• Sonuç bulunamadı

1.3. Normal Çalışma Süresinin Aşılması

1.3.1. Fazla Çalışma

Fazla çalışma, çalışma süresi kavramının ortaya çıkışı ve işçinin korunması bakımından çalışma sürelerinin sınırlandırılması gereğinin bir sonucu olarak, İş Hukukunda ortaya çıkan bir kavramdır (Kurucu, 1987:24), (Topçuoğlu, 2009:6). Öğretide yapılan tanıma göre fazla çalışma; üretimin arttırılması, üretim faaliyetlerindeki aksamaların önlenmesi, işletme ve toplumun bazı ivedi ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla normal iş süreleri üzerinde yapılan çalışmalardır (Kurucu, 1987:101).

Fazla çalışmaya ilişkin esas ve usuller, 4857 sayılı İş Kanununun 41 ila 43. maddelerinde düzenlenmiştir. Fazla çalışma kavramı ise, fazla çalışma ücreti başlığı altındaki 41. maddede tanımlanmıştır. Başlığı nedeniyle, fazla çalışma karşılığı olarak sadece ücretin düzenlendiğine dair yanlış izlenim uyandıran maddede fazla çalışma kavramının tanımı, “Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır” (İş K. md.41/1) şeklinde verilmiştir. Dolayısıyla da anılan hükümlerin ücretten çok çalışma süreleriyle ilgili olduğu, bu yüzden de yasanın ücretle ilgili üçüncü bölümünde değil, işin düzenlenmesiyle ilgili dördüncü bölümünde yer almasının uygun olacağı kanaatimizce de haklı olarak ileri sürülmektedir (Akyiğit, 2005a:2).

Kanunun 41. maddesi uyarınca çıkartılan “İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği”nde1 aynı tanım yer alırken (FÇY., md.3/a) Kanunun maddelerine açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Buna göre fazla çalışmanın ölçütü, işçinin günlük değil haftalık azami normal çalışma süresi olan 45 saatin aşılmasıdır. 1475 sayılı İş Kanununda fazla çalışma “kanunda yazılı günlük çalışma süresi dışında yapılan çalışmadır” şeklinde tanımlandığından, işçinin haftalık çalışma süresi kırk beş saati aşmasa bile günlük sınırın aşılması fazla çalışmanın meydana gelmesi için yeterli kabul ediliyordu (Ekonomi, 1987:294). Bu döneme ilişkin olarak Yargıtay ve öğretide farklı görüşler söz konusuydu (Akşengür, 2011:55). Uygulamada tartışmalara yol açan bu karışıklık 4857 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile son bulmuştur. Getirilen yeni düzenleme ile fazla çalışmanın belirlenmesinde ölçüt olarak artık günlük çalışma süresi yerine haftalık çalışma süresi esas alındığından, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılır. 4857 sayılı yasanın fazla çalışmaya ilişkin hüküm gerekçesinde, “..getirilen bu düzenleme ile fazla çalışma ve fazla süreli çalışmanın belirlenmesinde,

artık günlük yerine haftalık çalışma süresinin esas alınması kabul edilmiştir. Haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışmadır” anlatımına yer verilmiştir. Söz konusu ifadenin kesin ve mutlak olduğu noktasından hareket eden görüşe göre, artık haftalık çalışma süresinden başka bir ölçütün, örneğin günlük çalışma süresi ölçütünün uygulanması söz konusu olmayacaktır (Özdemir, 2005:119).

İşletmelerde, bazı dönemlerde haftalık çalışma süresinin üzerinde, bazı dönemlerde de haftalık çalışma süresinin altında bir iş gücüne ihtiyaç duyulabilmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu ile bu ihtiyacı karşılamak üzere denkleştirme1 usulü getirilmiştir. Denkleştirme süresi uygulanması halinde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi normal haftalık çalışma süresini aşamaz (md.63/2). İşverene tanınan iki aylık denkleştirme süresi toplu sözleşmeyle dört aya kadar çıkarılabilir. Fazla çalışma, iki veya dört aylık denkleştirme süresinde haftalık ortalama 45 saati aşan kısım olarak değerlendirilecektir. Bu şekilde yoğunlaştırılmış iş haftasından sonra 2 veya 4 aylık süreler içinde, işçinin daha az çalışma imkânı getirilerek, işverenin “fazla çalışma ücreti” ödemesinden kurtulması sağlanmıştır. Bazı haftalarda 45 saatin üzerinde çalışılmasına rağmen, denkleştirme esasının uygulanması nedeniyle fazla çalışma ücreti ödenmemesinin, bu çalışmayı karşılıksız çalışmaya, yani angaryaya dönüştürdüğü ileri sürülmüştür (Şakar, 2006a:485). Yasada denkleştirme sayısı konusunda bir sınırlama getirilmediğinden 2 veya 4 aylık sürelerin bitiminde her defasında tarafların anlaşması ile denkleştirmeye gidilebilecektir (Gümüş, 2004:162). 4857 sayılı İş Yasası’nda denkleştirme süresinin 2 ay olması (İş Y. md.63/2) ve her bir işçinin rızasının aranmış olması esneklik uygulamasında zorluk oluşturduğu gerekçesiyle öğretide eleştirilmektedir (Süral, A. Nurhan, 2005:49).

