• Sonuç bulunamadı

Patrona Halil isyanın esnaf ve halk arasında kısa sürede yayılmasıyla isyancıların istekleri kabul edilmek zorunda kalındı. Bu sebeple talep ettikleri Sadrazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa, Sadrazam damadı Kaymak Mustafa Paşa ve Sadaret Kethüdası ve aynı zamanda Sadrazam damadı olan Mehmed Paşa’nın cesetleri kendilerine verildi. Ancak III. Mustafa’nın, kucağında sünnet olup bed-i besmeleye başladığı, törenlerde en

75 Çelebizâde İsmaîl Âsım Efendi, Târîh-i Râşid ve Zeyli, C. 3, s. 1610-1611; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. 5, s. 172-186; Mufassal Osmanlı Tarihi, C. 5, s. 2436-2458.

24 yakınında olup gerek sarayında gerekse çeşitli köşklerinde konakladığı Sadrazam Damad İbrahim Paşa’nın katledilmesi isyana son vermedi ve nihayetinde olaylar III. Ahmed’in tahttan indirilmesine kadar ilerledi. Sultan III. Ahmed, kendisi ve çocuklarına dokunulmaması yönünde güvence alarak 2 Ekim 1730 gecesi (19 Rebiülevvel 1143) tahtı kardeşi II. Mustafa’nın oğlu I. Mahmud’a bırakmak durumunda kaldı. Nitekim III. Ahmed, Mabeyn Kapısı yanında oturduğu yere Şehzade Mahmud’u getirterek tahta oturttu, biat ederek hayır duası ve nasihatte bulundu.76 Hemen ardından şehzadelerine de

işaret edip Sultan Mahmud’un elini öptürdü ve böylece eski padişah ve şehzadeler yeni padişaha biatlerini ettiler. Ardından sabık padişah “şehzâdeleri ile mekân-ı mu’ayyenlerine revân” oldu. Böylece III. Ahmed için yirmi yedi yıllık saltanat son bulurken hem kendisi hem de şehzadeleri için şimşirlik yılları başladı. Padişahın kadınları ise Eski Saray’a gönderildi.77

III. Mustafa’nın şimşirlik yıllarına dair bilgilerimiz son derece sınırlıdır. Burasını sessiz ve insanlardan uzak bir mekân olarak gördüğüne dair bir izlenimi vardır.78 O’nun bu yıllarda pek çok şehzade gibi ciddi sıkıntılar yaşamış olması kuvvetle muhtemeldir. Zira O, babasının saltanatında büyük ilgi-alaka ve hareketliliğin içine doğmuşken artık bunlardan uzakta, isyanla neticelenen bir dönemin devr-i sâbıkı haline gelmişti. Bu süreçte ailesinden peş peşe kayıplar yaşadı. Özellikle on beş yaşında olduğu 1732 yılı oldukça trajikti. Bu yıl annesi Mihrişah Emine Sultan’ı kaybettiği gibi79 kız kardeşleri

Ümmü Gülsüm, Ümmü Seleme ve Emine Sultanları da kaybetti. Bu kayıpları III. Ahmed’in en büyük erkek çocuğu ve III. Mustafa’nın da anne bir ağabeyi Şehzade

76 Şehzade Mahmud’un sağ koluna Şehzade Süleyman, sol koluna Şehzade Mehmed girmişti. Destârî Sâlih Efendi, Destârî Sâlih Tarihi, Yayımlayan: Bekir Sıtkı Baykal, Türk Tarih Kurum Yayınları, Ankara 1962, s. 18. Bu durumda biat sırasında hazır bulunan şehzadelerin, III. Ahmed’in en büyük iki oğlu Şehzade Süleyman ve Mehmed olduğu anlaşılır.

77 Subhî Mehmed Efendi, Subhî Tarihi, Haz. Mesut Aydıner, Kitabevi Yayınları, İstanbul 2007, s. 33; Abdi Efendi, Abdi Tarihi, Haz. Faik Reşit Unat, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2014, s. 52-56; Abdülkadir Özcan, “Patrona İsyanı”, DİA, C. 34, İstanbul 2007, s. 189-191; Münir Aktepe, “Ahmed III”,

DİA, C. 2, İstanbul 1989, s. 37; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. 5, s. 205-211.

