• Sonuç bulunamadı

1. MİLLİ İKTİSAT MODELİ UYGULAMALARINDA TRABZON (1923-1932) (1923-1932)

1.5. Sanayi ve Üretim

1.5.1. Fabrika ve İmalathaneler (1923-1932)

1.5.3.2. Gemi İnşaatçılığı

Trabzon’da mazisi oldukça eskiye dayanan sanat dallarından biri de gemi inşaatçılığıdır.419

Özellikle Sürmene Kasabası’nda küçük tersanelerde icra edilen bu sanat sayesinde birçok aile geçimini sağlamaktaydı. Tarihsel olarak 17’nci asra kadar giden Sürmene tersaneleri ile ilgili olarak resmi kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, “Kaba

Sakal” adı altındaki bir Türk ustası, Sürmene’nin Sargona Köyü’nde, çapar inşası ile işe

başlamış ve zamanla Sargona, Kemerli, Markandoz, Koşluca köyleri halkı bu sanatı benimseyip sürdürmüştür. 420

Sürmene tersanelerinde yapılan gemiler, özellikle Birinci Dünya Savaşı sürecinde yaşanan muhacirlik hadisesinde önemli roller üstlenmiştir. Zira Sürmene tersanelerinin Birinci Dünya Savaşı ve muhacirlik yıllarında gördüğü vazifeyi yazar Şevket Çulha şu şekilde ifade etmiştir:

“Birinci Cihan Harbini yaşamış olanlar bilirler ki Trabzon’un 40-50 bin halis nüfusu içinden mühim bir kısmını ve milyonlara baliğ olan mal ve eşyasını burada inşa edilmiş olan kayıklarla diğer Karadeniz sahillerine aktarırlardı. Muhaceretin kanlı tufanı içinde bu küçük teknelerin bir tekinin İslam Mitolojisinde yaşayan Nuh’un gemisi kadar değer bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu gemiler, Birinci Cihan Harbi yıllarında ışıklı yol gibi cankurtaran, aynı zamanda muhaceretin doğal bir sonucu olarak muayyen noktalara tekâsüf eden nüfusa yiyecek maddeleri taşıyarak birçok canlar kurtarmıştır. Daha sonraki Kurtuluş Savaşımızda, Karadeniz tipi kayıkların hizmetini hepimiz biliyoruz. Rollerinden ve hizmetlerini kolayca anlayacağımız küçük deniz vasıtalarına son zamanlarda çokça ihtiyaç duyulmaktadır.”421

Gerek muhacirlik gerekse de Kurtuluş Savaşı yıllarında taşımacılık sahasında önemli görevler ifa eden bu gemiler ve onların inşa edildiği Sürmene tersaneleri, Cumhuriyetin ilk yıllarında sanayi alanında büyük fabrikalardan ve atölyelerden mahrum

“..Pekala bilirsiniz ki, desteklemek ve inkişafına çalışmak icap eden bu canım sanat, lüzumsuz bir darbe ile

yerlere serilmiş, yüzlerce erbabı sanat indi ve keyfi mülahazalarla mutazarrır olmuş ve sanki memlekete zarar veriyorlarmış gibi çil yavrusu halinde her biri bir tarafa atılmış ve dağıtılmışlardır. Bu sanat baltalandıktan, sanat sahiplerinin çalışmaları yasak edildikten sonra, köylünün kentlinin ve hatta bir takım şehirlinin giydiği ayakkabı 200 kuruştan 250 kuruşa çıkmıştır. Köylü ve fakir halk için ne kadar büyük bir farktır bu.” Yeniyol, 25 Temmuz 1935

419 Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, Ankara: TTK

Yayınları, 2013, (3. Baskı), s. 366.

420 Yeniyol 7 Ağustos 1942. 1906 yılına ait bir gazete haberi gemi inşaatçılığının Trabzon’daki durumu hakkında daha açık fikir vermektedir. Söz konusu haberde şu ifadeler kullanılmıştır: “Sargona Mesahori

İskelesi’nde Ahmedzade Yahya Ağa’nın inşa ettireceği 80 tonalitoluk gemiye mukteza kerestenin Sürmene ve Of Ab-ı Sufha İskelesinde Mehmed Efendi’nin inşa ettireceği 35 tonalitoluk gemi için iktiza eden kerestenin de Yasıde Mağza ve Kele ve Salaroz ormanlarından kat’ına ruhsat verildiği vuku bulan istidaları üzerine Orman ve Maadin ve Ziraat Nezareti Celilesi’nden Vilayet-i Celile’ye mevdu tahriratla bildirilmiş.” Gökhan

Selcik, Trabzon Gazetesi’ne Göre Trabzon Vilayeti, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002, s.35

421

bulunan Trabzon’da halka istihdam sağlayıp ve gelir getiren elle tutulur birkaç sektörden biri konumundaydı.

