• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.5. BATI’DAKİ İLK ABSÜRT TİYATRO ÖRNEKLERİ

2.5.6. Doğu Avrupa Ülkelerinde Absürt Tiyatro

2.5.6.2. Polonya’da Slawomir Mrozek ve Tango

2.5.6.2.4. Oyun Boyunca Görünür Şekilde Eylemde

Arthur’un anne ve babası kendi zamanlarının asileridir. Ancak oyunda sanki artık onların dönemi kapandığı için bir kenara çekilmiş gibi görünürler. Yeme-içme gibi fiziksel ihtiyaçlar ve zaman geçirmek için oynadıkları kart oyunları ya da yaptıkları deneyler dışında eylemde bulundukları söylenemez. Oyunda eylemde bulunma girişimi içinde olan tek oyun kişisi Arthur’dur. İçinde yaşadığı kuralsız kaos ortamına düzen getirmeye çalışan Arthur, önceki bölümlerde de vurgulandığı üzere bunun için kendince çeşitli girişimlerde bulunur. Örneğin, babasını, annesinin sevgilisi olan Eddie’yi silahla öldürmesi için teşvik eder, böylece ona göre bu kokuşmuş ortamdaki bir sorun çözülmüş olacaktır. Öyle ki bu konuyu babasıyla konuşmak için sabahı bekleyemez. Gecenin bir vakti babasının odasının kapısına dayanır:

STOMIL: Ne istiyorsun?

ARTHUR: Seninle konuşmak istiyorum.

STOMIL: Gecenin bu vaktinde mi? Meşgulüm- sabah tekrar gel.

ARTHUR: Acil bir konu.

[...]

STOMIL [otomatik olarak sesini alçaltarak] Neden uyumadın?

ARTHUR: Uyuyamıyorum. Harekete geçme zamanı.297

Arthur’un “harekete geçme zamanı” ifadesi onun eylemde bulunmaya çalıştığının kanıtıdır. Ancak diğer aile üyelerinin ona bu konuda çok da yardımcı olduğu söylenemez. Çünkü onlar içinde bulundukları durumdan, yaşam tarzından ve bu kuralsız kaos ortamından rahatsız değillerdir. Örneğin Stomil, kendisinden Eddie’yi vurmasını isteyen Arthur’un bu isteğini karşılıksız bırakır. Stomil’in belki de hayatının odağı deneylerdir:

STOMIL: […] Mesela, daha az önce yeni bir deney için aklıma bir fikir geldi- size göstereceğim.

ELEONORA [ellerini çırparak] Herkes dinlesin! Stomil yeni bir şeyle karşı karşıya!

EUGENIA: Ne, yine mi?

297 a.g.e., s. 135-136.

STOMIL: Evet. Aklımda bu sabah çaktı. Tamamen orijinal bir şey. 298

Eugenia’nın “Ne, yine mi?” sözü Stomil’in deneylerinin ilk olmadığına, sürekli tekrarlandığına işaret eder.

Arthur’un Ala ile genelde erkekler özelde ise Eddie hakkında yaptığı konuşma da yine onun eyleme geçmeye çalıştığını gösterir. Ancak Stomil gibi, Ala da Arthur’u ciddiye almayanlardan biridir. Onun kendisini etkilemek ve kendisiyle birlikte olmak için bir oyun oynadığını düşünür. Bunun nedeni, Ala’nın erkeklerin kadınlarla olan ilişkisini sadece cinsel temele oturtması ve bu açıdan yorumlamasıdır. Bu yüzden kendisine yaklaşan her erkeğin kendisine cinsel olarak ilgi duyduğunu düşünür. Oysa Arthur’un amacı kendisiyle birlikte aynı evde yaşayan diğer kişileri de eyleme geçmeleri için teşvik etmektir:

ARTHUR: […] Nerede kalmıştık?

ALA: Sana aldanmam. Oyununu biliyorum.

ARTHUR: Oyunum basit olarak senin bir kadın olarak toplumdaki konumunun ardında ne yattığını anlamanı sağlamak. Gözlerini açmanı istiyorum.

ALA: Ve giysilerimi çıkarmamı.

ARTHUR: Sıkıcı olma. Bu konuda çıkarlarımızın aynı olduğunu göreceksin- ortak olacağız. Şimdi erkeğin gizli hayali nedir? Baştan çıkarmada yer alan etiketten kurtulmak. Arzulamak ve gerçekleştirmek arasındaki bütün formalitelere adeta gıcık olur.

