• Sonuç bulunamadı

İttihat ve Terakki mekteplerinin yapısal özellikleri üzerine bir inceleme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İttihat ve Terakki mekteplerinin yapısal özellikleri üzerine bir inceleme"

Copied!
221
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ

SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

HALKLA ĐLĐŞKĐLER VE TANITIM ANABĐLĐM DALI

HALKLA ĐLĐŞKĐLER BĐLĐM DALI

ĐTTĐHAT VE TERAKKĐ MEKTEPLERĐNĐN YAPISAL

ÖZELLĐKLERĐ ÜZERĐNE BĐR ĐNCELEME

Hakan AYDIN

DOKTORA TEZĐ

Danışman

Prof. Dr. Korkmaz ALEMDAR

Yrd. Doç. Dr. Caner ARABACI

(2)

ÖN SÖZ

Siyasal tarihimizde partiler, II. Meşrutiyet döneminde ortaya çıkmış, yeni sistemin temel noktasını oluşturan seçimlerle birlikte iktidarda kalabilmek için toplumun gönüllü katılımının, rızasının yaratılması önem kazanmıştır. Meşrutiyet rejiminin ilk siyasal partisine yön verenler bu nedenle, iktidarlarını geniş kitlelerin desteği üzerine oturtmak için bütün enerjileriyle bu savaşımın araçlarını yaratmaya koyulmuşlardır. Kısa süre içinde bütün ülke, Đttihat ve Terakki Kulüpleriyle, gazeteleriyle, derneklerle donanır. Temel amaç; partinin toplumsal tabanını oluşturmak, halkın algısını politik çıkarlara göre biçimlendirmektir. I. Dünya Savaşı ile birlikte artan bir şekilde ticarî örgütlenme de, bu çerçeve içinde kendine yer bulacaktır. 1908 sonrasının siyasal koşulları, Đttihatçılara ve sonrasında muhalefete, halkın algısını değiştirmek kadar onun bilincini, daha oy verme yaşına gelmeden eğitmenin de önemli olduğunu öğretmiştir. Parti kulüplerinin resmî ve özel okulları himaye altına alması, toplumsal alandan kazanılan çocukların Đttihat ve Terakki adını taşıyan okullarda eğitilmesi, muhalefetin bazı yerel örneklerde açığa çıkan medreselerde nüfuzunu arttırma çabaları bu düşüncenin ürünüdür.

Yakın tarihimizin bu ilk siyasal örgütlenişinin doğası hakkında fikir yürütmeye olanak veren araştırmalar, 1908–1918 arası bu dönem birçok araştırmanın konusunu oluşturmasına rağmen, yetersizdir. Bu alandaki araştırmaların eksikliğine dikkat çekerek beni, örgütlenişin daha uzun vadeli hedefleri içinde barındıran ayağını, Đttihat ve Terakki Okullarını incelemeye yönlendiren, çalışmayı ilk evresinden itibaren sabırla okuyup, geliştirebilmem için yol gösteren hocam Caner Arabacı’ya, bu vesileyle şükranlarımı sunmak isterim. Hocam Korkmaz Alemdar’a, tezin danışmanlığını üstlenmeden önce ve sonra, lisansüstü eğitim süresince beni, iletişim tarihi alanına yönlendiren ve cesaretlendiren bir rehber olduğu için çok şey borçluyum. Katkılarını esirgemeyen herkese özellikle de Esra Đlkay Keloğlu’na, Aytül Tamer’e, Bünyamin Ayhan’a, Enes Bal’a çok teşekkür ederim.

Hakan AYDIN

(3)

ĐÇĐNDEKĐLER

ÖN SÖZ ... 1

KISALTMALAR... 5

GĐRĐŞ... 6

I.BÖLÜM EĞĐTĐM FAALĐYETLERĐNĐN ÖRGÜTSEL ARKA PLANI ... 22

1.1. Girişimci Güç: Đttihat ve Terakki Kulübü ... 22

1.1.1. Konya Đttihat ve Terakki Kulübü’nün Açılışı... 23

1.1.2. Faaliyetleri... 26

1.1.2.1. Konferanslar ... 26

1.1.2.2. Gece ve Çırak Okulu ... 29

1.1.2.3. Millî Ekonomi Yaratma Görevi ... 34

1.1.2.4. Yardımlaşma ... 37

1.1.2.5. Siyasal Muhalefet ... 39

1.1.3. Hürriyet ve Đtilâf Đktidarı: Kulübün Kapanışı... 40

1.2. Propaganda ve Halkla Đlişkiler Desteği: Parti Gazeteleri ... 41

1.2.1. Hakem... 44

1.2.1.1. Genel ve Teknik Bilgiler ... 45

1.2.1.2. Yazar Kadrosu ... 47

1.2.1.3. Yayın Politikası ... 49

1.2.2. Konya Osmanlı ... 58

1.2.2.1. Genel ve Teknik Bilgiler ... 58

1.2.2.2. Yazar Kadrosu ... 60

1.2.2.3. Yayın Politikası ... 61

1.2.3. Türk Sözü... 66

1.2.3.1. Genel ve Teknik Bilgiler ... 66

1.2.3.2. Yazar Kadrosu ... 69

1.2.3.3. Yayın Politikası ... 69

1.3. Siyasi/Đdeolojik Düşünce Merkezi: Türk Ocağı ... 74

1.3.1. Konya Türk Ocağı’nın Açılışı... 75

(4)

1.3.3. Ocak Dergisi... 79

1.3.3.1. Genel ve Teknik Bilgiler ... 79

1.3.3.2. Yazar Kadrosu ... 80

1.3.3.3. Yayın Politikası ... 81

II. BÖLÜM KONYA ĐTTĐHAT VE TERAKKĐ OKULU ... 85

2.1. Model: Selanik Đttihat ve Terakki Okulu... 85

2.1.1. Eğitim-Öğretim ... 85

2.1.2. Denetim ve Düzen ... 88

2.1.3. Okul Ücreti ... 89

2.2. Konya Đttihat ve Terakki Okulu... 91

2.2.1. Açılış Çalışmaları: Yöresel Destek Sağlama Girişimi ... 91

2.2.2. Okul Yönetimi... 95

2.2.2.1. Ekrem Reşad Bey (1877–1933) ... 95

2.2.2.2. Süleyman Necati Bey (GÜNERĐ, 1883–1944) ... 97

2.2.2.3. Namdar Rahmi Bey (KARATAY, 1896–1953)... 102

2.2.3. Öğretim Kadrosu ... 109

2.2.3.1. Rasim Haşmet Bey (1888–1918) ... 115

2.2.3.2. Mehmet Muhlis Efendi (KONER, 1886–1957) ... 120

2.2.3.3. Naim Efendi (ONAT, 1889–1953)... 125

2.2.3.4. Mümtaz Efendi (KORU, 1888–1963) ... 129

2.2.3.5. Faik Efendi (SOYMAN, 1876–1960) ... 133

2.2.3.6. Abdülkadir Efendi (ERDOĞAN, 1877–1944)... 134

2.2.3.7. Refik Bey (KIRIŞ, 1868–1945)... 135

2.2.3.8. Đsmail Efendi (Đsmail Zühtü, 1895–1928) ... 139

2.2.3.9. Edip Raşit Bey (USMAN, 1897–1977)... 141

2.2.3.10. Besim Atalay (1882–1965) ... 143

2.2.3.11. Necib Bey (TOĞAR, 1890-?) ... 144

2.2.3.12. Musa Kâzım Efendi (ONAR, 1882–1930)... 145

2.2.4. Eğitim-Öğretim ... 146

2.2.4.1. Ders Programı... 147

(5)

2.2.4.1.2. Đdadî Programı ... 151

2.2.4.2. Ölçme ve Değerlendirme Sistemi... 153

2.2.5. Ekonomik Yapı... 154

2.2.6. Sosyal Faaliyetler: Đdeolojik Đnşanın Pratiği ... 159

2.2.6.1. Ödül Törenleri ... 160

2.2.6.2. Resmî Törenler ... 169

2.2.6.3. Kültürel Etkinlikler: Kız Okulunda Bir Musahabe Programı ... 170

2.2.7. Mütareke Dönemi’nde Konya Đttihat ve Terakki Okulu ... 171

2.2.7.1. Đsim Değişikliği: Anadolu Đntibah Okulu ... 172

2.2.7.2. Anadolu Đntibah Okulu’nda Eğitim-Öğretim ... 172

2.2.7.2.1. Anadolu Đntibah Okulu’nun Öğretim Kadrosu... 174

2.2.7.2.1.1. Naci Fikret (BAŞTAK, 1891–1948) ... 177

2.2.7.3. Anadolu Đntibah Okulu’nun Ekonomik Yapısı ... 181

2.2.7.4. Anadolu Đntibah Okulu’nun Kapanışı ... 182

SONUÇ ... 184

KAYNAKÇA ... 188

(6)

KISALTMALAR

AAM : Atatürk Araştırma Merkezi.

BOA : Başbakanlık Osmanlı Arşivi. BCA : Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi. BYEK : Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi.

D : Dosya.

EN : Evrak No.

E.Ü. : Erciyes Üniversitesi.

FK : Fon Kodu.

GN : Gömlek No.

G.Ü. : Gazi Üniversitesi.

ĐTMKMSD : Đttihat ve Terakki Mekteplerinin Karar ve Muallim Sicil Defteri. KĐTMĐUHND: Konya Đttihat ve Terakki Mektepleri Đmtihan-ı Umumî ve Hususî Numara Defteri.

KĐTMVMD : Konya Đttihat ve Terakki Mektepleri Varidat ve Masraf Defteri.

KM : Koyunoğlu Müzesi.

KTO : Konya Ticaret Odası. S.Ü. : Selçuk Üniversitesi.

ŞDEHKD : Şûrâ-yı Devlet Evrakı Hülâsa Kayıt Defterleri. TBEA : Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi. TDEA : Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi.

TDK : Türk Dil Kurumu. TDV : Türkiye Diyanet Vakfı. TTK : Türk Tarih Kurumu.

(7)

GĐRĐŞ

Đttihat ve Terakki hakkında hayli kabarık bir literatür bulunmasına karşın, ülkenin geleceğine talip bir partinin toplumsal tabanını oluşturma, ideolojisini benimsetme ve yayma çabalarının (özellikle taşra düzeyinde) pratikte nasıl yürütüldüğünü ortaya koyan araştırmaların eksikliği daha ilk bakışta dikkati çeken bir konudur. Bunun birçok nedeni vardır. Her şeyden önce Đttihat ve Terakki’nin şu veya bu biçimde adından söz ettirdiği çalkantılı ve hızlı gelişen bir sürecin siyasal gelişmelerinin daha ilgi çekici olmasıdır. Đttihat ve Terakki’nin geniş ve ne olduğu belirsiz çevresi ya da türdeşlikten uzak yığınsal yapısı içinde neye ilgi duyulacağı konusundaki kafa karışıklığı da önemli bir sorundur. Bu sorunlar, iletişim alanından gelen araştırmacılar için de geçerlidir. Nitekim siyasal, sosyal ve ekonomik kültürün II. Meşrutiyetle gelen yeni oluşumları; tarih, siyaset bilimi, ekonomi, sosyoloji gibi diğer sosyal bilim disiplinlerince araştırılmış olmasına rağmen, iletişim alanındaki araştırmacılar tarafından gereken ilgiyi görememiştir. Kitle iletişim alanında dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkan gelişmelerin ilgi çekiciliği, alfabe değişikliğinin geçmişin yazılı kültürüyle ilişkiyi büyük ölçüde ortadan kaldırması; yeterince araştırılmamış, önemi, özellikleri yeterince bilinmeyen bir alanın çekiciliğinin olmaması gibi nedenler (Alemdar, 2001: 262–264) bu konuda fikir üretmeye yardımcı olabilir.

