• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.2. Propaganda ve Halkla Đlişkiler Desteği: Parti Gazeteleri

1.2.3. Türk Sözü

Türk Sözü’nün ilk sayısı, 11 Haziran 1917 tarihini taşımaktadır (Bkz: Ek–16). Babalık’ın devamı olarak yayınlanan gazete, Đttihat ve Terakki basının Konya’daki son temsilcisidir. I. Dünya Savaşı’nın son evresine rastlayan yayın dönemiyle, Anadolu taşrasında millî kimlik oluşturma çabalarının ve bu çerçevede konumlandırılmaya çalışılan Đttihat ve Terakki Mektebi faaliyetlerinin en önemli tanıklarından biridir. Yayınını, kendisini var eden bu koşulların ortadan kalkmasıyla diğer bir değişle I. Dünya Savaşı bitimine kadar sürdürmüştür.

1.2.3.1. Genel ve Teknik Bilgiler

Türk Sözü, Babalık Matbaası’nda basılmaktadır (11 Haziran 1917). Gazetenin basım yeri Đplikçi Camii civarı, telgraf adresi “Konya’da Babalık” olarak belirtilir.

Đkinci sayıdan itibaren telgraf adresi “Konya’da Türk Sözü” olarak değiştirilmiştir (11–14 Haziran 1917). 20 Para fiyatla satılan gazetenin, geçmiş tarihli sayıları 5 Kuruştur. Satış fiyatı, ekonomik nedenlerle 35. sayı ve sonrasında iki misli arttırılmış, 40 Paraya yükseltilmiştir (27 Kanun-ı Evvel 1917). Abonelik ücreti, Konya için seneliği 40, altı aylığı 25; taşra için seneliği 50, altı aylığı 35 kuruş, yurt dışı için ise seneliği 15, altı aylığı 9 Frank’tır (11 Haziran 1917). Konya için yıllık abonelik ücreti sonradan 45 kuruşa çıkarılır (17 Kanun-ı Sani 1918). Taşrada abone sayısının artırmak isteyen gazete 10 Nisan 1918 tarihli sayıdan itibaren altı aylık abonelik ücretini 25 kuruşa indirmiştir. Türk Sözü, başlangıçta haftada üç kez, 27 Kanun-ı Evvel 1917 tarihli sayıdan itibaren haftada bir kez çıkmıştır. Dönemin ağır koşuları nedeniyle baskıda düzensizlikler yaşandığından okuyuculardan özür dilenir:

“Bir müddetten beri muntazam bir surette çıkamayan gazetemiz ba’de mâ haftada iki defa muntazaman neşrolunacak ve evvelki gaye-i milliyesine doğru yine yürüyecektir” (28 Haziran 1918).

Ancak gazetenin son sayılarına kadar yayın periyodundaki aksamalar devam etmiştir. Gazetenin başlığı, puntoları farklı olmakla birlikte “Türk Sözü Konya” klişesi ile basılmıştır. Başlığın her iki tarafı, Hicrî, Rumî ve Miladî takvime göre tarih kaydı ve abonelik ücretlerine ilişkin detaylarla birlikte kimlik bilgilerine ayrılmıştır (11 Haziran 1917). “Türk Sözü Konya” klişesi yedinci sayıda değiştirilir. Yeni klişede “Konya” ibaresi kaldırılmış “Türk” adı belirgin bir biçimde öne çıkarılmıştır (9 Temmuz 1917). Genelde iki yaprak ve dört sayfa olarak yayınlanan gazete, gerek duyulan zamanlarda sayfa sayısını arttırır. II. Meşrutiyetin yıldönümü nedeniyle 23 Temmuz 1917 tarihli sayı, dört yaprak ve sekiz sayfa olarak yayınlanmıştır. Son sayılara doğru ekonomik nedenlerden dolayı sayfa sayısı azaltılmış, gazete, tek yaprak ve iki sayfa olarak çıkmıştır.

