• Sonuç bulunamadı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI 6. ULUSAL KONGRESİ

182

Bu metallerdeki elementler nedeniyle krom, kobalt, nikel içeren ala-şımlarda çeşitlik teknik özellikler kazanır, silisyum, alüminyum ve kömürden…. Çeşitli tozlara maruz kaldığınız zaman…

Biraz önce söylediğim şey şu: Bizler çıraklıktan yetişen bir grubuz. Şimdi meslek yükse- kokulu ve ön lisans me-zunları yetişiyor ve bu açıklamalarını da o arada geçiş dönemin- de bizim yanımızda çalışan kişilerinin de belgesi olmadı ve belki de alamadılar. Çünkü mevcut kurallara uyamadıkları için… Şimdi onlar diş laboratuvarlarında kaçak biçimde çalışmaktadırlar.

İlker Cebeci

SGK bu kaçak istihdamı önlemek için toplantılar yapıyorlar. Orada da aslında bu durum ortaya çıkıyor. Şöyle böyle yapalım diyorlar. Biz de diyoruz ki, sizin diş teknisyenlerin- deki kaçak istihdamı destekler bir sağlık politi-kanız var. Siz kamu ihale kanununda bu mesleğe özel olarak revize etmeden en ucuz olarak hizmet satın ala-cak şekilde fiyat üzerinden rekabeti sağlamak durumunda götürürseniz bu istihdam kaçağını önleye- mezsiniz diyoruz. En önemli sorun teknisyenlerin sağlığını tehdit eden en önemli sorun bana sorarsanız şu anda devle-tin kamu ihale kanunu gibi… Çünkü o kanunla çalışmak durumunda kaldıklarında tam olarak sağlıksız koşul-larda kalıyorlar.

Adnan Arslan

4734 sayılı yasayla bile şu anda zaten en büyük etkenlerden bir tanesi de hastanelerde çalışan diş hekimleri-mize verdiğimiz hizmetler. Yani bugün ihale sistemiyle yapılan bir sistemi hastaya sağlıklı protezler yapmadığı-nızı düşünerek biz hastalara sağlıklı bir şe- kilde takıldığı düşünülüyor ama bu takılmıyor. Çünkü imalatı kimin yaptığı belli değil. Ne malzeme kullanıldığı belli değil. Kimin yaptığı belli değil. Bunları söylediğiniz zaman şimdi bizim en büyük sıkıntımız şu: Bizi denetleyen koordine eden, bizim amirimiz yani, bizim sadece müşterimiz diş hekimi ve Sağlık Bakanlığı. Başka bir kişi değil. Dolayısıyla şimdi Sağlık Bakanlığı bizden işi aldığı zaman da bunu tamamen kimin yaptığıyla ilgili sorgulamıyor. Çünkü bu işleri kimin yaptığı ortaya çıkarsa hem halk gözünde sıkıntı yaşayacakları gibi, aynı zamanda da ihale işlerinin ortada kalacaklarını düşündükleri için de böyle bir şeyin denetimini her şeyini pasifize ediyorlar. Geçen gün Çalışma Ba- kanlığı’nın toplantısındaydım. Şu anda diş teknisyenlerinin çok tehlikeli meslekler gru- bunda. Bununla ilgili şöyle bir konuşmamız gelişti. Dedim ki, şu an-da firmaların iş sağlığı güvenliği uzmanlığıyla çalışıyorlar, bununla da ilgili çalışmalarınız var. Ama ihale yapma-yan firmalarda hiçbir şekilde iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarıyla ilgili sözleşme- ler ve herhangi bir şey yok. Niçin bunların üstüne gitmiyorsunuz dediğimde oradaki müdür şunu söyledi: Şu anda biz bunların üzerine gider-sek zaten işsizlik var, siyasiler hiçbir şekilde kimsenin üzerine gitmeyin, en azından bu işletmeler kapanmasın diyorlar. Bizim diş teknisyenlerimizin, Çalışma Bakanlığı’nın yine raporları var. Bununla ilgili 2012 ve 2013 yı-lında tehlikeli meslek grubuna alındı ve bununla ilgili çalışmalar yapıldı. Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin rapor-ları diş teknisyenliğinin yüzde 20’si meslek has-

22 EKİM 2017 | İSTANBUL

talıkları tehlikesi altında. Yani biz 30 bin kişi dediğimiz zaman 6 bin kişi sıkıntıda. Biz 20 sene aynı şekilde toza maruz kaldığımız için, kimyasallara maruz kaldığımız için 30 sene sonra 25 sene sonra meslek hastalığı ortaya çıktığı zamanki durum yaşanacak. Çünkü verilerin çoğu gençler tarafından, yani şu anki çalışan gençlerle ilgili alınan veriler. Ama bu işi 50 yaşın üzerinde yapan teknisyen sayısı hemen hemen yok gibi. Yani çok az.

Hasan Oğan

İşyerinde teknisyen bir patron, işveren olarak mı çalışıyor ya da sadece çalışan, işçi ola- rak mı çlışıyor.

Adnan Arslan

Üç kişi, beş kişi olarak çalışan işyerleri de var. 50-50 kişi çalışan da var. İzmir’de sanayi bölgesi gibi olduğu için 500-600 teknisyenin çalıştığı yerler de var.

İlker Cebeci

Vergiden muaf olarak adlandırılmış bölgelerde yurtdışına da çalışan büyük çalışma or- tamları da var.

Katılımcı

Evden bozma yerler de var.

Adnan Arslan

Şu anda tamamen bizim çalıştığımız yerler Türkiye’deki en büyük dairelere sıkıştırılmış yerlerdir.

Katılımcı

Çok fazla ihale almış bir laboratuvarın çalışanlarını yaşadığı perişanlıklar da var.

Adnan Arslan

Biraz önce de anlattığım gibi, diş teknisyeni çalışıyor ama kaç saat çalıştığı belli değil. Ne kadar toz yuttuğu belli değil. Belli bir işi yapmak zorunda havalandırma olsa da, olmasa da. Saatlerce bir havalandırma düşünseniz de elektrik süpürgesini açıp sabahtan akşama çalıştıramazsınız. Bir maskeyi takıp o maskenin içinde sabahtan akşama çalışamazsınız. İster istemez çıkardığınız zaman zaten bizim sıkıntımız şu: pnömokonyoz olmamızın sebebi havada uçan tozları gözle göremediğimiz için bunu algılamıyoruz, soluyoruz. Na- sıl olsa içerisi temiz diye düşünüyoruz.

Peri Arbak

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI 6. ULUSAL KONGRESİ

184

Adnan Arslan

1986 yılında tüberküloz teşhisi konarak beni askerden muaf ettiler. Ben bunu araştırarak 1989 yılında ken-dim buldum. Kendim araştırdım. Pnömokonyoz tanısı da aldım. Sekiz sene çalışma sonrası tozlu akciğer has-talığı aldım. Ben kendi işyerimde çalışıyordum. Ayrıca çalıştığım işvereni mahkemeye verme gibi bir şeyi dü-şünmedim, bana çok iyiliği olmuştu bile bile beni hasta edeceğini düşünmedim.

İlker Cebeci

Burada şöyle bir şey söylememde yarar var. Adnan’ın ve Adnan’ların belki de biraz bü- yüklerinin de geleneği şu: geçmişte usta-çırak ilişkisi vardı ve ortaokul çağlarında her yaz işe gitmeye başlar, sonra staj ve teknisyen olurlar. Teknisyenler iş getirip götürmekle özellikle o dönem onlu yaşlarda başladılar bu mesleğe. O ortamın içinde büyüme, geliş- me dönemindeydiler. Ve ondan sonra da teknisyenlik yapmaya başladılar. Ve 55 yaşın üstünde çok sağlıklı teknisyen yok.

Adnan Arslan

Benim aynı ortamda çalıştığım 4 arkadaşım vefat etti.

İlker Cebeci

Geçen sene çok genç bir diş teknisyeni arkadaşımızı Ankara’da kaybettik. 30 yaşındaydı. Laboratuvarlar biz-lerden çok uzakta, çok mekanik bir iş değil. Hepatit C’li, kanama- lı bir hastadan kesit alıp ölçüyü onlara yollu-yorsunuz. On dakikada ellerinde. Bu çok ciddiye alınması gereken, halk sağlığını da ilgilendiren önemli bir mes-lek. Günümüzde bu çağda herhalde Türkiye’de sağlık çalışanları arasındaki en yüksek kayıtsızlık oranı diş tek-nisyenlerinde diye düşünüyorum.

Özlem Azap

Benim kendi çevremden bildiğim şu: Akrabalar da işin içine çok giriyor. Diğer meslek gruplarında olmadığı kadar giriyorlar. Dayı-yeğen, baba-çocuk gibi… Bu durum da ora- daki ilişkileri zorlaştırıyor. Bu durumda çok zor bir iş ama nispeten de bir gelir kaynağı olması durumu var. Akrabalık ilişkisiyle ilgili görüşünüzü merak edi-yorum. İkincisi de, yanlış hatırlamıyorsam iki tane silikozis hastası diş teknisyeni arkadaşımız tazminat mı al-mıştı? Bu örnekler artmadı mı daha? Çünkü hasta sayıları o kadar çok artıyor ki…

Adnan Arslan

Tazminat açısından şu anda mahkemede olan çok sayıda arkadaşımız var. Mevcut sis- temde insanlar özel sek-törde çalıştığı için aldığı maaş üzerinden değil -sigortaları asgari ücretten yattığı için- tazminatı asgari ücret üzerinden istemeyip daha yüksek maaş al- dıklarını söyleyerek bununla ilgili mahkemelere gidiliyor.