Bununla birlikte, gizli bir örgütten açık siyasal faaliyet yürüten bir partiye dönüşen hareketin propaganda çalışmalarının, aidiyeti benimsetme ve ideolojik inşa çabalarının doğası hakkında fikir yürütebilmek için, mevcut kaynaklarda yer alan, birbirinin tekrarı niteliğinde ve Đttihat ve Terakki’nin kendi adına izafetle okullar açtığını söylemekle yetinen Meşrutiyet dönemi eğitimine odaklanmış çalışmalarda olduğu gibi yalnızca genel görünüşü yansıtan bilgilerin ötesine geçmek gerekmektedir. 1908–1918 yılları arasında Anadolu taşrasında ne olup-bittiğinin, insanların neden ve nasıl belirli bir biçimde düşünmeye zorlandıklarının incelenmesi, bilgilerin arşivlerden, gazete koleksiyonlarından, hatıratlardan çıkarılarak akademik dolaşıma sokulması, her şeyden önce Türk siyasetinin sorunlu alanları konusunda yürütülen tartışmalara, bu noktaya nasıl gelindiği yönündeki sorgulamalara katkı sağlayacak, yorumları zenginleştirecektir. Yakın tarihimizin ilk siyasal partisinin ülkenin dört bir yanında kendini gösteren kulüpleri, olan-biteni kayıt altına alarak toplumsal tarih bağlamında bugünün araştırmacılarına belge sağlayan gazeteleri, bu

(8)

örgütlenmenin desteğiyle yaşatılan okulları ve bunların muhalif örgütlerle ilişkileri, bu katkıyı sağlamak için incelenmeyi beklemektedir.

Đttihat ve Terakki Okulları üzerine odaklanmış ayrıntılı ve özgün bir karakter taşıyan bu ilk çalışma, belirtilen nedenlerden dolayı, alanındaki bilgi eksikliğinin giderilmesine katkıda bulunmak ve dönemin anlaşılmasını sağlamak amacıyla benzer araştırmaların önemine dikkat çekmek için yapılmıştır. Đttihat ve Terakki Okullarının seçilme nedeni, savunulan ideolojinin bilişinin ekildiği kurumlar olarak kulüp ve gazete örgütlenmesine göre daha uzun süreli hedefleri içinde barındırmasıdır. Bu sorumluluk, 1910 Kongresinde Ziya Gökalp’a verilen önemli görevlerden biridir. Çünkü 1908 sonrasında yaşananlar, örneğin 31 Mart Olayı, halkın algısını değiştirmek kadar onun bilincini daha oy verme yaşına gelmeden eğitmenin de önemli olduğunu öğretmiştir. Ayrıca bir muhalefet partisinin kurulması, Cemiyetin önde gelenlerini kaygılandırmış, bu koşullarda, görevlerinin önemini kavrayabilecek, toplumda ve zihniyette bir devrim yapabilecek yeterlikte gençlerin yetişmesi, daha da önemli hale gelmiştir (Arai, 2000: 76; Đrtem, 2004: 96–98). Đttihat ve Terakki Okulları, bu nedenle, bağlı bulunduğu partinin eğitim politikasının analiz edilmesine katkı sağlayacak önemli bir örnektir ve hakkında herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu okullardaki ideolojik koşullandırmanın Cumhuriyet sonrasının siyasî ve sosyal yaşamı için önemli sonuçlar içerdiği varsayımı, çalışmaya doğal olarak, alanındaki bilgi eksikliğinin giderilmesine katkıda bulunmanın ötesinde bir anlam yüklemekte, önemini arttırmaktadır. Eğitim alanında yürütülen faaliyetler incelenirken, yakın tarihimizin ilk siyasal örgütlenişinin boyutları, aydın kadrosunun yapısı, politize olan kurumların akıbeti de açığa çıkacağından, çalışma, toplumsal tarih araştırmaları için de önemli hale gelecektir.

Çalışma; Anadolu’nun en geniş vilayeti olan ve o gün itibariyle Antalya, Isparta, Burdur ve Niğde’yi sınırları içinde bulunduran Konya’da (Akandere, 1999: 173–182), Millî Mücadele yıllarına değin yaşamını sürdürmeyi başarmış bir eğitim kurumunun tarihini anlatmaktadır: Konya Đttihat ve Terakki Okulu. Konya’da, Đttihat ve Terakki’nin yoğun çabalarına rağmen varlık göstermeyi başarmış muhalif bir zümre vardır. Aynı zamanda bir tarikat şeyhi olan Zeynelabidin Efendi’nin yönlendirmesiyle Hürriyet ve Đtilaf safında toplanan bu zümre, 1912 “sopalı seçimlerinde”, sahip oldukları medresenin örgütlediği geniş bir taban desteğinin

(9)

yardımıyla Zeynelabidin Efendi’yi Meclise göndermeyi başarır. Bu koşullar, toplumsal alandan kazanılan çocukların, değişen ülke koşullarında kendini gittikçe daha fazla hissettiren bir siyasal hareketin devamının teminatı olarak eğitileceği bir eğitim kurumunu gerekli kılmış, toplumda ve zihniyette devrim yapabilecek yeterlikte gençlerin yetişmesini Konya açısından daha önemli hale getirmiştir.

Đttihat ve Terakki’nin, II. Meşrutiyet sonrası eğitim faaliyetlerinin doğasını, bir örnek üzerinde ele alıp irdeleyen tez, niteliksel tarihsel tasarım karakterini taşımaktadır. Tez, partinin sosyal örgütünün görev alanları kapsamında belirtilen eğitim faaliyetleriyle1 sınırlandırılmıştır. Konya Đttihat ve Terakki Okulu’nun faaliyette olduğu dönemde Đttihat ve Terakki’nin genel durumuna ve bu dönemin değişen koşullarına, ayrı bir bölüm halinde değil de örgütün değişen işlevlerinin nedenleri bağlamında metin içinde değinilmeye çalışılmıştır. Konya Đttihat ve Terakki Okulu her şeyden önce partinin toplumsal tabanını oluşturmaya, program ve ilkelerini uygulamaya çalışan yerel parti örgütünün bir parçasıdır. Bu durum, okulu himaye eden ve sürekliliğine katkıda bulunan yapılanmanın ve bu yapı aracılığıyla sistemli olarak yürütülen faaliyet ve stratejilerin ayrıntılı olarak açıklanmasını gerektirmektedir. Zira taşra örgütlenmesindeki karakter, tez konusunu anlamak ve anlamlandırmak için önemli bir altyapı oluşturmaktadır. Đlk bölüm belirtilen gerekçelerle Đttihat ve Terakki Kulübünün, gazetelerin, örgüt içine konumlandırılan Türk Ocağı şubesinin ve bu araçlarla şehirde geliştirilmeye çalışılan siyasal ve kültürel iklimin incelenmesine ayrılmıştır. Đkinci bölümde, bu siyasal ve kültürel iklim içinde faaliyet gösteren Konya Đttihat ve Terakki Okulu ile onun devamı olarak kurulan Anadolu Đntibah Okulu’nun yapısal özellikleri bu bağlamda yönetimi, öğretim kadrosu, eğitim-öğretimi, sosyal faaliyetleri, öğrencileri, ekonomik yapısı ve kapanışı ayrıntılı olarak incelenmiştir. Selanik Đttihat ve Terakki Okulu model olarak sunulduğu için analize bu noktadan hareket ederek başlanmıştır.

Çalışmayla ilgili kaynaklar üç grupta toplanmaktadır. Đlk grubu birincil kaynaklar oluşturmaktadır. Bunlar, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nde

1

“Teşkilât-ı içtimaiyesi itibariyle Đttihat ve Terakki bir kuvve-i müteşebbisedir. Bu teşkilât itibariyle vazifesi, nesl-i hâzıra gece dersleri küşat ve nesl-i âtîye mektepler tesis, gazeteler ve faydalı kitaplar neşretmek, ziraat, sanayi ve ticareti teşvik eylemek, zuafaya yardım ve muavenet göstermek ve ahlâken necib, sîreten adil ve müştak olan Osmanlı milletini iktisaden faal ve fikren hür bir hale getirmeye çalışmaktır” (Osmanlı Đttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Nizamnamesi, 1327: 3–4).

(10)

yer alan (Konya) Đttihat ve Terakki Mekteplerinin Karar ve Muallim Sicil Defteri, Konya Đttihat ve Terakki Mektepleri Varidat ve Masraf Defteri, Konya Đttihat ve Terakki Mektepleri Đmtihan-ı Umumî ve Hususî Numara Defteri, Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinde yer alan konuya ilişkin belgeler ve dönemin yerel gazete ve dergilerinin ulaşılabilen koleksiyonlarıdır. Bu gazetelerden Hakem Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde (Đstanbul), Türk Sözü Yusuf Ağa Kütüphanesi’nde (Konya) bulunmaktadır. Konya Osmanlı Dr. Caner Arabacı’nın, Konya Ocak ise Prof. Dr. Mustafa Özcan’ın özel arşivinden temin edilmiştir. Đkinci grupta, II. Meşrutiyet dönemi eğitim ve basınına ilişkin bilgiler sunan basılı incelemeler, Konya Đttihat ve Terakki Okulu ve devamı olarak kurulan Anadolu Đntibah Okulu öğretmen/ öğrencilerinin anı türündeki eserleri/gazete yazıları ve öğretim kadrosunun/ öğrencilerinin yaşamlarına ilişkin bilgiler sunan biyografik incelemeler yer almaktadır. Üçüncü gruba ise Đttihat ve Terakki’nin genel durumuna ilişkin bilgiler sunan önemli araştırmacılara ait eserler ve çok önemli tanıklıklar içermekle birlikte nesnel olmadıkları için eleştirilebilir konumda bulunan anılar girmektedir. Đncelenecek konuya ilişkin belge ve bilgilere ulaşma, ülkenin içinde bulunduğu şartlar gereği derli-toplu bir arşiv oluşturmak mümkün olmadığı için güçleşmiştir. Okula ait defterler, arşiv belgeleri ve gazete koleksiyonları bunların başında gelmektedir. Ayrıca ulaşılabilen belgelerin transkripsiyonu ile okulun öğretim kadrosu ve öğrencilerinin gerçek kimliklerini tespit edebilme konusunda da bir takım güçlükler bulunmaktadır.