Gazetenin sayfa düzeni, kendisinden önce yayınlanan gazetelere göre önemli farklılıklar içermez. Haber ve yazılar üç sütun halinde düzenlenmiştir. Sayfa düzeni, ele alınan konuya verilen öneme göre biçimlenmiştir. Örneğin kırmızı mürekkebin kullanıldığı özel sayılarda sütunlar duruma göre yapılandırılmış, tahvil alımının teşvik edildiği son sayılarda, tahvil alan kurum ve kişilerin isimleri, iki çizgi arasında kalın ve siyah puntoyla dikey biçimde verilmiştir (19 Mayıs 1918). Dönemin diğer gazetelerinde olduğu gibi Türk Sözü’nde de değişik puntolarda düz yazı karakteri

kullanılmıştır. Farklı türdeki yazılar birbirinden, araya konan çizgiler veya motiflerle ayrılmakta başlıklar, yüksek puntoyla ve çeşitli şekillerle içerikten ayrılarak verilmektedir.

Birinci sayfanın ilk sütunu baş makaleler için ayrılmıştır. Baş makalelerde çoğu zaman imza yer almaz. Haber ve yazılar, çeşitli başlıklar altında sınıflandırılmıştır. Bunlar, Vilâyet Haberleri, Şehir Haberleri, Haricî Haberler, Đktisadî Haberler, Müteferrik Haberler, Maarif Haberleri, Ziraat Haberleri, Açık Yazılar, Edebî Kısım, Đçtimaî Faaliyetler ve Đlân olarak sıralanabilir. Önemli gelişmeler ilk sayfalarda işlenir. Vilâyet Haberleri ve Şehir Haberleri başlıklarını ilk iki sayfada görmek mümkündür. Bunu Ekonomiye ilişkin haber ver yazılar takip etmektedir. Üçüncü sayfa, “Türklük Etrafında” başlığıyla iki sütun halinde milliyetçilik konulu yazılara ayrılmıştır. Dış haberler çoğunlukla bu sayfanın üçüncü sütunda verilmektedir. Dördüncü sayfa genelde ilânlara ayrılmıştır.

Türk Sözü’nün haber kaynakları, muhabirler, yerel basın, Đstanbul basını, yabancı gazete ve ajanslar olarak belirtilebilir. Geniş bir muhabir ağı olmayan gazetenin, Đstanbul ve Nevşehir’de bir muhabir bulundurduğu tespit edilmiştir. Đstanbul Muhabiri Mehmet Halit’in bazı sayılarda başyazı ve makaleleri yayınlanmıştır. Gazetede “seyyar muhabirimizden, ziraat muhabirimizden” türünden ifadelere de rastlanmaktadır. Đstanbul basınından sıklıkla alıntı yapılan gazete Tanin’dir. Gazetenin satış dışında en önemli gelir kaynağı ilânlardır. Künye bilgilerinde tüccar ilânlarının pazarlık yoluyla belirleneceği duyuran Türk Sözü, ilânların satır ücretini yedi yıl önceki fiyatla 3 kuruş olarak belirlemiştir. Bu rakam, 10 Kanun-i Sani 1917 tarihli sayıdan itibaren 5 kuruşa çıkarılır. Gazete, Vali Muammer Bey’in desteği nedeniyle resmî ilan sıkıntısı yaşamamıştır. “Encümeni Adliyeden”, “Muhacirin Müdüriyetinden” (11 Haziran 1917) “Vilâyet Makamından”, “Vilâyetin Đdare Meclisinden”, “Akşehir Đcra Riyasetinden” (18 Haziran 1917), “Isparta Đcra Dairesinden” (18 Temmuz 1917) vb. başlıklı çok sayıda resmî ilân bulunmaktadır. Yer probleminden dolayı resmî ilanları, diğer haber ve yazılara oranla daha küçük puntolarla veren gazete de resimli bir ilâna da rastlanmıştır. Savaş döneminin koşullarını hatırlatan ilân “Ayaksız olanlara suni ayak” takılabileceğine ilişkindir (4 Mayıs 1918).

1.2.3.2. Yazar Kadrosu

Türk Sözü’nün yazı kadrosu, merkezi hükümet memurları, eğitimciler, yerel aydınlar ve konuk yazarlar olarak sınıflandırılabilir. Kadronun çekirdeğini, Konya’nın kültürel ve siyasal yaşamında önemli isimler olan Đttihat ve Terakki Mektebi öğretmenleri oluşturmaktadır: Süleyman Necati, Mehmet Muhlis, Naim Hazım, Mümtaz Bahri, Namdar Rahmi, Hamdizade Abdülkadir Efendi, Edip Raşit. Yazar kadrosu içinde Millî Mücadele dönemi ve Cumhuriyet sonrası aktif siyasal yaşama atılanlar da olur. Gazete “Açık Yazılar” isimli bir sütun tahsis ederek Konya’nın aydın gençlerini yazı kadrosuna dâhil etmeyi amaçlamıştır:

“Gençlerimizi düşünmeye, okumaya, yazmaya sevk etmek için “Açık Yazılar” ünvanı ile de bir sütun bulunduracağız. Bu sütun müstesna bir serbestîyi haizdir. Gençlerin fikirlerini işgal eden herhangi bir meseleye dair yazacakları yazılar aynen derc edilecek ve tenkide şayan görülecek cihetlerin tenkidi yine gençlere bırakılacaktır. Gazetemizin yazıcılar heyeti de icap ettiğinde ancak hakem vazifesini yapabilecektir” (11 Haziran 1917).

Đlk sayıda yer alan kimlik bilgilerine göre başyazar Konya Đttihat ve Terakki Mektebi Müdürü ve Cemiyetin Konya Delegesi Süleyman Necati’dir (26 Eylül 1917). Başyazar olarak Süleyman Necati ismi 25 Teşrin-i Evvel 1917 tarihli sayıya kadar geçmektedir. Hakem’de olduğu gibi başyazılarda Süleyman Necati imzasına rastlanmaz. Ancak imzasız yayınlanan başyazıların ve bazı makalelerde rastlanan “S.N” imzasının Süleyman Necati’ye ait olduğu düşünülmektedir. Süleyman Necati’nin dışında başyazılarda imza kullanılmıştır. 10–27 Kanun-ı Sani 1918 tarihleri arasında başyazar olarak Vali Muammer Bey tarafından Belediye Başkanlığına getirilen Mehmet Muhlis’in adı geçmektedir. Bu tarihten sonraki sayılarda başyazar belirtilmemiştir. Gazetenin yazar kadrosunda bulunan diğer isimler şunlardır: Mithat Şakir, Seydişehirli Zeki. Doktor Ali Đsmail Bey, Đstanbul Muhabiri Mehmet Halit, Konya Evkaf Müdür-i Sâbıkı Cemal Bey, Maliye Müfettişlerinden Ali Hikmet Nahit Bey, Osman Nuri Bey, Ahmet Nail, Pozantılı Saim, Ali Ragıp Bey, Eflâtun Cem (Güney), Konyalı Hayri.

1.2.3.3. Yayın Politikası

Türk Sözü, Babalık’ın devamı olarak yayınlanmış bir gazetedir. Bu durum ilk sayıya ait künye bilgilerine şöyle yansımıştır: “Kurulduğu Tarih: 1326, Sahibi: Yusuf

Mazhar, Yedinci Yıl: 394–1.” 1326, Babalık’ın kuruluş yılıdır. 394, Babalık’a, 1, Türk Sözü’ne ait sayı numaraları olmalıdır. Đsim değişikliği, Vali Muammer Bey’in tavsiyesiyle gerçekleşmiştir. Türk Sözü adıyla yayınlanan ilk sayıda yer alan “Mesleğimiz” başlıklı yazı, değişikliğin gerekçesini şöyle belirtmektedir:

“Babalık adında hiç kimse bir samimiyet görmüyordu. Konya gibi Türklüğün iç yurtlarından birinin duygularını göğsünde saklayan bir gazetenin adı da üveylikten uzak bulunmalıdır. Babalık kelimesi esasen Türklükte öksüzlükle ikiz tanınır. Bunun için yurdumuzun öz dileklerini gösterecek olan gazetemize bu vazife ile münasip bir ad vermek icap ediyordu. Muhterem Valimiz “Türk Sözü” adını tavsiye ettiler. Böyle bir adla gazete çıkarmaya Konya’nın, birçok yerlerden daha salahiyetli olduğunu göz önüne alarak büyük bir hürmet ve teşekkürle bunu kabul ettik. Artık bugünden itibaren Babalık yerini Türk Sözü’ne bırakmıştır” (11 Haziran 1917).

Gazetenin yayın politikasını vurgulayan ilk makale, bu önerisinden dolayı Vali Muammer Bey’e teşekkürle noktalanmıştır:

“Müstesna teşvikleri, samimi himayeleri ile “Türk Sözü”nü vücuda getiren Muhterem Valimiz Beyefendiye bu vesileyle gençlik namına teşekkür eylemeyi vazife sayarız” (11 Haziran 1917).

