• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.3. Etik Liderlik

2.3.4. Liderlik Tarzları ve Etik

2.3.4.1. Dönüşümcü Liderlik ve Etik

Liderlik teorisi ve uygulaması alanında çalışan pek çok kişi, işletmedeki bireylere ilham veren ve onları köklü değişikliklere uğramasını sağlayan bir liderlik modeli üzerinde durmaktadır. Dönüşümcü liderler, işletmedeki bireyleri etkileme ve onlara ilham verme eğilimindedirler. Dönüşümcü liderler, çalışanların fikirlerini, konumlarına dikkat etmeksizin ciddiye alır ve değerlendirirler. Dönüşümcü liderler; karizma ve esini birleştirerek, bireyler için örnek alınacak bir rol model haline dönüşürler (İşcan, 2006: 164).

Burns (1978) ve Bass (1985, 1998), yapmış oldukları çalışmalarda, işlemsel liderlik ve dönüşümcü liderlik faaliyetlerini birbirinden ayırmışlardır. Daha önceki liderlik faaliyetlerinde, çalışanların davranışlarının kontrolü temel hedefler arasında yer almakta ve ortaya çıkan problemler lider ve takipçisi arasındaki düzeltici işlemlerle yapılmaktaydı. Bunun tersine, dönüşümcü liderlik faaliyetlerinde çalışanların davranışlarının kontrolü; oluşturulan ortak vizyon, ilham verme faaliyetleri ve bireyin

doğrudan benliğine hitap ederek sağlanmaktadır (akt. Turner, Barling, Epitropaki, Butcher ve Milner, 2002: 305) .

Liderde meydana gelen dönüşümcü etki stratejisinin motivasyon oluşturması açısından değerlendirildiğinde, özgecilik faaliyetleri yoluyla ahlâki bir düzenleme meydana getirdiği görülecektir. Dönüşümcü liderlik modelinde liderin temel hedefi, örgüt açısından oluşturduğu vizyon çerçevesinde bireyin temel davranışlarında ve değerlerinde değişiklik meydana getirmektir. Lider bu amacı yerine getirirken temel hedefleri arasında kendi oluşturduğu vizyonu empoze etmekten daha ziyade, oluşturduğu örgüt iklimi içerisinde bireye bu vizyonu seçme şansını vermesidir. Liderin oluşturduğu vizyon “paylaşılan ortak bakış açısını” içermektedir. Ortak bakış açısına ulaşmak adına lider mutlaka takipçisi konumundaki bireylerin değerlerine ortak vizyonda yer vermek durumundadır (Kanungo, 2001: 261).

Dönüşümcü liderler, astlarının tüm yetenek ve becerilerini ortaya çıkararak ve kendilerine güvenlerini sağlayarak; onlardan en üst düzeyde fayda elde etmeyi amaçlayan liderlerdir (Alkın ve Ünsar, 2007: 80). Bu liderlik tarzı, hem liderin hem de çalışanın ahlâki değerlerini ve motivasyonunu olumlu yönde etkilemektedir (Price, 2003: 68). Burns ve Bass’ın oluşturduğu bu liderlik tarzının dört davranış bileşeni vardır. Bu bileşenler; karizma veya ideal etki, ilham verici motivasyon, entelektüel teşvik ve bireysel ilgidir (akt. Owen, Hodgson ve Gazzard, 2004/2007; 317; Topaloğlu ve Avcı, 2009: 1104). Dönüşümcü liderlik tarzının en önemli bileşeni karizmadır. Karizma, lidere derin bir duygusal bağlılık sağlaması ve yüksek amaçlara ulaşması adına bireylere ilham verme yeteneği olarak ifade edilmektedir (Keeley, 1998: 115). Bass (1998: 172), liderin karizmatik olmasının, bireylerin liderleri takip ve taklit etmesi açısından önemli olduğunu ifade etmektedir. Eğer liderin gerçekten dönüşümcü özellikleri varsa, sahip olduğu karizma ve ideal etki ahlâki ve etik standartlara sahip olduğunu da göstermektedir.

Burns dönüşümcü liderlikle ilgili olarak; “Bir ya da birkaç kişi başkalarıyla, lider ile takipçilerin birbirlerini daha yüksek motivasyona ve ahlâka teşvik ettikleri bir ilişkiye girdiklerinde, dönüşümcü liderliğin gerçekleşmiş olduğunu ifade etmektedir. Dönüşümcü liderlik, hem liderlik edenlerin, hem de liderlik edilenlerin insani etkileşimleri ile etik beklentilerini artırdıkları zaman kalıcı bir manevi özellik kazanır ve her iki tarafta dönüşümcü bir etki sağlar” şeklinde ifadeler kullanmıştır ( akt. Owen ve diğerleri, 2004/2007: 316).

Daha önceki çalışmalar incelendiğinde, dönüşümcü liderlik ve etik arasında yakın bir ilişki olduğu görülecektir. Etiğin örgütler açısından yadsınamaz bir şekilde ayakta kalması ve rekabetçi ortamda daha etkin çalışabilmesi adına yoğun olarak kullanılması ve örgütlerde kurumsallaştırılması gerekmektedir. Bu noktada liderlere oldukça önemli görevler düşmektedir. Yapı itibariyle dönüşümcü liderlik tarzı, işletmelere etik değerlerin kazandırılması için oldukça etkili bir liderlik tarzı olarak düşünülebilir (Bolat ve Seymen, 2003b).

