• Sonuç bulunamadı

1. SEMBOL HAKKINDA GENEL BİLGİ

3.2. Kerem ile Aslı Hikâyesinin Motifleri

3.2.12. Dinî Motifler

Yüce bir güç tarafından, peygamberler aracılığıyla toplumlara gönderilen ya da kutsal özellikler atfedilen varlıklarla şekillenen belirli kurallar, gelenekler vs. ile desteklenen olgular bütünü, dinleri meydana getirmektedir. Tarihsel süreç boyunca toplumlar genel olarak dört semavi din etrafında toplanmışlar ancak bunların yanında din olarak tanıdıkları yüzlerce öğreti de geliştirmişlerdir. Dinlerin ve çeşitli öğretilerin izleri, kendi kutsal metinlerinin yanı sıra birçok eserde görülmektedir.

Halk hikâyeleri arasında çok bilinen ve sevilen bir hikâye olan Kerem ile Aslı’nın ana yapısını din farkından dolayı birbirine kavuşamayan iki âşığın yolculukları oluşturmaktadır. Bu nedenle hikâyede ağırlıklı olarak Hristiyanlık ve Müslümanlık ile ilgili dinî motifler kullanılmıştır.

Hikâyedeki dinî motifler arasında özellikle İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (sav) ile Hristiyan Peygamberi Hz. İsa; dinlerin kutsal kitapları olan Kur’an ve İncil; dinlerin ibadet özellikleri, mekânları veya uygulamaları vs. gibi birçok unsur kullanılmıştır. Türkmen ve Horasan metinlerinde Alevi-Bektaşi inancının etkisiyle Hz. Ali ve İmam Rıza’nın adları da geçmektedir.

Hikâyedeki dinî motifler ilk olarak kahramanların adlarında gözlenmektedir. Hikâyenin başında çocuğu olmayan şah/padişah/hanın yanı sıra Keşiş’in adı geçmektedir. “Keşiş” adı ile dinî bir misyonu olan din görevlisi temsil edilmekte ve böylece dinî unsurların olayların gelişimine olacak etkisi sezdirilmektedir. Türkmen ve Horasan varyantlarında Keşiş’in (Kara Melik) karısının adı; Y3 ve Azerbaycan varyantlarında ise Aslı’nın adı Meryem’dir. Hz. İsa’nın annesinin adı olan Meryem, Hristiyanlık inancıyla örtüşmektedir. Kerem’in varyantlardaki Mahmut/Ali Rıza/Ahmed-i Mirza adlarında; Kerem’in yakın arkadaşı/hocası/rehberi olan “Sofu” adında da İslâm inancının izlerini görmek mümkündür.

Türkmen, Horasan ve Azerbaycan varyantlarında Kerem’in ilk adı Mahmut’tur. Kerem’in adının Mahmut olması Azerbaycan’da yaygın olarak anlatılan Mahmut ile Meryem hikâyesini akla getirmektedir. Nitekim Mahmut ile Meryem hikâyesi, hem isimler hem de olay örgüsü bakımından Kerem ile Aslı hikâyesi ile büyük benzerlikler göstermektedir.

Hikâyenin varyantlarında genel olarak din farkının olumsuz yansımaları yer almaktadır. Kerem, Aslı’nın Müslüman olmasını istemektedir. Bunun için bazen Aslı’ya İslâm’ı açıkça teklif etmekte bazen de şiirlerle Aslı’yı ikna etmeye çalışmaktadır. S2 varyantında Kerem bu isteğini şu dörtlüklerle dile getirmektedir:

“El ele verelim şehre gidelim, İncil’i Furkan’ı başa tutalım,

Hangi din hak ise ana tapalım

Gel kız Müslüman ol kalma Ermeni. İnanma sen keşişlerin fendine, Hafta perhizine elli gününe, Gel Aslı’m gir sende İslâm dinine,

Gel kız Müslüman ol kalma Ermeni.” (Karabacak, 1970: 10) Kerem,

“Hangi din hak ise ana tapalım” demesine, İncil’i de Furkan (Kur’an) gibi başının üstünde tutmasına rağmen Aslı’nın İslâm dinine girmesini istemektedir. Ancak Aslı’ya “Hristiyan kalma” demek yerine “kalma Ermeni” demektedir. Hâlbuki Aslı, Müslüman olsa da Ermeni kimliğini taşımaya devam edecektir. Çünkü dini değiştirmek mümkünse de ırkı değiştirmek mümkün değildir. Bu ifade diğer varyantlarda da geçmektedir. Yani “Hristiyan/İsevi” yerine “Ermeni” ifadesi kullanılmakta böylece vurgulanmak istenen din farkı, Ermeni ve Müslüman karşıtlığında millet ve din ayrımına dönüştürülmektedir. Bu algılayış, Ermeniliğin etnisite ile dinî kimliğin iç içe girdiği bir gelenek olmasından kaynaklanmaktadır. Tarihte Hristiyanlığı aynı anda hem resmi devlet hem de halk dini olarak kabul eden ilk krallık da Ermenistan’dadır (Albayrak, 2006: 141). Bu durumlara bakıldığında, hikâyenin oluştuğu dönemde ve toplumda Ermenilerin genel olarak Hristiyanlıkla özdeşleştirilmesi açıklık kazanmaktadır.

