• Sonuç bulunamadı

4. Alan: eleştirel (politik, etik ve sosyal

2.2. Pedagojik İnançlar

2.2.3. Öğretmen Yetiştirme ve Pedagojik İnançları

2.2.3.3. Öğretmen Adaylarının İnançlarının Belirlenmesi ve Değişim

Öğretmenlerin inançlarını ortaya çıkarmak için anketler, açık uçlu anketler, kişisel raporlar, kayıt altına alınmış derslerin çözümlenmesi, öğretimin gözlenmesi, deneysel ödevler ve röportajların yöntem olarak kullanılabileceğinden bahsedilmektedir. Rokeach (1968), öğretmen inançlarının, öğretmenlerin söylediklerini, yapmaya niyetlendiklerini ve gerçekte ne yaptıklarını inceleyerek tanımlanabileceğini

86

vurgulamaktadır. Rokeach'ın konuya ilişkin görüşleri Pajares (1992) ve diğerlerinin araştırmaları tarafından desteklenmiş ve öğretmen inançlarına ilişkin yapılan araştırmalar, öğretmen inançlarının karmaşıklık ve belirsizliklerle dolu olduğunu göstermiştir (Kagan, 1990).

Birçok faktör, inançların tanımlanmasının karmaşıklığına katkıda bulunmaktadır (Kagan, 1990). İnançlar genellikle bilinçaltında bulunmaktadırlar ve öğretmenler de bu inançları tanımlamak için ihtiyaç duydukları dile ulaşamamaktadırlar. Bazı inançlar duruma bağlılık göstermektedirler ve sadece belirli durumlarda bilinç düzeyine çıkmaktadırlar. Bazı öğretmenler, söylediklerinde başkaları tarafından onaylanmayacak inançlarını ifade etmekte gönülsüz davranmaktadırlar.

Kagan (1990), inançları dolaylı olarak tanımlarken ayrıntılı görüşmelerden ve deneysel yaklaşımlardan yararlanılması gerektiğini belirtmektedir. Bu yöntemlerle elde edilen veriler, öğretmenlerin sahip olduğu inançları açığa çıkarmak için kullanılmaktadır. Öğretmenlerin sınıf içinde sorun olarak gördüğü durumların ve bu durumlarda öğretmenlerin sorunu ya da ikilemi çözmek için uyguladığı yöntemlerin doğal sınıf ortamında incelenmesi ile öğretmenlerin kendilerine ait öğretimsel uygulama betimlemelerinin incelenmesi ile öğretmenlerin inançlarının tanımlanabileceğini ifade edilmektedir

Öğretmen inançlarını açığa çıkarmak için metaforlar da kullanılmaktadır. Munby (1984), bazı öğretmenlerin kendilerine ait öğretim yöntemlerini betimlemek için kullandıkları metaforlar aracılığıyla bu öğretmenlerin inançlarını tanımlamayı başarmıştır. Bullough (1989), göreve yeni başlayan birçok öğretmenin, öğretmenlerin bilginin aktarıcısı oldukları inancıyla sonuçlanan öğretime ilişkin metaforlara sahip olduklarını vurgulamaktadırlar.

Sonuç olarak inançlar, tanımlanması ve betimlenmesi zor yapılardır. İnançların duyuşsal ve değerlendirici nitelikleri bilginin nesnel niteliği ile çatışmaktadır. İnanç sistemi oluşturmak için bir takım inanç birleşir. Söz konusu bu inanç sistemi içinde bazı inançlar diğerlerinden daha güçlüdür, Ayrıca inanç sistemi içinde birbiriyle zıtlık içerisinde olan inançlar da mevcuttur. Göreve yeni başlayan öğretmenlerin inançları, etkili öğretmenlerin duyuşsal özelliklerine, öğrenmeyi çocuklar için ilgi çekici bir hale

87

dönüştürmeye ve bilginin pasif olarak öğrencilere aktarılmasıyla gerçekleştirilen geleneksel öğretime odaklanmaktadır (Dooley, 1997).

Öğrenci olarak okul yıllarında edinilen bu inançlar, değişime karşı oldukça dirençlidir. Göreve yeni başlayan bazı öğretmenler, öğretmen yetiştirme programının ve alandaki deneyimlerinin etkisiyle bazı inançlarını değiştirmektedirler (Dooley, 1997). Bununla birlikte Nettle (1998); öğretmen yetiştirme sürecinin de öğretmen adaylarının inançlarını etkilediğini ifade etmektedir. Nettle’a (1998) göre öğrenmede bağımsızlığı sağlamak, öğrenmeye motive etmek, öğrenme amaçlı kişilerarası ilişkiler geliştirmek ve öğrenmenin yapılanması konularında öğretmen adaylarının inançlarındaki değişim ile öğretmen yetiştirme süreci arasında ilişkiler olduğunu ifade etmiştir. İnançlar, öğretmeyi öğrenme sürecini, öğretmenlerin oluşturdukları uygulamanın doğasını ve gerçekleştirdikleri uygulamalarına ilişkin algılarını etkilemektedir.

Yeni uygulamalar yeni inançlar gerektirir. İnançların değişimi bilişsel stres, rahatsızlık ve belirsizlik içermektedir. Bireyler, bazı inançlarını değiştirirlerken çatışmalardan ya da zıtlıklardan kaçınmak için değiştirdikleri inançlarla diğer ilgili inançları uzlaştırmak önceki inançlarının rehberlik ettiği ya da neden olduğu davranışları dikkate almak durumundadırlar. Bu türden bilişsel bir yeniden düzenleme başarılması kolay ve hızlı bir düzenleme değildir (Hatala, 2002).