ALA: Doğru-hayvanlar gibi üzerinize atlarlar- daha yeni tecrübe ettim.

[...]

ARTHUR: Lütfen- bu ciddi bir konu.299

Arthur, bir kadın olarak kendi değerinin farkına varması, çevresinde olup bitenleri görmesi için Ala’ya yardım etmek ister bu nedenle de onu iş birliği yapmaya davet eder. Ancak Ala, Arthur’un bu girişimini kendisine yakınlaşma çabası olarak değerlendirir ve onu umursamaz. Kısacası Arthur’un bütün çabalarına rağmen, Stomil gibi Ala da eyleme geçmez.

Diğer aile üyelerine bakıldığında onların da kâğıt oynamak, yemek ve içmek dışında, Stomil ve Ala gibi herhangi bir eylemde bulunmadıkları gözlenir. Oyunun

298 a.g.e., s. 114.

299 a.g.e., s. 129-130.

başında hep birlikte kâğıt oynayan Eugene, Eugenia ve Eddie’ye, oyunun ortalarında Eleonora ve Stomil de katılır:

[…] Beklemeye devam ederken, ARTHUR saatine bakar ve giderek daha hızlı yürür.

Sonunda karar verir. Hızla koşarak kapının iki kanadını ardına kadar açar, böylece odanın iç kısmının tamamı görülebilir. İzleyen tablo şöyledir: alçakta asılı duran, yuvarlak masanın üzerine güçlü bir ışık yansıtan lambanın altında kâğıt oynayan ELEONORA; EDDIE; EUGENIA ve STOMIL oturmaktadır. STOMIL tam da bir kâğıt atmak üzeredir.300

Böylece Arthur dışında evde yaşayan oyun kişilerinin neredeyse oyun boyunca aralıklarla vakit öldürmek için kâğıt oynadıkları izlenir. Kendileri için faydalı olabilecek hiçbir eylemde bulunmayan Eleonora, Stomil, Eddie, Eugene ve Eugenia’yı ilgilendiren bir başka şey de tamamen fiziksel ihtiyaçlara yönelik olan yeme-içme edimleridir:

EUGENE [köstekli saatini çıkarır] Geç oluyor. Bir şeyler yeme vakti.

ARTHUR: Cevap verecek kimse var mı?

STOMIL: Eleonora, bugün öğle yemeğinde ne var? Hafif bir şeyler istiyorum, midem kötü. Bu konuda kaygılanmanın vakti geldi.

ELEONORA: Evet - hayatım, aynı fikirdeyim. Hayatını düzene koymanın vakti geldi.

Şu andan itibaren sağlığına odaklanacağız. Öğleden sonra - şekerleme ve bir gezinti.

Sabah - deney.

STOMIL: Muhtemelen tereyağında pişirilmiş, veya haşlanmış…301

Arthur’un ciddi konulardan söz etmesi ve eyleme geçmeye çalışması, evdeki diğer kişileri de eylemde bulunmaları için teşvik etmesi hiç kimsenin umurunda değildir. O sanki kendi kendine konuşuyormuş gibi, diğerleri kendi aralarında yeme-içmeden, uyku ve gezintiden söz ederler. Hiçbirinin eylemde bulunmak gibi bir kaygısı veya niyeti yoktur. Özellikle Stomil ve Eleonora gençliklerinde yeterince eylemde bulunduklarını düşünür gibidirler. Artık tek düşündükleri dünyevi istekleri ve fiziksel ihtiyaçlarıdır. Sonuç olarak, oyun süresince eyleme geçmeye çalışan tek oyun kişisinin Arthur olduğu; diğer oyun kişilerinin hiçbir eylemde bulunmadıkları yukarıdaki alıntılarla desteklenmektedir.

300 a.g.e., s. 144.

301 a.g.e., s. 173.

Genel düşüncemiz, kuşaklar ile ilgili davranış ve duygu değiştirilmiştir.

İnsanların çoğu yaşamı; yeme, içme ve bedensel zevkler olarak algılar. Çok azı yaşama bir anlam katar ve uğraş verirler. Bu eserde de roller değiştiğine göre, yaşlandığı halde hala uğraş verenler gibi yaşamın akışına kendilerini bırakanlar da var, hatta çoğunluktadır.