• Sonuç bulunamadı

Fındık İhracatında Yaşanan Başlıca Sorunlar ve Rum Firmalarının Faaliyetleri

1. MİLLİ İKTİSAT MODELİ UYGULAMALARINDA TRABZON (1923-1932) (1923-1932)

1.4. İthalat ve İhracat

1.4.1. İran Transit Eşyası İhracı

1.4.2.1. Fındık İhracatında Yaşanan Başlıca Sorunlar ve Rum Firmalarının Faaliyetleri

Trabzon ekonomisini ayakta tutan ve transit ticaretin azalmasıyla birlikte şehrin iktisadi yönden en önemli gelir kapısı haline gelen fındık ihracatı konusunda, 1924 yılındaki nüfus mübadelesi sonrasında bazı sıkıntılar yaşanmaya başlamıştır. Zira artık Rum ve Ermeni tacirler, yerlerini Türk firmalarına bırakıyordu. Fakat yerli firmalar böylesine ani bir değişime hazırlıksız yakalanmışlardı. Bu süreçte Türk Firmalarının en büyük sıkıntısı, yurt dışı bağlantılarının Rumlara göre daha zayıf olmasıydı. Zira Türkler daha çok İstanbul’a fındık ihraç ederken Rum ve Ermeniler, Avrupa’nın büyük limanlarında kendilerine kolayca pazar bulabiliyordu. Artık bu pazarlara Türk firmalarının hâkim olması gerekiyordu fakat bu geçiş sürecinde yaşanan dönüşüm, fındık ihracatında bazı sıkıntılar yaşanmasına sebep olmuştur.

1924 sonrasında Rumların, Trabzon fındık piyasasından çekilmeleri ilk bakışta piyasanın tamamen Türklerin tekeline gireceği izlenimini uyandırsa da mübadeleden sonra gelişen süreç düşünüldüğü gibi olmamıştır. Zira Rumlar, Trabzon’da faaliyetlerine son vermek zorunda kalmışlardı ama fındığın en fazla ihraç edildiği Hamburg, Marsilya, Triyeste gibi limanlarda kendilerinin eskiden beri sahip olduğu nüfuzlarını artık aracı konumunda devam ettiriyorlardı. Rum tacirlerin bu etkinliğinin en fazla hissedildiği yer Marsilya’ydı. Zira bu dönemde Marsilya piyasasına yerleşen Rum tacirler, buraya gelen fındıkları kendileri alır ve daha yüksek fiyata diğer pazarlara satarlardı. Böylece Türk tüccarlarından ucuz fındık alan Rum komisyoncular, bu malları Fransa dışına hem de daha pahalıya satıyorlardı. Bu durumdan en fazla zarara uğrayanlar ise Türk firmaları ve Trabzonlu fındık üreticileriydi. Rumların, Marsilya Limanı’ndaki faaliyetleri zamanla Trabzon basınının da gündemine gelmiştir. Trabzon basınına göre, bu vahim durumun en büyük sebebi Türk firmalarının, dış ülkelerle doğrudan doğruya temasta bulunma hususunda gösterdikleri vurdumduymaz tavırlardı. Oysa Trabzonlular mallarını aracılar yerine direkt olarak fabrikalara satmış olsalardı çok daha fazla kazanç sağlayacaklardı.272 Bu konuyla ilgili olarak verilen haberlerden birinde şu ifadeler kullanılmıştı:

“Tüccarımız mallarını doğrudan doğruya müstemlekelere satmalıdırlar. Fransa’da mahsulâtımız durmuyor istihlak edilmiyor. Komisyonu Rumlarda kalarak derhal başka memleketlere gidiyor. Bütün fındık, müstemlekelerinin elindeki malların kısm-ı azamı

272

eskiden beri ve daima Türkiye mahsulâtıdır. Marsilya transitine bir hiç mukabilinde feda edilen ve yüzde ondan aşağıya düşmeyen servetimiz tasarruf edilmiş olacaktır ki bu bütün manasıyla kendi tüccarımızın menafi-i iktisadiyesindedir. Bir Türk satıyor, bir Belçikalı

alıyor; bir Rum niçin araya giriyor.”273

Avrupa pazarlarına yerleşerek Türk fındıklarına aracılık yapan Rum Firmalar, sadece aracılık yapmakla kalmıyor, Türklerin bu pazarlara girmesine de engel oluyorlardı. Yerli firmalar ise fındık fiyatlarını düşürmek için piyasaları manipüle eden Rumlar yüzünden zarar ediyorlardı. Zira 1925 yılında Marsilya piyasalarına sürülen Türk fındıkları 1200-1225 franka satılırken İspanyol fındıkları 1500 franka satılıyordu. Bunun en büyük sebebi Rum tacirlerin havadislerine inanan Türk firmalarının fiyatları aşağıya çekmesiydi.274

