• Sonuç bulunamadı

Vergi cennetleri, farklı sektörlerde çok ve çeĢitli vergi avantajları sunmaktadır. Bu avantajlardan en çok yararlananlar ise kar transferi gibi yollarla vergiden kaçınmak isteyen uluslararası sermaye Ģirketleri ve karapara aklayıcılardır. Vergi cennetlerinin sunduğu vergi avantajlarını altı baĢlık altında toplamak mümkündür. Bunlar360:

Üretim ġirketlerine Sunulan Avantajlar

Vergi cennetleri, özellikle çokuluslu Ģirketlerin yatırım ve üretim yaptığı alanlar olarak bilinmektedir. Vergi cennetlerindeki serbest liman ve gümrüksüz bölgeler, bu ülkelerde üretim yapıp dünyaya buradan ihraç etmek isteyen Ģirktler için önemli kolaylıklar sağlamaktadır. ġirketler buralarda üretimiĢ oldukları malları, global pazarda faaliyette bulunan diğer kardeĢ Ģirketlere yüksek bedellerle elde ettikleri karın vergi cenneti ülkede kalmasını sağlamaktadır. Bu Ģekilde hem elde ettikleri kar düĢük veya sıfır oranda vergilendirilecek hem de kar vergi cenneti ülkede kaldığı için baĢka ülkelere transferi kolay olacaktır.

TaĢınmaz Mal Sahiplerine Sunulan Avantajlar

Servetleri sürekli artıĢ gösterenler açısından vergi cennetleri, bu servetin kime ait olduğunu gizlemek veya sahip olunan bir takım malları satmak konusunda bir kaçıĢ kurtuluĢ yolu olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, bu malların satılmak istenmesi durumunda taĢınmazların kayıtlı olduğu Ģirketin hisseleri satılarak hemen hemen hiç vergi ödenmeksizin mallar satılmıĢ olmakta ve söz konusu malların mülkiyetinin kime geçtiği de gizlenmiĢ olmaktadır.

Turizm ġirketlerine Sunulan Avantajlar

Turizm Ģirketleri ticari iĢlemlerini ve satıĢlarını vergi cenneti ülkeler üzerinden gerçekleĢtirdikleri takdirde bu ülkeler tarafından sunulan vergi avantajlarından kolayca yararlanabilmektedir. Örneğin, bazı vergi cenneti ülkeler otel inĢası ve iĢletilmesinden elde edilen gelirleri 30 yıl gibi süreyle vergi dıĢı bırakılması.

360 Erkan Yetkiner, ―Vergi Cennetlerinin Sunduğu Bazı Vergi ve Yatırım Avantajları‖, Vergi Dünyası,

160

Gemi ġirketlerine Sunulan Avantajlar

Uluslararası alanda özellikle gemi taĢımacılığı yapan Ģirketler, gemilerin vergi cenneti ülkeler adına tescil etmekte ve bu ülkelerin bayrağı altında faaliyetlerine devam etmektedir. Böylece, hem kendi ülkelerinin koymuĢ olduğu bir çok hukuki kural ve düzenlemeler ile ekonomik kısıtlamalardan kurtulmuĢ olmakta hem de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergi cenneti ülkenin uyuguladığı orana göre ya hiç vergi ödememekte ya da düĢük oranlı bir vergi ödemektedirler. Özellikle Panama ve Liberya sağladığı avantajlar nedeniyle dünyadaki gemi Ģirketleri için önemli birer merkez durumundadır.

 Off-Shore Holdinglere ve Finans ġirketlerine Sunulan Avantajlar

Holding Ģirketlere bağlı Ģirketlerin vergi cenneti ülkelerde kurulması halinde söz konusu ülkeler vergi önceliklerini bu Ģirketlere vermektedirler. Bu yöntemle vergi cenneti olan ve olmayan iki ülke arasında eğer vergi anlaĢması varsa temettülerden alınan stopaj azaltılmakta veya hiç alınmamaktadır. Örneğin, Hollanda ve Lüksembur‘da bu yaygın olarak uygulanmaktadır.

