• Sonuç bulunamadı

İmece/Yardımlaşma (Meçi)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. GELENEKSEL HALK BİLGİSİ

3.1. Halk Hukuku

3.1.2. Başlıca Uygulama Sahaları 1. Kaçma/Kız Kaçırma Vakaları

3.1.2.7. İmece/Yardımlaşma (Meçi)

3.1.2.7. İmece/Yardımlaşma (Meçi)

Köylerde halk hukukunun en belirgin biçimde görüldüğü alanlardan bir tanesi imece faaliyetleridir. İmece veya Doğu Karadeniz Bölge’sindeki genel adıyla “meçi” faaliyetleri köyü veya tek bir haneyi ilgilendiren, periyodik veya hasıl olan bir ihtiyacı gidermek için ahalinin bir araya gelerek beraber çalışmasıdır. Köylerde genellikle köyü ilgilendiren meseleler köyün sözü dinlenen ileri gelenleri, muhtar ve imam vasıtasıyla belirlenmektedir. Bu işler genellikle köyün camisinin, çay ocağının, muhtarlığın fiziki manada eksiklerini gidermekten oluşur. Geçmiş dönemlerde, köy yerinde cami yapmak, köye yeni atanan imam, sağlık ocağı çalışanı, ebe ve hemşirelere lojman benzeri kalacak yer tahsisinde köylünün bir araya gelerek inşaat faaliyetlerinde bulunduğu bilinmektedir. Günümüzde ise bu vb. ihtiyaçların giderilmesinde büyük çoğunlukla Cuma namazlarında ve özellikle köylerin büyük şehirde, gurbette yaşayan ahalisinin geldiği bayram

51

namazlarında toplanan paralar kullanılmaktadır. Köy imamları resmî devlet görevlisi olduklarından kendi başlarına para toplamaları memuriyetle bağdaşmayacak faaliyetler bütününde değerlendirildiğinden köy için toplanan paraların muhafazası ve harcama yetkisi ayrı bir hukuki durum oluşturmaktadır. Bu gibi durumlarda genellikle imamla, muhtarla birlikte köyden bu işlerde aksi bir davranış sergilemeyeceği herkesçe tasdik edilen bir veya birden fazla kişi seçilmektedir. Seçim işleri de köyde herkesin bir araya geldiği kahvehanede veya caminin çay ocağında gerçekleşmektedir. Kahvehaneler genellikle çaylardan alınan ücret karşılığında çalışırken; camiye bağlı çay ocakları, cami adına kurulan dernek statüsü altında toplanan düzenli bağışlarla faaliyet sürdürmektedir. Ayrıca köy için gerekli olan su deposu yapımı, kanal açılması, köy yolunun tamir edilmesi vb. durumlar için toplanan paranın kullanılmasının yanı sıra; gerektiğinde köy halkı kazma kürek faaliyetlerine yardımda bulunmak üzere bir araya gelmektedir.

Köyün genel işlerinin idare ve ikamesi haricinde imece faaliyetleri köy sakinlerinin çeşitli işlerde birbirlerine yardım etmesinden oluşmaktadır. Bu faaliyetleri başlıca sıralamak gerekirse:

- Ekmek ve yufka yapma - Konserve ve turşu yapma - Odun yapma ve odun taşıma

- Fındık toplama ve fındık eşkini biçme - Fındık ayıklama ve patosa vurma - Mısır soyma ve kurutma

- Tütün kırma ve dizme - Ot biçme ve taşıma

- Tarla kazma, belleme ve temizleme - Kemre taşıma

Ekmek yapma, geleneksel mutfak bilgisi bahsinde değinileceği üzere kadınların bir araya gelerek büyük fırınlara sahip evlerin bir tanesinde günlük veya uzun sürelik ekmek, peksimet yapmalarıdır. Günümüzde evlerde büyük fırınların kullanımı ortadan kalktığı için bu imece yerini yufka açmaya bırakmıştır. Ramazan ayında kullanılmak üzere kadınlar belirledikleri bir günde buluşarak herkese kullanacağı kadar yufka açar ve sac üzerinde yufkalar pişirilir. Yufkaların pişirilmesinde bir yandan da hane halkına, yufkada çalışanlara ve özellikle çocuklara gözleme yapılıp verilir. Gözlemeler genellikle “yağlama” olarak adlandırılıp fazla kurutulmayan yaş yufkalara tereyağı sürülüp katlanmasıyla oluşur. Yufkanın arasına ayrıca minzi, telli peynir vb. peynirlerden de koyulmaktadır. Kadınlar ayrıca kışın kullanmak üzere yaz aylarında domates, biber konservesi, fasulye turşusu yapmak için de bir araya gelmektedir.

