• Sonuç bulunamadı

Toplum için rol modeli olan sağlık çalışanlarının meslek hayatlarında başarılı olup, has- talarına faydalı olmaları için önce kendi sağlıklarına dikkat etmeleri gerekir. Ülkemizde sağlık çalışanlarının kendi sağlıklarına yaklaşımlarını değerlendiren çok az sayıda araş- tırma mevcuttur. Bu çalışmadaki amacımız hasta ve hastalık kavramıyla iç içe olan sağlık çalışanlarının kendi sağlıklarına ne kadar önem verdiklerini, primer koruma ve tarama yöntemlerini kendi sağlıkları için ne ölçüde uyguladıklarını araştırmaktır.

Araştırmamız Gaziantep bölgesinde bulunan iki farklı hastanede yapılmıştır. Bunlardan ilki özel hastane statüsündeki üniversitemiz ile afiliye olan Özel Sani Konukoğlu Hasta- nesi, diğeri ise Kamu Birliği Genel Sekreterliğine bağlı olan Şehit Kamil Devlet Hastane- si’dir. Çalışmada yer alan sağlık çalışanlarından demografik özellikler, diyabet, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, hiperlipidemi gibi kronik hastalıkların varlığı, sağlıklı ya- şam için önerilen primer koruma ve tarama yöntemlerinin ne kadar kullanıldığı hak- kındaki veriler yüz yüze anket yöntemi ile toplanmıştır. Çalışmanın yapılabilmesi için gerekli etik kurul onayı SANKO Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan alın- mıştır. Verilerimiz ise “SPSS Statistic23” programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmamıza toplam 179 sağlık çalışanı katılmıştır. Bunların %57’sini kadınlar, %43’ünü de erkekler oluşturmaktadır. Katılımcıların yaş ortalaması ise 34’tür. Araştır- maya katılan sağlık çalışanlarının yarısı özel hastane diğer yarısı ise kamu hastanesi çalı- şanıdır. Katılımcıların %47’si 10 yıldan fazla süredir sağlık çalışanı olduğunu belirtmiştir. Katılımcıların çoğunluğunu hemşire, tıp doktoru ve sağlık teknisyenleri oluşturmakta-

Selin Bulgurcu / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Ayşe Nur Sarı / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji AD, Pınar Günel Karadeniz / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik AD, İsmail Taş / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Shahd Rajab Basha / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi , Mehmet Halil İlkaya / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Mehmet Ali Çevik / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Mehmet Kılıç / SAN- KO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Cebrail Ünalan / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi,

Mehmet Düzkaya / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Bülent Kaplan / SANKO Üniver- sitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Fatih Köse / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Kadir Mert

Deveci / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Behzat Kemal İnal / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, Ayşen Bayram / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji AD, Fatma

Töre / SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji AD, Özlem Soran / SANKO Üniversitesi Tıp Fa- kültesi, Kardiyoloji AD, Gaziantep ve Pittsburgh Üniversitesi Heart and Vaskular Institute, USA

22 EKİM 2017 | İSTANBUL

dır. Her iki grubun da (kamuda ve özelde çalışan sağlık çalışanları) %60’tan fazlası haf- talık 40 ile 60 saat arası çalıştığını belirtirken %10 civarı ise 60 saatten fazla çalıştığını belirtmiştir. Katılımcıların %75’i düzenli olarak spor yapmadığını belirtmiştir. American Heart Association’ın fiziksel aktivite rehberine göre, haftada 5 gün orta şiddetli 30 dakika veya haftada 3 gün yüksek şiddetli 20 dakika kardiyo çalışması 65 yaşın altındaki sağlıklı bireyler için önerilmektedir. Katılımcıların %25’i düzenli olarak spor yaptığını belirtmiş olsa da yaklaşık %60’ının AHA ve Türk Kardiyoloji Derneği tarafından tarif edilen ve bi- limsel anlamda koruyucu olacak şekilde spor yapmadığı tespit edilmiştir. Her iki grubun da (kamuda ve özelde çalışan sağlık çalışanları) yaklaşık %60’ı 6 ile 8 saat arası uyuduğu- nu, %35’i de 6 saatten az uyuduğunu belirtmiştir. Katılımcıların %36’sı vücut kitle indek- si-ni (VKİ) bilmediğini belirtmiştir. VKİ değerlerini bildiğini ifade edenlerin de %27’si- nin VKİ değerlerini yanlış bildiği saptanmıştır. Katılımcıların %30’u sigara kullandığını belirtirken, %47’sinde diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi, astım, KOAH, romatizma vb. kronik hastalıklar bulunmaktadır. Katılımcıların periyodik sağlık muayenesi yaptır- mama oranı %54’tür. Katılımcıların %50’sinin birinci derece akrabalarında hipertansi- yon mevcut olmasına rağmen, %13’ü son 6 ay içerisinde tansiyonunu ölçtürmemiştir. Her yıl periyodik sağlık muaye-nesi yaptıran katılımcıların %75’inin lisans ve lisansüstü mezunları oluşturmaktadır. 40 yaş üzerindeki kadınların %67’si yıllık mamografi çek- tirmediğini belirtmiştir. Kan bağı olan aile fertlerinde kolon kanseri tanısı bulunmasına rağmen, katılımcılar arasında 50 yaşın altında tarama amaçlı kolonoskopi yaptıranların oranı sadece %4’tür. Katılımcıların %60’a yakını son bir sene içerisinde check-up amaçlı elektrokardiyografi çektirmediğini ancak %84’ü hepatit değerlerini bildiğini belirtmiştir. Genel olarak sorgulandığında sağlık sektörün-de çalışanların yaklaşık %50’si kendisini huzursuz ve tedirgin, yorgun ve halsiz hissettiğini tariflemiştir.

