• Sonuç bulunamadı

METİNLERARASILIK KURAMININ ORTAYA ÇIKIŞI

3. Metinsel-Aşkınlık Biçimlerinin Kökeni: Karnaval Geleneği ve Karnaval Geleneğine Dayanan Edebî Türler

3.3. Karnavallaşmış Edebî Türler

Edebiyatta karnavallaşma, soylu ve yüksek olarak değerlendirilen “ciddi” edebî türler ile soylu ve yüksek olmayan “yarı ciddi” ya da “komik” edebî türlerin bir arada söyleşim hâlinde bulunması yoluyla gerçekleşmektedir. Söz konusu söyleşim, farklı türlerin bir arada bulunmasıyla türlerarası bir diyaloğa yol açmakla birlikte,

“metin”lerin bir arada bulunuşu münasebetiyle de metinlerarası söyleşimi gerçekleştirmektedir. Orta çağ karnaval geleneğini edebiyat düzlemine yansıtmış olan Rabelais’nin Fransız edebiyatını büyük ölçüde etkilemekle birlikte, en az Cervantes kadar, tüm dünya edebiyatının kaderini de etkilediğini ifade eden Bahtin, onun edebî normlara ve kanonlara uyumsuz niteliğine dikkat çeker. Bu dikkat, 66

Mihail Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, ss. 166-167.

64

Mihail Bahtin, A.g.e., s. 168.

65

Mihail Bahtin, Rabelais ve Dünyası, s. 28.

66

Rabelais’nin edebî yaratılarındaki “edebiyat dışı” tabiatlı popüler kültür imgeleri ile ilgilidir. Çok üsluplu bu metinlerdeki çok-tonlu nitelik, yüksek ve aşağı olanın, ciddi ve komik olanın harmanlanmasıyla ortaya çıkar.

Roman türünün üç temel kökü epik, retorik ve karnaval türleri olmak üzere çok sayıda ara biçim de içlerinde yer alır. Dostoyevski’ye ve çoksesli anlatılara yol açan, karnaval çizgisinin muhtelif çeşitlemeleridir ve bu gelişimin başlangıç noktaları yarı-ciddi yarı komik edebî türün alanında bulunmaktadır. Cebeci , Cornford’un iki 67 68 önemli komik tür olarak belirttiği satir ve fars türlerinin komedinin kökeni olarak kabul ettiği “phallus alayları”na dayandığı yönündeki ifadelerine yer verir.

Yarı ciddi-yarı komiğin alanına ait olan orta çağda ortaya çıkmış iki tür, Sokratik diyalog ve Menippos yergisinin, Dostoyevski’yi ortaya çıkarmış olan sanatsal nesrin, çoksesli ve diyalojik anlatı biçiminin şekillenmesinde oldukça etkili olduğu belirtilmektedir.69

Romantik dönem öncesi Sturm und Drang dramaları ile bilhassa E. T. A. 70 Hoffmann’ın eserleri, grotesk biçemleriyle bu türün modern edebiyattaki temsilcileri olarak Bahtin tarafından sıralanır. Halkın karnaval geleneğinden, öznel ve bireysel 71 bir grotesk bakış içeren eserlerin ilk örneği olarak, Laurence Stern’e ait Tristram Shandy romanı değerlendirilir.72

Toplumsal bir kurum olan karnavalın, edebiyata grotesk gerçekçilik olarak taşındığını belirten Irzık, eşikteki anlatıcı-yazar ile benzer durumlardaki kahramanlar arasında tam bir eşanlılık olduğundan; söz konusu kesişmenin ise düşsel olanla gerçekliğin, gülme ile trajedinin, anlatıcı ile kahramanın sözlerinin bir arada bulunduğu karnaval mekânlar sayesinde gerçekleştiğinden söz eder.73

Modernist edebiyatta karnavallaşma olgusu için ise Ecevit, metinsel karşıtlıkların, geleneksel hiyerarşik değerlerinden arındırılmalarıyla, “bir karnavalda

Mihail Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s. 168.