Bu vaziyete daha fazla dayanamayan bazı fındık tüccarları durumu yetkilileri bildirmek amacıyla 1925 yılında bazı girişimlerde bulunmuşlardır. İçinde fındık üretici ve firmalarının bulunduğu 30 kişilik bir heyet, öncelikle Başvekâlete ardından Maliye, Ticaret ve Ziraat Vekâletlerine bir telgraf çekerek Rumların bu hareketlerinin önüne geçilmesini, her yıl bu firmalar sebebiyle 1,5-2 milyon lira kadar zarar ettiklerini, köylüden alınan 150 bin lira kadar arazi vergisini de hesaplayınca bu zararın daha da arttığını ifade etmişlerdir. Telgrafta, Hükûmetin incir, üzüm, pamuk gibi diğer ihraç maddelerinin dışarıya satışı esnasında aldığı tedbirleri fındık için de alması gerektiği belirtilmiştir. Buna benzer bir telgraf da Trabzon şehrindeki fındık tüccarları tarafından Ticaret Vekâleti’ne çekilmiştir. Yerel basının da desteğini alan bu kişiler telgraflarında, Hükûmetten fındık ihracatı hususunda kolaylık beklediklerini ifade etmişlerdi.275

Trabzon fındık piyasasında yaşanan bu olumsuz gelişmelerin tek sebebi, elbette Rumların bu hareketleri değildi. Bu dönemde Türk firmalarının da yapmış oldukları bazı hatalar vardı. Bu hatalar neticesinde fındık, değer fiyatından oldukça aşağıda satılıyor ve dolayısıyla Trabzonlu fındık üreticileri zarar ediyordu. Zira Türk şirketlerinin en büyük eksiklikleri, piyasayı doğru okuyamamalarıydı. Fındığın dalından toplandığı gibi alelacele piyasalara sürülmesi bu ürünün, piyasalardaki itibarını olumsuz yönden etkiliyordu. Bu mesele ile ilgili olarak 1924 yılında çıkan İstikbal Gazetesi’nde şu ifadelere yer verilmişti:

“Fındık piyasaları yükselmeye devam ediyor. Avrupalılar bir müddet fiyat vermeyerek mahsulümüzü ucuza elimizden almak istediler. O zaman zürra ve tüccara malları ellerinde tutmalarını tavsiyede ne kadar haklı olduğumuzu zaman gösterdi. Fındık 50’den 80’e fırladı. Bugün Avrupa fiyatları 80’dir. Şehrimizde fiyatlar mütemadiyen terfi ediyor. Fakat

273 İstikbal, 22 Temmuz 1340

274 Yeniyol, 8 Teşrin-i Sâni 1341

275

ne faydaki mahsulün dörtte üçü elden çıkmıştır. Ve yine bu işte en ziyade Avrupalı

kazanmıştır. Bu hiç olmazsa ati için gelecek seneler için bize bir ders olmalıdır.”276

Bu haberde de ifade edildiği gibi Türk firmaları ve üreticileri yetiştirdiği fındığı elde kalacak korkusuyla277 çabucak piyasaya sürüyordu. Bu konuda üreticileri sık sık uyararak kamuoyu yaratmak isteyen Trabzon basını, fındık satışı konusunda acele edilmemesi gerektiğini, Trabzon ve Karadeniz fındıklarının diğer rakip memleketlerin fındıklarına göre daha kaliteli olduğunu ifade ederek halkı bilinçlendirmeye çalışıyordu. Zira onlara göre, Türk tüccarları fazla kar elde etmek için fındıkları çabucak piyasaya sürüyordu oysa bu piyasalara belli bir süre mal gönderilmediği takdirde fındık daha yüksek fiyatla satılabilirdi.278

Bu dönemde Türk firmalarının yaptığı diğer bir hata da sürekli birbirleriyle rekabet etmeleriydi. Zira yerli şirketler birbirlerine üstünlük kurma amacıyla piyasaya fazla miktarda mal sürüyor böylece fındık fiyatında düşüşler yaşanıyordu.279

