• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

1.2. ETKİ ARAŞTIRMALARI

1.2.1. Türk Edebiyatında Batı Etkisi

Türk edebiyatında doğu ve batı etkisinden söz etmeden önce, Batı tarafından hep önyargı ile yaklaşılan ve arka plana atılan Doğu edebiyatının Batı edebiyatı üzerindeki etkisine değinmek yerinde olacaktır. Bilindiği gibi Oryantalizm doğu dilleri ve kültürünü araştırıp inceleyen bir bilim dalıdır. Amaç Batılı araştırmacıların doğu dilleri ve kültürleri hakkında bilgi edinmesini ve onları tanımasını sağlamaktır. Ancak Edward Said’in Şarkiyatçılık adlı eserinde de vurguladığı üzere Batılı araştırmacı ve yazarlar Doğu’ya, Doğu medeniyetleri ve edebiyatlarına büyük ölçüde önyargı ile yaklaşmış, Doğu medeniyetleri ve edebiyatlarını kendilerini yüceltecek şekilde çarpıtarak yansıtmışlardır.86

Bunun yanında Doğu edebiyatından etkilendiğini gizlemeye gerek duymayan, hatta doğu edebiyatına hayranlık duyan Batılı yazarların bulunduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Bu yazarlardan biri de Hafız olarak tanınan Şirazi’nin Divan’ından etkilenerek Doğu-Batı Divanı’nı yazan Goethe’dir. 87 Katharina Mommsen ayrıca Goethe’nin Doğu edebiyatı ve bu edebiyatın ürünlerine sahip çıkan Türklere olan hayranlığının diğer eserlerine de yansıdığına dikkat çeker. Onun bu hayranlığının başlıca kaynaklarından biri de Binbir Gece Masalları’dır. Anonim olarak yıllar içinde azar azar bir araya getirilmiş olan bu masallar aslında sadece Goethe’yi değil Batı dünyasından birçok yazarı etkisi altına almış ve bu yazarların çeşitli eserlerine ilham kaynağı olmuştur. Bunlar arasında Daniel Defoe, Jonathan Swift, ünlü roman yazarı Stendhal, masal yazarı Andersen, kısa hikayeleri ile tanınan O. Henry, hikayelerindeki gotik öğelerle dikkat çeken Edgar Allan Poe’nun yanı sıra 14. Yüzyılda Decameron

86 bkz. Edward Said, Şarkiyatçılık- Batı’nın Şark Anlayışları, çev. Berna Ülner, Metis Yayınları, İstanbul, 2012.

87 bkz. Melahat Özgü “Goethe ve Hafız” Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 4, 1952, s., 89-90. Ayrıca bkz. Katharina Mommsen, “Eserlerindeki Yansımalarıyla Goethe’nin Türklerle

İlişkisi”, Pera Blӓtter 20, Orient- Institut, 2011, s., 18-19.

file:///D:/Downloads/mommsen_iliskisi_neu.pdf (çevrim içi) 11.08.2017.

adlı 100 öyküden oluşan eseri yazmış olan Bocaccio da yer almaktadır.88Binbir Gece Masalları’nın çerçeve öykü yapısını eserinde uygulayan Bocaccio daha sonra benzer şekilde Chaucer’ı etkilemiş ve 24 öyküden oluşan Canterbury Hikayeleri’ne esin kaynağı olmuştur.

Binbir Gece Masalları’nın edebiyat alanındaki etkisinin günümüze kadar uzandığını söylemek yanlış olmaz. Örneğin Zülfü Livaneli Kardeşimin Hikâyesi adlı romanında anlatıcı rolü yüklediği kahramanı Ahmet (Mehmet) Aslan’a çok sayıda olmasa da tek bir hikâyeyi günler sürecek ve heyecan yaratacak bir şekilde parçalara ayırarak anlattırır. Böylece çerçeve hikâyenin bir anlatım tekniği olarak kullanıldığı romanda hem hikâyenin anlatıldığı Gazeteci kız hem de okuyucu bu sürükleyici hikâyenin etkisine kapılarak merak içinde sona ulaşmayı bekler.

Doğu edebiyatı Batılı yazarlar üzerinde etkiler bırakmakla birlikte, Doğulu yazarların da zaman zaman bilinçli ya da bilinçsiz olarak aslında Batı edebiyatından etkilendikleri görülür. Oryantalizm adı altında dillerinin, kültür ve edebiyatlarının küçümsendiğini gören Doğulu yazarlar Batı edebiyatından bazı eserleri alarak bunları yapısöküme uğratmışlar, bir anlamda tersyüz ederek yeni eserler ortaya koymuşlardır.

Bunu yaparken asıl amaçları, Batı’nın ve Batılı yazarların kendilerine karşı önyargılı tutumlarını eleştirmek, onların bu konudaki hatalarını gözler önüne sermektir. Ancak bunu yaparken kendi eserlerini oluşturmak için çıkış noktası olarak seçtikleri Batı edebiyatına ait eserleri de aslında bir anlamda kaynak olarak kullanmaktan kaçınamazlar. Örnek vermek gerekirse, Sudanlı yazar Tayeb Salih Kuzeye Göç Mevsimi (Season of Migration to the North) adlı kısa romanında, İngiliz yazar Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği adlı- aslında olumsuz olmayan ancak yanlış yorumlanan-kısa romanındaki güneye, “karanlığın yüreğine” yapılan yolculuğu tersine çevirerek kuzeye yapılan bir yolculuk şeklinde yeniden kurgular. Edward Said Kültür ve Emperyalizm adlı incelemesinde Tayeb Salih’ın kurgusunun bilinçli olarak Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği romanının kurgusunu tersine çevirdiğini söyler. Said’e göre “[…] Sudanlı Tayeb Salih gibi romancılar, sömürgeci kültürün bilinmeyene doğru yolculuk ve araştırma gibi büyük klişelerini kendi kurgularına mal etmiş, kendi sömürgecilik sonrası amaçları yönünde sahiplenmiştir.”89 Her iki kültürü de iyi bilen

88 bkz. Süleyman Tülücü “Binbir Gece Masalları Üzerine” (Seçilmiş Bir Bibliyografya İle). Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. Sayı 22, Erzurum, 2004, s. 13-14.

