• Sonuç bulunamadı

22 EKİM 2017 | İSTANBUL

sıdır. Parmakta takılma hissi olur. Daha doğrusu önce diş hekimleri çok kullanıyor elle- rini özellikle işaret parmaklarını önce MP eklem dediğimiz nodülün görüldüğü yerlerde volerde bir ağrı olur. Bu birinci derecesidir. Daha sonra ufak ufak parmakta takılma hissi başlar. Ve zaman zaman artık özellikle sabahları parmağınızı kapatırsınız, açarken bir tıklama sesi ve tıklama hissiyle beraber açılır. Burada tendonlarda bir nodül vardır. Bu kullandığınız aletlere bağlı olarak gelişebilir ya da bir romatizmal hastalık da olabilir. Burada sıkıştığı için bunun giderilmesi lazım. Yani olay mekaniktir. Daha önce steroid enjeksiyonları yapıyorduk. Hâlâ yapan arkadaşlarımız var ama son çalışmalar steroid enjeksiyonunun iyi olmadığını, tendonda zayıflık yaratıp kopmalara sebep olduğunu söylediği için artık A1 pulleyin cerrahi olarak gevşetilmesiyle yaklaşık 10 dakikalık bir ameliyatla bu işi hallediyoruz.

Dorsal ganglion el bileğinin üstünde bir şişlikle ortaya çıkan bir rahatsızlık. İçinde müsin vardır. Bir sinovial kisttir. Genellikle %70’inde dorsalde skafolunat bağ dediğimiz bir bağdan, eklemden çıkar. Tendon kılıfı ya da eklemden kaynaklanan sıvıyla dolu, keskin, iyi sınırlı ve ışık geçiren bir kitledir. Bunu bir enjektörle aspire edip içine bir kortizon yapabiliriz ya da ameliyatla giderebiliriz. Ama nüks oranı diğer rahatsızlıkla ilgili biraz daha fazladır. Çünkü mesleğe devam ediyorsanız zorlamalar devam edecektir.

Torasik çıkış sendromu gördüğünüz gibi boyundaki skalen kasların nörovasküler ya- pıları sıkıştırmasıyla ortaya çıkan bir nöropatidir. Bayanlarda daha sık görülür. Birinci kosta ya da skalen kas, sinir ve damarlara bası, subklavian arter, axiller sinire, ulnar sinire bası yapar. Omuzun aşırı kullanılması, kolun ölçüsüz pozisyonuyla diş hekimlerinde çok sık görülüyor. Bu skalen kasların hipertrofiye uğramasına bağlı gelişen bir rahatsızlıktır. Subklavian arter ya da damara bası nedeniyle elde emboliye de sebep olabilir. Fizik te- davi yapıyoruz bunlara. Ama bazı durumlarda ameliyat gerekebiliyor geçmediği zaman. Özellikle de ulnar sinire, dördüncü veya beşinci parmakta uyuşukluk ile adalelerde za- yıflama varsa o zaman bunları ameliyat ediyoruz.

Rotator manşet hastalığı, baş üstü aktivitelerle ortaya çıkan sinsi karakterde, deltoit böl- gede ağrı özellikle de gece ağrısıyla ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Hareket açıklığında azalma olur. Abdüksiyonda omuzu kaldırırken bir zorluk hissedersiniz ya da ağrıdan dolayı kaldıramazsınız. Acromion clavicle eklemde bir patoloji olabilir. İlk fizik tedavi yapılabiliyor. Bazı durumda steroid enjeksiyonu yapılabiliyor. Veya da tam kopma varsa ya da üçte ikisi yani rotator manşetin üçte ikisi ayrılmışsa o zaman kapalı ameliyatla -bi- razdan görüntülerini göstereceğim- artoskopik olarak ameliyatını yapabiliyoruz. Karpal tünel sendromu genel popülasyonda %1-2 olarak gözüküyor. Daha çok gördüğü- nüz gibi median sinirin ön koldan el bileğine geçişi sırasında transvers carpal ligament altında sıkışmasıyla ortaya çıkıyor. Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü parmağın radian yarısında uyuşma ile ortaya çıkar. Genellikle geceleri uykudan uyandıran uyuşukluk ve ağrı mevcuttur. Sabahları keçeli keçeli kalkarsınız. Bunun dereceleri vardır. Zamanla ilk

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI 6. ULUSAL KONGRESİ

110

rinden hastalar bir şeyler düşürmeye başlar. Ya da sizin ince aletleri kullanırken ağrıdan, uyuşukluktan bırakmak zorunda kalırsınız. Hatta cerrahi eldiven giyemeyebilirsiniz bi- leğinizi sıkıştırdığı için. Buradan ortaya çıkar. Eğer zamanında tedavi edilmezse ki olay mekaniktir. Sadece birinci derecede belki geceleri bir splint takılabilir. Ama ikinci ve üçüncü derecelerde mutlaka ameliyat olması gerekir.