Yedi yıl sonra gerçekleşen isim değişikliği, samimiyetsizlik ve öksüzlük hissinden ziyade Balkan Savaşları’nda alınan yenilgiler sonucu değişime uğrayan Đttihat ve Terakki politikaları ile açıklanabilir. Türklerin sayıca imparatorluğun en önemli unsuru haline gelmeleri, milliyetçiliğe daha fazla önem verilmesini gerekli kılmıştır (Ahmad, 1999:187; Tunaya, 2000: 380). Bu gerekliliğin parti gazetelerindeki ilk işareti daha önce değinildiği üzere 1913’te Konya Osmanlı’da karşımıza çıkmaktadır. Başlık klişesinde yer alan “Osmanlı Gazetesidir” vasfı yine Vali Muammer Bey’in girişimiyle “Türk Gazetesidir” şeklinde değiştirilmişti (Konya Osmanlı, 8 Mayıs 1329). “Mesleğimiz” başlıklı ilk makale, bu yeni önceliği yayın politikasıyla ilişkilendirirken, gazetenin, (8 Teşrin-i Evvel 1917’den itibaren yayınlanacak Ocak’la birlikte) şehirde Vali Muammer Bey’le belirginleşen Türkçülük akımı etrafında örgütlenme düşüncesinin ürünü olduğunu gösterir:

“Mesleğimiz milliyetperverliktir. Maksada ulaşmak için en kısa yolun itidal, sebat olduğunu gözden uzak bulundurmuyoruz. Diğer milliyetlere hürmet etmek suretiyle milliyetimize karşı saygı beslettireceğiz. Benliğimize reva görülecek ufak bir hakaret

nazarımızda tecavüzlerin, cinayetlerin en şeniidir. Türk’ün izzeti nefsinden büyük, kuvvetli dünyada bir şey düşünemiyoruz” (11 Haziran 1917).

Bu durum, Ziya Gökalp önderliğinde ortaya konulan fikirlerin Anadolu’da gereken karşılığı bulduğunu ispatlamaktadır. Makalede dikkati çeken bir diğer nokta dilde bağımsızlık vurgusudur. Osmanlı Devleti’nde sosyal iletişimdeki değişmeler, modernleşmeye eşlik eden millî bilinç (önce Osmanlı sonra Türk) hissinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Sosyal iletişimin küçük ama önemli bir alanı olan dildeki değişme zincirini 18. yüzyıldaki sözlük ve gramer hareketleriyle başlatmak mümkündür (Mardin, 2002: 144–146). Türk Sözü, dildeki değişimi (millîleşmeyi) millî birliğin inşasının önemli bir aracı olarak görmektedir. Gazeteye göre milleti ayakta tutan en önemli unsurlardan biri dildir. Arap ve Fars etkisindeki Türkçe, gerçek hüviyetini dolayısıyla bu işlevini kaybedecektir:

“Gazetemizin yeni lisanla yazılması esastır. Henüz bu suretle yazmaya alışmamış olan yazıcıları kardeşçe bu yola sevk edecek ve bu meselede ısrar edeceğiz. Milliyet lisanla kaimdir. Lisanın varlığı istiklâli ile temin olabilir. Dilimizi tasarruf eden yalnız Türkler ve Türk kaideleri olmalıdır. Bizim kadar Arapların, Farsların da tesirini kabul ve idame edersek tabiiyetle Türkçe hüviyetini kaybeder, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkler yine dilsiz yine hüviyetsiz kalırlar. Milliyetini sevenler her şeyden evvel bu noktayı göz önünde bulundurmak vazifesi karşısındadırlar” (11 Haziran 1917).

Arı Türkçe konusunda sergilenen hassasiyet için kimlik bilgilerine bakmak yeterlidir. Sermuharrir yerine başyazıcı, muharrir yerine yazıcı, matbaa yerine basma yurdu, şerait-i iştira yerine alım bedeli tabirlerini kullanan gazetenin bu tavrı kendisinden çok sonra yayınlanan gazetelerde bile görülmemektedir44. Gazetede yayınlanan makalelerin tümüne bakıldığında Türklük bilincini oluşturma çabalarının ağırlığı dikkat çeker. Milliyetçiliğe verilen önem “Türklük Etrafında” sütununun genel karakteristiğidir. Yazarları arasında Mehmet Muhlis, Naim Hazım ve Hamdizade Abdülkadir gibi Đttihat ve Terakki Mektebi öğretmenleri de