Aslında Türk firmalarının bu tür hareketler içerisine girmesinin temel sebebi, fındık ihracı konusunda yeterince tecrübeye sahip olmamalarıydı. Zira Türkler, Avrupa piyasalarını fazla tanımadıkları için her türlü söylenti ve haberi gerçek zannederek buna göre politika belirliyordu. Ayrıca yabancı firmalara nazaran daha az bilenen Türk firmaları, isimlerini duyurmak için birbirleriyle kıyasıya rekabet içine giriyor bu durumdan istifade eden yine yabancı firmalar oluyordu. Hâl böyle iken yerli firmalar, yurt dışında kendi isimlerini duyurma fırsatını da geri tepiyordu. Zira İstanbul Ticaret Sanayi Odası tarafından Trabzon Mıntıkası Ticaret Müdürlüğü’ne gelen bir yazıda yerli fındık ihracatçılarının dış piyasalarla olan bağlantısını güçlendirmek ve Türk şirketlerinin Avrupa piyasalarında reklamını yapmak için Almanya’da 21-27 Eylül 1924 tarihleri arasında bir sergi açılacağı ve bu sergiye Trabzon’dan kimlerin iştirak edeceği soruluyordu. Trabzon Mıntıkası Ticaret Müdürlüğü adı geçen tebliği şehir dâhilinde bu işle meşgul kimselere bildirmesine rağmen bu konuda büyük bir isteksizlik yaşandığı görülmekteydi. Yaşanan bu gelişme karşısında hayretler içinde kalan Mıntıka Ticaret Müdürü Şakir Bey, fındık mahsulünü her tarafa tanıtma usullerini bilmemelerinden dolayı aracıların devamlı hilelerine muhatap

276 İstikbal, 13 Kânun-ı Sâni 1340

277Gerçekten de fındığın değer fiyatıyla satılmamasının en önemli nedenlerinden biri de fındığın, zamanından

önce piyasaya sürülmesiydi. Zira Trabzonlular mısır ihtiyacını gidermek amacıyla alelacele fındıkları pazarlara indiriyor, aniden yapılan bu arz karşısında fındık fiyatları düşüyordu. BCA, 030.10/70.462.1

278 İstikbal, 31 Ağustos 1339

279

kaldıklarını, hâlbuki Almanya’da fındık ve tütün mahsulüne pek rağbet gösterilmekte olduğunu buna rağmen üreticilerin bu sergiye katılmaya çekindiğini ifade etmiştir.280

1.4.2.2. Fındık İhracatını Düzenlemeye Yönelik Alınan Tedbirler 1.4.2.3. Ticaret ve Zahire Borsası’nın Kuruluşu (1926)

Türkiye’nin üçüncü, Trabzon’un birinci en büyük ihraç maddesi olan fındığın dış pazarlara sunulmasında yaşanan sıkıntılar ve durumdan istifade eden aracıların faaliyetleri, zamanla Trabzonlu tüccar ve aydınların harekete geçmesine neden olmuştur. Bu yönde ortaya atılan görüşlerden en dikkat çekeni Trabzon’da fındık borsasının kurulması fikriydi. Zira Avrupa piyasalarıyla düzenli bilgi akışını sağlayacak ve oradaki müesseseleri Türk tüccarlarına tanıtacak ticaret borsası kurulması fikri ilk kez Milli Mücadele yıllarında gündeme gelmiş hatta bu maksatla Vilayet Umumi Meclisi İkinci Reisi Hakkı Bey, Mart 1922’deki meclis toplantısında bu konuyla ilgili bir takrir sunmuştu. Takririn hazırlanış gerekçelerine bakacak olursak fındık ihracı konusunda yaşanan sıkıntılar daha iyi anlaşılacaktır. Söz konusu gerekçeler şunlardı:

● Şehirde bulunan firmaların Avrupa piyasalarına Trabzon’dan fındık ve tütün gibi malları ihraç edecek derecede bu piyasalarla temaslarının olmaması

●Avrupa piyasaları ile ancak İstanbul’daki aracı firmalar vasıtasıyla iş yapılabilmesi ●Ürünlerin satışından doğan gelirin büyük bir kısmının İstanbul’daki aracılara kalması

