• Sonuç bulunamadı

Örgütsel Güven ve Örgütsel Özdeşleşme Kavramları Arasındaki İlişkinin Bir

Piyasanın bir örgüte güveninin temel güvencesi, o örgütte her düzeyde çalışmakta olan işgörenlerin, o örgüte güven duymalarıdır. Kaliteli ürün için, kaliteli süreçler aracılığı ile kaliteli işgücü kaynağından yararlanılır. Kaliteli işgücü kaynağı ise ancak uygun nitelikli işgücü kaynağı ile sağlanabilir. İşin özünde, kişinin mesleği ile özdeşleşmesi yatmaktadır. Çalıştıkları örgüte güvenen işgörenler, kendi mesleklerini o örgütte güvenle ve özdeşleşerek yaparlar. Eğer bir birey mesleğini icra etmekte olduğu örgüt ile uyumu yakalarsa, örgüte yönelik güven duygusu geliştirir. Örgütsel güven sağlanınca bir sonraki aşama, birey örgüt uyumu aracılığı ile örgütsel özdeşleşmenin sağlanmasıdır. Son aşama olarak, örgütsel güven ve örgütsel özdeşleşmeyi yakalamış olan işgörenler içinde bulundukları mesleki çevre ile özdeşleşirler ve işgören - meslek uyumu sağlanmış olur ve mesleki özdeşleşmeye ulaşılır. Diğer bir ifade ile sistemin işleyişi üç kademede bütünleşmektedir. Sonuç olarak, iyi bir örgütsel imaj ve örgütsel güven düzeyine sahip olan bir örgütte çalışmak isteyen işgörenlerin, örgütsel özdeşleşme ve mesleki özdeşleşme düzeyleri de daha yüksek olacaktır.

Örgütler, meslek hayatının iş-işgören uyumuna dayandığı bir çalışma düzeni yaşatmak suretiyle, işgörenlerin çalışma istek ve arzularına ulaşmalarına imkân verdikleri ve onlara mesleklerini tam gönül rahatlığı ile yapmalarını sağladıkları ölçüde, onların güvenlerini kazanırlar. Diğer bir ifade ile bir işgören eğer örgüt kendi amaçlarına ulaşmada araçsallık teşkil ediyor ve işini yapması için gerekli olan bütün fiziki, ekonomik, psikososyal ve moral şartları hazırlıyor ise o örgüte güvenir. İşgörenler

yaratıcılıklarını yaşayabildikleri ve gerçekleştirebildikleri örgütlere güvenir ve bu durum da örgütsel özdeşleşme ve mesleki özdeşleşmeyi pekiştirir.

Kişiler çalıştıkları örgütler aracılığıyla toplumsal bütünleşme yaşarlar. Örgütler sadece mal ve hizmet üreten kurumlar olmaktan öte, işgörenlerin sosyalleşmelerine ve gelişmelerine katkıda bulunmaktadırlar. Örgütler bireylerden, toplum da örgütlerden meydana gelmektedir. Bir örgütte bulunan kişiler, örgüte güveniyorlarsa, güven duyan bir işgören bütünlüğüne sahip olmak da örgüte güven sağlar. Sosyal grupların toplumdaki biçimsel şekilleri örgütlerdir.

Toplum bireylerinin belirli amaçlar ve esaslarla bir araya gelerek oluşturdukları örgütler toplumsal sisteme ait genel kültür sisteminin birer alt kültürüdürler. Kişiler, ekonomik amaçlarla bir araya gelirler. Örgüte dâhil olan işgörenler değişik yerlerden, hatta kimi zaman değişik kültürlerden gelirler. Bu işgörenler hem geldikleri yerlerin kültürünü taşırlar, hem de içinde yer aldıkları topluluğun kültürünü taşırlar (Erdoğan, 1983: 119). Örgütler, bireyler ile toplum arasında aracı kurum olurlar. Örgütsel özdeşleşme ve örgütsel güven sağlandığında, örgütler aracılığı ile toplumsal bütünleşme ve entegrasyon sağlanmış olur.