67

Francis Macdonald Cornford, The Origin of Attic Comedy, Doubleday Press, New York, 1961. Buradan akt.: Oğuz

68

Cebeci, Komik Edebi Türler: Parodi, Satir, İroni, İthaki Yayınları, İstanbul, 2008, s. 48.

Mihail Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s. 168.

69

bk. 3. BÖLÜM: Metinsel-Aşkın Düzlemde Alman İdealizmi ve Romantik Edebiyat Metinleri.

70

Mihail Bahtin, Rabelais ve Dünyası, ss. 64-65.

71

Mihail Bahtin, A.g.e., s. 65.

72

Sibel Irzık, “Önsöz”, Karnaval’dan Romana, ss. 25-28.

73

soylunun köylüyle, kralın palyaçoyla” eşitlenmesinde olduğu gibi, metinde, “tüm 74 değer skalalarının” alt üst edildiğine dikkat çeker.75

3.3.1. Sokratik Diyalog

Halk karnavalı geleneğinden doğduğu düşünülen Sokratik diyalog, karnavala özgü dünya anlayışının hâkim olduğu retorik olmayan bir türdür. Bahtin, Sokratik 76 diyalog hakkında şu ifadelerde bulunur:

“Başlangıçta, -gelişiminin edebi aşamasına çoktan girmiş olan- Sokratik diyalog türü, neredeyse bir anı türüydü: Sokrates’in yapmış olduğu gerçek konuşmaların anılarından, hatırlanan konuşmaların kısa bir öykü çerçevesinde sunulan elyazmalarından oluşuyordu.

Ama çok geçmeden, malzemeye yönelik özgür bir yaratıcı tutum, türü tarihin ve anının kısıtlamalarından neredeyse tamamen kurtardı ve türün içinde yalnızca hakikatin diyalojik olarak açığa çıkartılmasına yönelik Sokratik yöntem ve bir öyküyle kaleme alınıp çerçevelenen diyaloğun dışsal biçimi kaldı. Platon’un Sokratik diyalogları tam da böyle bir özgür yaratışın ürünleridir; hakkında yalnızca kimi fragmanlar aracılığıyla bilgi sahibi olduğumuz Ksenophanes ve Antisthenes’in diyalogları için de, bu ölçüde olmamakla birlikte aynısı söylenebilir.”77

Sokratik diyalog türünün belirli yönleri üzerinde duran Bahtin, bu türün temelinde hakikatin ve hakikate dair insan düşüncesinin diyalojik bir doğası olduğu yolundaki Sokratik anlayışın bulunduğunu belirtir. Belirli bir konuya ilişkin çeşitli 78 bakış açılarının bir araya getirilmesinden mürekkep olan “sinkrisis” ile sözün sözle kışkırtılması demek olan “anakrisis”, Sokratik diyaloğun iki temel aracı olarak belirlenir. Düşünceyi diyalojik hâle getiren bu iki unsur, açığa çıkarak birer karşıtlığa dönüşen düşüncelerin insanlar arasında diyalojik bir etkileşime girmesini sağlamış olur. Bahtin’e göre sinkrisis ve anakrisis, Sokratik diyaloğun temelindeki hakikatin diyalojik doğası görüşüne dayanmaktadır. Karnavallaşmış bir tür olan Sokratik diyalog ile birlikte bu iki öge, dar, soyut retorik niteliklerini yitirmektedir.79

Yıldız Ecevit, Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, İletişim Yayınları (1. Baskı: İstanbul, 2001), İstanbul, 2016,

74

s. 47.

Yıldız Ecevit, Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, s. 47.

75

Mihail Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s. 168.

76

Mihail Bahtin, A.g.e., s. 169.

77

A.g.e., s. 169.

78

A.g.e., s. 170.

79

Kahramanlarının birer ideolog olduğu düşünülen Sokratik diyalog, Avrupa edebiyat tarihinde ideolog-kahramanı getiren ilk tür olarak çoksesli ve diyalojik 80 anlatıların bir tür arketipini oluşturmaktadır.