Off-Shore finans Ģirketlerine sunulan avantajlar ise daha çok merkezi vergi cenneti olmayan bir ülkede bulunan bir Ģirketin, vergi cenneti olan ve olmayan ülkelerde bulunan Ģube veya Ģirketleri arasındaki borç-alacak iliĢkisi açısından önem taĢımaktadır. Bu Ģirketler arasındaki kredi alıĢveriĢi nedeniyle, krediye alan taraf için faiz gideri indirim konusu yapılacak, vergi cennetinde bulunan Ģirket de bu iĢlem nedeniyle zaten vergi ödemeyecektir. Böylece ana Ģirket, diğer Ģirketleri arasındaki bu faaliyet nedeniyle vergi cenneti ülkede bulunan Ģirkete maliyetsiz olarak kar transferi yapmıĢ olacaktır.

2.3.1.1.5.3. Vergi Cennetlerin Vergi Ġdareleriyle Ġlgili Sorunlar

Son yıllarda geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerde vergi idaresinin modernizasyonu ve otomasyonuna yönelik bir çok yeni geliĢme yaĢanmasına rağmen, vergi idarelerinin karĢılaĢtığı bazı sorunlar ortaya çıkmıĢtır. Bu sorunlar361;

Mükellef ve Vergi Sorumlularının Tespitindeki Güçlükler

161

Yeni ortaya çıkan elektronik ödeme araçları ve internet teknolojisinin sağladığı kimliksizleĢtirme nedeniyle vergi idarelerinin mükelleflerin hepsini etmelerini güçleĢmiĢtir. Firmaların yaptıkları çeĢitli ticari iĢlemler için elektronik ödeme araçlarını veya yurtdıĢı bankacılık sistemlerini kullanması halinde, mükelleflerin kimlik ve bilgilerinin belirlenmesi çok daha güç olacak ve dolayısıyla vergi idaresinin yapılan ticareti kavraması nispeten zorlaĢmıĢtır.

ĠĢlemlerin Takibindeki Güçlükler

Klasik vergi sistemlerinde kayıtlar yazılı defter ve belgelere (defter-i kebir, yevmiye defter, fatura, fiĢ) dayalı iken, günümüzde elektronik ortamlarda yürütülen iĢlemlerde kayıtlar tamamen manyetik ortamda oluĢturulmakta ve yine menyetik ortamda saklanmaktadır. Vergi idarelerinin bu kayıtları takip ve denetimi ise teknik olarak çok zordur. Teknoloji ve değiĢim çağı olarak da adlandırılan bu dönemde Ģirketler yürüttükleri faaliyetlere iliĢkin elektronik kayıtları vergi idarelerinden uzakta olan sınır ötesi güvenli bölgelerde saklayabilmektedirler.

ĠĢlemlerin Mahiyetini Anlamada Güçlükler

Yapılan iĢlemler her zaman bir mal hareketi Ģeklinde olmayıp bazen bir hizmettir ya da klasik anlamda mal olmakla beraber internet üzerinden dijital olarak aktarılabilen bir sanal mal teslimi Ģeklindedir. Bu iĢlemlerde taraflar gibi yapılan iĢlemlerin mahiyetleri de çok açık olmadığı için kayıt ve ödemeler konusunda zaman zaman belirsizlik yaĢanmaktadır.

ĠĢlemlerin GerçekleĢtiği Yerin Tespitindeki Güçlükler

Çok uluslu Ģirketler, küresel düzeyde yürüttükleri ticarette bir çok ülkeden üretim faktörünü bir araya getirerek mal ve hizmet üretmektedirler.bu Ģekilde meydana getirilen mal ve hizmetlerin hangi ülkede ve ne oranda meydana getirildiği ise vergileme açısından önemli ancak bir o kadar sorunlu bir konumdur. Bundan dolayı hizmetlerin meydana getirildiği yer zaman belirsiz bir hale gelmektedir.

Kazancın Mahiyetini Tespitteki Güçlükler

Büyük bir çoğunluğu geliĢmiĢ ülke kaynaklı olan sermaye, dünya düzeyinde sürekli bir Ģekilde hareket helinde olduğundan, karların vergilendirilebileceği

162

ülkelerin belirlenmesi kadar vergilendirilebilir kazançların tanımlanması son derece güçleĢmiĢtir.

