• Sonuç bulunamadı

KüreselleĢmenin dinamikleri kapsamında bir taraftan artan uluslararası rekabet koĢulları ve çokuluslu Ģirketler, diğer taraftan ise, yeni ekonomi ve özellikleri ele alınmıĢtır.

1.1.4.1. Artan Uluslararası Rekabet KoĢulları ve Çokuluslu ġirketler

Dünya genelinde ekonomik sürecin serbestleĢme temeline dayandığı neo- liberal politikaların yükseliĢe geçmesi ile birlikte, dıĢa açıklık ve serbestlik temelli küresel bir yapı oluĢmuĢ ve üretken sermaye verimlilik ve kar oranlarını arttırmak amacıyla üretim ve pazarlamayı dünya ölçeğine yaymıĢtır. Böylece hem parasal sermaye hem de üretken sermaye, küresel alanda kar arayıĢına yönelmiĢtir. Coğrafi sınırların önemsizleĢerek, böyle bir serbesti düzeninin geçerli olmasıyla birlikte ―rekabet‖ kavramı da önem kazanmaktadır52.

KüreselleĢme olgusu, tüm dünyada artan uluslar arası rekabet koĢulları meydana getirmektedir. Coğrafi uzaklık, mal ve hizmetlerin sağlanması ve dolaĢımı açısından artık sınırlayıcı bir faktör değildir. Dünya mali piyasaları entegre olmuĢ, ilerleyen bilgi ve haberleĢme teknolojileri, bilgiye ulaĢmayı daha sistematik bir hale getirmiĢ ve bilgi paylaĢımı kolaylaĢmıĢtır. Hızlı teknolojik değiĢim, iĢlem ve bilgi maliyetlerini azaltarak verimlilik artıĢı ve büyümeye yol açmaktadır. Böylece düĢük maliyetler, etkin piyasalar, yüksek verimlilik, uluslar arası ticaretin önündeki gümrük ve kota gibi engellerin azaltılması ve yeni yatırım olanakları rekabeti arttırmıĢtır. Diğer yandan banka-dıĢı finans kuruluĢlarının (menkul kıymet firmaları, sigorta Ģirketleri ve karĢılıklı fonlar) mali aracılık sürecinde artan önemi rekabeti arttırıcı etki meydana getirmiĢtir. Rekabet yalnızca sanayileĢmiĢ ülkelerde değil, geliĢmekte olan ülkelerde de artmıĢtır. Kısacası küreselleĢme sürecinde bilgi teknolojisindeki devrim, rekabeti küresel düzeyde yoğunlaĢtırmaktadır53.

Yeni dünya düzeni içerisinde küreselleĢmiĢ ekonominin egemen güçleri çok uluslu Ģirketlerdir. Bugün çok uluslu Ģirketler, ulusal hükümetlerin politikalarını etkisiz hale getirebilecek ve dünya ticaretine yön verebilecek güçtedir. Uluslar arası

52 Timuçin Yalçınkaya ve Aytül Çakır, ―Küresel Rekabet Ekseninde Ġhracatçı Firmalar Ġçin Bir Risk

Faktörü: Sosyal ve Ekolojik Damping‖, ĠĢ-Güç Endüstri ĠliĢkileri ve Ġnsan Kaynakları Dergisi, Cilt.6, Sayı:1, 2005, s. 2. http://www.deu.edu.tr/userweb/timucin.yalcinkaya/dosyalar/05.doc (15.12.2009).

53 Gazi Erçel, ―KüreselleĢme ve Uluslararası Finansal GeliĢmeler‖, 17. Asya Bankalar Birliği Genel

Kurulu, Eylül 2000, http://www.tcmb.gov.tr/yeni/evds/konusma/tur/2000/Kuresellesme.httm.

