• Sonuç bulunamadı

2 KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1 Eleştirel Yansıtma

2.1.1 Eleştirel Yansıtmanın Kuramsal Temeller

2.1.1.1 Dönüşümsel Öğrenme

Dönüşümsel öğrenme (Dönüşümsel/dönüşerek öğrenme) kuramı, ilk kez 1978’de Jack Mezirow tarafından ortaya atılmıştır. Dönüşümsel öğrenme Mezirow’a (1998) göre inançların ve yaşantıların, mantıklı, amaçlı ve bilinçli olarak yeniden değerlendirilmesi anlamına gelmektedir. Dönüşümsel öğrenmenin bireylerin referans çerçevesindeki bir değişimi ifade ettiğini belirtmektedir. Dönüşümsel öğrenme kuramının yetişkin eğitimine yönelik bir öğrenme kuramı olduğu ifade edilmektedir. Eğitimde yer alan kavramların eleştirel pedagoji bağlamında sorgulanması ve farklı boyutlarda ele alınması eğitim bilimi uzmanlarının dikkatini çekmiştir (Dirkx, 1988). Ayrıca öğrenmede dönüşümün bireylerin gelişimsel potansiyelini artırdığı ve eğitimde egemen olan paradigmanın yerine kuramlar sentezi görünümündeki yeni bakış açılarına yer vermesinin kuramın dikkat çekmesine neden olduğu ifade edilmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2006).

17

Dönüşümsel öğrenme kuramının Mezirow’un perspektif dönüşüm yaklaşımının, yorum bilim, eleştirel yansıtma ve holistik öğrenme gibi çeşitli modeller ile sentezi sonucu ortaya çıkan bir öğrenme kuramı olduğu ifade edilmektedir. Bununla birlikte kuramın Habermas’ın öğrenmenin özerkleştirici eylem alanı, Frankfurt eleştirel ekolü, Freire’nin farkındalık ve biçimlendirme teorileri ile paralellik gösterdiği ifade edilmektedir (Cranton, 1994; Sorensen, 2007). Ayrıca Dewey, Piaget, Bruner, Vygotsky gibi eğitimciler ile yapılandırmacı ilkelerin izlerini de görmek mümkündür. Bu şekliyle adeta bir kuramlar ve modeller karması görünümündeki dönüşümsel öğrenme kuramı, ilk ortaya çıktıktan sonra zaman içerisinde önemli değişimlere uğramış ve bu konuda yapılan deneysel ve teorik çalışmalarla kurama birçok yeni boyut eklenmiş ve eklenmeye de devam edilmektedir (Akpınar, 2010).

Mezirow; dönüşümsel öğrenmeyi bireylerin önyargılarından, sabit düşüncelerinden kurtulmaya odaklanarak belirli bir alanda ancak daha derinlemesine ve daha sofistike yollarla dünyayı algılama çabaları olarak görmektedir. Bu süreç genellikle bireylerin inançları ve davranışları arasındaki tutarsızlıkları fark etmeleri ile başlayacak olan bir süreçtir (Pavlovic & Friedland, 1997). Bu ikilem alternatif bakış açılarının araştırılmasına ve bireyin bakış açısında bir dönüşümü gerçekleştirmesiyle sonuçlanacaktır (Wolf, 2007). Cranton (2002) ise benzer şekilde dönüşümsel öğrenme sürecinde; algıların incelenmesi, sorgulanması, doğrulanması ve gözden geçirilmesi süreçlerini vurgulamaktadır. Bu bakış açısı ise dönüşümsel öğrenmeyi duygusal ve sezgisel bir bilinçlenme sürece olarak görenler tarafından sorgulanmaktadır. Dönüşümsel öğrenme, kişisel ve entelektüel olarak gelişmek ve olgunlaşmak için bireyin kendi varsayımlarını, inançlarını, hislerini ve bakış açılarını amaçlı olarak sorgulamayı öğrenmesidir (Akpınar, 2010). Dönüşümsel süreç bireyin kendi inanç varsayım ve deneyimlerini eleştirel yansıtma yoluyla değiştirerek yeni anlamlı bakış açılarına sahip olması ve farklı yolları keşfedip bunu hayata geçirebilmesi anlamına gelmektedir (Imel, 1998).

