• Sonuç bulunamadı

1.2. Çalışma Süresi Kavramı

1.2.3 Çalışma Süresinden Sayılmayan Haller .1. Ara Dinlenmesi

Çalışma sürelerinin belirli saatlerle sınırlanması yanında, işçilerin çalışma esnasında yemek, içmek gibi doğal ihtiyaçlarını giderebilmesi ve uzun süre çalışmadan kaynaklanan yorgunluk ve dikkat dağılmasının engellenebilmesi amacına yönelik olarak “ara dinlenmesi” kullanılması zorunlu bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır (Ulusoy, 2005:384). Bu zorunluluk, işçilere günlük çalışma süresi içinde çalışmaya bağlı gerilim, dikkatsizlik ve kazaları önlemek ve sağlıklarını korumak amacından da kaynaklanmaktadır (Yelekçi ve Yelekçi, 2001:753). Ara dinlenmesi “öğlen tatili” veya “yemek paydosu” olarak da anılmaktadır.

1

Y.9.H.D, 13.10.1978, E.9741, K.12328

2 Y 9.H.D. 17.06.1964, E.1033, K.413

3 Demiryolları ve sair yollar ve köprülerin yapılması, onarılması, korunması gibi işler ve bunların görüldüğü iş yerleri özellik arz eder. Yol inşaatı ve onarımı, iş görüldükçe ilerleyen, ilerledikçe başka sahalara intikal eden işlerdendir. Günlük çalışmanın hangi kısımda ve ne şekilde cereyan edeceğini işveren tespit edip toplanma mahallindeki işçileri kendi vasıtaları ile buralara sevk eder… Vasıtalarda geçen zamanın iş müddetinden sayılabilmesi için bu mahiyette bulunmaları, yani götürüp getirmenin işin mahiyetinden doğmuş bulunması şarttır…Ezcümle bir mensucat fabrikasının, bir şeker, çimento veya traktör fabrikasının… şehir ve kasabalar içinde veya dışında kurulmuş olmaları mahiyet itibariyle farklılık arz etmelerini gerektirmez… İşverenin bu şekil taşımaları sosyal bir yardım olup vasıtada geçen zaman iş müddetinden sayılmaz.” Y.H.G.K.,21.10.1970, 9-501/600, Aynı yönde, Y.9 HD, 02.04.2002, 19721/5740

Ara dinlenme süreleri 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiştir (İş K: md.68/son). Buna göre, ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmamaktadır. İlgili maddede iklim, mevsim, gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak çalışma süresinin uzunluğuna göre işçiye verilmesi gereken asgari miktarlar düzenlenmiştir. Düzenleme nispi emredici nitelikte olduğundan, dinlenme süresi işçinin yararına artırılabilir ancak azaltılamaz. Kanunda ara dinlenmesinin süresi günlük iş süresine göre kademeli olarak dört saat veya daha kısa süreli işlerde on beş dakika; dört saat ila yedi buçuk saat arası işlerde yarım saat; yedi buçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat olarak düzenlenmiş olup, ayrıca ara dinlenmesinin bir işyerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabileceği hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, bir işyerinin aynı kısmında çalışan bütün işçilere aynı saatte ara dinlenmesi verilmesi esas olmakla birlikte, işin niteliği gereği aynı kısım içinde de nöbetleşe dinlenme yapılabileceği sözleşmeler ile kararlaştırılabilecektir (Eyrenci ve diğ., 2005:185). Nöbetleşe ara dinlenmesi verildiği durumlarda ara dinlenmesinde olan işçiler, çalışanları veya işin akışını olumsuz etkileyerek, rahatsızlık verecek şekilde davranırlarsa “uyarı” cezası alabilirler (Uçum, 2003:84).

Tanımlamak gerekirse, ara dinlenmesi günlük yasal çalışma süresi içinde işçilere verilen, işçilerin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayıp dinlenmelerini amaçlayan zamandır (Şakar, 2006a:497; Demircioğlu ve Centel, 2007:135). İşçiye Kanunda belirtilen asgari sürelerin kullandırılması zorunlu olduğundan işveren, işçinin dinlenmesini temin etmek mecburiyetindedir. Yargıtay kararlarında, ara dinlenmesinin insanın bedeni ve ruhsal ihtiyaçları nedeniyle vazgeçilemez olduğu vurgulanarak işçinin hiç ara dinlenmesi yapmadan çalışmasının mümkün olamayacağı ifade edilmiştir:1

İş Kanunu tarafından iş süresine göre tespit edilen ara dinlenme sürelerinin altında bir sürenin, ne toplu iş sözleşmesi ile ne de hizmet akitleri ile tespiti mümkün değildir. Kanunen en aşağı sınırı tespit edilerek verilmesi öngörülen bu ara dinlenme sürelerinin kısaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması hususunda tarafların yapacakları