●Avrupa piyasalarının durumunu güne gün takip edecek bir kuruluşun eksikliği.281 Yukarıda zikredilen nedenlerden dolayı hazırlanıp 1922 yılında Trabzon Vilayet Meclisi’ne sunulan takrir, bir türlü gerçekleşme imkânı bulamamıştır. Fakat Cumhuriyetin ilanından sonra yaşanan sıkıntılar borsa kurulması fikrini bir kez daha gündeme getirmiştir. Bu konuda ilk ciddi teşebbüs Eylül 1924’te Ankara’dan gelen direktif sonrası başlamış; münasip bir mahal tedarik oluncaya kadar borsa işlemlerinin yapılması için geçici olarak Ticaret Mahfili binası uygun görülmüştü.282 Bu sırada böyle bir borsasının kurulmasına

280 İstikbal, 1 Eylül 1340

281 İstikbal, 7 Mart 1338.

282

tam destek veren Trabzon basınında, borsa kurulması halinde Avrupalıların ayaklarına kadar gelip mal almaya mecbur olacakları oysa şimdi fındık ihracatçılarının müşteri bulmak için birbirleriyle rekabet ettikleri ifade ediliyordu.283

Neticede 1924 yılında fikri temelleri atılan ve 1926 yılında faaliyete geçen Trabzon Ticaret ve Zahire Borsası’nın dâhili nizamnamesinin ilk birkaç maddesine bakıldığında adı geçen kurumun teşkil edilme nedeni daha açık bir surette anlaşılacaktır.

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Tarafından Trabzon’da Tesis Olunan Ticaret ve Emtia Borsası Talimatnamesi

Madde 1: Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın idaresi altında olmak üzere Trabzon’da tesis olunacak Ticaret ve Zahire Borsası esası itibarıyla umum hakkındaki 10 Recep 303 ve 2 Nisan 305 tarihli nizamnameye tabi olup yalnız idare-i dâhiliyesince işbu talimatname ahkâmı cereyan eder.

Madde 2: Trabzon Ticaret ve Zahire Borsası’nda (evvela) kabuklu fındık, fındık içi, ceviz, ceviz içi, fasulye, yumurta, tütün ile buğday, arpa, mısır, mısır unu, her nevi un, (saniyen) diğer mahsulât-ı arziyye ve hayvaniye, (salisen) mamulât ve mensucat misüllü emtia-ı ticariyenin bayiğ ve şerra ve mukavele ve taahhüd muamelatı (rabian) beren ve bahren eşya ve emval-i ticariye nakliyat navlunları ve nakliyat sigorta mukavelat ve taahhüdatı.

Madde 3: Trabzon Ticaret ve Zahire Borsası’nda evvel emirde ikinci maddede muharrer olan muamelattan fındık, fındık içi, ceviz, ceviz içi, yumurta, fasulye, tütün ile buğday, mısır üzerinde ifa-i muamele olunup borsasının teşkilatı tevsiğ olundukça diğer muameleler dahi borsa heyetinin kararı ve Ticaret Vekâleti’nin tasdiki ile ifa olunmağa başlanacaktır. Bu takdirde borsada muamele görmesine karar verilen her emtia için borsa dâhilinde teşkilat-ı mahsusa yapılacaktır.

Madde 4: Her nevi zahire ve hububatın üçüncü madde mucibince borsada alınıp satılmasına ve mukavele ve taahhüt muamele-i icrasına karar verilen bir malın borsa haricinde bayiğ ve şerası ve mukavele taahhüt muameleleri suret-i kattiyede memnudur. Ancak zürraın şehre getireceği fındık, fasulye, hububat ile tüccar tarafından memlekete celp edilen buğday, mısırın (berat-ı yekûnu) yani yüz kıyye miktarı borsa haricinde esnaf ve ahaliye satabilir ve

zikrolunan miktardan fazlasının borsada alım satım yapılması meşruttur.284

Trabzon Ticaret ve Zahire Borsası’nın nizamnamesine ek olarak borsa içinde “Abone, Mübayaacı ve Simsarlara Mahsus Ahkâm” adı altında uyulması gereken bazı kurallar mevcuttu ve alışverişler bu kurallar dâhilinde yapılıyordu. Borsada alım satım yapıldığı sırada doldurulan beyannamelerin arka yüzünde maddeler halinde yer alan bu kurallar şunlardı:

1.Borsada her muamelenin akdi beyanname tabir olunan işbu mübayaa varakalarına yazılarak takibat olunur.