Köyü ilgilendiren genel işlerin halledilmesinde erkeklerin çalıştığı görülürken haneyi ilgilendiren işlerde genellikle Doğu Karadeniz’de kadınların çalıştığı görülmektedir. Odun, ot yapma

52

ve taşıma işlerinde de bu durumu görmek mümkündür. Yazın harmandan, yayladan kışın hayvanların yemesi için biçilen otların taşınmasında kadınlar birbirlerine yardım etmektedir. Aynı şekilde fındık ayı olan Ağustos geldiğinde kadınlar fındık toplama, taşıma ve daha sonra eşkin olarak adlandırılan fındık fidanlarının seyreklenmesi işinde birbirlerine yardım etmektedir. Ayrıca fındık harmana serildikten sonra zuluftan çıkarılacaksa veya patosa vurulacaksa insanlar birbirine yardım etmektedir. Bu durum geçmişte tütün tarımının yapıldığı dönemlerde de tütünün kırılması (toplanması) ve şişlere dizilip vagonlarla dama götürülüp asılmasında mevcutken; günümüzde tütün tarımının sona ermesiyle ortadan kalkmıştır. Ancak mısırların kurutulmak ve daha sonra un haline getirilmesi için ambara asılmaya hazır hale getirilmesinde, koçanlarından soyma işlemlerinde kadınlar ve gençler birbirlerine yardım etmektedir. Oyunlar bahsinde de belirtileceği üzere mısır soyma işlemi gerçekleştirilirken çeşitli oyunlar oynanmakta; böylelikle yapılan yardımlaşma faaliyeti aslında sosyal bir iletişim ve eğlence aracı haline de gelmektedir.

İmece faaliyetlerine son olarak verilebilecek örnek tarla ve bahçede gerçekleşen tarımsal faaliyetlerdir. Tarlaların ekim dikime hazır hale gelmesi için toprağın “bel” adı verilen araçla alt üst edilmesi ve havalandırılması gerekmektedir. Tarla bellemek, kazmayla açmak engebeli bölge arazilerinde zorlu bir faaliyet olduğundan çabuk halledilebilmesi adına insanlar bir araya gelmektedir. Aynı şekilde bellenen toprağın azotça zenginleştirilmesi ve veriminin artması için toprağa hayvan gübresi -kemre- konmaktadır. Halk teknolojisi bahsinde görüleceği üzere “kürün” adı verilen tahta bir araç vasıtasıyla çekilen kemre tarlada istenen yere dökülür. Geçmişte bölgede hamsi bolluğunun olduğu dönemlerde elde kalan hamsilerin de tarlaya gübre olarak döküldüğü bilinmektedir. Ancak çürüyen hamsinin yaydığı koku normal hayvan gübresine kıyasla daha ağır olduğundan geçmişte de çok tercih edilen bir örnek olmamıştır. Hayvan bakan hane sayısının azaldığı, köyden kente göçün hızla arttığı, köy ve kent ayrımının ortadan iyice kalktığı günümüzde hayvan kemresinin de artık gübre olarak kullanılmadığı durumlar mevcuttur. Paketlenmiş halde çuvallarla satılan kuş gübresi ve azotlu kimyasal gübreler insanlar tarafından tercih edilmekte ve tarla bahçelere dökülmektedir.

3.1.3. Değerlendirme

Toplumsal hayatın idamesinde yeri geldiğinde yazılı hukuk kurallarından daha katı ve sarsılmaz bir otoriteye sahip olan yaptırım gücü yüksek halk hukuku; aile içinde büyük-küçük ilişkisi, anlaşmazlıkların çözümü, miras, köyün genelini veya bir haneyi ilgilendiren işler vb. konularda kendisini göstermektedir. Geçmişte tüm bu örnekler için iyi veya kötü olarak değerlendirilebilecek değer yargıları ortaya koyan halk hukuku günümüzde geniş aile yapılarının eğitim, iş bulma, daha yüksek refah düzeyi için büyük şehre/yurtdışına göç etme vb. faktörlerden ötürü yaptırım gücünü kaybetmeye başlamıştır. Köylerdeki hane sayısının giderek azalması, kalan hanelerin masraf ve bakım zorluklarından ötürü hayvancılığı terk etmesinden ötürü ot biçme, kemre taşıma vb. hayvancılık temelli imece faaliyetleri son bulma noktasına gelmiştir. Bunun haricinde

53

günlük hayatın yıllardır vazgeçilmez unsuru olan yufka açma, konserve ve turşu yapma gibi işlerde kadınlar yine bir araya gelmektedir. Evlerdeki büyük fırınların kapatılıp kuzine tipi sobaya geçilmesiyle birlikte birleşip ekmek yapma, değirmene gitme faaliyetleri de terk edilmiş, kalan son değirmenler de kapanmaya yüz tutmuştur.

Pek çok köye televizyonla birlikte internetin girmesi köyleri bir anda kentin tam da merkezine konumlandırmış, pek çok sosyal paylaşım sitesinde çeşitli ilçe, kasaba ve köylerle ilgili sayfalar açılmıştır. Aile içindeki büyük küçük, hısım akrabalık ilişkisi bu paylaşım sitelerinde kendine yeni bir koridor açmıştır. Özellikle büyük şehirlerde ve yurt dışında yaşayan; memlekete yalnızca çay, fındık için gelen veya hiç gelemeyen gurbetçiler bu sitelerde kendilerini teselli amaçlı hürmetlerini sunmakta, eskiyi yad etmektedirler. Köylerde kalan ahali ise artık çoğu etnografik birer obje niteliği taşıyan nesneleri fotoğraflayıp kaybolmalarına mani olmaya çalışmaktadır.