1 Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının çalıştığı işyerinde üçlü vardiya yapılmaktadır. Her bir vardiyanın günlük çalışma süresinin 8 saatle sınırlı kaldığı görülmekte olup, bu 8 saatlik dinlenme içinde tabi ihtiyaçların karşılanması için yarım saatlik ara dinlenmesinin yapıldığının kabulü gerekir. Y.9.H.D. 18.11.1996, E.12719, K.21294

herhangi bir anlaşma geçerli sayılamaz (Erkul, 1970:267;Centel, 1994:244). Yargıtay da, işçinin ara dinlenmesi olmadan çalışmasının düşünülemeyeceği sonucuna varmıştır.1 Ara dinlenmesi olarak verilen süreler çalışma süresi ve dolayısıyla fazla çalışma süresinin hesaplanmasında dikkate alınmamaktadır (Özcan, 2009:92). Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı, “işçilere yasa gereğince verilecek ara verme süreleri, iş süresinin dışında sayılır ve fazla çalışma parasına esas tutulmaz” şeklindedir.2 Yine, davacının günde 10 saat çalıştığını iddia ettiği bir davada Yargıtay, günde 1,5 saat yemek ve diğer ihtiyaçlar için ara dinlenmesini göz önüne alarak günde 1 saat fazla mesai yaptığını kabul etmiştir.3 Ara dinlenmesi çalışma süresinden sayılmadığına göre, bunun doğal sonucu olarak herhangi bir ücret ödenmesi gerekmemektedir. Ancak taraflar, Toplu İş Sözleşmesi veya Bireysel İş Sözleşmeleri ile hükmün aksine olarak, ara dinlenmelerinin iş süresine dahil ve ücrete tabi olduğu yönünde anlaşabilirler. Bu durumda ödenecek ücret normal çalışma ücretidir. Ara çalışmalarının fazla çalışma ücreti olabilmesi için, işçinin toplamda yaptığı çalışmaların Kanunda sayılan yasal süreleri aşması gerekir.

İşçiye bir iş yaptırılmasa bile, işçi ara dinlenmesinde işyerinde işverenin emrinde kalıyor ise, bu süre iş süresinden sayılacaktır.4 Ancak, işçinin ara dinlenme süresi içinde işyerinde bulunması da, onun bu süreyi çalışarak geçirdiği anlamına gelmez. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı “işçinin işyerinde çalışmaksızın tamamen serbest bulunduğu zaman kesiti çalışma ve dolayısıyla da fazla çalışma sayılmaz” şeklindedir.5 Yargıtay, ara dinlenmesi sırasında işçilerin işyerinden ayrılmalarının toplu iş sözleşmesi ile engellendiği bir olayda, düzenleme amacının işçilerin en kısa süre içinde işe devamını sağlamak olduğu gerekçesiyle, bu sürelerin çalışma süresinden sayılamayacağı yönünde karar vermiştir (Karacan, 2006:21)6. İşçinin dinlenmesi ve ihtiyaçlarının giderilmesine engel olunmadıkça, işçilerin işyerinden ayrılmamaları hususu sözleşmelerle düzenlenebilir. Yargıtay bir kararında, işin aksamadan yürümesi için, kendi kontrolünde bulunan makinenin başından ayrılmaması gereken işçinin, 1 Y.9.H.D. 17.2.1992, E.13789, K.1435 2 Y.H.G.K., 05.02.1964, E.746, K.104 3 Y.9.H.D., 08.02.2006, e.821, k.2607 4 Y.9.H.D, 25.05.1971 t., 970/13112 5 Y.H.G.K.,29.12.1973, E.414, K.1263 6 Y.9.H.D., 06.06.1986, E.4931, K.5981

yemeğini burada yemesi halinde dahi ara dinlenmesinin kullandırıldığına hükmetmiştir.1 Öğretide, ara dinlenmesini tezgah başında geçirmek zorunda kalan işçinin bu fedakarlığının karşılıksız kalmaması gerektiği ileri sürülmüştür (Akı, 1995:27). Bu bağlamda Soyer’in görüşü şöyledir:

“Ara dinlenmesini, işlemekte olan makineyi sürekli olarak kontrol etmek ve yemeğini bu koşullar altında yemek suretiyle geçiren işçi, dinlenme hakkını gereği gibi kullanmamıştır. Bu durumda işçiye ödenecek ücretin Kanunda fazla çalışma ücreti için öngörülen miktardan düşük olmaması gerekir”

Süzek de aynı yönde düşünmektedir (Ulusoy, 2005:391):

“Ara dinlenmesi işçinin nerede ve ne şekilde geçireceğine serbestçe karar verebileceği bir zaman dilimini ifade etmektedir, bu zaman diliminde işçi çalışmayla ilgili olarak her türlü zihinsel ve bedensel faaliyetten arınmış olmalıdır, bunun aksi uygulama ara dinlenmesi olarak kabul edilemeyeceğinden böyle bir çalışma diğer günlük çalışmanın devamı niteliğinde sayılmalı ve normal çalışma ücreti ödenmeli hatta bu durumun fazla çalışmaya yol açması durumunda fazla çalışma ücreti ödenmelidir”

