• Sonuç bulunamadı

METİNLERARASILIK KURAMININ ORTAYA ÇIKIŞI

3. Metinsel-Aşkınlık Biçimlerinin Kökeni: Karnaval Geleneği ve Karnaval Geleneğine Dayanan Edebî Türler

3.2. Edebî Türlerin Melezleşmesi

Karnaval geleneği, yaşamın edebî anlatılara girmeye başlamasıyla,

“karnavalesk” denilen karnavallaşmış edebiyatın ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır.

Öncelikle, yüksek ve soylu bir tür olarak bilinen edebiyata soylu olmayan konular ve

Mihail Bahtin, Rabelais ve Dünyası, ss. 31-32.

56

anlatım biçimleri nüfuz etmeye başlamış; zamanla, “ansiklopedik” romanlar olarak 57 bilinen orta çağ anlatılarına, her türden bilgi girmeye başlamıştır. Bilhassa Rabelais romanları, devrin ansiklopedik romanlarını temsil etmektedir.

Roman türüne nüfuz ederek türü ansiklopedik hâle getiren yeni içerik, türün kapsamının ve sınırlarının genişlemesine yol açar. Böylece ise, bir “roman” metninin içerisine epik parçalar, şiirler, dualar ve başka dinî parçalar ile edebiyat sayılsın veya sayılmasın türlü eserlerden alıntılar girmeye başlar. Ciddi edebî türler ile yarı-ciddi ve ciddi olmayan edebî türler tek bir anlatı düzleminde homojenleşir. Bu tedâhül sonucunda ortaya çıkan edebî düzlemde ise epik, tragedya, drama gibi adlarla tespit edilen “tür” denilen olgunun sınırları çözülmeye başlar; “melez” anlatılar ortaya çıkar.

Tür karakteristiği, karnavallaşmış edebiyat ürünlerinin melezleşme sürecinin başlangıç noktasını teşkil eder. Bahtin, Dostoyevski tarzındaki çoksesli romanın, çoğunlukla Avrupa serüven romanı gelenekleriyle ilişkilendirildiğini, bunun büyük ölçüde doğru bir yaklaşım olduğunu ifade eder. Buna göre, serüven romanlarında olduğu gibi, çoksesli romanın kahramanlarının başına da her şeyin gelebileceğini 58 ifade eder.

Serüven edebiyatının temel karakteristiklerinin çoksesli romanda yeniden işlenmesiyle karnavallaşmış bir anlatı geleneğinin oluşturulmuş olması, Dostoyevski romanından hareketle tespit edilir:

“Dostoyevski’de serüvenin olay örgüsü derin ve şiddetli sorunların ortaya koyulmasıyla bileşir; ayrıca, bütünüyle fikrin hizmetine verilir. Kişiyi kendisini teşhir eden ve kışkırtan sıradışı konumlara yerleştirir; onu alışılmadık ve beklenmedik koşullar altında öbür insanlarla ilişkiye ve çatışmaya sokar ve bunu tam da fikri ve fikir insanını, yani ‘insandaki insanı’

sınamak amacıyla yapar. Bu da, serüveni öyküsünün başka türlerle birleştirilmesine olanak tanır; bunlar, örneğin itiraf ve bir azizin yaşamöyküsü gibi, kendisine tamamen yabancı türlerdir.”59

Ansiklopedik roman, modern Türk edebiyatında bilhassa Kara Kitap’ın da aralarında bulunduğu, Orhan Pamuk için,

57

“bütün dünyayı kapsama arzusu izlenimini veren genişliği ve iddiası anlatının önemli bir parçasını oluşturan listeleri ve yararlandığı kaynakların zenginliği” ile tespit edilen Batı edebiyatında 20. yüzyılda ortaya çıkmış olan çoğulcu yapıdaki anlatı biçimidir. Aynı zamanda, metinsel-aşkınlık özellikleri gösterebilmektedir. (Orhan Pamuk’un Kara Kitap romanının ansiklopedik roman oluşu ile ilgili içerik için bk.: Darmin Hadzibegovic (Haz.), Kara Kitap’ın Sırları:

Orhan Pamuk’un Yazı ve Resimleriyle, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2013, ss. 60-61.) Mihail Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s.160.

58

Mihail Bahtin, A.g.e., ss. 163-164.

59

Bahtin’in ifadeleri, farklı edebî türlerin bir araya getirilmesinden doğan karnavallaşmış anlatıların temelde her bir fikrin kendisini temsil imkânı bulduğu çoksesli ve söyleşimci anlatılara ve bu tip anlatıların tür bakımından özgürleştiği soylu olanla groteskin yan yana bulunduğu serüven anlatılarına dayandırıldığı yönünde yorumlanabilir.

