• Sonuç bulunamadı

Trabzon Kentinin Coğrafi Özellikleri

BİRİNCİ BÖLÜM 1. İNSAN, KÜLTÜR VE COĞRAFYA İLİŞKİSİ

2.2. Trabzon Kentinin Coğrafi Özellikleri

kentin boşaltıldığını ve daha fazla topa tutulmamasını rica etmişlerdir. Vali Cemal Azmi Bey vilayet merkezini Ordu kazasına taşımıştır. Bunun üzerine daha fazla direnişle karşılaşmayan Rus birlikleri Trabzon’u işgal etmişlerdir (Beyoğlu, 1999: 482).

Rus işgaliyle birlikte bir süredir devam eden Rum ve Ermeni çetelerinin yerli halka yaptıkları zulümler iyice artış göstermiştir. Bu durum karşısında 3. Ordu komutanı Vehib Paşa Ruslar nezdinde girişimlerde bulunsa da netice alınamamıştır. Kentin pek çok noktasında işlenen cinayetler, tecavüz vakaları vb. pek çok elim hadise kendisine yabancı basında dahi kendisine yer bulmuştur (Bilgin, 2007: 57, 69). Yaşanan hadiseler 1917 yılı Ekim ayında Rusya’da gerçekleşen Bolşevik Devrimi’yle birlikte Rusların kentten çekilme kararı almasına kadar devam etmiştir. Vehib Paşa komutasındaki Türk birlikleri 12 Şubat 1918 yılında harekete geçmiş, Trabzon’u terk eden Rus birliklerinden 15 Şubat’ta Vakfıkebir, 18 Şubat’ta Akçaabat, 24 Şubat’ta ise Trabzon kent merkezi Rus işgalinden kurtarılmıştır.

Rus işgalinin ardından muhacirliğe çıkan insanlardan dönebilenler kente dönmüştür fakat sözlü kültür ürünleri halen çıkılan bu umutsuz yolculukta açlık, hastalık, can güvenliği neticesinde hayatlarını kaybeden insanların anlatılarının tazeliğini korumaktadır. Kentte yaşanan bu manevi yıkımın yanı sıra yıkılan binalar, yapılamayan temizlik vb. başta olmak üzere belediye faaliyetleri, salgın hastalık ve kıtlık had safhaya ulaşmıştır. Tüm bunların yanı sıra Ermeni ve Rum çetelerinin faaliyetleri sona ermediğinden şehirde tam anlamıyla bir güvenlik sorunu baş göstermiştir. Bu durum karşısında yerel örgütlenmeler kurulmuştur. Trabzon Muhafaza-yı Hukuk-ı Milliye Cemiyeti bu örgütlenmelerin en önemlisi olup ileride Erzurum Kongresi’nin tertip edilmesine de katkı sağlamıştır (T.C. Trabzon Valiliği, 2016: 75).

2.2. Trabzon Kentinin Coğrafi Özellikleri

Trabzon ili, Doğu Karadeniz Dağ kütlesinin oluşturduğu yayın ortasındaki Kalkanlı dağlık kütlesinin kuzeye bakan yamaçlarında, 38° 30′ – 40° 30′ doğu meridyenleri ile 40° 30′ – 41° 30′ kuzey paralelleri arasında yer almakta olup, yüzölçümü 4.664 km2’dir. Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Gümüşhane ve Bayburt, doğusunda Rize, batısında Giresun illeri bulunmaktadır (Cumhuriyetin 50. Yılında…, 1974: 21, Doğanay, 2006: 25).

Trabzon’un güneyinde doğu-batı ekseninde uzanan dağlık alanlar ve bu dağlık alanları denize dik bir biçimde kesip derin vadiler oluşturan Solaklı, Yomra, Değirmendere, Sera, Kalenima, Foldere gibi akarsular, bu akarsuların oluşturduğu vadi ve deltalar bulunmaktadır. Jeolojik oluşumu; stratigrafi bakımından alttan üste doğru üst kretase yaşlı, tortul ara katkılı volkanik seriler, konglomera, kumaşı, marn, kil ve kireç taşlı denizsel üst miosen ve serileri; çakıllı, kumlu, siltli ve killi, kuaterner yaşlı taraça dolguları ile çakıllı kumlu, siltli, killi, killi akarsu ve kıyı alüvyonları şeklindedir (T.C. Trabzon Valiliği, 2016: 20).

