• Sonuç bulunamadı

Avrupa Kıtası

Belgede Klasik Türk şiirinde ticaret (sayfa 36-39)

TİCÂRETİN TANIMI VE TARİHÇESİ

2.1. Eski Toplumlarda Ticârî Faaliyetler

2.1.9. Avrupa Kıtası

Günümüzde dünya ekonomisine yön veren, küresel ticâretin, sermâyenin ciddi bir kısmını elinde tutan ve önemli coğrafyalardan biri olan Avrupa, Ortaçağ’da ve özellikle Coğrafi Keşiflere kadar bu özelliğinden çok uzaktaydı. Kuşkusuz bu gelişim ve dönüşümde Coğrafi Keşifler ve Haçlı seferlerinin de etkisi olmuştur. Her ne kadar kutsallık atfedilerek yapıldığı söylense de bu seferlerin en önemli nedeni ekonomikti. Çünkü Roma İmparatorluğunun dağılmasından sonra Avrupa kıtasında çok sayıda küçük devletler kurulmuş, ayrıca İslam dünyası da bu kıtayla çok fazla ticârî ilişki içine girmemiştir. Hem siyasi istikrarsızlık hem de ekonomik bozukluk Avrupa insanını arayış içine itmiştir. Coğrafi Keşifler ve Haçlı Seferlerinin bu arayışın sonuçlarından biri olduğunu düşünmek pek de yanlış olmaz.

Bu seferler sayesinde Doğu’nun zenginlikleri ve ilmi yönden elde ettiği başarılar yakînen görülmüş, bunlar Avrupa kıtasına getirilmiş ve Doğu toplumlarıyla ticârî faaliyetler artmıştır. Bu da Rönesans ve Reform hareketlerini etkileyen unsurlardan biri olmuştur. Avrupa kıtasının bu dönüşümündeki en önemli unsurlardan biri de feodal düzen ve kilisenin etkisidir. Fakir halk hem derebeylerin hem de kilisenin baskısından bunalmıştır. Kilise ticârete de Eski Yunan ve Roma

34

toplumlarında olduğu gibi hoş bakmıyordu ve bu durum arayış halindeki insanların isteğini arttırmıştır.

Tüm bu olumsuz gelişmeler özellikle Avrupa açısından Ortaçağ boyunca devam etmiştir. Ortaçağdan sonraki gelişmeler ise Avrupa’nın lehine bir durum arz edecektir. Bu kısa değerlendirmeden sonra ticârî açıdan Avrupa kıtasını inceleyebiliriz.

2.1.9.1. Ortaçağ ve Coğrafi Keşiflere Kadar

Avrupa, Roma İmparatorluğu'nun temelleri üzerine inşa edilmiştir. Gerek kültürel gerekse dinî açıdan bu mirası devralan Avrupa küçük devletler halinde ortaya çıkmaya başlamıştır.

Avrupa açısından Ortaçağ her alanda olduğu gibi ticâret açısından da pek olumlu geçmemiştir. Kendi kıtalarından gelen Germen istilası tehlikesi, Müslüman Arapların bu kıtaya yaptıkları akınlar, skolâstik düşüncenin de etkisiyle kilisenin ticârete olumlu bir gözle bakmaması ve bu nedenler halkın ticârî faaliyetlere ilgi duymaması bu alanın gelişmesindeki en büyük engeller olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle uzun yüzyıllar ticârî faaliyetler yabancı tüccarların (Suriyeli ve Yahudi) elinde olmuştur.

Avrupa ticâretin gelişiminde Haçlı Seferlerinin olumlu etkileri olmuştur. Bu faydaları özetleyecek olursak Doğu ticâret yollarında etkinlikleri artmış, yeni tarım ürünleriyle tanışılmış, tarım teknikleri ileriemiş, teknoloji bakımından gelişmleler kaydedilmiş ve belki de en önemlisi Doğu toplumları ile tanışma kültürel bakımdan gelişmişliği arttırmıştır.

İlk Haçlı Seferi 1095 tarihinde yapılmış ve 1272 yılına kadar seferler devam etmiştir. 8 sefer düzenlenmiş ve bunlardan sadece üçünde Avrupalılar başarılı olmuştur. İlk Haçlı seferinde başarılı olan Avrupalılar ikinci seferde Selahaddin Eyyubiye kaybetmiştir. Tüm bu siyasi belirsizliklere rağmen özellikle Müslümanların etkisiyle Akdeniz’de önemli bir ticârî hareketlilik ortaya çıkmıştır. Akdeniz sahillerinde başlayan bu ticârî hareket denizcilik sektörünün gelişmesiyle farklı bir boyut kazandı. Özellikle burada Venedik ve Ceneviz göze çarpmaktadır. Bu iki devletle ilgili Roma başlığı içerisinde bilgi verilmiştir. Bu güzergâh üzerinde Tunus ve Sicilya önemli bir yer tutmaktaydı. Bu yol Sicilya’dan sonra Batı