44

1923 yılında Süreyya Sami Berkem tarafından yayınlanan Halk’ın kimlik bilgileri şöyledir: “Sahibi ve Baş Muharriri: “Samizade Süreyya, Matbaa ve Đdarehanesi: Konya Tramvay Caddesi’nde Maarif Evleri, Telgraf Adresi: Konya Halk. Umur-ı tahririye için başmuharrire, umur-ı idare için idare müdüriyetine müracaat edilmelidir. Fiyatı: Beş kuruştur. Müdir-i Mes'ulü: Müftüzade Tevfik. Đştirâk Şerâiti: Seneliği bin, altı aylığı beş yüz elli kuruştur. Derc edilmeyen asar iade edilmez. Đadesi matlub evrak için behemehal beş kuruşluk pul lef edilmelidir. Günü geçmiş nüshalar yirmi beş kuruştur.” (Halk, 12 Haziran 1923)

bulunmaktadır “Türklük Etrafında” sütununda yayınlanan bazı makaleler ve yazarları şöyledir:

“Kavimlerin Tekâmüllerinde Zekâ ve Seciyenin Rolü/Mehmet Muhlis (11 Haziran 1917), Milliyetçilik/Mithat (21 Haziran 1917), Milliyetçilikte Ahlak/Mithat (28 Haziran 1917), Millî Gaye/Mithat (9 Temmuz 1917), Vatan/Mithat (18 Temmuz 1917), Türk Meyus Olmaz/Mithat (2 Ağustos 1917), Millî Gurur ve Millî Fedakârlık/Mithat (20 Eylül 1917), Đttihat ve Terakki Kongresi/Mithat (26 Eylül 1917), Sınaî Medeniyet-Ahlakî ve Đnsanî Medeniyet/Mehmet Muhlis (3 Teşrin-i Evvel 1917), Milliyet ve Şovenizm/Mehmet Muhlis (9 Teşrin-i Evvel 1917), Millî Sanayi: Teşvik ve Himaye/Mithat (24 Teşrin-i Evvel 1917), Lisanda Tasfiye/ Naim Hazım (10 Kanun-ı Sani 1917), Ahi Evran/Hamdizade Abdülkadir (4 Şubat 1918),

Türkçülük ideolojisini tek çıkar yol olarak sunan “milliyetperverlik” mesleği, gazete haberlerinde kullanılan dil ve nitelendirmeleri de biçimlendirmiştir. “Türklük âleminde büyük bir hürmet mevkii kazanmış olan Halide Edip Hanımefendi” için düzenlenen karşılama töreni (14 Haziran 1917), “azim, irade, fedakârlık gibi üç Türk imtizacından vücut bulmuş olan Talat Paşa Hazretleri”ne halı üzerine işlenmiş fotoğrafının “Konya Türkleri” adına hediye edilmesi (18 Haziran 1918), Đttihat ve Terakki Mektebi’nin ödül dağıtım töreni (2 Temmuz 1917) ve mektep öğrencilerinin aktif rol aldığı “Ergenekon” kutlamalarına ilişkin haber ve yazılar (24 Mart 1918) bu konudaki dikkat çekici örneklerden bazılarıdır.

Gazetede göze çarpan noktalardan biri de Anadolu’da Cumhuriyet sonrası hızlanan sosyal değişmenin ön işaretlerdir. Osmanlı Aydınları arasında modernleşme hareketinin ilk zamanlarında görüldüğü gibi (Mardin, 2002: 31) kadınların özgürlüğe kavuşmalarını konu alan yazılar görülmektedir. Seydişehirli Zeki imzasıyla kaleme alınan “Nikâh, Talâk Kanunu Münasebetiyle” (6 Kanun-ı Evvel 1917), “Tarz-ı Đzdivacımızın Tebdili Lüzumu” (17 Temmuz 1918), “Tesettür Nasıl Olmalı?” (1 Eylül 1918) başlıklı makaleler, kılık-kıyafet ve evlilik örneğinde kadının toplumdaki yerini ve geleneksel uygulamaları tartışmaya açmaktadır. Bu yöndeki yayınlar Đslâmcı Sebilürreşad45’ın tepkisini çeker. Sebilürreşad, Türk Sözü’nü “edep ve