78 III. Mustafa saltanatı döneminde talep ettiği bir cariyenin saraya getirilirken kimsenin görmemesi için Şimşirlik tarafından getirilmesini çünkü burasının tenha bir mekân olduğunu “…hem çimşirlik tarafından

geleler, tenhadır… çimşirlik tenha, kimse yoktur, daima kapanmıştır, misafir geldik de açılır…” ifadeleriyle

belirtir. Uluçay, Harem II, s. 23.

79 Çağatay Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2001, s. 81- 82; Ayvansarâyî Hüseyin Efendi vd., Hadîkatü’l-Cevâmî, Haz. Ahmed Nezih Galitekin, İşaret Yayınları, İstanbul 2001, s. 62.

25 Süleyman ile kardeşi Şehzade Seyfeddin’in vefatları izledi.80 Dahası yine aynı yıl

Şehzade Abdülhamid’in annesi Şermi Sultan ile III. Ahmed’in bir diğer kadını Fatma Kadın da öldü. Hatta kısa bir süre sonra Nisan/Mayıs 1733’te (Zilkade 1145) III. Mustafa’nın kız kardeşi ve Sadrazam Damad İbrahim Paşa’nın eşi Fatma Sultan da vefat etti.81 Ayrıca III. Ahmed’in birinci kadını Emetullah Sultan da muhtemelen aynı yıl vefat

etti.82 Peş peşe gelen bu ölümleri 24 Haziran 1736’da (14 Safer 1149) babası III. Ahmed’in vefatı izledi.83 Yaşadığı bu kayıplar III. Mustafa’nın şimşirlikte geçen

yıllarının zorluğunu arttırmış olmalıdır. Tahta cülusunu müteakip ilk Cuma namazında başta anne ve babası olmak üzere pek çok aile ferdinin medfun olduğu Valide Camii’ne gitmesi ve burada kabir ziyaretlerinde bulunması84 dahası kısa bir süre sonra annesi

Mihrişah Emine Sultan ve ağabeyi Şehzade Süleyman’ın anısına Ayazma Camii’ni inşa ettirmesi, bu süreçte yaşadığı kayıpları her zaman hatırında tuttuğuna delâlet eder.85

III. Mustafa, şimşirlik yıllarında hemen hiç görünmüyor, kayıtlara ancak mûtad hale gelen çeşitli ihsanlarda ve genellikle şehzâdegân ismi altında yansıyordu. Kayıtların ekseriyeti şehzadelere Ramazan aylarında verilen ıydiyelerdi. Bu ıydiyeler genellikle destar, kavukluk çuka, serpuşluk çuka, kırmızı fes, çakşırlık çuka, elvan çuka serpuş, elvan taraklı atlas, taraklı atlas boğça, donluk şal kuşak, Rumi diba ve çuka kavuk türü eşyalardı.86 Bu gibi mûtad verilere ek olarak I. Mahmud döneminde cariyelerin harem

dairelerindeki dağılışlarını gösteren bir kayıttan kendisine hizmet etmek üzere on üç cariyenin tahsis edildiği de görülür.87

Diğer taraftan kayıtlarda pek fazla görünmemesine rağmen III. Mustafa’nın şimşirlikteki ilerleyen yıllarında yaşadığı bir hadise O’nu hem üzmüş hem de endişeye sevk etmiş olmalıdır. Zira kendisinden üç hafta kadar önce dünyaya gelen, beraber sünnet

80 Subhî Mehmed Efendi, Subhî Tarihi, s. 178-179. Subhî Efendi, Şehzade Süleyman’ın çiçek hastalığından öldüğü bilgisini verir. Subhî Mehmed Efendi, Subhî Tarihi, s. 178. Çağatay Uluçay, Ümmü Gülsüm Sultan’ın acılarına dayanamayarak vefat ettiğini kaydeder. Uluçay, Padişahların…, s. 86.

