• Sonuç bulunamadı

Tüketim ve Yatırım Malı Olarak Eğitim

BÖLÜM 1: EĞİTİM HARCAMALARI, EKONOMİK BÜYÜME VE GELİR DAĞILIMININ KURAMSAL TEMELLERİ GELİR DAĞILIMININ KURAMSAL TEMELLERİ

1.1. Eğitim Harcamalarına İlişkin Kuramsal Açıklamalar

1.1.1.2. Tüketim ve Yatırım Malı Olarak Eğitim

Konfüçyüs’ün ”Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek; on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik; yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir” (Crowe, 2010: 44) sözü eğitimin önemini en geniş anlamda belirtmesi bakımından önemlidir.

1.1.1.2. Tüketim ve Yatırım Malı Olarak Eğitim

İktisattaki önemli bir ayırım yatırım ve tüketim kavramları arasında yapılan ayrımdır (Woodhall, 1987a: 1). Ekonomik faaliyetlerin nihai amacını oluşturan tüketim, doğrudan fakat kısa süreli yararlar sağlayan mal ve hizmetlerin7

satın alınması veya kullanımı anlamına gelirken, faydası uzun süre devam eden malların/değerlerin elde edilmesi anlamına gelen [yatırım]-üretim ise (Woodhall, 1987a: 1) insanların ihtiyaçlarını doğrudan veya dolaylı karşılayacak mal ve hizmetleri meydana getirme çabası olarak tanımlanmaktadır. İçinde bulunulan veya gelecek zamanda fayda yaratan herhangi bir faaliyet olan yatırım/üretim sonucunda elde edilen ürün, bu ürünü tüketenlere bir fayda sağlamaktadır. Woodhall (1987a:1)’a göre ise hemen hemen tüm harcamalar, sınırları her zaman net olmamakla beraber, hem yatırım hem de tüketim harcamaları olarak sınıflandırılabilmektedir.

Mallar ise kullanılış amaçlarına göre (her ne kadar bu ayırımda sınırlar kesin ve belli olmasa da) yatırım malları (ara mallar) ve tüketim malları olarak ikiye ayrılır. Yatırım malları; tüketim mallarını üretmekte kullanılan ve daha önce insanlarca üretilmiş olan mallar iken, tüketim malları ise insanların ihtiyaçlarını doğrudan doğruya ve derhal karşılayan mallardır.(Özkan, 2004: 22) Ekonomik kuramların genellikle yatırımla ilgili olarak gelir getiren binalar, fabrikalar ve makineler gibi fiziki sermaye yatırımları üzerinde yoğunlaşmalarına karşın pek çok ekonomist, eğitim ve yetiştirilmenin de (training), bilgi ve beceriler şeklinde değerler yaratarak tıpkı yeni bir makineye yapılan bir yatırımın fiziki sermaye stokunun üretim kapasitesini yükseltmesinde olduğu gibi, insan gücünün üretim kapasitesini arttırdığına işaret etmektedir (Woodhall, 1987a: 1). Eğitim sadece tüketim malı ya da yatırım malı veya (Schultz, 1960, 571) [ekonomik yönden bakıldığında] hem tüketim hem yatırım fonksiyonunu yerine getiren bir mal olarak da değerlendirilebilmektedir (Schultz, 1960, 571; Hicks, 1987: 101).

7 İhtiyaçları tatmin etme özelliği taşıyan fiziksel varlıklara mal, maddi özelliği olmayan şeylere ise hizmet denilmektedir.

16 1.1.1.2.1. Tüketim Malı Olarak Eğitim

Eğitimin tüketim malı olarak değerlendirilmesinin nedeni eğitimin insan ihtiyaçlarını tatmin etmeye yarayan bir unsur olmasıdır.(Serin, 1979: 58). Bu bağlamda eğitim harcamaları insan gereksinimlerini karşılayan özelliği bakımından tüketim harcamaları olarak kabul edilmektedir.(Tezcan, 1996: 92)

