• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet Döneminde Trabzon Limanı (1923-1932)

1. MİLLİ İKTİSAT MODELİ UYGULAMALARINDA TRABZON (1923-1932) (1923-1932)

1.3. Trabzon Limanı

1.3.2. Cumhuriyet Döneminde Trabzon Limanı (1923-1932)

1.3.2.1. 10 Nisan 1924 Tarihli Kanun ve Trabzon Limanının İnşası Çalışması

İmparatorluk yıllarından Cumhuriyet dönemine geçişin ardından Trabzon Limanının durumuna bakıldığında, limanın özellikle fiziki durumunun oldukça kötü bir durumda olduğu görülür. İşgaller ve çatışmalar sonucunda tahrip olan Trabzon Limanı’nı tekrar eski durumuna getirme meselesi ise Cumhuriyet’in ilk yıllarında Trabzon’da en fazla üzerinde durulan konuların başında geliyordu. Trabzonluların bu konudaki ortak görüşü; şehirde modern bir liman yapılması hâlinde transit ticaretin tekrar eski günlerdeki ihtişamına kavuşacağı yönündeydi. Bu görüş zamanla yetkili birimlere iletilmiş ve 1924 yılında Trabzon Limanı ve Erzurum-Trabzon demiryolu projeleri bu şekilde ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet idaresi, Trabzon’un kalkınması ve eski İran transitinin korunması için liman ve demiryolunu birlikte ve birbirinden ayırmadan düşünmüştür. Bu suretle 10 Nisan 1924 tarihinde TBMM’de Trabzon-Erzurum Demiryolları ile Trabzon Limanı Keşfiyat ve İhrazatının 1340 Senesi Zarfında İcrası hakkında 476 sayılı kanun çıkarılmıştır.175

Söz konusu kanunun mimarı olan Trabzon Mebusu Muhtar Bey, kanunun Meclis’e sunulduğu süreçte hazırladığı esbab-ı mucibe layihasında Trabzon Limanı’nın yapımı meselesi ile ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştır:

“Trabzon Limanı’nın inşası tarihinde Milli Banka ile yapılan mukavele mucibince takarrür etmişti. Harb-i Umuminin zuhuruyla mukavelenamenin mevki tatbike vaazı tecil olunmuştur. Mezkûr mukavelename mucibince banka, maktuan 15 milyon franka Trabzon Limanı’nı inşa edecek idi ki bu meblağ 660.000 liraya mualdir. Hükümet, derhal bankayı müzakereye davet ederek şerait-i cedide-i iktisadiyeye göre hali hazırda bu limanı ne fiyatla yapacağını anlatmalıdır. Böyle mühim ve hayati işlerin teehhüre tahammülü yoktur. 1340 senesinde bütün muamelat-ı iptidaiyesi ikmal ve malzemesi de kısmen olsun tedarik olunmalıdır. 1340 senesi iptidasında inşaata esaslı surette başlanmalıdır. Rusların istilası zamanında derhal Trabzon’da muvakkat bir liman yapılmıştı. Sahili açık deniz olan yerlerde liman inşası için evvela bir üssülhareke ve inşaat vesaitini barındıracak bir melce yapılmak zaruridir.176

Muhtar Bey’in buradaki ifadelerine bakılacak olursa Trabzon Limanı için Birinci Dünya Savaşı öncesinde bir girişim yapıldığı hatta fiyat hususunda dahi anlaşmaya varıldığı görülmektedir. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın araya girmesiyle bu projenin uygulanamadığı fakat şimdiki durumda daha fazla beklemeye gerek olmadığı ifade ediliyordu.

175 Mahmut Goloğlu, “Trabzon’un Kalkınması”, Yeniyol, 15 Ekim 1947

176

Trabzon Mebusu Muhtar Bey ve arkadaşları tarafından hazırlanıp 10 Nisan 1924 günü kanunlaşan tasarı sonrasında Muhtar Bey ve bir grup mühendis Trabzon’a gelerek demiryolu ve liman için keşif çalışmalarına başlamıştır. Bu çalışmalar neticesinde İstikbal Gazetesi’ne bir değerlendirme yapan heyet mensupları, Trabzon Limanı177