89 Edward Said, Kültür ve Emperyalizm, çev. Necmiye Alpay, Hil Yayın, İstanbul, 2010, s. 74.

biri olarak Tayeb Salih, “karanlığın” aslında Doğu’ya (romana göre güneye) özgü bir özellik değil; Batı’nın (yine romana göre kuzeyin) bir özelliği olduğunun altını çizmektedir. Böylelikle yazar bir yandan Batı’yı ve Batılıları (sömürgeci tarafı) kendi silahı ile vururken, diğer yandan da Batılı bir yazarın eserini kendi eserini yaratmak için kaynak olarak kullanır.

Kuşkusuz Batı edebiyatı sadece Doğu edebiyatını değil, Türk edebiyatını da Tanzimat Fermanı (1839)’nın kabul edilmesini izleyen yıllardan başlayarak önemli ölçüde etkilemiştir. Türk edebiyatında her ne kadar Doğu, özellikle Arap ve Fars edebiyatı etkileri de yadsınamaz olsa da konumuz Batı’da doğup gelişen Absürt Tiyatro olduğu için bu bölümde Batı, öncelikle de Fransız ve Alman edebiyatının Türk edebiyatına etkileri üzerinde durulacaktır. Özellikle Fransız edebiyatından çeviri eserlerle ilk olarak adım atılan bu etkileşim süreci sadece belli biçim ve edebi sanatların değil, Türk edebiyatında o güne kadar var olmayan hikâye, roman, deneme, tiyatro, eleştiri gibi edebi türlerin de Türk edebiyatına girmesi ile sonuçlanır. Bir süre sonra bu yeni edebi türlerde ilk telif eserler de verilmeye başlanır. Örneğin, çalışmamızın konusu gereği önem arz eden tiyatro alanındaki ilk telif eser ise Şinasi’nin Şair Evlenmesi (1859) adlı oyunu olur. Tek perdelik bir komedi olan Şair Evlenmesi adlı oyunun taşıdığı Molière etkilerinden de anlaşıldığı üzere, o dönemde yazarların Fransızcadan yaptıkları okumalar ve çeviriler ile yurt dışında Fransızca olarak çeşitli oyunlar izlemeleri sonucunda özellikle Fransız tiyatrosu içinde komedi türünün Türk tiyatrosu üzerinde hissedilir ölçüde etkiler bıraktığı ve Fransız komedi oyunlarına benzer oyunların yazıldığı gözlenir.90

Türk edebiyatı ile yabancı edebiyatlar arasındaki etkileşim süreci dönem dönem yön değiştirerek devam eder. Sözgelimi, 1970’li yıllar Türkiye’de Brecht rüzgarının estiği bir dönem olur. Türk Tiyatrosu Brecht’in kuramcısı olduğu Epik Tiyatro türü ile bu yıllarda Haldun Taner’in öncülüğünde tanışır. Brecht’in oyunlarının Türkçeye çevrilerek Türk izleyicisi ile buluşması yine aynı dönemde gerçekleşir.

Kendileri de birer okuyucu/izleyici olan dönemin yazarları, başta yine Haldun Taner olmak üzere, başarılı Epik Tiyatro örnekleri verirler. Özellikle Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı epik türün en başarılı örneği olarak kabul edilir. Taner’den sonra özellikle Vasıf Öngören ve Sermet Çağan gibi daha genç kuşak yazarlar da türün

90 bkz. Abdulhalim Aydın, “Şinasi’nin ‘Şair Evlenmesi’nde Fransız Etkisi”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 11, Sayı 1, s. 3.

başarılı örneklerini kaleme alırlar, bunlar arasında Asiye Nasıl Kurtulur? ve Oyun Nasıl Oynanmalı? gibi epik türün başarıyla uygulandığı eserler yer alır.

Yine 1970’li yıllar, gelişim aşamasında olan Türk Tiyatrosu’ndaki bu etkileşim sürecinin yeni arayışların da etkisiyle farklı bir boyut kazandığı ve birçok yazarın Absürt Tiyatro’ya yöneldiği yıllar olur. Türk Tiyatrosu’nda Absürt Tiyatro’ya yöneliş ilk olarak Eugène Ionesco’nun oyunlarının Türkçeye çevrilerek Türkiye’de sahnelenmesi91 ve Türk oyun yazarları tarafından alımlanması sonucunda gerçekleşir.

Batı’daki Absürt Tiyatro örneklerinden özellikle biçimsel açıdan etkilenen Türk oyun yazarlarının her biri oyunlarında farklı bir Absürt Tiyatro özelliğini ön plana çıkararak oyunlarını belli teknik özelliklerle kendilerine özgü, orijinal oyunlar kılarlar.