Yukarıdaki dörtlükte Hristiyanlara ait uygulamalar olan “hafta perhizi ve elli gün” ifadeleri de dikkat çekmektedir. Bu ifadeler, Hristiyanların “paskalya” adını verdikleri dönemdeki uygulamalarını belirtmektedir. Hz. İsa’nın dirildiğine inanılan

paskalya döneminde perhizler yapılmakta ve Paskalya Günü’nden elli gün sonra “hamsin” adı verilen bir bayram kutlanmaktadır. Kerem’in gönderme yaptığı bu uygulamalar, onun Müslümanlık kadar Hristiyanlık hakkında da bilgi sahibi olduğunu ve toplumda iki dinin kaynaşmış bir biçimde yaşadığını göstermesi bakımından önem taşımaktadır.

S4 varyantında Kerem’in babası, Keşiş kızı olan Aslı’yı farklı dinden olduğu için istemez. Kerem, Aslı’nın Müslüman olacağını söylese de babası inanmaz. Daha sonra vezirlerin, birini Müslüman etmenin sevapları vs. üzerine söyledikleri üzerine hükümdar, Aslı’yı istemeye ikna olur. Y1’de Kerem bir şiirinde “Sen İsâ’nın ben

Muhammed güli” (Duymaz, 2000: 256) ifadesini kullanır. Ayrıca bu varyanttaki bir

şiirde “Muhannesler mavi sarar/Hıristiyanlar siyah giyer.” (Duymaz, 2000: 287) diyerek Hristiyanların yas zamanı siyah giyme geleneklerinden bahseder. Y2’de Kerem, Aslı’ya âşık olduktan sonra,

“Ol İsevi ben Muhammed ümmeti,

Hak dinine dönmez ise ne çare” (Karabacak, 1970: 6) diyerek din farkı

karşısındaki çaresizliğini dile getirir. Gerçekten de Keşiş, farklı dinlerde olduklarını öne sürerek kızını vermek istemez ve hile yapıp kaçar. Kerem, Aslı’nın ardından ağlarken derdini soranlara,

“Yoluna koymuşum cani, Seversen İncil Furkani,

Kerem sevdi Aslı han’i,

Oda gurbet ele düşdi.” (Karabacak, 1970: 16) diye karşılık verir. Bu

dörtlükte Kerem, “İncil, Furkan” farkı gözetmediğini, din farkına rağmen sevdiği Aslı’nın gurbete gidişine üzüldüğünü anlatmaya çalışmaktadır. Çünkü âşık için öncelikli olan din değil gönüldeki sevdadır. Ancak Kerem, bu sevdanın ateşiyle gurbete gitmek istediğinde babası, “Gel oğul, bir keşiş kızı için diyar-ı gurbete gitme, kendine

layık görme.” (Karabacak, 1970: 18) diyerek hem Kerem’in bir şahın oğlu olduğunu

hatırlatmakta hem de kendi dinlerinin daha üstün olduğunu sezdirmektedir.

Y2’de Kerem, bir şiirinde “Okudum elifi çıkdım ebcede,” (Karabacak, 1970: 125) diyerek Arap harflerini dolayısıyla Kur’an’ı öğrendiğini ve ebced hesabı yapabilecek kadar İslâm ilminde ilerlediğini belirtmektedir.

Y3’te çocukları olmayan Sururi Şah ve Keşiş’e bir derviş elma verir ve çocukları olacağını söyler. Şah, “Keşiş’in oğlu olursa Müslüman eder, kızıma alırım.” (Elçin,

2000: 12) der. Keşiş de İncil’e el basarak kızını vereceğini vaat eder. Çocuklar büyüyüp nişanlanma zamanı gelince Manuk (Keşiş’in kardeşi): “İsa tâifesinin Tacik’e yâr

olduğunu duydun mu?” (Elçin, 2000: 13) diyerek kardeşini kaçmaya teşvik eder.

Hikâyenin ilerleyen bölümlerinde Kerem, Aslı’ya Müslüman olmayı teklif eder ancak Aslı: “Beni seveceksen böylece sev.” (Elçin, 2000: 14) diyerek Kerem’in teklifini reddeder. Daha sonra Kerem, İncil, Tevrat, Zebur ve Kur’an hürmetine Aslı’nın Müslüman olması ve kendisini sevmesi için dua edince bu duası kabul olur ve Aslı, Hak dinini kabul edip Kerem’e gönülden bağlanır.

