• Sonuç bulunamadı

2.2. ZOE VE THEODORA KARDEŞLER

2.2.2. Zoe ve Mikhail

İmparatorun ölümünün nasıl gerçekleştiğini Psellos açık bir şekilde aktarır. Fakat ölümünden Zoe ve Mikhail'in ne kadar sorumlu olduğu konusunda açık kapı bırakır. Bununla beraber kullandığı cümle dahi imparatoriçenin bu işte parmağı olduğunu göstermektedir:"İmparatora karşı dehşet verici cinayeti bizzat aşık çift mi,

yoksa onların yardımcıları mı işledi kesinlikle söyleyemem" der ve şöyle devam eder: "... Bununla beraber herkes tarafından kabul edildiğine göre, onu önce ilaçlar ile sersem ettiler, sonra da helleborein (sindirim sistemini etkileyen bir zehir) ile zehirlediler. İddia etmiyorum fakat Zoe ve Mikhail'in imparatorun ölümüne sebep olduklarına inanıyorum." Durumunun kötüleştiği günün ardından Kutsal Cuma

merasimi yapılacaktı ve imparator hazırlıklarını yapmak için hamama gider. Bilindiği üzere imparatorlar saray havuzlarında yüzerek, hem temizleniyor hem de keyif yapıyorlardı. Romanos'da öncekiler gibi havuza girdi ancak çok geçmeden fenalaşır. Hamamın içinde ne olduğu tam olarak bilinmemekle beraber, suikastçılar tarafından boğulmaya çalışıldığı anlaşılır. Sudan çıktığında karşısında saray halkıyla beraber

84Zonaras, s. 54., Norwich, (II), s. 221.

67 Zoe'yi de şaşkın ve üzgün bir yüz ifadesi ile görür. Ancak Zoe'nin, kocasının ölmek üzere olduğunu görünce sevindiğini Psellos direkt olarak aktarmaktadır.85 Nitekim Romanos orada öldüğünde, iddiasını kanıtlayacak son bir kanıt daha aktarır: İmparator ölmeden önce son nefesini verir ve dili dışarı çıkar; ağzından koyu renk bir sıvı sızmıştır.86

Zoe, daha eşi ölmeden önce bile niyetini açık bir şekilde belli etmişti. Amacı sadece Romanos'dan kurtulmak değil, aynı zamanda genç aşığı olan Mikhail'i imparatorluk tahtına çıkarmaktı. Romanos'un ağır hastalık döneminde Mikhail ile rahatça yatıp kalktığı ayyuka çıkmıştı ancak Zoe bundan hiç rahatsız değildi. Nitekim sarayda Mikhail'e, imparatorlara has asa ve taçları taktığı da görülmüştü. Başına dert olabilecek ve birçok kez de imparatorda ihtarlarda bulunmuş olan Pulcheria'nın ölümünden sonra Zoe, saraydaki herkese Mikhail'i imparator yapmak istediğini de söylemişti. Bu isteğinin arkasında ne kadar durduğunu Romanos'un ölümü ile kanıtlamıştır.

Romanos'un ölümü ile yönetici grupları ikiye bölünmüştür. Bir yanda Zoe, Mikhail ve Ioannes Orphanotrophos diğer yanda saray erkanından yüksek rütbeli görevliler ve senatörler. İkinci grup tahtın Zoe'nin hakkı olduğunu biliyordu, fakat imparatoriçenin sadece duyguları ile hareket ettiği kanaatine varmışlardı. Gayet yerinde bir gözlem olmakla beraber senatörler ne yaptılarsa Zoe'yi, Mikhail'den daha uygun bir imparator adayı ile evlendirmeye ikna edemediler. Elli altı yaşındaki yaşlı imparatoriçe her şeyi Mikhail için yaptığını göstermişti. Nitekim Mikhail'in fırsatçı abisi Orphanotrophos, Zoe'nin yanına gelerek "Bu iş az bir zaman için dahi gecikirse

hepimiz mahvolacağız" der. İmparatoriçe artık adımını atmıştı. Derhal imparatorluk

alametleri olan erguvanını ve diğer aksesuarlarını üzerine geçirir ve aynı şekilde Mikhail de imparatorluk kaftanını giyer. Zoe, onu kendisine denk bir tahtın üzerine oturtur ve kendiside yerini alır. Emri üzerine saraydaki herkes, bu ikiliyi imparatorluk çifti olarak tanır. Sabah şafak sökerken Konstantinopolis Patriği Studioslu Aleksios