için oldukça olumlu neticeler elde ettiklerini ifade ediyorlardı. Mühendis heyeti adına İstikbal Gazetesi’ne demeç veren Mühendishane Muallimlerinden Mustafa Bey, inşası düşünülen Trabzon Limanı’nın Kalataltı mevkiinde olacağını, Molozda yalnız bir kayık limanı vücuda getirileceğini, Trabzon’da yapılacak limanın pek kolay ve maliyetinin de ucuz olacağını belirtmiştir. Mustafa Bey’e göre ileride geliştirilebilmesi için şimdilik, yapılacak limana 2-3 milyon lira harcanacak, eğer mevcut liman büyütülmek istenirse bu rakam 6 milyon lirayı bulacaktı. Karadeniz sahilinde liman olabilecek bütün mevkileri Tirebolu, Görele gibi yerleri de tetkik ettiğini ifade eden Mustafa Bey, Tirebolu ve civarında liman tesisatına müsait bir saha olmadığı gibi bütün Karadeniz sahilinde Sinop’tan sonra en müsait ve en ucuz limanın Trabzon’da inşa edilebileceğini belirtmiştir. Mustafa Bey’e göre Tirebolu’da liman yapılacak yerlerde pek derin longozlar mevcuttu ve orası liman inşasına hiç uygun değildi. Trabzon Limanıyla Samsun’da yapılacak liman arasında bir kıyas yapan Mustafa Bey, Trabzon Limanının daha ucuz ve uygun şartlara sahip olduğunu çünkü Samsun Limanı’nın her sene tarh edilmesi gerektiğini, oysa Trabzon için böyle bir durumun söz konusu olmadığını belirtmiştir. Samsun Limanı için 15 milyon lira gibi bir meblağa ihtiyaç olduğunu ifade eden Mustafa Bey, Trabzon’da yapılacak liman inşasıyla ilgili bazı teknik bilgiler vermiştir. Buna göre Trabzon Limanı yapılırken mevcut mendirekten de istifade edilecek, bu mendirek Değirmendere’nin, limanı doldurması ihtimaline karşı bir set vazifesi görecekti. Sonuç olarak her açıdan liman inşasına elverişli olan Trabzon Limanı için inşaata başlamaktan başka bir şey kalmadığını düşünen Mustafa Bey, heyetin elde ettiği sonuçların yakında ilgili vekâlete sunulacağını belirtmiştir.178

Mühendishane Muallimlerinden Mustafa Bey’in bu değerlendirmelerine karşın 10 Nisan 1924 tarihinde çıkarılan ve Trabzon’da keşif projeleri hazırlanan Trabzon Limanı ve Trabzon-Erzurum demiryolu inşası hakkındaki kanun bir türlü hayata geçirilememiştir.

177

Cumhuriyetin ilk yıllarında Trabzon Limanı yönetimini yapan Liman İdaresi’nin yaşadığı sıkıntılardan biri de kendilerine uygun bir binanın olmamasıydı. Bu konuya çözüm bulunması amacıyla Ankara nezdinde bazı girişimlerde bulunan yetkililere cevaben gelen yazıda, liman dairesi yapmaya elverişli olduğu görülen Rum asıllı Madam Mariko'ya ait binanın Liman Dairesi'ne tahsisine karar verilmişti. BCA, 030.18.1/19.31.20

178

Liman yapımı meselesi ancak 1935 yılında Başbakan İnönü’nün doğu gezisinin ardından gündeme gelecektir.

1.3.3. Limanın Yapımı Hakkında Yaşanan Diğer Gelişmeler (1923-1932) Trabzon Limanı ile ilgili olarak 1924 yılında çıkarılan kanunun uygulanamaması Trabzon kamuoyunda hayal kırıklığı yaşanmasına sebep olmuştur. Buna ek olarak transit faaliyetinde gün geçtikçe görülen düşüş, yaşanan hayal kırıklığını endişeye dönüştürmüştür. Bu endişeyi her platformda dile getiren ve çeşitli raporlar hazırlayarak yetkililerin dikkatini çeken kurum Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasıydı. Trabzon’un ekonomik manada yaşadığı küçülmeyle ilgili değerlendirme, görüş ve önerilerini ilk olarak 1926 yılında Ticaret Mıntıkası Kongresi’nde dile getiren Oda yetkilileri,179

1928 yılında yine aynı toplantıda Trabzon Limanı’nın durumu ve bu konuda atılması gereken adımlarla ilgili önerilerini kamuoyu ile paylaşmıştır. Adı geçen toplantıda Trabzon Limanı için şu temennilerde bulunulmuştur:

“Trabzon Limanı, taş iskelesinin 300 metre kadar temdidi, Trabzon oda kongresinde tespit edilen raporların tahmil ve tahliye işlerinin selamet ve emniyetle icrasını temine matuf mevcut taş iskelenin temdidi meselesi kongremizde tetkik edilerek ahiren bir heyet-i fenniye tarafından yapılan keşif veya projeye nazaran 1 milyon küsur bin lira sermaye ile mezkûr iskelenin 100 metre temdidi suretiyle ileride yapılacak limana bir dalgakıran inşası, tahmil ve tahliye işlerinin şimdiden emniyet ve selametle yapılmasını temin edeceği cihetle

keyfiyetin umumi kongreye arzına…”180

Kongre zabıtlarına bakıldığında Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası temsilcileri Trabzon’da modern bir liman inşa edilmesi konusunda ümidini yitirmiş oldukları anlaşılıyordu. Aslında bu vaziyet, bütün şehir için geçerli bir durumdu. Zira Trabzon kamuoyu 1927 yılı sonrasında liman inşası yerine daha az masraflı olan dalgakıran yapımı meselesine ağırlık vermeye ve bu konudaki beklentilerini yüksek sesle dile getirmeye başlamıştır. Hatta dalgakıran yapımı konusunda 1927 yılı içinde bir fen heyeti Trabzon’a gelerek gerekli projeyi hazırlamış, bu işin 1.250 000 liraya yapılabileceği ve böylece iki vapurun kolayca tahmil ve tahliye işlemlerini gerçekleştirebileceği belirtilmişti. Projede

179 1926 yılı Trabzon Mıntıkası Ticaret Kongresi 19 Eylül 1926 tarihinde Trabzon, Rize ve Giresun

temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Kongrenin açılış konuşması Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Daniş Bey tarafından yapılmıştır. Kongrede, ticarette yol, liman ve antrepoların önemine işaret edilmiş ve bu ihtiyaçların yeterli hale getirilmesi meseleleri üzerinde durulmuştur. Sarısaman, a.g.m, s.462-463.

180

ifade edildiğine göre söz konusu dalgakıran inşa edilirse Trabzon Liman trafiği artacak ve Trabzon-İran yolu eski canlılığına kavuşacaktı.181

Trabzon Limanı’nın mevcut durumunun hiç değilse dalgakıran inşa edilerek ıslah edilmesi için yapılan çalışmalar 1929 yılına gelindiğinde devam etmiştir. Zira aynı yıl toplanan Ticaret Mıntıka Kongresi’nde Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, liman meselesini bir kez daha gündeme getirmiştir. Kongrede Trabzon Limanı’nın mevcut durumu hakkında şu bilgiler verilmiştir:

“Trabzon Limanı, hâlihazırda fırtınalı havalarda182 gemileri barındıramamakta ve batıda

Pulathane Limanına tahaffuz (barınma, korunma) mecburiyetini hissetmekte olunduğu malumdur. Mesele bu kadarla kalmış olsa bu derece ısrara lüzum görülmeyebilirdi. Hâlbuki fırtınadan gemilerin tahmil ve tahliyesinin günlerce ve bazen haftalarca teehhürüne ve ani olarak zuhur eden fırtınalardan gemilerin yanlarındaki mavnaların hamuleleriyle gark

olması ve bazı zamanlarda hayat-ı ziya gibi feci hadiselere sebep olmaktadır.”183

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın bu ısrarlı talepleri zamanla yetkililerin de bu meseleye yakından ilgi duymasına neden olmuş, 1929 yılında Trabzon’da bir dalgakıran yapılması hakkında 29 Mayıs 1929 tarihli ve 1482 sayılı kanun çıkarılmıştır.184 Fakat tıpkı Nisan 1924 yılında çıkarılan kanun gibi bu kanun da fiiliyata geçememiştir.

Trabzon Limanı’nın ıslahı veya yeni modern bir liman yapılması meselesi Cumhuriyetin ilk yıllarında Trabzon kamuoyunun bir numaralı tartışma konusuydu. Trabzonlular, Ankara’dan gelen hemen her yetkiliye bu konu hakkındaki isteklerini bildiriyor ve bu meseleye çözüm bulunmasını bekliyordu. Trabzon Limanı hakkında yapılan bu girişimler 1929 yılında Âli İktisat Meclisi’nin de gündemine gelmiştir. Meclis, 1929 tarihli raporunda Trabzon Limanı konusuna da değinmiş ve meseleyi Ekonomi Bakanlığı’na arz etmiştir. Adı geçen raporda Trabzon’un ekonomik manada gelişmesi için önündeki en büyük engelin limansızlık olduğu belirtildikten sonra bu meselenin aynı zamanda transit meselesini de yakından ilgilendirdiği belirtilmiştir. Rapora göre limansızlık yüzünden kış mevsiminde Trabzon’a gelen vapurlar, mallarını tahliye edemeyerek Pulathane Limanına sığınıyor ve burada denizin sakinleşmesini bekledikten

181 Türkiye Tecim ve Endüstri Odaları Dördüncü Genel Kurultayına Ait Kongre Zabıtları, 22-26

Mayıs, Ankara:T.C.Ekonomi Bakanlığı Neşriyatı, 1935, s. 101.

182 Trabzon Limanı’nın bir dezavantajı da limanın kuzey rüzgârlarına açık olmasıydı. Memleket Coğrafyası,

İstanbul: Kanaat Kitabhanesi, 1927, s. 67.

183 Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası 1929 Senesi… s.16

184

sonra tekrar Trabzon’a dönüyordu. Söz konusu raporun devamında şu bilgilere yer verilmiştir:

“Gerek tahmil ve tahliye işlerinin bu sebeple müşkülat ve teehhüre uğraması, gerek limanın müştemil bulunması, iktiza eden tesisatın azlığı limanda harekât-ı ticariyenin kesafet peyda etmesine bahis olduğu ve bu vaziyet neticesinde Trabzon’un yalnız transit vaziyetinin değil, aynı zamanda geniş hinterlandıyla olan iktisadi irtibatların da duçar-ı zaif olduğu Trabzon,

tahmil ve tahliye şeraiti şayan-ı tatbik bir mevzu mahiyetindedir.185

Âli İktisat Meclisi’nin Trabzon Limanı hakkında hazırladığı raporlardan biri de 1930 tarihinde kaleme alınmıştır. Söz konusu raporda, hem Trabzon Limanı’nın o günkü fiziki görünümü ve transit ticaret noktasındaki durumu hakkında bilgiler verilmiştir. Raporun ilk kısmında Cumhuriyet idaresinin demiryolu ve liman yapımında gösterdiği üstün başarılardan söz edildikten sonra belli bir hinterlanda sahip olan Mersin, Samsun, Ereğli, Trabzon, İnebolu ve Amasra gibi limanların yapımı için 46 milyon lira para ayrıldığı, bu limanlardan Mersin, Samsun ve Ereğli’de yeni modern limanlar yapılacağı, geri kalanlarda ise dalgakıran inşa edileceği ifade edilmiştir. Raporun devamında Trabzon Limanı’ndan bahisle, çok ehemmiyetli bir transit limanı olma ayrıcalığına sahip olan Trabzon Limanı’nın düştüğü ihmalden bir an evvel kurtarılmasının zaruri bir durum olduğundan söz edilmiş ve Trabzon Limanı’nın yakın Asya’nın kapılarından biri olduğu fakat transit ticaretteki yaşadığı düşüş nedeniyle son yıllarda bu özelliğini daha çok Batum Limanı’na kaptırdığı ifade edilerek bu durum rakamlarla ortaya konmuştur.