Tenar atrofi dediğimiz gördüğünüz gibi ağrı, parestezi, uyuşukluk, parmaklarda şişme hissi, sakarlık, bir şeyler düşürmeye başlarsanız; ataklar halinde seyreder. Eğer uzun za- man tedavi olmazsanız şu gördüğünüz kenar bölgede, başparmağın olduğu adale zayıf- lar. Atrofi olur, o zaman ameliyat olsanız bile bu durum düzelmez. Bu adale de bildiğiniz gibi o pozisyonu yapar. Başparmağı, ikinci parmağı döndürerek bitiştirir, sizin aletleri kullanmanız için çok önemli bir adaledir bu. Tedavide hedef nedir? Ağrı ve paresteziyi azaltmak. Kas gücünün devamı. El fonksiyonunun devamı ve hasta eğitimi. Ergonomet- ri yani medikal tedavi gördüğünüz gibi daha çok sekonder bir sebep varsa ona yönelik tedavidir. Onun dışında 1. derecede splintleme yapılabilir geceleri ama daha sonra da mutlaka cerrahi gerekiyor.

Şiddetli semptomları olan, orta ve ciddi kompresyonda işini ve aktivitelerini değiştirme, mesleği bırakamayacağınıza göre konservatif tedaviden sonra yüksek detans değerleri devam eden hastaları ameliyat ediyoruz. Cerrahi tedavide klasik açık gevşetme, mini kesili gevşetme, endoskopik gevşetme yapıyoruz. Açık karpal tünel gevşetmesi, endos- kopik gevşetmeyi daha çok herkese yapmıyoruz tabii. Bir an önce işine dönmesi gereken meslek gruplarına yapıyoruz. Bunların en başında da diş hekimleri geliyor. Endoskopik gevşetmede bir an önce ağrıyı azaltmak, rehabilitasyon dönemini kısaltmak, iş ve günlük hayata hızlı dönüştürmek için kullanıyoruz. Burada bir takım aletler var gördüğünüz gibi landmarklar var, el bileği ve avuç içinden iki tane insizyon yapıp aradan bir kanül so- kuyoruz. Özel bıçaklarımız var. O özel bıçaklarla sağda gördüğünüz gibi transvers karpal ligament diyorum ya onu kesiyoruz özel bıçaklarla. Ve hasta bir an önce işine dönüyor. Bende de var iki taraflı karpal. Endoskopik karpal tünel cerrahisi geçirdim. Üç gün sonra da girdim ameliyat yaptım.

Bu bir makale, karpal tünel sendromuyla diş pratiği yapan hastalarla ilgili. 40 diş hekim- liği öğrencisi 15 bayan, 25 erkek. Her iki elde EMG yapılmış ve klinik semptomları ile ilgili bir raporlama yapılmış. %17,5’unda sinir yırtılmasında azalma tespit edilmiş. %10 hastanın karpal tünel sendromu klinik semptomları takip edilmiş. Ve bunlarda yapılan çalışmalarda %87,5’u haftada 20 saatten fazla çalışıyormuş. %57’sinde 17 ve 23 yıl ara- sında diş hekimliği tecrübesi varmış. %14.2’sinde de 10 ve 16 yıl arasında diş hekimliği tecrübesi olduğu ortaya çıkmış. Yani tecrübe arttıkça, meslekte yıllandıkça karpal tünel sendromu çıkma olasılığı artıyor.

Ergonometri diyoruz. Bunları herhalde diş hekimliği fakültelerinde öğretmek lazım. Solda gördüğünüz yanlış alet tutumu. Sağda gördüğünüz doğru alet tutumu. Yani müm- kün olduğu kadar bileği aşağıya doğru bükmeden bu aletleri kullanmamız gerekiyor.

