• Sonuç bulunamadı

1.2. YÜKLENİCİNİN ASLİ EDİM BORCU VE DİĞER

1.2.1. Asli Edim Borcu (Teslim Borcu) ve Bu Kapsamdaki Diğer Borçlar

1.2.1.3. Bağımsız Bölümleri Teslim Borcu

1.2.1.3.1. Teslim ve Tesellüm Kavramları

Teslim kavramına ilişkin doktrinde birbirine benzer, çeşitli tanımlar yapılmıştır. Bir tanıma göre teslim; “tamamlanmış olan eserin iş sahibine ifa olarak arz edilmesidir”158. Bir başka tanıma göre159 ise teslim; “doğrudan doğruya zilyetliğin geçirilmesi veya geriye geçirilmesi ya da geçici bir zilyetlik halinin ortadan kaldırılmasıdır”. Bir diğer tanıma göre160; “yüklenicinin eseri, sözleşme, projeler ve sözleşme ekleri ile varsa şartnamelere uygun şekilde bitirdikten sonra eksiksiz ve ayıpsız olarak ondan elini çekmesi ve onu eylemli şekilde veya hukuksal anlamda iş sahibinin elmenliğine (zilyetliğine) bırakması sonucunu doğuran bir işlemdir”. Bir başka tanıma göre161; teslim, “tamamlanmış bir eserin müteahhit tarafından istisna sözleşmesinden doğan asli edim yükümünün ifasına yönelik olarak iş sahibinin hakimiyet alanına sokulmasını veya münhasıran iş sahibinin hakimiyet alanına terkini” ifade eder. Doktrindeki diğer bir tanımda ise, teslim için eserin eksiksiz ve ayıpsız olması gerekliliği temelde kabul edilmiş olunmakla birlikte buna

158 Aral, Ö.B.İ., s. 357; Eren, Müteahhidin Borçları, s. 72; Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, s. 35;

Zevkliler/Gökyayla, Ö.B.İ., s. 477; Gökyayla, Ek İş, s. 24 vd.; Baygın, İstisna Sözleşmesinde Ücret, s. 27; Yakuppur, s. 64.

159 Tunçomağ, C. II, Ö.B.İ., s. 1012; Karahasan, Ö.B.İ., C. II, s. 262.

160 Aydemir, İnşaat Hukuku, s. 250.

161 Gümüş, Özel Hükümler, C.II, s. 46.

ilişkin kriter ‘eserin nesnel (objektif) ölçüler içerisinde kullanılabilir durumda olması’ şeklinde ifade edilmiştir162.

Tanımlardan yola çıkarak teslimin unsurlarını, eksiksiz biçimde meydana getirilen eserin zilyetliğinin iş sahibine devredilmesi, fiili hakimiyet intikalinin ifa iradesiyle yapılması ve iş sahibince bu ifa iradesinin anlaşılabilmesi olarak saymak mümkündür163.

Yüklenici açısından teslim olarak ifade edilen durumun iş sahibi açısından karşılığı ‘tesellüm’ yani, teslim almadır164. Teslim ve tesellüm aynı anda gerçekleşir.

Tesellüm kavramının önemi haiz olduğu nokta165; iş sahibi yüklenici tarafından meydana getirilmiş olan ve kendisine teslim edilmek istenen eseri haklı bir neden olmaksızın tesellümden kaçınırsa, alacaklının temerrüdüne düşeceğidir. Ancak doktrinde, bu çıkarımın bütün eser sözleşmeleri açısından kabul gördüğü söylenemez. Bu kapsamda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri açısından da bu çıkarımın uygun olmadığı; “yapının sözleşmeye uygun şekilde tamamlanması, varsa diğer taahhütlerin yerine getirilmesi ve müteahhidin durumu iş sahibine bildirerek taşınmazdan çekilmesi üzerine, artık ifa gerçekleşmiş sayılmak gerekeceğinden, burada alacaklı temerrüdüne yer yoktur. Yapıyı tasarrufuna alıp almamak, kullanıp kullanmamak iş sahibinin bileceği iştir. Zira, ifasına alacaklının katılması gerekmeyen ve ifası alacaklı tarafından da önlenemeyen borçlarda alacaklı

162 Selimoğlu, Eser Sözleşmesi, s. 109; Kostakoğlu, İnşaat Hukuku, s. 633. Yazarlar, ‘nesnel (objektif) ölçüler’ kavramı ile eserde önemli olmayan ufak tefek ayıp ve eksikliklerin teslime engel olmayacağını belirtmişlerdir. Aynı görüşte: Bilge, İnşaat, s. 27.

163 Ayan, Temerrüt, s. 49; Şahin, Teslim Borcu, s. 48; Kaplan, İnşaat Sözleşmeleri, s. 76; Güleç, Beklenilmeyen Haller, s. 38; Duman, İnşaat Hukuku, s. 354; Kostakoğlu, İnşaat Hukuku, s. 631.

164 Ayan, Temerrüt, s. 50; Tandoğan, Ö.B.İ., C.II, s. 127; Şahin, Teslim Borcu, s. 49; Aral, Ö.B.İ., s.

357; Kurt, Temerrüt, s. 69; Zevkliler/Gökyayla, Ö.B.İ., s. 479; Kaplan, İnşaat Sözleşmeleri, s. 76;

Kemal Kanber, “Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Müteahhidin İnşaattaki Bozukluktan Doğan Sorumluluğu”, Ankara Barosu Dergisi 97/3, s. 38; Büyükay, Eser Sözleşmesi, s. 69.