45

Đslamcı bir çizgide yayın yapan Sebilürreşad ilk defa II. Meşrutiyetin ilânından sonra 1908’de Sırat-

ı Müstakim adıyla yayınlanmış, 182 sayı çıktıktan sonra 1912’de adını Sebilürreşad şeklinde

değiştirmiştir. Başyazarı Mehmet Akif Ersoy, sahibi ve müdürü Eşref Edip’tir. Haftalık ve 16 sayfa olarak yayınlanan dergi 5 Mart 1925’te kapanmıştır (Arabacı, 1999: 13).

ahlâka mugayir neşriyatta bulunmakla” suçlamaktadır. Gazete, 21 Ağustos 1918 tarihli sayısında Sebilürreşad’a şu cevabı verir:

“Türk Sözü birinci sayısından şimdiye kadar adap ve ahlâk-ı dinî ve milliye mugayir bir kelime yazmamış ve belki sütunlarını dolduramayarak ona buna taş atmak isteyen bu gibi mecmualara karşı adap ve ahlâk-ı milliyenin ne olduğuna dair sütun sütun makalat neşretmiştir. Dini, edebi, ahlâkı Sebilürreşad kadar biz de biliriz. Dini, evâmir-i diniyeyi taht-ı inhisara almak kurun-u vustâya (orta asırlar) aittir. Sebilürreşad böyle bir hak iddia ediyorsa kendisini bugün bir çocuk bile dinlemez. Mevzu Zeki Bey’in makalesine gelince: buna dair şimdiye kadar binlerce makale yazılmıştır. Zeki Bey’in dediği pek musîbdir ve öyle olacaktır. Sebilürreşad kendisine oradan buradan istediği kadar yardakçı toplasın, gözler açıldı, yanlış gayeye doğru giden Türk Heyeti içtimaiyesini düzeltecek mesele ancak izdivacın şekl-i meşru’ ve makule sokulmasıdır.”

I. Dünya Savaşı bitimine doğru gazetede vurgulanan en önemli konu, Đttihat ve Terakki yönetimin ekonomi alanında aldığı kararlardır. 19 Mayıs 1918 tarihli sayı, standardın dışında 8 sayfa olarak iç borçlanma faaliyetinin tanıtımına ayrılmıştır. Đç borçlanma tahvillerinin satın alınması konusunda “kadınlara” çağrıda bulunan başyazıyı, iki çizgi arasında ve kalın-siyah puntoyla dikey biçimde verilen “Düyun-u Umumiye-i Osmaniye 1.100.000 Liralık tahvil almıştır”, duyurusu kesmektedir. Tahvil alan kurum ve kişilerin isimleri sonraki sayfalarda aynı biçimde verilmeye devam etmiştir:

“Anadolu Demiryolu Kumpanyası 100.000 Liralık tahvil almıştır, Konya’nın Köy Bankası 15000 Liralık tahvil almıştır, Bayramzade Hakkı Bey 50.000 Liralık tahvil almıştır.”

Gazete bir kazanç fırsatı olarak sunduğu iç borçlanmanın faydalarını sıraladıktan sonra Konya’da tahvil satışına ilişkin bilgiler verir. Đç borçlanma kayıtlarının devam ettiği Konya’da toplamda 146 bin Liralık tahvil satılmıştır. Bu bağlamda Köy ve Đktisat Bankaları on beşer bin, bayındırlık sektörü (teşebbüs-ü umraniye) sekiz bin; Türk, Yurt, Saadet, Köylü, Elektrik, Đntibah ve Millî Köylü Şirketleri beşer bin Liralık tahvil almıştır (19 Mayıs 1918).

Gazete, Vali Muammer Bey Konya’dan ayrılana kadar Türk Sözü adıyla yayınlanmaya devam etmiştir (Kişmir, Yeni Konya: 2 Ağustos 1961). 19 Eylül 1918 tarihli sayısında Vali Muammer Bey’in ayrılış haberini büyük üzüntüyle duyurur. Aynı tarihli sayı Muammer Bey’in Konya’daki mesaisine ayrılmıştır. Mevcut son

sayısı (67. Sayı) 30 Teşrin-i Evvel 1918 tarihi taşıyan gazete, 1918 Kasım’ında tekrar Babalık adını almıştır(Coşar, (Tarihsiz): 151).