Toplumsal hayatın birçok sahasının sosyal üyeleri bakımından idrak edilmesi güç bir durum alması da, güven bakımından büyük bir ilerlemedir. Kuruluşların, organizasyonların ve teknolojik modellerin komplike oluşu ve prosedürlerinin giderek global bir kapsama ulaşması, vasıfsız işgücü yerine profesyonel işgörenlerin işgücüne olan ihtiyacını arttırmaktadır. Toplumsal ortamın komplikasyonunun üstesinden gelmede önemli olan güven, aslında profesyonellere yönelik duyulan güven olmaktadır. Topluluğun gereksinim duyduğu pozisyon ve nitelikli bilgiye sahip profesyonellerin, bu bilgi ve gücü, toplumun yararı yönünde kullanacağına güvenmek toplumda yer alan bireylerin bir yükümlülüğüdür. Başka bir ifade ile profesyonel mesleklerde geçerli olan güven münasebetinde karşılıklı yükümlülükler geçerlidir. Profesyonel işgörenin yükümlülüklerini ve var oluş amacını doğru tespit etmesi durumunda, topluluğu meydana getiren öbür kişilerin de bu durumda güven duygusu duyması gerekmektedir (Seçer, 2009: 251-258).

Avcı ve Turunç’un yapmış oldukları çalışma neticesinde; örgüte güven algısının kariyer memnuniyetini de doğrudan pozitif yönde etkilemekte olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Avcı ve Turunç, 2012: 53). Kariyer memnuniyeti de direkt olarak mesleki özdeşleşme ile olumlu yönde ilişkili olduğu için; örgütsel güven ile mesleki özdeşleşme

arasında olumlu yönde, mesleki özdeşleşmeyi arttıran bir etkisi olduğu sonucuna ulaşılabilmektedir.

Örgütsel güven ve örgütsel özdeşleşmenin varlığı halinde mesleki özdeşleşme daha kuvvetlidir. Mesleki özdeşleşme, bir meslek mensubunun ulaşmayı ya da erişmeyi arzuladığı en ideal aşama ve amaçtır. Bu aşama ve amaca ise büyük ölçüde örgütsel güven ve örgütsel özdeşleşme aracılığı ile ulaşılmaktadır. Örgütsel güven ve örgütsel özdeşleşme düşük düzeylerde ise çoğunlukla bu durum kişilerin bu örgütte iş ve mesleklerini tam olarak yerine getirebilmelerine dair maddi ve manevi şartların uygun olmadığı anlamına gelmekte ve böylece çalışanların mesleki özdeşleşme düzeyini de aşağıya çekmektedir. Diğer bir ifade ile örgütsel güven ve örgütsel özdeşleşme düzeyleri yüksek olan işgörenlerin mesleki özdeşleşme düzeylerinin de daha yüksek olması beklenmektedir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

ALGILANAN ÖRGÜTSEL GÜVENİN ÖRGÜTSEL VE MESLEKİ ÖZDEŞLEŞME ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI 4.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi

Araştırmanın amacı, çalışanlar tarafından algılanan örgütsel güvenin, çalışanların örgütsel özdeşleşme ve mesleki özdeşleşme düzeyleri üzerinde ne derece anlamlı bir etki yarattığının sorgulanmasıdır. Yapılmış olan ön akademik literatür taramasında, Türkiye’de yapılmış olan çalışmalarda, örgütsel güven ve örgütsel özdeşleşme kavramlarının birtakım değişkenler ile birlikte incelendiği (Akyüz ve Yılmaz, 2013; Ateş, 2015; Cüce vd., 2013; Erdem, 2003; Halis ve Şenkal, 2009; İslamoğlu vd., 2007; Kırkbeşoğlu ve Tüzün, 2009; Kök vd., 2015; Ören, 2007; Özcan, 2012; Özdemir, 2010; Polat, 2009; Tak vd., 2009; Tokgöz ve Seymen, 2013; Turunç ve Çelik, 2010; Tüzün, 2006; Tüzün ve Çağlar, 2008) ancak çalışanların mesleki özdeşleşme düzeylerini ve bu özdeşleşme düzeyini örgütsel özdeşleşme düzeyinden ayıran temel etkileri ölçmeye yönelik çalışmaların sınırlı düzeyde kaldığı tespit edilmiştir. Bu çerçevede çalışanların, örgütsel özdeşleşme ve mesleki özdeşleşme ilişkilerini değerlendirmek üzerine yapılan araştırmalarda önemli boşluklar bulunmaktadır.

Ayrıca, çalışmanın üniversitelerde yapılmış olması, araştırmanın modeli, örgütsel güven, örgütsel özdeşleşme ve mesleki özdeşleşme kavramlarının birlikte değerlendiriliyor olması ve mesleki özdeşleşme ölçeğinin yurt dışındaki bir çalışmadan alınarak Türkçe’ye uyarlanmış olması nedenleri ile bu çalışmanın önem teşkil ettiği ve bu anlamda literatüre katkı sağlaması umulmaktadır.