85 Dönem üzerine kalem çalan hemen her kaynak Romanos Argyros'un, Zoe ve yandaşları tarafından zehirlendiğini kaydeder. Bununla beraber banyoda yaşanan boğuşma ortamının ne kadar gerçeği yansıttığı muallaktır. Psellos bunu kendi gözleriyle görmemiş, sadece duyduklarını aktarmış. İleri sürülen teorilerden birizehrin etkisini yavaş göstermesi sonucu Zoe'nin sabırsızlanmış olabileceği ihtimalidir. Ancak her halükarda imparator zaten yaşlı ve çökmüş bir vaziyettedir. Öleceği herkesçe malumdur ve dolayısıyla tahta teşebbüs eden Zoe'nin, kendisini bu denli açık edecek bir girişimde bulunmasının, gerçeği ne kadar yansıttığı tartışmaya açıktır.

68 saraya çağrılır. Saray geldiğinde Patrik, ilk olarak imparatorun cesedini sonrada cesedin yanında tahta oturan Mikhail ve Zoe'yi görür. Girdiği şokun Zoe için hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur ve lafı hiç dolandırmadan Patriğe, Mikhail'i tanıması için ültimatom verir. Patriğin başka şansı yoktur; imparatorluk çifti kutsanır ve dinsel olarak da tanınmış olurlar. Şafak söktükten sonra senatörler sıraya girerek. çiftin önünde yerlere kadar eğilirler.Zoe için bu biat ritüeli yeterlidir ancak senatörlerin hepsi yeni imparator Mikhail'in elini öpmek mecburiyetinde kalırlar.87

Zoe istediğine ulaşmıştır; ancak istediği şey onun için hiçte hayırlı olmamıştır. Elli altı yaşındaki imparatoriçe kendinden neredeyse kırk yaş küçük olan Mikhail'in kendisine aşık olduğu kanısına vararak çok büyük bir hata yaptı. Büyük ihtimalle kendisinin imparatorluk makamına taşıdığı birinin her türlü isteğini ve kaprisini çekeceğini düşünmüştü ancak Mikhail, Zoe'nin umduğu gibi taç takmış bir köle rolünü oynamak istemedi. Birkaç aylık geçiştirme dönemi ile Zoe'nin gönlünü aldıktan sonra gerçek yüzünü gösterdi. Zoe'yi hiçbir zaman sevmemişti ve artık imparatorluğu ondan çok daha iyi yönetebileceğini düşündüğünden tek kalmak için sabırsızlanıyordu. İstediklerini gerçekleştirebilmek namına kendisine sonuna kadar destek verecek olan Orphanotrophos ile Zoe konusunu konuştu ve akabinde imparatoriçe bir kez daha gynaeceum'un yolunu tuttu. Tekrardan hazine ile ilişkisi kesilerek kısık bir bütçe ile geçimini sağlaması kararlaştırıldı. Başına diktiği muhafızların başkanı, ziyaretçinin kimliği, ailesi ve niyeti konusunda yaptığı dikkatli araştırmalardan sonra özel izin vermedikçe, imparatoriçenin yanına kimse giremiyordu. Mikhail'in, Zoe'den korkmasının bir sebebi daha vardı: Sonunun Romanos Argyros gibi olma ihtimali.88

Zoe'nin geleceğini anlayabilmek için genç imparatorun faaliyetlerini gözlemlemek gerekir. Her şeyden evvel Mikhail imparatorluğun başına geçen en komplike hükümdarlardan biridir. Bazı yönleri ile gaddarlığı temsil ederken bazı yönleriyle de tam bir entelektüel, iştahlı bir öğrenci ve yönetici vasıflarına haiz bir imparatordur. Psellos onun hakkında şunları söylemektedir:

"Bu adamı karakteri yüzünden hemen suçlamaktan insan çekiniyor. Çünkü Romanos'a karşı işlediği suçu, zina iddialarını ve ufak bir şüphe üzerine bazı kişileri sürgün ettiği söylentilerini bir yana bırakırsak, bu adam Roma imparatorları arasında

87 Zonaras, s. 56., Garland, s. 139. 88 Norwich, (II), s. 225.

69

başta gelenlerden biridir. Hellen kültüründen tamamıyla mahrum olduğu doğrudur. Bununla beraber tabiat itibariyle bu kültüre pek çok filozoftan daha yatkındı. Delikanlılığının en olgun devrinde ve gençliğinin çiçek açtığı çağda bile bedenine hakimdi. Bedeni ihtirasları mantığını ezeceğine, mantığın arzuları üzerinde sıkı kontrolü vardı. Aynı zamanda hazırcevaptı; zeraeftle nükteli aksi cevap vermeye dili pek yatkındı. (...) Kanunlarla ilgili konularda karar vermek veya bir iddiayı ispatlamak gerektiğinde zorluk çekiyordu. Güzel konuşması kendisine pek fazla yardım sağlamıyordu. Ancak meseleyi mantıkla çözmek gerekince, bunu ince ve karmaşık iddialarla ele alırdı. Tecrübeli bir uzman bile adamın olağanüstü fıtri kabiliyeti şaşırır kalırdı...”89

Mikhail imparatorluk yönetimine başladığında henüz bir çömez gibi davranıyordu. Ancak imparatorluğun muazzam boyutlarını ve gücünü gördüğünde, omuzlarına yüklediği sorumluluğun farkına vardı ve inanılması güç bir şekilde, o andan itibaren Bizans tarihinin en iyi yöneticilerinden biri haline geldi. Daha önce örneklerinin görüldüğü gibi, kimseyi öldürtmedi yahut meslekten ihraç edip sürmedi. Yeni bir dönem açmaktan ziyade var olan idari mekanizmayı sürdürdü. Ancak ne olursa olsun, ne kadar üstün vasıflara ulaşırsa ulaşsın, ona iç huzursuzluğu veren iki konu vardı: Aile ve sağlık. Eşini bir nevi hapse attırmıştı ve şu an yüzüne bile bakmaktan çekiniyordu. İmparatorluk soyuyla hiçbir kan bağı ve ilişkisi bulunmadığı halde onu tutup, imparatorluğun bir numarası yapan Zoe'yi, kimseyle görüşemediği gynaeceum'a göndermişti. Kardeşlerinin ise hepsi birbirinden beterdi. Onlara bazı imparatorluk görevleri vermişti ancak hepsi bunları suiistimal ediyor ve saraya pek çok kez şikayetler geliyordu. Mikhail'e yansımayan bu şikayetleri örtbas eden kişi, akıllı olan tek kardeşi Orphanotrophos idi. Çoğu kez kardeşlerinin ve hatta akrabalarının suçlarının üstünü kapatmış hatta bu tarz duyumlar saraya aksettiğinde suçu başkalarına bile atmıştır. Devlet yönetiminde; özelliklede mali işlerde Mikhail'e yardımcı olmuş ve kardeşine fazlasıyla destek vermiştir.90

89 Psellos, s. 56.

90 Psellos, Orphanotrophos hakkında şöyle söylemektedir: Onu yakından inceledim ve bazı iyi işlerinin

yanısıra genelde hoş karşılanmayacak davranışları olduğunun farkındayım. O sıralarda karakteri çok yönlü idi. Zeki, kurnaz ve hazırcevaptı. Vazifelerine çok dikkatle bağlıydı. Hatta çalışkanlıkta aşırılığa giderdi. Devlet idaresinin bütün dallarındaki tecrübesi büyüktü. Kimseye karşı kötü niyetli değildi, bununla beraber kendi önemini küçümseyenlere kızardı. Gece gündüz çalışmaktan bir an geri kalmaz ve vazife duygusunu asla unutmazdı. Herkes ondan korkar ve denetiminden endişe duyardı. Çünkü gecenin herhangi bir saatinde birdenbire atına atlayıp çıkar, şehrin bütün kıyı köşesini teftiş eder ve