Belge ve Kayıt Düzeni Konusundaki Güçlükler

ÇağdaĢ vergi sistemleri beyan esasına dayanır ve bu beyanın dayanağı yasal defter, belge ve kayıtlardır. Tutulması zorunlu olan bu defter ve muhasebe kayıtlarının iletiĢim teknolojisinin getirmiĢ olduğu yeni geliĢmeleri takip etmesi, bunların elektronik ortamda yazılması ve saklanması vergi idareleri için çeĢitli zorluklar ortaya çıkarmaktadır.

2.3.1.2. Kısa Vadeli Sermaye Hareketleri

KüreselleĢme ile birlikte sermaye dolaĢımını serbestleĢmiĢ, sermayenin hacminde bir artıĢ görülmüĢ ve sermaye dolaĢımı yeni yatırım araçlarının geliĢmesiyle birlikte hızlanmıĢ ve yaygınlaĢmıĢtır. Ülkeleri birbirine daha bağımlı hale getirmiĢ olan küreselleĢme olgusu ile mali sermayedeki bu geliĢme yerel sermaye hareketlerini gölgede bırakmıĢtır.

Az geliĢmiĢ ülkeler ekonomik kalkınma çabalarında önemli bir sermaye kısıtı ile karĢı karĢıya iken, geliĢmiĢ ülkelerde sermaye faktörü bol olarak bulunmaktadır. Ülkeler arasında sermaye donanımları açısından ortaya çıkan bu dengesizlik dünya ekonomisinde kaynak dağılımının etkin olmaması sonucunu doğurmaktadır. DıĢa kapalı bir ekonomide ulusal tasarruflar sermaye birikiminin tek kaynağıdır. Ancak dıĢa açık bir ekonomide ulusal yatırımlar yabancı sermaye ile de finanse edilebilecektir. Az geliĢmiĢ ülkeler finansal serbestleĢme programları ile dıĢa açılarak uluslararası sermaye hareketlerinden faydalanmaya çalıĢmaktadırlar362.

Son derece esnek ve hızlı hareket edebilen bu kısa vadeli fonlar ülkelerin krize girmelerine neden olmaktadırlar. 1990‘ların baĢında ortaya çıkan Avrupa Para Bölgesi krizi, 1990‘ların ikinci yarısında ortaya çıkmıĢ olan Uzakdoğu krizi, Asya krizi, Malezya krizi, Rusya krizi, Arjantin krizi, Brezilya krizi gibi küresel etkiler

362 Ferit Kula, ―Uluslararasi Sermaye Hereketlerinin Etkinliği: Türkiye Üzerine Gözlemler‖, C. Ü. ĠĠBF

163

doğuran krizlerin temelinde kısa vadeli sermaye giriĢ çıkıĢları olduğu kabul edilmektedir363.

2.3.1.3. Kara Para

Kapitalist sistemde her Ģey alım ve satıma konu olabilmektedir, ayrıca ülkeler geleceklerini tehlikeye atacak, ekonomik istikrarsızlıklar yaratacak faaliyetlere de izin vermemekte ve bunun için bir takım önlemler almaktadır. Bu önlemler daha çok kısıtlama ve yasaklama Ģeklinde olmaktadır, ancak yasaklanan ve kısıtlanan bu mal ve hizmetler yine de birileri tarafından üretilir, pazarlanır ve önemli bir gelir elde edilir. ĠĢte bu gelir, kısaca kara para‘dır. Ahlaki anlamda karapara yasalarla yasaklanmıĢ olsun veya olmasın, karapara olarak adlandırılsın veya adlandırılmasın toplum nazarında suç sayılan hareketler sonucunda elde edilen tüm kazançlar olarak tanımlanabilir. Bu itibarla karaparanın en geniĢ tanımının ahlaki anlamda karapara olduğunu söylemek yanlıĢ olmaz. Çünkü toplum tarafından erdemsiz bir yolla kazanıldığına inanılan her para ahlaki açıdan karapara kapsamına girecektir. Toplum nazarında karapara olarak değerlendirilen her kazancın hukuken de karapara olması beklenemez. Ahlaki anlamda kullanılan karapara ile mücadele, toplumsal mekanizmalar ile sağlanacaktır364.