1475 sayılı İş Kanununa göre, fazla çalışma günlük çalışma süresinin üzerinde yapılan çalışmalar olduğundan ara dinlenmesinde yapılan çalışmalar, diğer çalışmalarla birlikte günlük çalışma süresini aşar ise fazla çalışma kabul edilmekte idi.2 Yargıtay, işçinin ara dinlenmeleri dahil sürekli çalıştığı iddialarını hayatın olağan akışına ters bularak, ara dinlenme sürelerini mahsup etmekte ve duruma göre hakkaniyet indirimi uygulayarak fazla çalışma ücretine hükmetmektedir (Özcan, 2009:94).3 İş Kanunu’nda 7,5 saatten fazla çalışma süresi için ara dinlenmesi 1 saat olup, Yargıtay’ın yorumuna göre görevin niteliği ve mahali göz önüne alınarak, fazla çalışma ücretinin hesaplanmasında 10 saate kadar olan çalışmalarda 1 saat, 10 saatten fazla çalışmalarda ise, 1,5 saat ara dinlenme süresi çıkarılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.4

1.2.3.2. Sosyal Yardım Amaçlı Taşımada Yolda Geçen Süreler

İşin niteliğinden kaynaklanmayan ancak işverenin sosyal yardım düşüncesiyle işçilerin işyerine götürülüp getirilmeleri sırasında araçlarda geçirdikleri süreler de çalışma süresinden sayılmaz (İş K. md.66/son). Taşımanın bireysel veya kolektif yapılmasının bir önemi yoktur. Uygulamada tartışmalı da olsa, tarafların aralarında anlaşmaları

1

Y.9.H.D., 26.10.1987, E.9437, K.9596

2 Y.9.H.D., 29.01.1974, E.1015, K.1575

3 Y.H.G.K., 27.02.1976, E.9-881, K.692;Y.9.H.D., 31.05.1989, E.4801, K.4966

halinde bu sürelerin çalışma süresinden sayılması, işçi yararına olacağından mümkün olacağı kanaatindeyiz. Oysa Yargıtay, Kanunun emredici hükmünden yola çıkarak, sosyal amaçlı taşımaların çalışma süresinden sayılmasına ilişkin sözleşmeye eklenecek maddeleri geçersiz saymaktadır (Çelik, 2004:313).

1.2.3.3. Diğer Haller

Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verileceği hususu Kanunda düzenlenmiştir (İş K. md.74/3). Ancak Kanunda ücretli izinde geçen sürenin çalışma süresinden sayılacağına veya sayılmayacağına ilişkin bir açıklık bulunmadığından bu konu öğretide tartışmalıdır. Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verileceği ve bu sürenin günlük çalışma süresinden sayılacağı aynı maddede yer alırken (İş K. md.74/son), hamilelik süresince periyodik kontroller için verilecek iznin çalışma süresinden sayılacağına ilişkin bir ifadenin bulunmaması, bu sürelerin çalışma süresinden sayılmaması gerektiğine işaret etmektedir. Ayrıca, Kanundaki düzenleme amacının işçinin ücret açısından korunması olduğu düşünüldüğünde, bu sürelerin çalışma süresinden sayılmaması isabetli olacaktır (Caniklioğlu, N., 2005b:8). Aksi halde, söz konusu sürenin çalışma süresinden sayılması günlük çalışma süresinin tespiti açısından ele alınabilirken, o süre zarfında bir kaza meydana gelmesi ihtimalinde, bunun iş kazası sayılması sonucunu da doğuracaktır. Bu nedenlerle, bu sürelerin çalışma süresinden sayılmaması yerinde olacaktır.

Hafta tatili ücretine hak kazanmak için bazı sürelerin çalışılmış gibi sayılacağı Kanunda belirtilmiştir (İş K.md.46) Maddedeki düzenlemede; işçinin, hafta tatili ücretine hak kazanması için işçinin çalışmadığı halde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen veya ödenmeyen, kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri, evlenmelerde üç güne kadar, ana veya babanın, eşin, kardeş veya çocukların ölümünde üç güne kadar verilmesi gereken izin süreleri, bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinler ve hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinlerinin çalışılmış günler gibi hesaba katılacağı hüküm altına alınmıştır.Bu haller işçinin, hafta tatili ücretine hak kazanması açısından hesaba katılması gereken süreler olduğundan, nitelik bakımından çalışma süresinden sayılan halleri düzenleyen Kanunun 66. maddesinde belirtilen farazi çalışma süresinden ayrılmaktadır. Bu

düzenlemenin amacı, hafta tatili ücretine hak kazanma bakımından işçinin izinli sayıldığı bazı süreleri çalışılmış gibi sayarak, ilgilinin hafta tatilinden mahrum kalmasını ve mağdur olmasını önlemeye yöneliktir (Caniklioğlu, N. 2005b:8) Dolayısıyla bu süreler, fazla çalışma hesabında göz önüne alınmaz (Karacan, 2006:24). Öte yandan, Kanunda öngörülen ara dinlenmelerinden ayrı olarak, çay, kahve, sigara molaları, sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça veya işyerinde yerleşik bir anlayış değilse, çalışma süresinden sayılmaz ve ücretlendirilmezler (Ulusoy, 2005:387).