26

sermayenin bu gücü, özellikle geliĢmekte olan ülkelerde, uluslar arası sermayenin plan ve kararlarına bağımlılığı arttırmaktadır. Sonuç olarak çok uluslu Ģirketlerin yönlendirdiği dünya ticaretinde yer edinmek ve bu küresel süreçten pay alabilmek ise, küresel çapta ürün, hizmet, fiyat, kalite, pazarlama ve yenilik boyutlarıyla rekabet gücü edinmeyi gerektirmektedir54. Nitekim Orhan‘a göre küreselleĢme, ―piyasa ekonomisine dayalı sanayileĢme modelini izleyen ya da hedefleyen ülkelerin, uluslar arası pazarlara açılarak, rekabet etmek amacıyla, siyasi ve mali yapılarında gerekli düzenlemeleri yaparak, dünya ekonomilerine entegre olmaları ve bir bütün olarak entegrasyon yolundaki giriĢimlerini, ifade etmektedir‖55. Bilgi ekonomilerinin Ģekillendirdiği yeni rekabet ortamında ve yeni küresel piyasalarda, var olabilmenin en önemli koĢulu, yüksek rekabet gücü olarak görülmektedir56.

Ülkeler küresel rekabet ortamında, birbirleriyle yarıĢtıkça, daha ―yatırım dostu‖ olarak görünmekte ve bu durumun sonucunda ise, ―sosyal damping‖ durumu ortaya çıkmaktadır. Faaliyetlerini daha düĢük ücret ve çalıĢma koĢullarının bulunduğu yerlere taĢıyan uluslar arası sermaye, maliyet rekabetine yol açmaktadır. Böylece ücretler ve sosyal harcamalarda azalma görülmektedir. Ancak çokuluslu Ģirketlerin, üretim yapacağı alanı seçerken, göz önünde bulundurduğu tek kriter düĢük ücret ve sosyal güvenlik ödemeleri değildir. Emeğin vasfı ve verimliliği de yatırımlar için tercih edilecek ülkenin seçimini etkilemektedir57.

Sonuç olarak; piyasa ekonomisinin dünya geneline yayıldığı ve devletin ekonomideki rolü ve payının sınırlanması yönündeki eğilimlerin arttığı günümüzde, ekonominin itici gücünü bireyler oluĢturmakta ve uluslar arası rekabet yarıĢında ancak, bireye yatırım yapan, bilgi yoğun sanayiye dayalı, sağlıklı bir iktisadi yapıya sahip olan ülkeler yer alabilmektedir58. Bilgi ve iletiĢim teknolojilerinin geliĢmesi, firmaların bilgi eriĢimini ve eriĢilen bilginin yorumlanmasını kolaylaĢtırmıĢ ve bu durum rekabetin artmasına yol açmıĢtır.

54 Yalçınkaya ve Çakır, s. 3.

55 Sevinç Orhan, Küresel Ġktisat Politikaları Olarak Liberalizasyon, Küresel Sistemde Siyaset-

Yönetim-Ekonomi, Der. M.Akif Çukurçayır, Çizki Kitapevi, Konya, 2003, s. 411.

56 NeĢe Kumral ve Çağaçan Değer, Sanayi Rekabet Performansı Endeksi: Türkiye NUTS

1Bölgeleri Örneği, Türkiye Ekonomi Kurumu Yayınları, Bölgesel GeliĢme Stratejileri ve Akdeniz

Ekonomisi, Ankara, 2005, s. 277.

57 Süleyman Özdemir, KüreselleĢme Sürecinde Refah Devleti, Ġstanbul Ticaret Odası Yayınları, No:

69, Ġstanbul, 2004, s.196.

58

27

Son yıllarda artıĢ gösteren uluslar arası serbestleĢme faaliyetleri ve teknolojik geliĢmeler sonucunda, üretim, tüketim ve finans alanlarında yeni sistemlere dayalı, yeni bir küresel ekonomi ortaya çıkmaktadır. OluĢan yeni küresel ekonominin baĢ aktörü, çokuluslu Ģirketlerdir. Çokuluslu Ģirketler sermaye, üretim ve tüketimin uluslar arası düzeyde yayılıp küreselleĢmesini hızlandırmakta ve iktisadi faaliyetlerde belirleyici rol üstlenmektedirler. Çokuluslu Ģirketler günümüzde coğrafi sınırlarını giderek geniĢletmekte ve ekonomik güçlerini arttırmaktadır. Ancak söz konusu Ģirketlerin büyük bir kısmının merkezleri, Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya- Pasifik‘de bulunmaktadır. Dolayısıyla çokuluslu Ģirketlerin ekonomik faaliyetleri bu bölgeler arasında yoğunlaĢmakta ve tüm dünya ülkelerinin bu küresel süreçten eĢit ve dengeli bir biçimde yararlanma olanağı azalmaktadır59.