Sanayileşme ve teknolojinin gelişmesi ile insanların eğitim giderleri sadece maddî değil, manevî doyum kaynaklarına da yönelmekte, bu da insanların zevklerine hitap eden harcamaların sayısını artırarak (Tezcan, 1996: 92) insanların eğitimi, zevkleri için de talep etmelerini beraberinde getirmektedir (Demir, 2006: 12). Bu çerçevede insanlar tüketim niteliğindeki bilgi ihtiyaçlarını, heveslerini karşılamak için, ortak zevk sahiplerinden oluşan dernekler de kurabilmektedirler (amatör spor, fotoğraf, resim, müzik dernekleri gibi). Üyelerin bu çevrelerde kazandıkları eğitim ulusal gelirin bir parçası sayılmamakla birlikte toplumun mutluluğuna katkıda bulunan bir unsurdur.(Bulutoğlu, 1997: 318) İş dışındaki zamanı değerlendirerek, hayattan daha fazla zevk alma ve bizzat eğitim alırken meydana gelen şahsi tatmine yönelik faydası nedeniyle de eğitim bir tüketim malı olarak değerlendirilmektedir (Demir, 2006: 12). Bütün diğer dayanaklı tüketim mallarından8 daha uzun ömürlü bir mal olan eğitim, sürekli olarak kullanılmakla tükenmez. İnsanın yaşamı boyunca kendisinden sürekli olarak yararlandığı bir mal (Tezcan, 1996: 92; Serin, 1979: 58) olması eğitimi diğer tüketim mallarından ayıran özelliğidir. Bu nedenle eğitim harcamalarının tamamını kişisel tatmin sağlama amacı ile yapılmış bir tüketim olarak nitelendirmek doğru olmamaktadır (Serin, 1979, 57-58).

Eğitim malının kullanım amacı da tüketim veya yatırım malı olarak değerlendirilmesinde belirleyici olabilmektedir. Zira genel anlamda tüketim malı olarak kabul edilen birçok malın, kullanım amaçlarına göre yatırım malı niteliğine sahip olduğu, yatırım malı niteliğine sahip olan mal ve hizmetlerin de aynı zamanda tüketim malı niteliğine sahip olduğu görülmektedir.(Demir, 2006: 14) Eğitim hizmetlerinin kişiye sağladığı özel faydaya örnek olarak, ”kaliteli yaşam” ile ilgili temel bilgi ve

17

becerilerin kazandırılması gösterilmektedir. Marshall (1959) bu durumu, eğitimin bir tür tüketim malı gibi değerlendirildiği şeklinde açıklamaktadır (Şener, 1987: 11).

1.1.1.2.2. Yatırım Malı Olarak Eğitim

Genellikle fiziki sermaye yatırımlarını tamamlayarak daha üretken hale getirmesi, verimliliği etkileyerek ekonomik büyümeye de katkı sağlaması dolayısıyla eğitim harcamaları salt bir tüketimden ziyade verimli bir yatırım olarak değerlendirilebilir (Psacharopoulos ve Woodhall, 1985: 22).

Eğitim kademelerine göre de yatırım ve tüketim malı ayrımı yapılabilmektedir. Gerçekte eğitim kademeleri ve türleri arasında kesin bir ayırım yapacak ölçüt olmamasına karşın, genel bilgi ve kültürel değerlerin yayılmasının aracı olan (Baykal, 2006: 57) temel eğitim ve klasik orta öğretim harcaması, eğitimin tüketim yönünü ortaya koymaktadır (Baykal, 2006: 57; Şener, 1987: 20). Temel eğitim hizmetleri kişiye müzik, spor, edebiyat ve sanat dallarında bilgi ve beceri kazandırarak, kişiyi daha kaliteli bir yaşam biçimine hazırlamaktadır. Böylece, eğitim hizmetleri kişilerin fayda fonksiyonlarına diğer tüketim malları gibi girerek, özel fayda yaratmaktadır.(Şener, 1987: 11) Bunun yanı sıra temel eğitim, modern işletmelerdeki çalışanlar için okuma-yazma, hesap yapma avantajlarının yanı sıra disiplinli çalışma alışkanlıkları da sağlamakta ve daha ileri eğitime ilgiyi/hevesi artırmaktadır (WB, 1980: 48). Teorik bilgi ile donatılmış işgücü yetiştirmek amacı ile verilen mesleki ve teknik orta öğretim ile yükseköğretim için yapılan harcamaları ise eğitimin yatırım yönünü ortaya koymaktadır (Baykal, 2006: 57; Şener, 1987: 20). Teknik ve mesleki eğitimin özellikle sanayileşmede ve klasik eğitimin ise, bir ülkenin kültürel ve sosyal yönden kalkınmasında önemli rol oynadığı görülmektedir (Şener, 1987: 20). Din eğitimi, toplumca benimsenen davranışları oluşturduğu ve vatandaşların üretim kapasitelerine etki eden çalışma moralinin arttırılmasına etkisi olduğu takdirde yatırım olarak kabul edilmekte, bahsedilen etkiyi göstermediği takdirde eğitimin tüketim yönüne en güzel örneği oluşturmaktadır. Askeri eğitim ise daha iyi asker yetiştirilmeyi hedef alıyor ise yatırım olarak kabul edilebilir. Askeri eğitimin yatırım olup olmadığı konusunda sağlam bir ölçüt olmamasına karşın sivil hayata dönenlerin verimliliğinde bir artış sağlıyorsa toplum açısından yatırım kabul edilebilir. Ayrıca, bir ticari işletme bünyesinde