• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Yılmazlığın Tanımlanması

Yılmazlık, yaşanan olumsuzluklara rağmen, insanlarda sağlıklı ve umutlu yaşamayı devam ettiren bir süreçtir. Ancak, yılmazlık birden bire ortaya çıkmamakta olup, farklı durumlar, koşullar ve bağlam içinde değişebilen dinamik bir yapıya sahiptir. 1970'lerden bu yana yılmazlık gerek bireysel boyutta gerekse de ailenin işlevselliği ve insan yaşamı içindeki yeri boyutuyla açıklanmaya çalışılmıştır (Brown ve Robinson, 2012; DeVries McKean ve diğ., 2007; Garmezy, 1993; Hawley, 2000; Lee ve diğ., 2003; Luthar, Cicchetti ve Becker, 2000; Masten, Best ve Garmezy 1990; McCubbin, 2002; Rutter, 1987; Özbay ve Aydoğan, 2014; Tak ve Orthner, Jones-Sanpei, Williamson, 2004; Walsh, 1996, 1998; Werner, 1989) Yılmazlık kavramının ne olduğunun derinlemesine açıklamadan önce, "Resilience" kavramının Türkçe kelime karşılığının tam olarak ele alınması önemlidir. Yılmazlık kavramı Latince "resiliens” (yılmaz/sağlam) kökünden türemiştir ve Türk Dil Kurumu'nda yılmazlık kelimesi için "yılmaz olma durumu" tanımı yapılmıştır. "Yılmaz" ise bir işten gözü korkup vazgeçmeyen anlamındadır (TDK, 2014). Aynı zamanda Türkçe'de "Resilience" kelimesi, çabuk iyileşme gücü, toparlanma, zorlukların üstesinden gelme anlamında kullanılmaktadır. "Resilience" kavramının Türk kültürü içerisinde psikolojik sağlamlık (Gizir, 2004; Kararırmak, 2007, Yalım, 2007), kendini toparlama gücü (Terzi, 2006), dayanıklılık/psikolojik dayanıklılık (Basım ve Çetin, 2010; Eminağaoğlu, 2006) gibi farklı kelimeler karşılık kullanıldığı görülmektedir.

Türk Dil Kurumu (2014) dayanıklılığı; sağlam, güçlü olma durumu; sağlamlığı ise; zarar görmemiş, dayanıklı, kolay bozulmamış anlamlarıyla açıklamaktadır. Resilience kelime anlamı olarak ve tanımlar içerisinde yaşanan bir olumsuz yaşantıdan sonra geri sıçrama

16

(spring back) ve geri tepme (rebound) ya da bir önceki duruma dönme (bounce back) olarak ifade edilmektedir. Dayanıklılık, sağlamlık kelimeleriyle karşılaştırıldığında yılmazlıkta zarar görmeme, bozulmama gibi bir anlam yoktur. Tam aksine yılmazlık bireyin, çiftin ya da ailenin yaşamında bir bozulma olmasını ve bunun ardından da bireyin önceki durumuna daha da güçlü bir şekilde dönebilmesini içerir. Bu kelime anlamları açısından bakıldığında resilience kavramının kelime anlamı olarak Türkçe'ye yılmazlık olarak çevirisi daha uygun bir anlam vermektedir.

Bununla birlikte "resilience" kavramının çevirisi ise ilk kez "yılmazlık" olarak Öğülmüş (2001) tarafından yapılmakta olup, yılmazlık olarak kullanımının da oldukça yaygın olduğu dikkat çekmektedir (Bayraklı, 2010; Bayraklı ve Kaner, 2010; Gürgan, 2006; Kurt, 2013; Özbay ve Aydoğan, 2014). Bu çalışma içerisinde de hem kelime anlamı hem de yaygın kullanımı dikkate alındığında resilience kelimesinin "yılmazlık" olarak kullanılması tercih edilmiştir.

Yılmazlık, başlangıçta psikopatoloji içerisinde ele alınmış daha sonraları ise gelişimsel bakış açısıyla incelenmiştir (Luthar, Doernberger ve Zigler, 1993). Yılmazlık üzerine araştırmalar ilk olarak bireysel özellikleri tanımlamaya odaklanmıştır (Rutter, 1987; Garmezy, 1993; Werner, 1989). Son yıllarda pek çok araştırma içerisinde yılmazlık, çiftlerin ve ailelerin zor zamanlarda güçlenmelerini sağlayan bir özellik olarak aile ve çift danışmanlığı odaklı araştırmalar ve uygulamalar kapsamında tanımlanmaktadır (Patterson, 2002a, 2002b; Walsh, 1996, 1998). Araştırmacılar, yılmazlığın risk, kaynaklar ve bağlam arasında kompleks ilişkileri kapsayan bir süreç olduğunu belirtmişlerdir (Garmezy, 1993; McCubbin ve McCubbin, 1993; Rutter, 1987; Walsh, 1996, 1998; Werner, 1989). Bundan hareketle, yılmazlık kavramını ele alan araştırmacılar, bu yapıyı farklı temellere dayandırarak açıklamaya çalışmışlardır.