22 EKİM 2017 | İSTANBUL

Çünkü aynı zamanda kazançlı bir meslek. Bunun yanında da meşakkatli bir meslek. iki kardeşim ve iki yeğenim var bu işi yapan. Biz onlara bıraktık bu işi. Ama çalışma ortam- larını ve diğer şeyleri bilinçli yaparak yapmaya başladık. Ben 1986’da laboratuvara baş- ladıktan sonra bu işin direkt üzerine giderek, havalandırma sistemlerinin neler olması gerek-tiğini, çalışma ortamının nasıl olması gerektiğini, bunlarla ilgili çalışmalar yap- maya başladık. Ben beş yıl önce bıraktım. Kendi laboratuvarımda da zaten teknisyenlik yapamam. Tozdan uzak kalmam gerektiği söylenmişti ama yapacak başka bir mesleğim ve başka bir gelirim de yoktu. Onun için 1986’da bırakma şansım olmadığı için bu işi yaptım ama işin çeşitli politik yönlerine ulaşmaya başladım. Bakanlıklarla birliklerle ça- lışmalar yapa-rak diş teknisyenliğini bir yerlere getirmeye çalıştım. Bunun sonucunda da ağır ve tehlikeli meslekler grubuna aldırarak en azından sesimizi duyurmaya çalıştık.

İlker Cebeci

Bu konuda isterseniz örgütlülükle ilgili bilgi aktarmaya çalışayım. Adnanlar’ın hareket- leri bir noktaya gelecek yavaş yavaş. Bir federasyon seçimleri oldu. Türk Dişhekimleri kongremizi Ankara’da yapacağız eylülde. Kendi-leriyle beraber çalışıyoruz. Teknisyenle- re ilişkin bir section da olacak ve orada birkaç sunum da olmalı. Örgüt-lenmede emek- lemeye başladılar.

Pınar İçel Çepe

186

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI 6. ULUSAL KONGRESİ

SAĞLIK HİZMETİNDE SAĞLIK ÇALIŞANLARININ

ÇALIŞMA KOŞULLARI VE SORUNLARI

Sayın oturum başkanım, saygıdeğer misafirler… Altunizade Acıbadem Hastanesi’nde 1,5 senedir veri anestezi teknikeri olarak çalışıyorum. Her ne kadar tecrübem az olsa da hem kendimin hem de çalışma arkadaşlarımın yaşadığı sorunlardan bahsedeceğim. Genelde anestezi uygulamaları güvenlik açısından en titiz davranılması gereken uygu- lamalar. En son yayımlanan raporlar da incelendiğinde insan faktörünün ve olumsuz olayların özellikle altı çizilmiş. İnsanların yani bizlerin bu olaylar konusunda temel fak- tör olduğumuz belirtilmiş. Aslında 2012 yılında yayımlanan bir kanunumuz var. Burada görev ve sorumluluklarımız tanımlı ama her hastane ve işyeri bunlara uygun bir şekilde anestezi teknikerlerini çalıştırmıyor.

Ameliyathaneler ve anestezi uyguladığımız diğer bölümlerde bir çok fiziksel tehlike- ye maruz kalıyoruz. Aynı zamanda çok fazla insanla etkileşim halinde olduğumuz için emotional etkileşimimiz de hasar görüyor..

İlk olarak anestezik ve atık gazlardan bahsedeceğim. Bunlara nasıl maruz kalıyoruz? Uy- gun ekipmanlar kullanmıyoruz. Uygun özellikli cihazlar kullanmıyoruz. Ve bu konuda tabii ki hastanelerin daha dikkatli davranması gerekiyor. Cihazlara daha fazla dikkat et- mesi gerekiyor.

Peki, bunları önlemek için ne yapabiliriz? Eğitimli personellerden bunların eğitimleri- ni almamız gerekiyor. Asıl görev hastanelere düşüyor. Etkin havalandırma sistemleri ve etkin merkezi sistemleri olması gerekiyor. Radyasyona sadece ameliyathanelerde değil, diğer radyoloji ve nükleer tıp gibi bölümlerde de maruz kalıyoruz. Bunun için dozimetre takibi yapılması gerekiyor ancak anestezi teknikerlerine yeterli sayıda verilmiyor. Sade- ce acile giden bir arkadaşımız varsa sadece onlara özellikle 1 tane veriliyor. Sürekli o arkadaşımız gidiyor. Günde 8-10 saat radyasyona maruz kalan arkadaşlarımızda işitme zorlukları ya da görme bozuklukları gibi sorunlar yaşıyoruz.

Delici kesici maddeler, enjektörler, ilaç ampulleri ile zaten tehlike altındayız. Uzun ça- lışma saatlerimiz var, uykusuz kalıyoruz, nöbetler tutuyoruz. Bundan dolayı umursama- mak ya da gözden kaçırmak yoluyla bulaşıcı hastalıklara karşı açık vaziyetteyiz.