70 İmparatorluğun kaderini değiştirecek olan asıl konu Mikhail'in sağlık problemleridir. Bilindiği üzere imparator epilepsi hastalığından muzdariptir ve her geçen gün nöbetleri kötüye gitmektedir. Zoe ile ilk tanıştığı zamanlardaki gibi ara sıra gerçekleşen krizlerden ziyade ne zaman geleceği belli olmayan ve imparatorun kaskatı kesilmesine neden olan bir durum söz konusudur. Mikhail'i içten içe çürüten bu hastalığın, onun üzerinde hem kişilik olarak hem de yönetici vasıfları bakımından büyük tesiri olmuştur. Her şeyden evvel nöbetleri yüzünden nadiren halka görünür ve başkalarının yanında kendini güvensiz hisseder bir hale geldi. Birini huzuruna kabul etmek veya mutat olan merasimlere katılmak gerektiğinde, özel olarak görevlendirdiği muhafızlara kendisini gözetlemek ve kontrol etmek görevini verdi. Bu görevliler imparatorun oturduğu tahtın iki tarafına kırmızı perdeler asarlar ve onun başını hafifçe çevirdiğini veya uyuklar gibi eğdiğini, yahut nöbet geçirdiğine işaret edecek başka bir hareket yaptığını görünce, krizin başlamak üzere olduğunu anlarlar ve derhal etrafında bulunan kimselere çekilmelerini rica ederek perdeleri kapatırlardı. Mikhail nöbet geçirirken kimseye görünmek istemiyordu ve etrafını saran muhafızlar hem tedavisini sağlıyor hem de imparatoru istemediği yabancı gözlerden ırak tutuyorlardı. Mikhail'in kriz geçirirken en son görmek istediği kişiyse Zoe idi. Zaten ona karşı kendini suçlu hissediyordu ve bir de kendisini böyle bitik bir halde görüp, onu utandırmasını istemiyordu. Bununla beraber imparator, imparatoriçe tarafından olmasa bile, pek çok kez sıradan insanlar tarafından nöbet geçirirken görülmüş ve hatta attan düştüğü zamanlar bile olmuştur. Mikhail hastalığının önüne geçememiştir.

Nihayetinde kaçınılmaz olanın yaklaştığını fark etmek durumunda kaldı. İmparatorun bütün vücudu şişmişti ve herkes onun ödemden muzdarip olduğunun farkındaydı. İyileşme umudu ile çeşitli ilaçlar ve dualar denedi. Sağlığını, kendisini Tanrıya vermiş, ömürlerini bu yolda geçirmiş kişilerin ellerine bıraktı. Onların Tanrıya en yakın kişiler olduklarını düşünerek nasihatler istiyor ve kendisi için dua etmelerini diliyordu. Bu durum bazı kötü niyetlilerin kendisi hakkında dedikodular yaymasına sebep oldu. Ancak Mikhail durmaksızın maneviyata yöneldi. Şehrin batısında Anargyroi' nin anısına bir kilise yaptırmaya karar verdi. Temelleri daha önce atılmış olan inşaata bir an evvel başladı; etrafını duvarlarla çevirip yapıyı genişletti. Yeni

şimşek gibi her yerden geçerdi. Kimse bu teftişi ne zaman yapacağını bilmezdi ve bu sebeple de herkes dikkatli davranır, korkuyla sinerdi.(Psellos, s. 58.)