Konya Đttihat ve Terakki Okulu’nu incelemeye geçmeden önce konunun tarihsel alt yapısına özet olarak göz atmakta/hatırlamakta yarar görülmüştür. Bilindiği üzere Osmanlı Devleti’nin son dönemine damgasını vuran Đttihat ve Terakki Cemiyeti, birden bire olmasa da 1889’da Askerî Tıbbiye’de bir öğrenci hareketi olarak ortaya çıkmıştır2 (Temo, 1987: 13–15). Hanioğlu, tüm okullarda hatta

2

Cemiyetin 1908’e kadarki tarihi, bu bağlamda düşünsel kökenleri, kuruluşu, geçirdiği aşamalar, örgütlenişi ve örgütlenmede etkin olan öğeler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: Đbrahim Temo (1987). Đbrahim Temo’nun Đttihat ve Terakki Anıları, Đstanbul: Arba Yayını; Ernest Edmondson Ramsaur (1957). The Young Turks Prelude To The Revolution of 1908, New Jersey: Princeton University Press; M. Şükrü Hanioğlu (1989). Bir Siyasal Örgüt Olarak Osmanlı Đttihad ve Terakki Cemiyeti ve Jön

Türklük, C: I (1889–1902), Đstanbul: Đletişim Yayını; Şerif Mardin (2006). Jön Türklerin Siyasi Fikirleri 1895–1908, Đstanbul: Đletişim Yayını; Ahmet Bedevi Kuran (1945). Đnkılâp Tarihimiz ve Jön Türkler, Đstanbul: Tan Matbaası; Yusuf Hikmet Bayur (1983). Türk Đnkılâbı Tarihi, C: I-Kısım: I/II,

(11)

liselerde bile görülmeye başlanan muhalefet hareketlerinin bir zihniyet sorunu olarak ele alınması gerektiğini vurgular. Tıbbiye, biyolojik materyalizmin geniş ilgi gördüğü, bunun sonucunda gerçekte var olan ile düşlenebilen idealler arasındaki farklılığın uçuruma dönüştüğü bir birey yaratılması konusunda ilk sırayı alan bir kurum olmuştur (1989: 173). Cemiyetin kurucularının hepsinin hayatında biyolojik bilimler, anatomi ve fizyoloji birinci derecede yer tutmakta, hayata dair açıklamalar hepsine, biyolojik bir dengenin sonucu olarak anlatılmaktadır. Mardin’e göre, içinde bulundukları toplumun manevi köklerinden kopma, biyolojik dünya görüşüne sahip olma, Askerî Tıbbiye’deki hareketin Mülkiye’dekinin aksine “ihtilalci” bir niteliği nasıl kazanabildiğini bir dereceye kadar izah etmektedir. Açıklayamadığı konu, Cemiyeti kuranları harekete geçiren güdünün ne olduğudur. Mardin, diğer sosyal unsurlarla birlikte bu güdünün askerî mekteplerde çok önemli bir yeri olan “vatanperverlik” hissi olduğunu belirtir. Tıbbiye öğrencilerinin Namık Kemal’in eserlerini yeniden okumalarını, Jön Türklerin Avrupa yayınlarındaki ana temalardan birinin “vatanın elden gitmesi” olmasını bu çerçevede değerlendirmek gerekmektedir (2006: 61–62).

Cemiyet, 1908 öncesinde “Meşrutiyet” kavramının zamanla Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu bütün zorluklara çözüm getirebilecek, bir bakıma devletin parçalanmasını durduracak bir anlam kazanmasından dolayı bütün olanaklarıyla Meşrutiyetin ilânı için çalışan gizli bir örgüttür. Partinin yeraltı bir örgüt olarak faaliyet gösterdiği zamanlarda Đttihat ve Terakki Cemiyeti kurucularının eğitimden beklentileri, genel anlamda Abdülhamit’i devirerek Meşrutiyeti ilân etmek için topluma görevlerini öğretmesi dolayısıyla onu cehaletten kurtarmasıdır. Cemiyete yeni bir dinamizm vermek amacıyla Trablusgarp Şubesi (7. Şube) tarafından hazırlanan ve 13 Ağustos 1900 tarihini taşıyan görüş taslağında “Đzale-i Cehl” (cehaletin giderilmesi) başlığı altında Cemiyetin ülke çapında okullar, kütüphaneler, matbaalar kurması; gazete, dergi ve faydalı kitaplar yayınlaması gerektiği belirtilmiştir. Ancak o dönemde Cemiyet bu uğurda para sarf edecek güçte olmadığı için üyeleri, verecekleri iane dışında bu gibi “ilmî müesseselerin” kurulması için halkı teşvik etmelidirler (Hanioğlu, 1989: 583–588). Bu vurgu Birinci Jön Türk

Yayını; Tarık Zafer Tunaya (1998). Türkiye’de Siyasal Partiler, C: I, Đkinci Meşrutiyet Dönemi, Đstanbul: Đletişim Yayını.

(12)

Kongresi’ni (1902) takiben Paris’te kurulan “Osmanlı Terakki ve Đttihat Cemiyeti”nin nizamnamesinde de tekrarlanır. 26. maddede Cemiyetin, amaçlarını yani “hürriyet-i siyasiye fikrinin intişarını”, “adaletin tesisisini” gerçekleştirmek için eğitimin yaygınlaştırılmasını en etkili araç olarak gördüğü belirtilmekte, bu nedenle okullar, kütüphaneler, matbaalar kurulması; gazeteler, dergiler ve kitaplar yayınlanması, mevcut okullara Cemiyet üyelerinden öğretmenler yerleştirilmesi, Avrupa’ya öğrenci gönderilmesi konusunun teşvik edilmesi istenmektedir (Tunaya, 1998: 76–79).

Hareketin oluşumunda belirleyici bir role sahip olan Selanik, Cemiyetin bu alandaki yaklaşımını da etkilemiş, okullaşma düşüncesi, her siyasal hareketin kendi okulunu örgütlediği bu kentte somutlaşmıştır3. Bu konudaki ilk adım yine Selanik’e özgü koşulların izini taşımaktadır. Meşrutiyetten önce Cemiyetin gizlice satın aldığı özel okul “Leylî-Neharî Ticaret Đdadisi”dir. Okulun müdürlüğünü, en azından Cemiyet işleriyle yoğun bir şekilde meşgul olması nedeniyle Đhsan Namık Bey’e devredinceye kadar, Talat Bey yürütmüştür. Kazım Nami Bey ise tarih derslerini okutmaktadır (Đrtem, 1999: 378; Dinçer, 2007: 39). Meşrutiyetin ilânıyla “yeraltı çalışmaları devresi” sona eren Cemiyet (Tunaya, 1959: 32), Selanik’in kazanımlarını yerinde değerlendirerek kendini tanıtma/ideolojisini topluma yayma olanağını eğitim alanında aramaya başlamış, dahası toplumu bütün olarak propaganda süreci içine alacak sistemli bir eğitim programıyla bir “eğitmen parti” olma yönünde önemli adımlar atmıştır. Bütün ülkeyi “örgüt” aracılığıyla bütünleştirerek “Osmanlılık”

3

Selanik’te eğitimin gelişmesi, Makedonya’ya özgü koşullar nedeniyle Đmparatorluğun diğer bölgelerindeki gelişmelerden çok daha hızlı olmuştur. Çünkü çok karmaşık bir dini ve etnik yapıya sahip olan Makedonya, kapitalizme açılma sürecinin hızlanmasına paralel olarak 19. yüzyılda değişik siyasal hareketlerin bir arada yer aldığı, birbirlerini etkileyerek geliştiği bir bölge olmuş, okullar, bu siyasal hareketlerin yayılmasında bir araç olarak kullanılmıştır. Okulların bağımsızlık hareketlerinin ideolojisini yayma işlevi kazandığı Makedonya’da, her siyasal hareket kendi okulunu örgütlemiş, öğrencileri kendilerine çekecek koşulları hazırlayarak birbirleriyle yarışa girmiştir. 19. yüzyılda Selanik’teki okulların gelişmesine Yahudiler öncülük etmiştir. “Alyans Đsraelite Cemiyeti” ve yerel burjuvazinin desteğiyle Moise Alatini’nin açtığı okullar dışında, değişik ülkelerin misyonerlik örgütleri de Selanik’te kendi okullarını açmışlardır. Selanik’te milliyetçilik hareketinin parçası olarak kurulan ilk okul, 1850’de açılan Rum kız okuludur. Rumların örgütlenmesini Bulgar okullarını gelişmesi izlemiştir. Selanik’teki bu gelişmeler Türkleri de etkilemiş, yeni usul eğitim veren özel Türk okulları 1873’te Mithat Paşa’nın Selanik Valiliği sırasında açılmaya başlamıştır. Đstanbul’a yeni usul özel okulu götüren, Selanikli öğretmenler olmuştur. Đstanbul’da yeni eğitim usulünü, Selanikli Đsmail Hakkı Efendi’nin öğrencisi Abdi Kâmil Efendi getirmiştir. Đsmail Hakkı Efendi ise “Hayen Şalom” adlı bir Musevi okulunda eğitim görmüştür. Yine bir “Musevi” okulunda eğitim gören Şemsi Efendi ile birleşerek ilk özel okulu açar. Galip Paşa’nın valiliği döneminde bu hamleler devam etmiş, Selanik’in özel koşulları tüm eğitim sisteminde hızlı bir dönüşümü gerçekleştirmiştir (Tekeli ve Đlkin, 1980: 363–366).

(13)

ruhunu besleme, her şeyden önce eğitime önem vermeyi ve Đmparatorluğu bütün olanaklarla ekonomik yönden geliştirmeyi zorunlu kılmıştır. 1908 Kongresi’nde, vilayet merkezlerinde birer gazete çıkarılması, ekonomik alanda bireysel girişimleri öne çıkaracak bir alt yapının oluşturulması (halkın şirket kurma yönünde teşvik edilmesi) yanında bunlardan daha önemli olmak üzere, Gece Okulları ve özel okullar açmanın gerekliliği vurgulanmıştır (Tunaya, 1998: 97–98). Bu hedefler öncelikle, ülke çapında siyasal ve sosyal bir örgütlenişi gerekli kılacaktır4. Çoğu kendiliğinden kurulan örgütlerin ilk eylemleri, toplumun değişik kesimlerine Cemiyeti tanıtmak, onlarla “uyumlu bir çalışma zemini” kurmaya olanak yaratmak, Meşrutiyetin getirdiklerini anlatarak onları yeni düzene sahip çıkmaları için ikna etmektir (Bleda, 1979: 53–54). Yerel örgütler sonradan, iktidarına güçlü bir toplumsal destek sağlamak için kitleleri kendi görüşüne kazandırmayı, toplumsal tabanını genişletirken onları, politik amaçlarını gerçekleştirebilecek “eğitim”, yetenek ve girişimcilik düzeyine çıkarmayı hedefleyen bir siyasal partinin yerel kolları haline getirilmiştir. Nitekim gizli bir örgütten, açık siyasal faaliyet yürüten bir partiye dönüşen Cemiyetin 1908 öncesinin tipik kadrosuyla ülke düzeyinde etkin olması biraz güçtür5.