Bu süreç, yöneticiler ve öğretmenler arasında destekleyici ve güven verici bir ilişkiyi gerektirmektedir. Çünkü bireyler, inançlarını değiştirirlerken yoğun bir iç hesaplaşma içindedirler ve onların kolay bir şekilde incinmesine neden olacak bir risk almak üzeredirler. İnançlardaki değişim için dört temel koşulun gerekli olduğu yukarıda belirtilmişti. Bu koşullar zaman, diyalog, uygulama ve destektir. Öğretmenlerin söylenmeden anlaşılabilen inançlarını bilinç seviyesine getirebilmeleri için uzun bir süre gerekmektedir. İnançlardaki değişimin desteklenmesi ve bu değişimin olabildiğince hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi için öğretmenlerin danışmanlar (uzman) ile, meslektaşlarıyla ve akranlarıyla konuşmaları ve konuyu onlarla paylaşmaları önemlidir. Bu etkileşim sürecinde bireylerin birbirlerini yargılamadan dinlemeleri düşüncelerin deneyimlere dönüşmesini kolaylaştırmaktadır (Hatala, 2002).

88

Öğretmen inançları değişime karşı direnç gösterebilmektedir. Morino-Dershimer ve Corrigan'a (1997) göre öğretmen inançları öğretmenlerin algılarını ve davranışlarını güçlü bir şekilde etkilemektedir ve öğretmen inançlarının değişmesi zordur. Öğretmen inançlarının değişmesi niçin bu kadar zor ve inançların davranışlar üzerindeki etkisi niçin bu kadar fazladır? Morino-Dershimer ve Corrigan'a (1997) göre aşağıdaki satırlarda belirtilen öğretmen inançlarının sorunun açıklanmasında yardımcı olacağı ifade edilmektedir;

- Öğretime ilişkin inançlar çok erkenden daha öğretmen adayları eğitim fakültesinin ilk yıllarındayken oluşurlar.

- İnançlar kişiliğin derinliklerindedirler ve inançların duygusal bileşenleri vardır, - İnançlar bir filtre ya da ekran işlevi görerek öğretmenlerin olayları nasıl

yorumladıklarını etkilerler.

- Bir inanç ne kadar uzun süre sahip olunursa değiştirilmesi de o kadar zor olur. - Öğretime ilişkin inançlar daha öğretmenler öğretmen adayı iken oluşmaktadırlar.

Dolayısıyla öğrencilik dönemlerinde edinilen öğretime ilişkin inançlar sınıfın karmaşık etkileşimini karşılamakta zorlanmaktadır.

- İnançların buluşmalarıyla ya da bir araya gelmeleriyle inanç sistemi oluşmaktadır. İnanç sisteminde bazı inançlar diğerlerinden daha merkezi bir konumda olabilir. Eğitime ilişkin inançlar sistemdeki diğer inançlara bağlıdır.

Birbirleri ile çelişkili inançları kaynaştırma isteği ve bireylerin inançlarını değiştirmek istediklerinde deneyim edindikleri güçlükler, inançların değiştirilmesine ilişkin sürekli azme ve sabra ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Bu olgu birçok bireyin kullanılmayan inançlara sahip olmayı sürdürdüğünü gösteren araştırmalardan ortaya çıkmıştır (Nespor, 1987). Birbirleri ile çelişen ve içinde bulunulan durumda karmaşa ya da çatışma yaratan inançlara sahip olsalar bile bireyler söz konusu inançlarından sıyrılmamaktadırlar (Munby, 1982).

Uzun bir süre sahip olunan inançları değiştirmek zor olsa da bazı öğretmen yetiştirme programlarında öğretmen adaylarının inançlarını değiştirme konusunda başarılı sonuçlar elde edilmiştir (Rust, 1994). Dunkin & diğ. (1994); öğretmen adaylarının öğretime ilişkin görüşlerinin öğretmen yetiştirme sürecinden nasıl etkilenebileceğini araştırmıştır. Öğretim boyutu ve öğretimle ilgili kararların temelini

89

oluşturan bilgi türleri açısından ele aldığı çalışmasında staj uygulamalarının, program ve öğretim yapılarının öğretmen adaylarının öğretmenin rolleri ve görevlerine yönelik görüşlerini etkilediği sonucuna ulaşmıştır (Leon-Carilla, 2007).

İnançların değiştirilmesi aşama aşama gerçekleşen bir süreçtir. Değişim sürecinde edinilen deneyimler değişim sürecinin kolay bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Direnme ve sorgulama, yeni inançların kazanılmasında ve sürdürülmesinde sürecin bir parçası gibi görünmektedir. Yeni bir inanç sisteminin ortaya çıkması için var olan inançlara ilişkin memnuniyetsizlik, çatışan bilgileri harmanlama yetersizliği ve alternatif inançların kullanışlı ve var olan inançlarla tutarlı olmaları gerekmektedir (Pajares, 1993).

Öğretmen yetiştirme sürecinde inançlarda değişim meydana getirmek önemli bir amaç haline gelse de öğretmen adaylarının inançlarında değişimin nasıl ve ne şekilde meydana geldiği yine de belirsizliğini korumaktadır (Tilemma, 2000). Düşünme odaklı öğrenmenin rolü sorgulanan konulardan biridir. Öğretmen adaylarının uygulamalar sonrasında düşünerek kendi inançlarını tartışmasına, ayrıntılandırmasına ve yeniden oluşturmasına olanak verilmeli, değer verilmelidir. Tilemma (2000), uygulamalardan önce öğretmen adaylarının düşünmelerini sağlayarak inançlarında değişim meydana getirmek uygulama sonrası derinlemesine düşünmelerini sağlayarak inançlarında değişim meydana getirmekten daha zor olduğunu ifade etmektedir.