• Sonuç bulunamadı

TÜRK ANAYASA MAHKEMESĠ UYGULAMASI KAPSAMINDA BĠREYSEL BAġVURU YAPMA USULÜ, BĠREYSEL BAġVURUNUN

D. Geçici Tedbir Kararı

6216 sayılı Kanun‟un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrasında, bölümlerin, esas inceleme aĢamasında, baĢvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere resen veya baĢvurucunun talebi üzerine karar verebileceği belirtilmiĢtir410. Yine aynı fıkraya göre tedbire karar verilmesi durumunda, esas hakkındaki kararın en geç altı ay içinde verilmesi gerekmekte olup aksi durumda tedbir kararı kendiliğinden kalkacaktır.

Anılan fıkrada “verebilir” ibaresi kullanılmak suretiyle bölümlerin tedbir kararı vermeleri hususunda takdir yetkisinin bulunduğu kabul edilmiĢtir411. Anayasa Mahkemesi bu hususta kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, ancak baĢvurucunun temel haklarının korunması bakımından bir zorunluluğun bulunduğuna inanması gerekmektedir412. Diğer bir ifadeyle, anılan fıkradaki “verebilir” ibaresinin tedbir verme hususunda Anayasa Mahkemesinin sınırsız bir takdir yetkisine sahip olduğu biçiminde anlaĢılması mümkün olmayıp ancak baĢvurucunun temel haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunması durumunda kullanılabilecektir413.

409 BaĢvurunun bir kısmının düĢürülmesine karar verilebileceği yönündeki görüĢ için bkz. Doğru, Bireysel BaĢvuru Rehberi, s. 97

410 Anayasa Mahkemesinden Eylül 2012 ile ġubat 2015 yılları arasında; 2012 yılında 53, 2013 yılında 631, 2014 yılında 827 ve 2015 yılında 98 tedbir isteminde bulunulmuĢtur. Ancak Anayasa Mahkemesi bu taleplerden yalnızca 2 tanesini kabul etmiĢtir. Ayrıntılı bilgi için bkz.

Bahadır Kılınç, “Bireysel BaĢvuruda Kararların Yerine Getirilmesi”, İnsan Onuru İçin Anayasa Mahkemesinde 25 Yıl, Haşim KILIÇ’a Armağan, Editörler: Ali Rıza Çoban, Serdar Gülener, Musa Sağlam, Hüseyin Ekinci, Cilt: 2, Ankara, 2015, s. 1574

411 Kaya, s. 178

412 Ural, s. 299

413 Ekinci, Bireysel BaĢvuruların Ġncelenmesi Usulü, s. 154

101 Anayasa Mahkemesi geçici olarak bir tedbire karar verirken, baĢvurucunun temel hak ihlali nedeniyle maruz kaldığı Ģartların ağırlığı ve zorlayıcılığıyla, karar verilecek geçici tedbir kararının sonuçlarını değerlendirmek durumundadır. Burada karĢılaĢtırılması gereken unsurlar, bireysel baĢvurunun baĢarı Ģansı ve tedbir kararı alınmaması durumunda meydana çıkacak sonuçlardır. BaĢarı Ģansına iliĢkin olarak 6216 sayılı Kanun‟un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrasında herhangi bir hüküm bulunmamasına rağmen pratikte yani uygulamada bireysel baĢvurunun baĢarı Ģansının dikkate alınması gerekmektedir414. Zira, baĢarı Ģansı olmayan yani temel hak ve özgürlük ihlali bulunmayacak bir baĢvuruda geçici tedbir kararı verilmesi hukuk mantığı ile bağdaĢmayacaktır.

Diğer taraftan, tedbir kararı alınabilmesi için ancak ve ancak gerçek bir zarar riskinin bulunması gerekmektedir. Nitekim AĠHM de bu konuyla ilgili olarak vermiĢ olduğu kararlarında ihlal varsayımına dayalı olan tedbir istemlerini reddetmektedir.