Cemiyet, halkı eğitmeye verdiği önemi, daha da önemlisi okullarda egemenlik kurma isteğini, 1909 tüzüğünde kulüpler aracılığıyla yürütüleceğini açıkladığı Gece Okulları açma ve en az bir okulu himaye altına alarak modernleştirme göreviyle açık bir şekilde ortaya koymuştur (1909/44.

4

Kazım Nami Duru, Đttihat ve Terakki örgütünün, merkez dışı ve ekonomik çıkar çevrelerinin seçimler sırasındaki zararlı etkilerine set çekmek üzere, dıştan (çevreden) merkeze etkili olan yurtsever bir siyasal güce olan gereksinim sonucu doğduğunu belirtir: “Đttihat ve Terakki’nin iki türlü görevi vardır. Birincisi olumsuz görevidir ki seçimlerde doğru yolu göstermede ve aydınlatmada bulunarak zararlı seçimlerin etken ve çalışmalarını iptale çalışmak, ikincisi olumlu görevidir ki seçilecek mebusların çoğunluğunu ortak bir program çevresinde toplanmış birleşik bir parti durumunda millet meclisine göndermek” (1965: 45–46).

5

24 Ağustos 1908 tarihli Times’da, gazetenin Đstanbul muhabiri, Avrupa’daki toplumsal sınıf yapısının Osmanlı toplumuna uygulanamayacağını kabul etmekle birlikte, Jön Türk hareketini genel çizgileriyle bir orta sınıf (burjuvazi) hareketi olarak nitelemektedir. Yüksek makamlardaki idarecilerin çoğu harekete karşı, alt kademe ise kayıtsızdır. Hareketten en çok etkilenen; kara ve deniz kuvvetlerindeki küçük rütbeli subaylar, orta ve küçük memurlar, serbest meslek sahipleri ve ulemadır (Ahmad, 1999: 35). Akşin, özgürlükçü akımın tipik kadrosunun 1906’da Selanik’te kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nde bulunabileceğini söyler. Bu Cemiyetin kurucularına ve ondan sonra Cemiyete katılanlara bakıldığında, bu kadroların büyük çoğunlukla Türklerden, gençlerden, yönetenler sınıfı mensuplarından, mekteplilerden ve burjuva zihniyetlilerden oluştuğu ve genellikle bu beş niteliğin kişilerde bir arada bulunduğu görülmektedir. Özgürlükçü akımla halk katlarının yani esnaf, işçi ve köylülerin fazla bir ilgisi olmamıştır. Aynı şekilde, II. Meşrutiyete kadar sermaye sahiplerine ya da taşra eşrafına da pek rastlanmamaktadır (Akşin, 1998: 108–109)

(14)

madde/Tunaya, 1998: 105). Kısa süre içinde Đttihat ve Terakki Kulübü bulunan yerlerin hemen hepsinde Gece Okulları açılmış; kulüpler, özel veya resmi mevcut eğitim kurumlarından birini himaye altına alarak, yönetim ve eğitim-öğretimini yeniden düzenlemiştir (Ahmet Şerif, 1999: 199; Duru, 1957: 36; Uyanık, 2000: 97). Eğitim alanındaki atılımların en önemlisi kuşkusuz Đmparatorluğun önemli merkezlerinde açılan ve “Đttihat ve Terakki” adını taşıyan örgün eğitim kurumlarıdır. 1910 sonbaharında Selanik’te toplanan kongrede bu bağlamda önemli kararlar alınmıştır. Kongre müzakere ve kararlarını içeren beyannamenin 5. maddesinde Cemiyetin, milletin siyasi ve sosyal terbiyesine hizmete ve seçimlerde kamuoyuna “rehberlik” etmeye devam edeceği bildirildikten sonra, alınan kararlar ilân edilmiştir. Buna göre Cemiyetin himayesinde bulunan bütün okullara “Đttihat ve Terakki Mektebi” adı verilecek, okul programları Cemiyetin genel merkezince yapılacak, okulların yaşaması için “maarif onluğu” adı altında bir millî yardım sandığı kurulacaktır. Hatta bu okullara öğretmen yetiştirmek amacıyla Selanik’te bir de Đttihat ve Terakki Öğretmen Okulu açılması düşünülmüş, ancak bu teşebbüs gerçekleştirilememiştir (Kansu, 1932: 23–24; Ergin, 1942: 1059–1060; Sakaoğlu, 2003: 133; Ergün, 1996: 441). Şapolyo, Ziya Gökalp’ın Selanik’te özel bir öğretmen okulunun kurulması için Đttihat ve Terakki erkânını ikna ettiğini yazar. Burada felsefe ve sosyolojiye ait birçok “yüksek derslerin” okutulmasını amaçlamaktadır. Nedenini açıklamamakla birlikte Şapolyo da bu projenin uygulanamadığını belirtmektedir (1943: 76–77).

1910 Kongresini önemli sonuçlarından biri de, Đttihat ve Terakki’nin ideolojisini, devletin içinde bulunduğu koşullara göre sürekli olarak yeniden formüle ederken, partinin eğitim alanındaki yaklaşımını da belirlemeye çalışan Ziya Gökalp’ın (Tekeli ve Đlkin, 1993: 85) kendini Đttihat ve Terakki ileri gelenlerine tanıtma fırsatı yakalamış olmasıdır. Meşrutiyetin ilân edildiği gün harekete geçen birkaç kasabanın içinde Diyarbakır’ın da bulunmasında kendisinin önemli rol oynadığı parti yöneticilerince zaten bilinmektedir (Erişirgil, 1984: 67). Ziya Gökalp, kongreye Diyarbakır üyesi olarak katılmıştır (Beysanoğlu, 1959: 197). Kongre komisyonlarında gençlerin “Cemiyet-i Mukaddese”ye nasıl bağlanabileceği konusundaki görüşleri dikkat çekmiş; Talat Bey, Doğu vilayetleri halkından birinin de genel merkezde bulunmasını faydalı görünce, teklif üzerine genel merkez

(15)

üyeliğine seçilmiştir. Đlk toplantıda yapılan iş bölümünde, Ziya Gökalp’a “gençleri Cemiyetin idealine bağlama” görevi verilir (Erişirgil, 1984: 67–68). Bundan sonra zaten Cemiyetin “fikir işlerini” görecektir (Duru, 1965: 41–42). Đlk toplantının ardından üzerine aldığı sorumlulukla ilgili 7 maddelik bir plan hazırlar. Plan şöyledir: 1. Gençlere bireysel ve millî ahlak telkin etmek. 2. Bilhassa fikri kıymet taşıyan gençlere kabiliyetlerine göre iş bulmak. 3. Gençleri devlet adamı, öğretmen, Đttihat ve Terakki’nin ilkelerini yayan “misyoner” olarak yetiştirmek. 4. “Fikir mabedi” olan kulüplere özellikle “Đttihat ve Terakki Kulübüne” devama teşvik etmek. 5. Gençleri Avrupa’dan gelen türlü zararlı fikirlerden korumak. 6. Zeki gençleri Đttihat ve Terakki Cemiyeti’nin parasıyla Avrupa’ya gönderip öğrenim yaptırmak ve sonra onları Đttihat ve Terakki Kulüplerinin başına geçirmek. 7. Bilim adamı olabilecek düzeyde olanlara araştırma olanakları sunmak. Ayrıca bunları Maarif Nezareti’ne tanıtarak öğretmen, profesör vb. olarak görev yapabilmelerini kolaylaştırmak (Erişirgil, 1984: 68–69; Şapolyo, 1943: 77–78). Kulüplerde yetişen aydınların eserlerinden, yedi maddelik bu eylem planının başarıyla uygulandığı anlaşılmaktadır. Đstanbul kulüplerinin müdavimlerinden Falih Rıfkı Atay, Cemiyet’in eğitime verdiği önem konusunda şunları anlatır:

“Đstanbul’a gelince Đttihat ve Terakki Kulüplerine daha sık gitmeye başladım. Đttihatçılar ümitlerini gençliğe bağlamışlardı. Kendileri ile çalışabilecek aydınlarla, semt semt yetişebileceklerini düşündükleri gençleri bir arada toplamaya çalışıyorlardı. Genç zabitler bu “yetiştirme”yi adeta iş edinmişlerdi” (Atay, 1963: 49).

Ziya Gökalp’ın eylem planı, Đttihat ve Terakki Okullarının açılış gerekçelerine bir dereceye kadar ışık tutmaktadır. Đlk ve orta düzeyde eğitim veren okullar 1910 Kongresinde alınan bu karalardan önce ve sonra, Selanik6 başta olmak üzere, Rumeli, Đstanbul ve Anadolu’nun bazı büyük kentleri ile Đmparatorluğun diğer köşelerinde açılmaya başlanmıştır. Bu amaçla Cemiyetin öncülüğünde 1909’da bir ortaklık şirketi kurulmasına teşebbüs edilmiş ve aynı yıl “Osmanlı Đttihat Mektepleri Cemiyeti” adıyla bir dernek de kurulmuştur (Koçer, 1992: 208). Okulların en yaygın olarak açıldığı yer Đstanbul’dur. Çocuk bahçesi7, ilk, orta ve lise kısımları bulunan bu

6

Süleyman Kani Đrtem’in belirttiğine göre Selanik’teki Ticaret Okulu, Meşrutiyetten sonra “Đttihat ve Terakki Mektebi” adını almıştır (1999: 378).

7

Örneğin “Beşiktaş Đttihat ve Terakki Mektebi”nin 4–6 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklara mahsus bir “Kindergarten”i vardır. Hatta bu sınıfların öğretim malzemeleri Avrupa’dan getirtilmiştir. “Kadıköy Osmanlı Đttihad Mektebi”nin de bir yıllık bir “Çocuk Bahçesi” vardır (Ergün, 1996: 273).

(16)

büyük özel okulların en meşhurları “Osmanlı Đttihat Mektepleri Heyet-i Tesisiyesi” tarafından 1910 yılından itibaren açılmaya başlanmıştır. Temel amaçlardan biri, Osmanlı çocuklarının yabancı okullara gitmesini önlemektir. Bu nedenle okullarda Türkçe ve Fransızca öğretim zorunlu, Đngilizce ve Almanca isteğe bağlıdır. Yeteri kadar öğrenci bulunursa gayrimüslim dillerinin de öğretilebileceği vaat edilmiştir. Bu okulların ana esasları şöyle belirtilmiştir: “Sağlık yasaları dairesinde beden eğitimi”, “ahlâkî erdemler”, “en son metotlar ve programlarla fikrî eğitim.”