Haftalık 45 saatin aşılıp aşılmadığını saptarken, o işçiye denkleştirme uygulanıp uygulanmadığına bakılır. Eğer denkleştirme uygulanmıyorsa, somut olarak her bir haftada 45 saatin aşılması gerekli ve yeterlidir. 45 saatin üstünde bir süreyle örneğin, 52 saat çalışılması halinde, işçinin o hafta 7 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilir. Ancak o hafta yapılan bir telafi çalışması2 varsa, telafi çalışması süresi hesaba katılmaz.

1 Esnek çalışma türlerinden olan, işlerin yoğun olduğu dönemlerde daha fazla çalışmanın yapıldığı, işlerin azaldığı dönemde de daha az çalışma yapılarak çalışma sürelerinin toplamda eşitlendiği (denkleştirildiği) uygulamaya verilen ad.

2 Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzeri nedenlerle işyerinde normal çalışma süresinin önemli ölçüde altında çalışılması

Örneğin işçinin o hafta, geçmiş haftalarda çalışmadığı 10 saati telafi etmesi gerekmektedir. Böyle bir işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı saptanırken, o hafta çalıştığı toplam süreden telafi ettiği süre çıkarılır. Geriye kalan süre 45 saati aşıyorsa aşan süre kadar fazla çalışma yapılmış demektir (Akyiğit: 2006:1508; Akyiğit, 2005a:2).

Bununla birlikte, 63. madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz (İş K.md41/1). Denkleştirme döneminin sonunda, o dönem içinde toplamda yapılan çalışmaların hafta sayısına bölünmesi suretiyle bulunan ortalama haftalık çalışma süresi, kırkbeş saati aştığı taktirde aşan kısım fazla çalışma sayılır. Diğer bir deyişle, somut olarak her bir haftada haftalık 45 saatin aşılıp aşılmadığına bakılmayıp, denkleştirme dönemindeki toplam çalışmanın bir haftaya düşen ortalama süresinin 45 saati aşıp aşmadığı dikkate alınır. Böylece günde 11 saatlik azami çalışma süresi koşuluna uyulması kaydıyla, denkleştirme dönemindeki bazı haftalarda 45 saatin üstünde çalışılırken, bazı haftalarda da 45 saatin altında çalışılabilmektedir. Böyle hallerde, her bir haftadaki çalışmada 45 saatin altında yapılan çalışmayı normalden az çalışma olarak göremeyeceğimiz gibi, 45 saati aşan kısmın da fazla çalışma olarak yorumlanmaması gerekir (Akyiğit, 2005a:2). Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir1

İşçilere tatil günlerinden önce 63. maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içerisinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme verilir. (İş K.md.46) Bu düzenlemeye rağmen işçi hafta tatilinde de çalıştırılırsa, bu çalışması fazla çalışma olarak değerlendirilir (Astarlı, 2008a:170). İş Kanununda hafta tatilinin haftanın hangi günü kullandırılacağı belirtilmemiş olup, işveren haftanın altı günü çalıştırdığı bir işçisine hafta içi bir günde hafta tatilini kullandırabileceğinden, Pazar günü yapılan çalışma, fazla çalışma olarak kabul edilmez. (Eyrenci, 2004: 178).

veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin kendi talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde işveren iki ay içerisinde çalışılmayan süreler için çalışma yapılmasını isteyebilir. Yapılan bu çalışmaya telafi çalışması denir. (İş.K. md.64)

Günlük 11 saatlik azami sınırın aşılarak çalışma yaptırılması Kanuna aykırı olmakla birlikte, Kanuna aykırılık gösteren işçi-işveren ilişkisine hukuki sonuçlar bağlanmasının genel olarak benimsenmesi nedeniyle, çalışma sınırını aşan süreler için Kanun hükümlerine göre zamlı ücret ödenmesi gerekmektedir. Nitekim günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı düzenlendikten sonra, bir işçinin bu sınırları aşan sürelerle çalıştırılması halinde bu çalışmaların 4857 s. İş Kanununun 41, 42 ve 43. maddelerine tabi olduğunun belirtilmesi, bu çalışmaların fazla çalışma sayılacağını göstermektedir (FÇY.,md.4). Ayrıca zamlı ücret ödenmesi için haftalık 45 saatlik çalışma süresinin tamamlanması da gerekmemektedir. Bu durumda sadece günlük 11 saatin aşılıp aşılmadığı baz alınmakta, işçinin o haftaki çalışmasının 45 saati aşıp aşmadığı önem taşımamaktadır1 Sözü edilen zamlı ücretin ödeneceği süreler de haftalık 45 saatlik süre ile bunu aşan sürelerin toplamında hesaba katılmamalıdır.

Fazla çalışma süreleri hesap edilirken işçinin fiili çalışma süreleri esas alınır (Andaç, 2005:145). Bununla birlikte, Yargıtay günlük 11 saatlik azami çalışma süresini aşan çalışmaları da fazla çalışma saymaktadır.2 Yargıtay denkleştirme döneminde günlük azami çalışma süresi olan 11 saatin üzerindeki çalışmaya, fazla çalışma hükümlerini uygulamaktadır,3 bu görüş Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenmiştir 4