AĠHM bu tür baĢvurularda, AĠHS‟in amacının ihlali önlemeye yönelik olmadığını ve AĠHM‟in ihlal meydana geldikten sonra devreye gireceğini belirtmiĢtir. Dolayısıyla, 6216 sayılı Kanun‟da açık bir biçimde belirtilmiĢ olmasa da tedbirin acil durumlara özgü olarak, telafisi güç veya imkânsız nitelikte ağır ve gerçek bir zararın doğması riski durumunda uygulanması gerekmektedir. Buna göre tedbir kararının alınabilmesi için bu tedbir kararının alınmaması durumunda baĢvurucunun telafisi imkânsız nitelikte ağır bir zarara uğrama hususunda gerçek bir riskle karĢı karĢıya kalması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesinin de kararlarında bu gerçek riski istikrarlı bir Ģekilde açık ve net olarak ortaya koyması gerekmektedir415.

Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‟nün “Tedbir kararı” baĢlıklı 73. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, baĢvurucunun yaĢamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik olarak ciddi bir tehlikenin bulunduğunun anlaĢılması üzerine bölümler tarafından esas inceleme aĢamasında gerekli tedbirlere resen veya baĢvurucunun talebi üzerine karar verilebileceği ifade edilmiĢtir.

Nitekim Anayasa Mahkemesi A.B.D vatandaĢı olan bir baĢvurucunun sınır dıĢı edilmesi ve ülkeye giriĢ yasağı konulması hâlinde Anayasa'nın 20. ve 41.

414 Ural, s. 299

415 Musa Sağlam, “Anayasa Mahkemesine Bireysel BaĢvuruda Tedbir Kararı”, HUKAB, Sayı: 5, Nisan-Haziran 2013, s. 54, (“Bireysel BaĢvuruda Tedbir”)

102 maddelerinde güvence altına alınan aile ve özel yaĢam haklarının ihlal edileceğini ileri sürerek, hakkında tesis edilen idari iĢlem hakkında tedbir kararı verilmesini talep ettiği baĢvuruda, baĢvurucu hakkında herhangi bir ülkeye sınır dıĢı edilmesi konusunda karar alınmadığını, baĢvurucunun sınır dıĢı edilmesi durumunda ise istediği ülkeye gitme olanağına sahip olduğunu, bu nedenle sınır dıĢı edilmesi durumunda baĢvurucunun yaĢamına ya da maddi ve manevi varlığını koruma ve geliĢtirme hakkına yönelik ciddi bir riskin bulunduğunun söylenemeyeceğini, baĢvurucunun sınır dıĢı edilmesi durumunda hayatının tehlikeye gireceği veya iĢkence, insanlık dıĢı ya da aĢağılayıcı muameleye yahutta cezaya maruz kalabileceğine iliĢkin ciddi bir risk bulunduğuna dair herhangi bir iddianın da ileri sürülmediğini belirterek koĢulları oluĢmayan tedbir talebinin reddine karar vermiĢtir416.

Ġncelenen baĢvurulara yönelik olarak, resen ya da baĢvurucunun talebi üzerine tedbir kararı verilmemesi durumunda baĢvurucunun yaĢamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik olarak ciddi bir tehlikenin bulunduğunun anlaĢılması üzerine, baĢvurunun komisyonlar tarafından kabul edilebilirlik incelemesinin derhâl yapılarak, tedbir hususununu görüĢülmesi için dosyanın ilgili bölüme gönderilmesi gerekmektedir. Bunun için dosyanın esası hakkında karar verilmemiĢ olması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle esası hakkında karar verilen baĢvurularda dosyanın yeniden ele alınarak tedbir kararı verilebilmesi mümkün değildir417.

Bölümün tedbir kararı vermesi durumunda, bu kararın gereğinin ifası için ilgili kiĢi veya kurumlara bildirilmesi gerekmektedir418. Bu bildirimin nasıl yapılacağına iliĢkin bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak tedbir kararlarının acil olarak uygulanması gerektiğinden her türlü yolla bunun yapılması mümkündür.

Örneğin sınır dıĢı edilen bir kiĢinin, tedbir kararı verilerek sınır dıĢı edilme iĢleminin durdurulması durumunda eğer kiĢi havaalanında uçağa bindiriliyor ve sınır dıĢı ediliyorsa artık havaalanı yetkilisine kararın telefonla bildirilmesi gerekmektedir.

Zira diğer yolların denenmesi durumunda kiĢi sınır dıĢı edilebilecek ve tedbir kararı uygulanmamıĢ olacaktır.

416 AYM, Ġkinci Bölüm, Laura Alejandra Caceres BaĢvurusu, B.N: 2013/1243, K.T: 16/4/2013, § 27

417 Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‟nün 73. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince

418 Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‟nün 73. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince

103 Anayasa Mahkemesi baĢvurucunun, hastalığı nedeniyle hayati tehlike içinde bulunmasına rağmen cezaevinde tutulması ile kliĢe ifadelerle tutukluluk hâlinin devamına karar verilmesinin yaĢam hakkı ile kiĢi hürriyeti ve güvenliğini ihlal ettiğini ileri sürdüğü ve tedbiren tahliye kararı verilmesini talep ettiği baĢvuruda, baĢvurucunun sağlık durumuyla ilgili muhtemel riskler ve düzenlenen sağlık kurulu raporunu dikkate alarak 6216 sayılı Kanun‟un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası ve Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‟nün 73. maddesi gereğince tedbiren tahliye edilmesine karar vermiĢtir419.

Tedbir kararı verilmiĢ bir baĢvuru hakkında en geç altı ay içinde esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Böyle bir sürenin öngörülmesinin nedeni hakkında tedbir kararı verilmiĢ baĢvuruların yoğun iĢ yükü altında geçikmeksizin esası hakkında karar verilmesinin sağlanmasıdır. Tedbirin devamı konusunda yeni bir karar alınmazsa ya da baĢvurucunun hakkının ihlal edilmediğine veya baĢvurunun düĢmesine karar verilmesi durumlarında artık tedbir kararı kendiliğinden kalkmıĢ olacaktır420.

Tedbir kararına yalnızca esas inceleme aĢamasında ve altı ay geçerli olarak verilebilmesinin bir eksiklik olduğunu savunanlar da bulunmaktadır. Bunlara göre, bu husus AĠHM‟in geçici tedbir gerektiren durumlar bakımından doğrudan baĢvuru makamı olarak kalması sonucunu doğurabilir. Zira, baĢvurucunun esas hakkında bir baĢvuru yapması ve tedbir istemesi gerektiği hâlde esas baĢvuru yapılmadan tedbir istenebilmesinin önü kapalıdır. Bundan dolayı, AĠHM bu konuda Anayasa Mahkemesini etkili bir iç hukuk yolu olarak görmeyebilecektir. Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru yapmamıĢ kiĢilere de tedbir talep hakkı verilmesinin ve tedbir kararı verdikten sonra lehine tedbir kararı verilen kiĢinin belli bir süre içerisinde bireysel baĢvuru yapılmasının öngörülmesi bu hususta en makul çözüm olarak karĢımıza çıkmaktadır421.

419 AYM, Ġkinci Bölüm, Fatih Hilmioğlu Kararı, B.N: 2014/648, K.T: 18/9/2014, § 27 (Ġkinci Bölüm tarafından verilen tedbir kararının tarihi: 20/2/2014)

420 Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‟nün 73. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince

421 Özbey, Anayasa Mahkemesine Bireysel BaĢvuru, s. 36

104 Bazıları ise tedbir kararındaki gerekçenin devam etmesi durumunda Anayasa Mahkemesi altı ay içinde karar veremediği takdirde bu durumun Anayasa Mahkemesine olan güveni sarsacağını ileri sürmektedirler422.

AĠHM Ġçtüzüğü‟nün 39. maddesinde423 geçici tedbir düzenlenmiĢ424 ve bu konuda talebin ivedi ve derhal neticeye bağlanması için gerekli önlemlere yer verilmiĢtir. Tedbir talebinin daire tarafından incelenip karara bağlanması için yeterli zamanın olduğu durumlar hariç olmak üzere tedbir kararı daire baĢkanı tarafından alınmaktadır425.

