• Sonuç bulunamadı

Kaçma-Kovalama Esasına Bağlı Oyunlar 1. Ebe oyunu

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. GELENEKSEL HALK BİLGİSİ

3.4. Oyunlar ve Oyuncaklar

3.4.2. Çocuklara Mahsus Oyunlar

3.4.2.4. Kaçma-Kovalama Esasına Bağlı Oyunlar 1. Ebe oyunu

En az iki kişiyle oynanan ebe oyununda maksimum oyuncu sayısı yoktur. Ebe oyunu farklılık göstermekle birlikte genelde ortadaki bir ebenin diğer oyuncuları kovalaması ve ebeledikten sonra onu ebe yapması şeklinde devam eder. Ebe oyununda çeşitlilik gösteren şey ise ebeden kaçış yöntemidir. Kimi zaman yerden yüksek bir yere çıkıldığında ebenin ebelemesi geçici süreliğine engellenmiş olunur fakat bu tip oyunda oyuncular sürekli yerden yüksekte duramazlar, inip alan içerisinde hareket etmeleri gerekmektedir. Kimi oyunlarda ise ebeden kaçan oyuncular belirli bir renkte nesneyi tutarak ebeden kaçmaktadırlar. Kimi oyunlarda ise hiçbir kural olmaksızın tüm oyuncular alan içerisinde hareket halinde olurlar ve kovalamaca şeklinde ebe olan oyuncu diğerlerinden birini ebelemeye çalışır.

36 Esasen çocukların yağmur yağdırmak amacıyla oynadıkları bu oyun yetişkinlerin gereğinden fazla yağan yağmuru durdurma amacıyla oynadıkları kuskustera/gusgustera oyunuyla aynıdır. Ancak yetişkinlerde amaç yağmuru durdurmakken çocukların amacı yağmuru yağdırabilmektir. Oyunlarda icra edilen tekerlemeler aşağı yukarı benzerlik arz etse de oyunlarda kullanılan eşyalar ve oyun düzenleri farklılık göstermektedir. Bunun en büyük sebebi yağmayan yağmurun ancak buluğ çağına erişmemiş çocukların duasıyla yağdırılabileceğine olan inançtır. Bu sebepten çocukların çalı süpürgesinden hazırladıkları kukla çocuk şeklinde giydirilir ve böylelikle doğa bir şekilde alt edilmeye çalışılır.

165

Ebe oyununa benzer biçimde oynanan bir oyun da “bacak arası” olarak bilinir. Bu oyunda ebe ortada ona kadar sayarken diğer oyuncular oyun alanına dağılır. Ebe saymayı bitirdikten sonra oyuncuları yakalamaya çalışır. Yakaladığı oyuncuları bir noktaya götürür. Yakalanan oyuncular kol ve bacaklarını açarak bekler. Yakalanmayan oyunculardan biri ebeyi atlatıp bu oyunculara ulaşır ve onların bacak aralarından geçmeyi başarırsa bu oyuncular oyuna geri dönmeye hak kazanır ve oyun böyle devam eder. Ebe herkesi yakaladığında veya pes ettiğinde oyun biter.

3.4.2.4.2. Ebe Tura Bir İki Üç

Kız erkek karışık oynanan bir oyundur. Oyuncu sayısında herhangi bir sınırlama yoktur ancak en az üç kişi gerekir. Oyun başlamadan önce oyun alanında bir köşe belirlenir ve köşeden dört beş metre uzaklıkta bir çizgi çizilir. Bir kişi ebe olarak köşeye döner ve arkası diğer oyunculara dönük şekilde köşede oyun terimini sayar. Diğer oyuncular çizginin gerisinde oyuna başlar. Ebe, “Ebe tura bir iki üç” deyip oyunculara önünü döner. O döndüğünde çizginin dışına çıkan oyuncular oyun alanında donup kalmak zorundadır. Ebe kıpırdayan birini görürse, o kişi ebe olur. Kimse kıpırdamazsa ebe tekrar arkasını dönüp saymaya başlar. Oyun alanındaki oyuncular ebenin arkası dönükken ebeye doğru ilerler. Böylece ebe önüne her döndüğünde oyuncular ona daha da yaklaşır. Ebe kıpırdayan kimseyi görmeden oyuncular onun sırtına vurup çizginin gerisine doğru kaçarlar. Kaçarken ebe birini yakalarsa o kişi ebe olur. Oyun bu şekilde sürüp gider.