2.Beyannameler yani işbu mübayaa varakaları 4 nüsha olarak tanzim edilir.

283 İstikbal, 31 Ağustos 1339

284“Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Tarafından Trabzon’da Tesis Olunan Ticaret ve Emtia Borsası

Talimatnamesi”, Ticaret Borsaları Hakkında Mevzuat-ı Kanuniye ve Nizamiye, İstanbul: Yeni Matbaa, 1927, s. 70-71

3.Beyannamelerde müşterinin ve mutavassıtın isimleri zikredilecektir. Muamele gören malın miktarı, cinsi, fiyatı, teslim şartları belirtilecektir.

4.Her muamelede alakadar olanlar beyannamelerini imza ve imla etikten sonra borsa komiserliğine tevdi eder. Bera, alıcı, satıcı, simsar ve mutavassıtın elinde muhafaza olunur.

5.İşbu beyannameler, kontrat mahiyetine haizdir.

6.İşbu beyanname muhteviyatı esastır. Bu muhteviyat rıza-i tarafeyn ile tadil olunabilir. Ancak borsaya ait rüsumun iadesi keyfiyeti heyet-i idare kararıyla mümkündür.

7.Her muamelenin borsa resmi, muamele tarihini takip eden gün zarfında tediye olunacaktır. Alivre yani vadeli muamelatta alınacak resim, malın vürut veya ihraçta muamelenin akdi tarihinden itibaren- gün zarfında tediye olunacaktır.

8.Borsa resmi işbu beyannamedeki yazılan kıymet esası ittihazıyla istifa olunur.285 Bir anlamda borsanın iç işleyişinin tanzim eden bu maddeler içinde adından sıkça söz edilen en önemli belge, satış beyannamesi veya satış zabıtnamesidir. Borsada alım satım yapabilmek için doldurulması zorunlu olan bu zabıtnamelerde alıcının adı, alacağı mal, satıcının adı ve malı ne zaman teslim edeceği ile ilgili bilgiler yer alıyordu. 1927 yılına ait bir satış zabıtnamesinin içeriğini tablo halinde gösterdiğimizde yukarıda zikredilen maddelerin işleyişi daha açık bir şekilde anlaşılacaktır.

285

Tablo 18: Ticaret ve Zahire Borsası’nda 1927 Yılında Yapılan Fındık Satışına Ait Bir Zabıtname

Trabzon Ticaret ve Zahire Borsası Komiserliğine Kayıt Numarası: 7274 Zabıtname

Beyannameyi Tanzim Eden -

Satıcı -

Alıcı Hafızzade Mehmed

Mübayaacı -

Simsar -

Borsada Muamele Görecek Mevadın

Kıymeti (kuruş –lira) 564

Miktarı 1.200

Kıymeti kuruş 47

Cinsi Değirmenlik fındık

Nere Malı Olduğu Araklı malı

Nerede teslim olunacağı Değirmendere’de fabrikaya

Teslim müddeti 16 Eylül 927 Pazar günü

Tediye şeraiti Şerait-i hususiye

Kaynak: Başkaya Özel Arşivi, Trabzon 1927

Yukarıda verilen nizamname ve kurallar dâhilinde kurulup faaliyete geçen Trabzon Ticaret ve Zahire Borsasında, zamanla bazı tüccarların nizamname ahkâmına aykırı işlemler yaptığı tespit edilmiştir. Borsa Encümenliği tarafından yapılan tetkiklerde tüccarların tuttuğu borsa kayıtları ile sevkiyat miktarları arasında büyük farklılıklar olduğu anlaşılmıştır. Tüccarın borsada gösterdiği miktardan daha fazla fındık ihraç etmesi anlamına gelen bu durumun fark edilmesi üzerine soruşturma derinleştirilmiş, borsa dışında mal satışı yapan tüccarlara ceza verilmiş ve diğer tacirler de gazetelere ilanlar verilmek suretiyle uyarılmıştır.286

“Alakadar Tacirlerin Dikkatine” başlığıyla verilen duyuruda borsanın işleyişi hakkında şu uyarılar kaleme alınmıştır:

1.Borsa, her gün saat 8’den bir saatlik öğle tatili müstesna akşam saat 17.30’a kadar açıktır.

286

2.Talimatname mucibince borsaya tabii fındık vesair zehair üzerine yapılacak alım satımlar suret-i kattiyede borsa dâhilinde icra kılınacaktır.