24

Akarsuların oluşturduğu vadilerin büyük bir kısmı, özellikle ikinci dereceden kolları ve yan derelerinin bulundukları kısımlar, oldukça dardır. Havzaların hızlı akışlı olmalarında ve fazla yük taşımalarında, derine aşındırma yapmalarında bölgenin nemli iklim karakteri başlıca rolü oynamıştır. Aşınmaya karşı dayanıksız olan tüf, aglomera ve kalkerli yapılarda, derine aşındırma hızlanarak bir taraftan konsekant kollar geliştirirken dik “V” şekilli vadiler oluşturmuş, diğer taraftan da bu vadilerin yamaçlarında meydana gelen tali kollar arttırdıkları aşındırma faaliyetleriyle yamaçları büyük ölçüde parçalamışlardır. Böylece günümüzde bu sahada görülen dantritik drenaj ağının oturduğu denize doğru muntazam alçalan vadi sistemi meydana gelmiştir. Dar bir alana sahip olsa bile erozyonla taşınan molozların vadi tabanına yakın alçak yamaçlarda birikmesiyle, düşük eğimli kısmi düzlükler oluşmuştur. Aynı zamanda bu tür alanlar taşıma elverişlidir (T.C. Trabzon Valiliği, 2006: 22).

Trabzon ilinin en gelişmiş vadileri, batıda güney-kuzey yönünde uzanan Foldere Vadisi, Değirmendere akarsuyunun bulunduğu güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda Karadere Vadisi ve doğudaki güney-kuzey yönünde uzanış gösteren Solaklı Deresi vadileridir. Güneyde 1.900 m yükseltisindeki Horos ve Kalkanlı Dağları’nın su bölümü çizgisine yakın, kuzeye bakan yamaçlarından başlayan Değirmendere Vadisi giderek derinleşerek Maçka’ya kadar uzanır. Maçka’da aniden daralan vadi, buradan kuzeye doğru hem yana hem de derine doğru genişler, Esiroğlu yakınlarında ortadan kalkarak aşağı çığıra geçer (Doğanay, 2006: 38; Eriş, 2016: 21). Dağlık alanlar, Doğu-Batı doğrultusunda uzanmakta olup; bu hattın en yüksek bölümünü doğudaki Haldizen Dağları oluşturmaktadır. Bu dağlar aynı zamanda Doğu Karadeniz Dağları’nın en yüksek bölümü olan Kaçkarlar’ın batıya doğru gelişen son uzantılarıdır. Bölgedeki önemli yükseltiler; Demirkapı (3.376 m), Kayışkıran (3.156 m) ve Karakaya (3.139 m) tepeleridir (Cumhuriyetin 50. Yılında…, 1974: 30). Hemen her vadiden zirveye doğru çıkıldıkça, Karagöl, Sarıgöl, Balıklı Göl ve Aygır Gölleri gibi yirmiye yakın buzul gölü görülmektedir. Buzul vadilerinden ve göllerden kaynağını alan derelerden Solaklı Deresi’nin, doğudaki önemli kolu olan Haldizen Deresi, Demirkapı, Sağ ve Multat Dereleri ile akarak kuzeyde 1.150 m seviyelerinde Uzungöl’e ulaşmaktadır. Buradan itibaren Solaklı Deresi adı altında devam ederek Karadeniz’e karışmaktadır. Solaklı Deresi’ni oluşturan Büyük Dere ile Haldizen Deresi arasında ortalama 2.500 m yüksekliğinde çok geniş bir plato düzlüğü yer almakta olup, Soğanlı Dağları’nın alçaldığı bu kesimlerde Karadeniz kıyısını iç bölgelere bağlayan Of-Çaykara-Bayburt karayolu geçidi bulunmaktadır. Hat boyunca batıya doğru Kemerlik Dağı (2.746 m) ve Ziyaret Tepesi (2.850 m) görülmekte olup, bu doğrultu aynı zamanda Karadere’nin güneyinde yer alan su bölümü çizgisini de oluşturmaktadır. Değirmendere Havzası su bölümü hattı ise, Karadere’nin Yağmurdere koluyla birleştiği kesimlere doğru kuzey yönünde girintisi olan su bölümü çizgisinin, bu kolu içine alacak şekilde güneybatıya doğru ilerlemesi ile biçimlenmektedir. Karadeniz sahil yolundan güneye, Karadere boyunca ayrılan Araklı-Dağbaşı karayolu, bu bölgede Taşköprü civarında alçalan su bölümü hattından güneye doğru Gümüşhane’ye ulaşmaktadır (Cumhuriyetin 50. Yılında…, 1974: 30-31; Eriş, 2016: 21-22).