165 Şahin, Teslim Borcu, s. 49-50; Eren, Müteahhidin Borçları, s. 72; Zevkliler/Gökyayla, Ö.B.İ., s.

479; Büyükay, Eser Sözleşmesi, s. 73; Duman, İnşaat Hukuku, s. 354; Aral, Ö.B.İ., s. 357.

temerrüdü olmaz.” denilerek ifade edilmiştir166. Kanımızca bu noktada, yüklenicinin eseri meydana getirme süreci ile bitmiş eserin teslimi aşaması birbirinden ayırt edilmelidir. Yüklenicinin eseri yapması aşamasında, iş sahibinin bazı haksız müdahelelerde bulunup (yüklenicinin taşınmaza girmesine izin vermemesi gibi), yüklenicinin eseri icra edememesine yol açmasından dolayı alacaklı temerrüdüne düşmesi mümkün olabilir fakat tamamlanan yapının teslimi noktasında iş sahibinin tesellümden imtina etmesi dolayısıyla alacaklının temerrüdü her durumda gerçekleşmez. Zira, ÖZ’ün de haklı olarak belirttiği gibi yapıyı tasarrufa alıp almamak iş sahibinin bileceği bir iştir167. Salt teslim almayı iş sahibine bir borç olarak yüklemek doğru olmaz. Ancak, teslim almadan (tesellümden) imtina, taraflar arasında kararlaştırılmış bulunan başkaca hakların meydana gelmesini engeller nitelikteyse bu durumda alacaklının temerrüdü söz konusu olabilmektedir. Burada teslim borcu açısından alacaklının temerrüdüne örnek olarak; iş sahibinin kat mülkiyetinin kurulması için gereken işlemi yapmaması dolayısıyla bitmiş olan taşınmazda, yükleniciye düşen bağımsız bölümlere ilişkin olarak yüklenicinin tapuda tasarrufta bulunamaması durumu verilebilir.

Tesellüm, TBK m. 477 (eBK m. 362)’de ifadesini bulan kabulden farklıdır.

Tesellüm ayıplı ifa sebebiyle (TBK m. 474 vd; eBK m. 359 vd.) doğan sorumluluğun şartlarından biri olup iş sahibi lehine tanınan seçimlik hakların doğuş anını ifade eder168. Eserin kabulü ise, iş sahibinin eseri sözleşmeye uygun bulduğuna dair bir irade açıklaması olup169, bu açıklama ayıplı ifa dolayısıyla iş sahibi lehine tanınan

166 Öz, İnşaat, s. 129-130.

167 Öz, İnşaat, s. 130.

168 Şahin, Teslim Borcu, s. 50; Kurt, Temerrüt, s. 84; Yener, Arsa Payı, s. 27-28; Duman, İnşaat Hukuku, s. 361.

169 Aral, Ö.B.İ., s. 357; Eren, Müteahhidin Borçları, s. 72; Ayhan Uçar, İstisna Sözleşmesinde Müteahhidin Ayıba Karşı Tekeffül Borcu, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2003, s. 91 vd. ; Erman, İnşaat, s. 151; Ayan, Temerrüt, s. 50; Şahin, Teslim Borcu, s. 51; Kurt, Temerrüt, s. 69; Tandoğan, Ö.B.İ., C. II, s. 218; Seliçi, Müteahhidin Sorumluluğu, s. 36; Şenocak, Ayıbın Giderilmesi, s. 81;

Karataş, İnşaat, s. 143; Karahasan, İnşaat İmar İhale Hukuku, s. 264; Öz, Dönme, s. 119-120;

Yakuppur, Teslim Borcu, s. 69; Kaplan, İnşaat Sözleşmeleri, s. 76; Yener, Arsa Payı, s. 27;

Büyükay, Eser Sözleşmesi, s. 69; Duman, İnşaat Hukuku, s. 360.

hakların düşmesine neden olur. Bu bağlamda teslim, eserin kabulünün de bir şartını teşkil etmektedir170.

Teslim alma ve kabul kavramlarının eşdeğer tutulması eser sözleşmesinin ifası sistemi ile bağdaşmaz171. İfanın gereği gibi olup olmadığının tespiti için iş sahibinin eseri muayene etmesi zorunluluğu TBK m. 474’de öngörülmüştür. İş / arsa sahibi açısından bu zorunluluk külfet niteliğindedir. Muayene olanağının elde edilebilmesi için iş sahibinin eseri kendi hakimiyetinde bulundurması gerekir. TBK m. 477 (eBK m. 362) bağlamında kabul, iş sahibince eserin sözleşmeye uygun olarak gereği gibi ifa edildiğini kabul ettiğini ortaya koyan bir irade açıklamasıdır172. Yargıtay da kararlarında teslim alma ve kabulün birbirinden farklı kavramlar olduğunu belirtmiştir173.

Ayıptan kaynaklanan seçimlik haklar için zamanaşımı sürelerinin işlemeye başlaması, yüklenicinin sözleşmede kendisine ait olacağı belirlenen bağımsız bölümlerin devri alacağının muacceliyeti ve ücrete ilişkin rizikonun yükleniciden çıkıp iş sahibine geçmesi gibi haller tesellümün sonucuna bağlanmaktadır174.