22 EKİM 2017 | İSTANBUL

Yine başka bir yayın. Polonya’dan gelen bir yayın bu, daha doğrusu uluslararası ortak bir yayın. Polonya’da 5 yıldan kısa bir süre önce diş hekimliği yapanlar herhangi bir semp- tom rapor etmemişler. Randevularınızın olması Danimarka’da boyun ve omuz ağrılarını artırıyormuş. Tayland’da bayan diş hekimlerinin omuz bölgelerinin, erkeklere oranla ağ- rıya karşı daha duyarlı olduğu ortaya çıkmış. Yüksek çalışma sahası, desteği olmayan ön kolla çalışma, ince ayar işi için tekrarlayan hareketler yapma, titreşimli aletleri kullanma ve statik kötü boyun pozisyonu risk faktörü olarak ortaya çıkartılmış. Burada görüyor- sunuz. Statik bel, boyun ve omuz postürlerinde diş hekimlerinin çalışmalarında sebep olan posizyonlardır bunlar. Yine küçük enstrümanları kavrayarak yapılan hareketlerin karpal tünel sendromunu artırdığı ortaya çıkmıştır. Bu İran’dan yapılan bir çalışma. Diş hekimlerinde %66 ve %84 arasında omuz ve boyun ağrısı olduğu ortaya çıkmış.

Oral cerrahi yine bir faktör. Oral cerrahlar zamanının çoğunu uzun saatler boyunca ameliyathanede mikrocerrahi yapmakla geçirmektedirler. En çok etkilenen alan esas olarak bel bölgesidir. Çünkü çalışma saatinin çoğunda rotasyonlu bir posizyonda çalışır- lar. Ardından güçlü kavrama nedeniyle el bileği tutulumu gerekmektedir. Bunun nedeni desteklenmeyen ve yüksekte kollar ile ince manülatif el hareketleri yapmalarıdır. Oral patoloji, hastaların yaşadığı spesifik patolojinin tanımlanması için mikroskopların kullanımı ile uğraşan bir uzmanlık alanıdır. Bu nedenle bu diş hekimlerinin servikal fleksiyon ve rotasyonlu iş pozisyonlarından dolayı ağırlıklı olarak boyun ve sırt etkilen- melerine dikkat çekilmektedir.

Endodonti, endodontistler çoğunlukla estetik diş hekimi ve kök kanalı tedavisi yöntem- leriyle ilgilenirler. Bu sayede hassasiyet gerektiren faaliyetlerde bulunurlar. Dolayısıyla el bilekleri ve baş parmağın tutulumu sık görülür. Sonu daha da artırabilecek olan tedavi seansları boyunca çoğunlukla havalı, motorlu aletler ve kavrama gerektiren ekipmanları uzun süre kullanıyor olmasıdır.

Flep cerrahisi ve diş eti sağlığıyla ilgilenen hasta hekimlerde çoğunlukla hastalarının tedavisinde el aletleri kullanan ve peridontistlerin asıl uzmanlık alanıdır. Her seansta tedavi genellikle diğer kişilere göre daha uzundur. Ve bu kişinin el ve el bileklerinde ağrı ve parestezi gelişmesine yatkınlık vardır.

Ortodontistlerin görevi telleri bükmek ve bu amaçla kullanılan ayraçları yapmak gibi zor bir uğraştır. Bu kişilerin bu alanlarda kendilerini geliştirmesine yatkınlık kazandıran el bilekleri ve eli kullanmayı etkileyen patolojiler ortaya çıkar.

Şimdi ben bunu bakalım gösterebilecek miyim? Bu bir animasyon. Omzu kaldıran tu- berculum minusa yapışan rotator manşeti görüyorsunuz. Bu koptuğu zaman geriye doğ- ru kaçar. Böyle bir hasta olduğu zaman mutlaka onu artroskopik olarak ameliyat etmek gerekir. Tutuyoruz artroskopik olarak birazdan daha canlısını göstereceğim. Çekiyoruz

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI 6. ULUSAL KONGRESİ

112

Mevlüde Karadağ

Burada ben bir katkıda bulunmak istiyorum. Bizim kas iskelet sorunları en sık gördüğü- müz meslek hastalıkları, sıkıntıları arasında. Burada çok önemli bir nokta biz hemşireler, sağlık çalışanları olarak psikososyal risk etmenleri çok fazla olan bir alanda çalışıyoruz. Yurt dışında yapılmış çok önemli yayınlar var. İş stresi, psikososyal risk etmenlerinin çok yoğun olduğu alanlarda kasiskelet sistemi hastalıklarında artış, daha doğrusu bağlantı açısından alarm veriyor. Yani kas-iskelet sistemi riskleri ile psikososyal risklerin birlikte yer alıyorlar. Dolayısı ile burada çok önemli bir nokta bu çalışma saatlerinin uzaması, uygun aralar verilmemesi, ergonomik kısma girmiyorum orası ayrı bir derin deniz ve de mobbing. Bir işyerinde mobbing varsa kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları mutlaka olacak- tır. Beraberinde gelecektir. Şu anda sağlık çalışanları sistematik bir mobbing altında çalı- şıyor. Yani kas-iskelet rahatsızlıklar ile psikososyal riskler iç içe olan bir durumdadırlar. Birde bizim illiyet bağı konusunda çok büyük bir problemimiz var. Millet olarak kondis- yonsuzuz, spor yapmıyoruz, obezis, D vitamini eksikliğimiz var. Özellikle sağlık çalışan- ları olarak ofis çalışması yapıyoruz, hiç gün ışığına çıkmıyoruz. Bu yüzden gün ışında çalışmayan sağlık çalışanlarının D vitamini eksikliğine dikkat etmesi lazım. Vardiyalı çalışmadan sonra genelde çalışmalar devam ettiğinden dolayı D vitamini eksikliği daha ağır bir şekilde seyredebiliyor. Bir şekilde de gündüz evde uyuyor ve yine güneşe çıkmı- yor.