Çalışmamızın sonucunda sağlık çalışanlarının sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için bilimsel olarak ispatlanmış ve önerilen, kendilerinin de primer koruma için hastalarına önermekle yükümlü olduğu sağlıklı yaşam şartlarını çoğunlukla yerine getirmedikleri görülmüştür. Sağlıklı yaşam konusunda topluma liderlik yapacak sağlık çalışanlarının bu olumsuz davranış biçimlerinin değiştirilmesi, kendilerine ve topluma daha faydalı hale getirbilmesi için konuyla ilgili araştırma ve eğitim programlarının planlanması ge- reklidir.

166

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI 6. ULUSAL KONGRESİ

Herkese merhaba Zekai Zahir Burak Kadın Sağlığı Yenidoğan Kliniği’nden Betül ben. Bugün size Yardımcı Doçent Doktor Makbule Tokur Kesgin ile hazırladığımız Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Sağlıkçıların Sağlıklarına ve Çalıştıkları Ortam- daki Risk Etmenlerine İlişkin Değerlendirilmesi’ne ilişkin yaptığımız araştırmayı suna- cağım. Birkaç genel bilgi vereceğim size. Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü iş sağlığını bütün mesleklerde bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik hallerinin üst düzeyde tutulması, sürdürülmesi ve geliştirilmesi olarak tanımlamış. Ve her çalış- manın sağlık hizmeti alması gerektiğini ve sağlıklı, güvenli bir ortamda çalışmasının bir insanlık hakkı olduğunu, bu hakkın yaşama hakkı sınırları içerisinde bulunduğunu her ülkenin de bu uyması gerektiğini belirtmiştir. Ancak sağlık çalışmaları gerek çalışma ortamından kaynaklanan gerekse işin doğasından kaynaklanan sebeplerle iş yerinde sağ- lıklarını ve güvenliklerini tehdit eden pek çok risk etmeni ile karşılaşmaktadır.

Birinci basamak sağlık hizmetlerinde çalışan sağlık çalışanları açısından baktığımızda ise hastalıkların erken teşhisi, bağışıklama, danışmanlık, aile planlaması, çevreye yöne- lik koruyucu hizmetler gibi pek çok konuda toplumdaki bireylerle ilk karşılaşılan birim olması açısından sağlıklarını tehdit eden birçok risk etmenlerine maruz kalmaktadırlar. Ayrıca yaşlanan nüfus, yeni hastalıklar, mevcut hastalıkların artan yükü, çatışmaların artması ve şiddet sağlık iş gücü içerisinde yeni tehditler oluşturmaktadır. İş yeri tehlike sınıfları içerisinde tehlikeli sınıfta yer alan sağlık hizmetlerinde çalışan sağlık çalışanları Dünya Sağlık Örgütü tarafından 7 başlık altında bulunun tehlike ve risklerle karşı karşı- yadır. Bunları zaten söylemiştik ama tekrarlayalım: Fiziksel tehlikeler, kimyasal tehlike- ler, biyolojik tehlikeler, ergonomik tehlikeler, psikososyal tehlikeler, yangın ve patlama tehlikeleri ile elektrik tehlikeleridir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her gün 59 mil- yon sağlık bakım çalışanı sağlık ve güvenliklerini tehdit eden bir sorunla karşı karşıyadır. OSHA sağlık sektöründe ve ilgili mesleklerde çalışan 5.6 milyon işçinin HIV, Hepatit B virüsü, Hepatit C virüsü ve diğer potansiyel bulaşıcı materyalleri de içeren, kan yoluyla taşınan patojenlere mesleki maruz kalma riskinde olduğunu tahmin etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Hepatit B ile enfekte sağlık bakım çalışmalarının %37’sinde enfeksiyon mesleksel kaynaklıdır. Yine OSHA verilerine göre her yıl yaklaşık 600 binle 800 bin sağlık personelinde perkütan yaralanmalar meydana gelmektedir.

Betül Bay /

Zekai Zahir Burak Kadın Sağlığı EAH Yenidoğan Kliniği

Makbule Tokur Kesgin /

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Halk Sağlığı Hemşireliği AD

BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİNDE