• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.4. Etik İş İklimi

2.4.3. Etik İklim Türleri

Örgütlerdeki karar verme süreçlerini, etik iklimi ve etik boyutları farklı bakış açılarıyla, farklı düzeylerde ve farklı araştırma yöntemleri doğrultusunda değerlendiren çok sayıda çalışma mevcuttur. Etik tarzda karar verme süreci ile ilgili ve etik iklim kriterleri olarak geliştirilen modellerin önemli bir bölümünün, Kohlberg’in Bilişsel Ahlâkî Gelişim Modelinden yararlandığı görülmektedir (Seymen ve Bolat, 2007: 25- 26). Bu modeller arasında yer alan ve Victor ve Cullen (1988) tarafından geliştirilmiş olan etik iklim teorisi de Kohlberg’in Bilişsel Ahlâki Gelişim Modelinden esinlenilerek oluşturulmuştur (Malloy ve Agarwal, 2003: 225; Agarwal ve Malloy, 1999: 3).

Kohlberg (1981) bireylerin ahlaki gelişmelerini, farklı etik kriterler kullanarak ve farklı düşünme yöntemleriyle oluşturduklarını varsaymaktadır (akt. Cullen ve diğerleri, 1993: 667). Teori, bireylerin ahlaki gelişim düzeylerinde aşama aşama ilerlemeler olduğunu ve bunun en alt düzeyden en üst düzeye doğru ilerlemeler şeklinde oluştuğunu ifade etmektedir. Kohlberg’in teorisi ahlaki gelişimin, çocukluktan yetişkinliğe doğru belirli aşamada ilerlediğini ve gelişme gösterdiğini üç aşamalı bir şekilde göstermektedir (Forte, 2004: 168). Bu gelişmenin de sürekli olarak ilerleme göstererek daha yüksek düzeye ulaştığı savunulmaktadır (Bektaş ve Köseoğlu, 2007: 107- 108).

Kohlberg’in oluşturmuş olduğu model, örgütlerde bireylerin etik manada ikileme düştüğünde ne şekilde karar verdiklerine yönelik kullanışlı bir araç konumundadır. Özellikle belirli durumlarda doğru ve yanlışa yönelik kararları ne şekilde aldıkları araştırılan konulardandır (Treviño, 1986: 604).

Kohlberg’in sınıflandırması üç aşamadan oluşmakta ve her bir aşama da iki bölümden oluşmaktadır. Bunlar (VanSandt ve diğerleri, 2006: 411; Forte, 2004: 169; Seymen ve Bolat, 2007: 27; Treviño, 1986: 605);

Geleneksel Dönem Öncesi: Bireylerdeki davranışsal normlar dışsal olarak

görülmektedir.

Düzey 1: Ceza ve itaat uyumlaşması

Düzey 2: Araçsal hedonizm ve karşılıklı uyum

Geleneksel Dönem: Dışsal olarak geçerli olan normların bireyler tarafından

içselleştirilmesi.

Düzey 3: Kişilerarası karşılıklı ilişkilerde uyum

Düzey 4: Sosyal uyumun sağlanması, kurallar ve otoritenin sağlanması

Geleneksel Dönem Sonrası: Dışsal normların etik davranışları tam anlamıyla

kapsamaması nedeniyle bireysel olarak tanınma. Düzey 5: Bilinçli uyum yoluyla sosyal anlaşma Düzey 6: Evrensel etik prensiplere uyum.

Seymen ve Bolat (2007: 31)’a göre Kolhberg’in söz konusu modelinin ana fikirlerini dört başlık halinde toplamak mümkündür. Etik temelli davranışların anlaşılabilmesi için, öncelikle insanların dünyayı nasıl anlamlandırdığının araştırılmasının ifadesi olan biliş odaklanması, bireyin herhangi birine ait kültürün pasif bir şekilde özümsenmesinden daha ziyade onun anlamlandırılmasını ifade eden

ahlâkla ilgili kavramların kişilerin kendileri tarafından kurgulanması, bireyin etiksel

karar vermesinde çok basit fikirlerden çok daha karmaşık fikirlere doğru kaymaya yönelik gelişim ve son olarak insanların, yasalar, kurallar, roller ve kurumlar aracılığıyla birbirleriyle nasıl iletişim kurduklarına ilişkin bilinç düzeyinin artmasını ifade eden

gelenekselden gelenek sonrası düşünceye geçiş boyutlarından oluşan dört ana fikirden

meydana gelmektedir.

Victor ve Cullen’in geliştirdiği etik iklim bileşenleri, Kohlberg’in bireylerin bilişsel ahlaki gelişim düzeylerine uygun şekilde tasarlanmıştır. Yazarların örgütleri farklı etik iklim tiplerine (yardımsever, yasa ve kodlar, kurallar, araçsallık ve

Victor ve Cullen’in (1988) belirlemiş olduğu iklim türleri, literatürde en ikna edici ve yoğun kullanılan iklim tipleridir (Kim ve Miller, 2008: 943; Sims ve Keon, 1997: 1098; Parboteeah ve Kapp, 2008: 517 ). Bu iklim türleri Schwepker (2001)’in oluşturmuş olduğu ve örgütlerdeki etik iklime bütüncül bir bakış getirmek yerine, etik iklimi farklı boyutlarda ve daha detaylı bir bakış açısıyla değerlendirmektedir.

Etik teoriler temelinde oluşmuş üç büyük etik iklim sınıflandırması mevcuttur. Bunlar; egoizm, iyilikseverlik ve ilkeliliktir (Sims ve Keon, 1997: 1096; Sims ve Kroeck, 1994: 941). Victor ve Cullen’in (1988) oluşturmuş olduğu etik iklim tipolojisi, bu ahlâki yargılara dayanmaktadır (Parboteeah ve Kapp, 2008: 517). Söz konusu ahlaki yargılar, örgüt içerisinde düşünce sistemini oluşturan etik karar mercileri (Smith, Thompson ve Iacovou, 2009: 578) ve örgüt içerisindeki karar süreçleridir. Üç bileşenden ilki olan egoizm, örgüt içerisindeki çıkar üzerine odaklanmaktadır. İyilikseverlik, ortak çıkarları en üst düzeye çıkarmayı hedeflemektedir. İlkelilik ise sosyal bir birim olan örgütteki normatif beklentilere dayalı (kurallar, hukuk kuralları, standartlar temelinde vb.) karar almayı temsil etmektedir.

İkinci temel bileşen olan analiz düzeyi ise etik karar vermede referans noktası olarak değerlendirmektedir (Kim ve Miller, 2008: 942- 943; Barnett ve Vaicys, 2000: 352). Victor ve Cullen (1988) söz konusu etik iklim bileşenlerini referans gruplara yönelik oluşturulmuş sosyal teorilere dayandırmıştır. Söz konusu teorilerde bireyler rol tanımlamalarında ve davranışlarında farklı grupların normlarını esas almaktadır (Barnett ve Vaicys, 2000: 352). VanSandt ve diğerleri (2006: 410) ikinci bileşenin (temel analiz düzeyi) etikle ilintili bir olay veya durumdan etkilenildiğinde, bunun kim veya ne’yi kapsadığını nitelendirmektedir. Venezia, Venezia, ve Hung, (2010: 78) bu bileşende, bireyin etik ve etik olmayan konuları algılamaları temelinde, farklı etkileme ve motivasyon kaynaklarına sahip olabilecek bir bileşen olduğunu düşünmektedir.

Etik analiz düzeyi üç boyutta ele alınabilir. Analiz düzeyindeki referans gruplar bireysel, yerel veya örgütsel ve evrensel veya toplumsal düzeyi temsil etmektedir. (Şekil

4). Kişisel düzeyde benlik, ahlâki düşünmeye referans noktası oluşturmaktadır. Yerel

düzeyde ortak referans noktası olarak örgüt ele alınmaktadır. Son olarak evrensel düzeyde ise profesyonel birlikler etiğe temel oluşturmaktadır (Kim ve Miller, 2008: 942- 943). Örgütlerde bireysel düzeyde desteklenen etik iklim türünde etik düşünmeye normatif standartlar kaynaklık etmektedir. Yerel düzey, örgüt içindeki referans grupların sahip olduğu örgütsel normlarla etik düşünme desteklenmekte; buna karşın

evrensel düzey de etik düşünme dışsal kaynaklarla desteklenmektedir (Elçi, Ergün, Yılmaz ve Alpkan, 2004: 236).

Bireysel düzeyde yönetici bireyin etik karar verme sürecine ve etik düşünme sürecine çok kısıtlı miktarda müdahale edebilmektedir. İkinci analiz düzeyi yerel veya örgütsel düzeydir. Bu analiz düzeyi dar alana odaklanmak yerine daha ileri seviyede örgütsel boyuta odaklanmaktadır. Son olarak evrensel analiz düzeyi yer almaktadır. Evrensel analiz düzeyinde, daha genel analiz yapma imkânı için örgüt dışındaki bireyler ve aynı örgüt dışındaki gruplar belirleyici olarak ele alınmaktadır (Weber, 1995: 512).

Şekil 4. Teorik Etik İklim Türleri

Kaynak: (Victor ve Cullen, 1988: 104).

2.4.3.1 Egoizm

Bireyin en üst çıkarına olan etik düşünme sürecine hâkim olacağı anlamına gelen ahlaki egoizm felsefesine dayanır (Elçi ve Alpkan, 2006: 144). Etik egoizm,

ANALİZ DÜZEYİ E T İK B E L İRL E Y İCİL E R

KİŞİSEL YEREL/ÖRGÜTSEL EVRENSEL

EG O İZM KİŞİSEL ÇIKAR (EK) ÖRGÜT YARARI (EY) VERİMLİLİK (EE) İY İLİKS EV ER LİK ARKADAŞLIK (İK) TAKIM YARARI (İY) SOSYAL SORUMLULUK (İE) İLK EL İLİK KİŞİSEL AHLÂK (İLK) ÖRGÜTSEL KURALLAR VE PROSEDÜRLER (İLY) KANUNLAR VE MESLEK KODLAR (İLE)

kendileri için en iyi olan neyse, diğerlerini dikkate almadan kendi çıkarı doğrultusunda karar almayı tavsiye eder (Barnett ve Schubert, 2002: 281; Venezia ve diğerleri, 2010: 78; Sims ve Kroeck, 1994: 941). Aynı zamanda egoist değerlerle oluşmuş normatif bir etik iklimden, bireyin etik yargılamaları ve davranışsal niyetleri arasındaki ilişkiye yönelik, egoist amaçlarla tutarlı olarak bireysel yargılamaların etik davranış ve niyetlerini etkilemesi beklenilir (Barnett ve Vaivys, 2000: 354). Böyle bir iklime sahip örgütlerde, bireylerin örgüte yönelik aidiyet hissetmelerini beklemek pek mümkün olmamaktadır. Örgüt içerisinde çıkarcı davranışlar onaylanırsa (yalan söyleme, hile ve iftira vb.) bireylerin örgüt içerisindeki kendi gelecekleri ve konumlarına yönelik kaygılar artacaktır (Cullen ve diğerleri, 2003; Tütüncü ve Savran, 2007: 182).

Turnipseed (2002: 3) egoizmi veya bireyciliği, uzun dönemli çıkar ve kısa dönemli çıkar boyutlarıyla ele alarak, farklı bir bakış açısıyla incelemiştir. Buna göre egoizm, doğası gereği uzun dönemli davranışları temel almaktadır. Yalan söylemek gibi kısa dönemli kazançların tolere edilmemesi gerekmektedir. Ancak uzun dönemli kişisel çıkarlara yönelik etik davranışların egoizm temelli olduğunu, uzun dönemli çıkarlar hareket noktası kabul edildiğinde; aslında aldatma gibi kısa dönemli kişisel çıkarın egoizm de pek yer bulmaması gerektiğinden bahsetmektedir. Upchurch (1998: 1350) bireysel egoizme yönelik olarak, bireylerin kendileri için sürekli bir şekilde büyük iyinin peşinde gittiklerini ifade etmektedir. Yapılan faaliyetler alternatifleriyle birlikte değerlendirildiğinde, kendileri için büyük iyilik gösteren süreç etik olarak değerlendirilmektedir.

Egoizm etik iklim teorisi; kişisel çıkar, şirket çıkarı ve verimlilik etik ölçütlerini içermektedir. Söz konusu ölçütlerde kişisel çıkar söz konusu olduğunda birey kendi değer ve inançlarını içselleştirmektedir. Yerel düzeyde incelendiğinde şirketin çıkarları tatmin edilmektedir. Evrensel düzeyde sosyal ve ekonomik çıkarlar ön planda olmaktadır (Elçi ve Alpkan, 2009: 309).

2.4.3.2. İyilikseverlik

Etik düşünme açısından iyilikseverlik ikliminin temel kullanım amacı, belirli bir sosyal grubun faydasını maksimize etmektir. İyilikseverlik ikliminde temel analiz düzeyi bakımından örgütsel normlar, arkadaşlarına yardımcı olma, takım arkadaşlığı ve paydaşlık yaratmayı cesaretlendirme yer almaktadır (Elçi ve Alpkan, 2009: 300). Sims

ve Keon (1997: 1096), iyilikseverlik ikliminin Kohlberg’in (1984) altı aşamalı ahlâki gelişim düzeyinde de görülebileceğini ifade etmektedir. Kohlberg’in ahlâk gelişim aşamalarının ilk ikisi egoist iklimle, 3. ve 4. aşamalar iyilikseverlik iklimi ile ve son iki aşama ise ilkelilik aşması ile uyumludur.