Söz konusu tersanelerin Cumhuriyet dönemindeki en büyük problemi, maddi imkânsızlıklardı. Oysa bu tersanelerde 1938-1941 yılları arasında 3 adet 300 tonluk motorlu gulet, 2 adet 100 tonluk çektirme motoru, 5 adet 60 tonluk tahmil ve tahliye çaparı, 15 adet 20 tonluk motorlu taka, 20 adet muhtelif çapta balıkçı vesaiti, 34 spor sandalı inşa edilmek suretiyle büyüklü küçüklü 80 parça deniz vesaiti Türk limanlarına kazandırılmıştı. 1942 yılı içinde, 2 adet 300 tonluk, 1 adet 450 tonluk, 1 adet 150 tonluk guletle 25 adet muhtelif çapta deniz vesaiti inşa edilmişti.422

Verilen rakamlardan da anlaşılacağı gibi henüz makine ile donatılmış olmamasına rağmen Sürmene tersanelerinde büyüklü-küçüklü çok sayıda gemi yapılarak hizmete sunuluyordu.

Sürmene tersanelerinin şehre gelir getiren büyük bir kazanç kapısı olduğunu geç de olsa fark eden Trabzon kamuoyu, tersanenin daha iyi hizmet verebilmesi için buraya modern makinelerin getirilmesi noktasında fikir birliği içindeydi. Bu itibarla Trabzon Mıntıka Ticaret Müdürlüğü, Başvekâlete hitaben bir rapor hazırlayarak tersanenin son durumu hakkında bilgiler vermiş ve burada inşa edilen gemi sayısının arttırılması hususunda öneriler sunulmuştur. Söz konusu raporda verilen bilgilere göre Trabzon’un un, buğday ve mısır ihtiyacının vaktinde karşılanması mevzusu, bilhassa kış aylarında büyük önem arz ediyordu. Ülke içinde mevcut deniz nakil vasıtalarının kifayetsizliği ve bunların vaktinde gelememeleri, geldiklerinde yüklerini boşaltamamaları bu dönemde çokça görülen manzaralardı. Bu sebepten dolayı, deniz nakliyatının sürat ve emniyetle icrası için Sürmene Tersanelerinden faydalanılabilirdi. Adı geçen raporda verilen bilgilere göre bu iptidai tersanelerde senede: 1-20 ton hacminde 50, 20-50 ton hacminde 15, 50-150 hacminde 15, 150-50 hacminde 10 olmak üzere toplam 90 parça tekne imal ve inşası mümkündü.

Trabzon Mıntıka Ticaret Müdürlüğü tarafından kaleme alınan raporda Sürmene Tersaneleriyle ilgili olarak verilen bilgilere göre, bu tersanelerde tonajı 500 tona ulaşan çektirme, şalopa ve motor gibi muhtelif gemiler inşa edilirdi. Halk arasında “Sargona

Tersaneleri” adıyla bilinen bu tesislerde daha çok Kemerli, Makrandoz, Sargona, Kuşluca,

422

Homendoz, Kuleli, Baştımar ve Çivira Köyü sakinleri çalışırdı.”423 Raporun devamında

verilen bilgilere göre, gerekli malzemenin temin edilememesi nedeniyle tersanenin faaliyetinde azalma meydana gelmişti. Yaşanan düşüş nedeniyle geçimini bu işe bağlayan vatandaşlar zor duruma düşmüşlerdi. Öte yandan bu durgunluk, deniz taşımacılığı noktasında ilerleyen yıllarda bazı sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olabilirdi. Özellikle olağanüstü zamanlarda Karadeniz nakliyatında büyük posta vapurlarının işleyememesi, burada üretilen orta büyüklükteki gemi ve diğer vasıtalara olan ihtiyacı artıracaktı. Adı geçen raporda zikredildiği üzere, Sürmene Tersanelerinde gemi yapımında kullanılan başlıca malzemeler şunlardı: kereste, halat, katran, muhtelif boyalar, bakır levha, çivi, demir, motor ve makine, çapa ve yelken bezi. Bu malzemelerden bir kısmı mahallinde tedarik edilebildiği halde, bazılarının tedariki oldukça zordu. Mesela tersanede kullanılan kereste, halat, katran gibi malzemeler kolayca bulunurken demir, bakır, çivi gibi malzemeler dışarından getirtiliyordu Trabzon Mıntıka Ticaret Müdürlüğü yaptığı tetkikler neticesinde bu dönemde ihtiyaç duyulan bazı malzemeleri liste haline getirmiştir. 1941 yılı itibarıyla gerekli olan ihtiyaçlar, aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

Tablo 32: 1941 Yılında Sürmene Tersaneleri İçin Gerekli Olan Malzemeler Tonluk gemiye Yuvarlak demir

kilo

Muhtelif boyda İngiliz çivisi kg

Külçe bakır kg Lama demir kg

500 8.000 500 500 300 200 4.000 400 250 250 150 3,500 300 200 200 100 3.000 200 - - 50 1.000 300 - - 30 500 200 - - Kaynak: BCA, 030.10/69.176.11

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi Sürmene tersanelerinde malzeme bulma konusunda büyük sıkıntılar yaşanıyordu. Aşağıda ayrıntıları verilen olay, bu durumun en açık ispatıydı. Zira Sürmene’nin Kemerli Köyü’nden Hüseyin Kalaylı adlı bir vatandaş 1941 yılında Sürmene Kaymakamlığı’na gönderdiği bir yazıda, 200 tonluk bir motor teknesi yaptırmak için lazım olan keresteyi kâmilen tedarik ettiğini ve inşaat için usta ile mukavele yaptığını fakat mezkûr motorun inşası için lazım olan çubuk demir ve çiviyi piyasadan tedarik etme imkânı bulamadığını ifade etmişti. Gerekli malzemelerin temini için Sürmene Kaymakamlığı’ndan yardım isteyen müteşebbisin yazısı, Kaymakamlıktan

423 “Trabzon Ticaret Mıntıkası Müdürlüğü’nden Sürmene Tersaneleri Hakkında Başvekâlete Gönderilen

derhal Vilayete arz edilmiş ve devam eden yazışmalar neticesinde malzemelerin Karabük veya diğer demir çelik üretim bölgelerinden temini için çalışmalara başlanmıştır.424

Sürmene tersanelerinin Trabzon’un iktisadi ve sosyal hayatında ne kadar önemli bir rolü olduğu II. Dünya Savaşı’nda ortaya çıkmıştır. Zira savaş yıllarında kışın Erzurum yolu kapalı durumdaydı. Fırtına sebebiyle Karadeniz’de sefer yapılamıyordu ve dış dünyayla bağlantısı kopan şehirde ekmeklik buğday ve mısır sıkıntısı baş göstermişti. İşte bu bunalımlı günlerde daha düşük tonajlı gemilerin sefer yapabilme ihtimali ve deniz vesaitine duyulan ihtiyaç, bu tersanelerin önemini gözler önüne sermiştir. Savaş sürecinde önemi bir kez daha anlaşılan bu tersanelerin durumu CHP Müfettişlerinin de dikkatini çekmiştir. Bu konuda hazırlanan bir raporda, Sürmene’deki gemi inşaatçılığının desteklenmesi gerektiği ve bu sayede Türkiye’deki deniz filosunun 5-6 ton ağırlığında 100 adet gemi kazanabileceği ifade ediliyordu. Bundan hem ülke ekonomisi hem de Trabzonlu gemi inşaatçıları istifade edebilirdi. 425

Neticede Trabzon ve bölge ekonomisi için çok önemli bir işlevi olduğu görülen Sürmene Tersaneleri, 1923-1950 yılları arasında himayeye muhtaç bir görünüm arz ediyordu. Bu konuda Ankara’ya çeşitli raporlar ve bilgiler gönderilmesine rağmen, tersanelerin durumuyla ilgili gözle görülür bir gelişme yaşanmamıştır.