81 Subhî Mehmed Efendi, Subhî Tarihi, s. 198. Uluçay, Fatma Sultan’ın ölüm tarihini 17 Receb 1145 (3 Ocak 1733) olarak verir. Ayrıca Fatma Sultan’ın 1730 isyanından sonra kocasının katledilmesi ve mallarının zapt edilmesinden sonra acılarına dayanamayarak vefat ettiğini belirtir. Uluçay, Padişahların…, s. 81, 83-85.

82 Uluçay, Padişahların…, s. 79-80.

83 Subhî Mehmed Efendi, Subhî Tarihi, s. 300-301;

84 Cem Görür, “Sultan III. Mustafa’nın Cuma Selâmlıkları”, History Studies, Cilt 10, S. 9, Ankara 2018, s. 150.

85 Şemdanizade, Mür’i’t-Tevârih, C. II.A, s. 39.

86 TS.MA.d 2391.0009.004; TS.MA.d 2395.0009.003; TS.MA.d 2397.0009.003; TS.MA.d 2398.0009.003; TS.MA.d 2399.0009.004; TS.MA.d 2400.0009.004; TS.MA.d 2401.0015.005.

26 olup birlikte okumaya başladıkları ve daha bunun gibi pek çok faaliyete birlikte katıldıkları ağabeyi Şehzade Mehmed, 22 Aralık 1756 (29 Rebiülevvel 1170) gecesi güneşin doğmasına yakın vakitte vefat etti.88 Bu ölüm halk arasında III. Osman’ın suikastı

olarak yayılmış, Sadrazam Bahir Mustafa Paşa vasıtasıyla Şehzade Mehmed’in öldürüldüğü söylenmişti. Zehirlenmek suretiyle öldürüldüğü belirtilen Şehzade Mehmed bu sırada kırk yaşına girmek üzereydi ve tahttaki III. Osman’dan sonra hanedanın en büyük erkek üyesiydi.89 Bu ölümün III. Mustafa’yı oldukça endişelendirdiği, zehirlenme

korkusuyla bazı ilaçlar aldığı, hatta bağışıklık kazanmak için vücuduna düşük miktarlarda zehir zerk ettiği ve bu yüzden soluk bir benze sahip olduğu söylenir.90 Tüm bu iddialar

bir yana bu ölüm O’nu tedirgin ettiği kadar kaderinde de belirleyici oldu. Zira kendisinden üç hafta önce doğan Şehzade Mehmed’in vefatıyla artık ekber şehzade oluyor ve kendisine taht yolu açılıyordu. Nihayetinde 30 Ekim 1757’de III. Osman’ın vefatıyla da yirmi altıncı Osmanlı padişahı olarak tahta oturdu.

88 Hâkim Efendi, Tarih, s. 409-410.

89 Uzunçarşılı, bu ölümün Sadrazam Köse Bahir Mustafa Paşa’nın desteğiyle olduğunu, bu suretle Şehzade Mehmed’in III. Osman tarafından zehirletildiğini aktarır. Buna göre III. Osman, Şehzade Mehmed’i öldürmeyi düşünmüş ve bu iş için öncelikle Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa’ya fikrini söyleyerek teklifte bulunmuş; ancak Ali Paşa’nın bunu reddetmesinden sonra aynı teklifi daha sonradan Sadarete getirdiği Köse Bahir Mustafa Paşa’ya yapmıştı. Mustafa Paşa’nın bu teklifi kabul etmesiyle Şehzade Mehmed zehirlenmek suretiyle öldürülmüştü. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. 6, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara …, s. 372-378; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. 5, s. 337-340. Diğer taraftan dönemin vakanüvisi Seyyid Mehmed Hâkim Efendi’nin Şehzade Mehmed’in vefatını, onun öldürülmüş olabileceği yönündeki iddiaları çürütmeye çalışırcasına bir gayretle aktarması dikkat çekicidir. Hâkim Efendi, Tarih, s. 409-413.

27

1.2. CÜLÛSU