Yılmazlık, ilk olarak zor durumlar altında kalan çocukların pozitif uyumlarını inceleyerek geliştirilmiştir (Rutter, 1987). Rutter (1987), Werner (1989) ve Garmezy (1993) bu bağlamda yılmazlığı psikopatoloji içerisinde ele almışlardır. Rutter (1987) yılmazlığı riskli durumlar karşısında bireysel değişim olarak tanımlamaktadır. Rutter'ın (1989) bu tanımındaki varsayım aynı stresörlerin bireyler tarafından farklı şekillerde yaşanabileceği ve bireylerin bu stres durumlarına verdikleri tepkilerin de farklılaşabileceğidir. Werner (1989) ise yılmazlığı stresli/zor yaşam olaylarına maruz kalmanın ardından başarılı bir şekilde uyum sağlama olarak ele almıştır. Garmezy (1993) ise yılmazlığı "olumsuzlukların ardından iyileşme gücü" ya da "olumsuzluğu takiben işlevselleşme" olarak tanımlamıştır.

17

Yılmazlık, gelişimsel psikoloji içerisinde çocuk uyumu, ebeveyn-çocuk ilişkisi üzerine odaklanmada başarılı sonuçlara ulaşmak için önemli bir kaynak ve değişken olarak ele alınmaktadır (Cicchetti ve Garmezy, 1993). Cicchetti ve Garmezy (1993) ise yılmazlık kavramını, değişen durumu ve uyumu içeren dinamik gelişimsel bir süreç olarak kavramsallaştırmıştır. Bu, yılmazlığın yapısı gereği statik bir durum olmadığının göstergesidir. Yılmazlık, önemli zorluklar bağlamında pozitif uyumu içeren dinamik süreçleri kapsar (Luthar, Cicchetti ve Becker, 2000).

Yılmazlık daha sonraları boylamsal çalışmalar içerisinde incelenmiştir. Bu şekilde yılmazlık süreci gelişimsel bağlamda ele alınarak sosyal bağlamın ve ailenin önemi vurgulanmıştır (Werner ve Smith, 2001). Aynı zamanda zor durumların üstesinden gelmede, çocuk ya da yetişkinin, bireysel olarak bunu sağlayan başa çıkma tarzlarına ve kişilik özelliklerine odaklanılmıştır. Werner (1993) yılmazlığı boylamsal açıdan derinlemesine inceleyerek en kapsamlı araştırmayı yapmıştır. Werner, araştırmasına 1955 yılında başlamış olup 40 yıl boyunca yüksek risk altında bulunan 698 çocuğu incelemiştir. Çocukların ebeveynlerinin büyük bir çoğunluğu işsiz olup, yoksulluk ve ailelerin üçte birinde şiddet, alkol bağımlılığı, boşanma gibi riskli durumlar oldukça yaygındır. Araştırma grubundaki çocuklar böyle riskli bir ortamda büyümüş, çocukların altıda birine zihinsel engelli tanısı konulmuş ve üçte ikisinin ise yaşamlarının ilk on yılında öğrenme güçlüğü yaşadıkları belirtilmiştir. Aynı zamanda bireysel olarak da riskli duruma sahip olanların yanı sıra bu çocukların üçte birinin de normal birer yetişkin oldukları bulunmuştur. Bu çocuklar "yılmaz" olarak isimlendirilmiş ve araştırma sonucuna göre yılmaz olanların diğerlerine göre özerk, bağımsız, empatik, iyi problem çözme becerisine sahip, akranlarıyla etkili ilişkiler kurabilen bireyler oldukları sonucuna ulaşılmıştır (Werner, 1995).