Burada esas altını çizmek istediğim kasiskelet sistemi hastalıklarında bu alanda çalışan- ların bunun mesleksel olup olmadığı konusunda bizi ya da hastayı uyarmaları. Çünkü hak kaybına uğruyorlar. Bu konuda birçok mesleksel hastalığın adı yok, bunları istatisti- ğe sokmamız gerekiyor.

Atilla Ataç

Şimdi ergonomi dersleri var ama içeriği biraz tartışmalı. Özellikle el aletleri hususunda. Bir de bölümlere göre ayırdınız endotonti, ordonti gibi. Ençok postural bozuk olan bö- lüm benim bölüm çocuk diş hekimliği bölümü. Artık seçmeli dersler var ve ergonomi dersinde fizik tedavi yöntemleri anlatılabilir.

21 EKİM 2017 | İSTANBUL

Merhaba, öncelikle değerli başkana, sağlık çalışanlarının sağlığını konu edinen böyle güzel bir kongrenin hem düzenlenmesine hem de devam ettirilmesinde katkı sağladığı için teşekkür ediyorum. Aynı zamanda değerli meslektaşlarıma da güzel bir pazar kah- valtısını tercih etmeyip kongreye katıldıkları için teşekkür ediyorum.

Bugün size diş hekimliğinde görülen mesleki cilt hastalıklarından bahsedeceğim. Nor- veç’te yapılan bir çalışmada diş hekimlerinin mesleki muayenesinde şikâyetleri sorgulan- mış ve %40 dermatolojik şikâyetler; %13 göz, solunum sistemik semptomlar; %3’ünde ise kas, iskelet rahatsızlığının olduğu saptanmış. Bu çalışma da bize gösteriyor ki mesleki değerlendirmede dermatolojik şikâyetler ön planda ve önemli bir yer kapsıyor. Peki diş hekimliğinde mesleki dermotolojik hastalıklar nasıl gelişiyor. Hijyen ve antiseptik ko- şulların sağlanması sırasında, hasta ile temas yoluyla, temasta bulunulan cerrahi aletler aracılığıyla, dental uygulamalarda belirli kimyasal ve materyallerle temasla ve x-ray ma- ruziyetiyle dermatolojik hastalıklar gelişebilmektedir.

Peki, mesleki kontakt dermatit nedir? İş yerinde bulunan materyaller ile derinin teması sonucu gelişen inflamatuar reaksiyonlardır. Şunu atladım dental personelde en sık kar- şılaşılan dermatolojik hastalık %80-90 sıklıkla kontakt dermatitlerdir. Ve çok sık karşı- mıza çıkıyor. Diş hekimlerinde ilk defa görülen mesleki maruziyet 1954 yılında Fischer tarafından saptanmış. Metakrilat maruziyeti sonucu gelişen diş hekiminde mesleki ma- ruziyet bildirilmiş.

Mesleki kontakt dermatitleri iki grupta topluyoruz irritan kontakt dermatit ve alerjik kontakt dermatiti olarak. Daha sık olarak %80 oranında irritan kontakt dermatitleri ile karşılaşıyoruz. Vücudun her bölgesinde irritan kontakt dermatitler görülebilmesine rağ- men özellikle diş hekimlerinde ellerde, kollarda ve yüzde karşımıza çıkıyor.

Alerjik kontakt dermatitler ve irritan kontakt dermatitleri kısaca özetleyecek, birbirine karşılaştıracak olursak… Alerjik kontakt dermatit genel olarak duyarlı ve genetik yat- kınlığın hakim olduğu kişilerde görülüyor. İrritan kontakt dermatit daha sık tekrarlayan maruziyetle gelişiyor. Alerjik kontakt dermatit daha çok altta yatan immünolojik ve ge-