Tablo 5:1925-1930 Yılları Arasında Transit Ticaret

Sene Kilo Kıymet (Lira)

1925 6.120.783 16.685.055 1926 5.554.327 14.282.485 1927 4.179.042 9.885.775 1928 3.535.750 13.012.050 1929 2.607.400 9.450.800 1930 1.385.305 3.777.617 Kaynak: BCA, 030.01./39.233.11.9

Adı geçen raporda verilen rakamlara bakıldığında transit ticarette yaşanan düşüş çok açık bir şekilde görülmektedir. Bu düşüş elbette Trabzon Limanı’nı da etkiliyordu. Raporda bu gerçeklik bir kez daha ortaya konulduktan sonra Trabzon’un transit meselesi ile liman meselesinin birbirinden ayrılamaz konular olduğu, transitsiz Trabzon’un sadece

185

kuzey ve doğu vilayetlerinin mamullerinin ihraç edildiği mahdut bir iskele olmaktan başka bir mana ifade etmeyeceği belirtilmiştir.186

Cumhuriyetin ilk yıllarında Âli İktisat Meclisi tarafından hazırlanan raporlardan bir diğeri de 1931 yılı içinde kaleme alınmıştır. “Türkiye’nin Liman Hizmetleri ve

Limanlarımızın İnkişafını Temin Edecek Tedbirler” adını taşıyan bu raporda Trabzon

Limanı’na oldukça geniş bir yer ayrılmıştır. Belki de 1935 sonrası Trabzon Limanı’nın yapımı konusunda başlayan hareketliliğin alt yapısını oluşturacak olan raporun ilk bölümünde Trabzon Limanı hakkında teknik bilgiler verildikten sonra liman trafiğinde yaşanan düşüş rakamlar eşliğinde ortaya konulmuştur. Raporda verilen bilgilere göre, 1909 yılında limana 683 vapur gelmiş aynı yıl içinde gerçekleşen ithalat ve ihracat yekûnunun 2.330.000 altın olarak kayıtlara geçtiği ifade edilmiştir. Oysa 1927 yılında Trabzon Limanı’nda 16 bin ton mal yüklenirken 24,2 milyon ton mal boşaltılmış, 1928 yılında 12,6 bin ton mal yüklenirken 20,1 milyon ton mal boşaltılmış, 1929 yılında 11 bin ton mal yüklenirken 23 bin ton mal boşaltılmış, 1930 yılında ise 12,8 bin ton yükleme yapılıp 26,4 bin ton mal boşaltılmıştır. Raporda yer verilen bu istatistikler gerçekçi bir bakışla tetkik edildiğinde, Trabzon Limanı’nın iktisaden yaşadığı düşüş açıkça ortaya çıkmaktadır.

Söz konusu raporun devamında 1931 yılı itibarıyla Trabzon Limanı’nın genel görünümü hakkında da bilgiler verilmiştir. Burada verilen bilgilere göre Trabzon Limanı, bilhassa yıldız ve karayel rüzgârlarına maruz kalan bir limandı ve sahilden 900 metre açıkta ancak 20 metre derinlik mevcuttu. Raporda verilen bilgilere göre, Trabzon Limanı’nda vaktiyle cihet-i askeriye tarafından limanı batı ve karayel rüzgârlarına karşı muhafaza etmek için 240 metre uzunluğundan bir set yapılmıştı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ruslar, askerî hedefleri doğrultusunda daha önce yapılan seti 400 metre daha uzatmıştı. Limanın doğu kısmında yine Birinci Dünya Savaşı öncesinde vilayet tarafından yapılmış 8 metre uzunluğunda iki sıra kazıklarla teşkil edilmiş içi taşlarla doldurulmuş, dışı da muhtelif bloklarla tahkim edilmiş bir set bulunuyordu. Bu setin uzunluğu 160 metre olup Değirmendere’nin getirdiği malzemelerin limanı doldurmaması için yapılmıştı. Bu suretle iki set arasında kısmen 5-6 metre derinliği bulunan 8 hektar genişliğinde bir liman sahası ortaya çıkmıştı. Ancak bu saha, mavnaların ve kısmen yelkenlilerin barınmasına müsait olup vapurlar için katiyen elverişli bir yer değildi. Bu alan, gemilerin girip çıkmasına uygun olmadığından şiddetli yıldız ve karayel estiğinde yelkenliler bile limana

186

giremiyordu. Limanın doğu kısmı, Değirmendere’nin taşıdığı malzemeler nedeniyle gittikçe doluyor ve 1931 yılı itibarıyla bu kısma kayıklar bile yanaşamıyordu.187

Âli İktisat Meclisi’nce hazırlanan raporda da ifade edildiği gibi Trabzon Limanı’nın fiziki durumu oldukça kötü bir durumdaydı. Limanın yeniden inşa edilerek modernizasyonu konusunda girişimler ancak 1934 sonrasında yoğunlaşmıştır.