Yılmazlık kavramına bir başka açıdan yaklaşan Masten (2001) yılmazlığı, bir kişilik özelliği olarak ele almaktadır. Masten (1994), yılmazlığı risk ve olumsuzluğa rağmen başarılı bir uyum gösterme olarak tanımlayarak, Masten ve diğ., (1990) üç farklı grup içerisinde yılmaz bireyleri incelemişlerdir. İlk gruptaki bireyler, yaşamlarında yüksek bir riske sahip olanlar ve kendilerinden beklenen sonuçlardan gerçekten daha iyisini başaranlardır. İkinci gruptaki bireyler, iş kaybı ya da boşanma gibi uzun süreli stresli yaşantıların devam etmesine rağmen, iyi bir şekilde uyum gösteren kişilerden oluşmaktadır. Üçüncü gruptaki bireyler ise çocuk istismarı gibi tek bir travmatik yaşantının etkilerinden iyileşenleri içermektedir. Yılmaz olan bireylere dikkat edildiğinde, kendi

18

yaşamlarında yaşadıkları olumsuzlukların üstesinden gelebilecek kaynaklara sahiptirler. Pozitif beklentiler, ego-kontrolü, benlik saygısı, zeka, sosyal yetenekler, duygusal denge, bağımsızlık (independence) ve otonomi, problem çözme yetenekleri yılmaz bireyleri tanımlayan pozitif özelliklerdir (Luthar, 1991; Wolin ve Wolin, 1993).

Yılmaz olan bireylerin sahip olduğu özellikler, iyimserlik (Peterson, 2000), gelecek- yönelimlilik (Masten, Hubbord, Gest, Tellegen, Garmezy ve Ramirez, 1999), yüksek düzeyde öz-yeterliliğe sahip olma (White, 1959), iç kontrol odağı (Luthar, 1991; Werner ve Smith, 1992) güvenli ve sağlıklı bağlanma (Masten ve diğ., 1990), zihinsel beceriler, sosyal bilişsel yetenekler (Nunn, 1995) ve etkili problem çözme beceriler (Luthar, 1991; Werner ve Smith, 1992) olup, bunlar aynı zamanda yılmazlığı sağlayan koruyucu faktörlerdir. Bunun yanı sıra Türk kültürü içinde yılmazlık kavramının daha çok bireysel özellikler bağlamında ele alındığı görülmektedir. Aile ve çift alanı içinde yılmazlık sürecinin derinlemesine incelenmesi yok denecek kadar azdır. Yılmazlık kavramını farklı risk grupları üzerinde inceleyen araştırmacılar yılmazlığın, yaşamda anlam (Demirbaş, 2010), anne-baba tutumları (Avcanok, 2013; Onat, 2010), mükemmeliyetçilik (Avcanok, 2013), yüksek benlik saygısı (Güloğlu ve Karaırmak, 2010; Irmak Yılmaz, 2011; Karaırmak, 2007), bağlanma (Irmak Yılmaz, 2011), problem çözme becerileri (Özcan, 2005), yaşam doyumu (Karaırmak, 2007), yüksek umut ve iyimserlik (Karaırmak, 2007; Kaya, 2007; Terzi, 2008; Yalım, 2007), başa çıkma yolları (Kurt, 2013; Yalım, 2007), öğrenilmiş güçlük (Dayıoğlu, 2008), sosyal destek (Dayıoğlu, 2008) ve özyeterlilik (Terzi, 2008) ile ilişkili olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Yılmazlık kavramı yalnızca çocuk ve ergenler üzerinde yapılan çalışmalarla sınırlı kalmamıştır. Yılmazlık, yetişkinlerin zor yaşam olayları ya da beklenilmeyen durumlarla başa çıkmalarını açıklamak için de kullanılmaktadır (Daly, 1999). 1970'lerden bu yana incelenen yılmazlık kavramı, son yıllarda aile ve çift danışmanlığı alanı içerisindeki araştırmalarda ve uygulamalarda dikkat çekmeye başlamıştır. Çiftlerde yılmazlık kavramına ilişkisel bir bakış açısından kabul görmüş evrensel bir tanım yoktur. Ancak farklı teori ve yaklaşımlar içerisinde bu kavram açıklanmaya çalışılmıştır. Bazı araştırmacılar, ilişkisel yılmazlığı aile yılmazlık kavramı teorik ve uygulama boyutuna temellendirmiştir (Hawley ve DeHaan, 1996; McCubbin ve McCubbin, 1993; Patterson, 2002a, 2002b; Walsh, 1996). Bununla birlikte bazı araştırmacılar ise İlişkisel Kültürel Teori içerisinde (Jordan, 2005) ve ilişkisel yetenekler bağlamında (Conolly, 2005) ele almışlardır. Bu araştırma içerisinde çiftlerin ilişkisel yılmazlıkları, Walsh'ın (1996)

19

önerdiği Aile Yılmazlık Modeli ve İlişkisel Kültürel Teorinin (Jordan, 2005) açıklamalarına dayandırılmıştır. Dolayısıyla, bu çalışmada ilişkisel yılmazlık kavramsal, kuramsal ve görgül araştırmalar bağlamında ele alınırken aile yılmazlığına ilişkin açıklamalar çerçevesinde incelenmiştir. İlerleyen başlıklarda geçen aile ve ilişkisel yılmazlığa ilişkin modeller açıklanmıştır.