AĠHM‟e baĢvuru yapılması, iç hukukta yürümekte olan ya da infaz edilen iĢlemleri askıya alma yani durdurma etkisi olmaması nedeniyle AĠHM, özellikle baĢvuru hakkının etkili olabilmesinin sağlanması bakımından tedbir kararı verme yetkisini kullanmaktadır426. Bu yetki tarafların talebi ya da resen verilebilmektedir427.

422 ġahbaz, Bireysel BaĢvuru ve Sorunlar, s. 106

423 AĠHM Ġçtüzüğü‟nün 39. maddesi Ģöyledir:

“Madde 39-Geçici tedbirler

1. Daire veya gerektiği takdirde, Bölüm BaĢkanı veya bu maddenin 4. fıkrası uyarınca atanan nöbetçi bir yargıç, taraflardan birinin ya da ilgili herhangi bir kiĢinin talebi üzerine veya re‟sen, tarafların yararı veya önlerindeki yargılamanın uygun Ģekilde yürütülmesi için alınması gerektiğini düĢündükleri geçici tedbirleri taraflara bildirebilir.

2. Uygun olduğu düĢünülen durumlarda, belirli bir davada alınan tedbire iliĢkin bildirim Bakanlar Komitesi‟ne verilebilir.

3. Daire, ya da gerektiği takdirde, Bölüm BaĢkanı veya bu maddenin 4. fıkrası uyarınca atanan nöbetçi bir yargıç, bildirdikleri geçici bir tedbirin uygulanmasıyla bağlantılı bir konu hakkında taraflardan bilgi talebinde bulunabilir.

4. Mahkeme BaĢkanı, geçici tedbir talepleri konusunda karar vermek üzere Bölüm BaĢkan Yardımcılarını nöbetçi yargıçlar olarak atayabilir.”; AĠHM Ġçtüzüğü tercümesi için bkz.

(EriĢim) http://www.inhak.adalet.gov.tr/temel/ictuzuk.pdf, 1.4.2015

424 Geçici tedbir kararlarının hukuki dayanağı AĠHS‟ten kaynaklanmayıp AĠHM Ġçtüzüğü‟nden kaynaklanmaktadır. Aslında, AĠHM‟e geçici tedbir kararı alma yetkisinin tanınması hem AĠHS‟in hazırlık çalıĢmalarında hem de daha sonradan kabul edilen AĠHS‟e ek 11 numaralı Protokol‟ün tartıĢmaları esnasında tartıĢılmıĢ olup geçici tedbir kararı alma yetkisinin taraf devletlerin egemenlik haklarına müdahale olacağı düĢüncesiyle AĠHS‟e konulmamıĢtır. Ancak AĠHM bu yetkiyi içtüzükle kendisine tanımıĢtır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Bahadır Kılınç, “Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının Ġnfazı”, Bireysel Başvuru Yuvarlak Masa Toplantıları, Anayasa Mahkemesi Yayınları (Hizmet Ġçi Eğitim Yayını), AraĢtırma ve Ġçtihat Birimi (AR-ĠÇ), Cilt; 1, Ankara, 2013, s. 259, (“Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının Ġnfazı”)

425 Mutaf, tedbirin dayanağı olan AĠHM Ġçtüzüğü‟nün 39. maddesinin AĠHM tarafından geniĢ bir uygulama yapılabilecek biçimde kaleme alınmıĢ olduğunu; 2006 yılına kadar AĠHM‟e gelen tedbir talebinin ortalama olarak 1.000 civarındayken, bu sayının 2010 yılında 3.775 seviyesine geldiğini belirtmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Hasan Mutaf, “Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi Uygulamasında Ġhtiyati Tedbir”, İnsan Onuru İçin Anayasa Mahkemesinde 25 Yıl, Haşim KILIÇ’a Armağan, Editörler: Ali Rıza Çoban, Serdar Gülener, Musa Sağlam, Hüseyin Ekinci, Cilt: 1, Ankara, 2015, s. 1111-1112

426 Nebioğlu Öner, s. 1645

427 Kılınç, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının Ġnfaz”, s. 259

105 AĠHM, Mamatkulov ve Askarov/Türkiye428 davasında, geçici tedbirin amacını net bir biçimde açıklığa kavuĢturmuĢtur. AĠHM‟e göre tedbirin amacı AĠHM tarafından alınan tedbirin haklılığı konusunda bir karar verilmesine kadar hâlihazırdaki mevcut durumun korunmasının sağlanmasıdır429.