Edebiyata göre daha “soylu” sayılan dinî metinler de karnavallaşmış edebiyat metinlerine nüfuz edebilmektedir. Ancak, çoğunlukla bu “alıntı” metinler, ana-metinlerde parodileştirme yoluyla ciddi niteliklerini kaybederler:

“İlkel halkların folklorunda hâkim olan ton ve örgütlenme açısından ciddi olan kültlerin yanı sıra gülen ve ilahilerle alay eden diğer komik kültler (‘ritüel gülüşü’) de yer alıyordu; ciddi mitosların yanı sıra komik ve küfürbaz olanlar vardı; kahramanlarla birlikte onların parodileri ve komik ikizleri vardı.”60

Soylu bir tür olan modern roman grotesk olarak nitelendirilebilecek serüven romanlarının biçemiyle ve olay örgüsüyle birleştiğinde ortaya çıkan melez yapı, öncelikle karnaval folklorunun soylu bir edebî tür olan romana dâhil olmasını; buna bağlı olarak da iki veya daha fazla metnin bir anlatı içerisinde diyalojik ilişkide bulunduğu metinlerarası veya metinsel-aşkınlık olgusunu akla getirmektedir.

Bahtin, “Bir tür, şimdide yaşar, ama geçmişini, başlangıcını her zaman hatırlar,” ifadesiyle edebî türlerin kökeni meselesine temas eder. Komik edebî 61 türler, ciddi edebî türler, yarı ciddi-yarı komik edebî türler, böyle bir tür ayrımının temel ögeleridir. Bunlar arasında yarı ciddi-yarı komik edebî türler, barındırdıkları tüm karışık dışsal çeşitliliğe rağmen, köklü bir bağ ile karnaval folkloruna bağlıdırlar. Bahtin, antik ya da orta çağ karnaval folklorunun herhangi bir 62 çeşitlemesinden etkilenmiş olan edebiyatı, “karnavallaşmış edebiyat” olarak adlandırır. Ona göre yarı ciddi-yarı komiğin tüm alanı, böyle bir edebiyatın ilk örneğini oluşturur ve karnavallaşmış edebiyat sorunu tarihsel poetikanın, özellikle de tür poetikasının oldukça mühim sorunlarından biri olmaktadır.63

Yarı ciddi-yarı komik türlerin ayırt edici özellikleri; neşeli bir görelilik atmosferine sahip olmaları, içlerinde karnaval mayasını, karnaval heyecanını

Mihail Bahtin, Rabelais ve Dünyası, s. 32.

60

Mihail Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s. 165.

61

Mihail Bahtin, A.g.e., s. 166.

62

A.g.e., ss. 166-167.

63

muhafaza ediyor olmaları ve karnaval folkloruna temelden bağlı olmaları olarak tespit edilebilir. Gerçeklikle kurdukları “canlı şimdi”ye dayalı, karnaval zamanında denk gelen “bugün” gerçekleşen yeni ilişki; efsaneye dayanmayan, kutsallaştırılamaz nitelikte olmaları ve bilinçli şekildeki deneyim ile özgür yaratışa dayanmaları; çok üsluplu ve çoksesli doğaya sahip olmaları, yarı ciddi yarı-komik türlerin temel karakteristiklerini oluşturur. Bahtin’in yarı-ciddi edebî türlerin karakteristiğinde 64 tespit ettiği özellikler, karnavallaşmış edebiyat metinlerinin niteliklerini temsil etmekle birlikte, metinlerarası ilişkiler bütünü olarak da yorumlanabilmektedir.

“[Y]aygın bir biçimde aralara mektuplar, bulunmuş elyazmaları, aktarılan diyaloglar, yüksek türlerin parodileri, methiyelerin parodik olarak yeniden yorumlanması gibi başka türler sokarlar, bunların bazılarında nesirsel ve şiirsel sözün harmanlandığını gözlemleriz; canlı lehçeler ve jargonlar da (ve Roma aşamasında doğrudan ikidillilik de) devreye sokulur ve dış görünüşlerini yazarın taktığı muhtelif maskeler oluşturur. Temsil eden sözün beraberinde temsil edilen söz de boy gösterir; belli türlerde çift-sesli söz başı çeker. Sonuçta burada görülen, edebiyatın malzemesi olarak sözle kurulan yepyeni bir ilişkidir.”65

Bahtin’in yukarıdaki ifadelerinden, bir tür türlerarası ilişkiden doğan karnavallaşmanın metinsel-aşkınlık/ metinlerarasılık kavramını temsil ettiği anlaşılmaktadır. Bu ise, orta çağ için geleceğin modern ve postmodern anlatılarının temel özelliğini teşkil etmektedir.