Đttihat ve Terakki tarafından Đstanbul’da açılan okulların (Ergün, 1996: 335) bazıları şunlardır: Mirgün (Emirgân) Đttihat ve Terakki Mektebi (BOA, DN: 2), Göksu Deresi sahilinde Đttihat ve Terakki Kulübünün idaresinde Anadolu Hisarı Đttihat ve Terakki Mektebi (BOA, DN: 26/–1; ŞDEHKD, EN: 220/1866/2505), Kasımpaşa Đttihat ve Terakki Kulübü bünyesinde açılan Đttihad-ı Anasır Mektebi (ŞDEHKD, EN: 760/1230), Samatya Đttihat ve Terakki Kulübü himayesinde Samatya Đttihat ve Terakki Mektebi (ŞDEHKD, EN: 197/1691/2190; BOA, DN: 16), Üsküdar Đttihat ve Terakki Numune Mektebi (BOA, DN: 15), Beşiktaş Đttihat ve Terakki Mektebi (BOA, DN: 174), Atikalipaşa’da Đttihat ve Terakki Nuriosmaniye Kulübü tarafından açılan Osmanlı Đttihat ve Terakki Đnas (Kız) Sanayi Mektebi (BOA, DN: 17; ŞDEHKD, EN: 315/3815/2483), Kadıköy Đttihat ve Terakki Mektebi (Ergün, 1996: 335), Makriköy Đttihat ve Terakki Mektebi (Kodaman, 1991: 100). Đttihat ve Terakki Mektebi açılan önemli merkezlerden bazıları ise şöyledir: Edirne (Kansu, 1932: 24), Bursa (BOA, DN: 140), Bolu (Ahmet Şerif, 1999: 451), Đzmir (BOA, DN: 160/–1; DN: 130; DN: 47), Manisa (BOA, DN: 13), Trabzon (BOA, DN: 67), Erzurum (BOA, DN: 152), Bağdat (BOA, DN: 190), Musul (BOA, DN: 133), Medine (BOA, DN: 28/–1), Tarsus (Ahmet Şerif, 1999: 126–127) ve Konya. Bundukları yörelerde okul açmak isteyen parti merkezleri, taleplerini içeren dilekçelerini ekinde ders programı da ilişik olmak üzere yöre yetkililerine sunmaktadırlar. Bu konuda Medine Đttihat ve Terakki Kulübü tarafından sunulan dilekçe şöyledir:

“Medine-i Münevvere Muhafız ve Kumandanlığı Canib-i Âlîsine, eytam (yetim) ve erâmil-i (bekâr) memleketin talim ve terbiyeleri maksadıyla Đttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Medine-i Münevvere Merkezi (Đttihat Mektebi) namıyla neharî bir mektep küşadına teşebbüs

(17)

eylemiş ve takip edeceği program merbuten8 takdîm-i huzûr-ı âlî-i muhafazat-penahileri kılınmış olmakla mekteb-i mezkûrun Medine-i Münevvere Đttihat ve Terakki Kulübü namına küşadına müsaade buyrulması istirham ve mekteb-i mezkûr hükümet-i seniyyenin kaffe-i kavanin ve nizamatına tabi ve hükümetçe lüzum gösterilecek zamanda teftişe küşade bulunacağı arz olunur (…)” (BOA, DN: 28/-1; Bkz: Ek–13).

Bu amaçla yalnızca parti örgütü değil Đttihat ve Terakki ile irtibatlı zenginler de seferber olmuşlardır. Doğu Türkistan’da Kaşgar’da açılan “Darülmuallimin-i Đttihat” bunlardan biridir. Her yurttan toplanarak parasız yatılı okula öğrenci alınan on kadar garip ve kimsesiz Müslüman çocuk, iki yıl eğitimden sonra mecburen iki yıl yurtlarda öğretmenlik yapacaktır. Öğrenciler arasında yirmi yaşını geçenler de vardır (Habibzade Ahmed Kemal, 1996: 49–55). Okulun Đstanbullu müdürü Rodoslu Ahmet Kemal Đlkul’dur. Okulu yaptıran ve kendisini Đstanbul’dan götüren, Đttihat ve Terakki erkânı ile irtibatlı Musa Bayzade Bahaeddin Bay’dır (Adil Hikmet, 1998: 116–118).

Okullar farklı coğrafyalarda farklı amaçlarla açılmıştır. Doğu bölgelerinin kendine özgü koşulları nedeniyle buralara medreseler yoluyla nüfuz edilmeye çalışılmıştır. Örneğin partinin Van Kulübü, “Đttihat ve Terakki Medresesi” adıyla bir medrese inşa ettirmeyi kararlaştırır. Medresenin temel atma törenini askeri ve mülki erkân ile yöre eşrafından oluşan kalabalık bir heyet katılmıştır. Đttihat ve Terakki’nin denetleme iktidarı döneminde siyasi engellemeye maruz kalan girişim partinin iktidara geçmesiyle tamamlanabilmiştir. Ülkenin geleceğine talip Đttihatçılar için Van’da yaptırılan bu medrese önemli mesajlar içermektedir. Her şeyden önce bölge halkının yapısına uygunluk gösterir. Daha önemlisi Van yöresinde Ermeni ve Rus faaliyetlerine karşı dinî bir diriliş mesajı taşımaktadır. Van’da başlayan bu çalışmalar Erzurum ve Bitlis’e de yaygınlaştırılmak istenmiştir (Aydoğan, 2005: 133–135).

8

Dilekçede ekinde sunulan program şöyledir: Đlkokul Birinci Sene: Elifbâ-Ecza-yı Şerife, Türkçe Okuma, Đlmhâl, Hesab-ı Zihni, Đmlâ, Hatt-ı Sülüs. Đlkokul Đkinci Sene: Kur’an-ı kerim ve Tecvid, Đlmihâl, Türkçe Okuma, Đmlâ, Hesap, Sülüs, Rık’a. Đlkokul Üçüncü Sene: Kur’an-ı Kerim ve Tecvid, Đlmihâl, Sarf-ı Osmanî, Türkçe Okuma, Đmlâ, Hesap, Osmanlı Coğrafyası, Osmanlı Tarihi, Medeni Bilgiler, Hatt-ı Sülüs, Hatt-ı Rık’a. Ortaokul Birinci Sene: Kur’an-ı Kerim ve Tecvit, Dini Đlimler, Sarf-ı Osmanî Mufassal, Đmla, Arabî Sarf, Hesap, Genel Tarih, Genel Coğrafya, Hatt-ı Rık’a, Hatt-ı Sülüs, Kıraat. Ortaokul Đkinci Sene: Kur’an-ı Kerim ve Tecvid, Dini Đlimler, Mufassal Nahiv-i Osmanî, Đmla, Medeni Bilgiler, Arabî Sarf, Hesap, Genel Tarih, Coğrafya, Resim, Hatt-ı Rık’a, Kıraat. Ortaokul Üçüncü Sene: Kur’an-ı Kerim ve Tecvit, Dini Đlimler, Türkçe Okuma, Kitabet, Medeni Bilgiler, Nahiv-i Arabî, Hesap, Hendese, Genel Tarih, Coğrafya, Hatt-ı Rık’a, Resim. Sanayi Şubesi: Fanila, Çorap, Halı, Terzilik, Kunduracılık.

(18)

Ticaretin geliştiği kıyı bölgelerinde, Đttihatçı tüccar ve bankacılar yetiştirmek için bünyelerinde ticaret sınıflarına da yer veren okullar açılmıştır. Hadika-i Maarif Okulu’ndan intikalen “Đttihat ve Terakki Mektebi” adını alan Đzmir’deki okul (Dursun, 1994: 72) ana sınıfı 1 yıl, ihtiyat 1 yıl, ilkokul 3 yıl, ortaokul 3 yıl ve lise 3 yıl olmak üzere 11 yıllık eğitim vermektedir. Lise birinci sınıftan sonra isteyenler ticaret sınıfına kayıt olup iki yıllık bir ticaret eğitimi almaktadırlar. Böylelikle okul, hem yüksek eğitim kurumlarına öğrenci hazırlamakta hem de ticaret ve yabancı dil alanında nitelikli insan yetiştirmektedir (Uyanık, 2000: 93–94). Okulun müdürlüğüne 1912’de, Đzmir Đdadisi mezunu (1906) olan Şükrü (Saraçoğlu) Bey getirilmiştir (Öztürk, 1995: 443).

Şevket Süreyya Aydemir Đzmir’deki bu okulla ilgili önemli bilgiler verir. Mektep, “muzaffer bir ihtilâl organının adını taşıdığı için, havasında da yeni davaların ve yeni devrin hareketliliği, idealizmi” esmektedir. Hocalar, “genç, ateşli ve ihtiraslı” insanlardır. Öğrencilere “başka türlü bir terbiye ve heyecan” verilmektedir. Mektebi, Enver (Tekant) Bey adında bir “Meşrutiyetçi” açmıştır. Kadrosunda Şükrü Saraçoğlu Bey, sonradan maarif umumi müfettişi olan Salih Zeki Bey, Mülkiye çıkışlı Đzzet Bey, Baha (Tekant) Bey, Bestekâr Đsmail Zühtü (Kuşçuoğlu) Bey9 gibi hocalar bulunmaktadır. Adnan Menderes bu okula orta kısım öğrencisi olarak girer. O dönem Đzmir’de Celal Bayar, partinin Đzmir şubesinin genel sekreteri, “Đttihatçılardan” Rahmi (Arslan) Bey, Đzmir valisidir. Bunlar diğer okullar yanında Đttihat ve Terakki Mektebiyle de ilgilenmekteydiler (Aydemir, 2001: 31). Hatta Đttihat ve Terakki okulunun Cumhuriyet sonrasında kız lisesi olarak kullanılan modern binası Vali Rahmi Bey tarafından yaptırılmıştır (Orhun ve ark., 1969: 345). Sonradan Đzmir’de, Kızılçullu’daki Amerikan Kolejine geçen Adnan Menderes, “milliyetçilik duygularını, Türklüğe ait her şeyi” orta kısmını okuduğu bu mektepte almıştır (Aydemir, 2001: 32). Đzmir’de yalnızca Ticaret Okulu açılmaz. Karantina Đttihat ve Terakki Numune Mektebi ve Yalılar Kulübü himayesinde olmak üzere yine Karantina’da Đttihat ve Terakki Đnas Rüştiye Mektebi (kız ortaokulu) açılmıştır (Tutsak, 2002: 230; Uyanık, 2000: 103).

9

Piyano parçaları, sonat ve senfoni yazan ilk Türk besteci olarak bilinen Đsmail Zühtü, Ahmet Adnan Saygun’un müzik öğretmenidir. Ulusal müzik üzerine yönelimler, 1912’li yıllarda Đzmir’de kendisinin öğretim kadrosunda yer aldığı bu olkulda başlamıştır. Zira okulun amaçları arasında ulusal ruhu gençlere aşılayacak bir ulusal müzik ilkesinin belirlenmesi de vardır (Türkmen, 2007: 181).

