• Sonuç bulunamadı

2.4. KOMNENOSLARIN KÖKENİ VE İKTİDARI GETİREN KADINLAR

2.4.2. Isaakios Komnenos'un Mücadelesi

Bilindiği üzere Makedon hanedanının son temsilcisi olan Theodora, son nefesini verirken, imparatorluk makamına Mikhail Bringas'ın getirilmesini onaylamıştı. Onun izni ile başa geçen Mikhail henüz tahta çıkmışken, küçük çaplı bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalmış ancak bu darbe girişimi o kadar cılız bir anlam ifade etmişti ki, darbecilerin ele geçirilmesi ve sürülmesi çok kısa bir sürede gerçekleşmişti. Mikhail Bringas, II. Romanos döneminde yönetimde yer alan Ioseph Bringas'ın soyundan gelmekle birlikte, zeka ve yöneticilik yetenekleri bakımından ondan aşağıdaydı. Bu sebeple on birinci yüzyıl ortasında yönetim erkinin üzerinde, sivil ve askeri kanatların nasıl dengede durduğunu kavrayamamıştı. Bu yoksunluk ise ona sonunu getirecek ve Komnenosların da taht üzerindeki misyonunu başlatacak hamleyi yaptırmıştı. Mikhail askeri ve sivil bürokrasi karşısında açıkça taraf tutmuş ve sivil yönetimi el üstünde tutarken, askeri yönetimi adeta yerin dibine sokmuştur. 1057 yılı Paskalya bayramında, imparator gelenek olduğu üzere bağışlarda bulunmak niyetindedir. Tüm senato, öğretmenler ve devlet memurlarına gönlü bol şekilde armağanlarda bulunur ve bazılarının kıdemlerini hiç düşünmeden yükseltir. Orduya sıra geldiğinde ise bu tutumu, tamamen zıttına bürünür. Huzuruna gelindiğinde, bütün

87 üst düzey askerlerin karşısında eğilmesini ve bilindik ritüelleri gerçekleştirdikten sonra yan yana dizilmelerini ister. Normal koşullarda, törenin bu kısmında imparatorun asil askerleri överek onlara iltifatlarda bulunması gerekiyordu. Ancak Mikhail bunun tam tersini yaparak hepsini azarladı ve içlerinden iki tanesinin öne çıkmasını istedi. Bu kişiler Isaakios Komnenos ve Katakalon Kekaumenos idi. Mikhail, Isaakios'u, Antiokhia dışında her yeri kaybetmek, ordusunu bozmak, hiç liderlik vasfı gösterememek ve orduya gereken parayı kendi hesabına tahsis etmekle suçladı. Terfi ve övgü dolu sözler bekleyen Isaakios, tüm bunlar karşısında cevap veremez duruma gelirken, araya girmeye çalışan diğerlerine ise Mikhail izin vermemiştir.

Mikhail, uzun yıllardır askeri aristokrasi tarafından ezilmiş biri olarak, eline geçen ilk fırsatta ezilmişliğinin acısını çıkartmak amacıyla, askeriyenin en önemli komutanlarını acımasızca teşhir etmiştir. Takındığı tavırdan en ufak bir pişmanlıkta duymamış ancak bir bakıma kendi ipini kendi çekmiştir, çünkü komutanların hepsi bu durumdan rahatsız olmuştur. Aradan geçen birkaç gün sonraki toplantıda komutanların gönlünü almaya yönelik tek bir adım atmaması sonrası komutanlar karara varırlar; harekete geçeceklerdir. Yıllardır süregelen sivil bürokrasinin vurdumduymazlığı ve devlet hazinesi ile yönetici kadrolarını umarsızca saçıp savurmasından bıkmışlardır. İşe yaramaz kadınların, entrikacı hadımların ve beceriksiz imparatorların tahttan uzak tutulması gerekmektedir. İhtiyaç duyulan şey eski Roma gibi zaferden zafere koşan bir imparatorluk ve ona liderlik edecek bir imparatordur. Akla gelen ilk isim Aleksios Komnenos'un amcası Isaakios Komnenos idi. Ancak Isaakios bu öneriye olumlu cevap vermez ve Paphlagonia' daki malikanesine çekilir. Komutanlardan bazıları başkentin nabzını yoklamak amacıyla şehirde kalır ve hiç beklemedikleri bir yerden destek bulurlar. Konstantinopolis Patriği komutanlarla işbirliğine hazır olduğunu bildirir. Ayasofya'nın içerisinde yapılan gizli toplantıda, Mikhail'in gazabına uğrayan Katakalon Kekaumenos aday gösterilir ancak o bunu kesin bir dille reddeder ve Isaakios'un adaylığı için ısrar eder. Örnek bir asker ve yönetici olarak, ayrıca diğerlerinin öncüsü konumunda olmasından ötürü Isaakios, herkes tarafından onaylanır ve 8 Haziran 1057 yılında kendi malikanesinde imparator ilan edilir.105

Isaakios'un başkaldırması sıradan bir isyan değildir. Tüm Anadolu ordularının imparatora başkaldırdığı ve her sınıftan çok sayıda Bizanslının da onlara destek verdiği

