• Sonuç bulunamadı

1. SEMBOL HAKKINDA GENEL BİLGİ

3.2. Kerem ile Aslı Hikâyesinin Motifleri

3.2.2. Elma Motifi

Halk hikâyelerinin çoğunda yer alan elma motifinin, çocuksuzluk motifinin etkisiyle şekillendiği görülmektedir. Elma, çocuk sahibi olmanın anahtarı olarak padişaha (şah), vezire (hazinedar, sarraf, musahip vs.) veya onların eşlerine bir dervişin maneviyat dolu elleriyle sunulmaktadır. Elmanın kutsal sayılan bir şahsiyet tarafından sunuluyor olması da bu meyveye ayrı bir değer katmaktadır.

Elma ile ilgili anlatılar Tevrat’ta “Dudaim” adıyla yer alan aşk elmalarına kadar uzanmaktadır (Duymaz, 2001: 146-147). Bu bakımdan elma motifinin kökenlerinin çok eski zamanlarda şekillendiğini söylemek mümkündür. Ancak elmanın kutsal inançlardaki yeri bununla sınırlı değildir. Alevi-Bektaşi inancında da elmanın çok önemli bir yeri vardır. Ayrıca Osmanlıların fethedilecek yer ve ülkü olarak ifade ettiği “kızılelma” da (Elçin, 2000: 23) elmanın yüklendiği sembolik değerlere farklı bir örnek teşkil etmektedir.

İlim, irfan ve hikmetin sembolü olan elma, Alevi-Bektaşilere göre Hz. Ali’nin bu özellikleri kazanmasını sağlayan kutsal bilgeliğin somut ifadesidir. Cebrail’in Hz. Ali’ye terceman/kurban olarak elma getirdiğine dair inanışlar, ayinicemlerde temsil edilmekte, Alevi-Bektaşi erenleri de gizli dilin ve kardeşlik/musahiplik erkanlarının temsili olan elmayı kurban olarak dağıtmaktadırlar (Daşdemir, 2015: 95-96). Tüm bu çeşitlenmelerin neticesinde elma motifinin, tarihin eski dönemlerinden bu yana inançların da etkisiyle şekillendiği ve insanların elmaya kutsal içerikli değerler yüklediği ortaya çıkmaktadır.

Elmanın çocuk sahibi olunmasındaki etkisi son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir. Nitekim “halk hekimliğine bağlı olarak, bazı elma

çeşitlerinin çocuk sahibi olmada faydalı olduğu tespit edilmiştir.” (Şimşek, 2008: 194).

Elma motifinin birçok sembolik değeri olmakla birlikte Kerem ile Aslı hikâyesinde de bu motifin çocuk sahibi olmada yani zürriyetin devam etmesinde özellikle işlevsel olduğu görülmektedir.

Hikâyenin S2, S3, S4, Türkmen, Horasan ve Azerbaycan varyantlarında elma motifi yer almamaktadır.

S1’de padişahın ve keşişin karısı pazardan birer elma fidanı alırlar. Fidan almalarındaki amaç, çocuksuzluğun verdiği boşluğu bahçede meyve veren bir ağaçla doldurmaktır. Ancak fidanlar yedi yıl boyunca meyve vermez. Padişahın karısı sorunun kendisinde olduğunu düşünerek çok üzülür. Bu sırada bahçeye gelen bir pir-i fani (derviş), “O elmada bir elma var.” (Akay, 1973: 57) diyerek ağacın bir elma verdiğini, bu elmayı keşişin karısıyla bölüşüp yemelerinin ardından birinin oğlu diğerinin kızı olacağını ve bu çocukları birbirleriyle evlendirmeleri gerektiğini söyler. Ağaç sembolik bir rakam olan yedi yıldan sonra, yani belli bir olgunlaşma sürecinin ardından tek bir meyve vermiştir. Bu bakımdan bu varyanttaki elma motifinin, yardımcı derviş ve yedi formulistik sayısı ile birlikte şekillendiği görülmektedir.