(19)

Görüldüğü üzere bu okulların Selanik dışında yaygınlaşmasında ve gelişmesinde önemli bir pay da Đttihatçı valilere aittir. Vali Rahmi Bey’in Đzmir’de gösterdiği çaba dışında, Selanik rüsumat (gümrük idaresi) nazırı iken 1909 yazında Edirne Valiliğine tayin olunan Hacı Adil (Arda) Bey’in (BOA, DN: 8/-2) siciline kayıtlı önemli başarılardan biri de müdürlüğüne Nafi Atuf (Kansu)’nun getirildiği, Edirne Đttihat ve Terakki Okulunun açılmasıdır (Orhun ve ark., 1969: 286; Duru, 1957: 47–48). Bu konuda en dikkat çekici başarılardan biri, dönemin ve Đttihat ve Terakki’nin meşhur valisi olan Muammer (Kardaş) Bey’e aittir. Anadolu’nun bazı bölgelerine yaptığı teftiş gezilerinde (1913–1914) tuttuğu notlar10, Vali Muammer Bey’in11 Đttihat ve Terakki’nin Anadolu’daki örgütlenmesinde oynadığı rolü ortaya koyması bakımından önemli bilgiler içermektedir. Amasya’da Đttihat ve Terakki Okulunun bulunmayışına dikkat çekişi, Đttihat ve Terakki Kulübü kurma, Đttihatçı düşünceyi toplumun geneline yaymak için etkili bir araç olan gazeteleri kullanma isteği; Vali Muammer Bey’in genelde eğitim kurumları, özelde yerel Đttihat ve Terakki örgütü için öngördüğü hedefleri açık bir biçimde göstermekte, görev yaptığı yörelerde neden öncelikli olarak bu savaşımın araçlarını yaratmaya koyulduğu hakkında fikir vermektedir: Muammer Bey, Đttihat ve Terakki propagandasını da içeren medenileştirici bir misyon için modern bir eğitim sisteminin gerekliliğini kavramakta gecikmemiştir. 1909’da Kayseri’ye mutasarrıf olarak atandığında en önemli faaliyetlerinden biri yeni okullar yaptırmasıdır (Önder, 1972: 128). 1909 yılında Turan’lı Yunus Bekir Bey’in gayretleri ile Ağırnas’ta yapılan Đttihat ve Terakki Mektebi, yörenin ileri gelenlerine, “robaları eski, yamalı” çocukların “yeni usul üzere okutulmaları, vatanperver olmaları” için okul yapılması/yaptırılması

10 “Amasya’da Ermenice, Türkçe (Amasya) diye bir gazete çıkıyormuş. Anın (onun) bir nüshasını vilâyete neden göndermiyorlar. Sual olunacak? Asâr-ı atîka hakkında ne garip fikrimiz var. Eğer ecnebilere ait olursa ehemmiyet ve kıymet veriyoruz. Kendi eserlerimizi ihmal ediyoruz. Bu cehaletten ne zaman kurtulacağız. Kızılırmak’a bir makale yazılacak… Bugün mektepleri gezdim. Đttihat ve Terakki noksan. Çok hem de çok çalışılmalı. Burada Hacı Hasan Efendi namında biri güzel bir mektep yaptırmış. Bu zata bir madalya getirtmeli. Merkeze bir mütalâa… Đstediğim gibi bir hayat yok. Buna milleti alıştırmalıyız… Đttihat ve Terakki kulübü teşkilâtını ve Cemaat-i Đslâmiye teşkilatını kurmalı ve yaşatmalıyız (…) Kızılırmak gazetesi ile kolejlerde takip edilen meslek hakkında makaleler yazılacak. Ecnebî lisanı biz Türklere de lâzım. Bunu neden anlamıyoruz? Kolej muallimlerinden Kiyorkiyan Efendi, Đdadî’de Fransızca, Đngilizce, Tarih ve Coğrafya derslerinden bir kaçını okutacak kudrette (…) 14/Mayıs/1330 (1914): Tokat’tan çıktım. O gece Turhal’da kaldım. Turhal çok terakki edecek… Güzel bir mektep yapılıyor…” (Orhun ve ark., 1969: 332-333).

11

Biyografisi için bkz: Hayri Orhun/Celal Kasaroğlu/Mehmet Belek/Kâzım Atakul (1969). Meşhur

Valiler, Ankara: Đçişleri Bakanlığı Merkez Valileri Bürosu Yayını, s. 309–339. Kâzım Öztürk (Hz.)

(1995). Türk Parlamento Tarihi TBMM-II. Dönem 1923–1927, C: III, Ankara: TBMM Vakfı Yayını, s. 712–713.

(20)

gerektiğini anlatmaya çalışan Muammer Bey’in eseridir12. Kayseri’de inşa ettirdiği eğitim kurumları yanında önemli faaliyetlerinden biri Kayseri’deki ilk Osmanlı olan gazetesi Erciyes’i yayınlamasıdır (Önder, 1972; 147; Orhun ve ark., 1969: 311-312). Aynı şekilde ilk sayısı 4 Ocak 1910’da yayınlanan Kızılırmak13’ın kuruluşunu teşvik etmiş, gelişmesinde önemli rol oynamıştır. 1913’te Sivas’a vali olarak atandığında ilk işlerinden biri hükümet konağında küçük bir odaya sıkıştırılan Vilâyet Matbaası’nı konağın civarına yeni inşa edilen bir binaya taşımaktır. Bu düzenleme, matbaanın Kasım 1913’ten itibaren Sivas ve Kızılırmak’ın basımını da içeren geniş ve yoğun işlerinin sorunsuz bir şekilde yürümesini sağlamaya dönüktür (Unbehaun, 2004: 7–13). Muammer Bey, 28.01.1912 (BOA, DN: 1491) ve 28.01.1917’de (BOA, DN: 246) iki kez vali atandığı Konya’da da yerel Đttihat ve Terakki örgütü’nün çalışmalarına bu bağlamda özellikle Đttihat ve Terakki Kulübü ve Mektebine aktif destek sağlamıştır. Millî Kütüphane’nin, Millî Müze’nin, Gökalp Tiyatrosu’nun kurulması, yüksek sermayeli şirketlerin ortaya çıkması, ziraî alanda numune çiftliklerinin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi, şehir planlaması ve imar faaliyetleri, işsiz vatandaşlara iş vermek amacıyla Đş Yurdu’nun faaliyete geçmesi Muammer Bey zamanında gerçekleşen önemli faaliyetlerden bazılarıdır (Türk Sözü, 19 Eylül 1918). Kişmir, Muammer Bey’in faaliyetlerinin toplumsal sonuçlarıyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmaktadır:

“Halkın toplum hayatına katılması ve sanat olaylarına ilgi göstermesi yine Vali Muammer’in zamanına rastlar (...). Konya kadınlığına ayrı bir değer verişi her şeyin üstünde. Konyalı kadın piyano ile konser verir, konferans verir, istasyonlarda nutuk çeker. Toplum hareketlerini izler. Sinemaya, tiyatroya gider… Daha ne olsun?” (Yeni Konya, 4 Ağustos 1961).

Okul açılan yörelerde gerekli altyapıyı sağlamaya yönelik farklı yöntemler geliştirilmiştir. Örneğin Erzurum’daki Đttihat ve Terakki Mektebi için yaptırılacak binanın inşasının tamamlanması için para temini maksadıyla bir piyango düzenlenmesi kararlaştırılır:

12

Vali Muammer Bey’in Kayseri’deki çalışmaları hakkında bilgi için bkz: Zübeyir Kars (2000). “Kayseri Mutasarrıfı, Adana, Konya ve Sivas Valisi Ahmet

Muammer Bey’in Kayseri’nin Çağdaşlaşmasına Katkıları ”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu

Bildirileri, Kayseri: Erciyes Üniversitesi Kaytam Yayını, s. 269–298.

13

Kızılırmak hakkında bilgi için bkz: Horst Unbehaun (2004). “1910–1914 Yılları Arasında

(21)

“Erzurum’daki Đttihat ve Terakki Mektebi için bir bina yaptırılmak üzere Merkez-i Umumîce sekiz yüz lira ita kılınmış ve mahallince de sekiz yüz lira kadar bir meblağ tedarik edilmiş ise de mezkûr mektebin ber-mucib-i keşf 3500 lira ile vücuda geleceği anlaşıldığından ve mebaliğ-i mukteziye bakiyesinin temini için Đzmir Sanayi Mektebi’nde olduğu gibi bir piyango tertibine müsaade itası...” (BOA, DN: 152/Bkz: Ek–12).

Ancak Cemiyet, çoğu durumda kamu olanaklarından faydalanmayı tercih etmiştir. Örneğin Van “Đttihat ve Terakki Medresesi”nin inşasında halktan yardım toplama yoluna gidilirken (Aydoğan, 2005: 133), medrese önce vergiden muaf tutulmuş (BOA, DN: 33), Đttihat ve Terakki iktidarı ele geçirdikten sonra, bir an evvel bitirilmesi için de hükümetten maddî destek temin edilmiştir (BOA, DN: 179). Bu konuda bir başka örnek Medine’de II. Abdülhamit’e ait olup emlak-ı emiriyeye devredilmiş hane ile arsanın “Medine-i Münevvere Đttihat ve Terakki Mektebi”ne verilmesi istemidir (BOA, DN: 26/–1). Aydın Valisi adına Mektupçu tarafından Dahiliye Nezareti’ne yazılan bir yazıdan ise, Đzmir Rıhtım Şirketi’nden haksız yolla elde ettiği için geri alınan Urla Đskelesine ait 157.146 kuruş verginin, Đzmir’de inşasına başlanan Đttihat ve Terakki Mektebi’nin inşaat masrafı için tahsis edildiği ve bu amaçla okul adına emaneten Ziraat Bankası’na yatırıldığı öğrenilmektedir (BOA, DN: 130/Bkz: Ek–11). Bu örneklere Musul Merkez Đttihat ve Terakki Mektebi’nin inşaat masrafı için 6153 kuruşun vilayet bütçesinde nakil yapılması istemi de eklenebilir (BOA, DN: 133).