Taylor (1998), dönüşümsel öğrenmenin deneyim, eleştirel yansıtma ve akılcı ifadeler olmak üzere üç ana temaya sahip olduğunu belirtir. Dönüşümsel öğrenmeyi

18

“farkındalık değişimi” olarak ele alan O’Sullivan’a (2003) göre, dönüşümsel öğrenme, ancak düşünce, duygu ve eylemlerdeki derin yapısal değişikliklerin yaşanması ile gerçekleşebilir. Perry (2000, akt: Glisczinski, 2008) ise, dönüşümsel öğrenmeyi, öğrenende anlamlı ve kalıcı değişimler meydana getiren bir öğrenme deneyimi olarak tanımlarken; Nagata (2005), dönüşümsel öğrenmeyi, anlamanın yeni yolları, rasyonel ve ekstra rasyonel yetenekler olarak nitelendirmektedir. Merriam (2004)’de, dönüşümsel öğrenmeyi bilişsel işlevin üst derecesi olarak ifade etmektedir. O’na göre dönüşümsel öğrenmenin meydana gelebilmesi için, bireyin eleştirel olarak kendini yansıtması ve rasyonel tanımlamalar yapabilmesi gerekir.

Brookfield (1992) ve Cranton (1996) geçerliliğini yitirmeye başlayan bilgi, uygulama ve inançların fark edilmesiyle başlayan dönüşüm süreçlerinden bahsetmektedirler. Eğer kişisel inançlar ve eylemler arasında bir uyuşmazlık söz konusu olursa bu durum dönüşüme neden olmaktadır (Brookfield, 1995; Mezirow, 1998; Pavlovic & Friedland, 1997). İnançlar ve eylemler arasındaki bu ikilemler beklenmedik şekilde gerçekleşebilir.

Mezirow (1998) dönüşümsel öğrenme sürecinde bireyin kendini gerçekleştirmesini vurgular ve farklı bakış açılarının ortaya çıkarılmasından bahsetmektedir. Dönüşümsel öğrenmenin; bilinçli bir şekilde hareket ederek, kişinin kendi ön yargılarından uzaklaşarak daha geniş perspektiflere ulaşması yeni “ben”ler oluşturması yolundaki deneyimleri sonucu meydana geldiği ifade edilmektedir (Glisczinski, 2008).

Mezirow (2000) dönüşümsel öğrenme sürecini 8 basamakta ele almıştır. 1- İkilemlerinin yönünü değiştirmesi

2- Kendisini incelemesi ve mevcut varsayımlarını eleştirel olarak değerlendirmesi 3- Yeni seçeneklerin farkına varması

4- Yeni bir eylem planı belirlemesi

5- Belirlediği eylemle ilgili bilgi ve becerileri kazanması 6- Belirlediği eylem planını uygulamaya geçirmesi

19

8- Kazanılan yeni perspektifleri kendi yaşamına uyarlaması

Dirkx (1998) ise, dönüşümsel öğrenme konusunda dört yaklaşımdan söz eder. Bu yaklaşımlar ve referans aldıkları bilim adamları şunlardır: i; Bilinç/ farkındalık yükseltme

olarak transformasyon (Paulo Freire), ii; Eleştirel yansıtma olarak transformasyon (Jack Mezirow), iii; Gelişim olarak transformasyon (Larry Daloz) iv; Bireyselleşme olarak transformasyon (Robert Boyd).

Sonuç olarak; inanç, bilgi ve davranışların temelini oluşturan varsayımlar; bireylerin sahip oldukları varsayımların eleştirel yansıtma yoluyla yeniden değerlendirmeleri sonucu ortaya çıkabilir. Daha sonra bunlar değerlendirilir ve değişmez hale gelir. Larrive’e (2000) göre eleştirel yansıtma aracılığıyla varsayımların sorgulanması sonucu sahip olunan fikirlerin ve düşüncelerin geçerliliğini yitirdiğinin fark edilmesi sonucu dönüşüm süreci gerçekleşmektedir. Dönüşüm süreci genellikle yeni bilgi beceri ve değerlerin öğrenilmesi ile sonuçlanacaktır. Dreyfus & Dreyfus (1980) sürece ilişkin olarak beş basamaktan oluşan ve her bir basamağın bir önceki aşamaya bağlı olduğu bir öğrenme sürecinden bahsetmiştir.

Öğrencilerin uzmanlaşmalarında bilişsel çıraklık görüşünü bir model olarak benimseyen Collins, Brown ve Holum (1991) ise, öğrenme sürecine ilişkin olarak; öğrenenlere bağlam içerisinde gözlem yapma, katılım, ve keşfetme gibi uzmanlık stratejileri öğretilmesini savunmaktadır. Bunu gerçekleştirmek için “yansıtma” ve “öğrenme çerçevesi oluşturma” kavramları önerilmektedirler. Buna göre öğrenenlere üstesinden gelemedikleri noktalarda destek sağlanmalı ve bu süreçte kendilerine yönelik yansıtma yapmaları öğretilmelidir. Kısacası eleştirel yansıtma sahip olunan bilgi, inanç ve davranışların yeniden gözden geçirilmesine ve yeni şeylerin öğrenilmesine yönelik bir uygulama olarak dönüşümün merkezinde olan bir kavramdır.