71 şapeller ekleyerek binanın aslını büyüttü ve güzelleştirdi. Pek çok açıdan mimari bir harika olan bu kiliseyi, yeni bir yurt inşaatı izledi. Ptokhotropheion adı verilen bu yurt Konstantinopolis'te çalışan fahişeler için yapıldı. Mikhail kimseyi ne zorladı ne de alıkoydu; ancak fahişelerin temiz bir sayfa açabilmelerini sağlamak amacıyla bu emsalsiz güzellikteki yurdu diktirdi ve istemeleri durumunda buraya sığınabileceklerini beyan etti. Bir çok hastanın ziyaretine giderek, öncesinde ve sonrasında hiçbir Bizans imparatorun fiiliyata geçirmediği bir hareket yaptı ve hastaların bakımlarını bizzat kendi üstlendi. Onları yıkadı, kremlerini sürdü, giydirdi; kısacası onlar imparator Mikhail köleymiş gibi davrandı. Ancak ne yaparsa kendi durumunda bir iyileşme olmadı.

Bizans İmparatorluğunun buradaki siyasetine yön veren kişiler Zoe ve Orphanotrophos'dur. Mikhail'in ölümü yaklaşmaktadır ve Ioannes'in imparatorluk gücünden vazgeçmek gibi bir niyeti yoktur; Paphlagonia hanedanını kurmak niyetindedir. 1037 yılında Patrik Studioslu Aleksios'un kilise kanunlarına göre seçilmediği gerekçesiyle, kendisini patriklik makamına taşımak ister. Unuttuğu şey ise Patriğin en az kendisi kadar zeki olduğudur. Aleksios, eğer seçim kilise kanunlarına göre yapılmadıysa, kendisinin yönettiği ve izin verdiği her bir ritüelin ve kilise atamalarının geçersiz kılınacağını belirtir. Bu atamaların içinde birkaç yıl önce seçilen kardeşi Mikhail de vardır. Ioannes kilise kanalından kendisine bir çıkış yolu bulamaz. Diğer iki kardeşi hadımdır ve kendisine her an imparatorluk tahtına oturacak biri gerekmektedir. O anda aklına kayınbiraderi Stephanos gelir. Tam bir baş belası olan ve zamanında askeriyedeki görev vazifesini yüzüne gözüne bulaştıran bu adam çoktan ölmüştür. Ioannes'in tahta geçirmek istediği kişi kalaphates lakabı ile tanınan Stephanos'un oğlu Mikhail' dir. Ioannes ilk iş olarak kardeşi Mikhail'e durumu aktarmak durumundadır. Nitekim kardeşini çok iyi tanıyan ve uygun bir damardan konuya giren Ioannes, kendisinin ona olan sadakatinin hiçbir zaman değişmeyeceğini ancak halkın içinde dedikoduların çıktığını ve insanların kendilerinden ziyade Zoe'ye saygı duyduğunu, bu sebeple bir isyan çıkabilme ihtimalinin olduğunu, buna bağlı olarak yabancı birinin hanedana girme durumunun olabileceğini söyler. Önlem olarak Zoe'nin kalaphates lakaplı yeğeni Mikhail'i evlat edinerek, caesar rütbesine yükseltmesi ve bu sayede hanedanın hiçbir şekilde sekteye uğramadan devam ettirilmesini önerir. Tamamen kukla rolü oynayacak olan yeğen Mikhail, hiçbir şekilde

72 imparatorun otoritesini sorgulayamayacaktı. Mikhail'in bu öneriyi kabul etmesiyle beraber derhal Zoe'ye gidilir. Uzun süredir hapis hayatı yaşayan yaşlı imparatoriçenin bu teklifi reddetmesi gibi bir durum olanaksızdır. Sarayda düzenlenen bir törenle yeğen Mikhail, Zoe tarafından evlatlık edinilir ve akabinde caesar rütbesine yükseltilir. Samimiyetten fazlasıyla uzak olan bu törende simgesel bir şekilde yeğen Mikhail, tahttaki Zoe'nin kucağına oturur ve ardından kutsaması yapılır. Aralık 1041'e gelindiğinde İmparator Mikhail son nefesini vermiş ve Zoe bir kez daha ismi Mikhail olan bir imparator adayıyla baş başa kalmıştır.91