• Sonuç bulunamadı

21 EKİM 2017 | İSTANBUL

lerini belirtmiştir.

Uygulamalarda maruz kalınan fiziksel faktörlere baktığımızda ise hemşirelik öğrencile- rinin yüzde 63’ü genellikle havalandırma yetersizliğine maruz kaldıklarını, yüzde 33,4’ü de aşırı sıcağa maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir.

Uygulamalardaki hareketlere bağlı gelişen bazı problemlere baktığımızda, yüzde 69,5’inde alt ekstremitelerde ağrı yaşadıklarını, yüzde 48,8’le bel ağrısı yaşadıkları gö- rülmüştür.

Öğrencilerin uygulamalardaki hareketler, bağlı tanı alan yüzde 5’i ise servikal, lumbal, herni tanısı aldıklarını belirtmişlerdir.

Uygulamada maruz kalınan kimyasal maddelerden öğrenciler yüzde 35,2 ile en çok de- zenfektanlara maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Ve kimyasal maddelere bağlı tanı alan yüzde 2,4 öğrenciden yüzde 50’si dezenfektan imitasyonu, yüzde 50’si de lateks alerjisine maruz kaldıklarını belirtmişlerdir.

Öğrencilerin yüzde 7,4’ü uygulamalarda maruz kalınan travmalar olarak fiziki çevre ne- deniyle düşme, çarpma gibi travmaların meydana geldiğini belirtmişlerdir.

Öğrencilerin yine yüzde 92’si ile büyük bir çoğunluğu uygulamada stres yaşama duru- muna evet demişlerdir.

Strese bağlı yüzde 61,2 öğrencide yorgunluk yaşadığını ifade edilmiştir.

Uygulamada şiddet tehdidi yaşama durumuna baktığımızda, öğrencilerin yüzde 13,3’ü klinik uygulamaları sürecinde şiddet yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Şiddet çeşidi olarak da yüzde 8,6 ile sözel şiddet yaşadıklarını ve bunun yüzde 7,4’ünün hasta yakını tarafın- dan uygulandığını ifade etmişlerdir.

Uygulamalarda sağlık risklerinin nedenleri sorulduğunda öğrenciler yüzde 58,9’u acele etmenin, yüzde 56,8’i fazla iş yükünün, yüzde 52,4’ü bilgi eksikliğinin sağlık risklerine neden olduğunu ifade etmişlerdir.

Öğrencilerin yüzde 1,2’si de stajlarda kalabalık olmanın sağlık risklerine neden olduğu- nu belirtmiştir.

Öğrencilerin sağlık risklerine yönelik önerileri sorulduğunda ise yüzde 10,4’ü hizmet içi eğitimin artırılması gerektiğini, yüzde 5,9’u etkin iletişimin sağlanması gerektiğini, yüzde 5,6’sı da koruyucu ekipmanın yeterli olmadığını, bunların artırılması gerektiği önerilerinde bulunmuşlardır.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI 6. ULUSAL KONGRESİ

88

Hemşirelik eğitimini stres ölçeğine baktığımızda, hemşirelik öğrencilerinin orta düzey- de akademik uygulama ve toplamda stres yaşadıkları belirlenmiştir.

Öğrencilerin tanımlayıcı özelliklerine göre hemşirelik eğitiminin stres ölçeği puan or- talamalarına baktığımızda, cinsiyetin stres puan ortalamalarını etkilediği bulunmuştur. Buna göre, kız öğrenciler hemşirelik eğitimi sürecinde daha fazla stres yaşamaktadır. Özetleyecek olursak, hemşirelik öğrencileri klinik uygulama genellikle iğne batmalarına maruz kalıyorlar ve bunu daha çok tedavi hazırlarken maruz kalıyorlar. Kesici-delici alet yaralanması sonrasıysa genellikle sabun ve suyla yıkama yapıyorlar ve bildirimde bulu- nulmuyor.