AĠHM ilke olarak geçici tedbiri AĠHS‟in 2. (yaĢam hakkı) ve 3. (iĢkence yasağı) maddeleri kapsamındaki baĢvurularda uygulamaktadır. Diğer bir ifadeyle, AĠHM‟in verdiği tedbir kararlarının çoğu sınır dıĢı durumlarını kapsamakta olup kural olarak baĢvurucunun ulusal yargı mercii önünde derdest olan davasının incelenmesi bitinceye kadar sınır dıĢı edilmemesi için taraf devlete karĢı verilmektedir430. Bununla birlikte AĠHM, baĢvuruda bulunan kiĢinin sağlığının cezaevi koĢullarıyla bağdaĢmaması nedeniyle ya da tedavisinin sağlanması maksadıyla hastaneye sevkedilmesi431, idam cezasının infazının ertelenmesi432 gibi birçok alanda da tedbir kararları vermiĢtir. Hatta baĢvurucunun aleyhine dahi resen tedbir kararı vererek açlık grevine son verilmesi433 davetinde bulunmuĢtur434. Ancak AĠHM‟in diğer maddelerle ilgili olarak da geçici tedbir uygulaması noktasında önünde engel bir durum bulunmamaktadır435. Nitekim AĠHM, çok istisnai olsa da AĠHS‟in 6. maddesi ile 8. maddesi436 kapsamında geçici tedbir kararını uygulamıĢtır.

AĠHM, sınır dıĢı edilme ve iade konularında tedbir kararının uygulanabilmesi için öncelikle riskin derhal gerçekleĢme durumuna ve telafisi imkânsız olan zararlara neden olabilecek olmasına bakmaktadır ve bu Ģartların yanında;

428 AĠHM, Mamatkulov ve Askarov/Türkiye, B.N: 46827/99 ve 46951/99, K.T: 4.2.2005

429 Sağlam, Bireysel BaĢvuruda Tedbir, s. 54

430 Nebioğlu Öner, s. 1645

431 AĠHM, Liartis/Yunanistan, B.N: 16906/10, K.T: 10.5.2012

432 AĠHM, Öcalan/Türkiye, B.N: 46221/99, K.T: 12.3.2003

433 AĠHM, IlaĢcu ve diğerleri/Moldova ve Rusya, B.N: 48787/99, K.T: 8.8.2004; AĠHM, IlaĢcu ve diğerleri/Moldova ve Rusya davası hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. FatoĢ Aracı, “Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi‟nin 1, 34 ve 35. Maddeleri-Kabul Edilebilirlik Kriterleri”, Bireysel Başvuru Yuvarlak Masa Toplantıları, Anayasa Mahkemesi Yayınları (Hizmet Ġçi Eğitim Yayını), AraĢtırma ve Ġçtihat Birimi (AR-ĠÇ), Cilt; 1, Ankara, 2013, s. 62-63

434 Mutaf, s. 1111

435 Sağlam, Bireysel BaĢvuruda Tedbir, s. 54

436 Geçici tedbir kararı alınmadığı durumda baĢvurucunun özel hayatı ve aile hayatı geri dönülmeyecek bir Ģekilde risk oluĢturacaksa AĠHM Ġçtüzüğü‟nün 39. maddesi uygulanmaktadır.

AĠHM, Amrollahi/Danimarka (B N: 56811/00, K.T: 11.7.2002) davasında baĢvurucu, kendisinin Ġran‟a gönderilmesi hâlinde Danimarkalı olan eĢi ile iki çocuğu ve evlatlık kızı arasındaki bütün bağlarının kesileceğini, bu kiĢilerin kendisiyle birlikte Ġran‟a gelmelerinin de mümkün olmayacağını ileri sürerek tedbir talebinde bulunmuĢtur. Bu davada AĠHM, ileri sürülen iddiaları yerinde görerek geçici tedbire hükmetmiĢtir. Bu davanın esasının görüĢülmesi sonucunda da geri göndermenin AĠHS‟in 8. maddesini ihlal edeceğine karar verilmiĢtir.