3.4.2.4.3. Esir Almaca

Karşılıklı iki takım eşit sayıda oyuculardan oluşturulduktan sonra herkes “kale” adı verilen bölgesine çekilir. Oyunda amaç kalenin dışında kalan bölgede rakip takım oyuncusunu yakalayıp kalenin içerisine sokmaktır. Karşı takım oyuncuları, esir alınan arkadaşlarını gidip diğer kaleden ellerine dokunmak suretiyle kurtarabilir. Oyun süresince oyuncuların kaleleri içerisinde sürekli durmaları yasaktır. Geniş bir alanda oynanan oyunda hız ve çeviklik esastır.

3.4.2.4.4. Kurt Baba Oyunu

Kız erkek karışık oynanan bir oyundur. Oyun dış mekânda geçer ve oyun düzeni itibarıyla kovalamaca şeklindedir. Oyun başında bir kurt baba, bir anne, yavru veya civcivler ve bir yuva belirlenir. Anne ve yavruları kendilerine birer renk seçer. Oyun başladığında kurt baba yuvanın kapısına gelerek anneyle konuşur ve bir renk söyler. Söylediği renk eğer annede veya yavrularında yoksa yavrular kurttan başka bir renk söylemesini ister. Eğer söylediği renk yavrulardan birinde varsa o yavrunun anında yuvadan çıkması gerekir. Böylece kurt ve yavru arasında kovalamaca başlar. Şayet yuvadan çıkan yavru, yakalanmadan yuvaya geri dönebilirse yeni bir renk seçerek oyuna devam eder. Eğer kovalamacada kurda yakalanırsa yanarak oyundan çıkar ve o yavru için “kurdun akşam yemeği oldu” ifadesi kullanılır. Oyun böylece kurt bütün yavruları yiyene kadar devam eder.

166

Eğer kurt baba söylediği renkte annenin seçtiği renge denk getirirse yuvadaki yavrulardan birisi anne adına yuvayı terk eder ve kovalamacaya anne adına o katılır (Keleş, 2015: 138).

3.4.2.4.5. Saklambaç / Gukku

Saklambaç oyunu “gukku/guggu” olarak da bilinir. Oyuncular oyunun başında bir ebe seçer. Ebenin seçimi genellikle tekerlemelerin hecelenerek oyunculara doğru sırayla okunmasıyla olur ve tekerlemenin bittiği yer hangi oyuncuya denk gelirse o oyuncu oyuna ebe olarak başlar. Ebe olan kişinin gözlerini yumması için belirli bir yer seçilir; bu genellikle bir duvar veya ağaç olmaktadır. Oyunda mekân sınırlaması olmamakla birlikte aşırılığa kaçılmaz. Sınırlar oyunun başında oyuncular tarafından belirlenir veya her oyuncu oynanan mekânın sınırlarını önceki oyunlardan bilir. Ebe olan oyuncu gözlerini yumarak saymaya başlar ve yüze kadar yüzü duvara/ağaca dönük şekilde sayar. Sayma işi bittikten sonra “önüm arkam sağım solum sobe, saklanmayan ebe” tekerlemesini söyler ve saklanan oyuncuları oyun alanında aramaya başlar. Oyundaki temel kural ebe yumduğu alandan ayrıldıktan sonra ona görünmeden gidip alana sobelemektir. Eğer ebe saklanan oyunculardan birini görürse adını herkesin duyabileceği şekilde haykırır ve gidip gözlerini yumduğu yere eliyle vurarak saklanan kişiyi sobeler. Sobelenen oyuncu ebenin gözlerini yumduğu yere gelip oyunun bitmesini bekler. Eğer ebe saklanan bir oyuncuyu uzun süre bulamazsa herkesin duyabileceği şekilde bulunamayan oyuncunun adını söyleyerek o kişiye çay içirdiğini söyler. Çay içirilen kişi sobelenmekten muaf olur ve saklandığı yerden çıkar. Bu kişi ayrıca bir dahaki oyunda ebe seçilemez. Bazen çay içirilen oyuncular yine de saklandıkları yerden ayrılmak istemezler. Böyle durumlarda ebe oyunun aksamaması için mecburen yine saklanan kişinin adını haykırarak ona balık yedirdiğini söyler. Balık yedirilen oyuncu artık saklandığı yerden çıkmak zorundadır. Bu oyuncu bir dahaki oyunda kendisi ebe seçilemeyeceği gibi kendisinin seçeceği bir başka arkadaşının da ebe seçilmesini önlemiş olur. Çay içirmek ve balık yedirmek tabirleri şüphesiz Trabzon bölgesinde Anadolu’nun diğer yerlerinde olduğu gibi değerli ve misafirin ağırlanmasında makbul sayılan gelenekler arasındadır. Oyunun sonunda ise sobelenen ve ebeden önce gidip kendisi sobeleyen oyuncular bir araya toplanır. Sobelenen oyuncular arasından ebe bir kişiyi bir sonraki oyun için ebe seçer veya ebe seçimi yine sobelenen oyuncular arasından tekerleme okunarak seçilir. Oyun böylece yeni ebenin belirlenmesiyle devam eder.