Kara paranın uyuĢturucu madde ticareti ile sınırlı olarak yapılan tanımı 29 Kasım - 1 Aralık 1994 tarihleri arasında yapılan Strazburg Konferansı‘nda geniĢletilerek ―Her türlü kriminal aktivitelerden elde edilen kazanç‖ olarak açıklanmıĢtır. Kazanılma anından itibaren kara para olarak nitelendirilen birinci grup kara paraya, uyuĢturucu madde kaçakçılığından veya silah kaçakçılığından kazanılan paralar örnek olarak gösterilebilir. Çünkü söz konusu kazanç; yasadıĢı yollardan elde edilmiĢ olup, hiçbir Ģekilde meĢruiyet kazanmamıĢtır. Ancak, tamamen yasalara uygun olarak kazanılan paranın, bu kazanç nedeniyle ödenmesi gereken verginin kaçırılması amacıyla saklanması halinde, kazanılma anında kara para niteliğinde olmayan kazancın, sonradan kara para niteliğine dönüĢmesi söz

363 Tuncay Kapusuoğlu, ―Tobin Vergisi Kısa Vadeli Sermaye Hareketlerinin Yıkıcı Etkisini Önlemede Bir

Çözüm Olabilir mi?‖, Vergi Dünyası, Yıl: 21, Sayı: 250, Haziran 2002, s. 65.

364 Jack Needham, ―Laundry Man‖, 2003.

164

konusu olmaktadır. Vergi kaçakçılığı nedeniyle elde edilen kazanç, ikinci grup kara paraya örnek oluĢturmaktadır365.

KüreselleĢme bir yandan piyasaların iĢlem hacmini ve çeĢitliliğini arttırarak, diğer taraftan da mal ticaretini arttırabilmek için gümrüklerdeki bürokrasiyi basitleĢtirmeye dönük uygulamalar yaparak, uyuĢturucu ve silah kaçakçılığı gibi kara paranın elde edildiği suçların iĢlenmesini kolaylaĢtırmaktadır366

.

Bu ortamda ülkelerin kendilerini koruyabilmesi her zaman mümkün olmamakta, bir ülkenin kara para aklaması diğer ülkeler ve küresel finansal sistem açısından sorun oluĢturabilmektedir. Bütün bir dünya mali sisteminin entegrasyonu anlamında küreselleĢme, para aklamayı gerçekten uluslararası bir olgu haline getirmiĢtir.

2.3.1.4. Toplumsal ve Kültürel Sorunlar

KüreselleĢme ya da uluslararası bütünleĢme, yeni bir olgu olmayıp çok uzun zamandır süregelen tarihsel bir geliĢmenin sonucudur. Yani olan bu sürecin son yıllarda giderek hızlanmıĢ ve yoğunlaĢmıĢ olmasıdır. Aynı Ģekilde, küreselleĢme sadece ekonomik boyutlu bir oluĢum değil; siyasal, sosyo-kültürel, ekolojik, teknolojik ve ideolojik boyutlara sahip bir süreci ifade etmektedir367.

11 Eylül 2001 tarihine kadar gerçekleĢen terör eylemleri bir ülkeyi ya da bir coğrafi bölgeyi etkilerdi. Genellikle terör eyleminden direk olarak o ülkenin insanı etkilenir ve teröre çözüm arayıĢları o bölge ülkeleri tarafından aranırdı. ABD‘ye yapılan terör saldırısından sonra terörle ilgili tüm kavramlar ve teröre yaklaĢımlar değiĢti. Bu değiĢim hem tüm insanlığı hem de tüm devletleri etkiledi368. Küresel terör küresel korkuyu da beraberinde getirdi. Küresel terör sadece uluslararası iliĢkileri değil insanların günlük yaĢamlarını da etkiler369.

365 Hatice Banu Özsuca, ―Avrupa Topluluk Hukukunda Bankaların Kara Paranın Aklanması için Kötüye

Kullanılmaktan Korunması‖, (Yüksek Lisans Tezi), A.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1993, s. 5.

366 Muhammet AkdiĢ, Para Politikalarının Ekonomik Ġstikrar Üzerindeki Etkinliği ve Türkiye, Afyon

Kocatepe Üniversitesi Yayınları, No: 2, Afyon, 2000, s. 4.

367 Yüksel, s.12.

368 Faruk Örgün, ―Küresel Terör‖, OkumuĢ Adam Yayınları, Ġstanbul, 2001, s. 46.

165