105 Attaleiates, s. 64., Norwich, (II), s. 260.

88 bir iç savaş sürecidir. Nitekim Isaakios'a, çoğu Vareg, Frank ve Normanlardan oluşan sekiz taburluk adam toplayan Katakalon'da katılmıştır. Birçok bakımdan Isaakios, Mikhail'den daha meşru bir imparatordur. Askerleri tarafından kalkan üzerine çıkarılarak basileus ilan edilmiş ve Anadolu'da bir çok kentten vergiler onun adına toplanmaya başlamıştır. Savaştan önce eğittiği ve katı disiplin altına soktuğu askerleri ona sıkı sıkıya bağlıdır. Isaakios ise toplanan vergiler ile onların maaşlarını vererek sadakatlerini bir kez daha kazanmayı başarmıştır. Mikhail'in elinde Avrupa topraklarında bulunan askerler mevcuttur; Anadolu ayağında ise oldukça küçük bir grup bulunmaktadır. Çoğu paralı askerlerden oluşan bu grup ile Isaakios'un ordusunun karşılaşması İznik ile İzmit arasındaki bir mevkide gerçekleşir ve Isaakios bu çarpışmadan galip olarak çıkar. Tahtından feragat etmek istemeyen Mikhail ortak bir anlaşma yapma amacıyla elçiler gönderir. Elçilik heyetinde olan Mikhail Psellos konuşmasını yaptıktan sonra, Isaakios'un anlaşma üzerine şunları söylediğini aktarır:

"Benim bu konuşmayı yapmam üzerine imparator tahtından kalktı ve bana şeref verici iltifatlarda bulunduktan sonra toplantıyı dağıttı. Askerlere gitmeleri emredildi ve Isaakios bizi yalnız olarak bir kenara çekti. "Gerçekten inanıyor musunuz" dedi "bu imparatorluk elbisesini kendi isteğimle giydiğime ? Zannediyor musunuz ki, eğer kaçmak mümkün olsa, bunu reddederdim ?Asla ! Bu olayda ilk sırayı almaya beni onlar zorladı ve şimdi onların elindeyim; her taraftan kıstırıldım. (...) "Şimdilik imparatorluk gücü istemiyorum. Caesar'lık mevkii beni tatmin ediyor. Bu sebeple imparator bana yeniden haber göndersin, ölümünde imparatorluğu benden başka kimseye bırakmayacağını vaat etsin; arkadaşlarıma, yanımdakilere benim bahşettiğim şereflerden, unvanlardan hiçbirini geri almayacağına ve imparatorluk gücünü biraz olsun benimle paylaşacağına söz versin ki, bende arzu ettiğim takdirde daha önemsiz sivil mevkileri kendi maiyetimdekilere verebileyim ve icabında askeri terfileri kontrol edebileyim. Bu dilediklerimi kendim için değil, adamların için istiyorum. Dileklerimi kabul ederse vakit geçirmeden gelir ve ona bir imparatora bir babaya gösterilmesi gereken saygıyı gösteririm…”106

Mikhail, tartışmasız bir şekilde Isaakios'un şartlarını kabul ettiğini bildirir. Isaakios' un hazırlıklarına başladığı esnadaysa bir haberci gelerek senatonun, patriğin yardım ve yardakçılık ettiği bazı üyelerine bir darbe yaptığını ve Mikhail'i zorla

106 Psellos, s. 212.

89 Ayasofya'ya sığınmak durumunda bıraktıklarını bildirir. İlk gelen haberin dedikodu olduğu sanılmışsa da aynı haberin ikinci kez gelmesiyle, gerçek olduğu anlaşılır. Ancak Isaakios her şeyi sakin bir tavırla karşılar ve 1 Eylül 1057 tarihinde Konstantinopolis'e girmeyi başarır. Mikhail, Isaakios' un merhameti sayesinde ne sürgüne gönderilir ne de cezalandırılır. Tahttan çekilmesi yeterli addedilir ve çok geçmeden sıradan bir vatandaş olarak hayatını kaybeder. Başa geçen Isaakios'un tek hedefi vardır: İmparatorluğu elli yıl önceki haline getirmek. Askeri reform yapma isteğinin yansıması olarak askerleri bir an evvel maaşlarını alarak evlerine gönderme çabası içine girmiştir. Bunun içinde Zoe ve ailesinin askerlerden kestiği maddi olanakları tekrar yürürlüğe koymak istemiş ve büyük çaplı bir emlak istimlakına girişmiştir. Kanuni yoldan elde edilen eski mülklere dokunulmamış ancak son zamanda kayrılan kimselere ya da fırsatçılara verilen topraklar tazmin edilmeksizin geri alınmıştır. Bu husus üzerine yaşanan en büyük tartışma ise Patrik ile İmparator arasında gerçekleşmiştir. Toprak meselesi bir yana, Patrik kendisini arşı alada görerek, sınırlarının imparatorla eş hatta ondan yukarıda olduğunu düşünür. Bunun göstergesi olarak da imparatorlara has erguvan rengi botları ayağına geçirmiştir. Kuşkusuz halkın imparatordan ziyade onun arkasında olduğunu bildiğinden böyle bir tutum içerisine girmişse de, Isaakios onu şehir surları dışında yakalatmayı başarmış ve mahkemeye çıkarmıştır. Devam eden duruşmalar sırasında Patriğin ölmesi halkı, imparatora karşı doldurmuştur. Ancak Isaakios'un tahtan inmesi bu minvalde gerçekleşmemiştir.