3.Satışlar numune üzerine icra edildiği surette numuneler borsaca hıfzedilecektir. Tarafeynce numuneye lüzum görülmediği takdirde beyannamesine olsurette şerh verilecektir.

4.Aher mahallerden komisyon suretiyle Trabzon’a celp edilen mahsulât için mahreç borsaların vesikasını veya mürsel tarafından komisyon suretiyle gönderildiğini tevsik edecek bir mektup veya faturayı alakadaran borsaya ibraz ve hesab-ı carisine kayıt ettirmeye mecburdur.

5.Trabzon’dan vuku bulacak ihracatta dahi sevk edilen mal, tüccar hesab-ı carisinde mukayyet değilse hariçte alım satım yapılmış addile hakkında talimatname ahkâmınca nakdi ceza tatbik edileceği gibi mezkûr malların gümrük beyannamesine, muamele vergisine esas olan borsa fiyatları da kaydedilmeyecektir. 6.Borsa ücretleri, aktın icrasına müteakip derhal peşinen tediye edilecektir. Borsa ücretlerini peşinen vermeyenlerle abonelerini tecdit etmeyenlerin muameleleri kabul edilmeyecektir.287

Borsa dâhilinde işlem yapan esnafların dikkatini çekerek onları borsa nizamnamesine uymaya çağıran bu uyarı işe yaramış ve belli bir süre sonra tüccarlar borsa düzenine riayet etmeye başlamıştır. Bu şekilde düzenini oturtan ve Trabzon piyasasında kendine önemli bir yer edinen Ticaret Borsasının gerek işleyişi gerekse de Trabzon için önemi hakkında Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası tarafından neşredilen bir eserde şu ifadeler kullanılmıştır:

“Borsa sayesinde hakiki fiyat her gün kendini gösteriyor, müstahsil evvelden olduğu gibi, numunesi elinde yazahaneden yazahaneye koşmuyor, ne de bazı matrabazlar tarafından aldatılmıyor. Borsaya geliyor ve üstünde alnının teri titreyen mahsulünü satışa çıkarıyor, aldanmadığına emin olarak malını değerine satıyor. Bu itibarla borsa, ticarette esas olan öz ve söz doğruluğunun da bir müeyyidesi oluyor, ticari ahlakın yerleşmesine hizmet ediyor. Borsanın bu manevi faydası temin ettiği maddi kar ve faydalardan daha az ehemmiyetsiz değildir. Meşru bir rekabeti tanzim eden, emtaa fiyatını çok dikkatli bir kronometre gibi zabt ve kaydeden borsa, bugün piyasamızın hususiyle fındık alım satımının tam bir aynasıdır. Öyle bir aynaki zabt ve kaydettiği fiyatlar da hariç piyasalarda bile görünüyor, borsamızın fiyat ihtizazları oralarda günü gününe ve dikkatle takip ediliyor….”

287

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayınlanan eserde verilen bilgilere göre borsa, Görele’den Hopa’ya kadar uzanan fındık piyasasının nabzının attığı bir merkezdi. Burada tespit edilen fiyatlar, her gün öğleden sonra telgrafla o geniş sahaya bildirilir, havzadaki fındık üretici, satıcı ve alıcıları günü gününe resmi fiyatlardan bu suretle haberdar olurdu. Eserde ifade edilen bilgilere göre borsa kurulmadan önce Rum ve Ermeni unsurlar tarafından piyasalar karıştırılıyordu. Oysa borsanın kurulmasıyla birlikte müstahsil, mahsulünü emin bir şekilde pazarlıyordu. Alıcı da aldanmadığını ve borsa sayesinde aldanmayacağını biliyordu.288

Trabzon piyasalarında böylesine önemli vazifeler gören Ticaret ve Zahire Borsası’nda 1928-1932 yılları arasında fındık satışından elde edilen kazanç miktarı, rakamlara döküldüğünde ortaya şöyle bir tablo çıkmaktadır:

Tablo 19: 1928-1932 Yılları Arasında Trabzon Ticaret ve Zahire Borsası’nda Fındıktan Sağlanan Kazanç

Sene Lira 1928 2,713.326 1929 1,633.650 1930 2.340.399 1931 2,235.519 1932 2,617.744

Kaynak: Cumhuriyetin Onuncu Yılında İktisat Meyanında…, s. 42.