ayrıştırmalara göre ise 3 ana sektörden oluşmaktadır. Bunlar; upstream (üst sektor), midstream (orta sektör) ve downstream (alt sektör) olarak adlandırılan sektörlerdir. Petrol endüstrisinde üst sektör; petrolün keşfedilmesi, bulunması ve yeryüzüne çıkarılması-üretimi sektörünü ifade etmekte olup bu aşama ülkemizde 1954 tarihli 6326 sayılı Petrol Kanunu’na tabidir. Midstream aşama çoğu zaman downstream sektörün içinde kabul edilebilmektedir. Midstream; ham petrolün üretim alanlarından iletilmesi, nakli, taşınması, rafineri aşaması öncesi pazarlanması, depolanması aşamalarını kapsamaktadır. Downstream aşama ise petrolün rafinerilerde işlenmesi, alt ürünlere ayrıştırılması, dağıtımı ve tüketicilere sunumu aşamasıdır. Çoğunlukla petrol piyasasında alt faaliyet alanları, gruplamalar ve lisanslama işlemleri de bu ana ayrıştırmaya göre yapılmaktadır.
2- Türkiye’nin Dünya Petrol Piyasası Açısından Jeopolitik Konumu
Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle enerji kaynaklarının dünya pazarlarına aktarılmasında giderek önemini artırmaya başlamıştır. Avrupa’nın enerji arz güvenliği açısından istikrarlı bir dünya ülkesi olan Türkiye enerji piyasasında etkin bir rol üstlenmiş durumdadır. Ülkemizde inşa edilen ve planlanan pek çok enerji nakil hattı, enerji kaynakları açısından çok zengin konumda bulunan
22
ETKB, “2010-2014 Dönemi Stratejik Planı”, 2010, ÖZKUL, s.299. 23
Ortadoğu ve Hazar Bölgesi doğal kaynaklarının dünya pazarlarına taşınmasında Türkiye’yi etkin bir konuma getirmiştir24.
Dünyada ispatlanmış petrol rezervlerinin yaklaşık % 65,8’i Orta Doğu Bölgesi’nde yer almaktadır. Bölge ülkelerinden Suudi Arabistan, bu rezervlerin % 25,9’unu bölge rezervlerinin ise % 39’una sahipken; İran 12,7 milyar ton ile % 14’lük payı elinde tutmaktadır. Bağımsız Devletler Topluluğu’nun petrol rezervleri ise 7,8 milyar ton ile dünya rezervlerinin % 5,8’ini oluşturmaktadır. Hazar petrolünü oluşturan Kazak ve Azeri petrollerinin Akdeniz’e taşınması gündem konusudur. Bunun yolu da Bakü–Ceyhan hattıdır. Ancak dünya petrolünün 1/6’sını taşıyan Akdeniz’e, Hazar petrollerinin tamamını, bu hatla taşımak mümkün değildir. Karadeniz’i bir geçiş güzergâhı olarak kullanmak suretiyle Akdeniz hinterlandına servis yapmak mümkün olabilmektedir. Petrol boru hatlarının en büyük engeli, istikrarsız bölge ülkelerinin geleceklerinin ve ne yapacaklarının belli olmamasıdır25.
11 Eylül terör eylemleri dünya petrol rezervlerinin % 65’ini, doğal gazın ise % 40’ını elinde bulunduran ve giderek istikrarsızlaşan Orta Doğu’ya alternatif olan Karadeniz ve Hazar bölge petrollerinin Batı pazarlarına sevkinde Türk Boğazları sisteminin kullanılmasına yönelik eğilimlerin artması, beraberinde geçiş yapan ve tehlikeli yük taşıyan gemilerin artmasına neden olmuştur26.
Petrol, ülkemizi ilgilendiren ulusal ve uluslararası pek çok gelişmede baş aktör olarak yerini almaktadır. Arap Baharı olarak nitelenen süreçte Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan ve dolayısıyla bu ülkelerin ekonomik zenginliklerini/dünya ülkelerinin de enerji arz güvenliklerini ilgilendiren gelişmeler, Kıbrıs Rum Kesimi/İsrail ortaklığı ile Akdeniz’de petrol arama ve üretim faaliyetleri nedeniyle yaşanan gelişmeler enerji kaynakları ve özellikle de petrol etrafında şekillenen gelişmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynen yakın tarihte 1.ve 2.Körfez Savaşları, bunların daha öncesinde 1970’li yıllarda Petrol Krizi ile yaşanan süreçlerde olduğu gibi ülkemizin yakın çevresinde yaşanan bu gelişmeler Türkiye’nin iç ve dış dengeleri, ekonomik gelişimi, stratejik önemi açısından çok önemli bir etkendir.
24
Ortadoğu’da yaşanan karışıklılar dünya petrol üretiminde önemli geçiş kaynakları olan Hürmüz, Bab el Mandeb, Süveyş kanalı ve paralel petrol boru hatlarının uluslar arası askeri bir güç tarafından birlikte korunması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. CHEVALIER, JEAN MARRIE, s. 19-20.
Bu çerçevede ABD tarafından Hürmüz Boğazına bir uçak gemisi gönderilmesi, İran’ın boğazlarda askeri tatbikat yapması bir anda dünya ülkelerinin dikkatini bölgeye kaydırmıştır. Bu karışıklık içerisinde Türkiye ve Türk Boğazlarındaki siyasi istikrar dünya enerji arz güvenliği açısından da önem taşımaktadır.
25
Petrol rezervlerinin dünya üzerindeki dağılımının dengesizliği, petrolü bütün enerji yatırım kararlarında zorunlu bir referans durumunda kabul edilecek ayrı bir enerji türü yapmıştır. Dünyada üretilen petrolün yaklaşık % 25’i ABD tarafından tüketilmekte olup OECD ülkelerinin tüketimdeki toplam pay ise % 60’ın üzerindedir. Uluslararası Enerji Konseyi’nin tahminlerine göre önümüzdeki 40-60 yıl içerisinde petrol arzının talebi karşılayamaması tehlikesinin söz konusu olması, petrol piyasasında rekabeti ve petrole ikame enerji kaynaklarına ulaşma çabaların artırmıştır. Son 25-30 yıldaki bu çabalar da doğalgazın enerji kaynaklar içerisinde hızlı bir şekilde yükselmesine ve daha çok pay almasına sebep olmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla yeni bir şekillenme sürecine giren Avrasya bölgesi petrol ve gaz piyasasındaki şiddetli rekabetin merkezi haline gelmiştir. İran ve Rusya da içerisine alındığında bölge, doğalgaz açısından dünya rezervlerinin % 40-45’ine sahiptir. Bölge enerji kaynaklarının ve yollarının güvenliği ABD ve diğer gelişmiş ülkelerin öncelikli gündemini oluşturmuştur. UĞURLU, s. 3.; ÜNALAN, 7.
26