3.4.2.4.6. Seksek (Simit Oyunu)

Erkekler arasında oynanır. Cezaya dönük bir oyundur. İki gruba ayrılan takımlardan biri kendisine küçük kare bir alan belirler ve buna “kale” adı verilir. Bu kareden dışarı çıktıklarında tek ayak üzerinde durmak zorundadırlar. Karşı takımsa kare dışında serbesttir ancak kaleden sekerek çıkan kişi onlardan birine yakalanırsa tek ayak üstündeki kişi, ona yere basmamak koşuluyla vurur. Kaleden tek ayak dışarı çıkan kişiyse yere bastığı anda kale dışındakilerden dayak yemeye başlar. Bu yüzden kaçarak bir an önce kaleye sığınmalıdır. Kale ise boş bırakılmamalıdır. Dışarıdaki takım

167

kalede kimsenin kalmadığı bir anda kaleyi zapt etme hakkına sahiptir. Kale zapt edilirse kale dışında sekerek ilerleyen kişilerin tek ayak üzerinde gitmelerinin bir hükmü kalmaz, oyunda kısa süreli bir meydan savaşı yaşanır. Bunun ardından bu kez diğer takım kaleye geçer ve oyun yeniden başlar.

Simit oyununda oyun başında bir kişi ebe seçilir ve ona “ev” denilen bir mekân belirlenir. Ebe “simit” diye bağırarak tek ayaküstünde koşmak şartıyla evinden çıkar. Diğer oyuncular da ebenin etrafında dolanıp koşmaktadır. Ebenin nefesi kesilip evine ulaşamadan simit diye bağırmayı durdurursa diğer oyuncular ona vurmaya başlar. Eğer nefesi kesilmeden evine ulaşmayı başarırsa ebe yine o kişi olur. Ebe evine ulaşmayı başaramazsa dayak yer ve dayak yiyen oyuncu oyundan çıkar. Başka bir kişi ebe evine geçer ve oyun, herkes oyundan çıkana kadar devam eder.

Seksek oyunundaki kaleyi koruma “firar” adıyla oynanmaktadır. Ancak firar oyununda birbirlerini kovalayan oyuncular tek ayak üstünde durmak zorunda değildir. Oyun kovalamaca-yakalamaca düzenindedir.

3.4.2.4.7. Tavşan Oyunu

Ormanlık arazilerde oynanan bu oyunda oyuncular bir avcı, köpek ve tavşan olmak üzere üçe ayrılır. Avcı oyundaki sabit kişidir ve değişmez. Diğerleri av köpekleri ve tavşan olarak ayrıldıktan sonra tavşanlar belirli bir süre zarfında saklanır. Saklanma işi bittiği zaman ıslık çalınır ve oyun başlanır. Av köpekleri rolündeki oyuncular dağılıp tavşan rolündeki oyuncuları ararlar ve gördükleri zaman kovalamaya başlarlar. Yakalanan tavşan oyundan çıkmış sayılır ve belirli bir bölgeye giderek oyunun bitmesini bekler. Avcı, köpeklerle birlikte gezer ve kovalama sırasında yakalama işine karışmaz. Avcının silahı topladığı çam kozalaklarıdır ve tavşanları bu kozalaklarla vurmaya çalışır, bunun haricinde tavşanlara elle teması yasaktır. Belli bir süre içinde tüm tavşanlar yakalanmaya çalışılır, yakalanmazlarsa oyunu tavşanlar kazanır.