Eşikteki insan, postmodern anlatılar için temel bir karakter olmakla beraber, Sokratik diyalog da eşikteki insanın muhasebe ve itirafını ihtiva eder. Bu yönüyle 81 Sokratik diyalog, monolog, iç monolog türünden anlatım tekniklerinin diyalojik niteliği dolayısıyla söyleşimsel ve çoksesli edebî anlatıların temelini oluşturmaktadır.

Felsefî-sanatsal bir tür olan Sokratik diyalog türünde senkretik nitelikli fikir, fikrin 82 taşıyıcısının imgesiyle birleşir; böylece fikrin doğrudan kendi kendini temsili söz konusu olur. Bu ana hatları ile Sokratik diyalog türünün sonraki devrelerde çoksesli ve diyalojik bir form alarak bu türden anlatıların arketipini temsil ettiği ifade edilebilir.

Frye, ironik kurmaca yazarının kendini küçümser göründüğünü ve Sokrates gibi hiçbir şey bilmiyormuş, hatta ironik olduğunu bile bilmiyormuş gibi davrandığını belirtirken, karnavallaşmış ironik anlatımın Sokratik diyalog türüne 83 dayandığı hususundan yola çıkar görünmektedir.

Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları monografisinde Sokratik diyalog türünün güncel konulara, sıradan günlük anlatılara gösterdiği ilgiden de söz eder.

Nitekim çoksesli karnavallaşmış edebî ürünler, üst-metin bağlamında Sokratik diyalog türünün “sıradan olanı soylu olana dâhil etme” eğilimi ile koşutluk göstermektedir.

3.3.2. Menippos Yergisi (Menippea)

Satirin özel bir türü olan Menippos yergisi, adını Menippus isimli satir yazarından alır. Menippea olarak da adlandırılan bu tür, Latin satir geleneğinden farklı olarak daha saldırgan ve kötümser bir dünya görüşünü temsil eden Yunan satir geleneğine dayandırılmaktadır. Kökeni karnavallaşmış folklora dayanan Menippea 84 türü, ilk olarak Saturae Menippea adıyla Milattan önce birinci yüzyılda yaşadığı

A.g.e., ss. 170-171.

80

Mihail Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s. 171.

81

“Sinkrisis” özelliği barındıran.

82

Northrop Frye, Eleştirinin Anatomisi (Çev. Hande Koçak), Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2015, s. 68.

83

Oğuz Cebeci, Komik Edebi Türler, ss. 187-188.

84

bilinen Romalı bilgin Varro tarafından kullanılmış olmakla beraber, tür olarak adını Milattan önce üçüncü yüzyılda yaşadığı bilinen Gadaralı Menippos’tan alır. Bir tür olarak Menippos yergisinin ortaya çıkışı ise bunlardan geride, Sokrates’in öğrencisi ve Sokratik diyalog türünün ilk muhtemel temsilcisi Antisthenes ile gerçekleşir.

Bahtin, Cicero’dan, Sokratik diyaloğun fantastik hikayelerle birleşiminden oluşan

“logistoricus” yarattığını belirttiği Heraclides Ponticus isimli bir yazarın da Menippos yergileri kaleme aldığı bilgisini kaydeder.85

Dünyanın karnaval ruhuyla duyumsanışının temel vasıtalarından biri olan Menippos yergisi, Sokratik diyalog türüne göre komiklik unsurunu daha fazla haizdir. Kendisi dışında kalan türlere göre Menippos yergisi, fantastik ögeler ile kurgusal yaratıcılık konusunda döneminin en zengin türü niteliğindedir; fantastik ögelerle serüven ögelerini felsefî bir prensibin ya da hakikatin müstakil ifadesinde bir vasıta olarak değerlendirir. Bu yönüyle diyalojik karakterdedir.

Menippos yergisi, Bahtin’in “kenar mahalle doğalcılığı” olarak ifade ettiği 86 bir tür tezatlar terkibi içerir. Bu, bir yandan eş-ruh imgesini ortaya çıkarırken, diğer taraftan bilhassa mekânın; ücra yerlerin, taşranın, atıl vaziyetteki yapıların grotesk birer işleve sahip olduğu düşüncesini akla getirmektedir.