25

Trabzon’un dağlık alanların batı kısmını Kalkanlı ve Horos Dağları oluşturmaktadır. Bu bölümün batı kanadında Viran Kilise Tepesi (1.784 m), Taşoluk Tepesi (2.420 m), Ayeser Tepesi (2.423 m), doğu kanadında ise Kalkanlı Tepesi (2.193 m) bulunmaktadır. Bu yaya bütünüyle Kalkanlı Dağları adı verilmekte; bu bölgede genel yükselti seviyesi giderek düşmektedir. Değirmendere ana akarsuyuna güneybatıdan karışan Maçka Deresi kaynağını, Taşoluk Tepesi’nin güney eteklerinden Çeşmeler Deresi adı ile almakta; Ayeser Deresi ise, Horos Dağları’nın su bölümü hattından doğarak, kuzeye doğru derin olmayan “V” şeklindeki bir vadi ile Uçurum (2.349 m) ve Ayeser Tepeleri’ni birbirinden ayırmaktadır. Horos Dağları zirvelerinden batıya doğru giderek alçalan, tamamı 2.000 metrenin üzerinde bu bölümün hattı Erikbeli Yaylası’na kadar devam etmektedir. Dağlık kütlenin kuzeye doğru devam eden vadiler arası bölümleri giderek daralarak yan derelerle büyük ölçüde parçalanmışlardır. Bu nedenle tepelik alanlar, yükseltileri güneyden kuzeye doğru giderek alçalan komşu havzalarla olan su bölümü çizgilerini takip eder. Doğudan batıya doğru başlıca tepeler olan Haldizen ile Karadere akarsuları arasındaki Mador Tepesi (2.742 m), Polot Tepesi (2.880 m), Ziyaret Tepesi (2.829 m), Seslikaya Tepesi (2.117 m), Gümüşki Tepesi (2.375 m), Karadağ (1.946 m), Oba Tepesi (1.951 m), Güzelyayla Tepesi (1.945 m) ve Yankaya Tepesidir (1.410 m) (Doğanay, 2006: 26; Eriş, 2016: 23).

Trabzon ilinin batısındaki Foldere ve Değirmendere’nin doğusunda, kaynaklarını Horos, Soğanlı ve Haldizen Dağları’ndan alan Karadere ve Solaklı Dereleri yer almaktadır. Güneyde, Foldere, Değirmendere, Karadere ve Solaklı Deresi’nin yukarı havzaları birbiriyle buluşmakta; daha küçük havzalar halindeki Kalenima Deresi, Yanbolu Deresi, Küçükdere ve Manahos Deresi ise, kısa boyları ve hızlı akışlarıyla oldukça dar vadiler meydana getirmektedir.

Uzungöl heyelan seti gölü, Balıklı Göl, Aygır Gölü, Kara Göl ve Haldizen Dağları’ndaki büyüklü, küçüklü diğer buzul gölleri ve Sera heyelan seti gölü, Trabzon’un göl varlığını oluşturmaktadır. Akarsuların getirdiği alüvyonların etkisiyle, il genelinde dolu bir vadi şekli geliştirmiştir. Bunlardan en önemlisi Değirmendere Deltası’dır. Diğer deltalar ise Fol Deresi’nin Vakfıkebir, Sera Deresi’nin Yıldızlı, Kalenima Deresi’nin Söğütlü, Yomra Deresi’nin Yomra, Yanbolu Deresi’nin Yalıboyu, Karadere’nin Araklı, Küçük Dere’nin Aşağı Çavuşlu, Manahos Deresi’nin Sürmene ve Solaklı Deresi’nin Of yakınlarında oluşturdukları daha dar alüvyal düzlüklerdir (Cumhuriyetin 50. Yılında…, 1974: 32-33; Doğanay, 2006: 42-46; Eriş, 2016: 21, 23-25).

Trabzon ili genelinde farklı tipteki yükseltilerin yine farklı tiplerde bitki örtüsünü yarattığı görülmektedir. Şehrin, 300 m yükseltilerinde Akdeniz bitki türlerinin sokulduğu, Trabzon hurması, akçaağaç, şimşir, karayemiş, defne, prekanta, muşmula, katran ardıcı, kocayemiş gibi psöudomaki öğeleri dağılış gösterirken, kıyıya yakın kesimlerden itibaren kızılağaç, kestane, meşe türleri, dışbudak, ıhlamur, söğüt, kavak gibi geniş yapraklı etek ormanları yer almaktadır. Yükseklere doğru çıkıldığında Avrupa kestanesi, adi kızılağaç, adi gürgen, adi fındık, doğu gürgeni, meşe, akçaağaç,