Türkmen ve Horasan varyantlarında çocuğu olmayan Ziyad Han, İmam Rıza’nın makamında dua edip fakirlere çeşitli hayırlar yapınca duası kabul olur. Horasan varyantında Kerem, babasına Aslı’yı sevdiğini söyleyince Ziyad Han: “Böyle bir iş

olmaz! O Ermeni, biz Müslüman’ız. Bizim törelerimiz birbirine uymaz, olmaz!” (Tulu,

2009: 178) der ancak daha sonra ikna olur. Kızını önce nişanlayıp sonra pişman olan Kara Melik ise yine din farkını öne sürerek kaçmaya karar verir. Türkmen varyantta Kerem,

“Başına salmışsın tirme şalını,

Gözüne çekmişsin kara sürmeni, İkrarından döngel kâfir ermeni,

Ya sen Müslüman ol, ya ben ermeni” (Tulu, 2009: 107) demektedir.

Ancak dörtlüğün üçüncü dizesinde “kâfir Ermeni” sözüyle aslında kendisinin Hrıstiyan olmak istemediğini açıkça belirtmektedir. Nitekim Aslı da kendisini helalliğe kabul etmesi şartıyla Müslüman olacağını belirtir ve Kerem onu kabul edince de Müslüman olur. Kerem, Aslı’nın ardı sıra gurbete gitmek istediğinde babası:

“Sen olmuşsun ermeninin aşığı,

Önce aşık yanar, sonra maşuku, Dizimin kuvveti, gözüm ışığı,

Sever isen, balam, sevme Aslıyı.” (Tulu, 2009: 114) sözleriyle Kerem’in

bu sevdadan vazgeçmesini isterken oğlunun akıbetini de yolculuk öncesi gözler önüne sermektedir. Fakat Kerem yine de gurbete çıkar. Kerem’in, Aslı’nın olduğu bir ilde kilise önüne gelir ve oradaki kızlara Aslı’yı sorar. Nergis Hanım adlı bir kız:

“Arzuhalin sevdiğine yetireyim,

İsa hürmeti için işin bitireyim, Sabah olsun, Aslı Hanı getireyim,

Kerem canım, Aslı Hanın buradadır.” (Tulu, 2009: 119) der ve “İsa hürmeti için” Kerem’e yardımcı olur. Horasan varyantında Nergis Hanım, Kerem ile Sofu’nun kilisede gizlenmelerini söyler. Ertesi gün Aslı Han kiliseye girince Müslüman olduğu için yüzünü kıbleye çevirerek dua eder.

Türkmen varyantında Kerem, Erzurum’da bir dağda kalınca yüzünü kıbleye çevirip dua eder ve burada söylediği şiirde,

“Hak yolunda üç ay oruç/roza/ tutaydım,

Kabul olsun dergahına, aman hey!” (Tulu, 2009: 139) diyerek oradan

kurtulursa oruç tutmayı adar.

Sarıgül adlı bir kızın bağında kalan Kerem, birlikte uyuduklarından nazar-ı ihtiyat kılmak amacıyla Sarıgül ile aralarına Kur’an koyarlar. “Mü’min kadınların hür

olanlarıyla sizden önce kitap verilen ümmetlerin hür kadınları da iffetlerinizi koruyarak, zinâ etmeksizin, gizli dost tutmaksızın kendilerine mehirlerini verip nikâhladığınnız takdirde size helaldir. Ve her kim, İslâmın hükümlerini tanımazsa

kesinlikle bütün yaptıkları boşa gitmiştir ve âhirette o, hüsranda kalanlardandır.”

(Yazır, 2008: 108/Mâide:5). Araya Kur’an konulması, karşı cinsler arasında herhangi bir temasın veya münasebetin olmasını engellemek içindir. Çünkü Hak dinini temsil eden Kur’an, nikâh/helallik yoksa karşı cinslerin münasebetini yasaklamakta ve böylece dine uygun bir şekilde davranmayı hatırlatmaktadır.

Kerem’in mezarı başında kırk yıl bekleyip ya sevdiğini ya da ölmeyi dileyen Aslı’nın duasına karşılık Hak Teâlâ, Cebrail aracılığıyla Hz. Muhammed (sav) ve Hz. Ali’yi gönderir. Bu ulu şahısların hürmetine Kerem diriltilir, Aslı’nın kör olan gözleri açılır ve Aslı gençleştirilerek Kerem ile nikâhı kıyılır. Horasan varyantında da bu olaylar benzer şekilde yer almaktadır.