35

Avrupa’ya kadar uzanmaktaydı. Bunlarla uyumlu olarak bankacılık müessesesi, çek ve senet kullanımı oldukça gelişmiştir. Bu gelişmeler 11. Yüzyıldan itibaren görülmektedir. Roma’nın bölünmesinden 11. Yüzyıla kadar geçen süreçte Avrupa’nın gerileme nedenlerini iklim bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkan kuraklık ve kıtlık, İngiltere ve Fransa arasında özellikle tarımsal üretimi durduracak ve ekonomiyi bozacak olan yüzyıl savaşları ve tüm Avrupa’yı kasıp kavuran veba salgını olarak sayabiliriz. Daha sonra insanlar içinde bulundukları durumdan kurtulmak için arayış içine girmişler, kilisenin engellemelerine rağmen tıp alanında bazı gelişmeler olmuş ve ekonomideki dar boğazı aşmak için de ticârî ilişkiler geliştirebilecekleri farklı coğrafyalara gitmişlerdir. Ayrıca Avrupa’da yönetimsel anlamda da değişimler olmuş, derebeylik sistemi gittikçe çökmeye başlamış, merkezi otorite güçlenmiş ve krallıklar ön plana çıkmıştır. Tüm bu gelişmeler sonraki yüzyıllarda Avrupa’nın dünya politik ve ekonomik gücünün en önemli aktörlerinden biri olacağı süreci de başlatmış olacaktır.

Ayrıca Avrupa’nın orta çağ karanlığından çıkmasına yardımcı olan gelişmelere ve teknolojik yeniliklere bakacak olursan, günümüzde Amerika’nın yaptığı ve adına beyin göçü dediğimiz şeyin, daha o dönemde Avrupalılar tarafından uygulandığını görürüz. İlişki kurduğu Çin, İran ve Araplardan gerek tarım alanında gerek teknoloji alanında birçok şey almış ve bunları kendi faydalarına olacak şekilde geliştirip kullanmışlardır. Tüm bunlar Avrupalıların birçok alanda olduğu gibi ticâret alanında da ileri gitmesindeki etkenlerden bazılarıdır. (Beydilli, 1991: 136; Küçükkalay, 2014: s. 169-267; Hacıyev ve Bayramov, 2013: s. 190; Curtin, 2008: s. 141-145; Güran, 2013: 34).

2.1.9.2. Coğrafi Keşifler ve Sanayi Devrimi

Günümüzde dünyanın her alanda önemli bir gücü olan Avrupa kıtasının şekillenmesindeki en büyük etkenlerden biri de coğrafi keşifler ve sanayi devrimi olarak kabul edilebilir. Özellikle coğrafi keşifler beraberinde sömürgecilik faaliyetlerini de doğurmuş, bu sayede Avrupa insanı hem yeni fikirler hem ucuz insan gücü ve bu farklı coğrafyaların hammadde zenginliği hem de ürettiklerini pazarlayacak geniş ticâret alanları bulmuştur. Tüm bunlar Batı sanayileşmesinin temellerinin atılmasına da yardımcı olmuştur.

36

Bazı araştırmacılar tarafından insanoğlunun yaptığı ve tarım devrimiyle birlikte en büyük gelişme sayılan Sanayi devrimi önce İngiltere’de başlamış ve daha sonra diğer devletleri etkilemiştir. Buhar makinasının icadı, yeni enerji kaynaklarının-kömür, petrol, elektirik, mıknatıs-yaygınlaşması hem bu devrimin ortaya çıkardığı sonuçlar olmuştur. Ayrıca Batı dünyasında devrimin; nüfusun hızla artması, refah seviyesinin hiç görülmemiş derecede yükselmesi, tarıma dayalı ekonominin terkedilmesi, şehir toplumuna dönülme, gelir dağılımında ciddi değişmeler gibi sonuçları olmuştur. Sanayi Devrimine, bu devrimin bilimsel ve ekonomik etkilerine kısaca baktıktan sonra Avrupa’daki ticârî gelişmeleri incelemeye devam edebiliriz:

Keşiflerin en yoğun olduğu 15. ve 16 yüzyıllarda özellikle deniz ticâreti yoğun olmuştur. Başta Portekiz ve İspanyollar olmak üzere Avrupalı devletlerin en çok tercih ettiği deniz ticâreti bu devirde dünya ticâretinde ilk sırada yer alıyordu. Bu durum 15. ve 19. Yüzyıllar arasında yoğun bir şekilde devam etmiştir. 17. Ve 18. Yüzyıllarda kara ticâretinde de önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu asırlarda özellikle ticârete konu olan ürünler ve pazarlar çeşitlendi ve genişledi. İç ticaretten ziyade diğer ülkelerle yapılan alış-veriş daha fazla önem arz etti. Bu yüzyıllarda küresel ölçekli ticâretin bir sonucu olarak ticâret kumpanyaları ön plana çıkmıştır ve eski ticâret yolları önemini tamamen kaybetmese de ortaya çıkan yeni yollar buraların önemini azaltmıştır. (Küçükkalay, 2014; s. 343; Güran, 2013: 124; Cipolla, 2012: s. 44; Curtin, 2008: s. 225).

Belgede Klasik Türk şiirinde ticaret (sayfa 36-39)