Dönüşümcü liderlik teorisi; dönüşümcü liderin bireyin istenen davranışları sergilemesi ve aynı zamanda etik davranışlarda bulunması adına ödül sistemini kullanmaktadır. Dönüşümcü lider, örgüt amaçlarıyla bireysel amaçların ortak başarılması adına faaliyet göstermekte; ödül sistemini de ancak bu ortak değerlere ulaşıldığı zaman kullanmaktadır (Baucus ve Beck- Dudley, 2005: 362).

Dönüşümcü liderlikte, temel bir etik değer olarak özgecilik davranışı yer almaktadır. Dönüşümcü lider, takipçilerini bencilce davranış içerisinde bulunmadan başkalarını düşünerek yönlendirir. Dönüşümcü liderin bu tarz faaliyetleri, liderin sadece doğruluk, hizmet, ortak ilginin artırılması gibi ilkeler içerisinde yaşamamasını, bunun yanında dönüşümcü liderin takipçilerini çeşitli yollarla aynı yola sokmaya yönelik dönüşümcü faaliyetler içerisinde bulunduğunu göstermektedir (Engelbrecht, Van Aswegen ve Theron, 2005: 20).

Dönüşümcü liderin ahlâki değerlerinin yüksek olduğunu, Bass’ın önceki çalışmalarına atfen dönüşümcü liderin kendi değerleri çerçevesinde etik değerler içerinde yer alan (erdemlilik, doğruluk) değerlere sahip veya etik değerlere sahip olamama içerisinde olabileceği ifade edilebilir. Howell ve Avolio ise sosyalleşmeye vurgu yaparak ancak sosyalleşmiş liderin ortak iyiyi düşünebileceğini ve bunun da gerçek anlamda dönüşümcü liderlik olabileceğini ifade etmektedir (akt. Bass ve Steidlmeier, 1999: 186).

Dönüşümcü lider, işletmede etik bir çevreninin/iklimin yaratılmasında ve etiğin kurumsallaşmasında önemli roller üstlenebilir (Carlson ve Perrewe, 1995). Sim (1991: 495), etiğin işletmelerde kurumsallaşmasında ve genişlemesinde; 1) örgütle iş gören arasında psikolojik bir anlaşmanın oluşturulması, 2) işgörenin örgütsel bağlılığının güçlendirilmesi ve 3) etik uyumlu bir kültürün yaratılmasının önemli olduğunu ileri sürmektedir.

davranışların ortaya çıkmasında önemlidir. Örgütlerin dönüşüm süreçleri içerisinde etik olmayan davranışlar meydana geldiğinde, dönüşümcü liderler etik yönlendirmeler için çaba harcamaktadır. Dolayısıyla örgütler, gerçek anlamda etik değerlerle donanımlı bir lidere sahip olmalıdır. Burada da üst yönetime önemli görevler düşmektedir. Üst yönetimin etik yönetim ilkesine sıkı sıkıya bağlı olması adına; liderin seçiminde, işe alımında ve etik yeteneklerinin geliştirilmesinde oldukça seçici olmalıdır (Carlson ve Perrewe, 1995: 837).

Yukarıdaki açıklamalar, dönüşümcü liderlikle etik değerler arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte bazı çalışmalar dönüşümcü liderliğin etik değerleri tam olarak yansıtamadığını ve bazı yönleriyle eksik bıraktığını ileri sürmektedir. Kesken ve Ayyıldız (2008), dönüşümcü liderlik anlayışının içerisinde “dönüşümcü liderin ahlâk boyuta önem verme düzeyinin derecesi” sorusunun oldukça önemli olduğunu vurgulamaktadır. Çünkü bu soru, liderin kişisel çıkarları ile ahlâki olarak yapması gerekenlerin birbirleri ile örtüşemeyebileceğini göstermesi bakımından önemlidir. Dönüşümcü liderliğin bileşenlerinin; ahlâk kavramının karmaşıklığını tam olarak içermediği, liderlik tarzının ahlak kavramını tam olarak anlamadığı ve dönüşümcü liderlikte etik değerlerin öneminin gözardı edildiği sıklıkla ifade edilmektedir. Bass ve Steidlmeier (1999) ise dönüşümcü liderlik yaklaşımında, ahlâki değerlerin odağında hareket edilse de, bu liderlik anlayışının bileşenlerinin ahlâk kavramını karşılamada eksik kalabileceğini vurgulamaktadır.

Mayer ve diğerleri (2009: 1), dönüşümcü liderlik tarzının diğer liderlik tarzlarında olduğu gibi etik liderlikten farklı olarak, etik bileşenini genellikle ikinci planda tutmakta ve liderlik tarzı olarak yalnızca bir noktaya odaklanmaktadır. Bir başka anlatımla tam olarak liderliğin etik boyutunu karşılamadığını için farklılaşmaktadır. Brown ve diğerleri (2005) bu liderlik tarzında etiğin, sadece tasarımsal açıdan yer almakta ve normatif bir bakış açısıyla kullanıldığını belirtmektedir. Etik kavramı içinde yer alan doğruluk ve dürüstlük gibi değerler ortak nokta olmakla birlikte; bunlar ancak ahlâki kişiliği yansıtmaktadır. Buna ilaveten ihtiyaç duyulan ahlâki yöneticilik etik liderliğin bir bileşenidir. Zira bu tarz bir yöneticilik; etik mesajların verilmesi ve böyle bir iletişim ortamının yaratılması, bireylerin dikkate değer bir etik anlayışla yönlendirilmesi gibi farklı nitelikteki yöneticilik becerilerinin bulunmasını gerektirir. Dolayısıyla bu nokta dönüşümcü liderlikte eksik kalmaktadır.