Y1’de gurbete çıkan şah, bir suyun kenarında otururken karşısına çıkan derviş, şahın derdinin çocuksuzluk olduğunu bilerek ona hanımıyla yemesi için bir elma verir. Şah gurbetten dönünce keşişin istemesi üzerine elmanın birini de (elmanın bir parçası) keşişe verir. Böylece ikisinin de çocukları olur. Bu metinde dervişin şaha elma verdiği yerin bir suyun başı olması dikkat çekicidir. Şah, tüm maddi varlığından soyunup gurbette gezerken, suyun başında derviş ile karşılaşmıştır. Şahın dileği, kutsal bir şahsiyet olan dervişin yine kutsal sayılan bir yerde elmayı uzatması ile gerçekleşebilmiştir. Bunda şahın manevi varlığını yüceltmesinin ve nefsini su gibi arındırmaya çalışmasının payı bulunmaktadır.

Y2’de şahın ve Keşiş’in karısı yolda giderken ihtiyar bir adamdan bir elma ve bir ayva olmak üzere iki fidan alırlar. Elma fidanını şahın karısı, ayva fidanını Keşiş’in karısı diker. Ağaçların ikisi de bir süre meyve vermez. Şahın karısı derin fikirlere dalıp o üzüntüyle uyuduğu sırada fidanları aldığı ihtiyar, rüyasına girer ve elmanın meyve verdiğini müjdeler. Uyanıp bahçeye çıkan şahın karısı bu elmayı Keşiş’in karısıyla paylaşmak için ikiye böler ve bu elmanın başka elmalara benzemediğini görürler. Elmanın ortasında bir ben bulunmaktadır. Bunu bir işaret olarak algılayan kadınlar bu elmanın onlara istedikleri muradı vereceğine inanarak kız ve erkek çocukları olursa onları birbirleriyle evlendireceklerine dair söz vermişlerdir.

Metinde yer alan elma, sıradan bir elma değildir. İçinde bir ben bulunmaktadır. Elmanın seçilmiş bir meyve olduğunun habercisi olan bu işaret, özel olduğunu hissettirmesinin yanı sıra elmayı diğer elmalardan da farklı kılmaktadır.

Y3’te şah ve Keşiş, derviş kılığında seyahat ederken bu yolculuğun onlara yarayacağına inanarak çocukları olursa birbirlerine vermeyi kararlaştırırlar. Karşılarına

çıkan derviş, cebinden çıkardığı elmayı ikiye bölerek karıları ile birlikte yemeleri için verir ve onlara elmadan olan çocukların birbirlerini seveceğini ve onları ayırmanın günah olacağını söyleyerek gözden kaybolur.

Metinde dervişin söylediği “elmadan olan çocuklar” ifadesi ilgi çekicidir. Dervişin cebinden çıkan elma, uhrevi bir âlemden gelecek olan iki parçanın tohumlarıdır. Bir elmanın iki yarısı olacak olan bu çocuklar da bir bütünün parçaları olduğu için varlıklarını ancak bir aradayken gerçekleştirebileceklerdir. Bu yüzden olacakları önceden bilen derviş, daha çocuklar doğmadan onları ayırmamaları konusunda şah ve keşişi uyarmıştır.

Varyantlara Göre Elma Motifi

S1 Pazarda ihtiyar birinden alınan elma fidanı yedi yıl sonra meyve verir.

S2 Yok

S3 Yok

S4 Yok

Y1 Gurbete çıkan şaha bir derviş elma verir.

Y2 Şah ve Keşiş’in karısı ihtiyar birinden elma/ayva fidanları alırlar.

Şah’ın karısının rüyasında ihtiyar adam, fidanın elma verdiğini müjdeler. Y3 Gurbete çıkan şaha ve Keşiş’e bir derviş elma verir.

Türkmen Yok

Horasan Yok

Azerbaycan Yok

Netice olarak elma, dünyanın çeşitli yerlerindeki anlatmalarda olduğu gibi Türk sözlü ve yazılı kültüründe de yaygın olarak kullanılan bir motiftir. İlim, hikmet, güzellik vs. gibi birçok sembolik özelliği olan elma, Kerem ile Aslı hikâyesinde çocuksuzluğa son veren ve dolayısıyla zürriyetin devam etmesini sağlayan bir motif olarak yer almaktadır.