Bütün bu çabalar, Đttihat ve Terakki’nin ideolojisini benimseyen ve onun sürekliliğini sağlayacak bir neslin yetişmesini sağlamayı hedeflemektedir. Bu sorunun çözümü bir taraftan Falih Rıfkı Atay gibi gençleri bünyesinde toplayan Đttihat ve Terakki kulüpleri tarafından acil düzeyde ele alınmış, diğer taraftan toplumsal alandan kazanılan çocukların/gençlerin, Đttihat ve Terakki iktidarının ve onun ideolojisinin devamının teminatı olarak eğitildikleri mekânlar olan Đttihat ve Terakki Okullarıyla daha uzun süreye yayılmıştır. Çoğu yeni inşa edilmiş bazen de kira ile tutulmuş modern binalarda “yeni tarz” üzere eğitim veren bu okullar (Duru, 1957: 47–48), bazı mezunlarının anılarında tekrarlanan biçimiyle14 açıldıkları

14

“ Babam sadık üyesi olduğu partisinin memlekete uyanık bir nesil yetiştirmek amacıyla kuruduğu – Leylî ve Neharî Đttihat ve Terakki Merkez Mektebi’ne– şimdiki Dumlupınar okulu binası– beni iki mecidiye aylıkla seve seve kaydettirmişti (…). Đttihat ve Terakki Mektebi’nde uyandırıcı bir demokratik sistemin tatbiki için elden gelen her şey yapılıyordu. Hafızamı yokladıkça daha iyi anlıyorum… O günlerdeki heyecanlarımızın fazlalığı, bize bu yeni bilgi ve zevklerin aşılanmasından

(22)

yörelerde, Meşrutiyet eğitiminin “modernleştirici” misyonunun (Lewis, 2000: 228) önemli bir parçası olmuşlardır. Yöneticileri ve eğitim kadroları seçkin kişilerden oluşan bu okulları önemli kılan unsurlardan biri de Đttihat ve Terakki’nin imparatorluğun içinde bulunduğu şartlara göre formüle edilen ideolojisinin uygulama alanları olmalarıdır. Đhtilâli takiben bağlı halkların emellerini açık bir biçimde ortaya koymaya başlamasıyla (Talat Paşa, 1946: 14–15) “Osmanlıcılık” ruhuna yapılan vurgu yerini “milliyetçi” bir öğretime bırakmıştır (Adıvar, 1991: 14).

ileri geliyordu. Daha çok küçük yaşta, sınıf arkadaşlarımla birlikte, ellerimizde küçük Türk bayrakları ve üzerimizde devrin hürriyet rengi tabir olunan kırmızılı beyazlı elbiselerimizle, o zaman sık sık Đzmir’i ziyarete gelen Fransız gemilerini gezmeye götürürlerdi. 10–12 çift kürekli filikalarla bizi alıp gezdirirlerken, gemilerden aldığımız bilgi ve zevkten yorgunluklarımızı unutur, hele süvari önünde ellerimizdeki Türk bayraklarıyla ayakta söylediğimiz Fransızca çocuk şarkıları takdir ederek alkışladıklarını gördükçe, kabımıza sığamazdık. Çocuk halimizle tıpkı büyük adamlar gibi millî bir vazife yapmanın hazzını duyardık: Bu o demek ki biz millî renklerimiz içinde Garp anlayışı ile bir ilerlemeye doğru hızla yol almaya çalışıyoruz. Bilhassa demokrasi ve hürriyetin beşiği olan Fransa’dan pek çok faydalanmak ihtiyacındayız (…). Geniş bilgi için bkz: Naci Gündem (2002).

(23)

I. BÖLÜM

EĞĐTĐM FAALĐYETLERĐNĐN ÖRGÜTSEL ARKA PLANI

Çalışmanın ilk bölümü, eğitim faaliyetlerine destek sağlayan örgüt birimlerinin incelenmesine ayrılmıştır. Sözü edilen inceleme, yapılanları kayıt altına alarak bugünün araştırmacılarına belge sağlayan gazeteler üzerinden yapılacaktır. Zira 17. yüzyıldan bu yana gazeteler, insanların neler yaptıklarını öğrenmeye çalışanlar için önemli bir kaynaktır (Alemdar, 2001: 258). Eğitim çalışmalarına destek sağlayan en önemli birim, Konya örneğinde ayrıntılı olarak izlenebildiği üzere sosyal örgütün merkez üssü olarak nitelendirilebilecek Đttihat ve Terakki Kulübüdür. Faaliyetlerini doğrudan ya da himayesi altındaki birimler aracılığıyla dolaylı olarak yürütür. Örgün ve yaygın eğitim kurumları ve Türk Ocağı şubesi, faaliyetlerini kulüp himayesinde/bünyesinde sürdürmektedir. Üretilen düşüncenin taşıyıcılığını üstlenen gazeteler ise gereksinim duyulan propaganda ve halkla ilişkiler desteğini sağlamaktadırlar.

1.1. Girişimci Güç: Đttihat ve Terakki Kulübü

Đttihat ve Terakki Kulüpleri, genel anlamda, Cemiyetin toplum içine yerleştirerek sosyal, kültürel ve yardımlaşma alanlarında çalıştırdığı örgüt birimleridir (Tunaya, 2000: 253). Bu özellikleriyle Cemiyetin temel birimleridirler. Üyeleri, orta ve alt orta sınıfa mensup meslek sahipleri ve okumuşların bir kesitini temsil etmektedir (Swenson, 1968: 124–125). Selanik Đttihat ve Terakki Matbaası’nda basılan 1908 tüzüğünün 95. maddesine göre, bir başkan ya da müdür, bir ikinci başkan veya ikinci müdür, bir kâtip, bir veznedar, bir hafız-ı kütüb (kütüphaneci) ve iki yardımcı üyeden ibaret olmak üzere yedi kişiden oluşan bir heyet aracılığıyla yönetileceklerdir. Bu yedi kişi, dörder ay süreyle ve gizli oyla kulübün tüm üyeleri tarafından oy çokluğu ile seçilecektir (1324: 32). Aynı tüzüğün 102. maddesine göre Cemiyete üye olmayanların kulübe girmeleri yasaktır (1324: 36). Ancak daha sonradan bu koşul kaldırılmış (Tunaya, 2000: 253–254), kulüpler her sınıftan halkın toplantı yeri, siyasi ve sosyal bir terbiye merkezi konumuna gelmişlerdir. Bayar’ın belirttiğine göre toplantılarda her sorun açıkça tartışılmakta; üyeler, dertlerini, şikâyet ve isteklerini tam bir hürriyet havası içinde dile getirmektedirler (Bayar, 1967: 140). Kulüpler, Cemiyet’in temel politikalarının

(24)

belirlemesinde önem taşımazlar. Cemiyet hiyerarşisi ile kırsal yöreler arasında bağ kurar, yerel yönetimi gözler, Cemiyetin propagandasını yapar, program ve ilkelerinin uygulanmasına çalışırlar (Swenson, 1968: 127). Bu yönüyle yalnızca siyasal değil, her tür kültürel, iktisadi, toplumsal ihtiyacı da karşılamak amacını güden CHP’nin tek parti dönemindeki halkevlerini hatırlatan, onlardan çok daha canlı ve dayanışmalı denebilecek kuruluşlardır (Akşin, 1998: 341–342).

1.1.1. Konya Đttihat ve Terakki Kulübü’nün Açılışı

Đttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Konya Merkez Kulübü, 1325 (1909) yılının Nisan ayında açılmıştır15. Kulübün açılışı, 31 Mart Olayı’nda hayatını kaybeden hürriyet şehitleri adına, Kapı Camii’nde Đttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından okutulan mevlidin ardından hizmet binası olarak tahsis edilen eski Halep Oteli’nde gerçekleşir. Açılışa, Hakem’den öğrenildiğine göre Konya Valisi başta olmak üzere devlet erkânı, yöre eşrafı, Müslüman ve Gayr-i Müslim halktan oluşan kalabalık bir topluluk katılmıştır. Törende Sanayi Mektebi Mızıkası eşliğinde özel bir topluluk tarafından millî marşların söylendiği bir konser de verilir. Açılış konuşması, ulemadan Lokman Efendi’nin duasından sonra, genel merkez adına Binbaşı Cemil Bey tarafından yapılır. Cemil Bey’in konuşması doğal olarak kısa bir süre önce meydana gelen 31 Mart Olayı’nda ordunun zaferine odaklanmıştır. Partinin Konya örgütü, Osmanlıcılık ruhuna vurgu yapılması gerektiğinden etnik grupların, bu bağlamda Ermeni cemaatinin programa dâhil edilmesine dikkat etmiştir16. “Ermeni vatandaşlar” adına konuşan Doktor Zamgoçyan Efendi’nin, “hamiyetli, kahraman zabitler”in koruması altında Meşrutiyetin dolayısıyla bu birliğin sonsuza kadar süreceğine dair inancı, son olarak söz alan Lokman Efendi’nin, Müslüman ve Gayr-i Müslim tebaa arasındaki dostluk ilişkilerinden bahsetmesi, “ittihad-ı anâsır”a

15

Açılış töreni hakkında bilgi için bkz: Ek–18.

16

Ertürk’ün belirttiğine göre bu konuda duyarlı davranılması gerektiği gönderdiği talimatlarla bizzat Merkez-i Umumîce istemektedir: “Şâyet Ermenileri kulüplerimize kaydettirmezseniz, bunların hepsi Prens Sabahattin’in Adem-i Merkeziyetçi Partisi’ne kayacak ve oraya dahil olacaklardır. O zaman başımıza yeni gaileler çıkacaktır. Azamızın bu hususta müteyakkız olması lazımdır.” Bu talimat üzerine kulübün ikinci reisliğine seçilen Baytar Yüzbaşısı Ali Rıza Bey’le el ele vererek çalışmaya başladıklarını belirten Ertürk, Gregoryan olan Ermenilerin kilise heyetleriyle sık sık temas ettiklerini, her hafta Pazar günleri büyük kilisenin bahçesinde kadın-erkek bütün Ermenileri toplayarak ikna etmeye çalıştıklarını anlatmaktadır. Bu çabalar sonuç vermeye başlar. Ermeni kayıtları çoğalmış, Kulübün açılış törenine Fransız, Đngiliz, Rus Konsolosları ile Ermeni eşrafı da gelmiştir. Ermenilere yönelik toplantılar sonradan Cuma da dâhil olma üzere haftada iki güne çıkarılır. Sorunlarına çözüm üretilen Ermeniler, Prens Sabahattin’in partisine geçmekten vazgeçer. Hatta kulübe Ermeni örgütlerinden bile girenler olmuştur (1996: 65).

(25)

(unsurların birliği) doğru ilerleme konusundaki umutları ifade etmektedir (Hakem, 29 Nisan 1325). Meclis-i Mebusan Reisi Ahmet Rıza, kulübün açılışından dolayı Cemiyetin Konya Merkezi’ne bir kutlama telgrafı çeker:

“Meşrutiyet-i mukaddesemizin teyid ve temini emrinde ibraz olunan müesser hamiyyet-i şiarînin Meclis-i Mebusanca da mucib-i şükran ve mahzûziyet olduğu beyan olunur efendim. 30 Nisan 1325 Meclis-i Mebusan Reisi Ahmed Rıza” (Hakem, 6 Mayıs 1325).