1.1.4.2. Yeni Ekonomi ve Özellikleri

―Yeni ekonomi, küreselleĢme olarak nitelenen evrensel bütünleĢme idealinin ekonomik ayağını oluĢturan yeni bir düzendir‖60. Yeni ekonomi kavramı çeyrek yüzyıllık bir geçmiĢe sahip olup, sürecin temel dayanağı enformasyon ve komünikasyon teknolojilerinde görülen hızlı geliĢmelerdir.

Enformasyon teknolojilerindeki köklü değiĢim, ekonomik altyapının temelini fizik mallardan, daha çok bilgi temelli ve hizmet odaklı mallara dayandırmaktadır. Dolayısıyla bilgi toplumu, bilgi üretimi ve paylaĢımı, biliĢim ve yaratıcılık gibi kavramlar yeni ekonominin vurgu yaptığı kavramlardır. Ġnternet teknolojileri ve elektronik ticaret gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Üretim süreçlerinde enformasyon teknolojilerinin önem kazanması ile birlikte, sanayi ürünü eski değerini yitirmeye baĢlamaktadır. Yeni ekonomi kavramı ile anlatılmak istenen, ulus devletin hakimiyetinin azaltıldığı, uluslararası sermayenin hakimiyetinde, tek merkezli bir küresel dünyadır61

.

Yeni ekonomi sürecinde, ekonomik büyüme üzerinde temel belirleyici olan ―Bilgi‖ kavramının ve ekonomik karar birimlerinin geleceğe dönük beklentilerinde bilgi teknolojilerinin çok önemli yer tuttuğu görülmektedir. Yeni ekonominin dikkat çeken bir diğer özelliği ise bilgiyi hammadde olarak görmesidir. Ġnternet teknolojileri sayesinde yeni ekonomi süreci tüm dünyada etkisini göstermekte ve bu güçlü

59 http//www.canaktan.org. (26.01.2010). 60 http//www.canaktan.org. (19.02.2010). 61 http//www.bilgiyönetimi.org. (19.2.2010).

28

dönüĢümü bütün dünya yaĢamaktadır. Ancak yeni ekonomi sadece yeni bir teknoloji değil firmalar, piyasa yapısı, kamusal düzenlemeler, insan deneyimleri, rekabet kuralları ve stratejilerini değiĢtirip yeniden düzenleyen bir süreçtir62. Yeni ekonominin baĢlıca özellikleri Ģu Ģekilde sıralanabilir63:

1. Bilgi Ekonomisi: Enformasyon teknolojisinin ilerlemesi, yeni ekonomide bilgiyi emek ve sermayenin önüne geçirecek, neredeyse yeni bir üretim faktörü haline getirmiĢtir. Dolayısıyla bilginin kaynağı olan bireyin de yeni ekonomide önemi artmaktadır. Günümüzde yeni ekonomi sürecinde yer alabilmek ve rekabetçi avantaj elde edebilmenin ön koĢulu bilgi ve beĢeri sermaye odaklı ekonomi anlayıĢını benimsemektir.

2. Dijital Ekonomi: Yeni ekonomide her türlü bilgi, global sınırları aĢarak, bilgisayar ve internet ağları sayesinde, son derece hızlı ve ucuz bir biçimde iletilmektedir. Yeni ekonomide teknolojiyi belirleyen faktör açısından makineleĢme yerine dijitalleĢme önem kazanmaktadır.

3. Küresel Ekonomi: Yeni ekonominin yükseliĢi ile birlikte artık yerel, ulusal, uluslar arası, bölgesel gibi kavramlar önemsizleĢmekte ve tek bir dünya ekonomisi bulunmaktadır.

4. BeĢeri Yetenekler: Bilgi yoğun ekonomik faaliyetlerde çalıĢmak, teknolojiye uyum, kolay iletiĢim kurma, yeni fikirler üretebilme, yönetim ve kavramsal yetenek gibi özgün beĢeri yeteneklere sahip olmayı gerektirmektedir.