106 - Gidilecek ülkedeki genel durum,

- OluĢacağı düĢünülen risk ve bu husustaki ayrıntılı açıklamalar, - Ġade durumlarında uğranılacak zararın ciddiliği,

- Tedbir istemine iliĢkin olayı doğrulayıcı belgeler (sağlık raporu, tutuklama kararı gibi),

- Aynı hususta AĠHM tarafından verilmiĢ içtihatlar,

- Aleyhine baĢvuru yapılan taraf devletin makamlarının almıĢ oldukları kararların gerekçeleri,

dikkate alınmaktadır437.

AĠHM, Jabari/Türkiye438 davasında baĢvurucunun evlilik dıĢı iliĢkisi sebebiyle ülkesine iade edilmesi durumunda kötü muameleye maruz kalma riskinin bulunduğunu ileri sürdüğü baĢvuruda, AĠHM Ġçtüzüğü‟nün 39. maddesini uygulayarak kararını verinceye kadar baĢvurucunun ülkesine iade edilmesinin durdurulmasını Türk makamlarından talep etmiĢtir. AĠHM, bu baĢvurunun esasının görüĢülmesi sonrasında ise baĢvurucunun ülkesi olan Ġran‟a gönderilmesi durumunda AĠHS‟in 3. maddesinin ihlal edilebileceğini belirtmiĢtir. Diğer taraftan, F.H./Ġsveç439 davasında da baĢvurucu, Irak‟a iade edilmesi durumunda hem hıristiyan olması hem de Saddam Hüseyin döneminde Cumhuriyet Muhafız Alayında görev yapması nedeniyle ölüm veya kötü muameleyle karĢılaĢma riskinin bulunacağını ileri sürmüĢtür. Bu baĢvuruda AĠHM, baĢvurucunun geçici tedbir kararını kabul ettiği hâlde esas hakkındaki kararında kiĢinin sınır dıĢı edilmesinin AĠHS‟in 2. ve 3.

maddelerini ihlal etmeyeceği neticesine ulaĢmıĢtır440.

AĠHM, Lambert/Fransa441 davasında ise hiç örneği olmamıĢ bir biçimde tedbir kararına imza atmıĢtır. Bu kararda, AĠHM kural olarak yargı mercilerinin kararlarının icrasını durdurmak ya da ertelemek yönünde kararlar almamasına karĢın

437 Mutaf, s. 1116

438 AĠHM, Jabari/Türkiye, B.N: 40035/98, K.T: 11.7.2000

439 AĠHM, F.H./Ġsveç, B.N: 32621/06, K.T: 20.1.2009

440 Sağlam, Bireysel BaĢvuruda Tedbir, s. 54

441 AĠHM, Lambert/Fransa, B.N: 46043/14, K.T: 24.6.2014

107 durumun talafisi imkânsız bir hâlle iliĢkili bulunması nedeniyle bitkisel hayatta olan ve yaĢam ünitesinden ayrılmasına izin verilmiĢ bulunan hastayla ilgili nihai yargı kararının icrasının durdurulmasına ve diğer hasta yakınlarının böyle bir iĢleme olanak tanıyan diğer bir ülkeye hastanın götürülerek hayatının sonlandırılmasını talep etmelerini engellemek amacıyla hastanın baĢka bir ülkeye nakil edilmemesi hususunda tedbir kararı vermiĢtir442.

Öte yandan AĠHM içtihatlarına bakıldığında geçici tedbirin Ģu durumlarda uygulanmadığı söylenebilir443:

- Bir taĢınmazın kesinleĢmiĢ bir karara dayanarak yıkılması.

- Askerlik hizmeti yükümlülüğünün ifasını gerçekleĢtirmek amacıyla zor kullanılması.

- Mahkemenin karar vermesini bekleyen tutuklu bir baĢvurucunun serbest (tahliyesi) bırakılması.

- Halkoylamasının yapılmasının temini.

- Bir siyasi partinin kapatılması.