S3 varyantında Kerem, Erzurum’da bir kilisenin önüne gelir ve “Gurban olam Çanlu kilise

Gızlar Han Aslım kiliseye girdimi Çoğuna murat verdi Hz. İsa

Gızlar Han Aslım kiliseye geldimi?” (Güneş, 1974: 8) dörtlüğünü

söyleyerek Aslı’yı sorar.

S1 varyantında Sofu ile Kerem sabah namazı kılarlar. Y1’de Kerem, gerdek zamanında Aslı’nın düğmeleri çözülmeyince başını secdeye koyup Allah’a niyaz eder ve böylece duası kabul olup düğmeler açılır. Y2’de Kerem ile Aslı mübarek bir cuma

gecesi gerdeğe konur. Kerem iki rekât namaz kılıp dua ve senadan sonra elini Aslı’nın yüzüne sürer. Kerem’in gerdek günü, Müslümanlar için kutsal kabul edilen cuma günüdür. Ayrıca Kerem’in, gerdekte İslâmi geleneklere uygun bir şekilde hareket ettiği görülmektedir.

Azerbaycan varyantında Ziyad Han, çocuk sahibi olmak için adak adar, niyaz eder, yoksulların ve açların karnını doyurur ancak yine de çocuğu olmaz. Veziri Kara Keşiş’le çocukları olursa birbirleriyle evlendireceklerine dair sözleştikten sonra çocukları olur. Zamanı gelip Ziyad Han, Keşiş’ten kızını isteyince Keşiş: “Han sağ

olsun, biz Ermeniyiz, Hıristiyanız, siz Müslümansınız. Şer’an ben kızımı senin oğluna

veremem.” (Öztürk, 2014: 176) der. Ziyad Han buna karşılık: “Keşiş, bir daha bu sözü

ağzına alma; ne Ermenisi, ne Müslümanı? Hepsi Allahın kulu. Düğüne hazırlık yap.”

(Öztürk, 2014: 176) diyerek din farkına karşı hoşgörüsünü dile getirmiş olur. Ancak Ziyad Han’ın bu olumlu yaklaşımı, hikâyenin diğer varyantlarında görülmemektedir.

Varyantlara Göre Dini Motifler S1 Kerem ile Sofu, sabah namazı kılar.

S2 İncil, Furkan, Müslümanlık, Hristiyanlık, hafta perhizi vs.

S3 Kilise, Hz. İsa

S4 Müslümanlık, Hristiyanlık

Y1 Hz, Muhammed, Hz. İsa, Hristiyanlık, siyah giyme

Y2 İncil, Furkan, Müslümanlık, Hristiyanlık, Hz. Muhammed, Hz. İsa, mübarek cuma, iki rekât namaz vs.

Y3 İncil, Kuran, Tevrat, Zebur, Müslümanlık, Hristiyanlık, Hz. Muhammed, Hz. İsa

Türkmen İmam Rıza, Müslümanlık, Kuran, Hz. Muhammed, Hz. İsa, Hz. Ali, Cebrail, kilise, kıble, oruç vs.

Horasan İmam Rıza, Müslümanlık, Kuran, Hz. Muhammed, Hz. İsa, Hz. Ali, Cebrail, kilise, kıble, oruç vs.

Azerbaycan Müslümanlık, Hristiyanlık, adak vs.

Kerem ile Aslı hikâyesinde yer alan dinî motifler, âşıklar için büyük bir engel oluşturmakla birlikte hikâyenin akışkanlığına da zemin hazırlayan unsurlardır. Din

farkı, ayrılığın ve dolayısıyla gurbetin başlangıç sebebidir. Bunun yanında duaları ve bedduaları kabul olan, kerametler gösterebilen Hak âşığı Kerem’in yanında Anadolu halkı durmaktadır. Hikâye boyunca Kerem, Hakk’ın ve halkın desteğiyle yolculuk yapabilmiş, yine bazı varyantlarda Hz. İsa adına kendisine yardım eden inançlı Hristiyanların da desteğini görmüştür.

Kerem ile Aslı hikâyesinde dinî motifler; Müslümanlık ve Hristiyanlığa bağlı olarak verilen inanç esasları, uygulamaları ve ifadeleriyle yer almaktadır. Müslümanlık ve Hristiyanlığın kutsal kitapları, peygamberleri, ibadet alanları vs. hikâyede sıkça kullanılmıştır.Bunun yanında Türkmen ve Horasan varyantlarında Alevi-Bektaşi inaçlarının etkisiyle İmam Rıza ve Hz. Ali’nin de adları geçmektedir. Netice olarak Kerem ile Aslı, din farkı nedeniyle kavuşamayan âşıkların hikâyesidir. Dolayısıyla hikâyenin ana ekseninde dinî motiflerin önemli bir yeri bulunmaktadır.