Öğrenciler klinik uygulaması sırasında yaptıkları hareketlere bağlı alt ekstremitelerde ağrı meydana geldiğini belirtmişler ve öğrencilerin çoğunun uygulamalar sırasında stres yaşadıkları belirlenmiş.

Uygulamalar sırasında şiddet tehdidi yaşayan öğrencilerinse en çok hasta yakınları tara- fından sözel şiddete maruz kaldıkları bulunmuştur.

Öğrenciler, klinik uygulamalarda karşılaştıkları sağlık risklerine en çok acele etmenin ve fazla iş yükünün neden olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca çalışmaya katılan öğrencilerin orta düzeyde stres yaşadıkları kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre eğitim sürecinde daha fazla stres yaşadıkları tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, çalışma sonucunda belirlenen sağlık risklerinin bulunduğu bir ortamda bilgilerini uygulamaya dönüştürmeye çalışan öğrencilerin klinik uygulama sürecinde karşılaşabilecekleri sağlık risklerine uygun önlemlerin alınması gerekmektedir.

21 EKİM 2017 | İSTANBUL

Merhaba. Öncelikle sabrınız için teşekkür ediyoruz. Kongrenin son oturumu... Son ko- nuşmacısı olarak sizi çok yormadan kısaca literatürü de kullanarak çözüm önerilerini size sunmaya çalışacağım. Klinik deneyim hemşirelik öğrencileri için önemli. Teorik olarak öğrettiğimiz bilgi ve becerinin uygulamada kalıcılaştırılması ve pekiştirilmesi gerekiyor. Yasal olarak da yüzde 50 oranında uygulama saatimizin olması gerekiyor ki bu da 2300 saat gerçekten çok ciddi bir saat olarak karşımıza çıkıyor. Arkadaşlarım da söyledi, hemşirelik riskli bir meslek. Buna bağlı klinik uygulamalarına çıkan hemşirelik öğrencilerimizin de mesleki kaza ve hastalık geçirme olasılığı gerçekten çok çok yüksek. Yapılan çalışmalarda da bu oranlar ifade edildi.

Mesleğimizin riskli olması özellikle iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili uygulamaların yüksek müfredatının çok iyi entegre edilmesi gerekiyor.

Asistan çalışan güvenliği, önemli konulardan biridir. Öğrencilerimize eğitimleri sırasın- da bunu veriyoruz. Ama öğrencilerimiz de güvenli bir çalışma ortamında çalışmayı hak ediyorlar.

Sağlık alanında özellikle hasta güvenliği ve çalışan güvenliği önemli bileşenlerden biri- dir. Öğrenci güvenliği de çok bileşenli bir yapı. Tek başına öğretim elemanlarının çöze- bileceği bir yapı değil ne yazık ki. Sorunun farkında olsak da tek başına çözebilmemiz mümkün değil. Tüm paydaşlarla işbirliği içinde çalışmamız gerekiyor.

Klinik risklerini konuştuğumuz için ben ağırlıklı uygulamada hastaneleri aldım. Onun dışında da çıktığımız pek çok kurum var ve oralarda da sağlık problemleri var. Özellikle okul yöneticileri, eğitim olanakları öğrenci yanında hastanelerde çalışan yöneticiler, kli- nik hemşireleri ve iş sağlığı güvenliği birimi ve enfeksiyon komitesi bizim için önemli işbirliği paydaşları olarak karşımıza çıkıyor.

Öncelikle yapılan çalışmalar da gösteriyor ki, öğrencilerimizin çalışma ortamında gü- venlik riskleri var. Buna göre planı oluşturmak zorundayız. Her okul kendi öğrencilerin güvenliğine yönelik sağlık risklerine yönelik eylem planı oluşturmakla yükümlü diye

Nuriye Yıldırım Şişman Düzce Ünv. Sağlık Yüksekokulu, THD

SAĞLIK RİSKLERİNİN AZALTILMASINA YÖNELİK