Yalnızca Konya merkezde değil ilçeler ve bağlı merkezlerde kulüpler açılır. Đttihat ve Terakki Kulübü açılan merkezlerden bazıları şunlardır: Beyşehir, Seydişehir, Akşehir, Ereğli, Maden, Bozkır, Şereflikoçhisar, Niğde, Bor, Uluborlu, Antalya, Elmalı, Isparta, Yalvaç, Nevşehir, Aksaray. Đttihat ve Terakki Kulüpleri açmak üzere mevki sahibi kişiler görevlendirilmektedir. Örneğin Konya’nın en ücra bir köşesinde “unutulmuş bir kaza merkezi” olan Maden’e, Đttihat ve Terakki Kulübü kurmak üzere Ereğli Mahkeme Reisi öncülüğünde bir heyet gider (Ahmet Şerif, 1999: 227–229). Antalya’ya bağlı merkezlerde kulüp açmak için eski müftülerden Yusuf Talat Efendi görevlendirilmiştir (Meşrık-ı Đrfan, 8 Nisan 1326). Yusuf Talat Efendi’nin bu yöndeki girişimleri sonuç vermeye başlamıştır. Antalya Đttihat ve Terakki Kulübü’nden çekilen bir telgrafta Antalya’ya bağlı bir nahiye merkezinde üyeleri ulema ve müderrislerden oluşan bir kulüple, biri nahiye merkezinde diğeri de Yaz Köyü’nde olma üzere iki gece mektebi’nin açıldığı bildirilmektedir (Hakem, 29 Nisan 1326). Đlçelerde düzenlenen açılış törenleri de yöre protokolünün iştirakiyle gerçekleşir. 28 Kanun-ı Sani 1325’te Beyşehir Kulübünün açılışı nedeniyle düzenlenen törende Rüştiye Muallim-i Evveli ve Kaymakam Vekili Kemal Bey tarafından da bir konuşma yapılmıştır (Meşrık-ı Đrfan, 8 Şubat 1325). II. Meşrutiyetin ilânının yıldönümünde rastlayan Bor Kulübünün açılışında, “Faziletli Hâkim Efendi” tarafından yapılan duaya “ilmî, askerî, eşraf ve anasır-ı muhtelifeden mürekkep yüzlerce zevat” eşlik eder (Hakem, 18 Temmuz 1325). 1917 Temmuzunda, vilayetin en ücra köşesinde bulunan Koçhisar ilçesinde Đttihat ve Terakki Kulübünün resmî açılışı yapılarak Konya çapındaki örgütlenme tamamlanmış bulunmaktadır (Türk Sözü, 2 Ağustos 1917).

Kulüp yöneticilerinin seçim yoluyla belirlenmesini öngören nizamname hükmüyle kulüpleri demokratik bir yapıya kavuşturmayı amaçlayan Cemiyet, devlet

(26)

memurlarının özellikle de yargı mensupları ve müderrislerin kulüplere yönetici ya da üye olmasında bir sakınca görmemiştir. Konya kulübünün kurucuları arasında dikkati çeken ilk isim Sivaslı Ali Kemalî Efendi’dir (Önder, 1954: 36). Afif Evren’in, muhafazakârlığı sevmeyen, demokrat ve hürriyetperver bir kişilik olarak nitelediği Ali Kemalî Efendi (Evren, 1944: 8), Konya’nın seçkin eğitimcilerindendir. Konya Hukuk Mektebi’ne geçişinden iki yıl sonra Konya Lisesi’nde Arapça ve Ahlâk öğretmenliği görevini üstlenir (Arabacı, 1991: 75–78). II. Meşrutiyetin aktif bir biçimde siyasal yaşama katılmıştır. Đttihat ve Terakki’nin Konya örgütlenmesinin öncü isimlerindendir. Merkez Heyeti Reisliğinde bulunmuş, isteksiz olmasına rağmen öğrencilerinin ısrarıyla 1912 seçimlerinde aynı partiden mebus seçilmiştir17 (Önder, 1954: 38–45; Evren, 1944: 8).

Konya Đttihat ve Terakki Kulübü’nün ilk yöneticisinin Sanayi Mektebi eski müdürlerinden, Hakem’in imtiyaz sahibi Mehmet Tevfik olduğu sanılmaktadır. Seçimler dört ayda bir tekrarlandığından sonradan birinci kulüp reisliğine, Đstinaf Ceza Reisi Tahir Beyefendi getirilir (Meşrık-ı Đrfan, 23 Teşrin-i Sani 1325). 1326 Temmuzunda yapılan genel kurulda ise ikinci kulüp birinci riyasete Đstinaf Müdde-i Umumisi (Savcı) Şakir Bey, ikinci riyasete Müftüzade Mehmet, azalığa ise Karahafızzade Mustafa ve Tenekecizade Hacı Mehmet Efendi seçilmiştir (Meşrık-ı Đrfan, 15 Temmuz 1326). Konya merkez dışında diğer bölgelerdeki kulüplerin tespit edilebilen bazı reisleri şöyledir: Ereğli Đlçesi Đttihat ve Terakki Kulübü Reis-i Evveli Đsmail Tevfik (Hakem, 28 Mart 1326), Antalya Đttihat ve Terakki Kulübü Đdare Heyeti Reisi Yusuf Talat Efendi (Hakem, 27 Kanun-ı Sani 1325), Yalvaç Kulübü Reis-i Evveli Müderrisînden Mehmet Ali Efendi, Bozkır Kulübü Reisi Osman Efendi (Hakem, 18 Nisan 1326; 1 Temmuz 1326). Kulüplerin denetiminin genel merkez tarafından atanan müfettişler aracılığıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda Aydın, Konya Adana Vilâyetleri Đttihat ve Terakki Kulüplerinin teftişi için ulemadan Hoca Tahir Efendi görevlendirilmiştir. Bu amaçla 1326 Martında Konya’ya gelen

17

Ali Kemalî Efendi, Millî Mücadele döneminde olağan bir şekilde Müdafaa-i Hukuk saflarındandır. Önce Müdafaa-i Hukuk’un Konya Merkez Heyeti’ne seçilmiş, ardından Ankara’nın talimatıyla reisliğe getirilmiştir (Altay, 1970: 226–227; Arabacı, 1991: 87). Bu değerli bilgin 1920’de ne yazık ki Delibaş Olayı’nda isyancılar tarafından şehit edilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Mehmet Önder (1954). Sivaslı Ali Kemalî, Konya; Caner Arabacı (1991). Millî Mücadele Dönemi Konya

(27)

Tahir Efendi birinci kulüpte Meşrutiyet yönetimi hakkında da bir konuşma yapar (Hakem, 21 Mart 1326). Tahir Efendi aynı zamanda Vilayet Maarif Müfettişliği’ne tayin edilmiştir (Meşrık-ı Đrfan, 15 Temmuz 1326).

1.1.2. Faaliyetleri

Konya merkez kulübü ve bağlı kulüpler, kuruldukları yerlerde, nizamnamede belirtilen hususlar doğrultusunda, dayanışma içerisinde ve birçok alanda yoğun çalışma sergilemişlerdir. Devlet yetkililerinin kulüp faaliyetlerine bizzat katılması yöre halkı için bir rol modeli oluşturmuş ve kamuoyunun ilgisi çekilmiştir. Böylece geniş kitlelerin kulüp faaliyetlerine kendi rızalarıyla katılmaları sağlanmıştır.

1.1.2.1. Konferanslar

Kulüplerin ilk sırada ele alınacak faaliyeti, bölge halkının bilgi ve kültür seviyesini yükseltmeyi amaçlayan konferanslardır. Bu aynı zamanda kulüplerin, rızasını ve onayını kazanmak istediği kamuyu adım adım inşa etme faaliyetlerinin de temelini oluşturmaktadır. Böylece ilettiği mesajları, dinleyicileri/halkı, daha kolay anlayabilecektir. Konferanslar için seçilen zaman dikkat çekicidir; geniş katılımın sağlanması amacıyla bazen Cuma namazından sonra bazen de haftada iki gün olmak üzere akşamları düzenlenmektedir. Konferanslara katılmanın öneminin halka anlatılması gereği ortaya çıktığında, partinin, basın aracılığıyla bilgilendirici yayın yapması gündeme gelmiştir. Hakem’de, Đstanbul’daki muhabirinden gelen bir mektup ilk sayfadan yayınlanır. Haberde halk, eğitimin, gazete okumanın yanı sıra konferansları izlemenin önemine ikna edilmeye çalışılmaktadır:

“Đlân-ı hürriyetten beri “konferans” kelimesine kulaklarımız hem de çokça alıştı. Konferans demek bizim bildiğimiz vaaz demektir. Bunun tenvir-i fikir ve vicdan için ne kadar azim faydaları vardır biliyor musunuz? Bi’l-farz bugün bir fazılımız Şeriat-ı Mutahhara-i Ahmediye’nin ulviyet ve kutsiyetinden bahsetmiş, birisi tarih-i Osmaniye’den safhalar açmış, diğer birisi mesela Fransa Đhtilâl-i Kebîrini anlatmış, öbürüsü vücud-u beşerin teşkilatından bahsetmiş. Bunlar insana neler neler öğretmez. Fakat yine rica ederim, bu konferanslarda küçükleri bulundurmayı unutmayınız. Çünkü biz geçtik yahut geçiyoruz. Đstikbal onlarındır” (13 Mayıs 1326).

Đlk konferanslar, 23 Temmuz 1908’le başlayan yeni sürecin anlaşılmasını ve bu sürecin mimarı olan Đttihat ve Terakki’nin dünya görüşünün

Referanslar

Benzer Belgeler

Necatigil’in söz konusu tavrı bu makalede, palimpsest kavramıyla ilişkilendirilerek “Sevgilerde” ve “Nilüfer” şiirlerinin üst üste gelmesiyle birlikte bu iki

İlk bölümünde; Osmanlı Devleti’nin sanayileşme politikası, meslekî eğitimde uzmanlaşma ve sanayi mekteplerinin kuruluşu, devleti sanayileşmeye iten nedenler ve

Sabit ve hareketli mesnet koşullarına sahip elemanın en büyük burkulma yükünü elde etmek için gerekli olan en küçük elastik yay sabiti β=119.72 t/m olarak

Yükselen astronomi araştırmaları İbn el- Şâtır gibi bireysel olarak çalışan bilginlerce daha da ileri götürülürken, hem yönetici hem de astro nom olan Uluğ Bey

Cemil Topuzlu kararını verdik­ ten sonra bir hareket noktası a- rad:, bunu yine Belediye zabıtası talimatnamesinde buldu.. Talimat namenin bir maddesine göre Be

Ancak, Sagittarius A*’ya en yak›n y›ld›zlar›n yörünge çaplar›, modellerde 2.6 mil- yon Günefl kütleli bir karadeli¤in olay ufku çap›ndan 30.000 kez daha büyük..

AIDS epidemisinin oldu- ¤u on hastada yap›lan tüberküloz araflt›rmas›nda üç hasta pankreatik apse, iki hasta karaci¤er apsesi, bir hasta testikü- ler apse, bir hasta

M alatya’da yürütülen bir çalışmada üzerinde çalışılan 15 kızılcık genotipinin meyve ağırlığı ve boyutları, çekirdek ağırlığı ve boyutları,