“Ölüler diyarı”na büyük ölçüde önem vermiş olan Menippos yergilerinde, ciddi ve karnavallaşmış edebî türlerde olduğu gibi, “eşikteki diyalog” türüne özgü dinî nitelikli anlatılara da tesiri bulunan âlemler arası ve ölüler arasındaki diyaloglar geniş yer tutar. Bu, diyalojikleşmiş fikirlerin yanı sıra edebî türlerin aynı anlatıda birleşerek karnavallaşma ile birlikte türlerarası geçişin sağlandığını göstermektedir.

Deneysel fantastik özellikler ile bölünmüş kişilik, Menippos yergilerinin birer karakteristiğini temsil eder. Fantastik ögelere dayanan bu orijinal kurgu biçimi ve bölünmüş kişiliğe ait eş-ruh (Doppelgänger) imgesi postmodernist metinlerde de 87 komiklik ögesiyle birlikte oldukça karakteristiktir.

Uygunsuz ifadeler ve skandal sahneleri, Menippos yergilerinde görülmeye başlamakla birlikte karnavallaşmış edebî metinler ile bu türden edebiyata dayalı olarak kurgulanan postmodern edebiyata ait metinlerde yaygın durumdadır.

Mihail Bahtin, Karnavaldan Romana, ss. 211-222.

85

Mihail Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s. 176.

86

bk.: Bu çalışmada 4. BÖLÜM.

87

“Abartı”, “grotesk”, “alaşağı etme veya tersine çevirme”, “paradoks”,

“normların çiğnenmesi” gibi temel niteliklere sahip olan parodik Menippea türünün 88 karakteristik eğilimlerinden bir diğeri olan anlatı içerisinde mektup, anı, öykü gibi ek türlerin varlığı ve yaygın kullanımı, nesir ve şiir gibi üslupların çeşitliliği ve bir aradalığı, “güncel ve gündemdeki konulara ilgi” özelliği ile bir araya geldiğinde, 89 söyleşim içerisinde bulunan türlerin melezleştiği; çoksesli ve metinlerarası özellikli anlatıları ortaya çıkarır. Menippea, Bahtin tarafından, bilhassa “kişinin hayatta sahip olabileceği tüm dışsal konumların düşürülmesi” ve değeri düşürülmüş olan dışsal 90 konumların, “dünya tiyatrosunun sahnelerinde oynanan rollere dönüşmesi” 91 bakımından, içerisinde bulunduğu dönemin karakteristiklerinin en eksiksiz ifadesi olarak değerlendirilir. Nitekim, Menippea türü, farklı türleri bünyesinde barındıran ve dış dünya ile söyleşimsel bir ilişki içerisinde bulunması bakımından karnaval kültürünün edebiyat ortamına açık bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

Oldukça heterojen bir tür olduğu belirtilen Menippea türünün söyleşim içerisinde bulunduğu yeni ve özgün çoksesli ve melez edebî anlatılar, parodi, yenidenyazım, anıştırma gibi metinlerarası teknikler sayesinde ve bu tekniklerle beraber, metinsel-aşkın bağlamda hâlen üretilmeye devam etmektedir. Bahtin tarafından “karnavallaşma” ve “karnavallaşmış” edebiyat anlatılarının sahip olduğu özellikler bağlamında tespit edilmiş olan söyleşim, dış-dilsellik ve çokseslilik kavramları, metinlerarası ya da metinsel-aşkın nitelikli bir edebiyatın ortaya çıkışındaki temel karekteristikleri temsil etmektedir.

Metinsel-aşkın özelliğe sahip edebiyatın tekâmülü ise, postmodern durum ile beraber, postmodern edebiyat anlatılarının ortaya çıkışına bağlı olmuştur. Son derece deneysel ve “yeni” olan postmodern roman, oyunsu ve üstkurmaca özellikli doğasının yanında, genel bir metinlerarası örüntü içerisinde konumlanmaktadır.