İyilikseverlik etik belirleyicisi, bireysel analiz düzeyinde arkadaşlık geliştirmeye odaklanmaktadır. Yerel düzeyde ise, çeşitli iş düzenlemeleri aracılığıyla ortak bir etki yaratmayı amaçlamaktadır (Upchurch, 1998; Elçi ve Alpkan, 2009: 300). Kavram evrensel düzeyde ele alındığında, sosyal sorumluluk davranışları temelinde oluşan dışsal faktörlerin etik düşünmeye temel oluşturulduğu görülecektir (Upchurch, 1998: 1351).

2.4.3.3. İlkelilik

Egoizm ve iyilikseverlik gibi iki sonuçsalcı (teleolojik) temelli etik iklim tipinin tersine, ilkelilik haklar teorisi (deontolojik) temelli bir etik iklim tipidir (Malloy ve Agarwal, 2003: 225). İlkelilik etik ikliminde alınan kararların, örgüt içerisindeki normatif beklentilere uygun olarak yasalara, kurallara ve standartlara uygun olması gerekmektedir (Kim ve Miller, 2008: 943). İlkelilik, kişisel ahlâk anlayışıyla birlikte biraz önce ifade edilen bileşenler, deontoloji etik teorisiyle tutarlı olarak ilkelilik etik iklimi oluşturmaktadır. Bu iklim tipinde yapılan faaliyetler, sonuçlarıyla değil evrensel ahlâk değerleriyle değerlendirilmektedir. Burada aranan şart ise mutlak olarak evrensel değerlere uyumdur. İlkelilik iklimi karar verme aşamasında uygun standartlar aracılığıyla örgütsel değerlere güç katmaktadır (Barnett ve Schubert, 2002: 282).

Aşağıda Victor ve Cullen ‘in (1988) oluşturmuş olduğu etik iklim tipolojisindeki iklim türlerinin neyi ifade ettiği kısaca açıklanmıştır (Elçi, 2005; Elçi ve Alpkan, 2009; Savran, 2007; Martin ve Cullen, 2006; Cullen ve diğerleri, 2003; Eser, 2007; Victor ve Cullen, 1988).

1. Kişisel Çıkar: Egoizm felsefesi ve bireysel kriterler çerçevesinde oluşmuş bir iklim tipidir. Bireyin kendi çıkarını en üst düzeye çıkarmasını hedef almaktadır. Düşünce yapısı ve ahlaki düşüncenin temellerine birey kendi değerlerini ve normlarını almaktadır. Kişisel çıkar bireyi ilgilendiren fiziksel iyi oluş hali, mutluluk ve güç gibi kavramlarla tanımlanabilir.

2. Şirket Çıkarı: Ahlaki düşünce açısından çalışma grubu alınan kararların şirketin çıkarına olması gerektiği fikri yer almaktadır. Bu düşünce ise alınan etik temelli

3. Verimlilik: Bu iklim tipinde etik kararlar örgüt dışındaki çevrenin sosyal ve ekonomik çıkarlarından etkilenmektedir.

4. Arkadaşlık: Arkadaşlık iklim tipi yardımseverlik etik düşünce yapısını temsil etmektedir. Etik düşüncenin merkezine arkadaşınızı almak, onun iyiliği en üst düzeye çıkarmak ve örgüt üyeleriyle daha fazla bütünleşmek bu iklim tipinin temelidir. Örgütün dışında bulunan paydaşların önemsenmesi ilkesine dayanmaktadır.

5. Takım Ruhu: Yardımseverlik etik düşüncesinde bulunan bir iklim tipidir. Örgütsel bütünlüğün düşünülmesi (takım çalışması ve takım çıkarı) kararların merkezinde yer alır.

6. Sosyal Sorumluluk: Yardımseverlik etik ikliminin evrensel alandaki bileşenini sosyal sorumluluk etik iklimi oluşturmaktadır. Etik kararalar sosyal sorumluluk davranışları çerçevesinde dışsal etkiler altında alınmaktadır.

7. Yasa ve Kodlar: Bu iklim tipinde bireyler örgütlerinin dışsal kuralları desteklediği fikrindedir. Örgütlerin yasaları ve mesleki etik kodları desteklemesi bu iklim tipinin temel kaynağıdır. Düşünce itibariyle kararlar dışsal baskılar altında almaktadır.

8. Kurallar: Kurallar etik boyutu, ilkelilik etik ölçütü ve analizinin yerel düzlemi üzerine odaklanır. Bu boyut, örgüt tarafından oluşturulmuş davranış kurallarıyla ilgilidir.

9. Kişisel Ahlak: İlkelilik etik belirleyicisi ve bireysel referans noktasını temsil eden bir etik iklim bileşenidir. Bu etik iklim türünde birey “ben” merkezli ahlak anlayışıyla hareket etmektedir. Kişisel etik anlayışı alınan kararlara referans oluşturmaktadır.