3.4.2.4.8. Tavşan Kaç Tilki Tut

Kalabalık iki grup oluşturulur. Her iki gruptaki kişiler aralarında bir insan sığacak şekilde boşluk bırakarak iki daire oluşturur. Bir gruptaki kişilerden biri tavşan olarak seçilirken diğer gruptan bir kişi de tilki olarak seçilir. Tavşan olarak seçilen kişi kendi grubundan çıkar ve karşı gruba doğru koşar. Tilki grubundaki kişilerin aralarından geçerek kaçmaya devam eder. Bu arada tilki seçilen kişi de onu kovalamaktadır. Tavşan kaçar, tilki peşinden kovalar. Onların bacaklarının aralarından veyahut da iki kişinin arasından geçmek şartı ile tavşan nereden geçerse tilki de oradan geçme mecburiyetindedir. Yanlış geçerse yenik sayılır. Tilki tavşanın geçtiği yerlerden geçip onu takip edemezse yanmış olur. Sonra sıra diğer gruba geçer. Bu defa tavşanı diğer grup, tilkiyi daha önce tavşan çıkaran grup çıkarır. Tavşan tilkiye yakalanmadan önce yerine varmayı başarırsa bir sayı almış olur. Eğer yerine gidemeden tilkiye yakalanırsa tilki çıkaran grup sayıyı alır. Tavşan tilkiden

168

kaçarken şaşırıp yerini kaçırırsa dairenin etrafını tekrar dönmek zorundadır. Tilki tavşanı bu şekilde kovalarken gruptaki diğer kişiler de alkışlar. Tavşan çıkaran grup “tavşan kaç” tilki çıkaran grup “tilki tut” diye bağırır. Oyun bu şekilde belli bir sayıya ulaşana kadar devam eder.

3.4.2.4.9. Yağ Satarım Bal Satarım

Herkes yuvarlak bir daire oluşturacak şekilde yere oturur. Bir kişi ebe olur. Ebe daire etrafında elinde mendille dolaşır. Aynı zamanda oyun tekerlemesini söylemektedir. Tekerlemenin sonuna geldiğinde oturanlardan birinin arkasına elindeki mendili bırakır. Dairedeki oyuncular sürekli arkalarına bakarak mendilin kendi arkasında olup olmadığını kontrol eder. Arkasına mendil bırakılan oyuncu mendili yerden alıp ayağa kalkar. Daire etrafında koşarak kaçan ebeyi yakalamaya çalışır. Ebe, yakalanmadan kalkan kişinin yerine oturmayı başarırsa ayakta kalan kişi ebe olur.

3.4.2.4.10. Zimi Zimi

Kalabalık bir oyuncu kadrosuna sahip oyun genellikle mısır hasadının olduğu zamanlarda mısır meçisi yapılırken oynanır. Mısırlar dış yaprakları ayrıldıktan sonra koçanlarının ucunda kalan püsküller çocuklar tarafından toplanır ve örülmek suretiyle ip haline getirilir. Bir kişi ebe olarak seçilir. Daha sonra oyuncular geniş bir halka şeklinde yere oturur ve oyun başlar. Anadolu’da pek çok yerde “yağ satarım bal satarım” şeklinde oynanan bu oyunda amaç, halkanın arkasında tur atarken eldeki ipin bir kişinin arkasına gizlice bırakılmasıdır. Yağ satarım bal satarım oyunu mendille oynanırken bu oyunda fark; eğer arkasına ip bırakılan oyuncu ipi fark etmezse ipi bırakan ebe bir sonraki turda ipi yerden alarak oyuncuya vurmaya başlar. Eğer arkasına ip bırakılan oyuncu ipi fark ederse ipi yerden alır ve çemberin etrafında koşacak şekilde ebeyi yakalamaya çalışır. Ebe yakalanmadan yerinden kalkan oyuncunun yerine oturmayı başarırsa ayakta kalan oyuncu ebe olur ve oyun böyle devam eder.

3.4.2.4.11. Zoğoyir

Çaykara yöresinde oynana oyunla ilgili Ali Çelik (2005: 319) şu bilgileri vermektedir: Oyun 3 metre genişliğinde 10 metre uzunluğunda bir alanda oynanır. Oyuncu sayısı iki ile dört arasındadır. 2,5-3 metre uzunluğunda, 10 cm kalınlığında bir kazık yere sallanmayacak şekilde gömülür. Toprak üstünde kalan kısım en az 1,5 metre olmalıdır. Kazığın üst kısmı düzleştirilir. 10-20 cm kalınlığındaki bir diğer kazıkla büyük kazık teraziye gelecek şekilde hizaya getirilir ve hizaya geldiği yerden küçük kazık oyulur. Bu oyuk büyük kazığın ucuna denk getirilir. Kazık ve oyuk yağlanır. Oyuncular tarafından tahterevalli hareketi şeklinde salınım yapılarak harekete başlanır. “Zoğoyir” adı verilen büyük kazık sürtünmenin etkisiyle bir zaman sonra gıcırtılar çıkarmaya başlar. Oyunun esas amacı bu sesleri çıkartabilmek ve böylece eğlenmektir.

169

3.4.2.5. Sayışmaca Esasına Bağlı Oyunlar