5. Öğrenme Süreci ve Eğitim: Enformasyon ve komünikasyon teknolojilerinin hızla ilerlemesi ile artan rekabet ortamında firmaların yeni ekonomi sürecinin dıĢında kalmamaları için karĢılıklı öğrenme ve tecrübe paylaĢımını teĢvik etmeleri gerekmektedir. Artık en yeni ve en önemli üretim faktörü bilgi ve bu faktörün kullanıcısı birey ise, birey eğitilmeli, donanımlı hale getirilmeli ve ekonomik aktivitelerde kullanılmalıdır.

62 AyĢe Bener, ―Yeni Ekonominin Stratejik Gerçekleri‖, Kal-Der Forum Dergisi, Temmuz – Ağustos –

Eylül 2001, s. 1.

63 CoĢkun Can Aktan ve Ġstiklal YaĢar Vural, ―Bilgi Toplumu Yeni temel Teknolojileri ve Yeni Ekonomi‖,

29

6. Rekabetçi Ekonomi: Teknolojik geliĢmeler karĢısında fiziki sermayenin kalite ve verimliliği artmakta ve artan iletiĢim bilgi ve bulguların yayılımını kolaylaĢtırmaktadır. Piyasalar, iletiĢim ve ar-ge maliyetlerinin azalması sonucu giderek artan bir oranda tüketicilere açılmakta ve global rekabet Ģiddetlenmektedir.

7. Bilgi Yoğun Mallar: Yeni ekonomide ortaya çıkan mallar bilgi yoğun, bilgiye dayalı mallardır. Bilgi yazılımları, ilaçlar, internete dayalı iĢlemler, iletiĢim ve servis ekipmanları ve biyoteknoloji gibi.

8. Stratejik Beraberlikler: Yeni ekonomide birleĢme, ortak giriĢim ve devralma gibi yöntemlerle iĢletmeler bir birlik oluĢturarak, yaratılan sinerji ile diğer iĢletmelere karĢı rekabete giriĢmektedir. Hızlanan iĢ süreçlerine uyum, iletiĢimin de hız kazanması ile birlikte ortaklık ve stratejik bütünleĢmelerle daha etkili hale gelmektedir.

Yeni ekonomik büyüme modellerinde neo-klasik büyüme modelinden farklı olarak, ekonomik büyümenin temel kaynağı yalnızca sermaye birikimi değildir. Yeni büyüme teorilerinde modele katılan yeni üretim faktörü bilgidir. Bilginin kendisi üretimde etkinliği sağlayan önemli bir faktör iken, bilgiyi geliĢtirmeye yönelik olarak yapılan yatırımlar da üretim faktörlerinin verimliliğini arttırmaktadır. Bilginin üretim sürecinde kullanılması ise uzun dönemde artan verimleri ortaya çıkaracaktır. Yani neo-klasik modelde sermaye yatırımlarındaki artıĢın uzun dönemde azalan verimler yaratarak ekonomik büyüme sağlayamayıĢının aksine, yeni büyüme teorilerinde bilginin kullanımı ve paylaĢımı diğer faktörlerin tersine marjinal verimliliğini arttıracak ve bilginin daha fazla oranda üretime koĢulması ile sürekli büyüme sağlanacaktır. Ancak bu durum iĢgücünün sürekli eğitilmesi, arge faaliyetlerine gereken yatırımın yapılması, yeni iĢ ve yönetim organizasyonları yaratılarak, teknolojinin de yardımı ile yeni bilgi artıĢı sağlamak ve bunları üretimde kullanmakla mümkün olacaktır.

1.1.5. KüreselleĢmenin Ekonomik Etkileri

KüreselleĢme hayatımızın tüm yönlerini etkisi altına almıĢtır. Buna göre hayatın tüm alanlarında bir takım değiĢiklikler ortaya çıkmıĢtır. Bu kısımda küreselleĢmenin finansal piyasalara etkisi, kalkınma ve istihdamda meydana getirdiği etkiler anlatılmıĢtır.

30